18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2010 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Rusya Büyükelçisi İvanovskiy, Gülen okullarõnõn eğitim programõnõn kendi ülkelerine uygun olmadõğõnõ söyledi Renkli devrimler dönemi kapandõ Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy ile Başbakan Erdoğan’õn son Moskova ziyareti üzerine ikili ilişkileri, gelişen enerji projelerini konuşuyoruz. İvanovskiy projeleri geliştirmekte zaman zaman sõkõntõlar oluştuğunu ancak bunlarõn karşõlõklõ güvenle aşõldõğõnõ anlatõyor. Türkiye’nin dünyada çok önemli bir ülke olduğunu vurgulayan İvanovskiy, özellikle nükleer enerji alanõnda yeni işbirlikleri oluştuğunu anlatõyor. Eski Sovyet cumhuriyetlerinde bir zamanlar renkli devrimler yapanõn kim olduğunu çok iyi bildiğini anlatan İvanovskiy, artõk o dönemin kapandõğõnõn altõnõ kalõn hatlarla çiziyor. Rusya’nõn Gülen Okullarõ’na neden sõcak bakmadõğõ soruma da, “Çünkü bizim eğitim sistemimizin dışına çıkıp kendi ders programlarını uygulamak istiyorlar. Bir de dini öğeleri var” yanõtõnõ veriyor. - 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Rusya’nın gücünü kaybettiği varsayıldı. Ama 2000’li yılların başından itibaren Rusya toparlandı. Bugün Rusya Avrasya Bloku’nun lideri durumunda. Türkiye’nin son zamanlarda ABD ekseninden Avrasya eksenine kaymakta olduğu görüşlerine ne diyorsunuz? V.İ. - Modern Türkiye’nin bugünkü dünyada stratejik, jeopolitik rolü çok büyük. Ben Türkiye’nin hiç kimsenin ekseninde olduğunu düşünmüyorum. Türkiye artõk obje (nesne) değil dõş politikanõn süjesi (özne). - Peki, Türkiye bu öneminin farkında mı sizce? - Bakõn, Türkiye süje değil obje dedim. Özellikle de bu bölgede siz öncü rolü oynuyorsunuz. En azõndan ben, hükümetim, ülkem böyle düşünüyoruz. Ortaklığımız üçüncü ülkelere yönelik değil - Türkiye’nin, Rusya’nın stratejik ortağı olduğu görüşü var. Bu ne anlama geliyor? - Biz güzel, iyi, güvenilir ortağõz. Pek çok konuda ve yönde iki ülkenin çõkarlarõ örtüşüyor. Bizim ilişkilerimiz bize aittir. Üçüncü bir tarafa yönelik değildir. İleride ne olacağõnõ kimse bilemez. İnşallah iyi olacak. Ama ben bu üç ana hususu vurgulamak istiyorum. Hem ikili hem uluslararasõ platformlardaki ilişkilerimizde biz güzel, iyi, birbirimize güvenen ortaklarõz. Bizim ortaklõğõmõz ve işbirliğimiz üçüncü bir tarafa yönelik değildir. Öbür ortaklarõmõzõn da bunu gördüklerini ve desteklediklerini düşünüyorum. - Eski Sovyet cumhuriyetlerinin bir bölümünde Amerikalı spekülatör Soros destekli olduğu söylenen birtakım renkli devrimler yapıldı. Ancak bu durum değişiyor gibi görünüyor. Hatta son olarak Ukrayna cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda sadece Yanukoviç ve Timoşenko çekişince Batı basını “Seçimleri Putin kazandı” yorumunu yaptı. Buna ne diyorsunuz? - Ukrayna seçimlerini şimdilik yorumlamak istemiyorum. Hele bir ikinci tur seçimlerin sonuçlarõnõ görelim. Ondan sonra bu konuda bir şeyler söyleyebiliriz. İkinci husus renkli devrimler ki bu söyledikleriniz doğru. Renkli devrimlerin dönemini yaşadõk. Bu renkli devrimleri Soros mu yoksa başka kaynaklar mõ, kimler destekledi? Şimdilik bu konuyu fazla karõştõrmayalõm. Çünkü bu konu çok karmaşõk. Ama sizin de söylediğiniz gibi artõk o dönem, yani renkli devrimler dönemi geçti. Olaylarõn gelişimi bu renkli devrimlerin ömrünün pek de olmadõğõnõ ispat etmiştir. Sonuçta halklar, milletler her şeyi anlõyor ve son kararõ da onlar verecektir. Biz benzer durumlarõ, zamanõnda Balkanlar’da, Ukrayna’da gördük. Balkanlar’da bunun gibi devrimlere bizzat şahit olduk. Oralarda neler olduğunu çok iyi anlõyoruz. Bu devrimlerin arkasõnda kimin olduğunu, bunlarõ kimin yönettiğini biliyorum. Umarõm bunun gibi projelerin dönemi bitmiştir. Biz artõk 21. yüzyõlda yaşõyoruz. Uluslararasõ politikada bambaşka bir dönem başladõ. Türkiye’nin dõş politikasõnõn artõk bu kadar aktif olmasõ da sanõrõm benim söylediklerimin bir kanõtõdõr. Dünyada Türkiye’nin dõş politikadaki rolünü dikkatle izlemeyen bir ülke var mõ? Sanõrõm yoktur. Başka şekilde düşünenler varsa zamanõ gelince ne kadar hatalõ olduklarõnõ göreceklerdir. Çünkü benim görüşüme göre artõk dünya çok merkezli bir hale geldi. Sadece politikada değil, ekonomide de durum böyle. Birkaç yõl önce sekiz ülkeden söz ediyorduk. Bugün artõk 20 ülke oldu. Süreçler o kadar hõzlõ gelişiyor ki biz bile bunlarõ takip etmekte bazen zorlanõyoruz. Ukrayna’ya geri dönersek... Ukrayna’yla çok uzun bir sõnõrõmõz var. Halklarõmõz birbirine çok yakõn. Bu durumda birbirimizle kavga etmek bize göre son derece akõlsõzca bir iştir. - Renkli devrimleri yapanı ve yöneteni biliyorum, dediniz. Kim yaptı bunları? - Diplomaside ve politikada hiçbir şey öyle parmakla gösterilmez. Onlar kim olduklarõnõ çok iyi biliyorlar. Sonuçta iç ve dõş politikalarda objektif gelişmelerin olduğunu düşünüyorum. Bizim hem Sovyet hem Rusya döneminde ABD’de 30 yõldan fazla görev yapan Dobrinin isimli bir büyükelçimiz vardõ. Onun kitabõnõ okuyorum. Dobrinin beş ABD başkanõyla çalõştõ. Sovyet ve Rus diplomasisinin en büyük şahsiyetlerinden birisidir. Kitabõ okurken şunu anladõm: Dünyada tarih hep tekerrür ediyor. Sadece bazõ ayrõntõ değişiklikleri var. Ortamlar değişiyor ama sorunlar aynõ kalõyor. - Türkiye-Rusya ilişkilerine gelirsek... Başbakan Erdoğan’ın son Rusya ziyaretinde önemli anlaşmalar imzalandı. Kâğıda dökülmeyen ama sözlü olarak uzlaşmaya varıldığı duyurulan karşılıklı vizenin kaldırılması konusu var. Vize gerçekten kalkacak mı? - Taraflarõn bu konuyla ilgili isteği, iradesi vardõr. Vizenin kaldõrõlmasõnõn üzerinde çalõşacağõz. Bu konuda Başbakanõmõz Putin, Dõşişleri Bakanlõğõmõzõ biraz eleştirdi. “Bürokratlar yüzünden bu konu çözülmüyor” dedi. Vizeyi kaldırmak için çalışıyoruz - Yani Putin iyi polisi oynarken Dışişleri bürokratlarını kötü polis olarak mı gösterdi? - Aynen öyle. Bu konuda pek çok husus var. Bu hususlar sadece Dõşişleri Bakanlõğõ tarafõndan değil, başka kurumlar tarafõndan da halledilmelidir. Ama Cumhuriyet gazetesi için sorun yok. (Bunu söylerken bir kahkaha atõyor.) Vizenin kaldõrõlmasõ bir süreci gerektiriyor. Biz bu konuyu geçen yõl da görüştük. Burada Türkiye ve Rusya’nõn biraz farklõ yaklaşõmlarõ var. Sadece Türkiye ve Rusya arasõnda değil, vize konusunda üçüncü ülkelerle de sorunlar var. Çünkü kimi ülkelerden Rusya üzerinden Avrupa’ya kaçak göçmenler gidiyor. Ondan sonra da Rusya’yla Avrupa ülkeleri arasõnda sorunlar çõkõyor. Türkiye’den de gidenler var. Sonra da Avrupa ülkelerinden bunlarõn geri gönderilmesi (re-admission) sorunu çõkõyor. O zaman Rusya’yla Türkiye arasõnda bu geri göndermelerle ilgili de bir anlaşmanõn imzalanmasõ gerekiyor. Ayrõca Orta Asya ülkelerinden binlerce kişi Rusya’ya göç etmek istiyor. Türkiye’den on binlerce işçi Rusya’da çalõşõyor. Özetlemem gerekirse, bu konuda başbakanlarõmõzõn talimatlarõnõ aldõk ve çalõşmaya başladõk. Sanõrõm Devlet Başkanõmõz Medvedev’in Türkiye ziyaretinden önce, yani bu yõlõn ilkyarõsõnda vizenin kaldõrõlmasõyla ilgili kapsamlõ istişareler yapõlacaktõr. En önemli nokta da bu. Bu istişarelerin yapõcõ geçeceğini biliyorum çünkü bu istişareler uzmanlar arasõnda geçecek. En önemlisi de bu işe başlamak. Başbakanõnõzõn Moskova ziyaretinde ulaştõrma bakanlarõ da görüştüler. Türk Havayollarõ ve Aeroflot’un Moskova, St. Petersburg, Yekaterinburg, Kazan, Soçi Ufa, Antalya ve İstanbul arasõnda günde altõ seferi var. Bunlara charter seferlerini de ekleyin.Yeni uçak seferleriyle daha çok insan birbirlerinin ülkelerine gidiyor ve karşõlõklõ ilgi artõyor. Bana göre bu, ilişkilerimizin iyiliğinin en somut göstergesidir. - Erdoğan’ın Moskova ziyaretinde enerji anlaşmaları imzalandı. Basına yansıdığı kadarıyla nükleer santral yapımı anlaşması öne çıktı. Haberlere göre altı nükleer santralın yapımı söz konusu. - Enerji konusunda basõnda doğru olmayan bilgiler yer aldõ. Moskova’da nükleer enerjiyle ilgili ortak bildiri, Enerji Bakanõnõz Taner Yıldız ve Başbakan Yardõmcõmõz İgor Seçin tarafõndan imzalandõ. Ortak bildiride iki tarafõn şöyle bir iradesi beyan edildi: Nükleer santral inşaatõ için devletler arasõ anlaşmanõn hazõrlanmasõ amacõyla ortak çalõşma gruplarõ kurulacak, görüşmeler başlayacak. Ortak bildiriye göre bu ayõn sonuna kadar görüşmelerin başlamasõ gerekiyor. Anlaşabilirsek ve böyle bir anlaşma hazõrlanõrsa bu anlaşmanõn taslağõnõn iki ülke parlamentolarõ tarafõndan onaylanmasõ gerekecektir. Anlaşma onaylanõrsa santralõn temel atma törenine birlikte katõlacağõz. Bu tabii ki zor ve çok kapsamlõ bir proje. Ama iki taraf da prensipte uzlaşmaya vardõ. İş artõk ayrõntõlara kaldõ. Ama bu işin kolay olmadõğõnõ vurgulamak istiyorum. Gelecek hafta Moskova’dan uzmanlardan oluşan bir heyet bekliyoruz. Artõk laf bitti. İşe başlamõş olduk. Artõk piyasayõ öğrendik, akõl hocasõna ihtiyacõmõz yok - Rusya’nın Türkiye’deki öteki enerji işbirliği faaliyetlerini anlatır mısınız? - Aralõkta İskenderun’a gittim. Orada Rus-Türk işbirliğiyle büyük bir demir çelik fabrikasõ projesi gerçekleştiriliyor. Özellikle o bölge için iyi enerji kaynaklarõ oluşturulmasõ gerektiğini görüyorum. Bunu pek sorup yazan yok ama aslõnda çok ciddi bir konu. İskenderun’daki, dünyanõn en çağdaş teknolojilerinin kullanõldõğõ demir çelik fabrikalarõndan birisi olacak. Maliyeti iki milyar dolardan fazlaya çõkõyor. Bu projeye İtalya da katõlõyor. Türkiye üretilecek çeliği yurtdõşõna da ihraç edecek. Bu, ekolojik dengeyi yüzde yüz gözeten bir fabrika olacak. Hiçbir şekilde çevre kirliliği yaratmayacak. Elektrikle çalõşacak. - Bu proje ağustosta İtalya Başbakanı Berlusconi’nin de katılımıyla Başbakanınız Putin’in ziyareti sırasında mı imzalandı? - O ziyarette Samsun-Ceyhan boru hattõyla ilgili bir anlaşma imzalandõ. Biz İtalyanlarla birlikte bu projeyi gerçekleştireceğiz. Samsun-Ceyhan’õn da ciddi biçimde elektrik enerjisine ihtiyacõ olacak. O kadar çok projemiz var ki. Size anlattõğõm demir çelik fabrikasõ 2010’un Aralõk ayõnda faaliyete geçecek. Öte yandan petrolü Samsun-Ceyhan’dan vereceğiz. Bu bizim ortak projemiz olacak. Biz petrolü vermezsek ne siz ne de biz para kazanabileceğiz. Öyle bir sürece girdik ki bütün çõkarlarõmõz örtüşüyor. Enerjiyi en çok şunun için konuşuyoruz: Çok basit. Bizde kaynaklar var. Türkiye de enerji transit yollarõ üzerindeki ülke. Burada karşõlõklõ bir güven ortamõ da oluştu. Birileri bunu uydurmuyor. Çünkü bu doğal bir süreç. Bütün projelerimizi gerçekleştirirsek birbirimize o kadar bağlõ hale geleceğiz ki birbirimizden ayrõ çalõşmamõz düşünülemeyecek. Bu da ilişkilerimizin güvenilirliğinin en iyi garantisidir. Bazõlarõ, “Moskova’nın bazı emelleri var. Birilerini by-pass etmeye çalışıyor” diyorlar. Sonuçta iş var, piyasa var. Bazõlarõ bir zamanlar pazarõ bize öğretiyorlardõ. Ama biz çok çabuk öğreniyoruz. - Rubleyle ticaret nasıl gelişiyor? - Reel olarak artõk dört Türk bankasõ rubleyle çalõşõyor. Bu dört bankada bir milyar ruble toplandõ. Maliye Bakanlõğõ, Hazine gibi kurumlar şimdilik buna karõşmõyor ve bu sistem çalõşõyor. İnşallah da çalõşmaya devam edecek. Bu süreç bürokratik işlemlerden daha hõzlõ gelişiyor. Müzakerelersadecebir nükleersantralõiçeriyor - Yıllar önce bir Çernobil faciası yaşandı. Nükleer santrallar ne kadar güvenli? Rusya’nın bu konuda aldığı ne gibi önlemler var? - Güvenlik konusunu konuşmaya başlarsak o zaman sokağa çõkmaktan da çekinmemiz lazõm. Evet, Çernobil gibi üzücü bir tecrübe yaşadõk. Ama bu gibi acõ olaylar tekrarlanmasõn diye ciddi teknolojiler geliştiriyoruz ve kullanõyoruz. Bakõn, bugün Fransa’da enerjinin yüzde 70’i nükleer santrallardan elde ediliyor. Rusya’da 20 nükleer reaktör inşaat halinde. Bunlarõn faaliyete geçmesiyle Rusya’da elektriğin yaklaşõk yüzde 30’u nükleer enerjiyle üretilecektir. Dünyada enerji kaynaklarõ sõnõrlõ. O nedenle geleceğimizi düşünerek ona göre önlem almak zorundayõz. Tabii ki nükleer teknoloji Çernobil’den sonra çok gelişti. Rus Atom Enerjisi Kurumu olan Rosatom, Alman Siemens şirketiyle bir stratejik işbirliği anlaşmasõ imzaladõ. Birlikte çağdaş ve son derece güvenli bir teknoloji ürettiler. Rosatom ve Siemens şimdi ortaklaşa Hindistan’da nükleer santral inşa edecekler. Öte yandan Türkiye’de inşa edilecek nükleer santrallarõn sayõsõyla ilgili karõşõk bir durum var. Bazen haberlerde bunlarõn sayõsõnõn altõ olduğu yazõlõyor. Türkiye’yle Rusya arasõndaki şu andaki görüşmeler sadece bir santralla ilgili. İhale şartõna göre bu santral 4.8 megavat olacak ve dört bloktan oluşacak. Bundan sonra ikinci nükleer santral Sinop’a inşa edilecek. Ama bunu Rusya mõ yoksa başka bir ülke mi yapacak? Türk tarafõ kimi bulacak? O belli değil. - İhale şartı dediniz. Bizim basında çıkan kimi haberlere göre iki santral ihalesiz yapılacakmış. Siz bu konuda ne diyeceksiniz? - Bunu Türk tarafõna sormak lazõm. Ama sonuçta mahkemece ihale iptal edildi. Anlaşõldõğõ kadarõyla ihale şartlarõ uygun değildi. Bize öyle dediler. Biz de öyle kabul ettik. Sonuçta bu birkaç milyar dolarlõk bir konu. Bu işbirliği hem Türkiye hem Rusya için avantajlõ. Yeni teknolojiler üretilecek. P O R T R E VLADİMİR İVANOVSKİY 1948 doğumlu. Yükseköğrenimini Moskova Uluslararasõ İlişkiler Devlet Enstitüsü’nde yaptõ. 1977’de diplomasi kariyerine başladõ. Sovyetler Birliği döneminde Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn çeşitli kademelerinde çalõştõ. Daha sonra Sovyetler Birliği dağõlõp Rusya Federasyonu kurulunca 1997-98 arasõ Rusya’nõn İstanbul Başkonsolosu oldu. 2000-2002 arasõ Makedonya, 2002-2004 arasõ Yugoslavya büyükelçisi olarak görev yaptõ. 2004-2007 arasõ geniş yetkiyle donatõlmõş büyükelçi olarak görevlendirildi. Mart 2007’de Ankara’ya büyükelçi olarak atandõ. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - Avrasya ülkelerinde çok yaygın faaliyet gösteren Gülen okulları var. Rusya’nın bu okullara pek sıcak bakmadığı haberleri geliyor. Bu haberler doğru mu? Doğruysa Rusya neden sıcak bakmıyor? - Her ülkede o ülkenin mevzuatõna uygun bir eğitim sistemi vardõr. Türkiye için de durum aynõ. Örneğin diplomasõ Türk eğitimine uygun olmayan hiçbir yabancõ öğretmen Türkiye’deki eğitim kurumlarõnda çalõşamaz. Buna ek olarak bütün öğretmenler o ülkenin eğitim bakanlõğõnõn hazõrladõğõ eğitim sistemine göre eğitim vermeli. O zaman onlar benim ülkemde bana, “Kızlar erkeklerden ayrı sınıflarda okuyacaklar” niye diyorlar? Ayrõca bizim Eğitim Bakanlõğõmõzõn onayladõğõ eğitim sisteminden başka birkaç ders ya da farklõ bir sistem konulmak isteniyor. Öğretmenler Rusya Federasyonu’nda geçerli olmayan diplomalarla öğretmenlik yapmaya çalõşõyor. O okullarda eğitim programõ bizim Rus okullarõnõn eğitim programõna uygun değil. O okullarõn faaliyetlerinde dini bir öğe de var. O okullarõn verdikleri diplomalarõn bizim bakanlõğõmõz tarafõndan onaylanmasõ gerekmektedir. Aksi takdirde geçerli olmayacak. Zaman zaman da eğitimle ilgili kendi görüşlerini empoze etmeye çalõşõyorlar. O zaman da biz bunu sakõncalõ görüyoruz. Sayõn Erdoğan’õn iki tarafõn işbirliğiyle üniversite düzeyinde bir devlet eğitim kurumu kurulmasõ önerisi var. Biz buna hazõrõz. Bu söylediğiniz okullar şu anda Rusya’da faaliyette. Ama onlardan sertlikle şunu talep ettik: Siz eğitim sistemimize uyun. Renkli devrimlerin arkasõnda kimin olduğunu, bunlarõ kimin yönettiğini biliyorum. Umarõm bunun gibi projelerin dönemi kapanmõştõr. Gülen okullarõnõn eğitim programõ, Rus okullarõnõn eğitim programõna uygun değil. O okullarõn faaliyetlerinde dini bir öğe de var. GÜLEN OKULLARI BİZE UYMAZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle