18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 20 OCAK 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Ekonomi Gündeminde Üç Yeni Veri Geçen hafta içerisinde ulusal ekonomiye ilişkin üç yeni veri seti yayımlandı: TÜİK, sırasıyla sanayi üretimi kasım ayı endekslerini, sonra da işgücü istatistiklerini yayımladı. Hafta sonunda da Maliye Bakanlığı 2009 yılı uygulama sonuçlarını değerlendiren bir sunum gerçekleştirdi ve 2009 yılı bütçe performansını açıkladı. Bu üç veri setini ayrı ayrı birer yazıda ele almak yerine, bir bütün olarak değerlendirmenin daha uygun olacağını düşündüm. TÜİK verilerine göre sanayi üretimi kasım ayında ekime göre yüzde 8.6, bir önceki yıla görece de yüzde 2.3 daralma gösterdi. Eğer verileri, krizin Türkiye ekonomisini daha şiddetli etkilemeye başladığı Ekim 2008 tarihinden itibaren izlersek, sanayi üretiminin kasım ayı itibarıyla yüzde 4 daha düşük düzeyde kaldığını görmekteyiz. Aşağıdaki şekilde sanayi üretiminin Ekim 2008’den bu yana seyri gösterilmektedir. Kaynak: TÜİK. Ancak şekilden izlenen veriler bir olguyu daha açıkça sergilemektedir: Türk sanayii krizden dalgalanmalar biçiminde etkilenmeye devam etmekte; “toparlanma başladı” diye adlandırılan süreç süreklilik göstermemektedir. Sanayi sektörü, inişli çıkışlı, yavaş ve uzun süreli durgunluk/genişleme çevrimleriyle bezenmiş bir seyir izlemektedir. İşgücü piyasasına ilişkin veriler de toparlanma sürecinin bu inişli çıkışlı çevrimini doğrulamaktadır. TÜİK verilerine göre ekim ayında (eylül-ekim- kasım ayı ortalaması) işsizlik oranı yüzde 13 olmuştur. Bu rakama “iş aramayıp çalışmaya hazır olanların” da eklenmesi durumunda toplam işsizlik oranı yüzde 19.1’e çıkmaktadır. Söz konusu oranın 2008 ortalaması yüzde 17.4 idi. Toplam istihdam içerisinde tarım ve hizmetler sektörleri işgücü fazlasını emen birer supap görevi üstlenmiş gözükmektedir. İmalat sanayii istihdamı ekimde eylül ortalamasına görece yüzde 1.3 oranında artış gösterebilmiş ve 4 milyon 79 bin kişiye ulaşmıştır. Ancak söz konusu rakam hâlâ Ekim 2008 düzeyinin (4 milyon 250 bin kişi) yüzde 4.2 oranında altındadır. Ekim 2008’e görece, sanayi sektörünün toplam istihdam içerisindeki payı yüzde 1.3 puan azalmış; buna karşın tarım sektörünün payı 0.8 puan, hizmetlerin ise 0.3 puan artmıştır. Aşağıdaki şekilde de 2008 başından bu yana istihdamın tarım ve sanayi sektörlerindeki gelişimi izlenmektedir. Kaynak: TÜİK Şekilden de izlenebileceği üzere, tarım istihdamı mevsimsel özelliklere bağlı olarak dalgalanmalar göstermekte, ancak bir bütün olarak 2008-krizi öncesi istihdam düzeyini korumaktadır. Sanayideki dalgalanma ise doğrudan doğruya kriz konjonktürüne bağlı olup, yaratılmış olan istihdamın da “kalitesine” ilişkin sorunları (düşük ücretli ve yarı zamanlı, sosyal güvenlikten yoksun, enformalleştirilmiş istihdam) bizlere anımsatmaktadır. Son olarak kamu sektörü mali dengelerine ilişkin verileri kısaca değerlendirelim. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sunumunda geçen verilere göre, 2009 yılında bütçe gelirleri 2008 yılına göre yüzde 2.6; harcamalar ise yüzde 18.8 artış göstermiştir. Böylece 2009 yılı bütçe açığı 52 milyar TL’ye ulaşarak, 2008’e görece yüzde 300 düzeyinde artmıştır. Maliye Bakanlığı söz konusu bütçe açığını DPT’nin ağustos ayında sunduğu Orta Vadeli Program belgesindeki bütçe tahminleriyle karşılaştırmakta ve 2009 yılında bütçe performansının aslında iyileşmekte olduğunu savunmaktadır. (OVP tahminlerinde göre 2009 yılı bütçe açığı 62.8 milyar TL olarak beklenmekteydi.) Oysa gerçekten yapılması gerekli olan karşılaştırma, 2009’un başında bütçe kanununda öngörülen tahminler ile 2009 yılı gerçekleşmeleri arasında olmalıdır. Böylesi bir karşılaştırmaya göre, 2009 yılında bütçe gelirleri, bütçe kanununda geçen hedeflerin yüzde 13.6 gerisindedir. Harcama gerçekleşmeleri ise kanun hedefini yüzde 1.9 aşmıştır. Böylelikle, bütçe kanununda 13.3 milyar TL olarak hedeflenen bütçe açığı, hedefin 4 mislini aşmıştır. 2009 Bütçe Tasarısı geride bıraktığımız yıl için yüzde 4’lük büyüme varsayımları ile hazırlanmıştı. 2009’un neredeyse ilk yarısına kadar değiştirilmeden ve sorgulanmasına izin verilmeden sürdürülen bu hayal dünyası, şimdi gerçeklerle yüzleşmekten kaçınmaya çabalamaktadır. [email protected] Bir katili davul zurna ile karşılayıp, 5 yıldızlı otelde ağırlayan, ağzından çıkacak sözcüklere milyonlarca dolar para teklif eden zihniyetlere… 12 yaşındaki bir kız çocuğunu erkek arkadaşına yazdığı mektup yüzünden okula ve tüm köye rezil ederek ölmeye iten çarpık anlayışa… Hrant Dink’in katledilişinin ardından 3 yıl geçmesine karşın “cinayete yol açan veya göz yumanların hâlâ korunduğu” ortama… Çalışacak iş bulamayıp ya da işten çıkartılıp, borçları utançlarını artık göğüsleyemeyecek hale gelerek canlarına kıyan mağdurlara…. Ve bu ülkede yaşanmakta olan onca çarpıklıklara karşı sessizliğini hâlâ sürdüren toplum “öğrenilmiş çaresizlik” kıskacında değil de nedir? Çaresizlik psikolojide “Elimizde olmadan gelişen olaylar karşısında, elden bir şey gelmeden öylece bakakalmak, çözüm üretememek” olarak tanımlanır. Öğrenilmiş çaresizlik ise bir nevi kabullenme durumudur. Kontrol edemediği çevre ve olaylarla durmaksızın karşı karşıya gelen insanlar, içlerinde bulundukları durumu değiştireceklerine olan inançlarını yitirirler. Bir anlamda kendilerini pasifize etmeye başlarlar. Öğrenilmiş çaresizlik, çaresizlikten çok daha tehlikeli bir durumdur. Ve ne yazık ki Türkiye’de “öğrenilmiş çaresizlik” duygusu her geçen gün artıyor. İş aramaktan yorulup pes eden üniversite, hatta yüksek lisans diplomalı Fatma ve Uğur artık kira parasını bile denkleştiremez hale gelince ortak evlerini dağıtıp farklı kentlerdeki ailelerinin yanına gitmek zorunda kalıyor. Gelecek için umutları giderek yok olarak… Gündelikçi Ayşe haftada bir gittiği işe artık iki haftada bir çağrılıyor, üstelik 2 haftalık işi bir günde yapması için zorlanıyor. Çaresiz. Karşı çıkamadığı için mecburen çalışıyor. Yük o kadar ağır ki, beli tutuluyor. Ve bir daha toparlayamıyor. Diğer gündelik işlerini de kaybediyor. Sigortası yok, doğru dürüst tedavi bile olamıyor. Kimden, ne için, nasıl hesap sorabileceğini bile düşünmüyor. AKP durumdan istifade bütçeyi denkleştirebilmek için elini yurttaşın cebinden çıkarmıyor. Dolaylı vergilerin yüzde 80’leri bulmasına kimse ses çıkarmıyor, isyan bayrakları dalgalanmıyor… İstanbul’da bir meslek lisesinde okuyan 9 çocuklu Kürt kökenli çok yoksul bir ailenin çocuğu olan Mahir bir holdingin açtığı burs kampanyasını tesadüfen öğrenip başvuruda bulunuyor. Ancak kimi “işgüzarlar” dosyayı iletmiyorlar. Sebebi ise sadece Kürt kökenli oluşu. Kimileri durumu onaylamıyor olsalar da, Mahir’in hakkını koruyacak kimse ortaya çıkmıyor. Herkes sessizliğini koruyor. Peki “Öğrenilmiş Çaresizlik” kıskacından nasıl çıkılır? Böyle durumlarda iki çıkış yolu vardır: Dayanışma halinde olmak ve tepkiyi dile getirmek. Bunun için öncelikle insanın kendi kabuğundan dışarı çıkması, “Aman bana ne?” ya da “Ben ne yapabilirim ki?” düşüncesini bir kenara atması gerekmektedir. Arkası bir şekilde gelir. TEKEL işçilerinin dünden itibaren açlık grevine dönüşen hak arama mücadeleleri ve sağlık çalışanlarının eylemleri bugünlerde ateşlenen iki önemli fitil. Onlarla dayanışma halinde olmak, çoğalarak seslerini duyurmalarına yardımcı olmak, yapabileceklerimizden yalnızca ikisi. Mağdurun, haklı olup hak arayanın yanında olmaya, toplumsal baskılara direnmeye, şiddete dur demeye, rüşvete, adam kayırmaya karşı ses çıkarmaya başladığımız zaman öğrenilmiş çaresizlik sarmalından da sıyrılmaya başlayabiliriz. Yazımı yazarken, bir dost, Yavuz Can Yazıcı aradı. “Mehmet Ali Ağca’nın basın toplantısına basının ilgi göstermemesi için her yeri arıyorum, tüm gazete ve televizyonlara not bırakıyorum. Bu adama prim verilmesine tahammül edemiyorum” dedi. Yazıcı en azından doğru olduğunu düşündüğü bir konuda harekete geçti ve bir çaba sarf etti. Umarım ses getirir. ‘Öğrenilmiş Çaresizlik’ Kıskacından Kurtulabilir miyiz? ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlõğõ tüm emekli işçilerin aylõklarõna ocakta yüz- de 4.62 oranõnda ilave yapõldõ- ğõnõ belirterek, bunun üstünde artõş almasõ gereken, 1298 li- radan az aylõk alan emeklilerin artõş farklarõnõn yasal süreçten sonra yatõrõlacağõnõ bildirdi. SGK’den yapõlan yazõlõ açõkla- mada, şöyle denildi: “SGK’den 4a (SSK) ve 4b (BAĞ-KUR) kapsamında ge- lir ve aylık alan emeklileri- mize 2010 ocak ödeme döne- minde 1298 TL’ye kadar ay- lık alanlara seyyanen 60 TL; bu tutarın üzerinde aylık alanlara da yüzde 4.62 ora- nında artış yapılması öngö- rülmüştür. Şubat ayı ödeme döneminde, öngörülen zam- lı aylıkları ile ocak ayına ait fark tutarları ödenecektir.” Emekli zammı gecikiyor Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ortak hareket etmek, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün Türkiye’nin geleceğinde stratejik önceliğini sahiplenmek ve bunu devlet politikalarõnõn içine yerleştirmek için başlattõğõ inisiyatifi hayata geçirmek için bir dizi çalõşma grubu oluşturdu. Söz konusu komisyonlar, yeni medya, telekom, bilgi teknolojileri ile donanõm ve tüketici elektroniği dallarõnda, kamu ilişkileri, insan kaynaklarõ ve eğitim, mevzuat ile kurumsal kaynak oluşturma konularõnda ortak çalõşmalar yürütecekler. Bu çerçevede “Türkiye’nin 2023 yılında ilk 10 ekonomi içinde” yer almasõnõ sağlayacak en stratejik 5 sektörden birinin kesinlikle bilişim olmasõ anlayõşõnõ yerleştirmeyi hedefleyen Strateji Komisyonu’na Serdar Uçar başkanlõk edecek. Yõldõz Holding Ambalaj, Bilişim ve Gayrimenkul Grup Başkanõ Cahit Paksoy, sektördeki düzenleme eksikliklerini gidermek amacõyla sektöre ilişkin sağlõklõ verileri derleyecek ve ilk sonuçlarõ bu yõlõn 3. veya 6. ayõnõn sonunda paylaşacak “Bilgi Merkezi Komisyonu”nu yönetecek. Intel Türkiye Genel Müdürü ve Yeni Medya Komisyonu Başkanõ Çiğdem Ertem Yeni Medya Komisyonu’na, Prof. Kemal Cılız Telekomünikasyon Komisyonu’na, Mehmet Nalbantoğlu Bilgi Teknolojileri Komisyonu’na, İbrahim Özer Donanõm ve Tüketici Elektroniği ile Mevzuat komisyonlarõna, Turgut Gülsoy, Levent Kızıltan ve Aydın Ersöz ekibi Kamu İlişkileri Komisyonu’na, Ekrem Yener İnsan Kaynaklarõ ve Eğitim Komisyonu’na, Ali Güven Kurumsal Kaynak Komisyonu’na, Mustafa Çağan da Üye İlişkileri Komisyonu’na başkanlõk edecek. Toplantõda söz alan Koç Bilgi Grubu Genel Müdürü ve Bilgi Teknolojileri Komisyonu Başkanõ Mehmet Nalbantoğlu, “Teknoloji sektöründe hep fırsat dalgaları var. Bu dalgalarla ilgili olarak Türkiye’de biz maalesef o büyük dalgayı yakalayıp, o dalganın üzerine binip, uluslararası arenada bir rekabet gücü oluşturamadık bugüne kadar” diye konuştu. Çiğdem Ertem de Türkiye’nin online popülasyonda Avrupa 7.’si, internette geçirilen zaman sõralamasõnda ise dünya 3.’sü olduğunu belirtti. Sabancõ Holding Enerji Grubu Başkanõ Selahattin Hakman’a göre yeni projeler hayata geçirilmezse Türkiye 2013-2014’te ciddi bir enerji arz sõkõntõsõ yaşayacak. 2009’da Türkiye’nin enerji talebi kriz nedeniyle yüzde 1.6 azaldõ ama yakõnda talep artacak Adõmadõmenerjikrizinegidiyoruz Ekonomi Servisi - Sabancõ Holding Enerji Grubu Başkanõ Selahattin Hak- man, Türkiye’nin 2011’den itibaren cid- di bir enerji arzõ tehdidiyle karşõ karşõya kalacağõnõ söyledi. Küresel kriz nedeniyle Türkiye’de 2009’da enerji talebinin azal- dõğõnõ ifade eden Hakman, “2009’da 193 milyar kilovatsaat enerji talebi oldu. Türkiye’nin kurulu gücü 44 bin metreküp civarında. Yeni projeler ila- ve edilmezse 2013-2014’te Türkiye’de ciddi bir arz sıkıntısı baş gösterecek. Türkiye’nin 2020’ye kadar 100 milyar doların üzerinde enerji yatırımına ih- tiyacı var” dedi. Hakman, Enerjisa’nõn 2009 ve önü- müzdeki döneme ilişkin hedefleri ile il- gili düzenlenen toplantõda yaptõğõ ko- nuşmada, elektrik talebinde 2010’da yüz- de 4-5, 2011’de yüzde 8 artõş bekledik- lerini anlatarak, Türkiye’deki büyüme oranlarõnõn enerji arzõnda yaşanacak sõkõntõ ile sekteye uğratõlmamasõ gerektiğini ak- tardõ. Enerjisa olarak 2010’da 3.4 milyar lira ciro, 300 milyon lira operasyonel kâr hedeflediklerini dile getiren Hakman, şu an elektrikteki pazar paylarõnõn yüzde 1.8, 2015’te bunu yüzde 10’un üzerine çõ- karmayõ planladõklarõnõ kaydetti. 2009 so- nuna kadar üretim tarafõna 1 milyar Av- ro yatõrõm yaptõklarõnõ belirten Hakman 2015’e kadar Enerjisa olarak 5 bin me- gavatlõk kurulu güce sahip olmayõ he- deflediklerini söyledi. Bünyelerinde bu- lunan Başkent Elektrik Dağõtõm’õn ciro- sunun 2010’da 2.2 milyar liraya çõkma- sõnõ, operasyonel kârõn 55 milyon lira ol- masõnõ beklediklerini sözlerine ekledi. Başkent Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Yetik K. Mert, Selahattin Hakman ve Enerjisa Elektrik Bölümü Mali İşler Sorumlusu Fu- at Öksüz, Enerjisa olarak 2015’e kadar enerji piyasasında yüzde 10’un üzerinde pay almayı hedeflediklerini söylediler. B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K 200’den fazla üyeyi tek çatõ altõnda toplayan TÜBİSAD’õn amacõ ülkenin geleceğinde 5 temel sektörden biri olmak BilişimsektörüatağakalkõyorBilişim Sanayicileri Derneği Başkanõ Turgut Gürsoy, “Devletin bilişim sektörüne yönelik uygulamalarõnda son 3-4 senedir bir geriye gidiş yaşanõyor. Özel sektör de farklõ değil. Adam eşine, kendine üçer tane cip alõyor ama firma stratejisini belirleyecek bir iş planõ için 10 bin dolarlõk yatõrõmdan kaçõyor” dedi. Ekonomi Servisi - Son genel kurulunda te- lekom ve yeni medya şirketlerinin de katõlõ- mõ ile, “teknoloji ve telekomünikasyonu ay- nı hedefte birleştiren tek platform” haline gelen Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİ- SAD) ülkenin geleceğini belirleyecek 5 temel sektörden biri olmak için harekete geçti. Yönetim kurulu üyeleri ile birlikte bir ba- sõn toplantõsõ düzenleyen TÜBİSAD Başka- nõ Turgut Gürsoy, özetle şunlarõ söyledi: Ortak hareket etmek, bilgi ve iletişim tek- nolojileri sektörünün Türkiye’nin gelece- ğinde stratejik önceliğini sahiplenmek, bunu devlet politikalarõnõn içine yerleştirmek için bir inisiyatif başlattõk. Türkiye’nin geleceğinde çok önemliyiz. Ama devletin bilişim sektörüne yönelik uy- gulamalarõnda son 3-4 senede geriye gidiş var. 2006’da hazõrlanan 111 maddelik eylem pla- nõnõn bugüne kadar sadece 12’si bitirilebildi. Özel sektörde de bilişim teknolojilerinin kullanõlmasõ konusunda yetersizlikler var. Bir şirketin ortaklarõ hem eşlerine hem kendile- rine üçer tane cip alõyor ama firmanõn stra- tejilerini belirleyecek bir iş planõ için 10 bin dolarlõk bir yatõrõmdan kaçõnabiliyorlar. Dünyada 1 dolarlõk donanõma 2 dolarlõk, gelişmiş ülkelerde 1 dolarlõk donanõma 1 do- larlõk, Türkiye’de 1 dolarlõk donanõma 20 sent- lik hizmet üretiliyor. Bu değiştirilmeli. Gürsoy, sektörü geliştirmek için somut öne- rilerini de şöyle sõraladõ: Yeni Ticaret Kanunu yasalaşmalõ, Bilişimde liberalleşme sağlanmalõ ve dev- let alõmlarõ sektöre özel yöntemlerle yapõlmalõ, e-dönüşüm farkõndalõğõ yeniden canlan- dõrõlmalõ. Nasõl G20’ye girmişsek, bilişimde de ilk 20 ülkeye girmek hedef olmalõ, Doğru veri ve doğru bilgiye dayalõ karar verme ortamõ yaratõlmalõ, Bilişim sektörü stratejik olarak destek- lenecek sektörler arasõna girmeli, Eğitim programlarõnda bilişimin yeri arttõrõlmalõ, üniversite ve sektör ortak çalõş- malõ, Sektördeki vergi yükü azaltõlmalõ. Hedef uluslararası arenada rekabet 30 milyar dolarlık dernek Bilişim Sanayicileri Derneği TÜBİSAD’a telekomünikasyon, bilgi teknolojileri, tüketici elektroniği ve yeni medya alanlarõnda faaliyet gösteren 200’den fazla firma üye. Üye kuruluşlar 30 milyar dolarlõk bir hacimle toplam pazarõn yüzde 95’ini temsil ediyorlar. TÜBİSAD’õn yeni Yönetim Kurulu (YK) da şu üyelerden oluşuyor: Turgut Gürsoy (YK Başkanõ - Probil YK Başkanõ), Levent Kõzõltan (Başkan Yardõmcõsõ- Eczacõbaşõ Holding Bilgi & İletişim Sist. Koordinatörü) Aydõn Ersöz (Başkan Yardõmcõsõ - Innova Bilişim Çözümleri AŞ Genel Müdürü) Kemal Cõlõz (Sayman - İnfonet İletişim Hizm. AŞ Yönetici Ortağõ) Erkan Akdemir (AVEA CEO’su) Mustafa Çağan (Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardõmcõsõ) Çiğdem Ertem (Intel Türkiye Genel Müdürü) Ali Güven (Logo Yazõlõm CEO’su) Mehmet Nalbantoğlu (Koç Bilgi Grubu Genel Müdürü) İbrahim Özer (Escort Computer Yönetim Kurulu Başkanõ) Cahit Paksoy (Yõldõz Holding Bilişim Grubu Başkanõ) Hasan Süel (Vodafone Kurumsal İlişkiler ve Regülasyon Direktörü) Serdar Urçar (HP Türkiye Genel Müdürü) ve Ekrem Yener (Turkcell Genel Müdür Yardõmcõsõ)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle