18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 13 OCAK 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA O Bilinen Öykü... Onların öyküsü hep anlatılır... Ben de anlatmıştım yıllar önce... Kabataş İskelesi’nin hemen orada, üstgeçidin olduğu yerde. Yaşları 5 ile 13 arasında değişirdi. Kızlı erkekli dolaşırlardı. Ellerinde kâğıt mendil, sakız... Dolmabahçe’de trafik sıkıştığında başka çocuklar yanaşırdı... Yaşları 5-13... Kimisi dilenir, kimisi araçların camlarını silmek ister, kimileri mendil, sakız satardı... Koskoca İstanbul’u parsellemişler miydi o çocuklar? Sonradan öğrendim ki bir çete İstanbul’un varoşlarında yaşayan bu çocukları toplayıp sokaklara salmıştı. Onlar sabah saatlerinde evlerinden alınıp çetelerin işgal ettiği semtlere götürülüp çalıştırılıyorlardı... Mecidiyeköy’de sınırı aşan 5 yaşındaki B’nin başına gelenleri okudunuz gazetelerde. Televizyonlarda tartışıldı. 5 yaşındaki B, kendi sınırını geçtiği için, bir akşam 10-11 yaşlarındaki mendil, sakız satan çocuklar tarafından kaçırıldı. Kuytu bir köşede boğazına elektrik kablosu geçirildi, dövüldü ve komaya sokuldu. Temizlik işçileri buldu B’yi... Ağır yaralıydı ve komaya girmişti. Hemen Okmeydanı Hastanesi’ne kaldırılıp yoğun bakıma alındı. Adana’nın Kozan ilçesinin Turgutlu köyünden gelmişti anne ve babası... Beş çocuklu bir aile. En küçüğü 1, en büyüğü 11 yaşında. Yaşadıkları evi gördüm. Tek odalı derme çatma bir kulübe aslında. Yerde bir şilte, bir elektrik sobası. Uzmanlar konuştu... Yetkililer ahkâm kesti... Çocuk haklarından filan söz ettiler... Biliyorum, iki-üç gün sonra unutulup gidecek 5 yaşındaki B’nin öyküsü. Yaşamın derin sularında, biraz gözyaşı, biraz hıçkırık... Yitip giden umutlar... Acılar, hüzünler... Ne zaman bir başka olay ortaya çıkacak, o zaman yine yazılıp çizilecek... O kadar! Yazımı yazarken Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor.. Asgari ücretin 577 lira olduğunu söyleyip o kadar parayla ne kadar süt alınacağını anlatıyor. Hiç şaşırmıyorum! Asgari ücreti, emekli maaşını süt ve ekmekle kıyaslayan bir Başbakan’ı ilk kez görüyorum. Cepteki para güneşte eriyen kar topu değilmiş... Bunu da Tayyip Bey’den öğreniyorum! Televizyonu kapatıyorum! Küçük B’nin sağlık durumu giderek düzeliyormuş... Pablo Neruda’nın bir dizesi geliyor aklıma: “Değil mi ki hiçbir zaman gemi dönmüyor krallığına parmaklar tertemiz Değil mi ki sandalcı türküsü denizin gök gürültüsü içinde izledi yolunu ve değil mi ki senin yaldızlı kemerin sundu ellerime güzelliğini, egemenliğimiz altına alıyoruz bu deniz dönüşüyle alın yazısını ve artık beklemeden, parlayışımızı sona erdiriyoruz.” Bir alın yazısı değil çocukların öyküsü... Onların dramını Antalya’da, İzmir’de, Adana’da, Mersin’de ve Türkiye’nin pek çok yerinde görürsünüz. Kışın ayazında Çağlayan’da, ışıkların olduğu yerde, kızlı erkekli çocuklar kırmızı ışıkta duran araçların ön camlarını silmek isterler... Şişli’de, Kurtuluş’ta karşınıza çıkarlar. Çağlayan’ın hemen altı Kuştepe’dir, o çocuklar oradaki kulübelerde aileleriyle yaşarlar. Daha büyük olanlarını Kadıköy’de görürüm, Moda’da, Bağdat Caddesi’nde. Çöp bidonlarını karıştırırlar, artık yiyecek ararlar. Bazıları kâğıt toplar kar, yağmur altında... Sabahları Şişli’de karşılaşırım kâğıtçı çocuklarla. Gözlerinde bir sis perdesi. Yapayalnızdırlar! Bilinen bir öyküyü anlattım... Benim, sizin, hepimizin bildiği öykünün sonu yok. O çocuklar okula gitmez, bazı geceler evlerine gelmez... Gök tutuşlu cerene benzeyen gözleriyle zıplaya zıplaya kaçarlar... Yiten bir güzelliği türkülerler, ürkek bakışlarıyla. 5 yaşındaki B’nin öyküsü, onların yaşamı. Bu bir yazgı değildir... Yaşamın derinliğinde bir titreyiştir. Türkiye gerçeğidir! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 İhbar kontörlü telefondan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Araç muayene istasyonlarõna ilişkin operasyon yürüten polis 40 kişinin telefonlarõnõ dinlemeye aldõ. Yapõlan görüşmelerde, diğer şüphelilerin cep telefonlarõnõn “0312 1230606” No’lu sabit hattan aradõğõ tespit edildi. Numaranõn, Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç’a suikast iddialarõyla ilgili soruşturmayõ başlatan ihbar telefonuyla aynõ olduğunu belirleyen polis, numaranõn, fatura ödemeleri için kurulan ve özel şahõslarõn işlettiği bayilerde bulunan kontörlü telefonlara ait olduğunu tespit etti. Bayiye ait güvenlik kamerasõ kayõtlarõna da el konuldu. İki milletvekili DSP’den istifa etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP İzmir Milletvekili Harun Öztürk ile Balõkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcõ partilerinden istifa etti. Pazarcõ, istifa nedenlerini, “DSP’de görülen son gelişmelere uyum sağlayamamalarõ” olarak açõkladõ. Öztürk, Şişli Belediye Başkanõ Mustafa Sarõgül’ün başlattõğõ hareketin içerisinde yer almayõ düşünmediklerini belirtti. Molotoflu eyleme 11 yıl 7 ay hapis VAN (Cumhuriyet) - Van’da geçen yõl bir gazete bürosuna molotoflu saldõrõ düzenleyen Yüzüncü Yõl Üniversitesi öğrencisi Yücel Kardaş ile Barõş Tosun hakkõnda açõlan dava karara bağlandõ. Mahkeme heyeti, Tosun ve Kardaş’õ, “terör örgütüne üye olmamakla birlikte suç işlemek”, “örgüt faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak, nakletmek, atmak” ve “örgüt faaliyeti çerçevesinde patlayõcõ madde ile mala zarar vermek” suçlarõndan 11 yõl 7’şer ay hapse mahkûm etti. Erdoğan’ın IMF yorumu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’ya hareketinden önce Esenboğa Havaalanõ’nda düzenlediği basõn toplantõsõnõn ardõndan gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Erdoğan, IMF ile yapõlacak anlaşma konusunda “İşin sonuna geldik diyebilirim ama her zaman söylediğim bir şey var; olursa olur olmazsa olmaz” dedi. Arazide mühimmat ZONGULDAK (AA) - Yurttaşlarõn sahil yolu üzerindeki fõndõklõkta “UNITED” yazõlõ kutu içinde el bombalarõ ve mermi bulduklarõnõ bildirmesi üzerine emniyet ekipleri söz konusu bölgeye gitti. Yapõlan aramada, 2 adet içi boş el bombasõ, 27 adet G3 ve 5 adet M-16 mermisi ile bir adet lav silahõ kapağõ gibi çok sayõda mühimmat ve silah parçalarõ bulundu. Baykal, ‘TSK’nin yüreğine, kalbine yönelik bir soruşturma sürdürüldüğünü’ söyledi ‘Millet rencide oluyor’ BDP Grup Başkanõ Yaman, AKP’nin askeri vesayetle mücadelesinin inandõrõcõ olmadõğõnõ söyledi ‘Açõlõm kelepçeye dönüştü’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP Grup Başkanõ Nuri Yaman, AKP hükümeti- nin Kürt açõlõmõnõn inandõrõcõ- lõğõnõ kaybettiğini belirterek “Açılım adı altındaki açmaz- larının geldiği nokta şu ol- muştur: Kürt açılımı kelep- çeye, Roman açılımı sürgüne, Alevi açılımı da oyalamaya dönüşmüştür” dedi. Nuri Yaman, partisinin grup toplantõsõnda yaptõğõ konuş- mada, yurttaşlarõn farklõ kim- liklerinden dolayõ saldõrõlara maruz kalmasõnõn temelinde, “devletin kırmızı kitapçığı” diye nitelendirdiği Milli Gü- venlik Siyaset Belgesi’ndeki “iç düşman” tanõmõnõn yattõ- ğõnõ belirtti. Buna itiraz eden herkesin bertaraf edilmeye ça- lõşõldõğõnõ ileri süren Yaman, 7 yõllõk AKP iktidarõ döneminde Kürtlere karşõ 40’õ aşkõn linç gi- rişiminde bulunulduğunu, AKP hükümetininse bunlarõ önle- mek yerine seyirci kalarak ses- sizliğini koruduğunu kaydetti. Son dönemde “vesayetçi- siyasetçi” tartõşmalarõnõn yo- ğun bir şekilde yürütüldüğünü kaydeden Yaman, hükümetin gerçekten askeri vesayet reji- mine karşõ etkili siyasal mü- cadele verdiği konusunda inan- dõrõcõ olmadõğõnõ söyledi. Hü- kümetin tutumunun demokra- si mücadelesini yansõtmaktan uzak olduğunu kaydeden Ya- man, vesayet rejimine karşõ olan bir iktidarõn, bu rejimin te- mel dayanağõ olan 12 Eylül darbe anayasasõnõ değiştirme- si gerektiğini söyledi. TSK’ye darbe olanağõ veren İç Hizmetler Yasasõ’nõn 35. maddesinin kaldõrõlmasõnõ iste- yen Yaman şunlarõ söyledi: “Özellikle de Kürt siyaset- çilere karşı kelepçeli operas- yon düzenleyenlerin ‘Demok- rasi mücadelesi veriyorum’ de- meye hiç hakkı yoktur, ola- maz da. İşte bütün bunlar, hü- kümetin tutumunun halkı kandırmaya ve oyalamaya yönelik olduğunu ortaya koy- maktadır. Açılım adı altındaki açmazlarının geldiği nokta şu olmuştur. Kürt açılımı ke- lepçeye, Roman açılımı sür- güne, Alevi açılımı da oyala- maya dönüşmüştür. Yaşanan tablonun özeti kısaca budur.” Kozmik oda aramasõna iliş- kin tartõşmalara da değinen Yaman, bütün sõrlarõn ortaya çõ- karõlmasõnõ ve faili meçhulle- rin de aydõnlatõlmasõnõ istedi. Orduyla hükümet arasõnda an- laşmayõ içeren, kõsa adõ EMAS- YA olan Emniyet Asayiş Yar- dõm Protokolü’nün hâlâ yü- rürlükte olduğunu belirten Ya- man, bunun kaldõrõlmasõ ge- rektiğini vurguladõ. Hükümetin açõlõm kapsa- mõnda Meclis’e bazõ yasalarõ getireceğinin anlaşõldõğõnõ be- lirten Yaman, “Eğer açılım yapmak istiyorsanız, önce Kürt halkının iradesine vu- rulan o kelepçeleri sökün. Tutuklu siyasetçileri, seçil- miş belediye başkanlarını ser- best bırakın. Kürt halkın- dan özür dileyin; bunları yaptığınız takdirde ancak halk sizi affedebilir” dedi. Grup toplantõsõna da katõlan TEKEL işçilerinin durumuna da değinen Nuri Yaman, kabul ettirilmek istenen 4-C statüsü ile TEKEL işçilerine “köleliğin dayatıldığını” söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, “TSK’nin yüreğine yönelik bir soruş- turmanın sürdürüldüğünü” ve itham edilenin kişi olmaktan çõkõp kurum haline gelmeye başladõğõnõ belirtti. Baykal, dünkü grup toplan- tõsõnda son gelişmeleri değer- lendirirken, “Deniz Feneri’ni unuttuk mu, ne oluyor? İçiş- leri Bakanlığı bile yolsuzluk- ların bulunduğunu tespit et- ti. Resmi raporda 17 milyon liranın yurtdışına kaçırıldığı tespit edilmiştir. Türkiye dı- şarıya iane desteği veriyor!” dedi. Ergenekon’un özünü oluş- turan Ümraniye’deki olayla il- gili tutanağõn olay yerinde de- ğil, daha sonra karakolda tu- tulduğunun TÜBİTAK tara- fõndan söylendiğine dikkat çe- ken Baykal şu görüşlerini dile getirdi: “Yargıtay Başkanı’nın feryadını dinledik. Ateş ba- cayı sardı, yangın büyüyor, diyor. Başbakan’ın kurumlar arasındaki çatışmayı görme- si için Yargıtay Başkanı’nın sözleri yetmiyor da daha ne bekliyor? Bir süre önce de Yargıtay Başkanı, yargı sa- vunmada, demişti. Başbakan aldırmadı. Şimdi, ‘Yangõn var’ da yetmemiş. Anayasa Mahkemesi’nden karar çık- tı, ama telekulak devam edi- yor. Yargıtay’a üye atanma- sı gerekiyor. Kulislerde pa- zarlık yapılıyor. Başbakan’ın nu bunu suçlamasına gerek yok. Polemiği bırak. HSYK’de üyeleri seç” dedi. Baykal, “TSK’ye karşı psi- kolojik harekât” açõklamala- rõna dikkat çekerken sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu Ge- nelkurmay Başkanı söylü- yor. Kim yapıyor bunu? Sal- dırının nereye olduğunu an- ladık, saldıranın kim oldu- ğunu anlamadık. Başbakan, sekizinci defa konuşuyorum, diyor, ne kadar konuşursan konuş ama aldatmayı, uyut- mayı bırak. TSK’ye karşı da- va açtı irticayla mücadele planı diye, o belge işi ne oldu? Suikast iddiası ne oldu? Mah- keme itibar etmedi ama haf- talardır kozmik odada so- ruşturma devam ediyor. Tür- kiye’de gerçeklerin peşinde miyiz, yoksa kendi amacımı- za uygun şeyleri gerçek diye kabul ettirebilmek için yalan- doğru belgeler üretip, iftira- lar yapıp, suikast iddiaları or- taya atıp ülkeyi karıştırmaya mı çalışıyoruz? Acaba bu sui- kast iddiası bir fırsatı elde et- mek için bilinçli olarak mı or- taya atıldı? Bir baktık falan kişi falan kişiyle suikast ya- pıyor iddiası bir tarafa bıra- kıldı. TSK’nin yüreğine, kal- bine yönelik bir soruşturma haftalardır sürdürülüyor. Bu soruşturmanın altında bir it- ham var. İthamın, şüphenin hedefi falan kişi olmaktan artık çıkmıştır; kurum hali- ne gelmeye başlamıştır. Bu şüpheye, ithama muhatap olanlar bunu rahatlıkla kar- şılayabilirler, ama bilinmeli- dir ki Türk milleti TSK’ye yö- nelik bu ithamın sürdürülü- yor olmasından rencide ol- muştur. Bakın Brezilya’da daha bugün -basında var- si- lahlı kuvvetler personeline bir soruşturma girişimi ya- pılmış, komutanlar ‘derhal biz istifa ediyoruz’ demiştir ve onun üzerine soruşturma ko- nusu askıya alınmış.” Baykal, referandum süresini kõsaltma girişinin arkasõnda HSYK’nin yapõsõnõ değiştirme amacõnõn yattõğõnõ vurgulaya- rak, asõl amacõn “Yargının kalbini, beynini kontrol altı- na almak” olduğunu söyledi. “Demokrasiye medya mı en- gel oluyor” diye soran Baykal, sözlerini “Hangi gazete pat- ronunun ne zaman patron- luktan istifa etmesini başba- kanlar tayin edince o iktidar demokratik mi olacak? Ga- zetenin genel yayın yönetme- ninin işine son verilmesi ge- rektiği talimatını başbakan- lar verince o ülkede basın özgürlüğü daha bir güvence- li mi olacak? Yargıtay Baş- kanı’nın ‘yangõn var’ lafı 1. sayfaya giremiyor, koyamı- yorlar” diye sürdürdü. Baykal, konuşmasõnõ “İkti- dar komplocu çıktığı için Türkiye bu hale geldi. Kim- senin darbe yapmak istediği yok, darbe lafını kendi ama- cı için suçlama aracı olarak kullananlar var. Millet hük- münü vermiştir. Çare millet- tir, işinize bakın. Kendinizi ik- tidara hazırlayın” dedi. Benim dengim Baykal Terör mağduru çocuklara destek SP Genel Başkanõ Numan Kurtulmuş, ‘TMY’deki maddeler ancak terör örgütüne eleman yetiştirmeye yarar’ diyerek çocuklarõ gözeten değişiklik yapõlmasõnõ istedi İstanbul Haber Servisi - Saadet Par- tisi (SP) Genel Başkanõ Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, çocuklarõn Özel Yetkili Ağõr Ceza mahkemelerinde terör örgü- tüne yardõm ve yataklõk suçlamalarõyla yargõlanmalarõnõ sağlayan Terörle Mü- cadele Yasasõ’nõn ilgili maddelerinin de- ğiştirilmesi gerektiğini belirterek “Ço- cukların bu yasa maddeleriyle yargı- lanması yalnızca terör örgütüne ele- man yetiştirmeye yarar” dedi. SP Genel Başkanõ Kurtulmuş, terör mağduru çocuklarõn haklarõ için örgütle- nen “Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları Platformu”nun üyeleriyle dün SP İstan- bul İl Başkanlõğõ’nda bir araya geldi. 2006 yõlõnda TMY’de yapõlan değişiklik- lerle çocuklarõn yetişkin şartlarõnda göz- altõna alõnmaya, sorgulanmaya ve yargõ- lanmaya başlandõğõnõ belirten platform üyesi Mehmet Atak, “2006’da yapılan TMY’deki değişiklik, uluslararası an- laşmaların uygulanmaması nedeniyle anayasanın 90. maddesine aykırı” dedi. Terör mağduru çocuklarõn yargõlan- malarõndaki hukuki eksikliklere ilişkin platform üyelerinden bilgi alan Kurtulmuş, konunun SP gündeminde olduğunu ve partisinin “Barış ve Kardeşlik için Gö- nüllü Birliktelik” raporunda bu soruna da yer verdiğini söyledi. Çocuklar İçin Adalet Çağrõcõlarõ Plat- formu’nun bu konuda attõğõ adõmlarõ des- teklediğini belirten Kurtulmuş, terör mağ- duru çocuklarõn mağduriyetlerinin gide- rilmesi için SP’nin çağrõda bulunduğunu ve bu çağrõlarõna da “Barış ve Kardeşlik İçin Gönüllü Birliktelik” raporunda “sayıla- rı bini aşan 18 yaş altındaki çocuk TCK ve TMK çerçevesinde Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde terör örgütüne yardım ve yataklık suçlamasıyla, 10 yı- lı aşkın hapis cezası talebi ile yargılan- maktadır. Okullarda olması gereken çocuklar cezaevindedir. Bu davranış sadece terör örgütüne eleman yetiştir- meye yarar. Bu çocukların bir an önce anne babalarına, evlerine ve okullarına kavuşmaları için ilgili kanun maddele- ri derhal değiştirilmelidir” ifadeleriyle yer verdiklerini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ Bü- lent Arınç, Çalõşan Gazeteci- ler Günü dolayõsõyla parla- mento muhabirlerini ziyare- tinde açõklamalarda bulundu. Arõnç, CHP’li Kemal Kı- lıçdaroğlu’na gazetecilerin, kendisiyle düello yapõp yap- mayacağõnõ sorduğunu, Kõlõç- daroğlu’nun da “Kendisi kabul ediyorsa ben varım” dediğini anõmsattõ. Arõnç, “Kimseyle düello etmeyi düşünmem, Türkiye’de de bunu düşü- nen bir insan olduğunu zan- netmiyorum. Sayın Kılıçda- roğlu, benim dengim değil. Dengim olmayan bir insanla, ben ekran önüne çıkıp tar- tışmam. Bu bir sıklet, denk- lik meselesidir. Olsa olsa be- nimle tartışması gereken ki- şi, Sayın Baykal olabilir” de- di. Arõnç, Baykal’õn, kendisinin “bir karargâh içinde olduğu” yönündeki açõklamalarõnõ anõm- satarak, “Böyle bir karargâh nerede kurulmuştur, niçin kurulmuştur, yöneticileri kimlerdir? Benim buradaki görevim nedir? Elinizdeki bütün belgeleri, bilgileri or- taya koymaya mecbursunuz” dedi. Hakkõndaki suikast ihba- rõyla ilgili soruşturmaya da de- ğinen Bülent Arõnç, ihbarõn nereden yapõldõğõnõn değil doğ- ru olup olmadõğõnõn önemli ol- duğunu belirtti. BÜLENT ARINÇ: Nuri Yaman, BDP grup top- lantısındaki konuşmasına, Er- doğan’ın konuşmasını uzat- ması nedeniyle yarım saat ge- cikmeli başladı. (AA) Baykal, partisinin grup toplantısında hükümete yönelik sert eleştirilerde bulundu. (Fotoğraf: AA) BDP GENEL BAŞKANI ÇELİK: Şiarımız, demokratik Türkiye vatanıdır ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Barõş ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanõ Demir Çelik, dün par- tisince düzenlenen, “Demokratik Siyaset İçin Demokratik Ka- tılım” konulu toplantõ öncesinde yaptõğõ açõk- lamada, siyasal sürecin değerlendirilmesi ama- cõyla bir araya geldik- lerini söyledi. Çelik, “Kürt hare- ketinin 6 siyasal parti- si kapatıldı. Son se- çimlerden bu yana ‘ba- rõş’ kelimesini en çok kullanan siyasi parti DTP olmasına rağmen ‘bağõmsõz yargõ’ bunu görmezden geldi, siya- sal darbe yaparak par- tiyi kapattı. Demokra- tik bir Türkiye oluş- turmak, şimdiki siya- sal aktörlere bakılırsa pek mümkün görül- müyor. Bizim şiarımız, demokratik Türkiye, demokratik Türkiye vatanıdır. Demokra- tik toplum, demokra- tik siyaset yaratmayı amaçlıyoruz” dedi. CHP grup toplantısına bir süre önce intihar eden Yar- bay Ali Tatar’ın kardeşleri de katıldı. Tatarın kardeşi Hürriyet Ünver ağlarken, Baykal “Herkes yaptığı id- dianın hesabını verecek. Ko- mutanını öldürme ithamıyla intihara sürüklenen yarba- yın vicdan azabını nasıl unutabiliyorsun? Türkiye, demokrasiye gi- diyormuş, değişim yaşanıyormuş, olurmuş böyle bedeller... Bu ne biçim demokrasi? Demokrasiyi -Allahınızı severseniz- yargı mı önlüyordu?” dedi. Grup toplantısının ardından CHP Milletvekili Malik Ejder Özdemir ile Baykal’ın makam odasına giden Ahmet Tatar ile Hür- riyet Ünver’in gözyaşlarına hâkim olamadıkları, Bay- kal’ın da kendilerini teselli etmeye çalıştığı öğrenildi. Ahmet Tatar’ın “Çamur at izi kalsın mantığıyla bize if- tira attılar. Bize bu süreçte destek olduğu- nuz için teşekkür ediyoruz” dediği öğrenildi. Baykal’ın ise “Bir trajedi yaşandı. Çok acı bir olay. Merak etmeyin. Elbet bir gün hak- sızlıklar ortaya çıkacaktır” dediği aktarıldı. ‘ELBET BİR GÜN HAKSIZLIKLAR ORTAYA ÇIKACAKTIR’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle