20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 23 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 - AKP’nin Kürt sorununun çözümü için formülleştirdiği “demokratik açılım”ı nasıl değerlendiriyorsunuz? AKP’nin de- mokratik açılım projesi, Kürt sorununa çö- züm olabilir mi? Sevim Belli - “Demokratik açılım” for- mülünün ayrõntõlõ içeriğini, özellikle de “çö- züm”den ne kastedildiğini henüz bilmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti siyasetinin, tarihi bo- yunca çözüme kavuşturulamayan önemli bir sorunu bu. Gerek İktidar, gerekse muhalefet partilerinin söylemleri “siyasi rant” hedefi- ne yönelik olduklarõ hissi veriyor. Elbette ki politikada, iç dengeler, dõş ilişkiler, çõkar ve telkinler önemlidir. Ama artõk sorunun çö- zümsüzlüğe doğru evrilmesine izin vermemek gerektiği de genel dilektir sanõyorum. Ancak gene de sorunun hafife alõndõğõ endişesin- deyim. Her soruna, kuşbakõşõ değil, içinden bakmak gerekir. En önemlisi de, açõlõm pro- jesinin, analar ve mağdurlar başta, toplumun her kesiminde ciddi bir beklenti, bir umut ya- ratmõş olmasõdõr. Barõşõ ve halklarõn kardeş- liğini kurma projesinin başarõsõ Türkiye’nin demokrasi güçlerinin sorumluluğundadõr. Bu uzun vadeli bir süreçtir. Her olumlu aşa- ma, unutmayalõm, yeni bir aşamanõn başarõ- sõna zemin hazõrlar. - Partiniz Kürt sorununu nasıl tanımlı- yor, çözüm önerileri nelerdir? Güncel Kürt sorunu, gelmiş geçmiş, Kürt halkõnõ inkâr ve asimilasyon politikalarõnõn zemini üzerinde gelişti. Resmi kayõtlar, da- ha önce 28 Kürt isyanõ söylüyor. Demek ki bu sonuncusu 29. oluyor. Bu “Tenkil ön- lemleriyle” sorunun çözülemediğini kanõt- lamaya yeter bir sayõ. Bizler bu ulusal so- rundan daha 60’lõ yõllarda söz etmeye baş- ladõk. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kürt soru- nu diye adlandõrõlan konuda güttüğü siyase- tin mağduriyete uğrattõğõ Türk kökenli bir va- tandaş olarak örnek vermek isterim. 1974-75 yõlõnda, 12 Mart darbesi ardõndan kurulan Tür- kiye Emekçi Partisi kurucu ve yöneticileri, programlarõnda, “Anadili Türkçe olmayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına, ken- di anadillerinde eğitim ve gelişme hakkı” önerdikleri için, Devlet Güvenlik Mahke- mesi’nce (DGM) kovuşturmaya uğratõldõ ve parti bir süre sonra Anayasa Mahkeme- si’nce faaliyetten men edildi. Diğer yandan DGM’de sürmekte olan kurucu ve yönetici- ler hakkõndaki ceza davasõ ise 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, 15 yõl talebiyle, Sõkõyö- netim Mahkemesi’nin yetkisine devredildi. 12 Eylül bu sorunun nasõl kanayan kronik bir ya- ra olduğunu, ülkenin tüm demokrat, yurtse- ver, devrimci unsurlarõnõn seslerini boğarak ortaya koydu. İnsanlar yeryüzünde yeni top- raklara göç ederken elbette ki başka halklarla karşõlaşõrlar. Koşullara göre kaynaşõrlar ya da çõkarlarõ elvermez düşmanlaşõrlar. Düşman- laşmalar egemen olanlarõn, sömürenlerin, susturanlarõn suçudur. Bugün artõk, 21. yüz- yõlda uluslarõn kendi kaderlerini belirleme hakkõ, demokratik yolla belirlenen halk tem- silcilerinin halkõn verdiği yetkiyle belirle- dikleri yönetilme ilkeleri geçerli. Ben şununla görüşürüm, bunu muhatap almam diyemez- sin. Dünya kamuoyu, yanlõş ya da doğru, hal- kõ adõna mücadele edeni horlamanõ kabul et- miyor artõk. Barõş, bir anlamda fedakârlõktõr. Bir zamanlar silah sõktõğõn birinin elini sõk- mayõ, halkõn ve ülken yararõna beceremi- yorsan barõş bekleme. Yaralar kolay sarõlmaz. Yarayõ da sadece karşõ taraf açmaz. Büyük- lük güçlü yumruk demek değildir, sevgi, say- gõ ve dostluğu ve de sürdürülebilecek koşullarõ yaratmaktõr. Beklediğin saygõyõ karşõndaki- ne de gösterebilmektir. Ö N E M L İ O L A N YOL HARİTASI - Çözüme yönelik “yol haritası”nın İmralı’dan gelmesi, süreci baltalar mı? Türk ve Kürt yurttaşların hassasiyet- leri dikkate alındığında, Öcalan süre- cin neresinde yer almalı? Sürece etkin olarak dahil mi edilmeli, yoksa tama- mıyla dışında mı tutulmalı? Önemli olan çözüme yönelik “yol ha- ritasõ”nõn içeriğidir, kimden geldiği değil. Ayrõca Kürt kardeşlerimizle kucaklaşa- caksak onlarõn değerlerine ve tercihleri- ne saygõ göstermeyi öğrenmemiz gerek- mez mi? Bir halka, ben senin lider bildi- ğin, güvendiğin ve bunca yõllõk karala- malara karşõn güvenini esirgemediğin kişiyi beğenmiyorum, onu kabul etmi- yorum diyemezsiniz. Üstelik edindiğim iz- lenime göre, basõndan tanõdõğõmõz öteki liderler yanõnda Türk kesiminin duygu- lanõmlarõna, geleneklerine, tepki biçim- lerine en yakõn olan ve Türk kesiminin di- lini en iyi anlayacak olan da Öcalan’dõr. Öcalan’õn daha baştan devre dõşõ bõrakõl- maya çalõşõlmasõ barõş sürecini baltalamak demektir. Bunca acõ çekmiş Anadolu in- sanlarõnõ, hepsini, barõşõn kapõsõna getirip de geri döndürmezsiniz artõk. Sosyalist Parti Genel Başkanõ Sevim Belli, sorunun hafife alõndõğõ endişesi içinde olduğunu söyledi Anayasa değişikliği şart 12 Eylül ihtilalinin ürünü olan anayasa birçok bakõmdan anti- demokratiktir. Yenilenmelidir. Zaten, kendi halkõna darbe yapan kişile- rin denetiminde demokratik bir belge ha- zõrlanamazdõ. Otuz yõldõr yaşanan kirli sa- vaş ortamõnda işlenen savaş suçlarõnõn araştõrõlmasõ, açõğa çõkarõlmasõ ve kamu vicdanõnõ rahatlatacak, tekrarõnõ önleyecek biçimde cezalandõrõlmasõ sağlanmalõdõr. Tüm toplum kesimlerinin modern ve de- mokratik bir yöntemle belirlenen gerçek temsilcilerinin önereceği bir taslak üze- rinde anlaşmaya varõlmalõdõr. Tüm ke- simlere eşit ağõrlõkta haklar sağlanmalõdõr. Ulusal kimlik, emek, güvence altõna alõn- malõdõr. Dünyanõn her yerinde ülke nü- fusunu oluşturan kesimlerin, özellikle yerellerde, kendi sorunlarõna kendi çö- zümlerini aramalarõ ve yaratmalarõ, ye- rellerin karar sahibi kõlõnmasõ, genel an- lamda itibar görüyor artõk. Yerellere ağõr- lõk verilmesi, elbette koordinasyonu ko- ruyarak, daha sağlõklõ bir yöntem. Böylece yerel gereksinimler atlanmõş olmuyor. - Siyasetin sağında ve solunda birçok aydının “Açılım Türkiye’yi böler” kay- gısı gerçekçi midir? Çok yakõn zamana kadar, bilinçli ve maksatlõ düşmanlõk propagandasõna kar- şõn Türk ve de Kürt kökenli halklarõmõz arasõnda düşmanlõk yaratõlamadõğõna inan- dõm. Aşağõ yukarõ aynõ yaşam koşullarõ- nõ, yüzyõllar boyu oluşmuş yaşam tarzõnõ paylaşõyorduk, aynõ geleneklerden besle- niyorduk. Karşõlaştõğõm her Anadolu in- sanõnõn gözlerinde aynõ sevgiyi, göster- diğim ilgiye içten gelen aynõ dostluk pa- rõltõsõnõ görüyordum. Her iki kesimin de gerçek açmazlarõ, ekonomik koşullara, eği- tim zaaflarõna, yõllar boyu sürdürülen yanlõş politikalara ve doğunun iletişim- sizliğine bağlõydõ. - PKK’nin sürece ilişkin tavrını de- ğerlendirir misiniz? Kürt sorununun taraflarõndan birinin olumsuz tavrõ çözümü kolaylaştõrmaz, güçleştirir. PKK’nin kuşkulu tavrõ devle- tin bu konuya yaklaşõmõna ve çözüm ni- yeti konusunda hiç de güvence verme- mesine karşõdõr. Bu PKK’nin yõllardõr önerdiği bir açõlõmdõr. Eğer Kürt halkõna saygõnõz varsa onun belirlediği temsilci- ye ve müzakereciye de saygõ duymalõsõ- nõz. Süreç içinde her iki halk da çözüm önerilerini kendisi değerlendirecek ve oylayacaktõr. PKK’nin kaç kez çatõşma- sõzlõk konumuna geçtiğini anõmsayalõm. Çatõşmasõzlõk bildirimleri, bildiğim ka- darõyla, PKK tarafõndan bozulmamõştõr. Bunda samimi olup olmadõğõ ancak sõna- makla anlaşõlõrdõ. Hiç sõnandõ mõ? Sevim Belli. Sosyalist Parti Genel Başkanõ Sevim Belli, sorunun hafife alõndõğõ endişesi içinde olduğunu söyledi - AKP’nin Kürt sorununa çözüm olarak sun- duğu “demokratik açılım” projesi Kürt soru- nuna çözüm olabilir mi? Levent Tüzel - AKP iktidarõnõn önce Kürt açõ- lõmõ sonrasõnda demokratik açõlõm dediği ve şim- di Milli Birlik Projesi olarak tanõmladõğõ tartõşma ve hazõrlõk sürecinin ülkemizin Kürt sorununa bir çözüm getireceğini düşünmüyorum. Çünkü yapõ- lan açõklamalarda Kürt halkõnõn taleplerine yanõt ver- me kaygõsõ taşõnmayõp devletin bilinen milli gü- venlik siyaseti ve tekçi ifadeler, kõrmõzõ çizgiler õs- rarla vurgulanmaktadõr. Olanlarõ anlamak ve doğ- ru tutum için neden böyle bir çalõşmanõn başlatõl- dõğõnõ görmek gerekir. Birincisi elbette yõllardõr ayõ- rõmcõ politikalar ve acõlar içinde yaşamõş Kürt hal- kõnõn ulusal bir uyanõş ve mücadele içine girmesi, artõk bunlara bir yanõt verme ve düzenleme zo- runluluğunun doğmasõdõr. İkincisi savaş ve şiddet politikalarõnõn mağdur ettiği Türkiye toplumunun büyük bir kesiminde “artık silahlar sussun ve ba- rışçıl ortak yaşam oluşturulsun” duygusunun, ta- lebinin yükselmesidir. Birçok aydõn ve sanatçõnõn hükümetin açõlõmõnõ destekliyoruz açõklamalarõnõn ardõnda bu bekleyişin etkisi vardõr. Hükümeti ken- di politika ve taktikleri doğrultusunda adõm atma- ya zorlayan bir diğer önemli etken de bölgedeki em- peryalist planlar ve bunlarõn arzuladõğõ istikrar fak- törüdür. Bu bölgede PKK varlõğõna son vermeyi he- deflemektedir. Bu nedenle hükümet meseleye bir halkõn taleplerine yanõt vermekten çok bir terör ve güvenlik boyutuyla yaklaşmõş, muhaliflerine ve top- luma bu argümanlarla yanõt vermiştir. Yani olan bi- ten bu alanda bir değişim ve düzenleme ihtiyacõ kar- şõsõnda sorunun mevcut statükoya göre yeniden ele alõnmasõ, bunu ya- parken de politik etki ve nüfusunu arttõrma he- saplarõ güdülmektedir. Böyle olduğu içindir ki buradan bir açõlõm ve çözüm çõkmasõ hele de bunun demokratik bir içerik taşõmasõ müm- kün değildir. - Partiniz Kürt soru- nunu nasıl tanımlıyor ve çözüm önerileri ne- lerdir? Emek Partisi, Kürt soru- nunu ülkemizde yaşayan Kürtlerin ulusal varlõklarõnõn bir sonucu ve bundan kaynaklõ eşit haklara dayalõ bir ortak, gönüllü ya- şamak arzusunun ifade edilmesi ola- rak görmektedir. Cumhuriyet hükü- metleri boyunca önce yok sayõlan sonra da Türk milleti kavramõ altõnda yaşamaya zorla- nan Kürtlerin, silahlõ mücadelelerinin yanõnda si- yasal demokratik mücadelelerinin bir sonucu ola- rak artõk görmezden gelinemeyecekleri bir ger- çekliktir. Yõllardõr üniter ve ulus devlet denilerek, bölünme fobisi ile milliyetçi kõşkõrtõcõ, kutuplaştõ- rõcõ politikalara son vererek Türk ve Kürt ulusunun, halkõnõn eşit haklara dayalõ ortak ve kardeşçe ya- şamõnõn koşullarõ oluşturulmalõdõr. Demokratik ve halkçõ çözüm dediğimiz bu yaklaşõm gereği Kürt- lerin taleplerine yanõt verilerek, anadil hakkõnõn eği- tim ve kamusal alanda karşõlanmasõ, özerklik gibi yönetsel biçimlerin değerlendirilerek tam bir siyasal demokrasi perspektifiyle hareket edilmesinin doğ- ru olacağõnõ düşünüyoruz. ‘ T Ü R K İ Y E B Ö L Ü N M E Z ’- Siyasetin sağında ve solunda birçok aydının “Açılım Türkiye’yi böler” kaygısı gerçekçi midir? Açõlõmõn Türkiye’yi bölmesi söz konusu değildir. Bu sadece statüko- cu, milliyetçi çözümsüz söylemin bir korkuluğudur. Birincisi AKP ikti- darõnõn açõlõmõnõn mevcut kõrmõzõ çiz- gileri nedeniyle bu mümkün değil- dir. İkincisi gerçek anlamda bir de- mokratik halkçõ çözümün yani Kürtlerin haklarõnõn teslim edil- mesinin de bir bölünmeye yol aç- masõ söz konusu değildir. Aksi- ne bu taleplerin karşõlanmama- sõ her iki tarafta da ayrõlõkçõ eği- limleri kõşkõrtmakta, bölünme- yelim diyerek zoraki birlikler da- yatmak, sorunlarõ büyütmektedir. Ülkemizde yaşayan Kürtlerin ortak yaşama iradesinin bu anla- mõyla “kıymetini” bilerek güçlü ve gönüllü bir ortak yaşamõ yeniden kurmak en gerçek ve köklü çözüm olacaktõr. - PKK’nin sürece ilişkin tutu- munu nasıl değerlendiriyorsunuz? Her gün yaşadõğõmõz ve karşõmõz- daki gerçeklik PKK’nin Kürt hal- kõnca sahiplenilmesi, desteklenmesi, siyasi bir güç olarak benimsenmesi- dir. O nedenle elbette açõlõm tartõş- malarõ karşõsõnda ne dedikleri bir mu- hatap olmaktan öte, doğrudan Kürt halkõ üzerindeki etkisi ve sonuçlarõyla önemlidir. O nedenle siyasi müca- delenin gereklerini bir kenara bõra- karak görmezden gelmek, muhatap almamak ve terör muamelesi yapmak ne çözüm üretecektir ne de Kürt halkõnõn talep ve beklentilerine yanõt olacaktõr. O nedenle hükümetin tas- fiye söylemini değil barõş ve diyalog söylemini benimsemesi daha çözü- cü olacaktõr. - Çözüme yönelik “yol harita- sı”nın İmralı’dan gelmesi, süreci baltalar mı? Türk ve Kürt yurt- taşların hassasiyetleri dikkate alın- dığında, Öcalan sürecin neresinde yer almalı? Sürece etkin olarak da- hil mi edilmeli, yoksa tamamıyla dışında mı tutulmalı? Tõpkõ PKK’nin olduğu gibi Ab- dullah Öcalan da bir Kürt gerçekliği, Kürt halkõnõn siyasi sözcüsüdür. Gerçekleştirilen mitingler, DTP’nin ifade ettiği siyasi çözüm ve talepler buna fazlasõyla işaret etmektedir. PKK ve onun lideri Kürt sorununun bir ürünü olarak kabul edilecekse el- bette kendisi hakkõnda aşağõlayõcõ, kõşkõrtõcõ söylemlere son verip bu sü- reçteki görüş ve önerileri dikkate alõn- malõdõr. Çünkü onun tarafõndan söy- lenenler hem DTP hem de Kürtler ta- rafõndan önemsenmekte, sahiplenil- mektedir. Bu nedenle terör örgütü, te- rörist başõ tarzõndaki ifade ve yakla- şõmlara son vererek halkõn demo- kratik talepleri, bunun arkasõndaki milyonlarca insan ve ortak yaşanacak bir gelecek kaygõsõ ve sorumlulu- ğuyla hareket edilmelidir. EMEP Genel Başkanõ Tüzel, tartõşma ve hazõrlõk sürecini değerlendirdi ‘Açõlõm Kürt sorununa çözüm olmaz’ YARIN: DSİP VE EHP Levent Tüzel ‘Siyasi rant hedefi var’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle