20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada ti politikası, iç siyaset kokuyor. Bu saptamanın kanıtı ABD yolcusunun giderayak yaptığı açıklamalarda gizli. Büyük bir özveri gösteriyor; görüşme taleplerini ge- ri çeviren ana muhalefet lideri Deniz Baykal’a, bayramdan sonra mektup yazarak buluşma isteği- ni yineleyeceğini söylüyor. Medyamız yeni bir mal bulmuş gibi, RTE’nin ola- sı yeni girişimini destekliyor. Ana muhalefetin gö- rüşmeye direnmesini onaylamıyormuş gibi bir tavır sergiliyor. Lakin medya, CHP liderinin, RTE’nin son hamle- sinin altındaki saklı gerçekleri veya demokratik açı- lımdan milli birlik çağrısına döne döne önüne gelen Kürt açılımının neler içerdiğini hükümet başkanı açık- lamadıkça, görüşmenin gereksizliğini vurgulayan söy- lemlerini anımsamak gereğini duymuyor. ABD’ye giderayak söyledikleri asıl amacını açığa çıkarıyor. RTE; “Baykal’a göndereceği görüşme davetiye- sinde içerikle ilgili ayrıntıların olup olmayacağı” so- rusunu, hayır, diye yanıtlıyor. “Baykal görüşmeyi kabul ederse ‘sadece usul nok- tasından bazı detayların’ yer alabileceğini” söylüyor. Bu söylem, Baykal’ın açılım açıldığından beri öne sürdüğü, önce açılımın neleri içereceğini söy- le, bunların üzerine görüşelim. Aklımıza yatarsa eli- mizden gelen desteği esirgemeyiz diye özetlenebi- lecek gerekçeleri bir kez daha haklı çıkarıyor. RTE, ayrışmayı kışkırtan, bölünmeye kapıyı ara- layan, ilk adı Kürt açılımı olan adımı veya bu yoldan terörü sona erdirerek anaların gözyaşlarını dindirmeyi amaç edinen girişimi görüşmek için yeni bir çağrı yap- mıyor. CHP’nin Kürt sorununun çözümü üzerinde önce- ki yıllarda yayımladığı raporları sürekli gündeme ge- tiriyor ve hâlâ (üstelik nelere dikkat edilmesini, ne- leri kabul edemeyeceğini defalarca söyleyen) , “ Bay- kal’la içerik ile ilgili noktayı görüşmeyeceğini” söy- lüyor. Bu davranışı politik amaç taşıyor. Şayet dağ fare doğurur, açılım yarattığı havaya uy- gun sonuçlar vermezse sorumluluğu ana muhalefetin üstüne yıkmayı planlıyor. Hem sorunun çözümünü istiyor hem de çözüm yo- lunda atılan, üstelik milli birlik gibi üzerinde tartışıl- ması olanaksız olan bir temel ilkede çözüm arayış- larımızı CHP kundakladı, kundaklıyor demeye ha- zırlanıyor. Hâlâ ne yapacağını kestiremeyen, hemen her gün yeni yalpalanmalara yol açan, içinden çıkamadığı açı- lıma -Baykal’ın saptadığı gibi- “ortak arıyor”. Gerçek kendi ifadeleri ile ortaya çıktığına göre, De- niz Baykal; Beyefendi arzu buyurdu, boynumuz kıl- dan incedir diye mektubu alır almaz RTE ile buluş- maya koşacak değil herhalde! Üstelik Beyefendi açılımın sınırlarını yeniden be- lirledi de gitti ABD’ye. Uçak alanı öğretilerinden öğrendik ki, milli birlik açı- lımının içinde “Ermenistan ile ilişkiler” var. Bu, bir. “Bu- nun yanı sıra işsizlik sorunu var”, iki. “Azınlıkların ken- dilerine ait sorunları var”, üç. “Başta terör, 5.’si ya- pılan Alevi Çalıştayı’nın ele aldığı sorunlar var”, dört. Birbiri ile uzak yakın ilgisine bakmaksızın açılımı özetlerken: “Sorun alanları nelerse, bu sorun alanları üzerin- de ‘Demokratik Açılım’ ile bu çalışmaları sürdürüp as- gari noktaya indirecek… Milli Birlik Projemizi ‘çok da- ha güzel’ takdim ederek, milli birliğimizi güçlendir- menin gayreti içinde olacağız” diyor. Bir çırpıda demokratik açılımı, milli birlik davası ve diğer sorunları aynı kefeye koyuyor Başbakan... Açılım adı altında sorunları AKP kazanında kendi pişiriyor, tadına kendi bakıyor. Başbakan’ın BM Genel Kurulu ile kimi toplantıla- ra katılması, ABD gezisinin resmi programı. Ama so- rulara verdiği yanıtlar gizlenmeye çalışılan başka bir amacın bu geziye egemen olduğu izlenimini veriyor. Bir gazetecinin sorusu: “Demokratik açılım ABD’de- ki ikili görüşmelerde gündeme gelecek mi?” Başbakan’ın yanıtı: “Soru üzerine gündeme gel- mesi halinde bunu elbette paylaşacağız.” G-20’ler toplantısına katılacak, (içlerinde Kürt sorunuyla çook yakından ilgilenen Obama yöneti- mi, AB kodamanları olan) 17 devletle ikili görüşme- ler yapacak. İçlerinden biri, demokratik adı altında Kürt açılımının ne olduğunu, nereye varmak istediğini mutlaka so- racaktır RTE’ye. Ya da iktidarın dümen suyundaki Dış- işlerimiz tarafından sormaları sağlanacaktır. Parti adı vermeyecektir ama öyle konuşacaktır ki Başbakan, -örneklerini gördük- açılımın olası başa- rısızlığını muhalefete yükleyecektir... Baykal bu olasılığı sezecek kadar öngörüsü güç- lü deneyimli bir lider: “…‘Anaların gözyaşı dinsin’ edebiyatıyla Türkiye’yi bambaşka sıkıntıların içine doğru sürükleyecek bir yol- culuğa Başbakan çıkmıştır. Şimdi o yolculuğun Washington durağına doğru gitmektedir...” diyor. Neresinden bakarsak bakalım, ne ad verirseniz ve- rin; içeride dışarıda bu istikamette yürüyen Kürt so- runu -demokratik açılım- Milli Birlik Projesi; bu ko- şullarda hayırlara vesile olur mu? SAYFA 23 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 24 Edirne B 25 Kocaeli PB 25 Çanakkale B 24 İzmir B 27 Manisa B 27 Aydın B 30 Denizli PB 27 Zonguldak B 21 Sinop Y 23 Samsun Y 22 Trabzon Y 21 Giresun Y 20 Ankara B 20 Eskişehir PB 20 Konya PB 20 Sıvas Y 15 Antalya B 31 Adana B 31 Mersin B 30 Diyarbakır B 25 Şanlıurfa B 27 Mardin B 25 Siirt B 23 Hakkâri B 25 Van B 16 Kars Y 12 Oslo Y 15 Helsinki B 16 Stockholm Y 18 Londra PB 20 Amsterdam PB 19 Brüksel PB 19 Paris Y 21 Bonn PB 22 Münih PB 25 Berlin Y 22 Budapeşte B 29 Madrid PB 27 Viyana B 25 Belgrad B 26 Sofya PB 24 Roma Y 25 Atina PB 26 Zürih PB 24 Moskova Y 17 Aşkabat B 29 Astana B 17 Taşkent PB 31 Bakû PB 22 Bişkek Y 25 Tiflis PB 23 Kahire B 30 Şam B 29 Ülkemizin kuzey, iç ve doğu kesimleri parça- lı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Do- ğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Sinop, Kastamonu, Amasya, Tokat ve Sı- vas çevreleri sağanak ve gök gürültülü sa- ğanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Cem Garipoğlu’nun teslim olmasõnõn ardõndan gözler yõllardõr aydõnlatõlamayan eski dosyalara çevrildi İstanbul Haber Servisi - Tür- kiye’nin uzun süredir günde- minde olan ve aydõnlatõlmayõ bekleyen Münevver Karubulut cinayeti zanlõsõnõn teslim edil- mesinin ardõndan, gözler bu kez yõllardõr çözülmeyi bekleyen ci- nayet dosyalarõna çevrildi. Birçok aile, yaralarõna tuz basmak zorunda kalõrken cina- yetlerin aydõnlanmamasõ acõla- rõnõ daha da arttõrdõ. Cinayet- lerden bazõlarõnda zanlõlarõn bi- linmesine karşõn yakalanama- masõ, cinayetlerde hâlâ yol ka- tedilememesi toplumda da “ya- panın yanına kâr kalıyor” dü- şüncesini uyandõrdõ. Büyük kamuoyu ilgisi 4 Mart 2009 gece yarõsõ İs- tanbul Etiler’de başõ ve gövde- si ayrõlmõş halde, bir çöp kon- teynõrõnda bulunan Münevver Karabulut’un cinayet zanlõsõ olarak aranan Cem Garipoğlu, 17 Eylül günü, cinayetten 197 gün sonra ailesinin avukatõ ta- rafõndan polislere teslim edildi. Karabulut cinayetinin ardõndan, konunun uzun süre basõnda ve kamuoyunda yer almasõnõn, ci- nayetin aydõnlatõlmasõnda etki- li olduğu tahmin ediliyor. G alatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğ- retim Üyesi, Ceza Hu- kuku ve Kriminoloji Araştõrma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ümit Kocasakal, olaylarõn ay- dõnlatõlmasõ ile zanlõlarõn bili- nip de yakalanmamasõnõn aynõ şeyler olmadõğõnõ belirterek “Olayın aydınlatılamaması toplumda daha tedirginlik yaratır. Şüpheliler bilinme- diği için olay daha çok ka- ranlıktadır. Bilindiği halde yakalanamaması sürecinde gerekli istihbaratlar sağla- nır, rutin çalışmalar devam ettirilir” dedi. Kocasakal, ce- za yargõlanmasõnõn teknik bir süreç olduğunu, dõşarõdan ba- kõldõğõ gibi kolay olmadõğõnõ vurgulayarak medyaya bu an- lamda büyük görevler düştü- ğünü söyledi. ‘Medya yalnızca haber vermeli’ Kocasakal, şöyle devam etti: “Haber vermenin ötesinde, soruşturma yapar gibi dav- ranmamalıdır. Medya toplu- mu bilgilendirirken çok fazla ayrıntıya yer vererek top- lumda gereksiz bir te- dirginlik, merak ya- ratmamalıdır. Bu şe- kilde sabırsızlık ve de tedirginlik artar. Karabulut cinayeti- ne baktığımızda medya, cinayette kulla- nıldığı belirtilen testereyi bile gösterdi, bu tehlikelidir. ” Bahçeşehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Nilü- fer Narlı da Karabulut cinaye- tinde gerek medyanõn, gerek kadõn örgütlerinin ve yazarlarõ- nõn kamuoyu baskõsõ oluşturdu- ğunu belirterek “Zaman za- man medya haberi verirken toplumu olumsuz etkileyen yanlışlıklar yaptı. Ama basının bu cinayetin aydınlatılmasın- da olumlu bir yerinin olduğu- nu düşünüyorum. ‘Yapanõn yanõna kâr kalõyor’ düşünce- sinin oluşturduğu toplumsal baskı, cinayetin aydınlatılma- sında önemli rol oynadı” dedi. Münevver Karabulut’un ka- tili Cem Garipoğlu’nun 197 gün sonra teslim edilmesinin ardõndan olayõn ayrõntõlarõ da yavaş yavaş ortaya çõkmaya baş- ladõ. Cem ve babasõ Mehmet Ni- da Garipoğlu’nun cep telefonu kayõtlarõ cinayet sonrasõnda ne- ler yaşandõğõna ilişkin ipuçlarõ veriyor. Baba Garipoğlu’nun oğlunun kaçõşõnõ organize ettiği, Cem Garipoğlu’nun Lülebur- gaz’da saklandõğõ öne sürülüyor. Sabah gazetesinin haberine göre Cem Garipoğlu’nun cinayet sonrasõnda kaçõşõnõ babasõ Meh- met Nida Garipoğlu organize etti. Cem Garipoğlu, ilk geceyi babasõnõn adamlarõnõn kendisini alarak götürdüğü Kõrklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde geçirdi. Saat 15.44’te satın aldı Baz istasyonu kayõtlarõna gö- re Cem Garipoğlu saat 12.48’de taksi çağõrarak Münevver Kara- bulut’un okuluna doğru yola çõktõ. Cem yolculuk sõrasõnda bir- kaç kez annesini telefonundan aradõ. Cem saat 14.07’de Mü- nevver tarafõndan arandõ. Birkaç dakika sonra Cem kullandõğõ ikinci hattan Münevver’i aradõ. Karabulut ve Garipoğlu okul çõ- kõşõ buluştu. Saat 15.00’e yak- laşõrken Cem ve Münevver Bah- çeşehir’deki villaya geldi. Cem 15.30 civarõnda villanõn hemen ilerisindeki Bahçeşehir İş Mer- kezi’ne gitti ve bir testere satõn aldõ. Testere satõn alma fişinde- ki saat 15.44’ü gösteriyordu. Cem Garipoğlu tekrar villaya geri döndü. Babasõnõn şirketi Berolina Plastik AŞ’ye kayõtlõ bir telefo- nu aradõ ve 2 dakika görüştü. Sonra durağõ arayarak taksi is- tedi. 18.25’te Berolina Plastik AŞ’ye ait bir telefonla yine gör- üştü. Gelen taksi şoförünü iki de- fa arayarak bulunduğu yeri tarif etti. Taksiyle buluştuktan sonra Münevver’in cesedini atmak için Etiler’e doğru yola çõktõ. Cem Garipoğlu cesedi attõktan sonra Akmerkez’e gitti. Burada Eren Atlı isimli arkadaşõnõ gördü. 19.58’de numarasõnõ vermek için Atlõ’nõn cep telefonuna çağ- rõ bõraktõ. Baba Garipoğlu’nun Habere göre Mehmet Nida Garipoğlu saat 16.17’den itiba- ren yoğun bir telefon trafiği yü- rüttü. 17.44’ten 21.41’e kadar yi- ne kendi şirketi Berolina Plastik AŞ’ye ait çeşitli telefonlardan de- falarca arandõ. İddiaya göre sa- at 19.00 sularõnda eve gelen ve kanlõ testereyi gören anne Tülay Makbule Garipoğlu, şirket te- lefonlarõndan eşini aradõ. Saat tam 21.41’de Cem Gari- poğlu Bahçeşehir’deki villaya gelerek cep telefonundan baba- sõnõ aradõ. Bu görüşmeden hemen sonra Mehmet Nida Garipoğlu 22.02’de şirkete kayõtlõ telefon- lardan birini aradõ ve 4 dakika görüştü. Ardõndan Ankara’daki bir numarayõ aradõ ve yine 2 da- kika görüştü. Biraz sonra şirketin idari işler müdürü olan Biray Çimen’i ara- dõ, 2 dakika da onunla gör- üştü. Mehmet Nida Garipoğlu daha sonra Silivri civarõnda otur- duğu ileri sürülen şoförünü aradõ. İki defa da onunla görüştü. Baba Garipoğlu saat 22.10’da başka bir hattõnõ kullanarak İstanbul Gaziosmanpaşa’daki bir cep te- lefonunu aradõ ve tam 11 dakika boyunca konuştu. Mehmet Nida Garipoğlu saat tam 23.40’ta Lü- leburgaz’daki bir telefona 3 kez mesaj attõ. Ertesi gün Lüleburgaz’daki bu telefon ve yine aynõ şehirde- ki diğer bir telefonla defalarca görüştü ve mesajlaştõ. Garipoğ- lu o gece saat 21.47’de oğluyla görüştükten sonra hemen eve gittiğini söylemişti. Büyük çelişkiler Ama baz kayõtlarõna göre ba- ba Avcõlar’daki işyerinden gece yarõsõna kadar ayrõlmadõ. İddia- ya göre oğlunun işlediği cinayeti öğrenen Mehmet Nida Gari- poğlu, adamlarõnõ arayarak Cem’in kaçõşõnõ organize etti. Haberde, Mehmet Nida Ga- ripoğlu’nun Cem Garipoğlu’na Bahçeşehir’de bulunan bir ka- feye gitmesini söylediği ve adamlarõndan biriyle Cem’in Lüleburgaz’a doğru yola çõka- rõldõğõ ve orada saklandõğõ id- dia edildi. ‘197 gün’le ilgili yeni ayrõntõlar Medyadan ve polisten aynõ ilgiyi bekle- yen bazõ dosyalar şunlar: 12 Nisan 2004’te as- kere gitme hazõrlõğõ ya- pan Barış Dönmez, Be- yoğlu’nda “Academy 14” adlõ barda boğazõ kesilerek yaşamõnõ yitir- mişti. Beyoğlu 3. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuk- suz sanõklar İbrahim Biberoğlu ve Ömer Faruk Saral’õn yargõlanmasõna devam edilirken cinayet halen aydõnlatõlamadõ.  25 Eylül 2004 ta- rihinde Yeşilköy’de Hubble Bubble Kafe’de Burak Şengöçen’in (19) kõz meselesi nede- niyle Serhat Aslan ta- rafõndan bõçaklanarak öldürüldüğü öne sürül- müş, zengin bir ailenin çocuğu olduğu belirti- len Aslan hakkõnda kõrmõzõ bültenle arama emri çõkarõlmõştõ. Geçen günlerde Lon- dra’da görüntülenen Aslan, kõsa bir süre sonra yine izini kaybettirmişti. 8 Aralõk 2008’de ise Şişli’de Love Bar’õn işletmecisi En- gin Temel (24) evinde uğradõğõ saldõrõ sonra- sõ başõndan vurularak öldürülmüştü. Münevver Karabulut cinayeti zanlõsõnõn teslim edilmesinin ardõndan, gözler bu kez zanlõlarõ bilinen ancak yakalanamayan ya da failleri bile bilinmeyen ve aydõnlatõlmayõ bekleyen cinayetlere çevrildi. Çözüm bekleyenler Barış Dönmez. Burak Şengöçen. Engin Temel. İstanbul’un Beykoz ilçesinde, bulundukları araca açılan ateş sonucu, imam nikâhıyla birlik- te yaşadığı Haydar Kabak ile birlikte öldürülen İfaket Kutluada, Rize’de toprağa verildi. Kut- luada’nın cenazesi, ilçenin Yaylacılar köyündeki camide kılınan namazın ardından aynı ilçe- deki aile mezarlığına defnedildi. Kabak ise İstanbul’da yakınlarınca toprağa verildi. (AA) Emniyet yurtdışına kaçmadığını biliyormuş C em Garipoğlu’nun aran- dõğõ dönemde kentte 249 cinayet işlendi. Hürri- yet’in haberine göre, cinayet ma- sasõ söz konusu dönemde işlenen 249 cinayetten 230’unu çözdü, 19’u hâlâ işlemde. Cinayet ma- sasõ dedektifleri, 197 günlük sü- reç içinde Cem Garipoğlu’nun bilgisayar kullanmadõğõnõ belir- terek “Değil bilgisayarın tuşu- na basmak, bilgisayarın ka- pağını bile açsaydı, Cem’e ula- şırdık” dediler. Cem Garipoğ- lu’nun peşinde olduklarõ 197 gün boyunca somut hiçbir ize rastlayamadõklarõnõ ifade eden dedektifler, ilk günden beri Cem’in Türkiye dõşõna çõkmadõ- ğõnõ düşündüklerini söylediler. ‘Aydınlatılamayan dosyalar tedirginlik yaratır’ Çocuk kurbanlar S on 12 yõlda İstanbul’da yaşlarõ 9 ile 14 arasõnda değişen 6 kõz çocuğu da benzer cinayetlere kurban gitti ve katilleri bulunamadõ. Katledilen çocuklarõn aileleri davalarõnõ Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne (AİHM) taşõdõ, ancak bundan da sonuç alõnamadõ. Hatice Başar (14) 1 Mayõs 1997 yõlõnda okuldan eve dönerken uğradõğõ tecavüz sonrasõ boğularak öldürüldü. Cinayetin ardõndan gözaltõna alõnan Cahit Keleş “Daha önce Ataköy’de bir kıza da tecavüz etmiştim” deyince, tutuklandõ. Ancak Polis Kriminal Labarotuvarõ’nda yapõlan testlerde, Başar’õn cesedinden alõnan sperm örneklerinin sanõktan alõnanlarla aynõ olmadõğõ anlaşõlõnca zanlõ serbest bõrakõldõ. Çağla Tuğaltay (15), 5 Haziran 2000 tarihinde okuldan evine döndü ve evinde boğazõ kesilmiş olarak bulundu. Tuğaltay’õn katiline ya da katl zanlõlarõna hâlâ ulaşamadõ. Cesedi çõplak olmasõna karşõn tecavüz izine rastlanmadõ. Halkalõ’da 2001’de bayramda ortadan kaybolan 11 yaşõndaki Damla Çelik ise ölü olarak bulunduğunda, tecavüze uğradõğõ belirlendi. Büyükçekmece’de 2003 yõlõnda, bayram günü şeker toplamak için evinden ayrõlan Gizem Sel’in (9) cesedi Gürpõnar yolunda bulundu. Sel’in iki gün sonra bulunan cesedinde, kafasõna poşet geçirilerek öldürüldüğü görüldü. Damla ve Gizem’in cesetlerinin Gürpõnar yolunda bulunmasõ, katilin aynõ kişi olabileceği ihtimalini gündeme getirdi ancak ipucu bulunamadõ. 13 yaşõndaki Nigar Şahin, 30 Mart 2006’da ders çalõşmak için gittiği arkadaşõnõn evinden dönmedi. Birkaç gün sonra telle boğularak öldürüldükten sonra cesedi yakõlmõş bir halde bir çöp konteynõrõnda bulundu. Katil ya da katillerinin yakalanmasõ için yapõlan tüm girişimler sonuçsuz kaldõ. Hukukçular cinayetlerin aydınlatılmasında medya ve kamuoyu baskısının önem taşıdığını vurguluyor. Karanlõktakalancinayetler CEYLANPINAR (AA) - Şanlõurfa’nõn Ceylanpõnar ilçesinde 16 Eylül Çarşamba günü kavga etmek üzere toplanan iki taraf arasõnda yaşanan gerginlikte, yoldan geçen 13 yaşõndaki İbrahim Halil Yõlmaz’õn açõlan ateş sonucu hayatõnõ kaybettiği olayla ilgili soruşturma sürüyor. Olayda kullanõlan silaha henüz ulaşõlamazken, konuyla ilgili gözaltõna alõnan Mehmet Y, Mehmet D, Bülent D. ve adõ öğrenilemeyen bir kişi tutuklandõ. Kör kurşunla ölüme tutuklama
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle