Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
ti politikası, iç siyaset kokuyor.
Bu saptamanın kanıtı ABD yolcusunun giderayak
yaptığı açıklamalarda gizli.
Büyük bir özveri gösteriyor; görüşme taleplerini ge-
ri çeviren ana muhalefet lideri Deniz Baykal’a,
bayramdan sonra mektup yazarak buluşma isteği-
ni yineleyeceğini söylüyor.
Medyamız yeni bir mal bulmuş gibi, RTE’nin ola-
sı yeni girişimini destekliyor. Ana muhalefetin gö-
rüşmeye direnmesini onaylamıyormuş gibi bir tavır
sergiliyor.
Lakin medya, CHP liderinin, RTE’nin son hamle-
sinin altındaki saklı gerçekleri veya demokratik açı-
lımdan milli birlik çağrısına döne döne önüne gelen
Kürt açılımının neler içerdiğini hükümet başkanı açık-
lamadıkça, görüşmenin gereksizliğini vurgulayan söy-
lemlerini anımsamak gereğini duymuyor.
ABD’ye giderayak söyledikleri asıl amacını açığa
çıkarıyor.
RTE; “Baykal’a göndereceği görüşme davetiye-
sinde içerikle ilgili ayrıntıların olup olmayacağı” so-
rusunu, hayır, diye yanıtlıyor.
“Baykal görüşmeyi kabul ederse ‘sadece usul nok-
tasından bazı detayların’ yer alabileceğini” söylüyor.
Bu söylem, Baykal’ın açılım açıldığından beri
öne sürdüğü, önce açılımın neleri içereceğini söy-
le, bunların üzerine görüşelim. Aklımıza yatarsa eli-
mizden gelen desteği esirgemeyiz diye özetlenebi-
lecek gerekçeleri bir kez daha haklı çıkarıyor.
RTE, ayrışmayı kışkırtan, bölünmeye kapıyı ara-
layan, ilk adı Kürt açılımı olan adımı veya bu yoldan
terörü sona erdirerek anaların gözyaşlarını dindirmeyi
amaç edinen girişimi görüşmek için yeni bir çağrı yap-
mıyor.
CHP’nin Kürt sorununun çözümü üzerinde önce-
ki yıllarda yayımladığı raporları sürekli gündeme ge-
tiriyor ve hâlâ (üstelik nelere dikkat edilmesini, ne-
leri kabul edemeyeceğini defalarca söyleyen) , “ Bay-
kal’la içerik ile ilgili noktayı görüşmeyeceğini” söy-
lüyor.
Bu davranışı politik amaç taşıyor.
Şayet dağ fare doğurur, açılım yarattığı havaya uy-
gun sonuçlar vermezse sorumluluğu ana muhalefetin
üstüne yıkmayı planlıyor.
Hem sorunun çözümünü istiyor hem de çözüm yo-
lunda atılan, üstelik milli birlik gibi üzerinde tartışıl-
ması olanaksız olan bir temel ilkede çözüm arayış-
larımızı CHP kundakladı, kundaklıyor demeye ha-
zırlanıyor.
Hâlâ ne yapacağını kestiremeyen, hemen her gün
yeni yalpalanmalara yol açan, içinden çıkamadığı açı-
lıma -Baykal’ın saptadığı gibi- “ortak arıyor”.
Gerçek kendi ifadeleri ile ortaya çıktığına göre, De-
niz Baykal; Beyefendi arzu buyurdu, boynumuz kıl-
dan incedir diye mektubu alır almaz RTE ile buluş-
maya koşacak değil herhalde!
Üstelik Beyefendi açılımın sınırlarını yeniden be-
lirledi de gitti ABD’ye.
Uçak alanı öğretilerinden öğrendik ki, milli birlik açı-
lımının içinde “Ermenistan ile ilişkiler” var. Bu, bir. “Bu-
nun yanı sıra işsizlik sorunu var”, iki. “Azınlıkların ken-
dilerine ait sorunları var”, üç. “Başta terör, 5.’si ya-
pılan Alevi Çalıştayı’nın ele aldığı sorunlar var”,
dört.
Birbiri ile uzak yakın ilgisine bakmaksızın açılımı
özetlerken:
“Sorun alanları nelerse, bu sorun alanları üzerin-
de ‘Demokratik Açılım’ ile bu çalışmaları sürdürüp as-
gari noktaya indirecek… Milli Birlik Projemizi ‘çok da-
ha güzel’ takdim ederek, milli birliğimizi güçlendir-
menin gayreti içinde olacağız” diyor.
Bir çırpıda demokratik açılımı, milli birlik davası ve
diğer sorunları aynı kefeye koyuyor Başbakan...
Açılım adı altında sorunları AKP kazanında kendi
pişiriyor, tadına kendi bakıyor.
Başbakan’ın BM Genel Kurulu ile kimi toplantıla-
ra katılması, ABD gezisinin resmi programı. Ama so-
rulara verdiği yanıtlar gizlenmeye çalışılan başka bir
amacın bu geziye egemen olduğu izlenimini veriyor.
Bir gazetecinin sorusu: “Demokratik açılım ABD’de-
ki ikili görüşmelerde gündeme gelecek mi?”
Başbakan’ın yanıtı: “Soru üzerine gündeme gel-
mesi halinde bunu elbette paylaşacağız.”
G-20’ler toplantısına katılacak, (içlerinde Kürt
sorunuyla çook yakından ilgilenen Obama yöneti-
mi, AB kodamanları olan) 17 devletle ikili görüşme-
ler yapacak.
İçlerinden biri, demokratik adı altında Kürt açılımının
ne olduğunu, nereye varmak istediğini mutlaka so-
racaktır RTE’ye. Ya da iktidarın dümen suyundaki Dış-
işlerimiz tarafından sormaları sağlanacaktır.
Parti adı vermeyecektir ama öyle konuşacaktır ki
Başbakan, -örneklerini gördük- açılımın olası başa-
rısızlığını muhalefete yükleyecektir...
Baykal bu olasılığı sezecek kadar öngörüsü güç-
lü deneyimli bir lider:
“…‘Anaların gözyaşı dinsin’ edebiyatıyla Türkiye’yi
bambaşka sıkıntıların içine doğru sürükleyecek bir yol-
culuğa Başbakan çıkmıştır. Şimdi o yolculuğun
Washington durağına doğru gitmektedir...” diyor.
Neresinden bakarsak bakalım, ne ad verirseniz ve-
rin; içeride dışarıda bu istikamette yürüyen Kürt so-
runu -demokratik açılım- Milli Birlik Projesi; bu ko-
şullarda hayırlara vesile olur mu?
SAYFA 23 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 24
Edirne B 25
Kocaeli PB 25
Çanakkale B 24
İzmir B 27
Manisa B 27
Aydın B 30
Denizli PB 27
Zonguldak B 21
Sinop Y 23
Samsun Y 22
Trabzon Y 21
Giresun Y 20
Ankara B 20
Eskişehir PB 20
Konya PB 20
Sıvas Y 15
Antalya B 31
Adana B 31
Mersin B 30
Diyarbakır B 25
Şanlıurfa B 27
Mardin B 25
Siirt B 23
Hakkâri B 25
Van B 16
Kars Y 12
Oslo Y 15
Helsinki B 16
Stockholm Y 18
Londra PB 20
Amsterdam PB 19
Brüksel PB 19
Paris Y 21
Bonn PB 22
Münih PB 25
Berlin Y 22
Budapeşte B 29
Madrid PB 27
Viyana B 25
Belgrad B 26
Sofya PB 24
Roma Y 25
Atina PB 26
Zürih PB 24
Moskova Y 17
Aşkabat B 29
Astana B 17
Taşkent PB 31
Bakû PB 22
Bişkek Y 25
Tiflis PB 23
Kahire B 30
Şam B 29
Ülkemizin kuzey, iç ve
doğu kesimleri parça-
lı ve çok bulutlu, Orta
Karadeniz kıyıları, Do-
ğu Karadeniz, Doğu
Anadolu’nun kuzeyi ile
Sinop, Kastamonu,
Amasya, Tokat ve Sı-
vas çevreleri sağanak
ve gök gürültülü sa-
ğanak yağışlı, diğer
yerler az bulutlu ve
açık geçecek.
Cem Garipoğlu’nun teslim olmasõnõn ardõndan gözler yõllardõr aydõnlatõlamayan eski dosyalara çevrildi
İstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye’nin uzun süredir günde-
minde olan ve aydõnlatõlmayõ
bekleyen Münevver Karubulut
cinayeti zanlõsõnõn teslim edil-
mesinin ardõndan, gözler bu kez
yõllardõr çözülmeyi bekleyen ci-
nayet dosyalarõna çevrildi.
Birçok aile, yaralarõna tuz
basmak zorunda kalõrken cina-
yetlerin aydõnlanmamasõ acõla-
rõnõ daha da arttõrdõ. Cinayet-
lerden bazõlarõnda zanlõlarõn bi-
linmesine karşõn yakalanama-
masõ, cinayetlerde hâlâ yol ka-
tedilememesi toplumda da “ya-
panın yanına kâr kalıyor” dü-
şüncesini uyandõrdõ.
Büyük kamuoyu ilgisi
4 Mart 2009 gece yarõsõ İs-
tanbul Etiler’de başõ ve gövde-
si ayrõlmõş halde, bir çöp kon-
teynõrõnda bulunan Münevver
Karabulut’un cinayet zanlõsõ
olarak aranan Cem Garipoğlu,
17 Eylül günü, cinayetten 197
gün sonra ailesinin avukatõ ta-
rafõndan polislere teslim edildi.
Karabulut cinayetinin ardõndan,
konunun uzun süre basõnda ve
kamuoyunda yer almasõnõn, ci-
nayetin aydõnlatõlmasõnda etki-
li olduğu tahmin ediliyor.
G
alatasaray Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Öğ-
retim Üyesi, Ceza Hu-
kuku ve Kriminoloji Araştõrma
Merkezi Müdürü Doç. Dr.
Ümit Kocasakal, olaylarõn ay-
dõnlatõlmasõ ile zanlõlarõn bili-
nip de yakalanmamasõnõn aynõ
şeyler olmadõğõnõ belirterek
“Olayın aydınlatılamaması
toplumda daha tedirginlik
yaratır. Şüpheliler bilinme-
diği için olay daha çok ka-
ranlıktadır. Bilindiği halde
yakalanamaması sürecinde
gerekli istihbaratlar sağla-
nır, rutin çalışmalar devam
ettirilir” dedi. Kocasakal, ce-
za yargõlanmasõnõn teknik bir
süreç olduğunu, dõşarõdan ba-
kõldõğõ gibi kolay olmadõğõnõ
vurgulayarak medyaya bu an-
lamda büyük görevler düştü-
ğünü söyledi.
‘Medya yalnızca
haber vermeli’
Kocasakal, şöyle devam etti:
“Haber vermenin ötesinde,
soruşturma yapar gibi dav-
ranmamalıdır. Medya toplu-
mu bilgilendirirken çok fazla
ayrıntıya yer vererek top-
lumda gereksiz bir te-
dirginlik, merak ya-
ratmamalıdır. Bu şe-
kilde sabırsızlık ve
de tedirginlik artar.
Karabulut cinayeti-
ne baktığımızda
medya, cinayette kulla-
nıldığı belirtilen testereyi
bile gösterdi, bu tehlikelidir. ”
Bahçeşehir Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Sosyoloji
Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Nilü-
fer Narlı da Karabulut cinaye-
tinde gerek medyanõn, gerek
kadõn örgütlerinin ve yazarlarõ-
nõn kamuoyu baskõsõ oluşturdu-
ğunu belirterek “Zaman za-
man medya haberi verirken
toplumu olumsuz etkileyen
yanlışlıklar yaptı. Ama basının
bu cinayetin aydınlatılmasın-
da olumlu bir yerinin olduğu-
nu düşünüyorum. ‘Yapanõn
yanõna kâr kalõyor’
düşünce-
sinin oluşturduğu toplumsal
baskı, cinayetin aydınlatılma-
sında önemli rol oynadı” dedi.
Münevver Karabulut’un ka-
tili Cem Garipoğlu’nun 197
gün sonra teslim edilmesinin
ardõndan olayõn ayrõntõlarõ da
yavaş yavaş ortaya çõkmaya baş-
ladõ. Cem ve babasõ Mehmet Ni-
da Garipoğlu’nun cep telefonu
kayõtlarõ cinayet sonrasõnda ne-
ler yaşandõğõna ilişkin ipuçlarõ
veriyor. Baba Garipoğlu’nun
oğlunun kaçõşõnõ organize ettiği,
Cem Garipoğlu’nun Lülebur-
gaz’da saklandõğõ öne sürülüyor.
Sabah gazetesinin haberine
göre Cem Garipoğlu’nun cinayet
sonrasõnda kaçõşõnõ babasõ Meh-
met Nida Garipoğlu organize
etti. Cem Garipoğlu, ilk geceyi
babasõnõn adamlarõnõn kendisini
alarak götürdüğü Kõrklareli’nin
Lüleburgaz ilçesinde geçirdi.
Saat 15.44’te satın aldı
Baz istasyonu kayõtlarõna gö-
re Cem Garipoğlu saat 12.48’de
taksi çağõrarak Münevver Kara-
bulut’un okuluna doğru yola
çõktõ. Cem yolculuk sõrasõnda bir-
kaç kez annesini telefonundan
aradõ. Cem saat 14.07’de Mü-
nevver tarafõndan arandõ. Birkaç
dakika sonra Cem kullandõğõ
ikinci hattan Münevver’i aradõ.
Karabulut ve Garipoğlu okul çõ-
kõşõ buluştu. Saat 15.00’e yak-
laşõrken Cem ve Münevver Bah-
çeşehir’deki villaya geldi. Cem
15.30 civarõnda villanõn hemen
ilerisindeki Bahçeşehir İş Mer-
kezi’ne gitti ve bir testere satõn
aldõ. Testere satõn alma fişinde-
ki saat 15.44’ü gösteriyordu.
Cem Garipoğlu tekrar villaya
geri döndü.
Babasõnõn şirketi Berolina
Plastik AŞ’ye kayõtlõ bir telefo-
nu aradõ ve 2 dakika görüştü.
Sonra durağõ arayarak taksi is-
tedi. 18.25’te Berolina Plastik
AŞ’ye ait bir telefonla yine gör-
üştü. Gelen taksi şoförünü iki de-
fa arayarak bulunduğu yeri tarif
etti. Taksiyle buluştuktan sonra
Münevver’in cesedini atmak için
Etiler’e doğru yola çõktõ. Cem
Garipoğlu cesedi attõktan sonra
Akmerkez’e gitti. Burada Eren
Atlı isimli arkadaşõnõ gördü.
19.58’de numarasõnõ vermek
için Atlõ’nõn cep telefonuna çağ-
rõ bõraktõ.
Baba Garipoğlu’nun
Habere göre Mehmet Nida
Garipoğlu saat 16.17’den itiba-
ren yoğun bir telefon trafiği yü-
rüttü. 17.44’ten 21.41’e kadar yi-
ne kendi şirketi Berolina Plastik
AŞ’ye ait çeşitli telefonlardan de-
falarca arandõ. İddiaya göre sa-
at 19.00 sularõnda eve gelen ve
kanlõ testereyi gören anne Tülay
Makbule Garipoğlu, şirket te-
lefonlarõndan eşini aradõ.
Saat tam 21.41’de Cem Gari-
poğlu Bahçeşehir’deki villaya
gelerek cep telefonundan baba-
sõnõ aradõ.
Bu görüşmeden hemen sonra
Mehmet Nida Garipoğlu
22.02’de şirkete kayõtlõ telefon-
lardan birini aradõ ve 4 dakika
görüştü. Ardõndan Ankara’daki
bir numarayõ aradõ ve yine 2 da-
kika görüştü.
Biraz sonra şirketin idari işler
müdürü olan Biray Çimen’i ara-
dõ, 2 dakika da onunla gör-
üştü. Mehmet Nida Garipoğlu
daha sonra Silivri civarõnda otur-
duğu ileri sürülen şoförünü aradõ.
İki defa da onunla görüştü. Baba
Garipoğlu saat 22.10’da başka
bir hattõnõ kullanarak İstanbul
Gaziosmanpaşa’daki bir cep te-
lefonunu aradõ ve tam 11 dakika
boyunca konuştu. Mehmet Nida
Garipoğlu saat tam 23.40’ta Lü-
leburgaz’daki bir telefona 3 kez
mesaj attõ.
Ertesi gün Lüleburgaz’daki
bu telefon ve yine aynõ şehirde-
ki diğer bir telefonla defalarca
görüştü ve mesajlaştõ. Garipoğ-
lu o gece saat 21.47’de oğluyla
görüştükten sonra hemen eve
gittiğini söylemişti.
Büyük çelişkiler
Ama baz kayõtlarõna göre ba-
ba Avcõlar’daki işyerinden gece
yarõsõna kadar ayrõlmadõ. İddia-
ya göre oğlunun işlediği cinayeti
öğrenen Mehmet Nida Gari-
poğlu, adamlarõnõ arayarak
Cem’in kaçõşõnõ organize etti.
Haberde, Mehmet Nida Ga-
ripoğlu’nun Cem Garipoğlu’na
Bahçeşehir’de bulunan bir ka-
feye gitmesini söylediği ve
adamlarõndan biriyle Cem’in
Lüleburgaz’a doğru yola çõka-
rõldõğõ ve orada saklandõğõ id-
dia edildi.
‘197 gün’le ilgili yeni ayrõntõlar
Medyadan ve polisten aynõ ilgiyi bekle-
yen bazõ dosyalar şunlar:
12 Nisan 2004’te as-
kere gitme hazõrlõğõ ya-
pan Barış Dönmez, Be-
yoğlu’nda “Academy
14” adlõ barda boğazõ
kesilerek yaşamõnõ yitir-
mişti. Beyoğlu 3. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nde
görülen davada tutuk-
suz sanõklar İbrahim Biberoğlu ve Ömer
Faruk Saral’õn yargõlanmasõna devam
edilirken cinayet halen aydõnlatõlamadõ.
25 Eylül 2004 ta-
rihinde Yeşilköy’de
Hubble Bubble Kafe’de
Burak Şengöçen’in
(19) kõz meselesi nede-
niyle Serhat Aslan ta-
rafõndan bõçaklanarak
öldürüldüğü öne sürül-
müş, zengin bir ailenin
çocuğu olduğu belirti-
len Aslan hakkõnda kõrmõzõ bültenle arama
emri çõkarõlmõştõ. Geçen günlerde Lon-
dra’da görüntülenen Aslan, kõsa bir süre
sonra yine izini kaybettirmişti.
8 Aralõk 2008’de
ise Şişli’de Love
Bar’õn işletmecisi En-
gin Temel (24) evinde
uğradõğõ saldõrõ sonra-
sõ başõndan vurularak
öldürülmüştü.
Münevver Karabulut cinayeti zanlõsõnõn teslim edilmesinin
ardõndan, gözler bu kez zanlõlarõ bilinen ancak yakalanamayan
ya da failleri bile bilinmeyen ve aydõnlatõlmayõ bekleyen
cinayetlere çevrildi.
Çözüm
bekleyenler
Barış Dönmez.
Burak Şengöçen.
Engin Temel.
İstanbul’un Beykoz ilçesinde, bulundukları araca açılan ateş sonucu, imam nikâhıyla birlik-
te yaşadığı Haydar Kabak ile birlikte öldürülen İfaket Kutluada, Rize’de toprağa verildi. Kut-
luada’nın cenazesi, ilçenin Yaylacılar köyündeki camide kılınan namazın ardından aynı ilçe-
deki aile mezarlığına defnedildi. Kabak ise İstanbul’da yakınlarınca toprağa verildi. (AA)
Emniyet
yurtdışına
kaçmadığını
biliyormuş
C
em Garipoğlu’nun aran-
dõğõ dönemde kentte 249
cinayet işlendi. Hürri-
yet’in haberine göre, cinayet ma-
sasõ söz konusu dönemde işlenen
249 cinayetten 230’unu çözdü,
19’u hâlâ işlemde. Cinayet ma-
sasõ dedektifleri, 197 günlük sü-
reç içinde Cem Garipoğlu’nun
bilgisayar kullanmadõğõnõ belir-
terek “Değil bilgisayarın tuşu-
na basmak, bilgisayarın ka-
pağını bile açsaydı, Cem’e ula-
şırdık” dediler. Cem Garipoğ-
lu’nun peşinde olduklarõ 197
gün boyunca somut hiçbir ize
rastlayamadõklarõnõ ifade eden
dedektifler, ilk günden beri
Cem’in Türkiye dõşõna çõkmadõ-
ğõnõ düşündüklerini söylediler.
‘Aydınlatılamayan dosyalar tedirginlik yaratır’
Çocuk
kurbanlar
S
on 12 yõlda İstanbul’da yaşlarõ 9
ile 14 arasõnda değişen 6 kõz
çocuğu da benzer cinayetlere
kurban gitti ve katilleri bulunamadõ.
Katledilen çocuklarõn aileleri
davalarõnõ Avrupa İnsan Haklarõ
Mahkemesi’ne (AİHM) taşõdõ, ancak
bundan da sonuç alõnamadõ. Hatice
Başar (14) 1 Mayõs 1997 yõlõnda
okuldan eve dönerken uğradõğõ
tecavüz sonrasõ boğularak öldürüldü.
Cinayetin ardõndan gözaltõna alõnan
Cahit Keleş “Daha önce Ataköy’de
bir kıza da tecavüz etmiştim”
deyince, tutuklandõ. Ancak Polis
Kriminal Labarotuvarõ’nda yapõlan
testlerde, Başar’õn cesedinden alõnan
sperm örneklerinin sanõktan
alõnanlarla aynõ olmadõğõ anlaşõlõnca
zanlõ serbest bõrakõldõ. Çağla
Tuğaltay (15), 5 Haziran 2000
tarihinde okuldan evine döndü ve
evinde boğazõ kesilmiş olarak
bulundu. Tuğaltay’õn katiline ya da
katl zanlõlarõna hâlâ ulaşamadõ. Cesedi
çõplak olmasõna karşõn tecavüz izine
rastlanmadõ. Halkalõ’da 2001’de
bayramda ortadan kaybolan 11
yaşõndaki Damla Çelik ise ölü olarak
bulunduğunda, tecavüze uğradõğõ
belirlendi. Büyükçekmece’de 2003
yõlõnda, bayram günü şeker toplamak
için evinden ayrõlan Gizem Sel’in (9)
cesedi Gürpõnar yolunda bulundu.
Sel’in iki gün sonra bulunan
cesedinde, kafasõna poşet geçirilerek
öldürüldüğü görüldü. Damla ve
Gizem’in cesetlerinin Gürpõnar
yolunda bulunmasõ, katilin aynõ kişi
olabileceği ihtimalini gündeme getirdi
ancak ipucu bulunamadõ. 13 yaşõndaki
Nigar Şahin, 30 Mart 2006’da ders
çalõşmak için gittiği arkadaşõnõn
evinden dönmedi. Birkaç gün sonra
telle boğularak öldürüldükten sonra
cesedi yakõlmõş bir halde bir çöp
konteynõrõnda bulundu. Katil ya da
katillerinin yakalanmasõ için yapõlan
tüm girişimler sonuçsuz kaldõ.
Hukukçular
cinayetlerin
aydınlatılmasında
medya ve kamuoyu
baskısının önem
taşıdığını vurguluyor.
Karanlõktakalancinayetler
CEYLANPINAR (AA) - Şanlõurfa’nõn
Ceylanpõnar ilçesinde 16 Eylül Çarşamba
günü kavga etmek üzere toplanan iki taraf
arasõnda yaşanan gerginlikte, yoldan geçen 13
yaşõndaki İbrahim Halil Yõlmaz’õn açõlan ateş
sonucu hayatõnõ kaybettiği olayla ilgili
soruşturma sürüyor. Olayda kullanõlan silaha
henüz ulaşõlamazken, konuyla ilgili gözaltõna
alõnan Mehmet Y, Mehmet D, Bülent D. ve
adõ öğrenilemeyen bir kişi tutuklandõ.
Kör kurşunla ölüme tutuklama