25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ ABD’den Gelen Yanık Helva Kokusu İddia odur ki, Barack Husseyin Obama’nın Baş- kan seçilmesiyle birlikte ABD’nin emperyalist karak- terinde, uluslararası politika ile ilgili projeksiyonların- da köklü değişiklikler olmuştur. Hiç kuşkusuz bir si- yasi partinin, bir liderin, o lideri iktidara taşıyan rüz- gârların,sınıfsalkonumlanışlarınciddiyealınmasıge- rekir. Ama bir süper gücün dünya ekonomisi ile sıkı sı- kıya bağlı, enerji kaynaklarına bu kadar bağımlı, dün- yaya yön verme konusunda yüz yıllık deneyime sa- hip bir ülkenin siyahi bir Husseyin işbaşına geldi di- ye değişivermesi mümkün değildir. Değişmediği görülüyor. Turnosol kâğıdı Ortadoğu politikaları ve Hondu- ras’tır. Irak’tan geri çekilme düğmesine basan ABD böl- gede kalıcı olmanın askeri olan, olmayan yöntemle- riniarıyor.Irak’taKürt,Sünni,Şiiparçalanmasıenbü- yük tehdit. Tercih petrol kuyularının bulunduğu böl- gelerdir.Büyükplanlaragereksinimolduğugözlegö- rülüyor. Başkanegörülüyor?Bölgedekiherülkenin,hersi- yasi gücün bu planlarda bir yeri olması gerektiği de görülüyor mu? İkinci kanıt Honduras’tır. Barack Husseyin Oba- ma’nın bu macereda, imajını bozmayacak, kestane- leri ateşten çekecek gönüllü 24 kahramanlarına ge- reksinimi vardı. İktidarı paylaştığı güçler Honduras darbesinin ar- kasındaydılar. Latin Amerika’nın zayıf halkası Honduras’tır. Artık tehlike işaretleri veren sola kayışı durdurmak istiyor- sanız bu halka en uygunudur. Honduras’ta iktidara gelen Liberal Parti’nin başkanı Zelaya Latin Ameri- ka’daki genel gidişten etkilenmiş ve bu darbeler ül- kesinde bir anayasa değişikliği gerçekleştirmek iste- miştir. Onun talihsizliği ABD’nin her zaman bölgede bir üs olarak kullandığı ülkeyi dönüştürmek, esen rüzgâra uymak istemesedir. Honduras’ta gerçekle- şen darbe, ordu destekli sivil bir darbe oldu. Zelaya derdest edililip sürüldü. Bir general değil, bir sivil Ro- bert Micheletti başkan oldu. Prof. Dr. Korkut Boratav, Sol internet sitesindeki yazısında Honduras’ta olup bitenler konusunda yine uzman bir tarihçinin görüşlerini aktarıyor: “İmmanuel Wallerstein’a göre, (Honduras) La- tinAmerika’daegemensınıfların,Amerika’nınaşı- rı sağ çevreleriyle ittifak halinde başlattıkları kar- şı hücumun ilk hamlesidir. Guatemala, Nikara- gua, Salvador’da benzer hamleler gündemdedir. Latin Amerika’da sol, ABD’nin zafiyeti ve dünya ekonomisindeki canlanma konjonktürü sayesin- de iktidarlara geldi. Amerika’nın zafiyeti devam ediyor; ama, uluslararası iktidarlardaki solcu yö- netimleri cezalandıracaktır. Öncelikle de, ‘zayıf iktisat politikaları‘ nedeniyle, Brezilya, Uruguay, Arjantin ve Şili’deki ılımlı sol yönetimler, iktidar- ları sağa devredeceklerdir. Wallerstein’in Latin Amerika genellemesi (devrimci dönüşümlere yol açan istisnalar dışında), bence de doğrudur: Si- yasi sonuçları bakımından ekonomik canlılık dö- nemleriemekçisınıflaravesola;bunalımyıllarıise egemen sınıflara ve sağa yaramaktadır.” Özellikle son cümleye dikkatinizi çekmek isterim. Hani umutsuzluğu derinleştirmek için değil, “siyasi dönüşüm için siyasi güç gereklidir” diyebilmek için. Ama asıl söylemek istediğim bu değildi. Söylemek istediğimi geçenlerde Husseyin Obama’nın Dışişleri Bakanı Hillary Clinton dile getirmişti. Özetle demiş- ti ki; “Biz bundan böyle devletler arası ilişkilerle hükümetlerle yetinmeyeceğiz, başka güçlere de bakacağız,siviltoplumkuruluşlarınıgözdenuzak tutmayacağız, cemaatlere eğileceğiz.” Böyle demişti. Ben de demiştim ki, “yandı gülüm keten helva.” Yoğundu çünkü kokusu... e-posta: [email protected] Akli dengeleri bozuk olduğu öne sürülen baba ve oğullarõ rasgele ateş açarak etrafa dehşet saçtõ Elazığ’da vahşet: 6 kişi öldü Yurt Haberleri Servisi - Elazõğ’õn Baskil il- çesine bağlõ Karaali köyünde, akli dengesi yerin- de olmadõğõ belirtilen bir baba ile oğullarõ etrafa dehşet saçtõ. Rasgele ateş açan saldõrganlar, 6 ki- şinin ölümüne 7 kişinin de yaralanmasõna neden oldu. Haşim Yükselen (50) oğullarõ Metin, Bayram ve Naim ile birlikte Karaali köyünün Babilez bel- desinde oturan ve yõllardõr küs olduğu kardeşi Meh- met Yükselen’in evine gitti. Evin önünde yengesi Emine Yükselen’i (36) öldüren Haşim Yükselen, kardeşini de yaraladõ. Ardõndan yakõndaki kayõsõ bahçesine giderek rasgele ateş açan baba ve oğul- larõ daha sona dağlõk alana kaçtõ. Saldõrõda bahçede çalõşan İbrahim Esendemir (80), oğlu İzzet Esendemir (35) ve torunu Samet Sis (12) yaşa- mõnõ yitirdi, 9 kişi ise yaralandõ. Ağõr yaralanan- lardan Nafiye Coşkun (54) ile oğlu Mustafa Coş- kun (28) ise kaldõrõldõklarõ Fõrat Üniversitesi Has- tanesi’nde tüm müdahalelere karşõn kurtarõlama- dõ. Böylelikle saldõrõda ölenlerin sayõsõ 6’ya yük- seldi. Yaralõlar Mehmet Hanefi Coşkun (24), Or- han Coşkun (61), Mehmet Yükselen (49), Ke- nan Sürekli (27) Fõrat Üniversitesi Hastane- si’ne, adlarõ öğrenilemeyen 3 yaralõ ise Elazõğ Dev- let Hastanesi’ne kaldõrõlarak tedavi altõna alõndõ. Olaydan sonra Baskil Kaymakamõ Mustafa Ir- mak bölgede incelemelerde bulunurken köyün gi- riş çõkõşlarõ kontrol altõna alõndõ. Kaçan saldõr- ganlarõn yakalanmasõ için jandarma ekipleri geniş çaplõ operasyon başlattõ. Haşim Yükselen’in 14 ya- şõndaki oğlu N.Y. de jandarma tarafõndan evinde gözaltõna alõndõ. Haşim Yükselen’in, 4 yõl önce eşi- ni kaybettiği, bir oğlunun da askerde olduğu öğ- renildi. Eski köy muhtarõ Hanbey Esendemir, Yükse- len’in 4 yõl önce eşini kaybedip, 4 çocuğuyla kal- dõktan sonra psikolojik sorunlar yaşadõğõnõ ifade ederek şunlarõ söyledi: “Eşini kaybettikten sonra kardeşi Mehmet Yükselen’e pompalı tüfekle ateş etmiş. Olayın güvenlik güçlerine bildirilmesiyle evinde bu- lunan pompalı tüfeği alınmış, ancak kendisinin bir süre sonra yeniden tüfek ruhsatı aldığını duyduk. Haşim ve oğulları anneleri öldükten sonra kendilerini köylülerden soyutlamışlardı.” Ölenlerden Mustafa ve Nafiye Coşkun’un ak- rabasõ olan Rıfai Coşkun, akli dengesi bozuk ba- ba ve oğlunu jandarmaya birkaç defa şikâyet et- melerine karşõn netice alamadõklarõnõ vurguladõ. Dört yõldõr saldõrganlarla uğraştõklarõnõ anlatan Rõ- fai Coşkun, en son köylülerin imzasõyla birlikte jan- darmaya tekrar şikâyette bulunduklarõnõ anlattõ. Şa- hõslarõn silahlarõnõn olduğunu ifade eden Coşkun, jandarmanõn ise silahlarõ alamayacağõnõ söyledi- ğini dile getirdi. Savcõlõğõn da bir işlem yapmadõğõnõ ileri süren Coşkun, “İşlem yapılması için ille de birilerinin mi ölmesi gerekiyordu?” diye isyan etti. Akrabalarõnõ kaybeden Bayram Erkuş da Ha- şim Yükselen ile çocuklarõnõn yaklaşõk iki yõldõr köyde ellerinde silahlarla gezdiğini belirterek “Köylülere sürekli asarım, keserim, öldürürüm gibi tehditlerde bulunuyordu. Biz de Baskil İl- çe Jandarma Komutanlığı ile savcılığa baş- vurduk. Ancak bir girişimde bulunulmadı” di- ye konuştu. Komutanlõkta ceset aranõyor DİYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 1994 yõ- lõnda 12 korucunun gözaltõna alõndõktan sonra öldürüldükleri ve askeri birlik içine gömül- dükleri iddialarõ üzerine De- recik Tabur Komutanlõğõ’nda kazõ çalõşmasõ başladõ. Öldü- rülen kişilerin yakõnlarõndan kan örnekleri alõndõ. O dönemde silah altõnda olan bir askerin gönderdiği ihbar mektubu üzerine öldü- rülen korucularõn aileleri ha- rekete geçti. Ailelerin başvu- rusu üzerine Van Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn talimatõyla Derecik Tabur Komutanlõ- ğõ’nda kazõ çalõşmasõ başlatõl- dõ. Kazõya Van Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Bahadır Sa- kaoğlu, Şemdinli Cumhuri- yet Savcõsõ Mustafa Dağlı, İHD Hakkâri Şubesi avukat- larõndan Salih Akbulut, mağ- dur ailelerin avukatlarõ Va- tan Erler, Abdulrezzak Er- taş, Mehmet Ekici de katõldõ. Kazõ, Derecik Belde Bele- diyesi’ne ait iki iş makinesiy- le yapõldõ. 12 kişinin aileleri de kayõp olan yakõnlarõnõn fotoğ- rafõnõ ellerinde taşõyarak De- recik Tabur Komutanlõğõ önün- de toplandõ. Savcõlõk talima- tõyla kayõplarõn aralarõnda ka- dõnlarõn da bulunduğu birinci derece yakanlarõ olan 8 kişi içeri alõndõ. Kazõ çalõşmalarõ- na 2 görgü tanõğõnõn da geti- rildiği öne sürüldü. Kimlikle- ri gizli tutulan görgü tanõkla- rõnõn yer gösterecekleri belir- tildi. Kayõp yakõnlarõ Emrullah Öztürk, Bekirhan Şengül, Adil Selvi, Hamit Selvi, Azi- me Çelik, Mihraç Çelik, Ha- miyet Kılıç da Şemdinli cum- huriyet savcõsõ nezaretinde Derecik Sağlõk Ocağõ’nda DNA testi için kan örneği verdi. Kazõ çalõşmalarõnõ takip et- mek için bölgeye giden gaze- tecilerin çekim yapmasõna da izin verilmedi. Doğan Haber Ajansõ (DHA) muhabiri Azer Demir, Sabah gazetesi Mu- habiri Ercan Tatlı ise çekim yaptõklarõ gerekçesiyle asker- ler tarafõndan gözaltõna alõndõ. Askerler kazõnõn yapõldõğõ alan çevresinde yoğun önlem aldõ. Kazõlara ilişkin değerlen- dirmelerde bulunan Hakkâri Baro Başkanõ Necip Kork- maz, ihbar mektubu üzerine başlatõlan çalõşma sonucunda, ailelerin kan örneklerinin de uyuşmasõyla soruşturmanõn kamu davasõna dönüşeceğini, kendilerinin de kamuoyu nez- dinde mağdurlar adõna so- rumlularõn cezalandõrõlmasõ için girişimde bulunacaklarõnõ söyledi. HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Eski Hakkâri milletvekili Esat Canan, gözaltõna alõndõktan son- ra öldürülen 12 korucunun tabur komutanlõğõna gömüldüğü id- dialarõnõ olayõn yaşandõğõ dö- nemde Cumhurbaşkanõ Süley- man Demirel’e ilettiğini, ancak “Devlet vatandaşını öldürmez” yanõtõnõ aldõğõnõ söyledi. 19. ve 22. dönem Hakkâri milletvekili Esat Canan, 1994 yõ- lõnda Şemdinli ilçesine bağlõ Ortaklar köyü Ormancõk mez- rasõnda gözaltõnda kaybolan 12 kişi ile ilgili açõklamalarda bu- lundu. Canan, olayõn herkes ta- rafõndan bilindiğini belirterek “İddia de- ğil, yaşanmış, herkesçe bilinen bir olay. Herkes çok iyi biliyor ki o dönem çok karanlık bir dönemdir. O kadar faili meçhul cinayet vardı ki hangisi ne zaman yaşandı, çok iyi bilin- miyor” diye konuştu. Yüksekova Tabur Ko- mutanlõğõ’nõn da gün- deme gelmesi gerekti- ğini savunan Canan, “Araştırılsın, Yurtse- ven ailesinin 3 ferdi Yüksekova taburun- da gömülmüş. O dö- nem ben SHP’den Hakkâri milletvekiliy- dim. Bize her gün bir yerden bir faili meçhul haberi gelirdi” dedi. Ormancõk mezrasõnda 12 köylünün faili meç- hul cinayete kurban git- mesiyle ilgili olarak da Canan şunlarõ söyledi: “Vatandaşlar şikâyetlerini dile ge- tirdi. Ben de konuyu gündeme taşımak için basınla paylaştım. Ancak bir türlü konuyu gündemde tutmayı başarama- dık. TBMM’de bir günlük açlık grevi eylemi yaptım. Daha sonra DYP-SHP koa- lisyon hükümetinin insan haklarından sorumlu bakanı Algan Hacaloğlu’nu Şemdin- li’ye getirdim, vatandaşla- rın şikâyetlerini bizzat din- ledi. Başka çarem kalmayın- ca konuyu dönemin Cum- hurbaşkanı Süleyman De- mirel’e de ilettim. Demirel bana ‘Böyle bir şey yok, dev- let insan öldürmez, vatandaşõ- nõ hiçbir şekilde öldürmez’ di- ye yanıt verdi. Hükümetin SHP kanadı olayın üstünde durmaya çalıştıysa da dönemin başba- kanı Tansu Çiller bu tür sorunların hü- kümetin gündemine getirilmesini iste- miyordu.” ESKİ HAKKÂRİ SHP MİLLETVEKİLİ ESAT CANAN KAYBOLAN 12 KİŞİ İLE İLGİLİ KONUŞTU O dönem çok karanlıktı İstanbul Haber Servisi - Hükümetin Alevi- lerin sorunlarõnõ çözmek için başlattõğõ Ale- vi Çalõştayõ’nda Bektaşiler adõna katõldõğõnõ öne süren bazõ davetlilerin, Bektaşi babala- rõ için devletten kadro ve maaş, din dersleri müfredatõnda da Bektaşiliğin yer almasõ ta- lebinde bulunmasõna, Bektaşi dedebabasõ ve halife babalar tepki gösterdi. Bektaşi dedebabasõ Ali Haydar Ercan, kendisi ve halife babalar adõna yaptõğõ açõklamada, Babagan kolu Bektaşileri olarak Alevi Ça- lõştayõ’nda muhatap alõnan kimselerden ba- zõlarõnõn, kendilerini tüm Bektaşi toplumu- nun sözcüsü gibi gösterdiğine ve yetkili makamlarõn onayõ alõnmamõş olmasõna rağmen bazõ taleplerde bulunmasõnõn Bek- taşileri bağlamadõğõnõ belirtti. Ercan, “Bu çalıştayda Bektaşilerin talepleri, istekle- ri varmış, ayrıca tüm bunlar da doğru- dan ve ilk elden hükümete aktarılıyor- muş gibi gösterilmek isteniyor. Öne sü- rülen talepler ve temsilin dedebaba ve halife babalarımız tarafından onaylan- madığını kamuoyuna bildirmek ihtiyacı içindeyiz” dedi. Türkiye ve dünya Bektaşilerinin 12 Aralõk 1997’den bu yana dedebabasõ ve Hünkâr Hacõ Bektaş Veli Dergâhõ postnişini ve tür- bedârõ bulunan Ali Haydar Ercan Dedeba- ba’nõn bugüne kadar hiçbir siyasi oluşuma katõlmadõğõnõ ve hiçbir siyasi oluşumu ka- muoyunda desteklediği yolunda bir açõkla- masõ olmadõğõnõn vurgulandõğõ yazõlõ açõk- lamada Dedebaba Ali Haydar Ercan ile ha- life babalar görüşlerini şöyle dile getirdiler: “Babagan kolu Bektaşileri olarak, dede- babanın, Bektaşi topluluğu halife baba- ları ile babaların ve mürşitlerine bağlı diğer canların bu açılıma ve çalıştaya dahil olmadığını bildirmek isteriz. Bu gi- rişimde muhatap alınan kimselerden ba- zıları, kendilerini tüm Bektaşi toplumu- nun sözcüsü gibi göstermektedir. Yetki- lilerimizin onayı alınmamış olmasına rağmen Bektaşiler adına bazı isteklerde bulunulmuştur. Basında yer alan haber- lerde de izlendiği üzere, Bektaşi Mey- danları için kadro verilmesi, babalara maaş bağlanması ve din derslerinde Bektaşilik hakkında da bilgi verilmesi talep edilmektedir. Kendine otorite ve statü vermiş görünen ve Bektaşiler adına yetkin olmaya çalışan bazı katılımcıların bütün Bektaşileri temsil ettiği söylene- mez. Bektaşi babalarına maaş bağlan- ması talebini onaylamıyoruz. Herhangi bir maddi talepte bulunmuyoruz.” DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’õn Bismil ilçesinin DTP’li Beledi- ye Başkanõ Cemile Eminoğlu hakkõnda yerel seçimler sürecindeki bir mitingde Kürtçe selam verdiği gerekçesiyle soruşturma başlatõldõ. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TRT- 6’nõn açõlõşõ öncesinde Kürtçe olarak “TRT 6 hayırlı olsun (TRT Şeş Bi Xêr Be)” dedi. Bir- çok AKP milletvekili ve bakan da yerel seçimler döneminde özellikle Güneydoğu kentlerindeki mitinglerde ve toplantõlarda yurttaşlarla Kürt- çe konuştu. Ancak birçok DTP’li belediye başkanõ gibi Bismil Belediye Başkanõ Cemile Eminoğlu hakkõnda da 27 Mart’ta ilçede dü- zenlenen mitingte alanda toplananlara Kürtçe se- lam verdiği gerekçesiyle soruşturma başlatõldõ. Soruşturmanõn adil ve demokratik olmadõğõnõ belirten Eminoğlu, “Mitingi belediyeyle ilgi- li projelerimizi halka açıklamak için yaptık. Yüzde sekseninden fazla Kürtlerin yaşadığı coğrafyada tüm konuşmamı Kürtçe yapmam gerekirken, sadece halkın diliyle Kürtçe se- lam verdim” diye konuştu. Erdoğan’õn TRT 6’daki Kürtçe konuşmasõnõ anõmsatan Eminoğlu “Başbakan seçim yatırımı olarak açtığı TRT 6’da propaganda yapıp Kürtçe konuşuyor, ancak bizim halkımızın içinde kendi dilimizle konuşmamız suç oluyor” dedi. ‘Kürtçe selam’ soruşturmasõ 28 yõllõk davada karar çõkmadõ İstanbul Haber Servisi - 12 Eylül 1980 askeri cun- tasõnõn ardõndan, sõkõyönetim mahkemesi tara- fõndan açõlan 28 yõllõk devrimci Sol ana davasõ, savunmalar hazõrlanamadõğõ için yine karara bağlanamadõ. Sõkõyönetim mahkemesi tarafõn- dan 1981 yõlõnda, “Anayasal düzeni silah zo- ruyla değiştirmek, silahlı örgüt kurmak ve ka- tılmak” iddialarõyla 1243 sanõk hakkõnda açõlan Devrimci Sol ana davasõna dün Üsküdar 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Du- ruşmaya 20 sanõk ve sanõk avukatlarõ katõldõ. Du- ruşmada, sanõk ve sanõk avukatlarõnõn esas hak- kõndaki savunmalarõ soruldu. Sanõk avukatlarõ, yõllardõr taraflarõna verilmesini bekledikleri “ka- yıp” dosyalara hâlâ ulaşamadõklarõnõ söylediler. Taraflarõna verilen DVD’leri ise açamadõklarõ- nõ, açõlanlarõn da silik ve eksik olduğunu belir- ten avukatlar, savunma yapmak için ek süre is- teminde bulunarak müvekkileri için beraat iste- diler. Sanõklardan Ali Osman Köse, Ferudun Osmanağaoğlu ve Mehmet Akdemir de 12 Ey- lül rejiminin devam ettiğini ifade ettiler. Bu da- vanõn seyri sõrasõnda tutuklu bulunan çok sayõ- da kişi yaşadõklarõ hak ihlalleri nedeniyle ölüm orucu eylemine başlamõş, 3’ü bu davanõn sanõ- ğõ olmak üzere toplam 4 kişi yaşamõnõ yitirmiş- ti. Duruşmalara katõlma haklarõ “tek tip elbise giyme” koşuluna bağlanan tutuklular, zorla giy- dirilen tek tip elbiseleri parçalamõşlar ve duruş- malara iç çamaşõrlarõ ile çõkmõşlardõ. Devrimci Sol ana davasõ, dava dosyasõnõn 1/4’ünün kayõp olduğu için mahkûmiyet hükmünü bozan Yar- gõtay kararõ sonrasõnda “kayıp dosyaların bu- lunduğu” iddiasõyla tekrar Üsküdar 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne görülmeye başlanmõştõ. DEVRİMCİ SOL 19. ve 22. dönem SHP’den Hakkâri milletvekili seçilen Esat Canan, 12 korucunun tabur komutanlığına gömüldüğü iddialarını olayın yaşandığı dönemde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ilettiğini ancak “Devlet vatandaşını öldürmez” yanıtını aldığını söylediğini iddia etti. BEKTAŞİ DEDEBABASI ERCAN: Hükümetten maddi bir talebimiz yok Yakınları öldürülen köylüler olayı duyunca sinir krizleri geçirdi. (AA) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Derecik beldesinde 1994 yõlõnda İç Güvenlik Taburu’nda 12 korucunun öldürülüp gömüldüğü iddialarõ üzerine taburda savcõ gözetiminde kazõ başlatõldõ Alevi Çalõştayõ’nda maaş ve kadro tale- binde bulunulmasõ üzerine bir açõklama yapan Dedebaba Haydar Ercan, “Bir tasav- vuf ve mana okulu nazeninliği olan Bekta- şilik, bu özelliğinden dolayõ mensuplarõna yol ve hizmet ile ilgili maddi veya bireysel çõkar edinimini öngörmez” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle