25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B “Şiirimizin altın halkalarından biri.” Bu tanımı kullanmış Vecihi Timu- roğlu, “Ahmed Arif’in Türk Şiirindeki Yeri Üzerine Bir Deneme” (Arkadaş Ya- yınevi) adlı yeni yayımlanan kitabında. Nicedir, şiirin ve şiir eleştirisinin toplumumuzun ilgi alanı dışına itildiğini düşünüyordum. Ahmed Arif şiiri üze- rine yazılmış bu kitabı okuyunca duy- duğum sevinç ve mutluluğu ne denli anlatsam az. Birçok sevinci bir arada yaşattı ba- na bu eşsiz kitap. Öncelikle, ülkemizin en sevilen ozan- larından biri üzerine yapılmış bir ince- leme başlıbaşına bir ilgi nedeni. Ben de tıpkı yazar gibi, çağdaş şiirimizin çok sayıda altın halkadan oluştuğuna ina- nıyorum. Bu altın halkaların her birinin tek tek kaynakları, birbirleriyle, geçmiş şiirimizle, toplumumuzla, yaşadıkları çağla ilişkileri çok çekici birer araştır- ma alanı. Sonra, Vecihi Timuroğlu’nun diya- lektik düşünce biçimine hayran kaldım. Öyle ki, Ahmed Arif’i incelemek için yo- la çıkmasına karşın, kitabının ilk yarı- sı neredeyse geçmiş edebiyatımızın bir değerlendirmesi. Burada da yazarın çok çarpıcı diyalektik bakışı karşımıza çıkıyor: Yazar, geçmiş edebiyatı bir ta- rih özeti gibi değil, değişim ve geli- şimlerin toplumsal-bireysel nedenlerini açıklayarak anlatıyor. Tanzimatla bir- likte Divan edebiyatındaki değişimle- rin nedenlerini, Cumhuriyet edebiya- tının kuruluşunu, tarihsel dönüşümle- rin edebiyatı nasıl dönüştürdüğünü, bi- reysel yeteneklerin yeni edebiyatların doğuşundaki rolü vb. temel kavram ve akımları, konusunu çok iyi bilen ya- zarların olgunluğu, dinginliği içinde anlatıyor. Böyle geniş düşünceli bir edebiyat eleştirisi okuduğum için nasıl sevindi- ğimi anlatamam. Öyle bıkmışım ki, ülkemizin, dünya- mızın üzerine çöken karanlık düşün- celerden, dar kafalardan, Vecihi Ti- muroğlu’nun satırları beni kara gün- demden kurtarıp evrensel bilginin yü- ce katlarına çıkardı. Yalnız bir şiir eleştirisi değil, aydın- lık bir felsefe kitabı okudum. Yalnız bir şiir eleştirisi değil, pırıl pı- rıl bir kültür tarihi okudum. Ahmed Arif, tıpkı Nâzım Hikmet gi- bi, Rıfat Ilgaz gibi, A. Kadir gibi, En- ver Gökçe gibi, 1940’lı yılların bütün “acılı kuşak” ozanları gibi büyük bas- kılara, şiddete uğramış bir ozan. 1951 tutuklamaları sırasında önce dokuz gün Ankara’da, sonra da 128 gün İstan- bul’da gördüğü ağır işkenceler, son- rasındaki cezaevi yılları, o kaleminden altın dizeler dökülen ozanı sustur- muş. Ama, “devrimciliğin insan soyunun ölümsüz bir erdemi olduğuna” inanan bu ozan, “arkasında Türk yazınına on dokuz şiirden oluşan büyük bir kalıt bı- rakıyordu. Diyarbakır’ın sesini, Anadolu Türkçesinin sesine katan, kendine öz- gü gizli müziğiyle, ödün vermez top- lumsalcı dünya görüşüyle, korkularıy- la, kuşkularıyla, yiğitlikleri besleyen coşkusuyla, eşsiz lirizmiyle, şiirimizin al- tın halkalarından biri”ni oluşturuyordu. Vecihi Timuroğlu, Ahmed Arif şiirine bakarken, insanlığın temel sorunlarına da bakıyor: Özgürlük, zorunluluk, in- san sevgisi, insan hakları, toplumsal gelişme, devrim, yurtseverlik, dev- rimcilik, yiğitlik, başkaldırı, namus, sabır, insan onuru gibi kavramları şai- rin yaşamı ve mücadelesi içinde irde- lerken, okurlara bir şairin yaşamının na- sıl ulusunun ve bütün insanlığın yaşa- mıyla örtüşebildiğini gösteriyor. Şiir, yaşadığımız “cehennemi cen- nete dönüştürmek” değilse, başka nedir? turgay@fisekci.com DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Ahmed Arif MURAT BEŞER A slõnda biraz talihsiz bir zamana denk gel- mişlerdi; deniz kenarõ için rüzgârlõ bir pa- zartesi akşamõydõ ve önceki iki gün insanõ li- me lime eden bir Rock’n Coke geride kalmõştõ. Bir de ayrõ bir bahis olarak serde bilet fiyatlarõnõn yüksekli- ği vardõ. Ancak bunlarõn ‘baba rock’ kitlesi için pek ehemmiyeti yoktu, çünkü o gece Kuruçeşme Arena’nõn sahnesinde efsane Deep Purple çalacaktõ. Üstelik üye- lerinin üçü kurucu kadrodan solist Ian Gillan, davul- cu Ian Paice, basçõ Roger Glover, diğer iki eleman da eskilerini aratmayacak cinsten gitarcõ Steve Morse ile klavyeci Don Airey olunca, iş daha bir heyecan veri- ci oluyordu. On bine yakõn insan, konser öncesi bangõr bangõr ya- yõmlanan reklamlara dişini sõktõ ve saatler 21.00’i gös- terdiğinde muradõna erdi. Konser, eski klavyeci Jon Lord’a bir saygõ duruşu gibi, “Highway Star” ile açõldõ. Bir- kaç eksiğiyle doyurucu playlisti var de- rin morlarõn. Bazõ sorunlar nedeniyle “Burn”, “Speed King”, “Child in Time” olmasa da, “Strange Kind of Woman”õndan “Fireball”una, ga- za getiren “The Battle Rages On”dan “Space Truckin”e, en büyük vitrin parçalarõ “Smoke On The Water”dan, rock marşõ “Black Night”a kadar en önemli şarkõlarõ çaldõlar. Halen çok güçlü bir ritim bölü- müne sahip bu topluluk, davulcusu ve basçõsõ ile. Paice yine sert, gözlükleri de eksik değil, ama eski tekniği yok, Glo- ver ise ağõr, düzgün ve temiz. O Glover, ilerlemiş yaşõna rağmen bir an bile yerinde du- ramõyor, parçalara ayrõ bir enerji katõyor, yaşõnõ gizleyen çevik hareketler sergiliyor ve müziğin topla- mõnda geniş bir alanõ kontrolü altõnda tutuyor. Kabul, 63 yaşõna gelmiş Ian Gillan’õn sesi artõk standart anti- ka kategorisinde, ama biz anti- kalarõ da seviyoruz. Parçalarõ, o eski güzel günlerdeki gibi söy- lemek için elinden geleni ya- põyor, maalesef bazõ yüksek kõsõmlarda gõrtlağõ buna el- vermiyor. Kõsa saçlarõ, ince vücuduyla bir miktar genç görünmeyi beceriyorsa da, çõplak ayaklarõyla pilates ya- pan bir amcayõ, eşofman al- tõyla formunu korumak için Ortaköy’de sabah koşusuna çõk- mõş yaşlõ bir beyefendiyi andõrõyor. Org tekniği, ruh hali yüksek klav- yeci Airey, müzikteki boşluklarõ usta- ca tõkõyor. Sololarõ usta işi; ruh ve sound ola- rak. Jon Lord’a göre doğaçlamasõ daha az, ama kritik detaylarõ daha vurgulu çalõyor. Özellikle Mozart’õn “Türk Marşı” sonrasõnda çaldõğõ Kâtibim ile, hangi ülkede ve kimlere çaldõklarõnõn farkõnda olduklarõnõ di- le getiren bir elçi gibi görünüyor. Bir an olsun yüzünden gülümsemesi eksilmeyen, sem- patik gitarcõ Morse, sonradan katõlmõş olmasõna rağmen topluluğun sanki kurucusu ve lideri kadar önemli parçasõ. Deep Purple sanki onun resmi topluluğu; ki bu olumlu bir durum. “Sometimes I Feel Like Screa- ming” gibi melodik gövde gösterilerinde, bağõmsõz bir kişilik sergiliyor. Komplekssiz üyelerden oluşan topluluk, seyirciden ve deniz manzaralõ mekândan oldukça hoşnut olduğunu belli eden hareketler sergiliyorlar, konser boyunca. Bisi “Hush” ve “Black Night” ile tamamlanan, ta- vuk yemler gibi sahneden pena dağõtõlan, yaklaşõk 100 dakika süren bu konserde sürpriz yok, olmasõn da za- ten. Bir yõlõ aşkõn bir süredir aynõ şarkõlarõ, aynõ sõra- lamayla çalõyorlar. İşin içinde bir nebze ezber olsa da, onlar ‘baba rock’ kitlesi için halen çok anlamlõ ve he- yecan verici. Teşekkürler Deep Purple… (muratbeser@muratbeser.com) Deep Purple önceki akşam Kuruçeşme Arena’da heyecan verici bir konser sundu ‘DerinveMor’pazartesi Üyelerinin üçü kurucu kadrodan solist Ian Gillan, davulcu Ian Paice, basçı Roger Glover, diğer iki eleman da eskilerini aratmayacak cinsten gitarcı Steve Morse ile klavyeci Don Airey olunca, konser daha da anlamlı bir hale büründü. Konser, eski klavyeci Jon Lord’a bir saygõ duruşu gibi, “Highway Star” ile açõldõ. Bazõ sorunlar nedeniyle “Burn”, “Speed King”, “Child in Time” olmasa da, “Strange Kind of Woman”õndan “Fireball”una, gaza getiren “The Battle Rages On”dan “Space Truckin”e, en büyük vitrin parçalarõ “Smoke On The Water”dan, rock marşõ “Black Night”a kadar en önemli şarkõlarõ çaldõlar. SATILIK YAZLIK Sakarya-Kocaeli’de, deniz kenarında, havuzlu, tenis kortlu sitede, sahibinden satılık eşyalı tripleks villa. Tel: 0533 259 54 29 T.C. DENİZLİ 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ MAL AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2008-7400 Satõlmasõna Karar verilen Taşõnmazõn Cinsi ve özellikleri: TAPU KAYDI : Denizli merkez Kumkõsõk köyü, Kocadüz mevkii, M22a. 1 lb.4d.Pafta, 123 ada, 4 parselde kayõtlõ 6750 m2 miktarlõ arsa vasõflõ taşõnmazdõr . NİTELİKLERİ: Taşõnmaz Kumkõsõk koyunda yeni açõlan çevre yolundaki, Aşağõşamlõ yolu köprüsünden sağa, (Eskihisar köyü yönüne yaklaşõk 350 m gidildiğinde) yoldan 200 metre güneyde, tepe üstünde düzlüktedir.Taşõnmaz ve çevresi, Denizli Belediyesi tarafõndan, çevre yolu dolayõsõyla,imar planõ ve 18. madde uygulamasõ ya- põldõğõ,ancak İdare Mahkemesince 18.madde uygulamasõnõn iptal edildiği belirlenmiştir. Taşõnmaz halen görünüm olarak tarla vaziyetindedir. Planõn uygulama gereği olan çevre yolunun bu bölümleri tamamlanmõş, asfalt yol halindedir. Çevresinde yapõlaşma ve yapõlaşma için ara yol, sokak yollarõ, su, elektrik, kanalizasyon alt yapõ hizmeti yoktur. Çevresi halen ekin ekili tarla durumundadõr. İMAR DURUMU.: Denizli Belediyesi imar ve şehircilik müdürlüğünün 17.12.2008 tarihli yazõsõnda, 18.madde uygulamasõ iptal edildiğinden 18.madde geriye dö- nüşüm işlemleri yapõldõğõndan söz konusu yerle ilgili,imar durumu çõkarõlamadõğõ belirtilmiştir. KIYMETİ: 101.250,00 YTL Birinci Satõş günü: 28.08.2009 12,10-12,20 Saatleri arasõnda İkinci Satõş günü: 07.09.2009 12,10-12,20 Saatleri arasõnda Adliye Sarayõ l.Kat.101 Nolu Gayrimenkul Satõş Odasõ DENİZLİ Adresinde Açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õnõ ve rüç- hanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla, Yukarõda yazõlõ yer ve saatler arasõnda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü sak- lõ kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bul- masõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böy- le fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2)-Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, ta- pu harç ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3)-İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hu- susiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi taktirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaştõrmadan hariç bõrakõlacaklardõr. ; 4)-İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif et- tikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5)-Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilme- si için dairede açõk olup masrafõ verildiği taktirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6)-Satõşa iştirak edenlerin Şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla Müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. (İc. İfl. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Adlarõna tebligat yapõlamayan ilgililere gazete ilanõ tebligat verine geçerlidir. (Basõn: 37886)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle