Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Faşizm Üzerine Bir Not
Ekonomik, siyasi ve kültürel krizin derinleşme-
ye devam ettiği bir dönemde faşizm kavramını ye-
niden tartışmaya başlamak gerekiyor. Prof. Em-
re Kongar’ın Neo-faşizm üzerine yazıları bu açı-
dan çok değerli bir katkı oldu. Ben de bazı noktaları
vurgulamak istiyorum.
Faşizmin dört özelliği
Faşizmi siyasi baskıya, milliyetçiliğe, ırkçılığa, di-
ğer bir deyişle bileşenlerinden birine indirgeme eği-
limine liberal entelijansiyada, kaba Marksistler ara-
sında sıkça rastlıyoruz.
Gerçekteyse faşizm bir özelliğine indirgeneme-
yecek kadar karmaşık, özgün bir kitle-parti-
devlet ilişkisini içerir. Birincisi, faşizm, orta sınıf içe-
rikli bir kitle tabanına dayanan hiyerarşik, totaliter ve
mistik özelliklere sahip bir örgütlenmeyi/partinin var-
lığını gerektirir. İkincisi faşizmin bu kitle tabanı, ör-
gütlenme dinamiği enerjisini totaliter (liderlik kültü-
nü de içerebilecek) bir ideolojiden alır. Üçüncüsü fa-
şist devlet, “sivil toplumu” tümüyle asimile etmeye
eğilimli bir devlet biçimidir. İktidardaki faşizm, te-
kelci sermayenin ekonomik, siyasi çıkarlarını ko-
rumaya, yayılma arzusunu gerçekleştirmeye hizmet
eder. Dördüncüsü tekelci sermaye, ekonomik ve si-
yasi kriz dönemlerinde orta sınıf desteğini kaybet-
meye, yalnızlaşmaya başlar, kendini demokratik,
parlamenter rejimlerin sınırları içinde ya da diğer bas-
kıcı rejimlerle koruyamayacağı zaman faşizme yö-
nelir. Ama önce faşist hareket kitleselleşerek yö-
netebilecek düzeye geldiğini, tekelci sermayenin
programını benimsediğini kanıtlamalıdır.
Irkçılık ve baskı
İtalya, İspanya örneklerinde gördüğümüz gibi,
ırkçılık, faşist ideoloji içinde her zaman belirleyici ol-
mayabilir. Zizek’in işaret ettiği gibi faşist ideoloji hal-
kın barış, huzur, toplumsal güvenlik, dayanışma gi-
bi insani talepleri üzerinde inşa edilir. Faşist ideolo-
ji, bu insani talepleri, toplumda totaliter bir bütün-
lük sağlamaya hizmet edecek biçimde, bir “birleş-
tirici unsurun” (ana gösterge) anlamlandırıcı hege-
monyası altında birleştirir. Bu “ana gösterge” Nazi Al-
manyası’nda Yahudi düşmanlığı, Franco İspanya-
sı’nda Cumhuriyet ve komünizm düşmanlığı, Kato-
lik dincilik olmuştu. Diğer taraftan, Katolikliğin Yahudi
düşmanlığını tarihsel olarak içerdiğini, Müslümanlı-
ğın belli kesimlerinin de İsrail devleti kurulduktan son-
ra bir Yahudi düşmanlığı geliştirdiğini biliyoruz.
Faşist devlet, Askeri Diktatörlük, Bonapartizm gi-
bi diğer olağanüstü rejimlerden farklı bir yapılan-
madır. Bu baskıcı rejimlerde devlet toplumla organik
bağlar kuramaz, “sivil toplumun” içine nüfuz ede-
mez. Faşizmdeyse parti ve örgüt, devleti “işgal”
eder. Goebbels’in vurguladığı gibi “Her parti üye-
si devlet memuru olsa bile öncelikle parti üyesi ola-
rak kalmak ve parti yönetimiyle yakın işbirliği için-
de olmak zorundadır”. Faşist devlet, devletin ideo-
lojik aygıtlarını (din, eğitim sistemi, dernekler,
meslek örgütleri, sendikalar) tümüyle devletin içi-
ne alarak bütünselleşmiş bir baskı, terör uygulama
alanı yaratır. Faşizm topluma, parti, devlet, toplum
ayrımlarını silerek, bireyin günlük yaşamını da
mikro düzeyde denetleyen bir “biyopolitik” daya-
tarak organik bir bütün yaratmaya çabalar.
Türkiye’ye dönersek, önce “mahalle baskısı” kay-
gısı, arkasından Prof. Toprak’ın araştırması, sonra
sonuçları geçen hafta açıklanan Bahçeşehir Üni-
versitesi araştırması, Türkiye toplumunda, dini bir-
leştirici bir unsur olarak kullanan örgütlenmelere uy-
gun bir toplumsal taban oluştuğunu düşündürüyor.
Türkiye’de siyasal İslamın AKP döneminde devlet-
le toplum arasındaki diyaframı deldiğini, “devletin
ideolojik aygıtlarını” eline geçirmeye başladığını da
biliyoruz. AKP hükümetinin, neo-liberalizm, bölge
jeopolitiği gibi konularda ABD ve AB’ye güven ver-
dikten sonra iktidara geldiğini de… Tüm bunlara,
telefon dinleme, internette izleme, internet sitelerini
yasaklama, muhalefetin entelijansiyasının önde ge-
len isimlerini sabah baskınlarıyla toplama gibi kişi öze-
lini ihlal eden uygulamalarla, DTP’ye, işçi hareketi-
ne yönelik saldırgan politikaları ve genişlemeci “ye-
ni-Osmanlı” hayalini de ekleyebiliriz.
Tüm bunlardan AKP yönetiminin Türkiye’de faşist
bir devlet kurduğu anlamı çıkmaz, ama faşist bir dev-
lete benzer bir oluşuma geçiş için gerekli, toplum-
sal siyasi koşulların büyük ölçüde oluştuğu, oluşmaya
da devam ettiği sonucu çıkar… Faşizmin bir diğer
özelliği de entelijansiyayı, çeşitli olanaklar sunarak baş-
tan çıkarma becerisidir. Benzer bir süreci Türkiye’de
de görüyoruz: Siyasal İslam, kimi kafası karışık
“sosyalistlerden” yeni “yararlı salaklar” üretmeye
bu ileri aşamada bile devam edebiliyor.
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Erdoğan herkese çattõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Tayyip Erdoğan, Suriye
sõnõrõndaki mayõnlõ arazilerin, temiz-
lenmesi karşõlõğõnda 44 yõllõğõna ya-
bancõ firmalara verilebilmesini öngö-
ren yasa tasarõsõnõ eleştiren muhalefet
partileri ve basõna sert bir dille tepki
gösterdi. Hükümete karşõ “kara bir
kampanya” düzenlendiğini ileri sü-
ren Erdoğan, muhalefet partilerine
“Ufak atın da civcivler de yesin” de-
di. Erdoğan, Genelkurmay Başkanlõ-
ğõ’nõ da eleştirirken, “NAMSA yap-
sın diyerek isim zikretmeleri fiyatı
yükseltti” dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup
toplantõsõnda mayõn tasarõsõnõ eleştiren
muhalefet partileri ve köşe yazarlarõ-
na sert bir dille tepki gösterdi. “Kon-
füçyüs’ün bir sözü vardır. Bilgi sa-
hibi olmadan fikir sahibi olmak
tehlikelidir” diyen Erdoğan, “Zah-
met edip tasarıyı okumamışlar.
Kulaktan dolma dedikodu, komplo
teorileri üreterek meseleyi hiç ol-
madık yerlere taşıdılar. Niyet oku-
yuculuğu ile ağır bir iftira ve kara-
lamaya dönüştü. Bir süre sonra
kendi yalanlarına kendileri dahi
inanır hale geldi” dedi. Tasarõnõn hiç-
bir yerinde ihalenin İsrail’e verilece-
ği yönünde bir düzenleme olmadõğõ-
nõ savunan Erdoğan, “Adrese teslim
ihale diyorsunuz. Bunlar ihale ne-
dir bilmiyorlar” diye konuştu.
‘Pazarlık mı yaptım?’
Muhalefetin ve basõnõn art niyetli ol-
duğunu, demagoji yaptõğõnõ ileri sü-
ren Erdoğan, kimi köşe yazarlarõnõn
“kara siyasete” alet olduğunu sa-
vundu. Erdoğan, “Ne demek isti-
yorsunuz? ‘Erdoğan kapalõ kapõlar ar-
kasõnda İsrail’le pazarlõk mõ yaptõ’, ne
demek istiyorsunuz. ‘Gazze’de ya-
põlan insanlõk dramõna karşõ tüm dün-
ya sessiz kalõrken sesini yükselten Er-
doğan şimdi İsrail’le gizli gizli iş tu-
tuyor’ mu demek istiyorsunuz” di-
ye konuştu. Sõnõrdaki mayõnlardan ön-
ce zihinlerdeki mayõnlarõn temizlen-
mesi gerektiğini belirten Erdoğan,
“Özellikle muhalefet partileri ken-
di zihinlerinin, kendi ufuklarının sı-
nırlarına o kadar mayın döşemiş ki
bir türlü o sınırları, o mayınları aşa-
mıyor. Kendi dar kalıplarının, sığ
dünyalarının dışına çıkamıyor” di-
ye konuştu.
Mayõndan temizlenen arazilerin
bölge halkõna bedava verilmesine yö-
nelik önerileri eleştiren Erdoğan,
“Kusura bakmayın böyle bir niye-
timiz yok. Biz balık tutmayı öğre-
teceğiz, bedava balık yemeyi değil”
dedi. Bölgenin mayõndan temizlen-
dikten sonra TSK’nin güvenliği altõnda
olacağõnõ söyleyen Erdoğan, “Bana
beş altı tabur verseler bunu bir
mevsimde temizler, teslim ederim”
diyen emekli Yarbay Kemal Gü-
ner’e tepki göstererek “Haddini bil
ya, emekli oldun çıktın, dışarıda
dur. Genelkurmay Başkanı var,
kuvvet komutanları var. Sana ne
oluyor, otur oturduğun yerde. Bun-
lar da emekli olduktan sonra ko-
nuşmaya başlıyor” dedi.
Parti yönetimi suçlandı
Toplantõnõn basõna kapalõ bölü-
münde, 20 kadar milletvekili söz ala-
rak tasarõyla ilgili kaygõlarõnõ anlattõ.
Milletvekillerinin çoğunluğu AKP
grup ve parti yönetiminin süreci iyi yö-
netememesinden yakõndõ. Vekiller,
parti yönetiminin tasarõyõ Meclis’te ye-
terince anlatamadõklarõ gibi kamuo-
yunu da yeterince bilgilendiremedik-
lerini belirtti. Erdoğan, milletvekille-
rinin sorularõnõ yanõtlarken; Genel-
kurmay Sözcüsü Tuğgeneral Metin
Gürak’õn haftalõk bilgilendirme top-
lantõsõnda “NAMSA temizlesin”
açõklamasõnõ eleştirdi. Erdoğan, “İsim
vermeleri doğru olmadı. Çünkü
isim vermek fiyatın yükselmesine
neden oluyor” dedi.
Milletvekillerine uyarı
Milletvekillerinin genel kurul ça-
lõşmalarõna tam kadro katõlmalarõnõ is-
teyen Erdoğan, “Bu tasarı çıkmalı.
Bunun ardından da önemli tasarı-
larımız var, bunlar çıkacak. Bunları
planladık, tatilden önce çıkaracağız.
Bunların çıkması sizin hayrınıza.
Hatta gidin muhalefete ‘yazõn da ça-
lõşõrõz’ deyin” görüşünü dile getirdi.
AKP BİLDİĞİNİ OKUYOR
Mayında
uzlaşma
aldatmacası
Yap-işlet-devret modelinin tasarõdan çõka-
rõlmasõna yanaşmayan AKP’nin Milli Savun-
ma Bakanlõğõ’nõn devreye sokulmasõna ilişkin
önerisi muhalefet tarafõndan kabul edilmedi.
AKP’de teşvik isyanı
Başbakan’õn yarõn açõklayacağõ paketin içeriğine ilişkin kendilerine geç bilgi verildiğini
söyleyen milletvekilleri bölge ve sektör ayrõmõnõn halka anlatõlamayacağõnõ vurguladõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP’li milletvekilleri Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn perşembe günü açõklayacağõ
teşvik paketini eleştiri yağmuruna tuttu.
Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali
Babacan’dan basõn toplantõsõnõn iptal edil-
mesini isteyen milletvekilleri, “Seçim böl-
gemizdeki yatırımcılara ve vatandaşlara
bunu anlatamayız” dediler.
AKP’nin grup toplantõsõnõn kapalõ bölü-
münde Babacan, Başbakan Erdoğan’õn
yarõn açõklayacağõ teşvik paketiyle ilgili
olarak milletvekillerini bilgi verdi. Baba-
can’õn sunuşundan söz alan milletvekilleri
paketi eleştiri yağmuruna tuttu. Bazõ mil-
letvekilleri, “Paketle ilgili bilgileri en
son biz öğreniyoruz, gazetelerden bilgi
alıyoruz. Ama bu haberler de çelişkili
oluyor, teşvik bölgeleriyle ilgili farklı
bilgiler veriliyor. İlk önce bizim bilgi-
lendirilmemiz gerekir” dediler.
Basın toplantısı ertelensin
Bazõ milletvekilleriyse pakette yer alan
bölge ve sektör ayrõmõnõn neye göre belir-
lendiğini sorarken bazõ illerin daha fazla
teşvik alõp bazõlarõnda teşviklerin düşük
kalmasõnõ eleştirdiler. Milletvekilleri, “Be-
nim ilimdeki fabrika, eğer başka bir ile
taşınırsa teşvikten yararlanacak. Yani
benim ilimdeki yatırım başka illere ka-
çacak. Biz bunları vatandaşlara nasıl
anlatırız” diye tepki gösterdi. Bazõ millet-
vekilleri de paketin yeniden değerlendiril-
mesini, Erdoğan’õn basõn toplantõsõnõ erte-
lemesini istediler. Türkiye’nin 4 bölgeye
ayrõldõğõ teşvik paketine göre, her bölgede
belli sektörlere, belli oranlarda teşvik edile-
cek. Buna göre, Diyarbakõr’da bisiklet, Kõr-
şehir’de lastik, Hakkâri’de plastik üretenler
desteklenecek. Van, Diyarbakõr gibi 22 ilde
belli sektörlere yatõrõm yapanlar yer tahsisi,
KDV istisnasõ, gümrük muafiyeti, SGK
prim desteği ve yüksek vergi indiriminden
yararlanabilecek.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Suriye sõ-
nõrõndaki mayõnlõ arazinin
temizlenmesinin Milli Sa-
vunma Bakanlõğõ’nca
doğrudan davet yönte-
miyle yaptõrõlabilmesini
öneren AKP, yap-işlet-
devret modelinin tasarõ-
dan çõkarõlmasõna yanaş-
mayõnca muhalefet par-
tileriyle uzlaşma sağla-
namadõ. Muhalefet parti-
leri grup önerileri, yok-
lamalar ve usul tartõşma-
larõ ile engelleme yaparak
TBMM Genel Kurulu’nu
kilitlerken dün de tasarõ-
nõn görüşmeleri tamam-
lanamadõ.
AKP, mayõn tasarõsõnda
muhalefet partilerine ver-
diği uzlaşma sözünde dur-
madõ. AKP’nin yeniden
görüşülecek 2. madde ile
ilgili formül önerisini mu-
halefet partileri kabul et-
medi, ancak iktidar parti-
si çoğunluğunu kullanarak
tasarõnõn genel kuruldan
geçirilmesinde õsrarlõ ol-
du. TBMM Başkanõ Kök-
sal Toptan’õn devreye
girmesine karşõn partiler
arasõnda uzlaşma sağla-
namadõ. AKP’nin formü-
lüne göre; tasarõnõn 2.
maddesine bir fõkra ekle-
nerek Maliye Bakanlõ-
ğõ’nõn hizmet alõmõ yo-
luyla yapacağõ ihaleden
sonuç alamamasõ duru-
munda, Milli Savunma
Bakanlõğõ’nõn Kamu İha-
le Yasasõ’nõn istisna hü-
kümlerine dayanõlarak
doğrudan davet yoluyla
mayõn temizleme işini bir
firmaya vermesi sağlana-
cak. Bu süreçten de sonuç
alõnamamasõ durumunda,
tasarõnõn 3. maddesinde
yer alan mayõn temizleme
karşõlõğõnda arazilerin 44
yõllõğõna ihale edilmesi
hükmü uygulanacak.
Muhalefet direniyor
DTP, CHP ve MHP
gruplarõ TBMM Genel
Kurulu’nda mayõn temiz-
leme tasarõsõna geçilme-
sini engellemek için Da-
nõşma Kurulu’na önerge-
lerini verdiler. CHP Bur-
sa Milletvekili Onur Öy-
men “Türkiye’de yak-
laşık 900 bin mayın var,
bunun 600 bini Suriye sı-
nırında. Ancak mevcut
tasarıda geri kalan 300
bin mayından bahsedil-
miyor. Çünkü o mayın-
ların bulunduğu araziler
verimli değil ve yaban-
cıların göz koyduğu top-
raklar değil. Başbakan,
grup konuşmasında bi-
ze ‘eski monşerler’ dedi.
Bize Dışişleri’nde her
şeyi öğrettiler. Ancak
orada bize öğretilen; va-
tan topraklarını koru-
maktır, satmak değil”
diye konuştu.
Bugüne kaldı
Bağõmsõz Tunceli Mil-
letvekili Kamer Genç,
grup önerisinin bu şekil-
de oylanamayacağõnõ, oy-
lanmasõ halinde içtüzü-
ğün ihlal edileceğini söy-
ledi. Genç, konuşmasõnõn
bir bölümünde cebinden
eski Başbakan Yardõm-
cõsõ Abdüllatif Şener’in
gazetemizde yayõmlanan
röportajõnõn yer aldõğõ
sayfayõ çõkararak AKP’li-
lere gösterdi. Genç, Şe-
ner’in röportajda “AKP
dönemi karanlık ve kir-
li dönem” dediğini anõm-
sattõ. Genel kurul, ilk
önergenin oylanmasõna
karar yeter sayõsõna ula-
şõlamamasõ üzerine ka-
pandõ. Görüşmelere bu-
gün devam edilecek.
DTP LİDERİ TÜRK, PKK’NİN EYLEMSİZLİK KARARINI UZATMASININ FIRSATA ÇEVRİLMESİNİ İSTEDİ
‘Uzatõlan el havada kalmamalõ’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DTP Genel Başkanõ Ah-
met Türk, PKK’nin eylemsizlik
kararõnõ 45 gün daha uzatmasõnõ
Kürt sorununun “demokratik
ve barışçıl yollardan çözülme-
si için iyi niyet ifadesi” olarak de-
ğerlendirdiklerini söyledi.
Türk, partisinin dünkü grup
toplantõsõnda, PKK’nin 13 Ni-
san’da başlayõp 1 Haziran’da bi-
teceğini savunduğu eylemsizlik
kararõnõ 45 gün daha uzatmasõnõ
kamuoyunun “dikkatle izlediği-
ni ve adeta kenetlendiğini” id-
dia etti. PKK’nin bu kararõnõ
“sağduyulu” olarak nitelendi-
ren Türk, bu durumun siyaset ve
demokratik toplum için çok
önemli bir fõrsat ve şans olduğu-
nu savundu. Türk, “Bu durumu,
temel gerekçeleri arasına ko-
yarak eylemsizlik kararlarını
bir buçuk ay uzatmış olmaları;
Kürt sorununun barışçıl ve de-
mokratik yollardan çözülmesi-
ne olan inançlarının ve iyi ni-
yetlerinin en açık ifadesi olarak
değerlendiriyoruz. Atılan bu
adım ve uzatılan barış elinin ha-
vada kalmaması hayati önem
taşımaktadır” dedi.
Bu aşamadan sonra hükümet ve
devlet organlarõnõn yaklaşõmlarõ-
nõn yaşamsal önemde olduğunu
belirten Türk, operasyonlarõn
durmasõ ve siyasi bir iradenin açõ-
ğa çõkmasõyla çözüm yolunda
önemli bir eşiğin de geçilmiş
olacağõnõ söyledi.
Baykal’a da övgü
Türk, Kürt sorununun çözümü
konusunda CHP’nin iyi niyetli
yaklaşõmlar ortaya koymasõnõn
son derece sevindirici olduğunu ve
bunu önemsediklerini belirterek
“Sayın Baykal’ın sosyal demok-
rat çizgiye dönmeye başlaması
ve ortaya çıkan bu fırsatı, 71
milyon Türkiye’nin barışı ve re-
fahı olarak algılaması, uzun
bir zamandır özlediğimiz bir ta-
vırdı” görüşünü dile getirdi.
Başbakan Erdoğan’õn ise ko-
nuyla ilgili hep “çözüm iradesi
var” demesine karşõn, şu ana
kadar ortaya koyduğu tek bir çö-
züm önerisi olmadõğõ gibi, son dö-
nemdeki açõklamalarõnõ anla-
makta zorlandõklarõnõ belirten
Türk, bu yaklaşõmlarõn kendilerini
kaygõlandõrdõğõnõ ifade etti. Er-
doğan’õn böylesi bir dönemde
“Elimizde sihirli değnek yok”
açõklamasõnõn son derece vahim
olduğunu belirten ve bunun top-
lumun barõş taleplerini hafife al-
mak anlamõna geldiğini kaydeden
Türk, “Sayın Başbakan biz siz-
den sihir, büyü değil, çözüm
bekliyoruz” diye konuştu.Ahmet Türk.
Genelkurmay’õn mayõnlõ arazileri ‘NAMSA temizlesin’ diyerek fiyat yükselttiğini ileri süren Başbakan,
muhalefet partilerini ‘zihinleriniz mayõn dolu’ sözleriyle hedef aldõ, basõnõ da art niyetli olmakla suçladõ
‘MERKEZ BANKASI TAŞINACAK’ -
Türk İşadamları ve Sanayiciler Konfederas-
yonu’nun (TUSKON) düzenlediği “Türkiye-
Dünya Ticaret Köprüsü 2009” başlıklı top-
lantının açılışında konuşan Başbakan Tayyip
Erdoğan, merkezi Ankara’da bulunan ulus-
lararası çapta büyüklüğe sahip kamu banka-
ları ve Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma
hazırlıklarının sürdüğünü söyledi. Erdoğan,
“Yaz aylarından itibaren Türkiye ekonomisi
yeniden büyüme sürecine girecek” dedi. (AA)
KAPATMA DAVASI KIZDIRMIŞTI
‘Yalçõnkaya’ya
hakaret’ davasõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay
Cumhuriyet Başsavcõsõ Abdurrahman Yalçın-
kaya’ya, AKP hakkõnda kapatma davasõ açmasõ-
nõn ardõndan internetten mesaj göndererek haka-
ret ettiği iddia edilen bir kişi hakkõnda 2 yõla ka-
dar hapis istemiyle dava açõldõ.
Cumhuriyet Savcõsõ Kürşat Kayral’õn hazõrla-
dõğõ iddianamede, Yalçõnkaya’nõn, Anayasa Mah-
kemesi’ne, AKP’nin kapatõlmasõ talebi doğrultu-
sunda dava açmasõndan 3 gün sonra O.Ç’nin,
Yargõtay’õn e-posta adresine mesaj gönderdiği
belirtildi. Gönderilen iletide düşünce açõklama
özgürlüğünün dõşõna çõkõldõğõ ifade edilen iddia-
namede, sözlerin içeriğinde geçen tanõmlamala-
rõn sövme suçunu oluşturduğu savunuldu. İddia-
namede, yapõlan inceleme sonucunda kendisine
ulaşõlan O.Ç’nin mesajõ kendisinin gönderdiğini
kabul ettiği kaydedildi. “Suçlamaları reddeden
O.Ç’nin, demokrasi adına duygularını söyle-
diği” yönünde ifade verdiği belirtildi. İddiana-
mede, Şanlõurfa’da yaşayan O.Ç’nin, kamu gö-
revlisine görevinden dolayõ e-mail yoluyla ha-
karet suçundan 1 yõldan 2 yõla kadar hapis ce-
zasõna çarptõrõlmasõ talep edildi. Dava, Ankara
2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülecek.