23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Kupalar ve İnsanlar YOK, Beşiktaş’ın iki kupalı şampiyonluğu üzerine bu sütunda da yazmadan olmaz. Takım tutuş nedeniyle değil. Fantezi sayılan, pek dile getirilmeyen, ama herkesin zaman zaman kendinde yakaladığı, neredeyse bilinç- altında sakladığı bir düşünce nedeniyle. Daha önce bu sütunda ve başka yerlerde sözü edil- miş bir düşünce. Nedir o? Futbolu bütün sportif oyunlar içinde bun- ca popüler yapan, bir-iki ülke dışında dünyanın hemen her yerinde milyonlarca insanı kendine çeken nedir? İl- ginç kurallara dayanan bir oyunun güzelliği falan mı sa- dece? Futbolla günlük yaşam arasındaki tuhaf yakın- lığın, oyunu seyreden insanın ara sıra zihninden geçen bir benzerliğin rolü yok mu bunda? Özellikle de şans ile öbür etkenlerin ağırlıkları açı- sından? Elbet şansın yetmediği, başarı için çok daha ağır ba- san niteliklerin ya da koşulların gerekli olduğu söyle- necektir; ama bütün bunlar olduğunda da şans ol- mayınca sonucun başarılı olmadığı durumlar var. Yal- nız futbol için değil, aşağı yukarı bütün oyunlar için de geçerli değil mi bu? Futbolda direkten dönen toplar ol- duğu gibi basketbolda da en usta oyuncunun attığı top sepetin çemberinde bir süre dönüp ya filenin içine düşüyor, ya dışına. Topun içe veya dışa düşüşü sa- londaki hava akımıyla açıklansa bile, yine şanstan ya da şanssızlıktan söz etmiyor muyuz hep? Yalnız Beşiktaş’ın son başarısında bütün bu spekü- lasyonları geçersiz kılan bir özellik var. Şampiyon ile en yakın rakipleri arasında 5-6 puanlık bir fark oluşun- dan ibaret bir özellik değil bu. Son haftaların tablosu göz- den geçirildiğinde, sanki belirli bir temel ilkeye dayanan ve birbirini tamamlayan bir bütünlük görülüyor: Deniz- li’nin olumlu enerji yaratan yönetim becerisi, kavgalı oyun- cular arasında bile kolayca oluşuveren arkadaşça bir da- yanışmayla yardımlaşma, özverili bir çalışma disiplini ve hepsinden önemlisi, sürekliliğini hiç yitirmeyen bir başarma azmi ve kazanma inancı. Bunlara ayrıca orta halli bir semtin alçakgönüllü in- sanlarıyla bütünleşmekle kazanılan gücü, çok eskiler- den gelip geleceğe dönük yaşayan uyanık bir halkın des- teğini ve genç bir taraftar kitlesinin durmak bilmeyen coşkusunu eklemek gerekir. Gelişmenin şımarmak, üs- te çıkmanın alttakini ezmek olmadığını bilen derli top- lu bir toplumun içinden çıkmış bir takımın başarısında başkalarınca çıkarılabilecek bazı dersler olmalıdır her- halde, kupalara bakarken. mumtazsoysal@gmail.com 1 .3.1999 tarihinde yürürlüğe giren ve kõsaca Ottowa sözleşmesi olarak bi- linen mayõnlarõn imhasõyla ilgili söz- leşmeye ülkemizin katõlõmõ TBMM tarafõndan 12.3.2003 tarih 4824 sa- yõlõ yasayla uygun bulundu. Türkiye, onayla- dõğõ sözleşme gereği mayõn temizleme işini 2014 yõlõna kadar bitirmek zorunda oldu- ğundan bu sözleşme gereğince yürütülmesi ge- reken mayõn temizleme faaliyetlerinin esas ve usullerinin belirlenmesi için yasal düzenleme ihtiyacõ hükümeti harekete geçirdi. Bu konuda çõkartõlmõş bulunan Bakanlar Ku- rulu Kararnamesi yargõ önüne götürüldüğün- de Danõştay, “Maliye Bakanlığı’nca yapılan mayın temizleme ve tarımsal kullanma hakkının birlikte ihale edilmesi halinde ihtiyaçların en iyi şekilde ve uygun şartlarla karşılandığından söz edilemeyeceği ve iki ih- tiyacın bir ihale ile karşılanmasının huku- ken ve işin niteliği icabı mümkün bulun- maması nedenleriyle” kararnameyi hukuka aykõrõ buldu. ‘44 yıl’ tartışmaların merkezinde Bunun üzerine 25 Şubat 2008’de TBMM’ye sunulmasõ kararlaştõrõlan Türkiye Cumhuriye- ti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devle- ti Arasõndaki Kara Sõnõrõ Boyunca Yapõlacak Mayõn Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkõnda Kanun Tasarõsõ kamuoyunda büyük tartõşmalara yol açtõ. İhaleyi alacağõ söylenen şirketin ülkesiyle tasarõnõn 3. maddesinde yer alan, taşõnmazlarõn temizleme karşõlõğõ tarõm- sal faaliyetlerde kullanõlmasõna ilişkin tahmi- ni ihale süresinin “44 yıl”lõk üst sõnõrõ tartõş- malarõn merkezinde yer aldõ. Bu topraklarõn or- ganik tarõm maksadõyla çokuluslu şirketlere iha- leye verilmesi yerine topraksõz köylüye dağõ- tõlmasõ ise ayrõ bir tartõşmanõn konusu oldu ve bu tartõşmalar arasõnda yasanõn TBMM’de görüşülmesi ertelendi, sonra görüşmeler yeni- den başladõ. Üzerinde bu kadar tartõşma doğan arazilerin hukuksal durumu nedir? Söz konusu araziler 1950’li yõllardan baş- layarak, Türkiye’nin güvenliği ve kaçakçõlõ- ğõn önlenmesi için mayõnlanmõş olan ve Su- riye sõnõrõnda bulunan yaklaşõk 800 km uzun- luğundaki arazilerdir. Devlet bu araziyi geç- mişte çiftçilerden kamulaştõrarak almõş ve ma- yõnlayarak memnu mõntõka haline getirmiştir. Çiftçilerden kamulaştõrõlan ve 50 yõl sonra ka- mulaştõrma için gösterilen ihtiyacõn ortadan kalktõğõ devletçe kabul edilen bu arazilerin akõ- beti ne olacaktõr? Konuyu düzenleyen 2942 sayõlõ Kamulaş- tõrma Yasasõ’nõn 22. maddesinde şu hüküm yer almaktadõr: “Kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştõrma amacõna veya kamu yararõna yö- nelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kal- maması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçı- ları, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay için- de ödeyerek taşınmaz malını geri alabi- lir.”31.8.1956 tarih 6830 sayõlõ eski istimlak kanununda da aynõ hüküm vardõr. ‘Tarımsal amaçlı kullanılması’ TBMM’de görüşülen tasarõya göre “Bu ka- nunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti ara- sındaki kara sınırında bulunan mayın ile patlamamış mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması iş- lemlerine ilişkin esas usulleri düzenlemek- tir.” Bir başka deyişle tasarõya göre amaç, ma- yõnlarõ temizlenecek olan bu arazilerin “ta- rımsal amaçlı kullanılması”dõr. 1110 sayõlõ Askeri Memnu Mõntõkalar Ka- nunu’na (daha sonra 2565 sayõlõ yasa) göre çift- çilerden kamulaştõrõlan bu arazilerin hukuki sta- tü bakõmõndan 2942 sayõlõ Kamulaştõrma Ya- sasõ’na tabi olduğu tartõşmasõzdõr. Buna göre taşõnmaz mallarõn kamulaştırma amacına ve- ya kamu yararına yönelik herhangi bir ih- tiyaca tahsisi lüzumu kalmamasõ halinde İda- re, “..keyfiyeti mal sahibi veya mirasçıları- na 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümle- rine göre duyurur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaştır- ma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabilir.” Tasarõnõn 1. maddesinde belirtilen amacõn (=arazilerin tarõmsal amaç- lõ kullanõlmasõ) kamulaştõrma amacõyla ya da kamu yararõna yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsis kavramõyla herhangi bir ilgisi bulun- madõğõna göre tasarõnõn Kamulaştõrma Yasa- sõ’nõn 22. maddesiyle karşõ karşõya kalmasõ ka- çõnõlmazdõr. Çiftçilerin mülkiyet hakları Yargõtaybumaddeyleilgiliiçtihatlarõnda“ka- mulaştırılan taşınmaz malın geri verilmesi idarenin takdirine bağlıdır. Mal sahibinin idareyi zorlamaya hakkı yoktur” görüşüne varmõştõr*. Yasa maddesindeki “duyurulur” şeklindeki emredici ifadenin “idarenin tak- diridir” şeklinde nasõl yorumlanabildiği ayrõ bir konudur. Çünkü 22. maddede İdare’ye tebliğ mecburiyeti; mülk sahibine kabul edip etmeme konusunda takdir yetkisi tanõnmõştõr. Bu nedenle gerek kamulaştõrmalarõn yapõldõğõ tarihte ve ge- rekse halen yürürlükte bulunan anayasalarõ- mõzdaki mülkiyet ve kamulaştõrma (1924 AY m.71, 74) (1961 AY m. 36, 38) (1982 AY m. 35, 46) ile hükümler göz önüne alõndõğõnda, ara- zileri memnu mõntõkaya dahil edilip kamulaş- tõrõlan çiftçilerin mülkiyet hakkõna dayanarak arazilerinin peşine düşecekleri rahatlõkla söy- lenebilir. İç hukukun 22. maddenin açõk hük- münü mülkiyet hakkõ sahiplerinin aleyhine yo- rumlamasõhalinde1982Anayasasõ’nõn90.mad- desinde yapõlan değişikliğe göre uygulanacak olan Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’nin 1 No’lu protokolünün mülkiyetin korunmasõyla ilgilimaddesininmülkiyethakkõsahiplerininya- nõnda olacağõ son derece açõktõr. * Sözgelimi, (5.HD 17.10.1989 tarih 1989/152 E. 1989/20241 K). Mayõnlõ Alanlar... Av. Müslüm AKALIN Şanlõurfa Barosu Söz konusu araziler 1950’li yõllardan başlayarak Türkiye’nin güvenliği ve kaçakçõlõğõn önlenmesi için mayõnlanmõş olan ve Suriye sõnõrõnda bulunan yaklaşõk 800 km uzunluğundaki arazilerdir. Yine, Yeniden Zeytin… D ünyada tek zeytin ya- sasõ yalnõzca ülke- mizde bulunuyor; zeytinin, yazõlõ bir yasa ile geliştirilmesi ve korunmasõ- na ilişkin kurallarõn konul- duğu başka bir ülke yok. İlk zeytincilik yasasõ 26.01.1939 tarih 3573 sayõ ile TBMM ta- rafõndan Atatürk’ün irade- si ile çõkarõlmõştõr. 8.03.1993 tarih, 4086 sayõlõ yasa ile gü- nün gereksinimlerine uygun değişikliklerle halen yürür- lüktedir. 5117 sayõlõ Maden Yasasõ 5 Haziran 2006 tari- hinde Resmi Gazete’de ya- yõmlanarak yürürlüğe girdi. Yasa çõkarõlma sürecinin, kamuoyu tarafõndan yaygõn tartõşmalar ile hangi süreçten geçerek yasalaştõğõ bilini- yor. Maden Yasasõ ile bir- likte aynõ süreçte çõkarõlan 5491 sayõlõ Çevre Kanu- nu’nun da iptali için CHP Anayasa Mahkemesi’ne baş- vurmuştu. 15 Ocak 2009 ta- rihinde Anayasa Mahkeme- si, maden ve çevre kanunla- rõnõn bazõ maddelerini iptal etti. Gerekçeli karar henüz yayõmlanmõş değil. Ancak, iptal kararlarõnda, yürütme- nin yasama denetimini orta- dan kaldõrmasõ, idarenin is- tediği uygulamayõ yapma yetkisini anayasa ve adalete uygun bulmadõğõnõ Anayasa Mahkemesi ön gerekçe ola- rak söylüyor. Zaten bugüne kadar, başta Danõştay, AİHM de olmak üzere mahkeme- lerle birlikte yüksek mahke- meler benzer nedenlerle sa- yõsõz kararlar vermediler mi? Bu kararlarla, Maden ve ÇED yasalarõnõn bu ülkenin yağma ve talanõna neden olacak yasalar olduğu eleş- tirilerini ve karşõ çõkanlarõ mahkemeler doğrulamõş ol- muyor mu? Yeni düzenleme şart Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarõndan sonra Ma- den ve ÇED yasalarõnda ye- niden düzenleme yapõlmasõ gerekiyor! Bu düzenleme sürecinde siyasi iktidarõn önüne 4086 sayõlõ Zeytinci- lik Yasasõ’nõn 20. maddesi çõkõyor. Maden Kanunu ilk çõkarõlacağõ zamanda da bu engel kaldõrõlmak istenmiş, ancak geçimini doğrudan ya da dolaylõ sağlayan on mil- yonu aşkõn zeytincinin, on- larõn kurum ve kuruluşlarõnõn tepkileri ile, tasarõdan Zeytin Yasasõ ile ilgili değişiklik önerisi çõkarõlmak zorunda kalõnmõştõ. ‘Çevreci enerji’ adı ile yeni bir saldırı Gelin görün ki şimdi Zey- tin Yasasõ yine hedef tahta- sõna konulmak isteniyor. Ha- len TBMM Tarõm Komis- yonu Başkanõ olan, Adana Milletvekili Tarõm Profesö- rü Vahit Kirişçi, “sosyal demokratlığı” ile tanõnan, Ankara milletvekili N. Ha- luk Özdalga ve Kütahya milletvekili Dr. Soner Ak- soy 6.5.2009 tarihinde Mec- lis Başkanlõğõ’na verdikleri kanun teklifinde Zeytinci- lik Kanunu’nun 20. madde- sinin “…Tarım ve Köyiş- leri Bakanlığı’nın izni alın- mak kaydıyla, zeytin ağaç- larına zarar vermeyecek şekilde her türlü teknik önlemi alınmış zeytinyağı fabrikaları, tarımsal sana- yi işletmeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına daya- lı elektrik üretim tesisleri ile diğer işletme ve tesisler yapılabilir ve işletilebilir” şeklinde değiştirilmesini tek- lif ediyorlar! Ve yürürlük- teki yasanın devamı olan imar uygulamalarına iliş- kin maddeleri de kaldırıl- mak isteniyor! Ne kurnaz- lõk ama! Zeytinlik alanlar 1939 yõlõndan bu yana ko- runuyor. Şimdi korumacõ- lõk bu yasa teklifi ile kaldõ- rõlarak zeytinliklerin maden alanlarõ haline getirilmesi girişimlerine bir de “çevre- ci enerji” adõ ile yeni bir sal- dõrõ arkadaşlarõ daha olmuş! Kim bunu isteyen? Ulus- lararasõ maden ve enerji te- kelleri! Zeytinciler için, Kaz Dağlarõ, Madra Dağlarõ için teklif edilen yasa tasarõsõnõn bir idam fermanõ olduğu or- tada. Bütün zeytinciler ve ku- rumlarõ bu tasarõya karşõ ol- duklarõnõ ilgili kurumlara bildirdiler. Gecikmeksizin geri çekilmesini talep edi- yorlar ve Zeytin Yasasõ’nõn değiştirilmesine bir kez da- ha izin vermeyecekler. Zey- tinin anavatanõ Anadolu’ya yaraşan, barõşõn simgesi zey- tin ağaçlarõ ile donanmõş ör- nek bir ülke olmasõ varken, neden bunlarõn tartõşõldõğõnõn “farkında mıyız”? (*) Dünya 150 milyon ton/yõl likit yağ üretiyor, bu- nun3milyontonuzeytinyağõ. Murat NARİN UZZK Yönetim Kurulu Üyesi İlk zeytincilik yasasõ 26.01.1939 tarih 3573 sayõ ile TBMM tarafõndan Atatürk’ün iradesi ile çõkarõlmõştõr. 8.03.1993 tarih, 4086 sayõlõ yasa ile günün gereksi- nimlerine uygun değişikliklerle halen yürürlüktedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle