25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 TSK’nin üzerinden elinizi çekin Kâğıt parçasõnõn kimler tarafõndan ne amaçla hazõrlandõğõnõn ortaya çõkarõlmasõ görevinin devletin istihbarat organlarõ ile ilgili yargõ organlarõna düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyorum. Artan bir şekilde ve örgütlü olarak, altõnõ çiziyorum örgütlü olarak gerçekleştirildiği değerlendirilen kurgulanmõş bazõ olaylar, Türk Silahlõ Kuvvetleri’ni yõpratma ve karalama kampanyasõna dönüştürülmektedir. TSK’nin bütünlüğünün korunmasõ ve artõk haksõz yere yõpratõlmasõ, sadece TSK’nin bir sorunu değildir. Biz bunu aynõ zamanda ülkemizin bir beka sorunu olarak görüyoruz. Bu şekilde de anlaşõlmasõnõ özellikle istiyoruz. Tahriklere kapõlarak kamuoyu önünde tartõşmalara girmeyi uygun bulmuyoruz. Bu çerçevede son yaşanan olaylarõ da önümüzdeki hafta yapõlacak Milli Güvenlik Kurulu toplantõsõna getireceğiz. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel- kurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, “son dönemlerde artan bir şekilde örgütlü gerçek- leştirildiği değerlendirilen kurgulanmış olay- ların, TSK’yi yıpratma ve karalama kam- panyasına dönüştürüldüğünü” söyledi. Taraf ga- zetesinin haberini dayandõrdõğõ yazõyõ “kâğıt parçası” olarak nitelendiren Başbuğ, “Bu kâğıt parçasının kimler tarafından ne amaçla ha- zırlandığının ortaya çıkarılması görevinin devletin istihbarat organları ile ilgili yargı or- ganlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun ye- rine getirilmesini istiyorum” dedi. Başbuğ, ko- nuyu gelecek hafta yapõlacak Milli Güvenlik Kurulu’nda da gündeme getireceğini söyledi. Başbuğ, Taraf gazetesinde yayõmlanan belge hakkõnda Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn so- ruşturmasõnõ tamamlayõp “takipsizlik kararı vermesinin” ardõndan basõnõn karşõsõna çõktõ. Dünya ülkelerinin küresel krizin neden olduğu ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuştuğunu be- lirten Başbuğ, Türkiye’nin ise bunlarõn yanõ sõra terörle mücadelesini sürdürdüğünü belirtti. İran’da- ki son gelişmeler, Irak, Afganistan ve Pakistan’da ciddi olaylar yaşandõğõnõ anõmsatan Başbuğ, Kõb- rõs görüşmelerinin de bir yandan sürdüğünü dile getirdi. Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bunlar devam ederken Türkiye ne- redeyse iki haftadır Genelkurmay Askeri Sav- cılığı’nın elinde bulunan, topladığı ve talep et- tiği bütün bilgiler çerçevesinde yürüttüğü ha- zırlık soruşturması neticesinde ulaşmış oldu- ğu kararla ortaya çıkan bir kâğıt parçası et- rafında gereğinden fazla enerjisini tüketmiştir, harcamıştır. Ayrıca yargı sürecine sabırla ve sükûnetle bekleme basiretini de göstereme- miştir. Bunlardan dolayı gerçekten biz Türk Si- lahlı Kuvvetleri olarak üzgünüz. Şu anda eli- mizde olan hukuki anlamda bir kâğıt parça- sıdır. Yargıtay içtihadına göre belge, hukuki hü- küm ifade eden bir hakkın doğmasına ve bir olayın ispatına yarayan bir yazıdır.” Örgütlü yıpratma girişimi Soruşturmanõn aynen asli yargõ teşkilatõ içeri- sindeki cumhuriyet başsavcõlõklarõ gibi anayasal teminatlar altõnda bağõmsõz bir şekilde yargõsal faa- liyetlerde bulunan Genelkurmay Başkanlõğõ As- keri Savcõlõğõ tarafõndan yürütüldüğünü anlatan Başbuğ, “Karar da yine bu makama aittir. As- keri savcılık, kanunlar çerçevesinde incelenmesi gereken tüm hususları mevcut bilimsel ve teknik imkânları da kullanarak bu karara ulaş- mıştır” dedi. Askeri yargõya yönelik tavra tepki gösteren Başbuğ, “Askeri savcılığın verdiği kararı beğenebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Ancak bu karara karşı saygısız ve küçümseyici tavırlar içine giremezsiniz. Son dönemlerde ar- tan bir şekilde ve örgütlü olarak, altını çiziyo- rum örgütlü olarak gerçekleştirdiği değer- lendirilen kurgulanmış bazı olaylar, TSK’yi yıp- ratma ve karalama kampanyasına dönüştü- rülmektedir. Hukuk açısından yaşadığımız olayda bugün gelinen nokta, olduğu iddia edi- len bir kâğıt parçası olduğunu, yani bir belge olmadığını bize göstermektedir” diye konuştu. ‘Fitne fesat çıkarılmak isteniyor’ Başbuğ, “Bugün biz bu kâğıt parçasının bi- rileri tarafından TSK’yi yıpratma ve karala- ma amacıyla hazırlandığını değerlendirmek- teyiz. Bu kâğıt parçasının kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması görevinin ise devletin istihbarat organları ile il- gili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyorum. Bu ko- nunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu ve buna benzer olayları devlet, millet ve or- du içinde fitne ve fesat çıkartma eylemleri ola- rak görüyoruz” değerlendirmesini yaptõ. ‘Bu asimetrik bir psikolojik harekât’ B aşbuğ, medyaya yönelik eleşti- rilerde bulundu. Başbuğ, “Ge- nelkurmay Askeri Savcılı- ğı’nın açıklamasını görmeden TV’ye çıkan biri diyor ki ‘Olacağõ buydu. Ben zaten başka bir şey beklemiyordum. İş- te, şöyle şöyle şöyle...’ İşte bu asi- metrik savaş.” Başbuğ, Albay Dursun Çiçek’in ha- len görevde olduğu, daha önce bazõ bel- geler hazõrladõğõ yönündeki haberlerin anõmsatõlmasõ üzerine şunlarõ söyledi: “Yapılan idari soruşturmalarda eğer ortada herhangi bir kusur işleyen bir personel yoksa elbette bu personel üzerinde tasarruf yapılması da söz konusu değildir. Bu açıdan biz TSK’de, demokrasi ve hukuk devle- ti ilkelerine aykırı düşüncelerde olan- ları, aykırı faaliyetlerde bulunanla- rı barındırmayız. Yoksa dedikodu- larla, iftiralarla kimse bizden TSK içinde cadı avı gibi faaliyet yapma- mızı beklemesin.” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “Genelkurmay’da bir çalışma yürü- tüldüğünü” söylediğinin anõmsatõl- masõ üzerine Başbuğ, hukuk devleti il- kelerine bağlõ olmayan personelin TSK’de barõnamayacağõnõn bir kez da- ha altõnõ çizdi. Raporların sızdırılması Soruşturma kapsamõnda hazõrlanan raporlarõn sõzdõrõlmasõ konusuna da değinen Başbuğ, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Soruşturma kapsamında bir- takım raporlar hazırlandı. Birisi Jandarma Genel Komutanlığımızın hazırladığı kriminal rapor. 17’sinde hazırlandı, özel kuryeyle gönderildi. 19 ve 20’sinde bu kriminal raporun bazı parçaları, bazı basın organla- rında yer aldı. Niye? Hem de işin acı tarafı, belgenin tümü de değil. Nedir bu? Kamuoyu oluşturmaktır. Ba- kın bugün ilk defa bir ifade kullan- dım, medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekât yapılıyor” dedi. Başbuğ, “Siz doğrunun çıkmasını beklemeden devamlı bu hukuk sü- recini dinamitlerseniz ne olacak bu Türkiye’nin hali? Bunu ciddi olarak hep beraber düşünelim” dedi. TSK’nin demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlõlõğõnõ yine- leyen Başbuğ, “Herhalde bugüne kadar göstermiş olduğumuz tavır ve davranışlar da bu sözlerimizin doğruluğunu teyit etmektedir” dedi. Bu ilkelere aykõrõ düşünce içinde olan personelin kurumda barõnamayacağõnõ, bu düşünceyi anayasaya göre TSK’nin komutanõ olarak kendisinin söylediğini be- lirten Başbuğ, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Artık TSK’nin komutanı olan Genelkurmay Başkanı’nın bu ifadesi en büyük teminattır. Da- ha bunun dışında başka şeyler aranmasının anlamını anlaya- mıyorum. Bakın, tüm bu söy- lentilere rağmen TSK ile artık hiçbir haklı neden ve haklı bir ge- rekçeye dayanmadan çeşitli ne- denlerle ve çeşitli şekillerde dar- be ve muhtıra söylemlerinde bu- lunanların, iyi niyetli olmadıkla- rını ve halkımızın da artık bu söy- lemlerden usanmış olduğunu dü- şünüyorum. Onun için TSK’nin komutanı olarak açıkça söylüyo- rum ki, artık Silahlı Kuvvetler üzerinden elinizi çekiniz. TSK üzerinden kendinizi siyasi ta- nımlama düşüncesinden ve gay- retlerinden vazgeçiniz. TSK’ye karşı medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekât yürütme- ye son veriniz. TSK, tarihsel mis- yonu, kurumsal kültürü ve dev- let adamlığı ve tecrübesinin gereği olarak kendisine karşı asimetrik olarak medya üzerinden yürütü- len psikolojik harekâta her zaman ve kamuoyu önünde cevap ver- mekten kaçınmaktadır. Ayrıca, bize askeri okullarda şu da öğ- retildi, bize dendi ki, öğretmen- lerimiz ve komutanlarımız tara- fından, ‘akõllõ insan her şeyin far- kõna varõr, akõlsõz insan ise her ko- nuda fikrini söyler’. Bu nedenle bizlerin olayları takip etmediği- miz, anayasa ve yasalar çerçeve- sinde gereken yer ve zamanda ra- hatsızlıklarımızı yerine getirme- yeceğimiz şeklindeki değerlen- dirmeler doğru değildir.” ‘Seyirci kalamayız’ TSK’nin gerçeğe dayanmayan, hukuk dõşõ davranõşlarla yõpratõlmasõ faaliyetlerinin sürdürülmesine kat- lanamayacağõnõ vurgulayan Başbuğ, “TSK, bütünlüğünün her türlü dış etkilere maruz bırakılmasına seyirci kalamaz. Unutulmamalı- dır ki TSK’nin bütünlüğünün korunmasını ve haksız yere yıp- ratılmasını aynı zamanda ülke- mizin bir beka (varlığını sürdür- me) sorunu olarak görüyoruz. Lütfen bu noktanın iyi anlaşıl- masını istiyorum. TSK’nin bü- tünlüğünün korunması ve artık haksız yere yıpratılması, sadece TSK’nin bir sorunu değildir. Biz bunu aynı zamanda ülkemizin bir beka sorunu olarak görüyoruz. Bu şekilde de anlaşılmasını özel- likle istiyoruz” dedi. ‘MGK’ye götüreceğiz’ Başbuğ, “Tahriklere kapılarak kamuoyu önünde tartışmalara girmeyi uygun bulmuyoruz. Bu çerçevede son yaşanan olayları da önümüzdeki hafta yapılacak Mil- li Güvenlik Kurulu toplantısına getireceğiz” dedi. ‘Delil toplayamıyoruz’ Başbuğ, belgeye ilişkin askeri mahkemelere, savcõlara yöneltilen düşünce ve suçlamalarõn gerçek dõşõ ve maksatlõ olduğunu belirterek, kovuşturmaya yer olmadõğõ kararõ- nõn kesin olmadõğõnõ belirtti. Baş- buğ, “Önemli olan şu; bu belge- nin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi, emare ortaya çıkarsa elbette bu soruşturma tekrar açı- labilir. Hiçbir şekilde hiçbir ola- yı örtbas yapma gibi ne niyetimiz vardır ne o şekilde bir hareketi- miz vardır. Ancak bizim Silahlı Kuvvetler, Genelkurmay Baş- kanlığı olarak delil toplama üze- rinde yetki ve sorumluluğumuz yoktur” diye konuştu. ‘Kimse cadõ avõ beklemesin’ ‘Kâğıt parçasını hazırlayanı bulun’ diyen Başbuğ, sistematik yõpratma ve karalama kampanyasõnõn yürütüldüğünü söyledi Başbuğ ile birlikte kuvvet komutanlarõ, Jandarma Genel Komutanõ ve Genelkurmay Karargâhõ’ndaki tüm “J Başkanlarõ” basõn toplantõsõna katõldõ. Medyanõn yoğun ilgi gösterdiği basõn toplantõsõnda Başbuğ, 1 saat 5 dakika konuştu. ASİMETRİK SAVAŞ Savaşan taraflarõn kar- şõlõklõ savaş güçlerinin önemli farklõlõklar göster- diği savaş şeklidir. Bu tür savaşlarda daha az güçlü olan taraf güçlü olan tara- fõn zafiyetlerini saptaya- rak coğrafyanõn kullandõğõ avantajlarõ kullanarak ve sayõsal üstünlüğü etkinlik ile dengeleyerek etkili ol- maya gayret eder. Asimet- rik savaşta genellikle gay- ri nizami savaş taktikleri uygulanõr. PSİKOLOJİK SAVAŞ Ulusal hedefleri destek- lemek amacõyla seçilmiş bilgilerin yönlendirilmesi kullanõlarak yabancõ ha- sõm guruplarõn düşüncele- rini, duygularõnõ, eğilimle- rini ve davranõşlarõnõ etki- lemeyi amaçlayan planlõ propagandanõn ve sair psikolojik eylemlerin kul- lanõlmasõdõr. Psikolojik savaş değişik tekniklerle, hedef kitlenin moralini çö- kertmeyi veya ona farklõ bir eğilimi kabul ettirmeyi amaçlar. Psikolojik hare- kât diğer savaş türlerini desteklemek amacõyla ile yürütülebilir. BAŞKA YORUM ÇIKARMAYIN Başbuğ, 16 Haziran’da “Bel- ge sahte çıkarsa ne ya- pacağımızı Türkiye gö- recek” yönündeki açõk- lamasõndan yola çõkõlarak bu aşamadan sonra ne yapõlacağõnõn sorulmasõ üzerine, “Hukuk devle- ti ilkeleri kapsamında, hukuk çerçevesinde ne yapılacaksa yapılacak- tır. Bundan, başka yo- rumlar çıkarılmasından da üzülürüz” dedi. ‘ Ü L K E M İ Z İ N B E K A S O R U N U ’ ‘ ’‘Hukuk devletine bağlıyız’ A skeri mahkemenin yetkileri konusunda hukukçularõn dahi yanlõş yorumlarda bulundu- ğunu belirten Başbuğ, bombalõ saldõ- rõ sonucu yitirdiğimiz yazarõmõz Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fi- kir sahibi olunmaz” sözüne atõf yap- tõ. Askeri mahkemelerin, “askeri ki- şilerin, askeri suçları varsa, bunlar askeri mahallerde askerlik hizmet- leriyle ilgiliyse” konuya müdahil ol- duğunu anõmsatan Başbuğ, “abesle iş- tigal” tartõşmalarõn gündeme geldiği- ni söyledi. Başbuğ, İngiltere, İtalya, Lüksemburg, İspanya, Yunanistan, Polonya, ABD, Rusya ve İsrail gibi ül- kelerde askeri mahkeme bulunduğunu söyledi. “Askeri mahkemelerin ta- rafsız olmadığı” iddialarõna “çok çir- kin” diye tepki gösteren Başbuğ şöy- le devam etti. “Bu mahkemeler sokak mahkemeleri mi, çatı mahkemeleri mi... Anayasal kurum. Siz nasıl as- keri mahkemeleri bu şekilde ta- nımlarsınız?” ‘Hazırlayanı bulun’ M evcut durumda belgenin “kâ- ğıt parçası” olduğunu yine- leyen Başbuğ, şöyle konuş- tu. “Bizim istediğimiz şudur; İstan- bul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan is- tiyoruz, diyoruz ki, bu belgenin ger- çek olmadığı noktasından hareket- le bu kâğıt parçası kimler tarafından, ne amaçla hazırlandı? Bunu bulun. Biz bu belgenin doğru olmadığı noktasından hareket ederek, bu bel- genin kimler tarafından ne maksat- la hazırlandığını istiyoruz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan.” ‘Başbakan’a ilettim’ Başbuğ, “Başbakan Erdoğan’ın doğruluğu kanıtlanmamış bir kâğıt parçasından hareketle TSK’yi he- defe oturtmasından hicap duyuyor musunuz” sorusuna, “Hicap duyma esasında çok ağır bir laf. Ben niye hi- cap duyayım ki bir kere. O konuy- la ilgili fikrimi soruyorsanız, bu ko- nuya ilişkin ben görüş ve düşünce- lerimi Sayın Başbakan’a ilettim. O konuda söyleyeceğim budur” yanõ- tõnõ verdi. ‘Üzerinde tarih yok’ S öz konusu belgenin ayõn 4’ün- de bulunduğunu, ayõn 6’sõnda dosyanõn mahkemede açõlarak incelendiğini, 12’sinde bir gazeteye servis edildiğini belirten Başbuğ, şöy- le konuştu: “İddia edilen belge di- ğerleriyle hiçbir ilişkisi olmayan, içerik olarak, artı hazırlanış şekli olarak farklı bir belge. Olabilir, ona da itirazımız yok. Peki, şu soruyu sormaya hakkımız yok mu? Bu belgenin Nisan 2009’da hazırlan- dığını kim tespit etti? Kim tespit et- ti. Belgenin üzerinde hiçbir tarih yok arkadaşlar.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle