18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU İrticayla Savaşım Görevi 23 Haziran Salı günü gazetemizin 2. sayfasında dostum avukat Başar Yaltı’nın “İrticaya Gül Bah- çesi...” başlığıyla çok önemli bir yazısı yayımlandı. Yazıda irticaya karşı cumhuriyet rejiminin temel de- ğerlerini savunmanın bir görev olduğu belirtiliyor ve bu görevin yasal dayanakları sıralanıyordu... Bu yasal dayanakların başında, kuşkusuz, mevcut anayasanın 2. maddesi ve 24. maddesinin son fık- rası gelmektedir. Bu maddelerin özeti, Türkiye Cumhuriyeti’nin la- ik bir hukuk devleti olduğu, bu cumhuriyetin temel- lerinin kısmen de olsa din temellerine dayandırıla- mayacağı, dinin ve dinsel duyguların bu amaçla is- tismar edilemeyeceği ve kötüye kullanılamayacağı- dır... Yazar devamla, Silahlı Kuvvetler’in görevlerini ta- nımlayan İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinde yer alan “kollamak” ve “korumak” kavramlarını yorum- luyor... Söz konusu maddede yer alan “kollamak” söz- cüğünün iç tehditler, “korumak” sözcüğünün ise dış tehditler bakımından kullanıldığını belirtiyor... Aynı yazıda 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 6. maddesiyle Siyasi Partiler Yasası’nın 78, 84, 86 ve 87. maddelerindeki hükümlerin de irticaya karşı sa- vaşımın yasal dayanakları arasında yer aldığı belir- tiliyor... Bir hukukçunun titiz bir inceleme sonucunda bu- lup çıkardığı ve sıraladığı, (Devlet Memurları Yasası’yla Siyasi Partiler Yasası’na ilişkin olanlar gibi) bazılarından bu konu bağlamında belki de ilk kez söz edilmekte olan bu yasa maddeleri böylece bir arada düşü- nüldüğünde, irticayla savaşım görevinin sağlam, hukuksal, yasal dayanakları açık ve seçik olarak gö- rülüyor... Yazarın da belirttiği gibi, bu savaşım zaten, de- mokrasinin kendisi bakımından da bir zorunluluktur... Sözünü ettiğim yazının yazılma nedeni, yine bu ya- zıdaki sözlerle, Ergenekon soruşturması nedeniyle ele geçirildiği iddia edilen bir “belge” nedeniyle bazı çev- relerde kopartılan gürültüdür. Bu cümlenin kuruluşunda da bir hukuk insanının özeni görülüyor. Böyle bir belge gerçekten de “ele geçirilmiş” mi- dir? Eğer öyleyse, kanıtı ve tanıkları kimlerdir? Belge yayımlandığı gazeteye kim ya da kimlerce “servis” edilmiş, neden özellikle bu gazete tercih edil- miştir? Habercilikte kaynak belirtme zorunluluğu yok mu- dur? Bu sorular ve çağrıştırdıkları bir belirsizlik sisi ar- kasında yanıtsız kalırken, yine aynı yazıdaki sözler- le; bu “gürültücü çevreler”in “darbe karşıtı olmayı na- sıl sömürdüğü, TV ekranlarında (ve her türlü medya- da) nasıl isterik bir biçimde kinlerini kustukları ibret- le izleniyor...” Avukat Başar Yaltı’nın yazısının bu çevreleri rahatsız etmesi kaçınılmazdı... Nitekim, Yeni Şafak yazarlarından Fehmi Koru, he- men ertesi gün, “Elinizi Çabuk Tutun” başlıklı bir ya- zıyla Başar Yaltı’nın görüşlerinden duyduğu korku- yu dile getiriyor! Bu “Elinizi Çabuk Tutun” çağrısında ben birkaç an- lam birden sezinliyorum. Yeni Şafak yazarı, söz konusu belgenin ne olup ne olmadığının bir an önce ortaya çıkarılmasını isterken, bir yandan da, irticaya, yalana, sahtekârlığa karşı yük- selen tepkinin daha da şiddetlenmesinden duyduğu kaygıyı dile getiriyor. Bu iş daha fazla uzamasın, ne olacağı belli olmaz, provokasyon silahının namlusu onu tutanın kendisi- ne çevrilebilir demeye getiriyor... Yeni Şafak yazarının, “Elinizi çabuk tutun” çağrı- sı, Genelkurmay Başkanı’nın basın toplantısıyla bir anlamda yerine getirilmiş oldu… Bunun bir belge değil, hukuksal bakımdan değer taşımayan bir “kâğıt” parçası olduğu söylendi. Cuma gazetelerinde CHP Genel Başkanı’nın da bu yönde değerlendirmeleri vardı... Bunlar Yeni Şafak yazarını ve düşündaşlarını tat- min eder mi? “Kâğıt” parçasına karşı “suç duyurusu”nda bulu- nan Başbakan ve çevresi, bu basın toplantısından sonra acaba ne yapacaklar? İsterik biçimde kin kusmalar, provokasyonlar de- vam edip gidecek mi? Olanları, olabilecekleri hep birlikte görüp yaşaya- cağız… Fakat onurlu bir geçmişe ve geleneklere sahip İs- tanbul Barosu üyesi avukat Yaltı’nın yazısının baş- lığında ve son cümlesindeki “mecaz”la tekrar ede- cek olursak, “laik ve demokratik cumhuriyetin gerçek savuncuları irticaya gül bahçesi sunmayacaklar- dır”… Sunmamalıdırlar... [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Gece yarõsõ belge operasyonu AKP hükümeti, CMY’de yaptõğõ değişiklikle askerlerin ağõr ceza mahkemelerinde yargõlanmasõ hükmünü getirdi. Değişiklikle belgeyle ilgili soruşturma yetkisi de sivil yargõya geçecek... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeti, TBMM Genel Ku- rulu’nda gece yarõsõ Ceza Muhake- mesi Yasasõ’nda yaptõğõ “tek söz- cüklük” değişikle askerlerin Erge- nekon davasõ kapsamõnda yer alan “Türkiye Cumhuriyeti hükümeti- ne karşı silahlı isyan ve anayasayı ihlal” gibi suçlarda ağõr ceza mah- kemelerinde yargõlanmasõ hükmü- nü getirdi. AKP’nin bu değişiklikle Ergenekon davasõnda askerlerin sivil mi yoksa askeri yargõda mõ yargõla- nacağõ tartõşmalarõnõn önüne geç- meyi amaçladõğõ dile getirildi. Söz ko- nusu değişiklikle, Genelkurmay As- keri Savcõlõğõ’nõn kovuşturmaya yer olmadõğõna karar verdiği “İrticayla Mücadele Eylem Planı” iddiala- rõyla ilgili yargõlama yetkisi de sivil yargõya geçecek. AKP hükümeti, TBMM Genel Ku- rulu’nda önceki gün gece yarõsõ Türk Ceza Yasasõ’nda değişiklik öngö- ren yasa tasarõsõnõn görüşmeleri sõ- rasõnda kritik bir değişiklik yaptõ. AKP’li milletvekillerinin verdiği önergeyle, Ceza Muhakemesi Yasa- sõ’nõn 250. maddesinin 3. fõkrasõnda tek sözcüklük bir değişiklik yapõla- rak; askerlerin savaş ve sõkõyönetim halleri dõşõnda Türk Ceza Yasasõ’nõn “anayasayı ihlal, yasama organına karşı suç, hükümete karşı suç, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyan, bu suçları işle- mek için silahlı örgüt kurmak” suçlarõnõn da yer aldõğõ bazõ suçlar- da ağõr ceza mahkemelerinde yargõ- lanmasõ hükmü getirildi. AKP, Taraf gazetesinde yayõmla- nan “İrticayla Mücadele Eylen Pla- nı” iddialarõyla ilgili olarak soruş- turma yetkisinin Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nda değil Ergenekon so- ruşturmasõnõ yürüten İstanbul Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nda olduğunu ile- ri sürüyordu. Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn belgenin Genelkur- may’da hazõrlanmadõğõ ve kovuş- turmaya yer olmadõğõna ilişkin ka- rarõnõn hemen ardõndan gece yarõsõ bu yönde bir düzenleme yapõlmasõ dik- kat çekti. Söz konusu değiliklikle, bel- geyle ilgili tüm yetkinin sivil yargõ- ya geçeceğine dikkat çekilirken; Er- genekon davasõnda emekli orgeneral ve muvazzaf subaylarõn da askeri mi yoksa sivil yargõda mõ yargõlanmasõ gerektiği yönündeki tartõşmalarõn önüne geçilmesinin hedeflendiği kay- dediliyor. Yargõçlar ve Savcõlar Birliği Baş- kanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, Ceza Muhakemesi Yasasõ’nda ya- põlan değişikliğin anayasanõn “askeri yargı” başlõklõ 145. maddesine aykõrõ olduğunu belirterek “Öte yandan CMY’nin 250. maddesindeki de- ğişiklik askeri yargıya sınır getiri- yor. Anayasadaki hüküm doğru- dan uygulanabilir bir hüküm ni- teliğinde olduğu için hukuksal so- runları beraberinde getirecektir. Askeri yargı tartışmasını ortadan kaldırmayacaktır. Ama öte taraf- ta da adli yargıyı görevli kılma ar- zusu var. Bu anayasa değişikliğine yansıtılmadığı için ‘askeri yargõ yetkisizdir’ denilemez” görüşünü dile getirdi. A KP hükümeti, TBMM Genel Kurulu’nda gece yarõsõ Ceza Muhakemesi Yasasõ’nda yaptõğõ değişiklikle, askerlerin savaş ve sõkõyönetim halleri dõşõnda sivil yargõda yar- gõlanmasõ hükmünü getirdi. Bu değişiklikle Ergenekon davasõnda askerlerin sivil mi yoksa askeri yargõda mõ yargõlanacağõ tartõşmalarõnõn sona erdirilmesi amaçlanõrken; Genel- kurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn kovuşturmaya yer olmadõğõna karar verdiği “AKP ve Gülen’i bi- tirme planõ”yla ilgili yargõlama yetkisi sivil yargõya geçecek. B A Ş B A K A N , C R A N S M O N T A N A F O R U M U ’ N D A K O N U Ş T U : ‘Sivil yargı takip edecek’ BAYKAL: BELGE YOKSA KOMPLO VAR TAŞKIN ÖZLER UŞAK - CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal, Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ ve Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un, irticay- la mücadele belgesinin sahte oldu- ğuna ilişkin açõklamalarõnõn Başba- kan Erdoğan’õ şaşõrttõğõnõ belirterek, “Yaşanan hukuki sürecin tamam- lanmadığını söyleyen Başbakan, şimdi ortaya bir belge koymalıdır. Belge yoksa komplo vardır” dedi. 16. Eşme Kilim ve Kültür Sanat Festivali nedeniyle Uşak’a gelen Baykal, Eşme Belediye Başkanõ Ah- met Yıldırım’õn makam odasõnda ga- zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Baş- buğ’un, irticayla mücadele belgesinin “bir kâğıt parçası” olduğunu açõk- ladõğõnõ anõmsatan Baykal, “Böyle- ce Silahlı Kuvvetler’in darbe ha- zırlığı içinde olduğu iddiasının, suçlamaların temelsiz ve daya- naksız olduğu açıklanmıştır. Ancak sayın Başbakan, askeri Savcılığın açıklamasından sonra hukuki sü- recin tamamlanmadığını, devam edeceğini söylemiştir. Anlaşılıyor ki sayın Başbakan’ı bu sonuç şaşırt- mıştır” dedi. Erdoğan’õn, AKP Şanlõurfa il kon- gresinde bu belgeninin geçerli oldu- ğunu iddia ettiğine dikkat çeken Baykal, şunlarõ söyledi: “Ona göre yaşanan hukuki süreç tamamlan- mamıştır. O zaman Başbakan or- taya hukuki bir belge koymalıdır. Bu şekilde hareket bir Başbakan’a yakışmaz. Belge yoksa komplo vardır. Bu komplonun nereden kaynaklandığı belirlenip hukuken kanıtlanmalıdır. Başbakan bunu mutlaka yapmalıdır. Bu komployu kimin yaptığını ortaya çıkartmak hükümetin görevidir. Belge ge- çerliymiş gibi kamuoyunu etkile- yemeye çalışanlar, medyaya ve- renler ve sorumlular ortaya çı- kartılmalıdır. Türkiye kamuoyu bunu bekliyor. TSK’ye karşı kam- panyayı sürndürenlerin de bu bağ- lamda belirlenip açıklanması ge- rekli. Hükümet bu görevi üstlen- meli. Bu olay Türkiye’nin önünde bir açmaz olarak durmaktadır.” ‘TATMİN ETMEDİ’ CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Genelkurmay Başka- nõ Orgeneral İlker Başbuğ’un açõk- lamalarõyla igili olarak “İddialı açıklamalar yapıldıktan sonra, birilerinin beklediği tatmin edi- ci açıklama olarak görülmeyebi- lir. Yarattığı beklentileri karşı- layamadı” değerlendirmesini yap- tõ. Okay, Ergenekon soruşturmasõ- nõn tüm evrakõnõ “malum gazete- ye” servis yapan savcõlar hakkõnda da HSYK’yi göreve çağõrdõ. Ge- nelkurmay Başkanõ Başbuğ’un “Kimi duyumlarımız var” dedi- ğini anõmsatan Okay, “O duyum- larını paylaşsın” dedi. Okay, Baş- buğ’un daha önce yaptõğõ iddialõ açõklama sonrasõnda dünkü açõk- lamalarõnõn tatmin edici görülme- yeceğini söyledi. ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Brüksel’de düzenlenen Crans Montana Forum’da konuşan Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan, Taraf gaze- tesinde yayõmlandõğõndan bu yana Türki- ye’nin gündemini işgal eden “irtica ile mücadele planı”nõn gerçek bir belge olup olmadõğõnõn araştõrõlmasõna devam edile- ceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, kendisine yöneltilen bir soru üzerine şunlarõ söyledi: “Partimle ilgili böyle bir fotokopi dahi olsa ileri sürülmüş ve gazetelerde yer almış olan, bir belge midir değil midir bunun araştırma sürecini, bir hukuk devleti içerisinde savcılığa götürmek su- retiyle başlatmış bulunuyoruz. Askeri yargı konuyla ilgili olarak farklı yaklaş- mış olabilir. Bundan sonraki süreç sivil yargıya aittir. Nitekim askeri yargı ‘be- nimle ilgili değil’ diyerek görevsizlik ka- rarı vermiştir. Bundan sonraki süreç si- vil yargı ile alakalıdır. Sivil yargı bunu takip edecektir. Sivil yargı takip edeceği gibi biz de yürütme olarak kurum ve kuruluşlarımızla bunu takip edeceğiz. Aslına ulaştığımız anda tabii ki bunu da yargıya taşıyacağız. Çünkü demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti içerisinde biz demokrasinin yıpratılmasına mü- saade edemeyiz. Gereken neyse yaparız, yapacağız” diye konuştu. Dönmez: Polis gömdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Yenikent’teki Zir Vadisi’nde bulunan mühim- matla ilgili yargõlanmasõna başlanan yarbay Mus- tafa Dönmez, “çok net bir polis komplosuyla” karşõ karşõya olduğunu belirterek mühimmatõn ken- disi yakalanmadan birkaç gün önce polis tarafõn- dan gömüldüğünü belirtti. Başbakan’a suikast planõ ve mühimmatlara ilişkin krokinin kendisine ait olmadõğõnõ kaydeden Dönmez, albay Dursun Çiçek’e gösterilen özenin kendisine gösterilme- diğini söyledi. Zir Vadisi’nde yapõlan kazõlarda bulunan patla- yõcõlarla ilgili dün yargõlanmaya başlanan yarbay Dönmez, Askeri Mahkeme’de hâkim önüne çõk- tõ. Dönmez, “Arama tutanaklarında aramayı Merkez Komutanlığı’nın görevlilerinin yaptı- ğı belirtilmiştir, ancak arama sırasında polisler bulunmuştur, gerçekte aramayı polisler yap- mıştır. Aramalar sırasında bana ait olduğu id- dia edilen ajandada yer alan kroki dayanak gös- terilerek Zir Vadisi’nde arama yapılmıştır. Bu ajanda bana aittir, ancak kroki kesinlikle ba- na ait değildir. Ajanda içindeki A4 kâğıtları da bana ait değildir. Bu kâğıtlarda Başbakan’a sui- kast planları olduğu da söylenmektedir. Bütün malzemelerin, polis tarafından konulduğunu dü- şünüyorum” diye konuştu. Dönmez, evinde ken- disine ait bine yakõn kitap bulunduğunu, aramada kitaplar içerisinden 5-6 tane ajanda alõndõğõnõ ve bu ajandalardan birinin içinde bulunduğu belirti- len krokiye göre arama yapõldõğõnõn söylendiğini anlattõ. Dönmez, ajanda bulunduktan yaklaşõk 6 gün sonra krokiye istinaden arama yapõldõğõnõ ve 6 gün boyunca beklendiğini belirterek “Mühimmatla- rı gömen insan daha sonra kullanacaksa suyun içine mi gömer. Krokiler incelenirse nasıl kom- ploya geldiğim anlaşılacak” dedi. Sanõğõn tutukluluk halinin devamõna karar veren mahkeme duruşmayõ 29 Haziran’a erteledi. MHP: DENGELİ AÇIKLAMA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Ge- nel Sekreteri Cihan Paçacı, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un açõkla- malarõnõ “dengeli, doğru bir konuşma” ola- rak nitelendirdi. Başbuğ’un askeri savcõlõğõn yaptõğõ açõklamalara, daha da açõklõk getirip netleştirdiğini belirten Paçacõ, şunlarõ söyledi: “Uzun süredir TSK üzerinde sistematik yıp- ratma kampanyası yürütülüyordu. Bu kampanyanın bir tarafı da siyasi otorite olarak görünüyordu. Bunlara net bir şe- kilde cevap verdi. Demokrasi ve hukuk devletine bağlılığını net olarak ifade etti. Siyasi rant elde edilmesi amacıyla TSK’yi siyasete araç yapanlara karşı da ‘elinizi TSK’nin üzerinden çekin’ dedi. Medya üzerinden asimetrik psikolojik savaş yü- rütüldüğünü söyledi.” A K P Başbuğ’a hukuk itirazõ ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AKP Grup Başkanvekili Be- kir Bozdağ, Genelkur- may Başkanõ Orgene- ral İlker Başbuğ’un açõklamalarõnõn büyük oranda partisinin görüş- leriyle örtüştüğünü, an- cak belgenin gerçek ol- madõğõndan hareket ede- rek yaptõğõ değerlendir- menin hukuki olmadõ- ğõnõ söyledi. AKP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MKYK) dün toplanõr- ken AKP Grup Başkan- vekili Bekir Bozdağ, Başbuğ’un Genelkur- may Başkanlõğõ ve TSK’ye karşõ bir yõp- ratma ve fitne fesat ça- lõşmasõnõn olduğu tes- pitinde bulunduğunu söyledi. Bozdağ, şu gö- rüşleri dile getirdi: “Çünkü soruşturma makamları işin başın- da bir belge gerçek- miş, gerçek değilmiş gibi hareket edemez. Eldeki bilgi, belge ve delillere göre hareket eder. O zaman hiç so- ruşturmaya gerek yok. Onun için burada de- lillerle beraber hareket eden bir soruşturma yürür mutlaka. Ve bu- nun içerisine de bu belgenin orijinalini arama, bulma, fotoko- pisini kim tanzim etti, orijinalini kim tanzim etti, bütün bunları araştırmak yargının görevindedir. Kovuş- turma devam ederken kesin hükümle gerçek olmadığından hareket etmek yerine, belge gerçek mi değil mi yar- gıda incelenecektir. Orijinali bulunmadan, gerçek olmadığını hükmederek hareket etmek yanlış.” Bozdağ, sürecin sivil yargõda devam edeceği- ni söyledi. Zir Vadisi’nde bulunan mühimmatla ilgili yargõlanmasõna başlanan Yarbay Dönmez, polis komplosuyla karşõ karşõya olduğunu söyledi SEBEP AKP’Lİ ARSLAN OLABİLİR B ekçi Salih Külünk’ün Sapanca’daki evinde kaldõğõnõ anlatan Dönmez, AKP Diyarbakõr Milletvekili İhsan Arslan ta- rafõndan tehdit edildiğini söyledi. Dönmez, “Arslan’õn evinin aranmasõ lazõm. Ken- disi Diyarbakõrlõ. Kürtçü bir milletvekilidir. Başba- kan’la da akrabalõğõ vardõr. Arslan daha önce bomba koyarken yakalandõ, sonra afla çõktõ. Bu konuda da sa- bõkasõ vardõr. Sapanca’dan komşumdur. Benim Erge- nekon’la yargõlanmamõn ne- deni belki de bu olaydõ” şeklinde konuştu. ÇİÇEK DAHA ŞANSLI Ajandasõnda bulunduğu iddia edilen krokiye iliş- kin incelemelerin tam olarak yapõlmadõğõnõ ileri süren Dönmez, “Dursun Çiçek albaya gösterilen özen burada gösterilmemiştir. Krokinin bana ait olup olmadõğõ hususunda Adli Tõp’tan ve diğer bu işle ilgili kurumlardan gerekli görüşler alõnma- mõştõr” diye konuştu. Yasadõşõ örgütle ilişkisinin olmadõğõnõ anlatan Dönmez, “Ben Mustafa Ke- mal’in subayõyõm. TSK aleyhine hiçbir faaliyet içinde yer almadõm” dedi. Kendisine ait olduğu iddia edilen kroki ile es- ki Özel Harekât Daire Başkanõ İbrahim Şa- hin’de bulunduğu iddia edilen kroki arasõnda bir benzerlik olacağõnõ öne süren Dönmez, “Aynõ ki- şiler tarafõndan düzenlenmiş olabilir. Kroki içe- risinde çelişkiler de vardõr” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle