Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
27 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Kâğıt Parçası
“Kağıt parçası” tanımı, Genelkurmay Başkanı ya
da askeri yargı kararının içinde yer aldığı için değil
sadece, Ergenekon davası kapsamında, sivil yar-
gının elinde olduğu bildirilen belgelerin bütünü için
de, sivil yargılama hukuku kapsamında geçerli tek
tanımlama... Sayısız sivil yargı içtihadı ile de sabit
olduğu üzere, yargılamaya konu olabilecek, geçerli
sayılabilecek bir belge metninde, imzanın gerçek mi
yoksa sahte mi olduğunun tartışılabilmesi için ıslak
imza olması zorunluluğu var. Aksi durumda imza-
nın gerçek ya da sahteliğinin saptanması yapıla-
mayacağından, başka kanıtlarla yüzde yüz des-
teklenmemiş, imzalı bir fotokopi metninin tek
başına değeri olsa olsa bir kâğıt parçası oluyor.
Sivil yargının sorgulamayı bu metin üzerinden sür-
dürebilmesi, ıslak imzanın olduğu gerçek metin var-
sa onun bulunmasından başlayarak, hukuken ge-
çerli yeni kanıtlar bulabilmesiyle ancak olanaklı ola-
bilir. Başta Başbakan, AKP’nin sorumlu bakanları,
Ergenekon davası yargılama kadroları, yasalara ay-
kırı olsa da medyada sözcülüğü üstlenmiş kadro-
ların hiçbiri, kişi, kurum, hukuken kâğıt parçasın-
dan öte değeri olmayan fotokopi metni dışında bir
belgeden henüz söz edebilmiş değiller. Varsa çı-
karırlar gerek sivil gerekse askeri yargı süreçleri, ye-
ni anlamlı ek hukuki belgeler içeriğinde yeniden işle-
tilir. Gerisi boş laf, sanal üzerinden kamuoyu
oluşturma, kitleleri aldatma... Elbette taraf olan kişi
ve kurumları yasadışı yollardan karalama, yıpratma,
haksız fiil, suç oluyor..
Tabii ki gelinen noktada, TSK’ye yönelik, Genel-
kurmay Başkanı’nın TSK adına “komplo” olarak ni-
telediği bunca suçlama, karalamanın sonrasında, suç
kanıtı olarak pazarlanmış metnin hukuken “kâğıt par-
çası” niteliği, suçlamanın odağı Ergenekon davası
savcı ve yargıçlarına, dahası sorumlu iktidar olarak
Erdoğan hükümetine çok yeni görevler yüklüyor; işin
başından, şimdilik -kâğıt parçası- metindeki suç-
lamanın içeriği; “gerçek olması halinde gerçek bir
darbe girişimi, en azından kadrolaşmasını, değilse
TSK’ye yönelik komplo, sivil darbe girişimi anlamını
taşıdığından” askeri yargı ve TSK’nin ellerindeki bul-
gularla “kâğıt parçası” sonucuna varmış olmaları ile
bu iş noktalanamıyor. En azından söz konusu
kâğıt parçası ile ortaya çıkmış komplonun nasıl dü-
zenlendiği, sorumlularının Ergenekon Savcılığı’nca
ortaya çıkarılması sorumluluğu doğuyor. Ya da Ere-
genekon Savcılığı’nın elinde açıklanmamış veriler,
yeni deliller varsa, ya da elde edilirse bunlarla ye-
ni bir yargılama aşamasına geçilebilmesi gerekiyor.
Bu arada beğensek de beğenmesek de yürür-
lükteki hukuk düzenimiz içinde sivil ve askeri yargı
ilişkilerinin, belirlenmiş hukuk kuralları içinde yürü-
tülmesi zorunluluğu ortada. Genelkurmay Başkanı’nın
bu konunun önümüzdeki hafta toplanacak MGK’ye
taşınacağını açıklamasının anlamı bu olsa gerek.
Dün Genelkurmay Başkanı’nın açıklamasının ar-
kasından yaşanan gelişmeler, önce Başbakan’ın bun-
dan sonraki yargılama sürecinin sivil yargı, Ergenekon
yargıçlarında olduğu anlamına gelen vurgulaması...
Hemen arkasından askeri alanlardaki Ergenekon Sav-
cılığı aramaları ile, askeri kimlikli kişilerin zanlı sıfa-
tıyla sorguya çağrıldıklarının haberlerinin duyulma-
sı, işte bu iki ayrı yargı sisteminin sınırlarının zor-
lanması ile ilişkili çok yeni bir boyut, tartışma..
Bu yeni tartışmanın gelişmelerini önümüzdeki haf-
ta izleyeceğiz. Ancak bu tartışma nereye varırsa var-
sın, ülkeyi çok keskin bir kamplaşmaya iten, gerçeğin
ne olduğu değil nasıl algılandığı üzerinden yürütü-
len savaşta, gerçeklerin karanlıkta kalması en güç-
lü olasılık... İster 12 Mart, 12 Eylül süreçlerinin çok
etkin, belirleyici, çok insan ve örgütün canını yak-
mış askeri darbe hukukunda, isterse bugün dar-
becilerin yakalanması adına, varsa suçluları ara-
sında kaynatılmış olarak Cumhuriyet, Atatürk
devrimleri, laikliği savunan yine çok fazla insan ve
kurumun canının yandığı sivil darbe hukukunda
aynı kurallar geçerlidir..
Darbe hukukunun mantığında suç-ceza ilişkisinin
kanıtlanması öncelikli değildir. Darbeci taraf adına
gündeme getirilmiş yargılamada toptancı suçlama,
cezalandırma eğilimi ağır basar. Yargısız infaz,
kanıtsız cezalandırma, kamuoyu oluşturma, yargı-
laması asıl öne çıkar. Kendisi için tehdit olduğunu
düşündüğü ne kadar birey ve örgütlenme, düşün-
ce varsa.. toptan yargısız, kanıtsız cezalandırmayı,
kırmayı hedefler..
12 Mart’ın, 12 Eylül’ün bu türden tüm davala-
rı, kamuoyu oluşturma, suçlama çarklarının işle-
tilmesi sonrası varılan sonuçlardan toplumun
doğru dürüst haberi bile yoktur. Yıllar süren tu-
tukluluk, işkenceler, hapis yaşamının ardından
düşen davaların kimseler ayrımında değildir.
Ama kitlelerin bilinç altında; sol-sendika-işçi-
genç-silah-kitap-sivil hak arama-yasal eylem-
yasadışı eylem.. hepsi aynı kefede suç, bedeli öde-
necekler.. olarak kazınmıştır.
Dünya Bankasõ Türkiye’nin krizden dünyadaki diğer ülkelere kõyasla çok daha ağõr etkilendiğini açõkladõ
Türkiye işsizlikten kõrõlõyor
DB Türkiye Ofisi Başekonomisti Mark
Thomas: “Çok yüksek işsizlik oranõna
sahipsiniz. Firmalardan çok işsizlik
sorununa odaklanmanõz gerekiyor.”
Ekonomi Servisi - Dünya Bankasõ (DB) Türkiye Ofi-
si Başekonomisti Mark Thomas, Türkiye’nin kü-
resel ekonomik krizden dünyadaki diğer ülkele-
re kõyasla çok daha ağõr bir şekilde etkilendiğini
söyledi.
Dünya Bankasõ, Türk Sanayici ve İşadamlarõ Derne-
ği (TÜSİAD) işbirliğiyle düzenlenen ‘Küresel
Kalkınma Finansmanı 2009: Küresel İyileş-
menin Haritası’ seminerinde konuşan Thomas,
Türkiye’nin krizle mücadele yöntemlerinden biri-
nin işgücü piyasasõndan geçtiğine işaret etti. Tho-
mas, “Türkiye mutlaka işgücü piyasasına katı-
lımı arttırmalı. Şu anda Türkiye’de çok yüksek
bir işsizlik oranı var. Çok fazla genç işsiz. Kriz
döneminde sosyal korumaya önem vermek ye-
rinde. İşgücünün kalitesi arttırılmalı. Orta ge-
lirli bir ülkeyseniz ve yüksek gelirli bir ülke ha-
line gelmek istiyorsanız, o zaman bunun yolu
başta kadınlar olmak üzere işgücüne katılım ora-
nını arttırmaktan geçiyor” diye konuştu.
‘Kriz sonrası daha zor olacak’
Thomas, Türkiye’nin işçileri koruyan bir sisteme ge-
çiş yapmasõ, ülkede işsizlik sigortasõna daha çok vur-
gu yapmasõ gerektiğine işaret ederek “İşgücünün
korunması için biz hükümetle görüşüyoruz.
Bununla ilgili roporlarımız da oldu. Türki-
ye’nin firmalardan daha fazla işsizlik sorunu-
na odaklanması gerekiyor” dedi.
Kriz sonrasõ ortamõ yönetebilmek için birtakõm poli-
tika değişikliğine gitmek gerektiğini ifade eden Tho-
mas, kriz sonrasõ dönemin, Türkiye gibi ülkelerin
önünde çok daha ciddi sorunlar yaratabilecek bir
dönem olduğunu vurguladõ. Thomas, Türkiye’nin
krizden neden bu kadar çok etkilendiğine ilişkin ola-
rak da “Her şeyden önce ihracat oranı düştü. Tür-
kiye’nin en önemli ithalat-ihracat ortağı AB’ye
baktığımızda, burada da çok ciddi bir ekonomik
yavaşlama var. Finansman sorunu da var. Tür-
kiye’deki piyasada bir belirsizlik var” dedi.
Ücretlerde ilk kez kesintiye rıza gösteriliyor
Hükümet işsizlik sigortasõ fonu
ile bütçe açõğõnõ kapatõyor
Ekonomi Servisi - Krizin çalõ-
şanlara faturasõ ağõrlaşmaya başla-
dõ. Bahçeşehir Üniversitesi Ekono-
mik ve Toplumsal Araştõrmalar
Merkezi’nin (BETAM) yayõmladõ-
ğõ bir araştõrmanõn sonuçlarõna gö-
re bir yandan işsizlik artarken bir
yandan da ücretler düşüyor. 2001
krizinden beri ikinci kez rastlanan bu
durum, “çalışanların işsiz kalma
riskini azaltmak için daha düşük
ücretlere razı olduklarını göste-
riyor”. 2001 krizi sonuçlarõ ile ha-
len yaşanmakta olan krizin sonuç-
larõnõ birlikte değerlendiren BE-
TAM araştõrmasõnda, reel ücretlerin
henüz 2000 yõlõndaki düzeyine ge-
lemediğini ve önümüzdeki süreçte de
düşmeye devam edeceği görüşüne
yer veriliyor.
BETAM direktörü Prof. Dr. Sey-
fettin Gürsel ile araştõrmacõ Onur
Altındağ’õn yaptõğõ araştõrmada
özetle şu bulgulara yer veriliyor:
23 Haziran 2009 günü yayõm-
lanan verilere göre geçen yõlõn aynõ
dönemine göre sanayide brüt maaş
endeksi “nominal olarak” yüzde 4,
reel olarak yüzde 11.4 geriledi.
2008’in 4. çeyreğinden 2009’un 1.
çeyreğine geçerken sanayide brüt-
maaş endeksi nominal olarak yüzde
8.5 düştü. Rakamlar, çalõşanlarõn iş-
siz kalmamak için daha düşük ücrete
razõ olduklarõnõ gösteriyor.
Reel ücretlerin bir yõl içinde or-
talama yüzde 10’un üzerinde geri-
lemesi satõn alma gücünün önemli
ölçüde erozyona uğradõğõnõ ispatlõ-
yor. Bu durum krizden çõkõşta sorun
yaratabilir.
2001 krizinde de benzer bir ge-
lişme yaşanmõş, 2000’in 4. çeyre-
ğinden 2001’in 2. çeyreğine kadar
olan süreçte reel ücretler yüzde 17.3
düşmüş, 2001 krizinin reel ücretler
üzerindeki toplam etkisi 2003 yõlõ or-
tasõnda yüzde 30’u bulmuştu.
Reel ücretler
2000 yõlõndaki
düzeyini
göremezken,
çalõşanlar ilk kez
nominal
ücretlerinde bile
düşüşe razõ
olmak zorunda
bõrakõldõ.
Reuters - AKP Grup Başkanvekili Mus-
tafa Elitaş’õn, “İş kanunu, işsizlik sigortası
kanunu ve sosyal sigortalar ve genel sağ-
lık sigortası yasası”nda değişiklik yapõl-
masõnõ öngören yasa teklifi, TBMM Genel
Kurulu’nda dün gece yarõsõndan sonra kabul
edilerek yasalaştõ.
Yasaya göre, 2009 yõlõna münhasõr olmak
üzere İşsizlik Sigortasõ Fonu’nun nema ge-
lirlerinden dörtte üçü, bütçeye gelir kayde-
dilecek. Bu tutarõn, Yüksek Planlama Kurulu
(YPK) kararõna istinaden Güneydoğu Ana-
dolu Projesi (GAP) kapsamõndaki yatõrõm-
lar öncelikli olmak üzere, ekonomik kalkõnma
ve sosyal gelişmeye yönelik altyapõ yatõ-
rõmlarõnda kullanõlmak üzere ilgili idare
bütçelerine ödenek kaydetmeye Maliye Ba-
kanõ yetkili olacak.
İşsizlik Sigortasõ’nõn toplam varlõğõ bu yõl
mayõs sonu itibarõyla 41.3 milyar lira, top-
lam faiz gelirleri ise 26.3 milyar lira düze-
yinde bulunuyor.
Özel istihdam bürolarõnõn faaliyetlerini de
düzenleyen yasa ile özel istihdam bürolarõ
aracõlõğõyla geçici iş ilişkisi kurulmasõna ola-
nak tanõnõyor ve Türkiye’de yõllardõr danõş-
manlõk hizmeti adõ altõnda geçici iş ilişkisi
sözleşmesi düzenlenmesi uygulamalarõ ya-
sal hale getiriliyor. Uzmanlar, bu yasa ile bir-
likte bir kez daha Kamu Mali Yönetimi ve
Kontrol Kanunu’nun ihlal edildiğini ve ma-
li disiplinden taviz verilmesine yönelik
adõmlarõn sürdüğünü belirtiyorlar.
Meclis’te kabul edilen yasa
teklifine göre İşsizlik Sigortasõ
Fonu’nun nema gelirlerinin dörtte
üçü bütçeye gelir kaydedilecek.
Bankalar Birliği ‘kart
bedeline devam’ dedi
Ekonomi Servisi-Türkiye Bankalar Birliği (TBB),
Banka Kartlarõ ve Kredi Kartlarõ Kanununda Deği-
şiklik Yapõlmasõ Hakkõnda Kanuna ilişkin, tasarõdan
çõkarõlan söz konusu düzenlemeyle yõllõk kart kul-
lanõm bedelinin alõnõp alõnmamasõnõn değil, sadece
alõnacak tutarõn belirlenmesinin amaçlandõğõnõ, kre-
di kartlarõnda yõllõk kart kullanõm bedeli alõnama-
yacağõ gibi değerlendirmelerin gerçeği yansõtmadõ-
ğõnõ bildirdi.
Açõklamada “Banka Kartları ve Kredi Kartla-
rı Kanunu”na eklenen geçici 5. madde ile ödeme
güçlüğü içerisindeki bazõ kart hamillerine, borçlarõnõ
yeniden yapõlandõrma imkanõ getirildiği dile getirildi.
Toparlanma görürsek
faizi indirmeyiz
Ekonmi Servisi - Merkez Bankasõ, iktisadi faaliye-
te dair toparlanma işaretlerinin belirginleşmesi halin-
de faiz indirimlerinde bir yavaşlamanõn veya indirim-
lere ara vermenin gündeme alõnabileceğini açõkladõ.
Merkez Bankasõ’nõn açõkladõğõ Para Politikasõ Kuru-
lu toplantõ özetinde şu saptamalara yer verildi:
Yatõrõm talebindeki mevcut seyir, iktisadi faali-
yette henüz güçlü ve kalõcõ bir toparlanma sinyali ver-
miyor.
Çin ve Hindistan’õn talebine bağlõ olarak emtia fi-
yatlarõnda oluşabilecek spekülatif gelişmeler orta ve
uzun vadede enflasyon üzerinde risk oluşturmaya de-
vam edebilecek.
Haziran ayõnda baz etkisi ve vergi oranlarõndaki
ayarlamalar nedeniyle yõllõk enflasyonda yükseliş
gözlenecek, ancak bu yükseliş kalõcõ olmayacak. En-
flasyondaki gerileme tüm alt kalemlere yayõlõyor.
Ekonomi Servisi - Bankacõlõk Düzenleme ve De-
netleme Kurumu (BDDK), fatura ödemelerine ara-
cõlõk eden kuruluşlar ile ticari işletmelerin, hangi un-
van altõnda olursa olsun, EFT, havale ve diğer ban-
kacõlõk hizmetlerini vermelerinin mümkün olmadõ-
ğõnõ açõkladõ.
BDDK’den yapõlan açõklamada, şu uyarõlar yapõldõ:
“Fatura üreten kurum ve kuruluşlar (İSKİ, AS-
Kİ, TEDAŞ vb..) ile anlaşmalı olup olmadığına
bakılmaksızın fatura ödemelerine aracılık eden
ve değişik ticari unvanlar altında faaliyet göste-
ren kuruluşlar kurumumuz denetim ve gözeti-
mine tabi değildir. Fatura üreten kurum ve ku-
ruluşlarla anlaşmaları olmayan yerlere yapılacak
fatura ödemelerinde, ödemelerin ilgili kuruluşa
aktarılıp aktarılmaması konusundaki risk de tü-
keticiye aittir.”
Teşvik, reformlarõ gölgelemesin
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Eczacõbaşõ Hol-
ding Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Bülent Eczacõbaşõ, Tür-
kiye’nin ekonomik krizi tam
anlamõyla atlatmasõnõn dün-
yadaki gelişmelerle bağlan-
tõlõ olduğunu söyledi.
Eczacõbaşõ, “Eczacıbaşı Tıp
Ödülleri” töreni sonrasõ gazeteci-
lerin ekonomideki gelişmelere iliş-
kin sorularõnõ yanõtladõ. Eczacõba-
şõ, reel sektörün iç ve dõş talepte da-
ralma nedeniyle zorlu günler ge-
çirdiğini belirterek reel sektörün
bugünleri atlatabilmesi için dün-
yadaki talep artõşõnõn büyük önem
taşõdõğõnõ aktardõ. Eczacõbaşõ, teş-
viklerle ilgili bazõ eksik noktalar ol-
duğunu da kaydederek “Teşvik-
lerin yapısal önlemlerin yerine
geçmemesi gerekiyor. Yapısal
reformlara devam etmek ve teş-
vikler nedeniyle bunlara ara
vermemek gerekiyor” dedi.
Eczacõbaşõ Tõp Ödülleri, İz-
mir’de düzenlenen törenle verildi.
Tõp Teşvik Ödülleri’nin sahipleri
Dokuz Eylül Üniversitesi’nden
Doç. Dr. Şermin Genç ve Gülha-
ne Askeri Tõp Akademisi’nden
Doç. Dr. Mahmut İlker Yılmaz
oldu. Tõp Öğrencileri Bilimsel
Araştõrma Ödülü de İstanbul Üni-
versitesi Cerrahpaşa Tõp Fakülte-
si’nden Fehim Esen ile Hacettepe
Onkoloji Enstitüsü Öğretim Gö-
revlisi Dr. Hande Canpınar değer
görüldü.
Bülent Eczacõbaşõ,
reel sektörün iç ve dõş
talepte daralma
nedeniyle zorlu günler
geçirdiğini dile getirdi.
MERKEZ BANKASI:
İSTANBUL (AA) - MOL Mağazalarõ Libya ordusunun kõyafet iha-
lesini kazandõ. Mol Mağazalarõ İcra Kurulu Başkanõ Oktay Öz-
demir, Libya ordusunun kõyafet ihalesinin “ilk defa” bir Türk şir-
ketine verildiğini belirterek,
“Birçok global şirket, bu bölgede marka olarak bizim pe-
şimizde. Ancak, bizimle rekabet edecek bir firma yok.
Çin’in üretim yönü, Avrupa’nın da satış kanalları güçlü.
Biz ise her iki yönümüzü güçlü ha-
le getirebiliriz. Biz hem üre-
ticiyiz hem de ürettikleri-
mizi kendimizin satacağı
mağazalara sahip olabili-
riz. Bu da rekabet edilemez
bir yapı ortaya çıkartır” de-
di. Türkiye medyasõnõn, yurt-
dõşõnda çok takip edildiğini ve
mağazalarõn açõlõşõnda izdiham
olunca birçok ülkeden kendileri-
ne gelerek o ülkelerde de MOL
mağazalarõ açmalarõnõ is-
tediklerini belirten Öz-
demir, Libya’daki iha-
le için de kendilerinin
başvurmadõğõnõ, tekli-
fin Libya ordusundan
geldiğini bildirdi.
Filistin’e de yatõrõm
yaptõklarõnõ anlatan Öz-
demir, “Orada ciddi
bir hacim var. Orta-
doğu’da birçok pazarı
umutsuz olarak gör-
müşüz bugüne kadar
ama öyle değil. Or-
tadoğu’da ciddi bir
potansiyel var” dedi.
MOL Mağazalarõ Libya
ordusunu giydirecek
MİLYON DOLARLAR
BAVULLARLA TAŞINIYOR
ERBİL/ADANA (AA) - Irak’õn özellikle kuzeyinde
bankacõlõk sisteminin henüz düzene girmemesi, bura-
da Türk bankalarõnõn faaliyet göstermemesi nedeniy-
le her gün milyonlarca dolarõn bavullarla Habur’a ta-
şõndõğõ belirtildi. Cizre Ticaret ve Sanayi Odasõ Baş-
kanõ Adnan Elçi, Irak’ta iş yapan işadamlarõnõn para
transferinde büyük sõkõntõ yaşadõklarõnõ söyleyerek,
“İş adamlarõ paralarõnõ her türlü riski göze alarak TIR
veya diğer araçlarla getirmek zorunda kalõyor. Hemen
her gün yaklaşõk 2 milyon dolar para risk altõnda Tür-
kiye’ye getiriliyor” dedi.
BDDK’den fatura
ödeme merkezleri uyarõsõ
Libya Lideri Kaddafi
KIYAFET İHALESİNİ TÜRK ŞİRKETİ KAZANDI
soner@cumhuriyet.com.tr