18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
E rtesi gün gazetelerin önemli bir bölümü “Bakın hiçbir şey yokmuş, her şey dedikoduymuş” değerlendirmesini öne çõkardõ. Ama haberlerin bütünü öyle demiyordu. 2009 yõlõndayõz ve soruyorum: Bugün neyi konuşuyoruz? Şunu: Türkiye 2003-2004’te çok ciddi darbe tehlikeleri at- latmõş. Darbenin kõyõsõndan dönmüşüz. Doğrudan “darbe” tehlikesi değil ama, çok ciddi bir iç sõkõntõ olduğunu, o günlerde, sõcaklõğõn yaşandõ- ğõ günlerde kim yazmõş? Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay. Her şey bir yana, bu hakkõmõn teslim edilme- sini isterim. Eğer 2003’te “Cumhuriyet uyduruyor” diye değil de, “TSK bu tür gerilimleri kaldırmaz, herkes üs- tüne düşeni yapmalı” diye yaklaşõlsaydõ, belki de sonraki yõllarda yaşanan güvensizlikler olmayacaktõ. Genel olarak mütevazõ olmayõ yeğlerim ama, bu ko- nuda olmayacağõm. Haber çok önemliydi ve yaraya tuz basõyordu. Bir gerilimi duyuruyordu. O gün “Cumhuriyet ortalığı karıştırıyor. Her şey sütliman” diyenler, bugün şunu söylüyor: “O günler- de demokrasi direkten dönmüş. Çok ciddi darbe tehlikeleri atlatmışız. Cumhuriyet de, Ankara Temsilcisi de buna alet olmuştur...” Hangisi doğru? Haklõ olan kim? İlhan Abi’nin sõk kullandõğõ bir değerlendirme ile yi- ne biz haklõ çõktõk. Şimdi herkes döne döne o günlerde yaşananlarõn ayrõntõlarõna ulaşmaya çalõşõyor. O gün biz şunu söyledik: “Dağın arkasından du- man geliyor. Bu ciddi bir durum olabilir.” Daha öte- sini, sonradan iddia edilen kimi planlarõ bilmiyorduk. Şimdi bize şunu söylüyorlar: “O günkü ateşi siz yakmışsınız. Yakılmasına öncülük etmişsiniz...” Bu, gerçeklerle 180 derece zõt bir iddia. Ben bir gaze- teci olarak alabildiğim bilgileri okura aktardõm. Sonra- dan öğreniyoruz ki, içeride çok daha ciddi tartõşmalar yaşanmõş. Benim bunlardan haberim, bilgim yoktu. Za- man zaman kimi kulis bilgisi niteliğinde haberler al- dõm. Ancak bunlarõ doğrulatmak mümkün olmadõğõ için haber de yapmadõm. Elbette bir gazeteci olarak ha- ber kaynaklarõmdan neler olup bittiğini öğrenmeye ça- lõşõyordum. Tüm ayrõntõlarõnõ bilemediğim “gerilimi” tam olarak çözemediğim için de haberlerimiz doğal olarak sõnõrlõ kaldõ. Yeniden altõnõ çizmek isterim, biz bu haberi masa ba- şõnda üretmedik. Gerilimli bir dönemde gerçekleşen Başbakan-Genelkurmay Başkanõ görüşmesinin içeriği- ni aktardõk. Bizdeki bilgilerin kimi bölümleri, öteki gazetelerde de olduğu için onlar da haberi sürdürdüler. CMYB C M Y B 26 HAZİRAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 ‘G enç subaylar tedirgin’ haberinin ardõn- dan gözler Başbakanlõk ve Genelkurmay binalarõna çevrildi. Başba- kanlõk bir açõklama yapmadõ. Genelkurmay ise ikinci gün basõn toplantõsõ yapõ- lacağõnõ telefonla gazetelere duyurdu. Genelkurmay Basõn Halkla İlişkiler Daire Başkanõ Albay Atilla Onkök beni de aradõ. Cumartesiden pazartesiye ömrümün en uzun iki günüydü. Haber sağlamdõ ama, nasõl bir açõklama yapõlacaktõ? AKP hükümetini doğrudan destekleyen yayõn organlarõ Cumhuriyet’i suçluyordu. Her şey gayet güzel giderken Cumhuriyet, pişmiş aşa su katõyordu. Ortalõğõ karõştõrmanõn ne gereği vardõ? Org. Özkök basõn toplantõsõnda yanõna Genelkur- may 2. Başkanõ Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Korgeneral Aslan Güner’i de almõştõ. Org. Özkök’ün uzun basõn toplantõsõnda 2 temel tümcesi vardõ: ? Bu tür dedikodularõ üretenleri lanetliyorum. ? Bir rahatsõzlõk, tedirginlik varsa bu hepimizde- dir. Birinci tümce kolayca anlaşõlabileceği gibi, haberi yazan kişiye değil, yazan kişiye verenlere idi. İkinci tümce ise rahatsõzlõğõn sadece bir kesime atfedilmesine tepkiydi. Aslõnda Cumhuriyet’in haberinin bütününde, rahatsõzlõğõn tüm kurumda olduğu vurgulanõyordu. Özkök’ün sorular üzerine verdiği yanõtta bir tüm- cesi daha vardõ: “Artık darbe sözcüğü bu kurumda konuşulamaz.” ‘HEPİMİZ KAYGILIYIZ’ Org. Özkök’ün 26 Mayõs 2003’te düzenlediği basõn toplantõsõnda söyledikleri özetle şöyleydi: “Önce hepinizin soracağı soruları yanıtlayayım: Bunlardan birincisi genç subaylar tedirgin mese- lesi. Bu en güncel konumuz biliyorsunuz. Bu konuda bir gazetemizde bir haber yer aldı ve süratle gündemi işgal etti. Bunun tabii bir haber kaynağına istinat ettiği aşikâr. Bu haber kaynağı besbelli ki kerameti kendinden menkul bir kaynak. İki kişi arasında baş başa yapılmış bir konuşmayı her nasılsa sanki dinlemiş gibi bu habere almış ve değerli gazetecimize ulaştırmış olması gerekiyor. Bu yazıyı hazırlayan yazarımı- zın önem ve konumunu da dikkate aldığımız zaman, bu kaynağın üstelik önemli bir kaynak olduğunu da değerlendiriyorum. Ancak hemen vurgulamalıyım ki maalesef yanlış olmaktan öteye yalan ve maksatlı bir haber. Dolayısıyla bu konu- daki bütün yorumlar da mesnetsiz kalıyor. Şayet TSK’de tedirginlik varsa bu bir kesimde değil, TSK’nin bütünündedir. TSK olarak çeşitli konu- larda derin kaygı ve duyarlılıklarımız gayet tabii ki vardır. Hepimiz bazı konularda hassasız. TSK bir bütündür. Genç Subaylar tanımına dayalı ola- rak yapılan yorumları reddediyorum. Üzüntüyle karşılıyorum. Bizde gövde-baş ayrı değildir. Kay- gılarımız ortaktır... Bütün bunlar hiçbir rahatsızlığımız yokmuş anlamına gelmez. Ama mesela bunların başında devlet kadrolarına irticai düşünceleriyle şaibeli kişilerin yerleştirilmekte oluşu ve gayet tabii ki bu kişilerin icraatının Silahlı Kuvvetler’in yanında ülkenin geleceğini düşünen bütün kurumlarca izleneceğini ve izlen- mekte olduğunu da biliyoruz. Bu ülke hepimizin ülkesidir. Bu devlet hepimizin devletidir.” Özkök, anõmsatma üzerine daha önce basõnda yer alan “Hükümetle şiir gibiyiz” tanõmõnõ reddederek, “Kat’a söylemedim” dedi. ‘ORTAK AKIL ÜRETİRİZ’ Özkök, kendi değerlendirmesinin ardõndan toplan- tõya katõlan gazetecilerin sorularõnõ da yanõtladõ. Sorular ve Özkök’ün verdiği yanõtlar şöyle: - Cumhuriyet’in manşetinde yer alan haberin bütünü TSK’de genel bir rahatsızlık olduğunu içeriyordu. Hükümetin kimi uygulamalarına kuş- kuyla yaklaşıldığı yazılıydı. Bunlar yanlış mı? Özkök: Zaten ben bunu size söyledim Sayõn Bal- bay. Silahlõ Kuvvetler’de bütün olarak rahatsõzlõk var dedim. Bunlardan bir tane de örnek verdim. Kaygõla- rõmõz oluyor dedim. Ben bunlarõ söyledim. Gayet tabii ki var. Ama alt kademelerden böyle gelmedi... Büyük bir güven duygusu var. Astlarõn yapacak o kadar çok işleri var ki. Gayet tabii ki Türkiye’nin meselelerini takip eder- ler. Ama bunlar bir şikâyet değil, zaman zaman komutanlarõn onlarla yaptõğõ konuşmalar gündeme gelir ve bunlar silsileler yoluyla gelir ve çok sağlõklõ bir sistemdir. Oradaki söylediklerinizden tabii doğru olanlar var. Benim daha ziyade gündeme getirmek istediğim başlõğõn taşõdõğõ mesaj ve bunun çok yorumlara yol açmasõ. Şunu açõkça söyleyeyim, bu yazõnõn başlõğõ yanlõştõr veya falanca kişinin söyle- dikleri yanlõştõr gibi kategorik yaklaşmak istemiyorum; doğruya doğru, eğriye eğri, gayet tabii ki ama bu başlõk belli bir sonuç yaratõr. TSK’de gövde ayrõ, baş ayrõ diye bir şey olmaz. TSK’de kolektif akõl vardõr. Bizim beynimiz kafatasõmõzõn içindekiyle sõnõrlõ değil. Ortak akõl üretiriz. Tartõşõrõz. Alt kademelerden bizim görüşümüzü paylaşmayan subaylar da açõkça ne düşündüklerini ifade ederler. Planlar böyle oluşur. ‘ÇEŞİTLİ PLATFORMLAR VAR’ - İrticai kadrolaşma konusunda rahatsızlığınızı söylediniz. Bunları Başbakan’a ilettiniz mi? Özkök: Türkiye’de güvenliği ilgilendiren bütün konular için çeşitli platformlar var. Bu platformlarõn en başõnda MGK var. Tabii Başbakan’la yapõlan konuşmalar var. Ama buralarda ne konuşulduğunu, ne yapõldõğõnõ söylemek durumunda değilim. Gayet doğal olarak böyledir. - Sayın Başbakan cumartesi öğle saatlerinden itibaren 3 gündür onlarca kez TSK ile ahenkten söz etti. Hükümetle ilişkiniz bu düzeyde mi? Açıkça ifade eder misiniz? ‘AHENGİ SORGULAMALI’ Özkök: Burada ahenk tabirini sorgulamak lazõm. Problemler olabilir, farklõ görüşler olabilir. Önemli olan farklõ görüşlerin veya problemlerin üstesinden gelebilecek mekanizmalarõn oluşturulmuş olmasõdõr. Gayet demokratik düzen içerisinde bunlar oluşturul- muşsa, zorluklarõn üstesinden gelme donanõm ve yazõlõmlarõ oluşturulmuşsa korkacak hiçbir şey yok- tur. Sayõn Başbakan bunu nasõl ifade etti, ben söyleyemem, onu kendisine sorarsõnõz. Ama ben size teorik olarak bunu söylüyorum. Ahenk demek, kar- bon kopyasõ gibi tamam ben böyle istiyorum demek anlamõna gelmez. Mesela şimdi benim için de bazõ şeyler söylüyor- lar, bunu A kişisi, başbakan veya falanca basõn beğendi, öyleyse bu onlardan... Böyle şey olur mu? Hepimiz bir hareket yaparõz, bugün beni beğenen yarõn beğenmez. Tabii kaygõla- rõmõz vardõr, süregelmektedir dedim. Ama dediğim gibi bunlardan korkmamak lazõm. Hep beraber oturup bir problem varsa bu problemi gidermek lazõm. Özkök: Hepimiz kaygõlõyõz Bugün yine biz haklõ çõktõkEğer 2003’te ‘Cumhuriyet uyduruyor’ diye değil de, ‘TSK bu tür gerilimleri kaldırmaz, herkes üstüne düşeni yapmalı’ diye yaklaşılsaydı, belki de sonraki yıllarda yaşanan güvensizlikler olmayacaktı. ‘28 ŞUBAT SÜRECEK’ - 28 Şubat devam ediyor mu? Özkök: Şimdi şöyle, doğru cevap almayõ hak etmek için suali de çok doğru sormak lazõm. Ben dedim ki 28 Şubat bir sebep-so- nuç ilişkisidir. Sebep ortadan kalkmadan so- nuç da ortadan kalkmaz. Ben bu kadar açõk söyledim. Aynen böyle dedim. - İngiltere’deki strateji kuruluşu Türki- ye’de darbe olasılığından söz ediyor. Bu- nu nasıl değerlendiriyorsunuz? Özkök: Bu sözün bu mekânda konuşul- masõnõ bile istemiyorum. Türkiye büyük bir devlettir. TSK büyük bir silahlõ kuvvetlerdir. Onlar bizi tanõyamadõklarõndan... Böyle bir şeyi konuşmayõ şiddetle reddediyorum. Biz büyük bir devletiz, büyük bir orduyuz. ‘BUNA CEVABIM YOK’- Aralık ayındaki YAŞ‘ta Milli Savun- ma Bakanı’nın ordudan atılması gereken- lerle ilgili şerh koyması sizi üzdü mü? YAŞ kararlarının yargıya açık olmasına ne diyorsunuz?Özkök: O tabii onlarõn takdiridir. Herkes kendi perspektiflerinden bakar, hukukçular kendi açõsõndan bakar. Bizim tutumumuz anayasada ve kanunlarda yazõlõ olan husus- tur. - TSK içinde pek çok karargâhta Cum- huriyet’teki manşetin fotokopisi çekilip dağıtılıyor. Siz bütünlüğün yanı sıra ta- banda daha hassas bir yaklaşım olmadı- ğından emin misiniz?Özkök: Buna cevabõm yok... Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, gazetelerin temsilcileriyle yaptığı toplantıda Cumhuriyet’te yayımlanan ‘Genç subaylar tedirgin’ haberine açıklık getirdi. Cumhuriyet’in ‘Genç subaylar tedirgin’ haberi üzerine ‘Bizde gövde ayrõ, baş ayrõ değildir’ diyen Genelkurmay Başkanõ, AKP hükümetinin kadrolaşma hareketlerinin Türk Silahlõ Kuvvetleri’ni rahatsõz ettiğini vurguladõ Y A R I N : A H M E T N E C D E T S E Z E R : B A Ş K A A D A Y I N I Z Y O K S A K Ö Ş K ’ E P E K İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle