Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Bu imza gerçeğine “benziyor” diyor. Pekâlâ! Ama
benzeyen imzanın gerçek imza olduğu söylenebilir
mi? Bizde söylenir. Nitekim söyleniyor, yazılıyor.
Yapılan araştırmalar darbe belgesindeki imzanın
gerçekliği veya belgenin sahte olup olmadığı henüz
saptanmamışken... üstelik ülkenin AKP iktidarı elin-
de bin bir çeşit sorunlarla boğuştuğu bir dönemde,
2009 yılında; bu partiyi ve Gülen’i tasfiye etmeyi ak-
lından geçirmeyen TSK’yi, darbe planları yapmakla
suçlamak!.. Ancak Türkiye’ye özgü bir virüsün ma-
rifeti olabilir.
Askeri savcılık “ele geçirildiği iddia edilen belge-
nin Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde
hazırlanmadığına ilişkin bir kanaate varıldığını” açık-
lar; derhal tepkiler başlar. “Kanaate varıldı” ne de-
mekmiş diye Genelkurmay’ı sorgulayan yayınlar, açık-
lamalar birbirini kovalar.
Aslı faslı araştırılmadan yalanlar, suçlamalar, sah-
te belgeler üzerine uydurma binalar inşa edilebilir Tür-
kiye’de.
“Bir başkadır benim memleketim!”
Cumhuriyet Başsavcılığı belgenin orijinalinin bu-
lunmadığını açıklar; ama burası kendi kafasındaki yar-
gıya göre hüküm veren, sonuç çıkaranların ülkesidir.
Başbakanları, bakanları, yalakaları, dinci ve yan-
daş basın; belgenin orijinalinin bulunmasını dayatan
yayın yapmaz, konuşmaz.
Lakin hukuk adamları “Bir imzanın, imza sahibi ki-
şiye ait olup olmadığı, ancak elle imzalanmış belge
üzerinden anlaşılabilir. Fotokopi üzerinden anlaşılmaz”
diye bas bas bağırırlar.. ama nafile!
Bizim yalakalar, dinci ve yandaş basın bildiğini oku-
maya, yazmaya, söylemeye devam eder.
Hatta ve hatta imza sahibi olduğu öne sürülen al-
bayın farklı imzaları mercek altına yatırılır.
Belge altındaki imza bambaşka bir imza!
Kafalar belgenin gerçek olduğuna yattı ya bir ke-
re. Şimdi de belge altındaki imza ile diğer belgeler-
deki imza neden farklı sorusuna Albay Çiçek’in ya-
nıt vermesini; -savcılar değil- basının amiral gemisi
olduğu iddiasındaki gazetenin patron vekili yazıp so-
ruyor.
Kimler tarafından yazılıp piyasaya sürüldüğü he-
nüz açıklanmayan darbe belgesinin altındaki Albay
Çiçek imzasının başka belgedeki imzadan alınıp mon-
te edilip edilmediği medyamızın araştırmaya değer
görmediği konular arasındadır ve fakatttt:
…Ve fakat bütün bu tartışmalar, suçlamalar, iddialar
arasında nedense darbe belgesinin kimilerince us-
taca hazırlanan, gizli servis sözlüğünde İngilizcesi “for-
gery operation”, Türkçesi “sahte operasyon” diye ge-
çen bir olay olup olmadığını araştırmak, sormak ne-
dense akla gelmiyor.
Türkiye elli yıla yakın bir zaman önce günlerce for-
gery operation olayı ile çalkalandı.
Hem de 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinden
sonraki yıllarda…
ABD Albayı Dickson imzalı bir belge yayımlandı ve
bu belgede “pasifize edilmesi” gereken kalburüstü
kişilere uygulanması gereken öneriler sıralanıyordu.
Büyük gürültü kopardı belge. Ne ki belgenin sah-
te olduğu üzerinde duruldu. O sıralar Albay Dick-
son’un bir başka belgedeki imzasının açıklanan
belgeye monte edildiği öne sürüldü ve ama:
Bu türden uydurma belge operasyonlarının özel-
likle Sovyetler veya zaman zaman ABD gizli ser-vis-
leri tarafından bir ülkede kargaşa yaratmak amacıyla
düzenlendiği, gizli servis yaptırımlarını yakından iz-
leyenler tarafından açıklandı.
Acaba darbe belgesiyle aynı oyuna mı getiriliyor
Türkiye?
Soru bu; ancak yanıtlanması gereken bir soru…
Yoksa değil mi?
SAYFA 24 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 31
Edirne PB 29
Kocaeli PB 35
Çanakkale PB 28
İzmir PB 29
Manisa PB 30
Aydın PB 31
Denizli PB 35
Zonguldak PB 28
Sinop PB 27
Samsun PB 32
Trabzon PB 29
Giresun PB 29
Ankara PB 35
Eskişehir Y 33
Konya PB 33
Sıvas PB 31
Antalya PB 35
Adana PB 35
Mersin PB 32
Diyarbakır B 38
Şanlıurfa B 39
Mardin B 34
Siirt B 26
Hakkâri Y 23
Van Y 23
Kars Y 25
Oslo B 25
Helsinki B 18
Stockholm B 24
Londra PB 24
Amsterdam B 23
Brüksel PB 23
Paris PB 23
Bonn PB 22
Münih PB 24
Berlin PB 25
Budapeşte Y 25
Madrid PB 34
Viyana Y 21
Belgrad Y 23
Sofya Y 23
Roma PB 25
Atina PB 30
Zürih PB 22
Moskova Y 20
Aşkabat B 34
Astana Y 24
Taşkent Y 35
Bakû PB 29
Bişkek Y 30
Tiflis PB 25
Kahire B 28
Şam B 28
Ülkemizin batı ve doğu
kesimleri parçalı ve çok
bulutlu, Marmara’nın
güneydoğusu, Batı Ka-
radeniz’in iç kesimleri,
Göller yöresi, Doğu Ka-
radeniz’in iç kesimleri,
Doğu Anadolu’nun ku-
zey ve doğusu ile Edir-
ne, Kırklareli çevreleri
sağanak ve gök gürü-
lütülü sağanak yağışlı,
diğer yerler az bulutlu
ve açık geçecek.
Alev COŞKUN
AKP’ye gelince, hükümet bu belgenin aslõnõ bu-
lup çõkarmakla görevli ve sorumludur.
Sürekli böylesi konularõ öne çõkaran, bu konular-
dan siyasal rant sağlamaya çalõşan bir yaklaşõm AKP
hükümetini giderek daha da yõpratõr. Bir belgenin doğ-
ru olup olmadõğõnõ ortaya çõkaramayan bir siyasal ik-
tidar durumuna düşer. Hem konularõ ortaya atõyor hem
de sonuca ulaşamõyor ve çözümler üretemiyor du-
rumuna gelir.
Başbakan bu durumu sezmiş gibi görünüyor..
Belge Taraf’ta yayõmlandõğõ sabah esip gürleyen Er-
doğan, öğleden sonra yumuşadõ, daha sonralarõ da
kurumlar arasõ uzlaşmadan söz etmeye başladõ.
Başbakan Yardõmcõsõ Arõnç bir yana bõrakõlõrsa hü-
kümet kanadõnda ve Cumhurbaşkanõ Gül’de daha se-
rinkanlõ bir tavõr sergileniyor. Erdoğan’a yakõn ya-
zarlar daha yumuşak yorumlar yapõyorlar.
Üçüncü nokta, belgenin Gülen cemaatine getire-
ceği etkilerdir.
Fethullah Gülen bu belgeden önce böylesi yakla-
şõmlarõn olacağõnõ haber verdiği için, ister istemez bel-
ge ile ilişkilendiriliyor. Belgenin F tipi örgütlenme-
ler tarafõndan üretildiği yazõlõp söyleniyor. Eğer bel-
genin aslõna ulaşõlamazsa, Taraf’õn bu manşet ha-
berinden olumsuz olarak en fazla kim etkilenecek-
tir:
TSK mi, AKP hükümeti mi, yoksa Gülen cemaa-
ti mi?
Bekleyip göreceğiz...
Belge ve Siyasal Yönleri...
Baştarafı 2. Sayfada
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Prof. Yurtkuran ertesi gün Haseki Hastanesi’ne sevk
edildi.
B7’ye geldiğim gün üçümüz 2 saat kadar yürüyüp
sohbet ettik. Yalnızlığımın sona ermesinden mut-
luydum ama, yarı aklım da önceki koğuştaydı...
Orada iki komşum vardı. Biri B9 alt koğuşta kalan
Gökhan Ecevit ve Sadun Okyaltır idi. Onlar altta ben
üstte pencereden haberleşiyorduk. Benimle birlikte
onlar da B7’ye geçti.
Öteki komşum ise tam karşımdaydı. Tel örgülerin
altındaki demir kaplamanın köşesindeki açıklığın
içine yuva yapmışlardı.
Her sabah gün doğmadan onların sesiyle uyanır-
dım. 2-3 kuş, koskoca bir koro gibi yırtıyordu karanlığı:
Cik... Cikcik.. Cik... Cikcikcik.. Cik...
Güneş biraz yükselince de köşe kapmaca oynar gi-
bi görünüp kayboluyorlardı. Bizim güvenlik içinde kal-
mamızı sağlayan tel örgüler onlar için binlerce oda-
lı bir saray gibiydi. Üst telden alt tele konuyorlar, son-
ra ortaya, ardından iç tele... öte öte dolaşıyorlar, her
telden çalıyorlar...
Yuva ve teller havalandırma duvarının üstünde. Be-
nim pencerenin önü de havalandırma.
Zamanla havalandırmaya arada bir ekmek atmak
şart hale geldi. Kuşlarla ekmeği paylaşmak ne güzel!
Dışı benim içi onların...
Başlangıçta acemiliğime geldi, ekmeği kuru atın-
ca rüzgârda hep yer değiştirdi. Kuşlar güçlükle yi-
yebiliyordu. Biraz ıslatıp atınca kuşlar için daha ko-
lay oldu.
Tellerin üzerinden hızla inip ekmeğin dibine konu-
yorlar. Kendilerini güvende hissederlerse titrek ayak-
larıyla ekmeğe yaklaşıyorlar, birkaç parça alıp hızla
tellere çıkıyorlar.
Önceleri beni pencerede görünce ürküp kaçıyor-
lardı. Zamanla alıştılar.
Kızım, bir görüşmemizde, “Baba, yanına kuşlar ge-
lirse bendendir” demişti. Ben de kısaca durumu an-
lattım...
Kuşlara ekmek verdikçe Fatih Hoca takılırdı:
“Kızının kuşlarını aç bırakma...”
Erol Hoca’nın da çocukluğunun bir dönemi Siliv-
ri’de geçmiş. Doğasını, kuşlarını, denizini iyi biliyor.
Serçe tipi iyi ötümlü kuşlar daha çok buralarda gö-
rülüyormuş. Öterken kuyrukları, kanatları, her taraf-
ları titriyor. Sanki kanatları müzik aleti; ses, onların tit-
reşimiyle çıkıyor.
Kuşlardan ayrılırken son bir kez daha ekmek ver-
dim, 2 yan koğuşa geçtiğimi, oraya beklediğimi söy-
ledim.
B7’deki ilk günümde Yurtkuran’a, Bernay’a kuş-
lardan söz edip etmemekte ikirciklendim. Sonra an-
latırım dedim.
Yurtkuran’la ilk ve son gün olduğu için üçümüz yo-
ğunlaşmış bir sohbete tutuştuk.
Neler oluyor?
Neler olabilir?
Yaşadıklarımızın anlamı nedir?
Konular birbirini kovalarken görevliler geldi. Yurt-
kuran’ın yarınki hastaneye sevkiyle ilgili bilgileri ver-
diler. Tam kapıyı kapatıp ayrılmak üzereydiler ki, Yurt-
kuran “Bir dakika” dedi, seslendi:
“Sizden özel bir ricam olacak. Biz F12’den bura-
ya geldik. Orada havalandırma duvarının üstünde bir
kuş yuvası vardı. Birinin yavrusu olacaktı. Tam doğum
öncesi buraya geldik. Bir bakar mısınız, yavru dünyaya
gelmiş mi? Kuşlar nasıl? Bilgi verirseniz çok sevini-
rim.”
Önce onların öyküsünü dinledim...
Sonra benimkini anlattım...
Yurtkuran’ı ertesi sabah hastaneye gönderdik. Ber-
na’yla kaldık... Ferit Hoca’yla daha önce bir saat bi-
le baş başa oturup görüşmüşlüğümüzün olmamasına
karşın iyi anlaşıyoruz. Cerrahlığın ve rektörlüğün ge-
tirdiği pratik çözüm ve sentez gücü var. Ona arada
takılıyorum:
“Arkadaşınsa Ferit, her sorun münferit!”
Her telden konuşurken kuşlardan da söz açıyorum.
Yeni yerimize uğrayıp giden kuşlar var. Seslerini du-
yunca ikimiz birden havaya bakıyoruz.
İnsanoğlu kuş misali derler ya...
Özgürlüğün de simgesi kuşlar...
Hayatta hiç bu kadar kuşlara özenmemiştim.
İnsan hangi koşullarda olursa olsun özgürlüğü dü-
şünmekten, yaşam sevincini çoğaltmaktan, yaşama
tutunmaktan vazgeçmemeli... Hiçbir şey bunları en-
gellememeli... Kuşların kanat çırpışlarını izlerken
önceleri okuduğum kitaptan bir söz geldi aklıma:
Engellerimiz kanatlarımızdır!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
1. KOŞU: F: Kurçak (6), P: Özütok (8), PP: Duraner (2), S: Kor-
kutefe (5). 2. KOŞU: F: Başefendi (2), P: Karaefe (6), PP: Işõk-
han (5), S: Subaşõ (7). 3. KOŞU: F: Duygu Yõldõzõ (2), P: Berşan
(1), PP: Morõşõk (5), S: Elif Sultan (4). 4. KOŞU: F: İnanca (3),
P: Çiğdem (9), PP: Katrancõ (4), S: Mesudum (7). 5. KOŞU: F:
Birsen Hanõm (3), P: Lady Melis (4), PP: Magnifique (6), S: Kõr-
mõzõ Ruj (1). 6. KOŞU: F: Kafkas
(3), P: Sarsõlmaz (7), PP: Baba
Dündar (1), S: Wind Of West (2).
7. KOŞU: F: Mamma Mia (1), P:
Carly Baby (2), PP: Wicked World
(7), S: Dut Beyaz (3).
8. KOŞU: F: Led Zeppelin (11), P:
Ulumeşe (4), PP: Derviş Ağa (3),
S: İlle De Oğlum (10). 9. KOŞU:
F: Gökbulut (2), P: Dayala (3), PP:
Taşanbey (4), S: İncinur (5).
Uzman çavuş
şehit oldu
HAKKÂRİ / MERSİN (Cumhuriyet) -
Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Dağlõca mevki-
inde 13 Haziran’da girdiği çatõşmada yarala-
nan Uzman Çavuş Fazlı Kalaycı (38) dün
şehit oldu. Çukurca ilçesinde ise önceki gün
yapõlan yapõlan arazi arama ve tarama faali-
yetleri sõrasõnda PKK’lilerin döşediği mayõ-
nõn patlamasõ sonucu iki asker yaralandõ.
Dağlõca’da 13 Haziran’da çõkan çatõşmada
yaralanan ve Ankara GATA’da tedavi altõna
alõnan Kalaycõ dün yaşamõnõ yitirerek şehit
düştü. Kalaycõ’nõn Mersin’in Tarsus ilçesi-
nin Duatepe Mahallesi’nde yaşayan ailesine
acõ haberi askeri yetkililer iletti. Anne Zü-
beyde Kalaycı (78), torunlarõ İsmet (11) ile
Berkay’a (10) sarõlarak, “Günlerdir içimde
sanki bir ateş vardı. Sonunda korktuğum
oldu. Yüreğimizi yaktılar. Allah da onları
yaksın” diyerek ağladõ. Şehidin eşi Birgül
Kalaycı’nõn Ankara’da olduğu öğrenildi. 16
yõllõk asker olan Kalaycõ’nõn asõl birliğinin
Erzurum’da bulunduğu, 8 aydõr Dağlõca’da
görev yaptõğõ öğrenildi. Şehit Kalaycõ’nõn
cenazesi bugün Tarsus’ta toprağa verilecek.
ÇATIŞMADA YARALANMIŞTI
Marmara Sualtõ Festivali başladõ
“9. Uluslararası Marmara Sualtı Festivali”, Caddebostan Balıkadamlar Spor Ku-
lübü’nde hokey takımı gösterisiyle başladı. Kulüpte düzenlenen toplantıda konuşan
Organizasyon Komitesi Başkanı Sevda Şahin, festival kapsamında, 9. Sualtı Gö-
rüntüleme Yarışması ile 16. Yaşayan Marmara Ulusal Fotoğraf ve Film Yarış-
ması düzenleneceğini söyledi. Şahin, “Sualtı Görüntüleme Yarışması’nda, fark-
lı iklimlerde çekilen karelerde mucizevi deniz görülebilecek. Yaşayan Marmara
Ulusal Fotoğraf ve Film Yarışması’nda ise 27 Haziran’da Prens Adaları’nda ya-
pılacak dalışlarda çekilecek dia ve filmler yarışacak” dedi. (Fotoğraf: AA)
İş bulma kaygõsõ yaygõn
İstanbul Haber Servisi - “İs-
tihdam Sorunu İçin Çözüm Za-
manı” (STEP) isimli AB proje-
sinin saha araştõrma raporu açõk-
landõ. Türkiye ve Yunanistan’dan
18-28 yaş arasõndaki gençlerin ka-
tõlõmõyla gerçekleştirilen araştõr-
maya göre Türk gençleri AB üye-
liğini seyahat, çalõşma ve eğitim
özgürlüğü olarak görüyor. Genç-
lerin istihdama yönelik algõ araş-
tõrmasõnda ise öğrenciler, üni-
versitelerin kendilerine sunduğu
pratik ve mesleki deneyimin ye-
terli olmadõğõnõ düşünüyor.
İş ve Meslek Sahibi Kadõnlar
Derneği (BPW) Türkiye Temsil-
ciliği öncülüğünde hazõrlanan
STEP Projesi kapsamõnda Türki-
ye’den 74 ve Yunanistan’dan 78
gencin katõldõğõ çalõştaylarõn tam
kapsamlõ proje raporuna göre
Türkiye’de yaşayan ve araştõr-
maya katõlan öğrencilerin yüzde
12’si, Yunanistan’daki öğrenci-
lerin de yüzde 7’si ise öğrenciy-
ken iş arõyor ve bulamõyor.
Eğitim sistemi büyük engel
Araştõrmaya Türkiye’den katõ-
lan öğrencilerin yüzde 64.3’ü şu
anda çalõştõklarõ işi kaybederse zor
iş bulacağõna inanõrken, Yuna-
nistan’daki gençlerin yüzde
64.71’i edindikleri iş deneyiminin
kolayca iş bulmalarõna yardõmcõ
olacağõnõ düşünüyor. Gençlerin is-
tihdama yönelik algõ araştõrma-
sõnda, Türkiye’de iş bulma konu-
sundaki en büyük engelin eğitim
sistemindeki aksaklõklar olduğu
görülüyor. Türkiye’deki öğrenci-
lerin yüzde 41.2’si, Yunanis-
tan’daki gençlerin yüzde 34.7’si
okulda yeterli staj, pratik ve mes-
leki deneyim edinmediğini belir-
tiyor. Türkiye’deki öğrencilerin
yüzde 80.3’ü hükümeti, yüzde
12.7’si sivil toplum kuruluşlarõnõ,
yüzde 7’si AB’yi eğitim sorunla-
rõnõn çözümü olarak görüyor.
Gelir kaynakları...
Türkiye ve Yunanistan’da ya-
şayan üniversiteli öğrencilerin
gelir kaynaklarõ incelendiğinde,
her iki öğrenci grubunun da aile
ve akrabalardan maddi destek
alarak okuduklarõ ortaya çõkõyor.
Türk katõlõmcõlarõn 50.7’si, Yunan
katõlõmcõlarõn yüzde 67.8’i aile-
sinden destek alõyor. Katõlõmcõ-
larõn yüzde 97.3’ü için AB; Av-
rupa’nõn herhangi bir yerine yol-
culuk ve herhangi bir yerinde
eğitim ve çalõşma özgürlüğünü
ifade ediyor.
Olumlu değişim beklentisi
Türkiye’de yaşayan katõlõmcõ-
larõn yüzde 96’sõ, AB üyeliği ile
meydana gelecek değişimin olum-
lu olacağõ yönünde beklentilerini
dile getiriyor. Türkiye’de yaşayan
katõlõmcõlarõn ekonomik değişim
vurgusu öne çõkarken, demokra-
tikleşme, hak ve özgürlüklerin gü-
vence altõna alõnmasõ konusunda
ise beklentilerin daha düşük dü-
zeyde olduğu görüldü.
Haber Merkezi - Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn PKK
ile ilgili istihbarat raporunu geçen şubat ayõnda medyaya
sõzdõrdõklarõ iddiasõyla tutuklanan bir üsteğmen ve teğ-
mene yönelik operasyonun ayrõntõlarõ ortaya çõktõ.
Terör örgütü PKK ile ilgili Genelkurmay Başkanlõğõ arşi-
vinde yer alan istihbarat bilgilerinin şubat ayõnda gazeteler-
de yayõmlanmasõnõn ardõndan askeri savcõlõk soruşturma
başlattõ. Belgenin gerçek olduğunun saptanmasõnõn ardõn-
dan yapõlan araştõrmada askeri belgelerin Erzincan’dan si-
vil kişilere sõzdõrõldõğõ yönünde bulgular elde edildi. Askeri
savcõlõk, belgeyi sõzdõrdõğõ iddia edilen bir üsteğmen ile
A.K. adlõ teğmen hakkõnda gözaltõ ve arama kararlarõ çõ-
karttõ. Ankara’dan Erzincan’a 16 Haziran’da gelen bir hâ-
kim binbaşõ ve iki askeri savcõ, teğmen A.K. ve adõ açõklan-
mayan üsteğmenin evlerinin aranmasõ için polisten yardõm
istedi. Emniyet Müdürlüğü’nden 2’si kadõn 4 sivil polis
teğmen A.K’nin oturduğu daireye girerek yaptõklarõ arama-
da 3 dizüstü bilgisayar, 8-10 harddisk, çok sayõda flash bel-
lek, CD ve çok sayõda kâğõt ve doküman ele geçirdi. A.K,
askeri yargõcõn, “Televizyon izliyor musun? En çok dik-
kat çeken haber ne” sorusuna, “Herkes gibi ben de izli-
yorum. Herkesin bildiği kadar bazı şeyleri biliyorum”
yanõtõnõ verdi. A.K’nin, “3 bilgisayar ile ne yapıyorsun”
sorusuna ise yanõt veremediği öğrenildi. Ekiplerin üsteğme-
ni de orduevinde gözaltõna aldõğõ ortaya çõktõ. A.K. ve üs-
teğmen geçen günlerde tutuklanmõştõ.
Tedavisine sürekli engeller çõkartõlan eski rektöre acil ameliyat gerekiyor
Yurtkuran bugün by-pass olacak
İstanbul Haber Servisi - Kal-
bindeki ana koroner damardaki tõ-
kanõklõk nedeniyle acilen ameli-
yat olmasõ için Siyami Ersek Gö-
ğüs Kalp ve Damar Cerrahisi
Eğitim ve Araştõrma Hastane-
si’ne sevk edilen eski Uludağ
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mustafa Yurtkuran bugün by-
pass ameliyatõ olacak. Ameliya-
tõnõn ardõndan Yurtkuran’a testis
kanseri nedeniyle radyoterapi uy-
gulanmasõ planlanõyor.
Uludağ Üniversitesi Tõp Fa-
kültesi’nde 10 Mart’ta testis kan-
seri nedeniyle ameliyat olduk-
tan sonra, radyoterapi göreceği
günlerde, 13 Nisan’da Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda tutuk-
lanan Yurtkuran, sağlõk sorunla-
rõ nedeniyle iki kez tahliye tale-
binde bulunulmasõna karşõn tah-
liye edilmedi. Rahatsõzlõklarõ ne-
deniyle 12 Haziran’da Haseki
Eğitim ve Araştõrma Hastane-
si’ne yatõrõlan Yurtkuran, damar-
larõndaki sorunun tespiti için İs-
tanbul Üniversitesi Kardiyoloji
Enstitüsü’nde tedavi altõna alõn-
mõştõ. Daha önce bir sağ kroner
damarõnda tõkanõklõk olan ve bir
damarõna stent takõlan Yurtku-
ran’õn yapõlan anjiyosunda “sol
ana damarın başlangıç nokta-
sında ciddi tıkanıklık” belir-
lenmişti. Yurtkuran’õn hazõrla-
nan ön raporunda, “hayati risk”
taşõdõğõ ve acilen ameliyat olma-
sõ gerektiği belirtilmişti. By-pass
ameliyatõ olmadan kanser tedavisi
göremeyeceği için Yutkuran’õn,
by-pass ameliyatõ yapõlmasõnõn ar-
dõndan radyoterapisine geçilme-
si bekleniyor.
Türkiye’de gençlerin, Yunanistan’dakilere oranla daha çok iş bulma kaygõsõ yaşadõğõ
ve AB üyeliğini seyahat, çalõşma ve eğitim özgürlüğü olarak gördüğü ortaya çõktõ
Evinden 3 bilgisayar çıktı
Belge sızdıran subayların tutuklanması
BURSA (Cumhuriyet) - Dinci Vakit gazetesi yazarõ
Hüseyin Üzmez’in cinsel tacizine uğrayan ve defalarca ruh
sağlõğõ kontrolünden geçirilen 14 yaşõndaki B.Ç., önceki
gün ağõr depresyon tanõsõyla Uludağ Üniversitesi Tõp Fa-
kültesi Çocuk Psikiyatrisi Bölümü’ne kaldõrõldõ.
Bursa 4. Ağõr Ceza Mahkemesi, ikinci celsede Adli Tõp
6. İhtisas Dairesi’nin verdiği “B.Ç’nin ruh ve beden sağ-
lığı bozulmamıştır” şeklindeki raporuna dayanarak Üz-
mez’i tahliye etmişti. Kamuoyu baskõsõnõn ardõndan B.Ç.
Adli Tõp Genel Kurulu’nda tekrar muayene edilmiş, bu kez
ruh sağlõğõnõn bozulduğu yolunda rapor verilmişti. Bursa 4.
Ağõr Ceza Mahkemesi, ara kararõnda, B.Ç’nin düzenli ola-
rak Uludağ Üniversitesi Tõp Fakültesi’ne kontrole götürül-
mesini karara bağlamõştõ. Psikiyatri uzmanlarõnõn önceki
günkü muayenesinde B.Ç’nin ağõr depresyon geçirdiği ni
belirlemeleri üzerine B.Ç. psikiyatri kliniğinde tedavi altõna
alõndõ. Cinsel istismarõn izlerinin silinmesine çalõşõlacağõnõ
vurgulayan uzmanlar, “B.Ç’nin durumu, bu yaştaki ço-
cuk için çok ağır denilebilir. Çocuk, dolaylı olarak aile-
sinin, cinsel tacizde bulunan kişinin, çevresinin ve med-
yanın ağır baskısı altında” dediler. B.Ç’nin avukatlõğõnõ
üstlenen Nevin Cambaz, küçük kõzõn ruh sağlõğõnõn sürekli
gündemde tutulmasõ sonucu giderek bozulmaya devam etti-
ğini belirterek gazetecilerin B.Ç’ye daha fazla ilgi göster-
memelerini istedi. Cambaz, çocuklarõn korunmasõna ilişkin
yasalarõ çiğneyen herkesten davacõ olabileceklerini söyledi.
B.Ç. hastaneye kaldırıldı
Üzmez’in cinsel tacizine uğramıştı
Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür.
HAKAN MAMA
ALTILI GANYAN
3 3 3 1 11 2
9 4 7 4 3
4 6 1 3 4
7 1 10 5
2/7 5
Kıbrıs bayrağını çizen ressam öldü
LEFKOŞA (AA) - Halen Güney Kõbrõs Rum
Yönetimi tarafõndan kullanõlan, Türk-Rum ortaklõ-
ğõnda 1960’ta kurulan Kõbrõs Cumhuriyeti’nin bay-
rağõnõ çizen İsmet Vehit Güney (77) yaşamõnõ yitir-
di. KKTC Kültür Dairesi Müdürlüğü’nden yapõlan
açõklamada, Güney’in, Kõbrõs Türk resim sanatõnõn
mihenk taşlarõndan biri olduğu ve 1940’lõ yõllardan
günümüze kadar resim üretmeye ve sanat dünyasõ-
na katkõda bulunmaya devam ettiği belirtildi.
İsmail Hakkı Tonguç anıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Köy Ensti-
tüleri’nin kurucu ve uygulayõcõlarõndan İsmail
Hakkõ Tonguç, ölümünün 49. yõlõnda Cebeci Asri
Mezarlõğõ’ndaki gömütü başõnda anõldõ. Törene
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfõ Başkanõ
Erdal Atõcõ, Eğitimciler Derneği (EĞİT-DER) Ge-
nel Başkanõ Nihat Eren, Tonguç’un öğrencilerin-
den yazar Talip Apaydõn, demokratik kitle örgütü
temsilcileri ve eğitim sendikasõ temsilcileri katõldõ.