23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K G eçen hafta festivalin unutulmaz kon- serleri arasõna girecek bir başka din- leti de son zamanlarda adõndan çok söz ettiren tenor Juan Diego Florez’in konse- riydi. Salondaki herkes bu sanatçõnõn kendisi için söylediği izlenimine kapõldõ. Çünkü herkesin tek tek gözünün içine bakarak dinleyicisiyle bü- tünleşiyordu. Şarkõ söylemek için yalnõz gõrt- lağõnõ, ağzõnõ, diyaframõnõ, kafasõnõ değil, be- deninin tümünü, bütün doğallõğõyla kullanõyordu. Bağlõ söyleme (legato) ustalõğõnõ sergilerken her bir hecenin artikülasyonuna da özen gösteri- yordu. Kimi yerde yarattõğõ kendine özgü ay- rõcalõklar saygõyla karşõlanmalõ. Yapõtõn aslõn- dan kopmadan, yine bestecinin çizdiği renk tab- losu içinde kendi izini bõrakarak ilerliyordu. Flo- rez, bel canto (güzel şarkõ söyleme) sanatõnõn tüm incelikleriyle karşõmõzdaydõ. Söylediği bel can- to aryalarõn her birisi birbirinden özenliydi. Al- kõşlara karşõlõk sunduğu popüler bisler ise salonu uçurup götürdü. Hele Rossini’nin Sindrella ope- rasõndan cabaletta’yõ (kõsa arya) uzun zaman unutamayacağõz. Florez, fiziksel görünüşüyle de alõşageldiği- miz şişman tenorlardan farklõ, son derece ya- kõşõklõ ve incecik bir sanatçõ. 1973’te Peru’nun Lima kentinde doğmuş, 1993-96 arasõnda Cur- tis Institute’da eğitim görmüş ve hemen en bü- yük sahnelere adõm atmõş. La Scala’da 74 yõl- lõk bir geleneği yõkarak ilk kez (Alayõn Kõzõ Ope- rasõ’nda) bis yapan kişi olmuş. Florez’in prog- ramõ 2014 yõlõna dek yoğun bir tempo içinde. Onun adõnõ her duyduğumuzda İstanbul’daki ilk konserinin tanõğõ olduğumuzu anõmsayacağõz... Ünlü opera sanatçõlarõ kendi şeflerini de yanlarõnda getirirler. Florez de öyle yapmõş ve kendi seçtiği İtalyan şef Alessandro Vitiello’yu Borusan Filarmoni Orkestrasõ’nõ yönetmek üzere yanõnda getirmişti. Genellikle bu şefler sa- natçõnõn doğasõna uygun bir eşlik çõkartõrlar ama aradaki senfonik yapõtlarda pek başarõlõ ola- mazlar. Vitiello, şarkõlar arasõndaki parçalarõ da atmosfer yaratarak yönetti. HAN-NA CHANG VE BİLKENT ORKESTRASI Bir zamanlar “genç efsane” olarak dünya sah- nelerine sunulan Koreli çellist Han-Na Chang’õ Klaus Weise yönetimindeki Bilkent Senfoni Or- kestrasõ eşliğinde Elgar’õn konçertosuyla din- ledik. Bestecinin 1920’de Birinci Dünya Sa- vaşõ’nõn bunalõmõ ve karõsõnõn ölümü sõrasõnda yazdõğõ bu duygu yüklü konçertoyla, konserde bir sonra yer alan Mahler’in 5. Senfonisi’nde- ki karanlõk ortam örtüşmüştü. Sõcak bir İstan- bul akşamõnda Aya İrini’nin kubbesi altõndaki bu iki yapõt festivalin en ağõr programõ olarak yer aldõ. Han-Na Chang’õn Elgar Konçertosu onun “harika”lõğõndan beklediğimiz kadar olağan- üstü bir izlenim bõrakmadõ. Elgar’õn çello kon- çertosu deyince, harikalõkla özdeşleşen Jac- queline Du Pre ya da Yo Yo Ma gibi isimle- rin yorumuyla benzeşmiyordu doğrusu. Doğal ki büyük teknik ustalõğa sahip olsa da sahnele- re alõşmõş, ekleyecek yeni bir coşkusu kalma- mõş büyük sanatçõlarõn neredeyse mekanikleş- miş yorumunu sergiliyordu. Bilkent Senfoni Or- kestrasõ’nõn Alman şefi Klaus Weise elinden gel- diğince soliste öncelik tanõyan bir eşlik çõkart- tõ, ancak şef-solist arasõndaki söylem farkõ da ka- çõnõlmazdõ. Yõl içinde dinleyemediğimiz büyük yapõtla- rõn festival kapsamõnda sunulmasõ İstanbul Festivali’nin ayrõ bir işlevi. Mahler’in 5. Sen- fonisi’nin programa alõnõşõ da bu bağlamda de- ğer taşõyordu. Çok büyük bir senfoni orkestra- sõ gerektiren bu post-romantik yapõt, yirminci yüzyõlõn ilk günlerinde yazõlmõş ve kendinden sonra gelecek olan nice akõmlarõ içinde barõn- dõrõyor. Bilkent Senfoni Orkestrasõ canla baş- la yorumlasa da Aya İrini’nin kubbesinde ka- rõşan sesler yapõtõn güzelim renk paletini ser- gilemekten yoksun kaldõ. www.evinilyasoglu.com Florez herkes için söyledi Kültür Servisi - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarõ Sanatçõlarõ Derneği (İŞTİSAN), Orhan Alkaya’nõn genel sanat yönetmenliği gö- revinden ‘rutin bir değişiklik’ gerekçesiyle alõnmasõ üzerine Şehir Ti- yatrolarõ çalõşanlarõnõn katõlõmõyla düzen- ledikleri toplantõdan çõkan ‘ortak irade’yi bir bildiriyle duyurdu. 9 yõlda 7 kez yönetim değişikliği yap- manõn o sanat kurumunun temeline dinamit koymak demek olduğunun söylendiği bil- diri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başka- nõ Kadir Topbaş’õn kendi yönetiminde ‘is- tikrar’ kavramõna önem verdiği, ancak bu- nu tiyatrosunda uygulamadõğõna değiniyor. “İstikrardan uzak bir Şehir Tiyatrosu, ‘Dünya Kültür Başkenti’ olmaya hazırlanan İs- tanbul’da bir tercih se- bebi midir?” sorusuna yer verilen açõklamada, “Geçen mevsimin ba- şarısı rakamlarla ortadayken herkes bu değişiklikle ilgili ‘rutin’ sözcüğünün dı- şında bir açıklama bekleme hakkına sa- hiptir” deniyor. Devlet Tiyatrosu kökenli yeni genel sanat yönetmeni Ayşe Nil Şam- lıoğlu’nun göreve getirilmesiyle ilgili ola- rak da “İBB Sanat Danışmanı Kenan Işõk Şehir Tiyatrosu’nu da Şehir Tiyat- roluyu da sevmez, bu kurumdan yetişen birinin burayı yöneteceğine inancı yok- tur” denilen bildiride, Işõk’õn görevine der- hal son verilmesi gerektiği öne sürülüyor. İ Ş T İ S A N ’ D A N B İ L D İ R İ Tepkiler sürüyor SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHİR - Sanatõn evrensel değerlerini barõş ve dostluk platformu etrafõnda pekiştiren bir grup sa- natçõnõn 6 yõl önce başlattõğõ Kapadokya Sanat Kam- põ, her geçen yõl büyüyerek gelişiyor. Herhangi bir kurum ve kuruluşun desteği olmaksõzõn aralõksõz olarak 6. defa uluslararasõ düzeyde gerçek- leştirilen Kapadokya Sanat Kampõ, Kapadokya böl- gesinin büyülü atmosferinde sanatõ, sanatçõlarla bu- luşturuyor. Organizasyon ve ev sahipliğini Karlõk Evi’nin üstlendiği, kültürlerin ve sanatõn Kapadok- ya’yla bütünleşmesini amaçlayan 6. Uluslararasõ Ka- padokya Sanat Kampõ etkinlikleri sürüyor. Bu yõlki sanat buluşmasõna Türkiye’nin yanõ sõra Kosova, Rus- ya, Bulgaristan, İtalya, İspanya, Yunanistan, Azer- baycan ve Özbekistan’dan 24 resim, se- ramik ve grafik sanatçõsõ katõlõyor. Kamp sorumlusu Ekrem Kadak, gele- neksel hale gelen sanat kampõnõn özellikle ulusal ve uluslararasõ sanat camiasõnda önem- li bir yer edindiğini söylüyor. Sanat kampõnda ortaya çõkan eserlerle iki ser- gi açtõklarõnõ söyleyen Kadak kampõn kurum- sallaştõğõnõ da belirtiyor. Bu yõl sanat kampõna Trab- zon’dan katõlan ressam Ayla Aksoyoğlu ise burada ‘Kapadokya Masalları’ adlõ bir çalõşma yapacağõ- nõ belirterek bu tür organizasyonlarõ Anadolu’nun ge- nelinde yaygõnlaşmasõ gerektiğini ekliyor sözlerine. Uluslararasõ Kapadokya Sanat Kampõ sonunda orta- ya çõkan eserler 29 Haziran’da saat 17.30’da Karlõk Evi’nde sergilenecek. Kültür Servisi - İsviçre Biel’deki Centre PasquArt Forum d’Art Contem- porain, 28 Haziran-30 Ağustos arasında ‘Cidden İronik: Güncel Türk Sanatında Konumlar’ adlı kapsamlı bir sergiye ev sahipliği yapacak. 15 Türk güncel sanatçının re- simden videoya, enstelasyondan fotoğrafa ve deneysel malzemele- re uzanan anlatım biçimlerini içeren sergide kişisel tarihten, kim- lik araştırmalarına, toplumsal, feminist, çevresel ya da politik ko- nulara uzanan kavramsal görsel yaklaşımlar ironik bir birliktelik etrafında toplanıyor. Sanatçı ve yapıt seçimlerinde farklı ilgilerin bir arada gösterilmesini amaçlayan ve küratörlüğünü Centre Pas- quArt müze yönetmeni Dolores Denaro ve Işın Önol’un üstlendi- ği sergideki sanatçılar ise şöyle: Erdağ Aksel, Selda Asal, Selim Birsel, Nezaket Ekici, Leyla Gediz, Şakir Gökçebağ, Gözde İlkin, Devrim Kadirbeyoğlu, Ferhat Özgür, Serkan Özkaya, Hayal Pozantı, Hale Tenger, Mürüv- vet Türkyılmaz ve Hande Varsat. (www.pasquart.ch) Sanat kampõnõn bu yõl 6.sõ düzenleniyor Kapadokya’da sanat üssü Juan Diego Florez konserde şarkı söylemek için yalnız gırtlağını, ağzını, diyaframını, kafasını değil, bedeninin tümünü, bütün doğallığıyla kullanıyordu. Han-Na Chang’ın Elgar Konçertosu onun “harika”lığından beklediğimiz kadar olağanüstü bir izlenim bırakmadı. Kültür Servisi- 37. Uluslararasõ İstanbul Müzik Festi- vali’nde bu akşam klasik müzikle cazõn benzersiz bir buluşmasõ yaşanacak. Jacques Loussier Üçlü- sü‘nün “Play Bach” konseri, saat 21.00’de Arkeo- loji Müzesi Avlusu’nda. Jacques Loussier Üçlüsü, kuruluşunun ellinci yõlõnda, klasik müziğin görkemli yapõtlarõnõn caz yorumlarõyla müzikseverlere unu- tulmaz dakikalar yaşatacak. Londra’dan bir Decca yapõmcõsõnõn “kazara” keşfiyle ünlenen Jacques Lo- ussier Üçlüsü, o zamandan bu yana 6 milyondan fazla albüm satõşõ ve neredeyse her yõl gerçekleşen 200 canlõ performansla, gittiği her ülkede ayakta alkõş- landõ. Klasik müziğe özgün yaklaşõmõyla hemen her- kesin hayranlõğõnõ kazanan üçlünün kurucusu Jacques Loussier’nin yorumlarõn- daki akõcõlõk, öteki caz us- talarõnõn tersine, klasik mü- zik birikimiyle cazõ kendi Bach yorumlarõna katarak özgün müziğe bağlõ kal- masõndan kaynaklanõyor. Bu bağlõlõk, Loussier’yi benzerlerinden farklõ kõlan özelliklerin başõnda geliyor. 37. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ Klasikle cazõn ölümsüz buluşmasõ Gorbaçov’dan albüm Kültür Servisi - Eski SSCB liderlerinden Mihail Gorbaçov, 1999 senesinde yaşamõnõ yitiren eşi Raisa için hazõrladõğõ “Songs for Rasia” ismini taşõyan ve romantik şarkõlardan oluşan albümü, Londra’da gerçekleştirilen bir açõk arttõrma töreninde sattõ. Rus grup Mashina Vremeni’den Andrei Makarevich’in yardõmõyla hazõrladõğõ albümü 164.940 dolara satmayõ başaran Mihail Gorbaçov, albümden kazanõlan tüm geliri Raise Gorbaçov Yardõm Vakfõ’na bağõşlayacak. TYS, Pekin’de Kültür Servisi - Araştõrmacõ yazar Dursun Özden, Çin Halk Cumhuriyeti Yazarlar Birliği’nin davetlisi olarak, Türkiye Yazarlar Sendikasõ (TYS) Genel Başkanõ Enver Ercan’õ temsilen TYS Uluslararasõ İlişkiler Komitesi adõna, 25 Haziran’da Pekin’de bir dizi temaslarda bulunacak. Bir hafta sürecek özel ve resmi görüşmelerin yanõ sõra 80 bin üyeli Çin Yazarlar Birliği Kongresi’nde Türkiye adõna bir konuşma yapacak. JacquesLoussier Han-NaChang Juan Diego Florez CMYB C M Y B Fotoğraf:MahmutCeylan Fotoğraf:IlgınEraslanYanmaz Leyla Gediz, ‘Frontal’, yağlıboya, 2008. OTEL ve APARTSIFIR TURUNÇ - - - Tüm Odalarda Çift Çanak_Dijital Receiver_Uydu TV www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 - 16.06.2009 tarihinden itibaren şahsıma ait ED2TFCCFB607000D seri numaralı Datron marka dizüstü bilgisayarım çalınmıştır. Hükümsüzdür. Arif Kızılyalın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle