Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yalnõz son seçim döneminde
4.5 milyon aileye bedava
kömür dağõtan AKP, imza attõğõ
uygulamalarla yerli elektirik üre-
timinin yüzde 18-20 arasõndaki
bölümüne katkõ sunan Türkiye
Kömür İşletmeleri’ni (TKİ) tas-
fiye etmeye çalõşõyor. Yasaya
aykõrõ bir şekilde taşeronlaşma-
nõn önünü açan AKP’ye karşõ iş-
çiler eylem kararõ aldõ.
Türkiye Kömür İşletmeleri
Muğla Milas’ta yaklaşõk 400 iş-
çi, işletmeye taşeron girmemesi
için 10 gündür eylem yapõyor.
Türk - İş’e bağlõ T. Maden-İş
Sendikasõnõn örgütlü olduğu iş-
yerinde daha önce de hizmet
alõmlarõnõn yapõldõğõna ancak bu
kez Alt İşveren Yönetmeliği’ne
de aykõrõ bir biçimde, kurumu as-
li işlerinden birinin taşerona yap-
tõrõlmasõnõn, hem kurumun var-
lõğõ hem de kadrolu çalõşanlar
için büyük bir tehlike yarattõğõna
dikkat çekildi.
Asli iş taşerona
Türkiye Maden-İş Sendikasõ
Yatağan ve Havalisi Şube Baş-
kanõ Süleyman Girgin, soru-
nun 1990’dan itibaren kamu ya-
tõrõm finansman kararnameleri
doğrultusunda yapõlan uygula-
malardan kaynaklandõğõnõ an-
lattõ. Girgin’in verdiği bilgiye gö-
re, kuruma bu kararnameler doğ-
rultusunda emekli edilen perso-
nelin ancak yüzde 10’u kadar ele-
man alõnõyor.
Ancak böyle bir kararname
olmasõna karşõn, bu 2002 yõlõna
kadar uygulanmõyor. Yani
2002’ye kadar kuruma yeni işçi
alõnmõyor. Ancak bu tarihten
sonra alõmlar yapõlõyor. Bu da
ciddi bir kadro kaybõ doğruyor.
Böylece, kadronun yetersiz kal-
dõğõ durumlarda hizmet alõmlarõ
başlõyor. Daha önce de müteah-
hitlerle çalõşõldõğõnõ anlatan Gir-
gin, bu kez durumun ciddi bir bi-
çimde farklõlõk gösterdiğini be-
lirtti.
Alt İşveren Yönetmeliği’ne
göre, kurumun asõl işlerinden
birini taşerona yaptõramayacağõ
açõk olmasõna karşõn, yönetim ye-
tersiz eleman olduğu gerekçesiyle
dekabaj işi için ihale yapõyor ve
işi devrediyor. Bu sürecin kuru-
mun bir süre sonra tasfiyesini ge-
tireceğinin altõnõ çizen Girgin,
yalnõz kendileri için diğer kamu
kurumlarõ için de direndiklerini
anlattõ.
Yalnız 300 işçi alındı
2002’den sonra kendi işlet-
melerine yalnõz 300 işçi alõndõğõ
bilgisini veren Girgin, eleman sa-
yõsõ az kalan birimlerde, kalan iş-
çilerin başka birimlere gönderi-
lerek yerine hizmet alõmõ yapõl-
dõğõnõn altõnõ çizdi.
Bölge halkõnõn kendilerine bü-
yük destek verdiğinin de altõnõ çi-
zen Girgin, bu işten vazgeçilene
kadar direnmeye devam ede-
ceklerini söyledi.
CMYB
C M Y B
11 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7ekonomi@cumhuriyet.com.tr
DERİ-İŞ’TEN DESTEK
Türk-İş’e bağlõ Deri-İş sendikasõ Tuzla Şube-
si Temsilciler Kurulu dün devam eden grev
ve direnişleri ziyaret etti. İşverenlerin hak
hukuk tanõmaz tavrõ ve sendika düşmanlõğõ-
nõn sonucu uzun zamandõr devam eden grev
ve direnişlerden Basõn-İş tarafõndan sürdü-
rülen e-Kart grevi saat 14.00’te, Birleşik Me-
kal İş sendikasõ tarafõndan sürdürülen Sinter
direnişi saat 15.30‚ Türkiye Gazeteciler Sen-
dikasõ tarafõndan sürdürülen ATV-Sabah
Grev dayanõşma ziyareti de 16.30’da yapõldõ.
‘BAKAN AKDAĞ HALK POPÜLİZMİ YAPIYOR’
İstanbul Haber Servisi - Türk
Jinekoloji ve Obsstetrik Derneği
Başkanõ ve Uzmanlõk Dernekleri
Platformu Sözcüsü Prof. Dr. İs-
mail Mete İtil, Sağlõk Bakanõ
Recep Akdağ’õn “Tam gün ya-
sasını paracı doktorlar istemi-
yor” açõklamasõnõ “Halk popü-
lizmi” olarak değerlendirdi. Ya-
sayõ çõkarabilmek için her türlü
popülist yaklaşõmõn acõmasõzca
yapõldõğõnõ vurgulayan İtil,
“Hekimler karalanmaktadır.
Türkiye’de hiçbir hekim bunu
hak etmiyor” dedi. 30 tõp derne-
ği adõna konuşan İtil, “Bütün
dünyada esnek çalışma getiri-
lip, merkezden yönetim terk
edilirken bizde tam tersi yapıl-
maya çalışılıyor. Hekimin para
kazanması suçmuş gibi yansıtı-
larak ucuz halk popülizmi yapı-
lıyor. Diğer meslek sahiplerinin
hakkı neyse hekiminki de odur.
Bunu alamazsınız” diye konuş-
tu. İtil, yasanõn hekimin emekli-
liğini içeren güvenceli hizmet
konusunda hiçbir iyileşme sağ-
lamadõğõnõ, hekimi insanca ya-
şayacağõ bir gelir elde edebil-
mesi için mesai sonrasõ ve hatta
cumartesi, pazar günleri bile
çalõşmaya zorladõğõnõ anõmsattõ.
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER (*)
Ucuz İşçiliği
Teşvik Paketi
Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta açıkladığı
“Teşvik ve İstihdam Paketi”nde, sermaye kesimi
için çeşitli teşviklerin yanı sıra kamu kesiminde
120 bin kişiye 6 ay süreyle geçici istihdam ola-
nağı ile lise ve üstü eğitimi olup işsiz olanlara yi-
ne 6 ay süreyle staj imkânının sağlanması ön-
görülüyor.
120 bin kişiye geçici istihdam, valilikler kana-
lı ile kamu ihalesi alacak yerel şirketler üzerinden
sağlanacak. Geçici işçi olarak istihdam edilecek
bu kişilerin sigorta primi ve ücretleri İşsizlik Si-
gortası Fonu’ndan karşılanacak. İşçilere saati 3
liradan haftalık 30 saat karşılığında ayda net 234
lira gibi bir ücret ödenecek. Staj imkânında da is-
tihdam garantisi yok. Tüm bu geçici iş ilişkilerinde
kamusal bir yükümlülüğü olmayan özel istihdam
büroları yetkili olacak.
Sonuç itibarıyla esnek, kuralsız, güvencesiz, kıs-
mi zamanlı çalışmayı yaygınlaştıran, asgari ücretin
altında bir ücret politikasını egemen kılmaya ça-
lışan bir emek piyasası oluşturulmaya çalışılıyor.
Hükümet krizden yararlanarak işverenlerin talepleri
doğrultusunda zaten sınırlı olan işçi haklarını iyi-
ce budamayı planlıyor. Böyle bir emek piyasası
ve istihdam modeli, ister istemez 19. yüzyıldaki
“vahşi kapitalist bir kölelik düzenini” çağrıştırıyor.
Öte yandan İşsizlik Fonu da, amacı dışında,
ucuz işçiliği sağlamak maksadıyla kullanılmış ola-
cak. 2008 yılında çıkarılan 5763 sayılı “İstihdam
Paketi” Kanunu’na göre, GAP’a da kaynak ak-
tarılması öngörülmüştür. 2008’de 1.3 milyar lira
olmak üzere 2012 yılı sonuna kadar GAP’a yak-
laşık 8 milyar lira toplamında bir kaynak aktarı-
lacaktır. Bu İşsizlik Fonu’nun amacı dışında kul-
lanılması demektir. Şimdi de ucuz işçiliği teşvik
için fon kaynakları kullanılmaktadır.
Tüm bu uygulamalar, işverenlerin talepleri
doğrultusunda gerçekleşmektedir. TİSK’in Ocak
2009’da açıkladığı taleplerinin başında, esnek ça-
lışmanın yaygınlaştırılması, ücretlerde indirim
yapılarak kriz döneminde çalışılan süreye göre üc-
ret ödenmesi, özel istihdam bürolarının yetkile-
rinin arttırılması, taşeron uygulamasının genişle-
tilmesi, kıdem tazminatı yükünün hafifletilmesi gi-
bi konular gelmektedir.
Eğer gerçekten amaç istihdamın korunması ol-
saydı, işten çıkarmalara ciddi bir yaptırım getiri-
lir, işe iade esas olur, işsizlik ödeneği süresi 10
aydan iki yıla çıkartılır, miktarı da 532 lira gibi brüt
asgari ücretin yüzde 80’i değil, net 1000 lira ya-
pılır, haftalık çalışma süresi 40 saate indirilerek
büyük çaplı ek bir istihdama imkân sağlanırdı. 40
milyar lirayı aşan fon kaynaklarından yeni bir KİT
oluşturularak kamuda gerçek bir istihdam olanağı
yaratılırdı. Peki, bu durumda sendikalar ne ya-
pıyor?
(*) Dr. Maltepe Üniversitesi
atillaozsever@ttmail.com
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Toprak Bayramı (!)
Mayınlı arazilerin temizlenmesi gerekçesine daya-
nılarak çıkarılan yasa, “toprak” sözcüğünün en çok
kullanılmasını sağlayan bir işlev de üstlendi.
Oysa “toprak” sözcüğü çoktan unutulup gitmiş, ama
kaynağını oluşturduğu “tarım” sözcüğü de uygulamada
yok edilmeye çalışılan sözcükler arasına katılmıştı.
Toprak sözcüğünün çokça gündeme geldiği bu-
günlerde aynı zamanda ilginç bir rastlantı da söz ko-
nusu. Bugün Çiftçiyi Topraklandırma Yasası’nın ka-
bul edilişinin 64’üncü yıldönümü.
Dönemin iktidarı, yasayı yürürlüğe sokmakla kal-
mamış, dört gün sonra kabul edilen bir yasayla da “11
Haziran’ı izleyen ilk pazar gününü Toprak Bayramı” ilan
etmişti.
Çiftçiyi Topraklandırma Yasası’nın amacına uygun
şekilde uygulandığını söylemek zor. Bence dikkate de-
ğer tek başarısı Demokrat Parti’nin kurulmasını te-
tikleyen bir tasarı olması.
Her ne kadar Türkiye’nin demokratikleşmesinin
amaçlandığı söyleniyorsa da, ayrılığın başlamasına,
aralarında toprak varsıllarının da yer aldığı politikacı-
ların neden olduğunu ileri sürenler var.
Toprakla ilgili girişimlerin sonuçsuz kalması, Çiftçiyi
Topraklandırma Yasası ile sınırlı da değil.
Anımsayanlar elbette vardır. 12 Mart 1971 ara re-
jiminin başlangıç günlerinde oluşturulan Nihat Erim
hükümeti de “Reform Kabinesi” olmaya niyetlenmişti.
Yapacağını ileri sürdüğü reformlar arasında “Toprak
Reformu” da vardı.
Geleceği karanlık görülüyordu ama Toprak Refor-
mu Ön Tedbirler Yasası çıkarıldı. Toprak Reformu Ge-
nel Müdürlüğü de oluşturuldu.
Ancak adı önce “Toprak ve Tarım Reformu Genel
Müdürlüğü”ne, ardından da “Tarım Reformu Genel
Müdürlüğü”ne dönüştürüldü.
Toprak alerjisinin böylece sona erdirildiği sanıldı.
15 Haziran 1945 günü kabul edilen 4760 sayılı “Top-
rak Bayramı Yasası” AKP iktidarının kaldırmak için gö-
züne kestirdiği yasalardan biri oldu. 2007 yılında ha-
zırlanan tasarıda yer alan yasa, alt komisyonda
CHP’lilerin ısrarı sonrasında tasarıdan çıkarıldı.
Toprak Bayramı Yasası bu nedenle yürürlükte kal-
dı. Önümüzdeki pazar günü de 63’üncü kez kutla-
nacak.
Olasıdır ki, büyüklerimiz yine mesajlar yayımlayıp
topraktan ve öneminden söz edecekler.
Oysa eskiden Toprak Bayramı eylemli olarak kut-
lanırdı. 1940’ların son yıllarında İstanbul’daki kutlamaları
unutmuyorum. Kadıköy’ün Üst Göztepe’deki eski adıy-
la Kayışdağı Caddesi, yeni adıyla Fahrettin Kerim Gö-
kay Caddesi’nde, çiftçilerin, öküzlerin çektiği uzun sı-
rık arabalarında buğday demetlerini, bostan ürünle-
rini sergileyerek geçişlerini anımsıyorum. O günlerden
aklımda kalanlardan bir başkası da, adını andığım cad-
denin iki yanında, yağmur sularının akmasını sağla-
mak için hendeklerin bulunmasıydı.
Evlerin çoğuna da ufak köprülerle geçilirdi.
Toprak Bayramı gibi o görüntüler de geride kaldı.
Toprak Bayramı bu yıl daha sıcak geçeceğe ben-
ziyor. Çünkü mayınlı arazilerle ilgili yasa, Çankaya’da
değerlendiriliyor. Muhalefetin beklentisi, yasanın ma-
yınların temizlenmesini üstlenecek kuruluşa 44 yıllı-
ğına o alanda tarım yapma hakkını da tanıyan bölüm
nedeniyle iade edilmesi.
Evet toprağımız var, Toprak Bayramımız var, ama
tarımımız neredeyse can çekişiyor.
Tohumları uluslararası birkaç kuruluştan alıyorsu-
nuz. Fakat ürettiklerimizden tohumluk ayıramıyorsu-
nuz. Çünkü ürünlerimiz, halk deyişiyle kısır. Yeniden
tohum almak zorundasınız. Tam bir sömürü tuzağı. Ne
yazık ki yasalar da onlardan yana.
Damak tadımıza saygı duyulmuyor oluşu da getir-
diği sakıncaların bir başka parçası.
Tarımla ilgili uzmanlar ve çiftçilerin haykırmaları duy-
mazlıktan geliniyor.
Toprak Bayramı, toprağa saygı duyulması gereği
ciddiye alınmayan bir ortamda kutlanacak.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Türkiye Kömür İşletmeleri Milas İşletmesi’nde 400 işçi
taşerona karşı 10 gündür eylem yapıyor
Taşerona jandarma kalkanı
3 Haziran’da bir günlük iş
bõraktõklarõnõ anlatan
Girgin, 5 Haziran’da çadõr
kurarak eyleme
başladõklarõnõ anlattõ.
Dün, taşeron şirketin
jandarma yardõmõyla söz
konusu bölgeye girmeye
çalõştõğõnõ belirten Girgin,
makinelerle karşõ
koyduklarõnõ ve bu işte
taşerondan vazgeçilinceye
kadar direnişi
sürdüreceklerini yineledi.
İş Bankasõ ile yapõlan sözleşme, sendikalõ olmayan üç bankada daha geçerli olacaktõ
Finansbank, Denizbank ve For-
tis’te çalõşan 30 bin bankacõyõ
ilgilendiren ve hâlâ söz konusu
bankalar tarafõndan uygulamaya
konulmayan teşmil kararõ, Ulus-
lararasõ Çalõşma Örgütü’nün (ILO)
gündemine taşõndõ.
Herhangi bir işkolunda en çok
üyesi olan sendikanõn yaptõğõ
toplu iş sözleşmesinin sendikalõ, ol-
mayan işyerine de Bakanlar Ku-
rulu kararõyla uygulamasõ anlamõna
gelen teşmil kararõ, 29 Mart 2009
tarihinde Resmi Gazete’de ya-
yõmlanarak yürürlüğe girdi. Ancak
aradan geçen zamanda söz konu-
su 3 banka kararla ilgili herhangi
bir adõm atmadõ. Daha önce ban-
kalarõn, teşmil kararõnõ uygula-
mamasõ halinde konuyu ILO’nun
gündemine taşõyacağõnõ açõklayan
Banka ve Sigorta İşçileri Sendikasõ
(BASİSEN) Başkanõ Metin Tir-
yakioğlu, durumu şikâyet etmek
üzere Cenevre’ye gitti.
Diğer iki banka konuyla ilgili
herhangi bir açõklama yapmazken,
Finansbank Amacõ “işyerlerinde
düzenli ve verimli çalışmayı
sağlamak, üretimi arttırmak, iş-
verenlerin hak ve menfaatleri-
ni dengelemek, karşılıklı iyi ni-
yet ve güvenle iş barışını sağla-
ma” şeklinde belirtilen bu kararõn,
bankanõn özelinde amacõna uygun
olmadõğõ ve aslõnda tam da ters
doğrultuda etki yapacağõ gerek-
çesiyle uygulanmadõğõnõ açõkladõ.
ILO’nun toplantõlarõna katõl-
mak için Cenevre’ye giden Tir-
yakioğlu, “Cenevre’de toplan-
tılarda kulis yapacağız. Yeni
Çalışma Bakanı da ILO top-
lantısına katılacak. Orada ba-
kanla da görüşeceğim. Orada
bir şeylerin netleşmesini bekli-
yoruz” dedi. Tiryakioğlu, kararõn
uygulanmamasõ halinde gazetelere
ilan vereceğini de söyledi.
Teşmil’in kaynağõnõn Almanya
ve İsviçre olduğunu hatõrlatan
Tirayakioğlu, teşmil yasasõ kap-
samõnda adõ geçen 3 bankanõn
yurtdõşõ ayaklarõnda örgütlenme
olduğunu ancak Türkiye’deki
bankalarõn kasti olarak örgütlen-
menin karşõsõnda durduklarõnõ di-
le getirdi.
29 Mart’ta Resmi Gazete’de yayõmlanarak yürürlüğe giren
ve Finansbank, Denizbank ve Fortis’te çalõşan 30 bin
bankacõyõ ilgilendiren teşmil kararõnõn uygulanmamasõ
üzerine BASİSEN durumu ILO’ya şikâyet etti.
Kumlu: Acil
düzenleme şart
Türkiye İşçi Delegesi ve Türk-İş Genel Başkanõ
Mustafa Kumlu, Türkiye’de sendikal haklarla
ilgili kanun ve Anayasa değişikliklerinin bir an
önce yapõlmasõ gerektiğini söyledi. Cenevre’de
yapõlan 98. ILO Uluslararasõ Çalõşma
Konferansõ’nda konuşan Kumlu,“Krizin
ülkemde bir işsizlik krizi olarak yaşanması
engellenememiştir. Kriz, tüm dünyada
olduğu gibi ülkemde de sosyal güvenliğe
ve sosyal korumaya olan ihtiyacı
artırmıştır” dedi.
ILO’nun Küresel İş Krizi Raporu’nun, çeşitli
ülkeler ve bölgelerde meydana gelen iş
kayõplarõnõ rakamlarla verdiğini vurgulayan
Kumlu, raporda da yer alan mevcut iş ve iş
yerlerinin korunmasõ, ekonomiyi canlandõrmak
amacõyla ücretlerin artõrõlmasõ, iş bulmanõn
kolaylaştõrõlmasõ için insana yatõrõm yapõlmasõ
gibi önerileri, kriz başladõğõndan bu yana dile
getirdiklerini anlattõ.
Kumlu, kayõt dõşõnõn alõnacak radikal önlemlerle
gündemden çõkarõlmasõnõn doğru bir adõm
olacağõnõ söyledi. 98. Uluslararasõ Çalõşma
Konferansõ’nõn krize cevap olarak oluşturacağõ
Küresel İş Paktõ’nõn, temel haklar, sosyal
koruma ve istihdam politikalarõnõ, uygulanacak
iyileştirme paketlerinin merkezine
yerleştirmeyi amaçlamasõ ve sosyal diyaloğa
bu amaç için vurgu yapmasõnõn önemli
olduğunu ifade eden Kumlu, “Raporun pek
çok bölümünde IMF ve Dünya Bankası gibi
kuruluşlar çözümün parçası olarak
gösterilmektedir. Bu kuruluşlarla
işbirliğinin devamı yerine, yine raporda
belirtilen ‘kamu harcamalarının istihdam
ve sosyal odaklı bir yapıya kavuşturulmak
üzere gözden geçirilmesi’ daha doğru bir
seçenek olacaktır” dedi.
e-kart işçisi 16
Haziran’da Kanyon’da
16Haziran’da başladõklarõ
grevin bir yõlõ dolduraca-
ğõnõ anlatan Basõn-İş sendikasõ
üyesi işçiler, yalnõzca toplu söz-
leşme hakkõ istediklerini bir kez
de Kanyon’da dile getirecek. Sen-
dika üyesi olduklarõ ve grevde ol-
duklarõ için bir aydõr işten atõl-
malarõn da gündeme geldiği e-
kart’ta Eczacõbaşõ’nõn sanata ve
spora karşõ olan duyarlõlõğõnõ ken-
di çalõşanlarõ ile demokratik hak-
lara karşõ da göstermesini iste-
diklerini anlatan işçiler, duyarlõ
tüm kesimleri 16 Haziran saat
19.00’da Kanyon’a çağõrõyor.
Kredi kartõ, banka ve GSM
kartlarõnõ üreten e-kart’ta çalõşan
işçiler, toplam 120 kişinin çalõş-
tõğõ işyerinde özellikle son dö-
nemlerde baskõlarõn arttõğõnõ ve
pek çok sendika üyesi işçinin
tehditlerden ve gerginlikten bõk-
tõğõ için işten ayrõldõğõnõ anlattõ.
İŞÇİLER VE TYS EYLEM DÜZENLEDİ
Tersanelerdeki ölüm
olaylarõ protesto edildi
Haber Merkezi - DİSK’e bağ-
lõ Liman Tersane Gemi Yapõm
Onarõm İşçileri Sendikasõ üyesi bir
grup tersane işçisi, Tuzla Tersa-
neler Bölgesi’nde meydana gelen
işçi ölümlerini protesto etti. Tuz-
la Çelik Tekne Tersanesi önünde
dün sabah saatlerinde toplanan
grup, “Sertifika değil işçi sağlı-
ğı, iş güvenliği ve iş güvencesi is-
tiyoruz” yazõlõ pankart açarak, çe-
şitli sloganlar attõ. Grup adõna ya-
põlan açõklamada, işçi ölümlerinin
birer cinayet olduğu vurgulanarak,
“2009 yılının 6 ayında tersane-
lerde 7 işçi arkadaşımızın ölü-
mü, tersanelerde iş cinayetleri-
nin üretim yoğunluğundan de-
ğil, işçi sağlığı, iş güvenliği ve iş-
çilerin yaşam haklarının, yasa-
ların değil tersane patronlarının
ve taşeronların inisiyatifine bı-
rakılmasından kaynaklandığı
bugün daha açık görülmekte-
dir” denildi.
Türkiye Yazarlar Sendikasõ’nõn
(TYS) çağrõsõ ve Harb-İş Şubele-
ri, Limter-İş, PEN Türkiye Mer-
kezi, Emekli-Sen, Emek Parti-
si’nin katõlõmõyla Tuzla Tersane-
leri’ndeki ölümleri kõnamak ama-
cõyla Tuzla’da bir eylem düzen-
lendi. Etkinlikte yapõlan açõkla-
mada “Hangi işkolunda olursa
olsun işçinin bilerek öldürül-
düğü yerde öteki işçilerin, on-
ların örgütlerinin susması, ci-
nayetleri kabul etmenin, boyun
eğmenin ta kendisi değilse ne-
dir” sorusu gündeme getirilirken
tersane işçilerinin “cehennemsi
mekânlarda ölmeye zorlandı-
ğı” ifade edildi.
Yaralanan işçi öldü
Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde-
ki Çelik Tekne Tersanesi’nde ön-
ceki gün meydana gelen patla-
mada yaralanan Süleyman Kırgül
kurtarõlamadõ. Aileden yapõlan
açõklamada, Kõrgül’ün cenazesinin
Pendik’te toprağa verileceği bil-
dirildi. Kõrgül ile birlikte yaşamõ-
nõ yitiren işçi sayõsõ 126 oldu.
Uygulanmayan teşmil şikâyetlik oldu
Türk-İş’e bağlı Basın-İş
Sendikası üyesi Serhat
Karataş, Ahmet
Bıtırak, Dilek Sarıgül
ve Ülke Kaderli
yaşadıkları bir yıllık
süreci anlattılar. Geçen
süre içinde pek çok
sendikadan destek
görmelerine karşın üst
örgütleri olan Türk-
İş’in yeterince
yanlarında
olmadığından şikâyet
ettiler.
Kurumun tasfiyesine direniyoruzKurumun tasfiyesine direniyoruz
Türkiye Kömür İşletmeleri Milas İşletmesi’nde 400 işçi
taşerona karşı 10 gündür eylem yapıyor