18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Eygi’nin Hezeyanları [email protected] İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] 7 Haziran Pazar günü, 141 yaşına basmış olan Galatasaray Lisesi’nin 75. pilav gününün okul binasında kutlandığı ve 1959 yılı dönem arka- daşlarımla birlikte, ellinci mezuniyet yılı plaketimi aldığım törenlere hazırlandığım sıralarda, genç bir Galatasaray mezunu kardeşimden, kendisine 11. sınıf öğrencilerinden birinden intikal etmiş olan Mehmet Şevket Eygi’nin gönderdiği bir iletiyi al- dım. Mehmet Şevket Eygi, Galatasaray’da 12 yıl oku- duktan sonra 1952’de mezun olmuş, bir zaman- ların çok tanınmış polemikçisi, dinci yazar sıfatıyla aynı zamanda gençleri İslam adına birbirlerini öl- dürmeye tahrik ve teşvik etmiş olan bir kişidir. Galatasaray öğrencilerinin hiç değilse bir kıs- mının bilgisayarlarına ulaşan iletisinde Mehmet Şevket Eygi yeniden provokatör rolüne bürünmüş görünüyor. Her şeyden önce, bütün laiklik karşıtları gibi o da insanları “Müslüman olanlar” ve “olmayanlar” diye ikiye ayırıyor ve tasrih ediyor: - Bu öğüt ve uyarılarım Müslüman Galatasa- raylılar içindir. Bu nifak tohumunu attıktan sonra, 1868’de ku- rulmuş olan Galatasaray’da eskiden bir mescit ol- duğunu ve orada öğrencilerin öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını imamın arkasında cemaatle kılmak mecburiyetinde olduklarını; Ziyad Ebuz- ziya’ya atfen yazıyor. Galatasaray’da günlük namaz mecburiyetinin 1909’da kaldırıldığını, ama mescidin 1924’e ka- dar kaldığını, o tarihte kapandığını söyledikten son- ra Eygi hemen şunu buyuruyor: - Ülkemizi bir Yahudi sömürgesi haline getirmek isteyen Avdetiler GS’yi bozmuşlar ve kuruluş amaçlarına aykırı hale getirmişlerdir. Bu indi kanaat izharının arkasından, bir palav- ra daha sıkıyor: - Yıllardan beri GS’de dindar olmak sanki bir suçtur. Mehmet Şevket Eygi arkasından hezeyanları- nı sıralıyor ve Müslüman olup da henüz namaz kı- lamayan GS’li öğrencilere “Göstermemek ve giz- liliğe dikkat etmek şartıyla namaza başlamalarını tavsiye ederim” diyor ve namaz kılan öğrencile- rin namazlarını nerede kıldıklarını merak ettiğini söylüyor. Son zamanlarda din tacirlerinin eğitim kurum- larını mescitlerle donatmak girişimlerine paralel ola- rak Galatasaray Lisesi’nde de mescit tartışması çıkarmaya yönelik girişiminde Mehmet Şevket Ey- gi hezeyanlarıyla ilgili şu gerçekleri vurgulamak ge- rek: 1-1868’de kurulmuş olan Galatasaray Lisesi, Müslüman ve gayrimüslim tebaanın birlikte, ay- nı müfredatı izleyerek eğitim ve öğrenim gördükleri, imparatorluğun ilk laik kurumudur. Bu yüzdendir ki, Papa Pius IX, Rum ve Erme- ni Ortodoks patrikleri ile hahambaşı ve de şey- hülislam (ama o, padişaha tabi olduğundan ira- de-i seniye ile kurulmuş olan okula karşı çıka- mamıştır) bu işten hiç hoşlanmamışlar, papa ve patrikler çocuklarını bu okula gönderenleri aforoz edeceklerini açıklamışlardır. 2- Demek ki, Eygi’nin yazısında belirttiği gibi Ga- latasaray, imparatorluğun Müslüman unsurlarına hizmet edecek gençler yetiştirmek için kurulmuş değildir; tam tersine, her din ve inanıştan genç- leri aynı sistem içinde yetiştirerek, yeni bir Os- manlılık bilinci oluşturmaya yöneliktir. (Bkz. Vah- dettin Engin, Mekteb-i Sultani 1868-1923) 2- “Mehmet Şevket Eygi” memleketimizi Yahudi sömgesi haline getiren Avdetiler, GS’yi bozmuş- lar, kuruluş amacına aykırı hale getirmişlerdir” der- ken hangi somut olaya dayanmaktadır? Bu ırkçı iftiranın ardındaki amaç nedir? Mehmet Şevket Eygi’nin “Yıllardan beri Gala- tasaray’da dindar olmak suçtur” sözleri yalan ve iftiradan ibarettir. Bu okulu elli yıl önce bitirmiş bir öğrenci olarak, 1957-58 yıllarında oruç tutarken, herhangi bir bas- kıyla karşılaşmadığım gibi, diğer oruç tutan ar- kadaşlarım gibi, geceleri sahura kaldırılmak ve if- tar ve sahurda gerekli saatlerde ayrı yerde yemek yemek olanağına sahip kılındığımızı belirtmeliyim. Kendi deneyimim de gösteriyor ki, Mehmet Şev- ket Eygi yalan söylemektedir. Eygi “İyi Galatasaraylı, iyi insan, iyi Türkiyeli, iyi Müslüman demektir” diyor. Hangi iyi insan, iyi Türkiyeli, iyi Müslüman ya- lan söyler, iftira atar, ırkçılık yapar ve insanları bir- birlerine düşürür? AİHM’nin kararõnõn ardõndan Türkiye’deki aile içi şiddetin boyutlarõ yeniden gündeme geldi 10 kadõndan 4’ü şiddet görüyorSELDA GÜNEYSU ANKARA - Avrupa İnsan Hakla- rõ Mahkemesi’nin (AİHM), Nahide Opuz’u haklõ bulmasõnõn ardõndan, Türkiye’deki aile içi şiddetin boyut- larõ da yeniden gündeme geldi. Baş- bakanlõk Kadõnõn Statüsü Genel Mü- dürlüğü’nce yayõmlanan “Türki- ye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şid- det” araştõrmasõna göre Türkiye’de her 10 kadõndan 4’ü eşinden fiziksel şiddet görüyor. Uzmanlarõn ülkedeki 51 ilde, 24 bin 48 hanede, 15-59 yaş arasõndaki 12 bin 795 kadõnla yaptõğõ görüşmelerin içeriğinden oluşan araştõrma, Türki- ye’de kadõna yönelik şiddetin çarpõ- cõ boyutlara ulaştõğõnõ ortaya koyuyor. Araştõrma, 12 bölge için şiddet dü- zeylerinin farklõlõk gösterdiğini ve evlenmiş kadõnlarõn yüzde 26 ile yüz- de 57 arasõndaki oranlarda eşleri ta- rafõndan yaşamlarõnda en az bir kez fi- ziksel veya cinsel şiddete maruz kal- dõklarõnõ gösteriyor. Araştõrmanõn so- nuçlarõ şöyle:  Ülke genelinde evlenmiş ka- dõnlarõn; yüzde 39’u fiziksel şiddete, yüzde 15’i cinsel şiddete, yüzde 42’si fiziksel veya cinsel şiddete, yüzde 44’ü duygusal şiddete veya is- tismara uğruyor.  Kadõnlarõn yüzde 23’ü eşlerinin veya birlikte olduklarõ kişinin/kişi- lerin, kendisinin çalõşmasõna engel ol- duğunu ya da işten ayrõlmasõna neden olduğunu belirtiyor.  Kadõnlarõn eşlerinden veya bir- likte olduklarõ kişi/kişilerden maruz kaldõklarõ fiziksel şiddetin yaygõnlõ- ğõ kentsel ve kõrsal yerleşim yerleri- ne göre önemli bir farklõlõk göster- mezken bölgeler arasõnda bu fark be- lirgin. Bazõ bölgelerde şiddete maruz kalma oranõ, ülke ortalamasõndan fazla. Kuzeydoğu Anadolu ve Orta Anadolu’da yaşayan kadõnlarõn yarõsõ da fiziksel şiddete maruz kalõyor.  Eş veya birlikte olunan kişi ta- rafõndan görülen cinsel şiddet, fizik- sel şiddet ile birlikte yaşanõyor.  Lise ve üzeri eğitim almõş her 10 kadõndan 3’ünün eşinden veya birlikte olduğu kişi/kişilerden fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmasõ çarpõcõ.  Kadõnlarõn yüzde 7’si çocukluk döneminde (15 yaşõndan önce) cinsel istismara maruz kaldõklarõnõ belirtiyor. INDEPENDENT’TAN KARARA YORUM ‘Türkiye’nin zayıf itibarınayenidarbe’ Dış Haberler Servisi - AİHM’nin aile içi şid- det konusunda Türki- ye’yi haksõz bulmasõ, yurtdõşõnda da yankõ bul- du. İngiliz Independent gazetesi, AİHM’nin ka- rarõnõ “Türkiye’nin, in- san hakları konusunda zaten zayıf olan itiba- rını daha da baltalayan tarihi bir karar” olarak niteledi. Gazete, Türkiye’deki kadõn gruplarõnõn AİHM kararõnõ olumlu karşõla- dõğõnõ belirtirken, AİHM’nin ilk defa aile içi şiddetin cinsiyet ay- rõmcõlõğõnõ oluşturduğu yönünde bir karar aldõ- ğõna dikkat çekerek, ka- rarõn Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin tümü için bağlayõcõ olduğunu vurguladõ. Türkiye’nin 1998 yõ- lõndan itibaren aile içi şiddet ile ilgili yasalarõ- nõ değiştirmeye başla- dõğõ ve şu anki yasalarõn Avrupalõ komşularõndan pek farklõ olmadõğõ kay- dedilen haberde, “An- cak Bayan Nahide Opuz’un öyküsünün gösterdiği gibi zihni- yet ve uygulama, yasa- ların çok gerisinde” de- nildi. Independent, kadõn haklarõ savunucusu Hi- dayet Tuksal’õn, kural- larõn nüfusu 50 bini aşan kentlerde kadõn sõğõnak- larõnõn olmasõnõ gerek- tirdiği, ancak bu kurala uymayan belediyeler için ceza öngörülmeme- si nedeniyle belediyele- rin bu konuda kendini mecbur hissetmediği yo- lundaki değerlendirme- sine yer verdi. AİHM Karar neden önemli? ZEYNEP ORAL “Türkiye, aile içi şid- detten mahkûm”.. “Türkiye, ‘kadın’dan mahkûm” … “Türkiye devleti yine m a h k û m ” … “AİHM’den ilk kez böyle bir karar”… “Başka hiçbir ülkeye verilmeyen ceza, Tür- kiye’ye verildi” … “AİHM’de bir ilk”… Haberi böyle duyurdu ülkemdeki gazeteler. Av- rupa İnsan Haklarõ Mah- kemesi’nin Türkiye Dev- leti aleyhine verdiği ka- rar bence çok hem de çok önemli. Neden mi? Öncelik sõralamasõ ol- maksõzõn neden önemli olduğunu satõr başlarõy- la vurgulamaya çalõşa- yõm:  Sadece AİHM’ye başvuran Nahide Opuz için değil, bu ülkede ya- şayan tüm kadõnlarõ kap- sadõğõ, tüm kadõnlara ör- nek olacağõ için önemli.  Sadece Nahide Opuz’a şiddet uygula- yan kocasõ için değil, eş- lerine, sevgililerine, kõz- larõna, annelerine şiddet uygulayan tüm erkekle- ri de kapsadõğõ için önemli.  Son 30 yõldõr kadõn örgütlerinin avaz avaz haykõrarak söyleyip de erkek hükümetlere bir türlü duyuramadõklarõ gerçekleri, nihayet du- yulur hale getirdiği için önemli!  Bugüne dek duy- duklarõ, gördükleri, ta- nõklõk ettikleri halde aile içi şiddet diye bir şey “yokmuş gibi” davra- nanlara, görmezden, duy- mazdan gelenlere bir ih- tar olduğu için önemli  Bugüne dek “döver de, sever de” ya da “ka- dının karnından sıpa, sırtından sopa” vb. gi- bi deyimlere ya da “tö- relerimiz”, “gelenek”, “namus”, “ahlak” gibi bahanelere sõğõnõp, kadõ- na her türlü şiddeti reva gören zihniyete karşõ di- renebilmek için önemli.  Cezalandõrõlmayan şiddet olaylarõna, ceza indiriminden bolca ya- rarlanan sanõklara karşõ bir set oluşturabileceği için önemli .  Bugüne dek şiddet sarmalõnda muhatap olu- nan, emniyet, polis, as- ker, jandarma, savcõ, yar- gõç ya da tanõklõk eden kişilerin bundan böyle iki kez düşünmelerine yol açabileceği için önemli… Türkiye Devleti’nin, (Atatürk dönemi dõşõn- da) gelmiş geçmiş hükü- metleri ve şimdiki hükü- metinin, kadõnlarõ, ka- dõn haklarõnõ, kadõn so- runlarõnõ hiç ama hiç cid- diye almamõş olduğunu ortaya koymasõ açõsõndan da önemli bir karar. ‘Buna benzer kararları daha çok göreceğiz’ İstanbul Haber Servi- si - Hukukçular, Avrupa İnsan Haklarõ Mahke- mesi’nin (AİHM), aile içi şiddeti önleyemedi- ği gerekçesiyle Türki- ye’yi tazminata mah- kûm etmesini, “tarihi bir karar” olarak nite- lendirerek AİHM kara- rõnõn yasalarõn uygulan- masõ için hukuk siste- mini harekete geçirece- ğini söylediler. AİHM kararõnõn, kadõnlara “hak arama güveni” vereceğini belirten hukukçular, 2005 yõlõnda çõkarõlan yasanõn her belediyenin kadõn sõğõnma evi aç- masõ gerektiğini öngördüğünü an- cak bu sayõnõn otuzla sõnõrlõ kal- dõğõna dikkat çektiler. KADER Başkanı Hülya Gül- bahar: Türkiye’de aile içi şiddet rakamlarõ dünyanõn her yerinde ol- duğu gibi çok yüksek, ancak Tür- kiye’nin diğer ülkelerden farkõ, bu sorunu çözmek için etkili bir yön- tem uygulamamasõ. Türkiye’de 2005 yõlõnda çõkarõlan Belediyeler Kanunu ile tüm belediyelerin sõ- ğõnak açmasõ zorunlu hale getiril- mişti. Ancak şu an Türkiye’de yal- nõzca 30 tane sõğõnak var. Eğer ka- nun çõkarõlõr da uygulanmazsa so- nuç elbette böyle olacaktõr. Eğer iktidar bir an önce tedbir almazsa, muhalefet de bu konuda adõm atõp ciddi politika değişikliğine gi- dilmezse bu tür kararlarla daha çok karşõlaşacağõz. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü Avukat Nazan Moroğlu: AİHM kararõ birçok açõdan tarihi bir ka- rar. Bu karar, Türkiye’de kadõn er- kek eşitliğini sağlamak, kadõna karşõ şiddeti önlemek ve son ver- mek açõsõndan aslõnda yasalarõn yeterli olduğunu, ancak yasalarõn çõkarõlmõş olmasõna ve uygulan- masõ için devlete bu konuda so- rumluluk ve tedbir alma yüküm- lülüğü verilmesine kar- şõn devletin bu görevi- ni yerine getirmediğinin göstergesi. AİHM ka- rarõnõn en önemli yanõ, hak arama yolunu kul- lanan kadõnlara güven vermiş olmasõdõr. Hük- medilen sembolik ceza ise hiçbir zaman Nahi- de Opuz’un yaşadõkla- rõnõ karşõlayacak bedel olarak algõlanmamalõ, bir an önce devlet bu çok önemli soruna çö- züm getirmelidir. Eski KADER Başkanı Seyhan Ekşioğlu: Türkiye’nin de arala- rõnda bulunduğu tüm ülkelerin elbette bireyi şiddet olaylarõna karşõ korumasõ, bu konuda tedbir almasõ gerekiyor. Ancak aile içi şiddet maalesef dünyanõn her ye- rinde çok yüksek bir oranda ken- dini gösteriyor. Bu konuda yal- nõzca Türkiye’nin mahkûm edil- mesini önyargõlõ buluyorum. Eğer yalnõzca Türkiye’den böyle bir şi- kâyet mekanizmasõ gelişmişse, yalnõzca Türkiye’den AİHM’ye böyle bir dosya gittiyse karar o za- man elbette mantõklõ. İstanbul Barosu Kadın Hak- ları Merkezi Başkanı Avukat Aydeniz Alisbah Tuskan: Tür- kiye’nin aile içi şiddet nedeniyle ceza alan ilk ülke olmasõ üzücü. Karar, Türkiye’nin kadõna yö- nelik şiddeti önleyecek yasalarõ sağlõklõ uygulayamadõğõnõ anlat- tõ. Hâkimler, ağõr şiddet unsurla- rõnõn tõbbi raporlarla dava dosya- sõnda bulunmasõna karşõn, bir da- ha sanõklarõ serbest bõrakamaya- cak. Söz konusu yasalar hukuk in- sanlarõnõn elinde aynõ şekilde yo- rumlanõrsa benzer kararlarõ yeni- den görebiliriz. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vak- fı avukatı Özlem Özkan: Karar sevindirici. Emsal niteliğindeki bu karar Türkiye için hukuki bir kazanõmdõr. AİHM KARARINI HUKUKÇULAR YORUMLADI Hülya Gülbahar Nazan Moroğlu Seyhan Ekşioğlu Erdoğan: 2 aydır yol alınamadı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Er- doğan, Münevver Karabulut cinayetinde zanlõlarõn yakalana- mamasõnõ eleştirerek, “İki ay geçti hâlâ bir yol alınamadı” dedi. Medyaya yönelik eleştiri- lerde de bulunan Erdoğan, med- yada cinayetin tüccarlõğõnõn ya- põldõğõnõ söyledi. Olaydan etki- lendiğini belirten Erdoğan, “İki ay geçti hâlâ bir yol alınama- dı” dedi. Erdoğan, “Baba, kanal kanal anlatıyor, ajite ediliyor. Duygulanmamak mümkün de- ğil” diye konuştu. Medyayõ da eleştiren Erdoğan, Karabulut’un ajandasõnõn servis edilmesinin hoş olmadõğõnõ söyledi. Kara- bulut, 3 ay önce Etiler’de öldü- rülmüş, parçalanmõş cesedi bir çöp konteynõrõnda bulunmuştu. MÜNEVVER KARABULUT CİNAYETİ HASTANEDE İHMAL İDDİASI İğne vuruldu 4 saat sonra öldü İstanbul Haber Servisi - Okmeydanõ Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne yüksek ateş şikâyetiy- le başvuran ve ilk müdahalesinin ardõndan evine gönderildiği öne sürülen Yasin Şen’in (28) olaydan 4 saat sonra hayatõnõ kaybettiği belirtildi. Ailesi, Şen’in ihmal kurbanõ olduğu- nu öne sürerken cumhuriyet savcõlõğõ olayla ilgili soruşturma başlattõ. Alibeyköy’deki evinde önceki gün rahatsõz- lanarak Okmeydanõ Eğitim ve Araştõrma Has- tanesi Acil Servisi’ne giden Şen, bir iğne vuru- lup, reçete yazõldõktan sonra evine gönderildi. Özel bir şirkette motosikletle kuryelik yaptõğõ belirtilen Şen’in 23.30 sõralarõnda eve geldikten sonra uyuduğu ve bir daha uyanamadõğõ dile getirildi. Yasin Şen’in eşi Asiye Şen “Yasin, hastaneye gittiğinde acil girişinde bayılmış. Burada kendisine iğne vurup göndermişler. SSK’li gariban diye, hiçbir şey yapmadılar” dedi. Şen’in cesedi, otopsi için Adli Tõp Kuru- mu’na götürüldü. Hastanede Şen’e yazõlan re- çeteye el koyan savcõ, olayõn nedeniyle ilgili soruşturma başlattõ. Şen’in cenazesi Ümraniye Kocatepe Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Adalet Bakanlõğõ, aile içi şiddet konusunda Türkiye’nin AİHM tarafõndan mahkûm edil- mesinin ardõndan harekete geçti. Adalet Bakanlõğõ, devlet tarafõndan korunmadõğõ gerek- çesiyle AİHM’de açtõğõ davayõ kazanan Nahide Opuz ve annesinin “yaşam hakkının ko- runmasına yönelik etkin soruşturma yapılıp yapılmadığını, adli yargılama ilkesine uygun davranılıp davranılmadığının” araştõrõlmasõ için adalet müfettişi görevlendirdi. BAKANLIK YENİ HAREKETE GEÇTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle