Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Anadolu’da Bir
Amfitiyatro…
Önce, Manisa ili Turgutlu ilçesi Urganlı kasa-
bası Urganlı Atatürk İlköğretim Okulu Müdürü Sa-
yın Ali Özgen ile Okul Müdür Yardımcısı Sayın Ali
Dalkılınç’tan e-posta yoluyla aldığım 4 Haziran
tarihli mektubun metnini aynen alıntılıyorum:
“Sayın Ahmet Cemal;
Bizler Manisa ili Turgutlu İlçesi 6000 nüfuslu Ur-
ganlı kasabasında 1936 yılında açılan Urganlı Ata-
türk İlköğretim Okuluyuz.
Yapımına 2008 Haziran ayında başladığımız 300
kişilik amfitiyatromuzu 1 Haziran 2009 tarihinde
İzmir Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği Fakir
Baykurt’un ‘Sakarca’ adlı oyunu ile açtık. Bizler
tiyatronun insan yaşamında ve öğrencinin sosyal
gelişiminde önemli bir yeri olduğunu düşündü-
ğümüzden Türkiye’de nadir olan bu işe kalkıştık
ve alnımızın akıyla amfitiyatromuzu hizmete sun-
duk. Bu tiyatronun yapımında eğitim sevdalısı genç
işadamı Serkant Dorum bize çok büyük katkıda
bulundu.
Sizin de dediğiniz gibi ülkemizde ‘yaratıcı, eleş-
tirel, özgün bakabilen, sorgulayan’ bireyler ye-
tiştirmek ve ilköğretim çağındaki öğrencilerimi-
zin böyle düşünmesi sağlamak için okulumuzun
bahçesinde açık tiyatromuzu hizmete sunduk. Bi-
zim için gurur verici olan bu konuyu köşenizde
okurlarınızla paylaşırsanız çok seviniriz. Saygıla-
rımızla....
Ali ÖZGEN Ali DALKILINÇ
Okul Müdürü Okul Müdür Yardımcısı…”
Günümüzde Anadolu’da, yüzü aşkın antik-
çağdan kalma açık hava tiyatrosu kalıntısı bu-
lunduğu biliniyor. Bu, daha antikçağda Anadolu
topraklarında çok zengin bir tiyatro geleneğinin
temellerinin atılmış olduğunun en canlı kanıtıdır.
Yakından incelendiğinde bu, günümüz Türk ti-
yatrosunun tartışılan ve henüz tartışılmayan ba-
zı temel sorunlarının varlığı ile çelişki oluşturan bir
durumdur. Ya da şöyle diyelim: Bu durum, böy-
lesine zengin bir tiyatro etkinliğinin ve geleneği-
nin temellerinin atılmış olduğu ülkemizde, bu ge-
leneğin daha sonra hangi nedenlerle yeterince sür-
dürülemediği gibi çok önemli bir soruya kaynaklık
edebilmektedir.
Urganlı Atatürk İlköğretim Okulu’nun bahçe-
sinde 300 kişilik bir amfitiyatronun yaptırılıp hiz-
mete sokulmuş olması, yukarıdaki saptamaların
ışığında özel bir önem kazanıyor. Okulun değer-
li ve aydın yöneticilerinin bu girişimin amacını ya-
ratıcı, eleştirel, özgün bakabilen, sorgulayan bi-
reyler yetiştirmek ve ilköğretim çağındaki öğ-
rencilerin de böyle düşünmesini sağlamak şek-
linde özetlemeleri, bir yandan ‘Aydınlanma’ bağ-
lamında daha ilkokuldan başlanarak ne kadar
önemli adımların atılabileceği olgusuna atıfta
bulunurken öte yandan da doğrudan tiyatronun
işlevi konusunda temel bir gerçeği vurguluyor:
“Bizler tiyatronun insan yaşamında ve öğrencinin
sosyal gelişiminde önemli bir yeri olduğunu dü-
şündüğümüzden Türkiye’de nadir olan bu işe kal-
kıştık…”
Kolayca görülebileceği gibi, Urganlı Atatürk İlk-
öğretim Okulu’nun eğitime gerçekten gönül ver-
miş değerli yöneticileri, bu girişimi yalnızca “oku-
lumuzda bir de tiyatro bulunsun!” gibisinden, gös-
termelik diyebileceğimiz bir tutumla değil, fakat
çok net ve bir zamanlar Köy Enstitülerini kurmuş
olan zihniyete de atıfta bulunan bir aydınlatma bi-
linciyle gerçekleştirmişler.
Müdür Ali Özgen’e, Müdür Yardımcısı Ali Dal-
kılınç’a ve bu tiyatronun yapımına büyük katkıda
bulunan genç işadamı Serkant Dorum’a ülkem
adına teşekkür ediyorum…
acem20@hotmail.com
A
nadolu’nun efsanevi kenti Harput,
19.yüzyõl’daki “terk ediliş”inden bu
yana en “umut”lu günlerini yaşõyor...
Çünkü 5 Haziran’da Elazõğ’da toplanan uzmanlar
ve yetkililer, “Harput’u yeniden kültür ve ya-
şam merkezi” yapmaya hep birlikte “söz”
verdiler.
Nitekim Belediye Başkanõ Süleyman Sal-
manoğlu da “Rabbim, seçimi yeniden kaza-
nayım Harput’u ayağa kaldıracağım...” diye
dua etmiş... Mimarlar Odasõ’nõn, valilik, bele-
diye, Fõrat Üniversitesi, ÇEKÜL ve sivil kuru-
luşlarla gerçekleştirdiği buluşmada Prof. Dr. Me-
tin Sözen dedi ki: “Harput olmasaydı Elazığ
da olmazdı; şimdi sıra Elazığ’ın Harput’u ye-
niden yaşatmasında...”
Oda Başkanõ Bülend Tuna da kentsel koru-
manõn “kalkınma”ya engel görülmesini eleş-
tirince Vali Muammer Erol şunlarõ ekledi:
“Tarihle gelişebileceğimizi, ne yazık ki elde
çok az değer kalınca fark edebildik...”
ELDE KALANLAR
Peki, sarayõyla birlikte 22 mahallesi, 9 kilisesi,
8 camisi, 11 mescidi ve türbesi, 5 hamamõ, 16
çeşmesi, 3 bine yakõn konutu, 1 bedesteni, 17 çar-
şõsõ olan; Alman, Amerikan, Fransõz okullarõ ve
hastaneleriyle ün salan; kolejlerinde Osmanlõca,
Ermenice ve İngilizce eğitimin yapõldõğõ, hatta
matbaasõ bulunan ve “The Harpoot News” ad-
lõ İngilizce gazetesiyle adõnõ dünyaya duyuran
20 bin kişilik kentten günümüze ne kaldõ?
Necdet Sakaoğlu’nun Fransõzlardan aktardõ-
ğõ tanõmla; “masallarda tasvir edilen şark kent-
lerinin simgesi Harput” nerede?
Muhteşem kalenin duvarlarõna korkusuzca tõr-
mandõklarõndan, halkõn “cin usta”lar dediği Har-
putlu yapõcõlarõn eserlerinden kaçõnõn bugüne ge-
lebildiğini, Mimarlar Odasõ Şube Başkanõ Mit-
hat Coşkun bakõn nasõl özetledi: “Sadece 9 es-
ki ev ile Vakıflara ait 19 eski yapı...”
Nitekim Metin Hoca’nõn “doğduğu ev” olan
Havuzlu Konak (Beyaz Konak) bile yõllar ön-
ce yok olmuş!.. “Sülalem Harputlu” diye sö-
ze başlayan Prof. Dr. Nevzat İlhan’õn 15 yaşõ-
na dek doyasõya yaşadõğõ “dede evi”nden ise ar-
tõk bir “iz” bile bulunamõyor...
19. YÜZYIL’DAN 12 EYLÜL’E...
Osmanlõ Devleti’nin “doğuda asayişi sağla-
mak” için görevlendirdiği Reşid Mehmed Pa-
şa, 1834’te Harput’un “Agavat Mezrası”na ta-
şõnmasõnõ başlatõr. Yeni kentin adõ
artõk “Elaziz”dir...
Valiliğin
turizm bro-
şüründe bu taşõnma, “şehircilik anlayışının de-
ğişmesi”(!)ne bağlansa bile tüm belgeler Os-
manlõ’nõn Harput’u adeta “gözden çıkarttı”ğõ-
nõ kanõtlõyor.
Nitekim Elazõğlõ aydõn Mustafa Balaban ile
toplumsal tarihçi Osman Köker’in “Bir Za-
manlar Harput” adlõ gösterilerindeki Orlan-
do C. Calumeno arşivine ait tarihi kartpostal-
lar, yerleşimin yakõn zamanlara dek “kent ka-
rakteri”ni sürdürdüğünü gösteriyor. Geçen yõl
yitirdiğimiz Harput sevdalõsõ müzecimiz Er-
tuğrul Danık’õn anõsõna derlenen sunum, ken-
tin 1909’daki gelişkin durumunu; 30’larda so-
kaklarda otomobillerin dolaştõğõnõ; Sarahatun Ca-
misi önündeki çarşõnõn bile canlõlõğõnõ korudu-
ğunu kanõtlõyor.
Dahasõ, Merkez Mahallesi’nin 20 yõllõk muh-
tarõ Fevzi Kahraman da “terk ediliş”in tarih-
çesine şu gerçeği de ekliyor; “12 Eylül 1980’de
kapatılan Harput Belediyesi bir daha açıl-
mayınca, sahipsiz kaldık...”
Demek ki ilk darbeyi Reşid Paşa’dan gören
Harput’a “son darbe”yi de Kenan Paşa indir-
miş!..
‘KENT MÜZESİ’NE DOĞRU
Doç. Dr. Yusuf Örnek, geç-
mişten kalabilen az sayõdaki ya-
põnõn kurtarõlmasõyla yetinilmeyip, uygarlõk ta-
rihinin sergileneceği bir “kent müzesi”nin
önemine değindi. Doç. Dr. Şehabettin Öz-
türk’ün denetiminde restore edilen eski Hükü-
met Binasõ’nda böyle bir müzeyi tasarlayan mi-
mar Naim Arnas da şunu anõmsattõ: “Kent mü-
zesiyle gelişecek kimlik bilinci, çağdaş
kentleşmenin de özenli gerçekleşmesini sağ-
layabilir...”
Hele Prof. Dr. Ara Altun’un Harput’taki ta-
rihsel “devlet kültürü”nü anlatõrken Uluca-
mi’den örnek verdiği; “gücü olmayandan ver-
gi alınmayacağı”nõ belirten ortaçağ kitabesi, gü-
nümüzün sosyal devlet anlayõşõnõn bile tarihi-
mizdeki köklerini kanõtlõyordu…
Kerküklü Prof. Dr. Abdülhalik Bakır’õn yö-
nettiği panelde Yrd. Doç. Dr. Cevdet Emin
Ekinci de “Harput mimarisi”ndeki sanatsal
zenginliği anlattõ. Doç. Dr. Emre Mardan, ye-
ni onaylanan “koruma planı”ndaki tarihi do-
kuyu gözetmeyen yapõ adalarõna ve yol düzenine
dikkat çekti. SİT kararõ 1985’te alõnmasõna ve
yasanõn “bir yıl içinde plan hazırlanması”nõ
öngörmesine rağmen tam 23 yõl gecikilmesi, Har-
put’un ne denli unutulduğunu gösteriyordu...
Yrd. Doç. Dr. Yüksel Altıntaş’õn ise üniver-
sitenin “ilgisiz”liğinden yakõnanlarõ yanõtlarken,
Kalenin tam karşõsõnda tarihe saygõsõzca yükselen
“Harput Konağı”nõ göstererek, “Bu binayı di-
kerken bize mi sordular” demesi çok yerin-
deydi. Aynõ yamaçlara benzer saygõsõzlõkla
oturtulan devasa “Kuran kursu binası” ile di-
ğer uygunsuz yapõlar da koruma planõndaki ge-
cikmenin “neden”ini açõklar gibiydiler...
Bütün bunlarõn arasõnda, 2005’te ‘Mü-
ze Ev’ işleviyle restore edilen yaklaşõk
200 yaşõndaki “Şefik Gül Kültür
Evi” ise yüreklere su serpiyor. ÇE-
KÜL’ün önderliğinde mimar Metin
Keskin, Mimar Mithat Coşkun ve
İnş. Müh. Mehmet Gül’ün özenli be-
cerileriyle gerçekleşen restorasyon,
Harput’a en anlamlõ armağan.
O gece, tarihi Cimşit Hamamõ’ndaki
Yusuf Usta’nõn yerinde doyumsuz “tandır
ekmeği eşliğinde”ki kebabõnõ tadarken, Belediye
Başkanõ Salmanoğlu’na “seçim duası”nõ anõm-
sattõm. “Kentin girişindeki 5 evin restoras-
yonuyla başlıyoruz” dedi ve ekledi: “Elazığ için
Harput artık sürekli yaşanan, gurur kayna-
ğı kültür kenti olacak...”
Anadolu’nun eşsiz müzik ve oyun sanatçõla-
rõ, türkü, şiir ve edebiyat düşkünü “Gaggoşlar
Diyarı”ndaki bu “umut veren” sözlerle ilgili
gözlemlerimizi, başkana söylediğimle noktala-
yalõm: “Eğer dediklerinizi yapmazsanız, 5 yıl
sonra bu kez, hem Harput, hem de bizler ye-
niden seçilmemeniz için dua edeceğiz..”
Kültürü ve görkemiyle ün yapan tarihi kentten ‘kalanlarõn kurtarõlmasõ’na söz verildi
Elazõğ’da ‘Harput Sözleşmesi’
Kültür Servisi - PEN
Türkiye Merkezi, Terörle
Mücadele Yasasõ hüküm-
lerine göre, Türkiye’nin
Diyarbakõr, Mersin, Bat-
man başta olmak üzere
birçok kentinde ‘polise
taş attıkları’, ‘slogan at-
tıkları’ ve ‘gösteriye ka-
tıldıkları’ gerekçesiyle cezaevinde
tutuklu bulunan TMK mağduru ço-
cuklar için önceki gün PEN Teras’ta
bir okuma etkinliği düzenledi. Açõlõş
sunumunu ve sunuculuğunu tiyatro
oyuncusu Jülide Kural’õn üstlendiği
etkinlikte hukuki sunumu hukukçu Fi-
liz Kerestecioğlu, pedagojik sunumu
psikolog Fatma Gök, etkinlik sunu-
munu şair ve eski PEN Türkiye Mer-
kezi Başkanõ Tarık Günersel yaptõ.
Adnan Özyalçıner, Bilgesu Erenus,
Necati Abay, Sibel Eraslan, Yıldız
Ramazanoğlu, Yusuf Eradam ve
Müge İplikçi’nin çocuklara dair yaz-
dõklarõnõ okuduğu toplantõya PEN
Türkiye Merkezi Başkanõ İnci Aral
katõlmadõ.
ETKİNLİĞİ PEN TÜRKİYE MERKEZİ DÜZENLEDİ
Yazarlar çocuklar için okudu
19. yüzyıl Harput gravürü (Osman Köker arşivi)
One Love heyecanõ yaklaşõyor
Kültür Servisi - Bu yıl sekizincisi
düzenlenen Efes Pilsen One Lo-
ve Festival 20-21 Haziran’da
gerçekleşecek. Santralistan-
bul’da yapılacak festivalin ilk
günü nu-rave akımının yaratıcı-
sı olarak tanınan son zamanla-
rın en gözde İngiliz toplulukla-
rından Klaxons, trip-hop’un ün-
lü ismi Tricky, Ayça Şen, Bora
Uzer ve M83; aynı zamanda yı-
lın en uzun günü olan 21 Hazi-
ran’da ise elektronik müzik
dünyasında neredeyse bir marka
haline gelen Röyksopp, 21. yüz-
yılın İngiliz pop/rock dâhileri
olarak adlandırılan Starsailor,
Yasemin Mori, Batı Yakası ve
Portecho sahneye çıkacak.
KASIM AYINDA VİZYONDA FORA BALTACIGİL
‘5 No’lu Cezaevi’
belgeselleştirildi
BerlinFilarmoni’de
Türkkontrbasçõ
Kültür Servisi - Berlin Filarmoni Or-
kestrasõ’nõn ilk Türk kontrbas sanat-
çõsõ Fora Baltacıgil (26) oldu. Balta-
cõgil dünyanõn saygõn orkestralarõ ara-
sõnda yer alan Berlin Filarmoni Or-
kestrasõ’nõn 7-8 Haziran’da gösterdi-
ği başarõ ile bu orkestranõn üyesi ol-
maya, 35 yarõşmacõ aday arasõndan se-
çilerek hak kazandõ. İstanbul Üniver-
sitesi Devlet Konservatuvarõ’nõ bitir-
dikten sonra Philadelphia Curtis Ins-
tõtute’ye kabul edilen Fora Baltacõgil,
2006 yõlõnda Amerika’nõn en köklü or-
kestralarõndan biri olan Minnesota
Orkestrasõ’nõn kontrabas grup şefliğini
kazandõ.
2004 Delaware Symphony Concerto
Yarõşmasõ’nõn birincisi olan sanatçõ,
2006 yõlõnda Caprio Young Artist
Competition Riverside New York bi-
rincilik Ödülü’nü aldõ. Ayrõca, Eylül
2008’de ünlü çello sanatçõsõ Yo Yo
Ma ile Tanglewood Festivali’nde
İpek Yolu tasarõsõnda çaldõ. Şubat
2008’de Harbinson Bass Konçerto-
su’nu, Minnesota Orkestrasõ eşliğin-
de Amerika turnesinde solist olarak
seslendirdi. Geçen 9 Mayõs’ta da Min-
neapolis’teki ‘Mac Phail Center Per-
forming Musicians’ yarõşmasõnda
büyük ödülü alan Fora Baltacõgil, İs-
tanbul Devlet Senfoni Orkestrasõ’ndan
kontrbas sanatçõsõ Yaz Baltacıgil’in
oğlu ve yine ünlü çello sanatçõsõ Efe
Baltacıgil’in de kardeşi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - 12
Eylül 1980 darbesinin ardõndan binlerce
kişinin işkenceden geçirildiği Diyarbakõr
5 No’lu Cezaevi’nin belgeseli çekildi.
Belgeselde cezaevinde yaşananlar, ta-
nõklarõn ağzõndan bire bir anlatõlõyor.
Çayan Demirel ve ekibinin iki yõl bo-
yunca 100 tanõkla ve dönemin bazõ askeri
savcõlarõyla görüşerek hazõrladõklarõ “Di-
yarbakır 5 No’lu Cezaevi” adlõ belge-
sel, kasõm ayõnda sinema salonlarõnda viz-
yona girecek. 101 dakikalõk belgeselde,
cezaevinde yaşananlarõ anlatanlar arasõnda
DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk ile es-
ki TİP milletvekili Tarık Ziya Ekinci gi-
bi siyasiler de bulunuyor.
Özel bir koğuşta gerçekleştirilen çekim-
lerde, 32 kişinin işkence nedeniyle ya-
şamõnõ yitirdiği cezaevinde yaşananlar
anlatõlõyor. Belgeselde 2’si çocuk, 4’ü
kadõn ve Van Akdamar Adasõ’nda göz-
lem yaparken ajan olduğu gerekçesiy-
le tutuklanan bir kişinin de aralarõnda bu-
lunduğu 45 kişi cezaevinde yaşadõkla-
rõnõ aktarõyor. Cezaevindeki işkence
yöntemleri arasõnda, görevlilerin “tepe
ol” emrini vermesiyle üst üste bindiri-
len mahkûmlardan en üsttekine askeri
marş okutulmasõ, “ranza altına gir”
emrinin ardõndan dõşarõda kalanlarõn dö-
vülmesi ve görevlilerin “kervan ol” ko-
mutuyla ardõ ardõna dizdirilen tutuklu-
larõn, yürüyemeyecek hale gelene kadar
yürütülmesi gibi insanlõk dõşõ uygula-
malar anlatõlõyor.
Depeche Mode sahnede
Kültür Servisi - Depeche Mode’un
Atina’da dünya turnesi çerçevesindeki
konseri öncesinde rahatsõzlanan ve yapõlan
incelemede kanser teşhisi konarak
tedavisine başlanan kurucu üyesi ve solisti
David Gahan’õn iyileşmesiyle, topluluk
sahnelere döndü. Ancak, İstanbul’la birlikte
iptal edilen dokuz kentteki konserin
ilerideki bir tarihte yapõlõp yapõlmayacağõ
henüz açõklõğa kavuşmadõ. Bununla ilgili
kesin açõklamanõn önümüzdeki hafta
yapõlmasõ bekleniyor. Daha önce açõklanan
tarih sõralamasõna göre süren ve kaldõğõ
yerden sürdürülen turne, Almanya
Leipzig’de başladõ ve 12 Temmuz’da
Seville’de sona erecek.
Kulenin dibinde resital
Kültür Servisi - Karaelmas
Üniversitesi’nin başarõlõ sanatçõ öğretim
üyeleri Barõş Kerem Bahar (viyola) ve Aslõ
Demirağ (piyano), cuma akşamõ Galata
Derneği’nde bir resital verecek. Rameau,
Daquin, oğul Bach, Hummel, Chopin,
Vieuxtemps, Rachmaninof, Glinka ve
Piazzola gibi çok farklõ dönem ve stillerden
bestecilerin eserlerinin yer aldõğõ zor bir
programla genç sanatçõlar ilk kez İstanbullu
müzikseverlerle buluşmuş olacak. Konser
saat 19.30’da başlayacak ve ücretsiz
izlenebilecek.
(Adres: Galata Kulesi Sok. No: 21)
Klaxons