18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Başkası Söyleyince... [email protected] Kendimizi boy aynasında bile göremiyoruz. İlle de baş- kaları görecek, söyleyecek, uyaracak, ceza kesecek... Aile içi şiddete Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden, devlet tarafından korunmayan bir kadının açtığı dava bağlantılı, devlete ağır ceza kesilince şaşırdık. Utan- dık diyemeyeceğim, bu konuda duyarlılığımız, utan- mamız olsaydı aile içi şiddete hedef olup karakollara sı- ğınan kadınlarımızı şiddeti uygulayan ailelerine teslim etmezdik. Şiddeti uygulayan ailelere teslim edilen ka- dınlarımızın başlarına gelenlerden, ölümle noktalanan infazlardan ders alırdık... 1980’li yıllarda, dünyadan etkilenmiş, ülkenin iç di- namiklerinden payını almış kadın hareketlerinin çaba- ları, kadın sorunlarının gündeme gelmesi bağlantılı, ka- dına yönelik şiddete karşı toplumsal duyarlılığımız bi- raz olsun artmış gibiydi. BM’nin kadına karşı ayrımcı- lıkla ilgili sözleşmesinin düzenlemelerini iç hukukumu- za yansıtan olumlu yasa değişiklikleri, kimi anlamlı adım- lar bile atıldı... Siyasal yelpazenin her renginden kadın örgütlenmelerinin, kadın hakları savaşımında bir anlamda ortak atağa geçiş süreci, kadına yönelik şiddete karşı etkin kampanyaları elbette kimi sonuçlar verdi... Siyaset, kadın gücünü, dinamiğini görerek, kadın so- runlarına duyarlı olmak zorunda kaldı. Kendi ideoloji- sinin, mezhebinin elverdiği ölçeklerde kadına yönelik şid- dette karşı duran, önlem alınmasını isteyen girişimle- rin destekçisi olur gibi yaptılar. İsterseniz biraz daha in- saflı söyleyelim, olur gibi yapmanın ötesinde kadın ör- gütlenmelerinin dayatmaları, ağırlığı karşısında hem ya- sal hem de örgütsel anlamda atılan somut adımların des- tekçisi olmak zorunda kaldılar... Devlet sorumlulukları, demokratik, kurumsal, top- lumsal örgütlenmelerde bizden çok daha geride olan ülkelerde bile çok daha önceleri gündeme gelmiş, ger- çekletirilmiş kimi kurumlaşmalar gerçekleşti. Siyaseten getirisi olunca, bütün partiler kadın sorunları, hakları- na yer vermek zorunda kalınca, kadına yönelik şidde- ti, sonuçlarını en aza indirgemeye yönelik kimi anlam- lı kampanyalar ile birlikte, kimi somut adımlar da atıl- dı. Örneğin daha çok yerel yönetimler ağırlıklı ya da si- vil kadın örgütlenmelerinin desteklenmeleri biçiminde kadın sığınma evleri açılmaya başlandı. Aile içi, kadı- na yönelik şiddette sabıkalı bir ülke olan Türkiye ger- çeğine göre, çok az sayılarda olsa da kadın sığınma ev- lerinin bir bir açılması toplumsal havayı, algılamayı de- ğiştirdi. Kimi koruyucu yasalar ile birlikte, sığınma evlerinin var- lığı, sayılarının artıyor olması, aile içi şiddeti hiçbir en- gel tanımadan uygulayabilen toplumsal yapıda, bir tür teşhir, daha doğrusu örnek oluşturma, bilinç yaratma yoluyla denetim getirmeye başladı. Şiddet gören ka- dınların en çaresiz anlarında çevrenin, en çok da gü- venlik güçleri, polisin onları barındırabilecekleri kurumlar ortaya çıkmıştı. Şiddet gören kadınların kendilerini koruma refleksleri de gelişiyordu. Ne oldu? Nasıl oldu da 1980’ler sonrası kadın sığınma evleri açılırken, henüz devletin bu olmazsa olmaz gö- rev ve sorumluluğunu üstlenmesi geçerli olmasa da, ya- rı kamu görevi içeriğinde gelişen örgütlenmelerde ge- riye dönüş süreci yaşandı. Çok çıplak, çok utandırıcı ger- çeği mi öğrenmek istiyorsunuz? Kadın sığınma evleri- ne sığınan, şiddet uygulanamayan, öldürülemeyen kadınların aileleri, yakınları, çevreleri, toplumun kendi- si bu ayıplı durumunun ortaya çıkmasından çok fazla rahatsız olmuş olmalı ki, kadın sığınma evleri kadına şid- deti istediği gibi uygulayamayan çevrenin silahlı, taşlı, sopalı saldırılarına hedef oldular. Kadın sığınma evle- rini yaşatmak isteyenler ile yok etmek isteyenler ara- sındaki şiddet dengesi öylesine çarpıktı ki... Kadınları şiddeten korumak isteyenler öylesine azınlıkta kaldılar ki... Kadın sığınma evleri ile siyasi getiri elde etmeyi bek- leyen belediye başkanları, siyasi yöneticiler, çevrele- rinden gördükleri baskılarla hemen çark ettiler. Kadın sığınma evlerini en çok parasızlık, ödeneksizlik gerek- çeleri ile açtıkları gibi bir bir kapattılar. Kadınlar daha çıp- lak, çaresiz ortada kaldılar... Tabii asıl görmemiz gereken bir başka boyut da Tür- kiye’yi AB’ye taşıyacağı varsayılan AKP iktidarları sü- recindeki kadına yönelik şiddette yaşanan hızlı geriye gidiş patlaması... Daha genelde elbette küreselleşme, emperyal çıkarların ülkemiz insanlarına, milyonlara dayattıkları yoksullaşma, yoksunlaşma ile birlikte ırkçı ve dinci ayrımcılığın ideolojik beslenmesi... Kuralsız dü- zende çalışma, işsizlik, aşiret-tarikat sarmalı, sadaka dü- zeni.. hızlandıkça aile içi şiddetin patlaması kaçınılmazdı. Siz buna polisin F tipi kadrolaşmasını, geleneksel söz- cüğü altında saklanan toplumsal bağnazlığın her anmada gelişmesini ekleyin. En çaresiz, şiddete en ağır hedef olan kadınlar, ülkemizde çok kısa bir dönem için dev- letin koruması, şemsiyesine alınmışlarken, bu anlam- da caydırıcı olumlu örnekler artmışken.. hızla tam ter- si yaşandı. Bunları görebilmemiz, görmemiz için AİHM’nin Türkiye’ye ceza kesmesi mi gerekiyordu?.. Talep yetersizliği hâlâ sorun, kapasite kullanõmõ geçen yõla göre 12 puan düştü ancak kõpõrdanma da başladõ Çark yavaş yavaş dönüyor gibi Kapasite kullanõmõ mayõsta geçen yõlõn aynõ ayõna göre 12 puan azalõrken bir önceki aya göre 3.6 puan arttõ. Böylece kapasite kullanõmõ Kasõm 2008’den sonraki en yüksek seyrine ulaştõ. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - İmalat sanayiinde kapasite kullanõm ora- nõ mayõs ayõnda geçen yõlõn aynõ ayõna göre 12 puan azalõrken, bir önceki aya göre 3.6 puan artarak yüzde 70.4 oldu. Böylece şubat ayõnda başla- yan aylõk artõş seyri mayõsta bir miktar ar- tarak sürdü ve kapasite kullanõmõ Kasõm 2008’den son- raki en yüksek seyri- ne ulaştõ. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İmalat Sanayiinde Eğilimler Mayõs 2009 verilerini açõkladõ. Bu- na göre geçen yõl ma- yõs ayõnda yüzde 82.4 olan imalat sanayii kapasite kullanõm ora- nõ bu yõl aynõ dönem- de 12 puan azalarak yüzde 70.4’e indi. Krizin en çok vurdu- ğu sektörlerden mo- torlu araçlarda teşvike rağmen yõllõk bazda ciddi gerileme, küçük bir miktar azalmakla birlikte sürdü. Talep yetersiz Taşõt araçlarõ ve karoseri imalatõ yüz- de 90.3’ten yüzde 68.4’e, diğer ulaşõm araçlarõ imalatõ yüz- de 89.5’ten yüzde 81.6’ya indi. 2009 Mayõs ayõnda, işyer- lerinin tam kapasite ile çalõşmamasõnõn nedenleri arasõnda ta- lep yetersizliği ilk sõ- rada yer aldõ. İç pa- zarda talep yetersiz- liği yüzde 53.5 ve dõş pazarda talep ye- tersizliği yüzde 31.7 oranõnda etkili oldu. Eylül 2008’de başlayan kapasite kullanımında azalış trendi, şubattan itibaren, geçen yılki oran- ları yakalayamamakla birlikte, artış trendine girdi. Mayıs ayında geçen yılın aynı dönemi ile kar- şılaştırıldığında, imalat sanayii kapasite kullanım oranı devlette yüzde 93.7’den yüzde 55.2’ye, özel sektörde yüzde 80.5’ten yüzde 70.5’e geriledi. Ekonomi Servisi - Uluslararasõ yatõrõm banka- sõ JP Morgan, Türkiye’de mayõs ayõnda kapasite kul- lanõm oranõnõn piyasa beklentilerinin üzerinde, ka- sõm ayõndan bu yana görülen en yüksek seviyede çõkmasõnõn cesaret verici olduğunu belirtti. JP Morgan, verilerin ekonominin ikinci çeyrekte õlõmlõ bir toparlanmaya başlayacağõ ve Merkez Ban- kasõ’nõn para politikasõnõ gevşetmeye 25 baz puanlõk bir indirimin ardõndan son vereceği beklentilerine paralel olduğunu vurguladõ. Merkez Bankasõ’nõn bu ay yapacağõ toplantõda gerçekleştirmesi beklenen bu 25 baz puanlõk indirimin ardõndan, faiz indi- rimlerini askõya alarak geçmişteki indirimlerin kümülatif etkilerini görmeye ve talepte toparlan- manõn hõzõnõ ölçmeye çalõşacağõ öngörülüyor. Mayõs ayõ için yüzde 70.4 olarak açõklanan kapasite kullanõm oranõnõn, piyasa çevrelerinde yüzde 68.8 olmasõ bekleniyordu. Bursa’da 5 ayda 27 bin 695 işsiz BURSA (AA) - Otomotiv ve teks- til sektörlerinin önemli merkez- lerinden Bursa’da, yõlõn ilk 5 ayõnda, 27 bin 695 kişi işten çõ- karõlõrken sadece 1220 kişi yeni iş buldu. Türk-İş 8. Bölge Tem- silcisi Mehmet Kanca, geçen yõl kentte 56 bin 700 kişinin işini kaybettiğini anõmsatarak, yaz sezonuyla birlikte turizm gibi hizmet sektörlerinin devreye gir- mesine rağmen, istihdamdaki erimenin sürmesinin düşündü- rücü olduğuna değindi. MARK MOBIUS: Türk hisseleri iyi getiri sunuyor Ekonomi Servisi - Templeton Asset Management Başkanõ Mark Mobius, Çin hisse senetlerinin kü- resel canlanmaya öncülük etmeye de- vam edeceği öngörüsünde bulundu. Çin, Hindistan, Rusya ve Brezil- ya’dan oluşan BRIC ülkeleri arasõnda en iyi performans gösterenin Çin ola- bileceğini belirten ünlü yatõrõmcõ Mobius, Rusya hisselerinin ‘aşırı dü- zeyde düşük değerli’ olduğunu be- lirtti. Mobius, “Yolumuzun üze- rinde oynaklıklar ve düzeltmeler olduğunu biliyoruz. Ancak Çin hisse senetleri küresel canlanma- ya devam edecektir” diye konuştu. Başkan ayrõca Türkiye, Çin, Tayland, Meksika, Brezilya ve Güney Afrika hisselerinin ‘iyi getiri’ önerdikleri- ni belirtti. Türkiye 5 yõlda yüzde 6-7 büyüyecek LONDRA (ANKA) - Uluslararasõ finansal hizmetler grubu Credit Suis- se, aralarõnda Türkiye’nin de bulunduğu 8 yükselen piyasanõn önümüzdeki 5 yõl- da yüzde 6-7 büyüyebileceği tahmi- ninde bulundu. Credit Suisse Araştõr- ma Müdürü Giles Keating, aralarõnda Türkiye’nin de bulunduğu piyasalarõn görünümünü değerlendirirken “8 yük- selen ekonomide, önümüzdeki 5 yıl- da yüzde 6-7 büyüme beklenebilir. Bununla kıyasla Batılı ekonomiler, yüzde 1-2 büyüyecek” dedi. Bazõ yükselen ekonomilerin kendi tüketici piyasalarõnõ geliştireceğini ifade eden Keating, “Özellikle Çin’de, Batı’da- ki düzeye eşit, yıllık 6 bin dolarlık ka- zancı olan orta sınıfları görüyorum” şeklinde konuştu. CREDIT SUISSE: Şirket 150 milyon dolarlõk yatõrõmla temizlik kâğõdõ, çocuk bezi ve hijyenik ped üretecek Hayat İran’a fabrika kuracak DUYGU ATAHAN KOCAELİ - Papia, Familia, Mol- ped, Molfix, Bingo gibi markalarõn üreticisi Hayat Kimya, Türkiye ve İran’a toplam 250 milyon dolarlõk yatõrõma hazõrlanõyor. Temizlik kâğõdõna yapacaklarõ 100 milyon dolarlõk yatõrõmla Türkiye’deki toplam üretim kap- asitesini iki katõna (130 bin ton) çõ- karmayõ hedefleyen Hayat Kimya, İran’da kuracağõ yeni tesisle de Or- tadoğu ve Balkanlar’õn en büyük te- mizlik kâğõdõ üreticilerinden biri olmayõ hedefliyor. Gebze’deki fab- rikada düzenlenen toplantõda ko- nuşan Hayat Kimya Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Orhan İdil, Türki- ye’deki ek yatõrõmla temizlik kâğõ- dõ pazarõnda yüzde 33’lük bir pazar payõna ulaşarak pazarda lider olmayõ amaçladõklarõnõ söyledi. Hayat Kim- ya’nõn Cezayir, Bulgaristan, Ro- manya, Bosna Hersek’in ardõndan İran pazarõna da gireceğini kaydeden İdil, İran’da da temizlik kâğõdõ, ço- cuk bezi ve hijyenik ped tesisi kur- mak için toplam 150 milyon dolar- lõk bir yatõrõm yapacaklarõnõ aktar- dõ. İdil, İran’õn Zencan eyaletine bağ- lõ Abhar bölgesinde faaliyet göste- recek üretim tesisini 2011’de ta- mamlayacaklarõnõ da sözlerine ek- ledi. Hayat Kimya Fabrika Direktörü Lütfi Aydın, Türkiye’deki yeni ya- tõrõmla 500 kişiye daha istihdam imkânõ sağlanacağõnõ kaydetti. Temizlik kâğıdını az kullanıyoruz Hayat Kimya Temizlik Kağõtlarõ Pazarlama Müdürü Aysel Aydın Türkiye’de kişi başõ temizlik kağõ- dõ tüketiminin yõlda kişi başõna 2.5 kilogram civarõnda olduğunu be- lirterek, Avrupa ortalamasõnõn 12 ki- logram ile Türkiye’nin beş katõ ci- varõnda olduğuna dikkat çekti. Te- mizlik kâğõdõ tüketiminin yüzde 48’inin tuvalet kâğõdõ, yüzde 23’ünün havlu, yüzde 25’inin peçete olduğunu aktaran Aydõn, “Toplam hanelerin yalnızca yüzde 25-30’u tuvalet kâğıdı tüketiyor. Bu ne- denle, Türkiye’de temizlik kağıdı pazarının büyüme potansiyeli yüksek ve yıllık pazar büyümesi de yüzde 12-15 arasında” dedi. Ekonomi Servisi - Sedes Holding Yönetim Kurulu Baş- kanõ Demir Sabancı, toplam 100 milyon dolarlõk yatõrõmla Gratis adõyla mağaza zin- ciri kurdu. ‘ Ş ı m a r t Kendini’ slo- ganõyla hiz- met vere- cek olan Gratis, ki- şisel bakõm, kozmetik, õtriyat ve atõştõrmalõk ol- mak üzere 4 ana grupta 4 bini aşkõn ürün su- nacak. Gratis, ilk olarak bu ay içinde Bağdat Caddesi ve Metrocity’de hizmete girecek. Şir- ket yõl sonuna kadar 20, 5 yõlda 500 mağaza aça- rak 5 bin kişiye istihdam sağlamayõ hedefliyor. Gratis AŞ’nin tanõtõmõnda konuşan Sabancõ, Gratis’i kurma çalõşmalarõnõn 2003’ten bu ya- na devam ettiğini belirterek,“Şimdi masraf ka- lemleri düştü ve yatırımlar, daha çok önü gö- rülebilir seviyelere geldi. Biz de bu fırsattan istifade ederek bu cazip satış ve dağıtım ka- nalını harekete geçirmek için bugünleri doğru zaman olarak gördük” dedi. Sabancõ, geniş bir müşteri kitlesi hedeflediklerini kay- dederek “Sadece A ve B gelir grubuna değil C ve D gelir grubuna da hitap edeceğiz” di- ye konuştu. Nisanda cari açõk 1 milyar dolara geriledi Ekonomi Servisi -Türkiye’nin, nisan ayõnda cari açõ- ğõ, 2008 yõlõnõn aynõ ayõyla karşõlaştõrõldõğõnda yüzde 76,1 oranõnda azalarak 5 milyar 179 milyon dolardan 1 milyar 239 milyon dolara düştü. Merkez Bankasõ’nõn açõkladõğõ nisan ayõ ödemeler dengesi bilançosuna göre alt kalemler itibarõyla, öde- meler dengesindeki dõş ticaret açõğõnõn bir önceki yõlõn nisan ayõna göre yüzde 71 düşerek 1.4 milyar dolara ge- rilemesi ve hizmetler dengesi kaleminden kaynaklanan net gelirlerin yüzde 78 artarak 727 milyon dolara yük- selmesi, bu yõlõn nisan ayõ cari açõğõnõn bir önceki yõ- lõn aynõ ayõna göre azalmasõnda etkili oldu. Bu yõlõn Ocak-nisan döneminde cari açõk, bir önceki yõlõn aynõ dönemiyle karşõlaştõrõldõğõnda yüzde 84,8 oranõnda azalarak 17.4 milyar 2.6 milyar dolara geriledi. Düğünler 1 dolarõ kõymete bindirdi İZMİR (AA) - Türk Lirasõ’nda en düşük banknot değerinin 5 lira olmasõ, düğün mevsiminin gel- mesiyle 1 dolarlõk banknota olan talebi artõrdõ. Sünnet ve düğün törenlerinde havaya saçmak için 5 liraya kõyamayan düğün sahiplerinin, az bulunan 1 dolarlõk banknotu döviz kurunun da üstünde, 2 lira ödeyerek satõn alma yoluna gittiği kaydedildi. İzmir Ticaret Odasõ’nõn meclis üyesi Edip Çavuşoğlu, yakla- şan sünnet ve düğün sezonu dolayõsõy- la piyasada 1 ABD Dolarõ’nda sõkõntõ ya- şandõğõnõ belirtti. Çavuşoğlu, “Kara- borsada 1 dolar 2 TL’den satılıyor. 1 dolarlık almaya gelenler de hep 100’lük demet istiyor” dedi. Boeing’in Türkiye hedefi 250 uçak Türkiye’ye 20 yıl içerisinde 250 uçak satmayı hedefleyen Boeing, bu yıl 4 Türk havayolu şirketi için 23 uçak üretecek. Halen Türk havacıların filosunda 123 uçağı bulunan Boeing’in Ticari Uçaklar Avrupa ve Rusya Satış Başkan Yar- dımcısı Aldo Basile, “375 uçak teslim ettik. Şu anda elimizde 3 bin 513 adet sipariş var” dedi. Artan yakıt fiyatları karşısında havayollarının, yeni tek- nolojik uçaklara yöneldiğine dikkat çeken Basile, yüzde 2 yakıt verimi sağ- layacak olan yeni nesil 737 Boeing model uçağın, 2011’de tamamlanacağı- nı açıkladı. Basile, 2009’un zor olacağını sözlerine ekledi. JP Morgan: Veriler cesaret verici DENİZLİ (AA) - Denizli Sanayi Odasõ Başkanõ Müjdat Keçeci, başta Organize Sanayi Bölgesi ol- mak üzere, Denizli’deki fabrika- larda mayõstan itibaren işçi çõ- karmalarõn durduğunu söyledi. Keçeci, Avrupa ülkelerinden ge- len kõsa vadeli siparişler ile kom- şu ülkeler ve Afrika ülkelerine olan ihracatõn artmasõ nedeniyle, baş- ta tekstil işletmeleri olmak üzere fabrikalarõn iş kapasitelerini ar- tõrmaya başladõğõnõ bildirdi. Ke- çeci, “Birçok fabrika 3 vardiya ça- lõşmaya başladõ” dedi. Denizli sanayiisinde kıpırdanma Sabancõ yurttaşõ Gratis ile şõmartacak ‘Şõmart Kendini’ sloganõyla Gratis ismiyle mağaza zinciri kuran Demir Sabancõ, 5 yõlda 5 bin kişiye istihdam sağlamayõ amaçlõyor. Lütfi Aydın, Aysel Aydın ve Orhan İdil Türkiye’nin temizlik kâğıdı pazarının büyüme potansiyeli olduğunu aktardı. Papia, Molped ve Bingo’nun üreticisi Hayat Kimya yatõrõmlara hõz verdi. Şirket 250 milyon dolarlõk yatõrõm yaparak temizlik pazarõndaki payõnõ arttõrmayõ hedefliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle