Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
10 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
Prof. Dr. Saylan’õn cüzam hastalarõ ve Türk toplumuna miras bõraktõğõ mücadelesi aksamaya başladõ bile
Cüzamla savaşta ihmalŞULE KÖKTÜRK
Çağdaş Yaşamõ Destekleme Der-
neği ve aynõ zamanda Cüzamla Savaş
Derneği Başkanõ Prof. Dr. Türkan
Saylan’õn cüzam hastalarõna ve Türk
toplumuna miras bõraktõğõ cüzam mü-
cadelesi bugün aksama tehlikesi ile
karşõ karşõya. İhmaller nedeniyle bu-
gün cüzam hastalarõ ile hayat kadõn-
larõ aynõ hastanede tedavi görüyor, cü-
zam hastalarõ hastaneden çõkarõlma en-
dişesi taşõyor. Cüzam hastalõğõ tanõsõ
konamadõğõ için bir cüzam hastasõ 3
ay kas hastalõğõ tedavisi gördü. Say-
lan’õn ölmeden önce dile getirdiği is-
teklerden biri de bu ihmallerin gide-
rilmesiydi.
Erdal İnönü’nün kõzõ Özden To-
ker, Prof. Dr. Türkan Saylan için dü-
zenlenen törende, kendisini 15 gün ön-
ce hastanede ziyaret ettiğini, bu ziyaret
sõrasõnda Saylan’õn kendisine lepra
hastalõğõ ile ilgili endişelerini dile
getirdiğini ifade etmişti. Toker, Say-
lan’õn şu sözlerini aktarmõştõ:
“Lepra hastalığı ile ilgili çok en-
dişeleniyorum. Biz çok güzel çalış-
malar başlatmıştık, ama şimdi duy-
duğuma göre bazı şeyler ihmal edi-
liyor, onun için bu hastalık tehlikesi
tekrar ortaya çıkıyor. Buna çok dik-
kat etmemiz lazım.”
Hasta kayıtları 3 yıldır
ulaşmıyor
Saylan’õn 21 yõl gönüllü olarak
başhekimliğini yaptõğõ Lepra Deri
Zührevi Hastalõklar Hastanesi bu-
gün, hastalõğõn uzmanõ olmayan da-
hiliye uzmanõ Dr. Vahdet Koşucu ta-
rafõndan yönetiliyor. Hastanenin ayak-
kabõ atölyesi iptal edilerek daha önce
Cankurtaran’da bulunan Deri ve Züh-
revi Hastalõklar Hastanesi’nin taşõn-
masõ için yeniden düzenlendi. Atöl-
yede bugün, zührevi hastalõğõ olan ha-
yat kadõnlarõnõn ve deri hastalarõnõn
muayenesi yapõlõyor.
Sağlõk Bakanlõğõ, İstanbul Tõp Fa-
kültesi Lepra Araştõrma ve Uygulama
Merkezi ve Cüzamla Savaş Derneği
arasõnda, lepra ile mücadele için oluş-
turulan protokolde aksamalar olduğu
için hasta kayõtlarõ 3 yõldõr Tõp Fa-
kültesi’ndeki araştõrma merkezine
ulaşmõyor. Türkan Saylan’õn 2002
yõlõnda emekli olmasõnõn ardõndan
İstanbul Tõp Fakültesi Lepra ve Züh-
revi Hastalõklar Araştõrma ve Uygu-
lama Merkezi Müdürlüğü’ne atanan
Dermatoloji Anabilim Dalõ Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Güzin Özarmağan,
son durumu şöyle değerlendirdi:
“Sağlık Bakanlığı ile iletişim kay-
boldu ve hasta kayıtları bizde top-
lanmıyor, üniversiteye gelen en son
hasta kaydı 3 yıl öncesine ait. Bu
koordinasyonun bozulması da bir-
takım ihmalleri beraberinde getirir,
hastaların tedavisi aksarsa yine
bulaştırıcı hale gelebilirler, hasta-
lık yine tehdit haline gelebilir.”
Lepra akla gelmedi
Yõlda 1-2 yeni vakanõn çõktõğõnõ ifa-
de eden Özarmağan, “Son vakada,
lepra akla gelmemiş ve hasta 3 ay
kas hastalığı tedavisi görmüş. Çok
uyanık ve hızlı olmak gerek, 3 ku-
rumun birlikte çalışması, uyanıklık
ve hız açısından önemli. Türkan
Hoca da bunu sağlıyordu. Cüzam
hastalığını gündemde tutuyordu
ve akıllara gelmesini sağlıyordu” di-
ye konuştu. ÇYDD Genel Başkan
Yardõmcõsõ Prof. Dr. Ayşe Yüksel de,
bu hastalara tõbbi ve sosyal desteğin
sürmesi gerektiğini vurguladõ. Yüksel,
“2 ay önce Deri ve Zührevi Hasta-
lıklar Hastanesi’nin buraya taşın-
ması ve hastanenin küçültülmesi,
hastaların hastaneden çıkarılması
endişesine neden oldu” dedi.
Türk Kardiyoloji Derneği Genel Sekreteri Kozan, ‘Kalp hastalõklarõnõn tedavisinde Türkiye en iyi ülkelerden’ dedi:
Tedavi için Türkiye yeterli
GÜLŞAH DURAK
ANTALYA - Türk Kardiyoloji Der-
neği Genel Sekreteri Ömer Kozan,
Türkiye’nin kalp hastalõklarõnõn tedavi-
sinde Avrupa ve Amerika’daki birçok ül-
keden çok daha iyi olduğunu belirterek
“Kolay para kazananlar Türkiye’de
3-5 bin TL’ye yaptıracağı operasyo-
nu, gidip 100-200 bin dolar verip
yaptırıp geliyorlar. Bu konuda bu
ülkenin dışına çıkan insanların ülke-
yi sevmediklerine inanıyorum” dedi.
Antalya’da bu yõl 16.’sõ düzenlenen
Ulusal Girişimsel Kardiyoloji Konfe-
ransõ’na katõlan Dokuz Eylül Üniversi-
tesi Tõp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim
Dalõ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Ko-
zan, sorularõmõzõ yanõtladõ.
Kozan, Türkiye’nin Avrupa’da genç
nüfustakalphastalõğõnõnensõkgörüldüğü
ülke olduğunu belirterek, bunda en bü-
yük etkenin beslenme tarzõndaki deği-
şiklik olduğunu söyledi.
Her yõl 210 bin kişinin kalp hastasõ ol-
duğuna dikkat çeken Kozan, “Kalp
hastalarının sayısında ciddi artış var.
Bu nedenle kampanyalar başlatıldı.
Bu oranın düşmesinde 19 Temmuz’da
başlayacak olan sigara yasağı da etkili
olacak. Yasağı uygulayan ülkelerde
kalp hastalığında yüzde 50 oranında
bir azalma olduğunu görüyoruz” de-
di.
Kozan, Türkiye’nin girişimsel kardi-
yoloji tedavisinde, Avrupa’nõn birçok ül-
kesinden ve Amerika’dan iyi olduğunu
vurgulayarak şöyle devam etti:
“Şu anda Türkiye’deki bir kalp
hastasınınEdirne’nindışınaçıkmasına
gerek yok. Parası olan psikolojik ne-
denlerle ya da hastalığını gizlemek için
gidiyordur yurtdışına. Başka bir ama-
cı olamaz. Bizde kolay para kazanma
ve harcama arasında direkt bir ilişki
vardır. Kolay para kazananlar Tür-
kiye’de 3-5 bin TL’ye yaptıracağı
operasyonu, gidip 100-200 bin dolara
yaptırıp geliyor.”
Türkiye’nin bütün bölgelerinde giri-
şimsel kardiyoloji tedavisinin başarõyla
yapõlabildiğini ifade eden Prof. Dr. Ko-
zan, Doğu ve Güneydoğu’daki hastala-
rõn da tedavi için batõ illerine ve büyük
şehirlere gitmesine gerek olmadõğõnõn al-
tõnõ çizdi.
Hastalarõn bütün malvarlõklarõnõ sa-
tarak Ankara’ya, İstanbul’a gittiğini an-
latan Kozan, “Oradaki hastaların kal-
kıp buraya gelmesine gerek yok. De-
lik kalp kapakçığının tedavisi için
Londra’ya gidenleri gazetelerde oku-
yoruz. Londra’ya gitmesine gerek
yok, gitsin Urfa’ya, Malatya’ya, Ela-
zığ’a ve birçok üniversite hastanesine
aynı tedaviyi yaptırabilir. O bölgelerde
iyi niyetli pırıl pırıl gençlerimiz var”
diye konuştu.
ozan, eski Maliye Bakanõ Kemal
Unakıtan’õn da stent taktõr-
mak için Cleveland’a gittiği-
nin anõmsatõlmasõ üzerine,
“Ben bakan olsaydım git-
mezdim, daha dikkat eder-
dim. Orada yapılan her şey
burada da yapılıyor” dedi.K
‘Ben olsaydım gitmezdim’
COŞKUN ÖZDEMİR
İyi bir sağlõk hizmeti verebilmek için
sadece iyi doktorlarõn, iyi sağlõk birim-
lerinin, iyi hastanelerin olmasõ yeterli de-
ğildir, aynõ zamanda halkõn eğitimli ve
bilinçli olmasõ gerekir. Bunu birçok
kez yineledim.
Bir programda sunucunun “Sevgili
vatandaşlar, akraba evliliğinden za-
rar gelmez. Çünkü buna Allah izin
vermiştir” diye seslendiğine tanõk ol-
muş, yerimden fõrlayarak çevremdeki-
lere bu adamõn cehaletini, bunun neye
mal olduğunu anlatmõştõm. Bu zavallõ
sunucu sözde din ve Allah adõna konu-
şuyordu ama halkõna hitap ederken ge-
netik diye bir bilim dalõnõn varlõğõndan
haberdar değildi; bilimden, akõldan, bi-
linçten yoksundu. Yanlõş bir mesaj ve-
riyordu Allah adõnõ kullanarak. Ben bu
insanlara, bu cehaletinizle verdiği-
niz zarar için yarõn Allah’õn huzu-
runda hesap vereceksiniz, diyo-
rum.
Yurtdõşõnda bulunduğum sõrada (ocak)
çok akõllõ, literatürü ve bilimdeki geliş-
meleri izleyen ve 30 yõldan beri yaşamõnõ
tekerlekli sandalyede sürdüren bir kas
(SMA) hastasõ aracõlõğõ ile STV kana-
lõndaki bir programdan haberdar oldum.
Ekrana çõkarõlan SMA tanõlõ bir bebek
tanõtõlõrken spiker, “Acaba, Allah bu ço-
cuğu bu duruma sokarken o anneye
ne demek istedi, bunun hikmeti ne-
dir?” gibi bir sorgulama yapõyor. Alõn
size korkunç bir cehalet örneği daha. O
annenin düşürüldüğü durum bir ilahi ce-
za ile eşanlamlõ değil mi? Yine Allah
adõna yapõlõyor bu. Sözünü ettiğim has-
tamõz bu beyanlardan çok rahatsõz ola-
rak RTÜK Başkanõ’na bir mektup ya-
zõyor ve bilimin bize öğrettiklerini an-
latõyor. Bir cevap alabildi mi bilmiyo-
rum. Bilimden, bilimsel gerçeklerden ha-
berdar, bu hastalõğõn (kendi hastalõğõ) an-
ne ve babanõn taşõdõğõ birer kusurlu gen-
den ileri geldiğini, bu nedenle akraba ev-
liliğinin burada önemli bir rol oynadõ-
ğõnõ, ayrõca her 40 kişide bir insanõn bu
geni taşõdõğõnõ bilen hastalarõmõz, prog-
ram yapõmcõsõ ile de konuşmak fõrsatõ-
nõ buluyorlar. Ne var ki bu kişi, yaptõ-
ğõ yanlõşlõğõn, verdiği yanlõş mesajõn far-
kõnda değil elbette. Yine asla anlaya-
madõğõ, algõlayamadõğõ Allah adõna ko-
nuşuyor ve ona çok şey öğretebilecek
hastamõzõ, “Siz Allah inancından mı
rahatsız oldunuz?” diye sorguluyor.
Geçen yõl 25’inci kez gittiğim
Amerika’da kör inançlarõn nelere
mal olduğunu bir kez daha yakõn-
dan görmüştüm. Dünyanõn en zen-
gin en güçlü ülkesinin başkanõ dünya-
yõ kana bularken bunu Tanrõ iradesi ile
yaptõğõnõ söylüyordu. En iyi üniversi-
telere sahip, en çok bilgi üreten bu
memlekette yaşayan insanlarõn yaklaşõk
yarõsõ kozmosun 6 bin yõl önce yaratõl-
dõğõna (demek ki Sümerler’den sonra),
dünyadaki kötülüklerin Adem ve Hav-
va’nõn işlediği günahlar, kötü ruhlar, şey-
tan ve cinler yüzünden oluştuğuna ina-
nõyor. Bu yüzden dünyanõn sonunu
bekliyorlar. Bu dindarlar için öncelikli
olan, moral sorunlardõr (eşcinseller gi-
bi kürtaj gibi). En büyük zamanõ ve ça-
bayõ bunun için harcõyorlar. Yoksa yer-
yüzündeki insan õstõrabõ, Irak’ta günde
yüz binlerce kişinin ölümü, çok önem-
li değildir. Bir uygarlõk kurmak, insan-
larõ insanca yaşatmak gibi inisiyatifler
yoktur. Tüm günahlarõ yüklenip temiz-
leyecek olan İsa yakõnda gelecek ve her
şeye el koyarak tüm dünyayõ düzene so-
kacak; kötülükleri, kötü insanlarõ yok
edecektir. Bize dini İslamõ en iyi, en ak-
la uygun bir şekilde tanõtan Prof. Yaşar
Nuri Öztürk, bu inancõn bizde de ol-
dukça yaygõn olduğunu söylüyor. Ben
bir TV programõnda ünlü İslamcõ yazar
Ali Bulaç’õn bir soru üzerine İsa’nõn
dünyaya dönüp haç kõracağõ ve Hz. Mu-
hammet’in buyruğuna gireceğini ifade
edişine tanõk olmuştum. İşte size kör
inançlar dünyasõndan sahneler. Böyle bir
dünyada bilime inananlar nasõl bir mis-
yon üstlenebilirler, güçleri neye yeter
dersiniz?
coskunoz@superonline.com
Dikkat: Kontakt lens kör etmesin
İstanbul Haber Servisi - Hekim
kontrolü olmadan kontakt lens
kullanõmõ göze ciddi zararlar
verebiliyor. Gözde enfeksi-
yon, yara gibi sonuçlara yol
açan yanlõş kullanõm, yüzde
80’e varan görme kayõplarõna
neden olabiliyor. Ancak bugün-
kü düzenlemeler hekim reçetesi ol-
madan gözlükçüden lens alõmõna
olanak sağlõyor.
Türk Oftalmoloji Derneği Sek-
reteri Dr. Ercan Sağlam, özellik-
le alerjisi olanlarõn, göze ciddi za-
rar verebileceği için kontakt lens
kullanmamasõ gerektiğini belirtti.
Kontakt lensin hekim muayenesi-
nin ardõndan reçeteyle satõn alõn-
masõnõn zorunluluğuna işaret etti.
Bugün göz sağlõğõ konusunda en
önemli sõkõntõnõn, reçete olmadan
gözlükçüden lens satõn alõnmasõnõ
sağlayan yasal düzenlemeler ol-
duğunu vurgulayan Sağlam, şöy-
le konuştu:
“Bütün gözler futbol topu gi-
bi değildir. Göz şekline göre 3 çe-
şit lens ölçü birimi vardır. Kul-
lanacağınız lensin bu ölçülere uy-
gun olması gerekiyor. Ayrıca
özellikle yüksek miyop, hiper-
metrop numaralı gözlerde lens
numarası ile gözlük numarası 2
numaraya kadar değişebilir. Göz
alerjik olabilir ve lensin göze
uygun olup olmadığını ancak
doktor bilebilir. Uygun olma-
yan lens ise gözde yara ve en-
feksiyona yol açabilr. Bu da göz-
de yüzde 80’e varan, düzeltile-
meyecek görme kaybına yol açar.
O nedenle hekim reçetesi olma-
dan kontakt lens alınmamalı.”
Hekim reçetesinin 6 ay geçerli
olduğunu ifade eden Sağlam, bu
süre sonunda göz numarasõnõn ya
da gözün ihtiyaçlarõnõn değişebi-
leceğini anlattõ. Ercan Sağlam, ik-
tidarõn göz sağlõğõ ile ilgili düzen-
leme yaparken göz hekimlerine ku-
lak vermesini istedi.
Hekim kontrölü olmadan yanlõş kullanõlan kontakt lensler, gözde enfeksiyon,
yara gibi sonuçlara hatta yüzde 80’e varan görme kayõplarõna neden olabiliyor
Sağlık, Bilim, İnançlar
Haber Merkezi - Tüm dünyada kalp hastalõkla-
rõndan ölüm birinci sõrada yer alõyor. Tõp teknolojisi
ise bu ölümlerin önüne geçmek için var gücü ile ça-
lõşõyor.
Önemli hastalõklardan biri de kalpteki elektrik sis-
tem bozukluklarõ... Bunlarõn bir kõsmõ kalbin yavaş
çalõşmasõna neden olmakta. Her yaşta görülebilen bu
hastalõkta kalp pili takõlmasõ hayat kurtarõyor ve has-
tanõn yaşamõnõ sürdürmesini sağlõyor. Kalp pili takõ-
lan hastalarõn en önemli sorunlarõndan biri ise MR’a
(Manyetik Rezonans Görüntüleme), yani herhangi
bir rahatsõzlõk nedeni ile ihtiyaç duyulan ve vücudu-
nun görüntülenmesine imkân veren cihaza giremi-
yor oluşlarõ...
Çünkü manyetik alan yaratan bu cihazlarõn kalp
pilini devre dõşõ bõrakmalarõ başta olmak üzere pek
çok olumsuz etkileri var. Kalp pili takõlanlarõn pek
çoğunun ileri yaşta olduğu düşünüldüğünde, bu kişi-
lerin başka hastalõklara da aday olmalarõ kaçõnõlmaz.
Bu hastalõklarõn tanõsõnõn konulmasõ da bazen MR
çekilmesini zorunlu hale getiriyor. Ancak bu kişiler-
de kalp pili bulunmasõ MR’õn kullanõlmasõnõ büyük
ölçüde önlüyordu. Ama artõk yeni kalp pilleri ile
MR’a girmek mümkün...
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tõp Fakültesi, Kar-
diyoloji Ana Bilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Kamil
Adalet kalbin elektriksel hastalõklarõnõn tedavisinde
kullanõlan iki tür cihaz olduğunu belirtiyor:
“Biri kalp pili: Nerdeyse kibrit kutusu büyük-
lüğündeki cihaz göğüs bölgesinde cilt altına veya
adale altına takılıyor. O cihazın kalp ile iletişimi-
ni sağlamak için de küçük bir tel de damardan
kalbin içine ilerletiliyor. Tel kalp duvarına doku-
narak günün 24 saati kalpte oluşan doğal elek-
triksel sinyallerini kalp piline ulaştırıyor. Pil de
kalp hızı yeterince hıza ulaşmamışsa devreye gi-
riyor. Kalbin atışının 60’tan aşağı inmesini engel-
liyor, vücudun ihtiyacına göre programlanan bir
hıza çıkmasını sağlıyor. İkinci cihaz ise defibrila-
tör (ICD) olarak adlandırılıyor. ICD’ler hem
kalp pili özelliği taşıyor, hem de kalp durduğu
(ventriküler fibrilasyon) zaman saniyeler içeri-
sinde elektro şok uygulayarak hastanın tekrar
yaşama dönmesini sağlıyor.”
Türkiye’de her yõl bin beş yüzü ICD olmak üzere
6 bin 500 kalp pili takõldõğõnõ kaydeden Prof. Dr.
Adalet, Türkiye’de 100 binden fazla insanda bu ci-
hazlarõn bulunduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Adalet, “MR-uyumlu piller”in dünyada
2008 yõlõndan itibaren kullanõlmaya başlandõğõnõ ifa-
de ediyor:
“Bu cihazlar Türkiye’ye yeni gelecek. Hem pil
jeneratöründe, hem de cihaza ek olarak takılan
tellerde elektromanyetik alandan etkilenecek
materyal sayısı çok azaltıldı. Bu da pilli hastalar-
da artık güvenle MR çekilmesini sağlayacak. Es-
kiden kalp pili takılan hastalara pillerin ömürleri
bittikçe, yeni ‘MR’dan Etkilenmeyen Pil’ler takıla-
cak, ama teller değiştirilemeyecek. O teller hâlâ
MR’dan etkilenme riski taşıyacaklardır. Ama
olumsuzluk ihtimali düşecektir. Şüphesiz pil ihti-
yacı yeni doğan hastalarda ise MR’dan Etkilen-
meyen Kalp Pili ve tellerin kullanılması tercih
edilecektir.”
Prof. Dr. Adalet, Türkiye’nin nüfusunun göz önü-
ne alõnõp takõlan pil sayõsõ değerlendirildiğinde bazõ
hastalarõn bu şansa sahip olamadõğõnõ vurguluyor.
MR ARTIK SORUN OLMAYACAK
Kalp
hastalarõna
müjde
Tuvalet sorununa kalıcı çözümler
I İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Konak Be-
lediyesi kent merkezinin en önemli gereksinimleri
arasõnda bulunan tuvalet sorununa kalõcõ çözümler
getirmeye hazõrlanõyor. Bu kapsamda semt pazarlarõ,
Kemeraltõ bölgesi ve Kõbrõs Şehitleri Caddesi’nde
kullanõlmak üzere hazõrlanan mobil tuvalet projesi
yaşama geçiriliyor. Konak Belediye Başkanõ Dr. Ha-
kan Tartan, en sõk şikayet aldõklarõ konularõn başõnda
kent merkezinde yaşanan tuvalet sõkõntõsõnõn geldiği-
ni belirterek, bunu çözmeye yönelik deneme çalõş-
masõ yapõlacağõnõ, bu sürecin sonunda olumlu me-
sajlar alõnmasõ durumunda uygulamanõn sürdürüle-
ceğini duyurdu. Tartan, “Bu kapsamda iki farklõ ça-
lõşma alanõ belirledik. Birinci alan Alsancak-Ali Çe-
tinkaya Bulvarõ üzerinde bulunan ve Gündoğdu
Meydanõ’na yakõnlõğõ ile kullanõm açõsõndan yoğun-
luğun yaşanacağõ dubalarla çevreli olan bölge. Bu
bölgede sekiz standart mobil WC’nin yanõ sõra bir de
engelli WC hizmet verecek. İkinci çalõşmasõ ise semt
pazarlarõna yönelik olacak” dedi.
Sahte muayenecilere operasyon
I İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- İzmir Emni-
yet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Şu-
be Müdürlüğü, İzmir merkezli olarak 25 ilde “sahte
motorlu taşõt fenni muayenesi” operasyonu düzenle-
di. Operasyonda örgüt üyesi olduğu belirtilen onlar-
ca kişi gözaltõna alõndõ.
Sinsi yaklaşan bir hastalık
I İstanbul Haber Servisi - Yemek borusu kan-
serleri yutma zorluğu ve kilo kaybõ ile kendini
gösterse de çoğunlukla belirti vermeden ilerli-
yor. Uzmanlar, bu tür kanserlerde alkol, sigara
tüketiminin yanõ sõra sõcak sõvõlarõn alõnmasõ, tüt-
sülenmiş ve salamura gõdalarõn da rol oynadõğõnõ
vurguluyor. Acõbadem Kadõköy Hastanesi Genel
Cerrahi Uzmanõ Prof. Dr. Nihat Yavuz, yemek
borusu kanserinin (özofagus kanseri), dünyada
görülen tüm kanserler arasõnda altõncõ sõrada yer
aldõğõnõ belirterek “Erken belirti vermemesi ne-
deniyle hastalar hekime geç başvurduğundan, te-
davi yani tam iyileşme şansõ azalõyor” dedi.
İki kişiden biri hemoroid hastası
I İstanbul Haber Servisi - Makat bölgesindeki da-
marlarõn genişlemesi olarak bilinen hemoroid (ba-
sur) hastalõğõnõn Batõ toplumundaki insanlarõn yarõ-
sõnda görüldüğü belirtiliyor. Uzmanlar, hastalõğõ te-
tikleyici başlõca nedenlerin başõnda kronik kabõzlõk
ve õkõnmanõn geldiğini vurguluyorlar. Tedavi mali-
yeti ve işgücü kaybõ nedeniyle hastalõğõn günümüz
modern toplumlarõnõn en önemli sağlõk sorunlarõn-
dan biri olduğunu anlatan Kadõköy Şifa Hastanesi
Genel Cerrahi Uzmanõ Op. Dr. Levent Eminoğlu,
“Hastalõkla ilgili en önemli yakõnmalar kanama ve
ağrõdõr. Rafine gõdalardan kaçõnõlmasõ, kepekli ek-
mek ve kepekli undan üretilen gõdalarõn tüketilmesi,
bol miktarda sebze ve meyve yenmesi, acõdan, ekşi-
den, mayalõ içeceklerden uzak durulmasõ ve günde
en az 1.5-2 lt. sõvõ alõnmasõ önerilmektedir” dedi.
Abdül Batur birlik başkanı
I İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Kõyõ Ege Be-
lediyeler Birliği Başkanlõğõ'na Narlõdere Belediye
Başkanõ Abdül Batur 109 oyla seçildi. Birliğin dün
Narlõdere Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen
genel kuruluna, Ege'de kõyõsõ bulunan belediye baş-
kanlarõ katõldõ. Genel kurulda 1. başkan vekilliğine
Balçova Belediye Başkanõ Mehmet Ali Çalkaya, 2.
başkan vekilliğine Seferihisar Belediye Başkanõ Mus-
tafa Tunç Soyer, katip üyeliklerine Narlõdere Belediye
Meclis Üyesi Mükerrem Demir, Güzelbahçe Belediye
Başkanõ Mustafa İnce, yedek üyeliklere Urla Beledi-
yesi Meclis Üyesi Bahri Yalaz, Balçova Meclis Üyesi
Hacer Beyazõt seçildi. Batur seçimin ardõndan önceki
dönem tüm birlik başkanlarõna plaket verdi.