18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B K Â M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K G eçen haftanõn gündeminde İstan- bul Festivali’nin açõlõşõ vardõ. Benim gündemime ise üç isim düştü: Ayhan Baran, Daniel Barenboim ve Ceren Necipoğlu. Baran, festivalin Onur Ödülünü, Barenboim da festivalin Ya- şam Boyu Başarõ Ödülü’nü aldõklarõ için, Sevgili Ceren ise uçak kazasõnda yaşamõ- nõ yitirdiği için gündem olmuşlardõ. Bu üç isim benim yaşam çizgimdeki kavşaklarõn da simgeleri. Küçük bir konservatuvar öğrencisiyken ve ilk gençlik yõllarõmda Ayhan Baran’õ sah- nede izlediğimde büyülendiğimi anõmsarõm. Sesiyle, fiziğiyle dinleyeni avucuna alõp baş- ka diyarlara götürüveren mitoloji kahramanõ gibiydi. O zamanlar İngiltere’de Gerald Moore diye bir piyanistle verdiği konserin büyük yankõ uyandõrdõğõ söyleniyordu. Sonradan Moore’un ne denli önemli bir eş- likçi olduğunu öğrenecektim. Baran için kaç operanõn başrolü bestelenmişti, örneğin Kodallı’nõn ‘Gılgameş’i gibi. 1990 yõlõn- da Güneş gazetesi için kendisiyle ilk söy- leşimi yaptõğõmda hâlâ o çocukluk günle- rimin heyecanõnõ yaşõyordum. Bir şancõnõn bilinçli bir şan eğitimi aldõktan sonra tek- nik zorluklarõ yenip kendi biçemini bulmasõ belki de otuz yõl alõr, demişti. Ne kadar uzun bir dönem diye düşünmüştüm. Ayhan Ba- ran’õn yaşamõna şimdi dönüp bakõyorum ve ilk mezun olduğu yõldan, 1951’den sonra neredeyse yarõm yüzyõl sahnelerde kala- bilmesini onun kendine özgü yöntemleri- ne ve titizliğine bağlõyorum. Ses bir ens- trümandõr, bir keman yayõ çeker gibi onu kullanmasõnõ bilmelisiniz, diyordu. Ne gü- zel ses değil, ne güzel yorum demek gere- kir, diye ekliyordu. Ayhan Baran’a nice sağ- lõklõ yõllar dilemeliyiz. Genç operacõ ku- şaklarõmõzõn ondan öğrenecekleri çok şey var. BİR TOPLUM SÖZCÜSÜ Daniel Barenboim, Amerika’daki üni- versite öğrenciliği yõllarõmõzda yaşamõma girmişti. Günün parlayan piyanistiydi. 1942’de Arjantin’de doğmuş, İsrail’deki ilk gençliğinden sonra Avrupa sahnelerine adõm atmõştõ. Michigan Devlet Üniversi- tesi’nde bir ustalõk sõnõfõ ve konser verme- siyle onu yakõndan tanõmanõn heyecanõnõ yaşamõştõm. İlk satõn aldõğõm uzunçalar- lardan biri, onun Mozart sonatlarõydõ. Pi- yanist, orkestra ve opera şefi olduğu kadar oda müzikçiliği alanõnda ilerlemesi ve her bağlamda, müzikçinin aynõ zamanda bir toplum sözcüsü olduğunu vurgulamasõ Ba- renboim’i hep ayrõcalõklõ kõldõ. İDEALİST BİR TUTKU 1995’te Boğaziçi Üniversitesi’nde ver- diğim müzik tarihi dersinde öğrencimdi Ce- ren. Alman Lisesi’ni bitirmiş, İstanbul Devlet Konservatuvarõ’nõn arp bölümünde ve okulun mütercim-tercümanlõk bölü- münde okuyordu. Kültürü ve efendiliğiy- le ayrõcalõklõydõ. Sonra ABD’ye, Louisana Eyalet Üniversitesi’ne gidip yüksek lisan- sõnõ almõş, Indiana Üniversitesi’nde Susann McDonald’õn sõnõfõnda master yapmõş. Dünyanõn birçok merkezinde önemli usta- lõk sõnõflarõna katõlmasõ da ona çok yönlü bi- rikim sağlamõş. Solocu, orkestracõ ve oda müzikçiliğinin yanõ sõra 2002’den beri idealist bir tutkuyla Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin arp bölümünü kurmasõ, Ce- ren’in tarihi bir imzasõ. Yetiştirdiği nice öğ- renci bir yana, Eskişehir’de düzenlediği arp buluşmalarõ ve konserlerine seçtiği çok yön- lü programlar onun özelliği olmuş. Son ola- rak Rio’daki festivalde Daniel Manti, Amir Mahyar Tafrehipour gibi Ortado- ğulu bestecilerle Dowland gibi bir Röne- sans bestecisi ve onlarla Hasan Uçar- su’yu birleştirmesi büyük ilgi uyandõrmõş. Şimdi Rio’daki aynõ festival gelecek yõl Ce- ren’in adõna bir arp konseri düzenleyecek- miş. Giderek kabasabalaşan toplumumuz- da böylesi donanõmlõ kişiler ne yazõk ki medyanõn dikkatini çekmez. Keşke geçen hafta tüm gazeteler Ceren’i uluslararasõ ba- şarõlarõyla gündeme getirmiş olabilseydi, o korkunç uçak kazasõyla değil. www.evinilyasoglu.com Baran, Barenboim ve Necipoğlu, bu üç isim benim yaşam çizgimdeki kavşaklarõn da simgeleri İki ödül ve bir ölümün ardõndan 37. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ’NDE BUGÜN Kültür Servisi - 37. Uluslararasõ İstanbul Müzik Festivali, bugün ‘Festival Buluşmaları’nõn ilkiyle Aya İrini’de devam ediyor. Saat 20.00’de başlayacak konserin solistleri kemancõ Suna Kan, çellist Alexander Rudin ve piyanist Nikolai Lugansky. Konserde Edvard Grieg’in 3 No’lu Do Minör Keman ve Piyano Konçertosu, Cesar Franck’õn Viyolonsel Sonatõ ve Franz Schubert’in Si Bemol Majör Üçlüsü seslendirilecek. Bugüne kadar dünya çapõnda pek çok başarõya imza atmõş virtüoz kemancõmõz Suna Kan, Festival Buluşmalarõ dizisinin ilkinde, müzik dünyasõnõn iki yõldõzõ çellist Alexander Rudin ve piyanist Nikolai Lugansky ile buluşuyor. Gaspar Cassado ve Çaykovski yarõşmalarõnda ödüle değer görülen Rudin, uluslararasõ solistlik ve orkestra şefliği uğraşlarõnõ bir arada yürütüyor. 1994’te Çaykovski Yarõşmasõ’nda gümüş madalya kazanarak müzik dünyasõna bir göktaşõ gibi düşen Lugansky ise, son olarak 2005 yõlõnda yaptõğõ oda müziği kaydõyla ECHO Klassik Ödülü’nü kazanmõştõ. KÜLTÜR DERGİSİ Festival buluşmalarõ Sanat Dünyamõz’da Japon sanatõ Kültür Servisi - Yapõ Kredi Yayõn- larõ’nõn üç aylõk kültür sanat dergisi Sa- nat Dünyamõz, Yaz 2009 sayõsõnda ‘Japonya’da üretilmiş sanat’ konu- suna odaklanõyor. Dergi, ünlü yazar- lardan izlenimlerden, ülkenin içinden, geçmişinden alõntõlara uzanan geniş bir derleme sunuyor. Dosyada; kör ol- duktan sonra iki kez Japonya’ya yol- culuk yapan J.L. Borges ile bir söyle- şi; Münir Göle’nin Japonya seyahatinde yazdõğõ metin ve fotoğraflarõ; Melis Şey- hun’un Tokyo’da modern mimariyi mercek altõna alan yazõsõ; Fransa’nõn sa- yõlõ Japon tarihçilerinden F. Herail ile Japon Rönesansõ kabul edilen Heinan dönemi üzerine söyleşi dergide yer alan yazõlara örnek. BEŞ ÜLKEDE DOKUZ KONSER Say’õn Avrupa çõkarmasõ ANKARA (AA) - Piyanist ve besteci Fazıl Say, Türk vatandaşlarõnõn da yoğunlukta olduğu Alman- ya ve Hollanda’ya turne düzenlemeye hazõrlanõyor. Almanya ile başlatacağõ turnede ünlü radyo orkes- trasõ Bayerisher Rundfunk ile buluşacak olan Say, Amsterdam’da da 11 Eylül olaylarõnõn ardõndan ya- şananlarõ anlatan ağõt niteliğindeki “Anadolu’nun Sessizliği” isimli eseri seslendirecek. Avrupa tur- nesinin ilk durağõnda Almanya’nõn Münih kentinde seyirciyle buluşacağõnõ anlatan sanatçõ, 11 ve 12 Ha- ziran’da Münih’te Bayerisher Rundfunk ile sahneyi paylaşacağõnõ ifade etti. Say, bu orkestra ile iki kon- ser vereceğini belirterek orkestrayõ şef Lothar Zagrosek’in yöneteceğini ve konserde Ravel’in pi- yano konçertosunu yorumlayacağõnõ kaydetti. Say, haziran ayõnõn ikinci yarõsõnõ Hollanda turnesine ayõ- racağõnõ, 19 ve 20 Haziran’da Amsterdam’da Ro- yal Concertgebau Orkestrasõ ile sahne alacağõnõ söy- ledi. Bu konserde kendi bestesi olan “Anado- lu’nun Sessizliği” başlõklõ 3. piyano konçertosunun seslendirileceğini anlatan tanõnmõş sanatçõ, konserde orkestrayõ şef Dennis Davies’in yöneteceğini ve so- list olarak da kendisinin yer alacağõnõ belirtti. Fazõl Say, konserle ilgili şu bilgileri verdi: “Konserde yorumlayacağımız, ‘Anadolu’nun Sessizliği’, Paris Ulusal Orkestrası’nın siparişi üzerine olan bir eser. Bu eseri 2001 yılında bes- teledim ve Ocak 2002’de de Paris’te ilk seslen- dirilişini yapmıştım. Daha sonra Türkiye, Al- manya, Japonya ve daha pek çok ülkede defa- larca seslendirdik.” Fazõl Say’õn turneleri temmuz ayõnda da devam edecek. Sanatçõnõn gelecek ay ilk turne durağõ 6 Temmuz’da Fransa’nõn Saou kenti olacak. Kentte düzenlenecek festival kapsamõnda Mozart ve Haydn’õn yapõtlarõ ile izleyici karşõsõna çõkacak olan Say, 9 ve 10 Temmuz’da Almanya’nõn Stuttgart ken- tinde sahneye çõkacak. Konserde, Prokofieff’in 3. piyano konçertosu seslendirilecek. Piyanist ve besteci Say, 17 Temmuz’da İtalya’nõn Cernobbio kentinde seyirciyle buluşacak. Sanatçõ, Cernobbio Festivali’nde Mozart’õn eserleriyle iz- leyici karşõsõnda olacak. Say’õn temmuz ayõndaki son konseri, 31 Tem- muz’da Avusturya’nõn Salzburg kentinde gerçek- leştirilecek. Burada düzenlenecek festivalde keman sanatçõsõ Patricia Kopatchinskaja ile seyirciyi se- lamlayacak olan Fazõl Say, Bach’õn yapõtlarõndan oluşan programla festivale renk katacak. ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür ve Turizm Bakanlõğõ ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafõn- dan düzenlenen 16. Aspendos Uluslarara- sõ Opera ve Bale Festivali bugün başlõyor. Antik tiyatroyu korumak adõna, her bir et- kinlik 2 bin 500 kişiyle sõnõrlandõrõldõ. Festival, bugün “Aida” operasõ ile başlõyor. 3 Temmuz’a kadar sürecek festivalde 8 yapõt sahnelenecek. Festivalin basõn toplantõsõnda ko- nuşan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, festivalin 2 bin yõldõr ayak- ta duran ve muhteşem bir akustiğe sahip As- pendos Antik Tiyatro’da gerçekleşiyor olmasõnõn önemine değindi. Dünyada bu özellikte tiyat- rolarõn azlõğõna dikkat çeken Gökmen, antik ti- yatroyu korumak adõna, etkinliklerin 2 bin 500 kişiyle sõnõrlandõrõldõğõnõ da söyledi. Gökmen, festivale tu- rizmcilerden ve çevre belediye- lerden destek beklediklerini de açõkladõ. Gökmen, bu yõlki festi- valin bir başka özelliğinin daha bulunduğunu belirterek, “10 Ha- ziran 1949, Devlet Opera ve Ba- lesi’nin kuruluşuna ilişkin dü- zenlemenin TBMM’de kabul edildiği yıldır. Bu yıl festivalin, yasanın 60. yıldönümüne rast- lıyor olması özel bir anlam ta- şıyor” diye konuştu. Bugünkü açõlõşta Ankara Dev- let Opera ve Balesi’nin yorum- layacağõ İtalyan opera bestecisi Giuseppe Ver- di’nin eseri “Aida”, İtalyan yönetmen Vincenzo Grisostomi Travaglini’nin Aspendos Antik Ti- yatrosu’na özel rejisi ile sahneye konulacak. Ya- põt 12 Haziran’da da sahnelenecek. Dört perdelik operada orkestrayõ Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen yönetecek. Sahnelendiği sezon boyunca Ankaralõlar- dan yoğun ilgi gören ve Kübalõ dansçõlarõn da özel gösterimde dans ettiği “Giselle” ise 16 Ha- ziran’da Antalyalõlar ile buluşacak. “Beyaz Ba- le” tanõmõndaki eseri, Coralli ve Perrot’un ko- reografisine sadõk kalarak Zeynep Odabaşı sah- neye koydu. İki perdelik operanõn orkestra şefliğini ise Bujor Hoinic ve Sunay Muratov dönüşümlü olarak yapõyor. 19 Haziran’da ise Fransõz besteci “Car- men” operasõnõ İstanbul Devlet Opera ve Ba- lesi sahneleyecek. Festivalin tek yabancõ top- luluğu olan Prag Devlet Operasõ 23 Hazi- ran’da İtalyan besteci Puccini’nin “Tosca” ope- rasõ ile sanatseverlerle buluşacak. Festival, 26 Haziran’da Antalya ve Mersin Devlet Opera Ba- leleleri’nin birlikte sahneleyeceği “Carmina Bu- rana” ile devam edecek. Alman besteci Carl Orff’un, soprano, tenor ve bariton solistler ile koro, çocuk korosu ve orkestra için besteledi- ği yapõtõn koreografisi Robert North’a ait. 30 Haziran’da İzmir Devlet Opera ve Balesi “Ro- meo ve Juliette”i sahneleyecek. Festivalin, 3 Temmuz’daki kapanõş konserini ise “Doğuş Ço- cuk Senfoni Orkestrası” yapacak. Orkestra, “Sihirli Film ve Dans Müzikleriyle Yolculuk” adlõ konser verecek. 16. Aspendos Uluslararasõ Opera ve Bale Festivali’nde sekiz yapõt sahnelenecek AlexanderRudinNikolaiLugansky SunaKan FatmaCerenNecipoğlu Festival ‘Aida’ operasıyla başlıyor Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi’nce kaybettiğimiz değerli Genel Başkanımız Prof. Dr. Türkan SAYLAN için bir "Anma Toplantısı" düzenlenmiştir. Katılmak isteyen tüm yurttaşlarımızı bekliyoruz. Tarih : 11 Haziran 2009 Perşembe ,18:30 Yer : Çağdaş Sanatlar Merkezi, Kenedi Caddesi No:4 Kavaklıdere Program Konuşma Ülkü GÜNAY ÇYDD Ankara Şubesi Yön. Kur. Bşk. Gitar Dinletisi Eren SÜALP Türkan SAYLAN'ın yaşamına ilişkin görsel sunum Konuşma Sevgi ÖZEL (Dil Derneği Başkanı) Konuşma Utku ATLAS (Öğrenci) Gitar Dinletisi Eren SÜALP Konuşma Şenal SARIHAN (Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı) Kapanış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle