Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Avrupalının İstemediği
Olaylara, olgulara, gelişmelere herkes kendi
penceresinden, kendi tezleri, “çıkarları” açısın-
dan bakıyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerini
Türkiye’nin aydınları da öyle değerlendiriyorlar.
Çoğunluk AB’nin Türkiye için çok hayırlı,
demokratikleşmenin neredeyse biricik manivela-
sı olduğuna inandığı için seçim sonuçlarına bu
yönden bakıyor ve haklı olarak “işimiz zorlaştı”
diyor. Umutların tükenip gitmesini istemeyenler
de “zorlaştı, ama yine de bizi destekleyenler
hâlâ var” tesellisindeler.
Avrupa Parlamentosu seçimlerine farklı açılar-
dan bakmak, ele almak belki daha doğru olur. İlk
görülmesi gereken, 27 AB ülkesinde seçmenle-
rin oy vermeye gitmediği, gidenlerin önemli bir
bölümünün de farklı niyetler taşıdığı gerçeğidir.
Bunun birkaç temel nedeni var.
Birincisi, AB üyesi ülkelerin yurttaşları kendi ül-
kelerinin bir AB Parlamentosu ve Brüksel’deki
AB bürokratları tarafından yönetilmesine henüz
hazır değiller. Gelecekte ne olur bilinmez, ama
şimdilik durum böyledir. Gerçekte yalnızca yurt-
taşlar değil, bu ülkelerin politikacıları da ulusal
yetkilerin sınırlandırılmasına kuşkuyla bakıyorlar.
İkincisi, iki grupta hareketlenme görülüyor.
Bunlardan ilki aşırı sağ, ırkçı kesimlerdir. Bu par-
tiler AB fikrine soğuk oldukları halde, Avrupa Par-
lamentosu’nda yer almayı önemli buluyorlar ve
militanca çalışıyorlar. İkinci kesim Yeşil hareke-
tin temsilcileridir ve denebilir ki AB fikriyatına en
yakın olan siyasi grup da bunlardır.
Üçüncüsü, liberalleşmiş sosyal demokratlar dı-
şındaki solun yenilgisinden söz etmek pek man-
tıklı görünmüyor. AB konusunda kararsız sol par-
tiler zaten ne zamandır siyasetin kıyılarında gezi-
niyorlar.
Şimdi gelelim Türkiye açısından bu seçimlerin
anlamına.
Seçimlerin galibi muhafazakâr partilerdir, mer-
kez sağdır. Bu kesimlerin Türkiye’nin AB üyeliği-
ne katı bir şekilde karşı olduklarını biliyoruz. Bu
partiler pek çok AB ülkesinde iktidardadırlar ve
Türkiye’yi siyasi olarak yitirmek de istemiyorlar.
Türkiye’yi kapıda durmaya ikna etmek niyetin-
deler.
Avrupa Parlamentosu’nda ikinci büyük grup
olmayı aldıkları seçim yenilgisine rağmen koru-
yan, liberalizme teslim sosyal demokratların Tür-
kiye’nin AB üyeliğini savundukları iddiası bir si-
yaset yalanıdır. Bu konuda merkez sağ ile arala-
rında köklü farklar yoktur.
Güçlenen üçüncü grup Yeşil hareket Türkiye ile
AB üyeliği konusunda en pazarlıkçı grubu oluş-
turuyor. Onlar da demokratikleşme umutlarını
AB’ye bağlamış kimi liberaller gibi AB’nin böyle
bir işlevi olduğuna inanmaktadırlar ve akıllarına
gelen her konuda Türkiye’ye, pek fazla bilmese-
ler de, ters teptiğinin farkına varmasalar da akıl
vermeye çalışmaktadırlar.
AB ülkeleri yurttaşları AB’yi bir siyasi birlik ola-
rak görmeye henüz hazır değiller. Siyasetçiler ise
ulusal yetkilerini yitirmeden, AB’nin, ABD, Rus-
ya, Çin gibi büyükler karşısında bir güç olmasını
istiyorlar, ama bu da doğrusu Avrupa ülkelerin-
deki insanları ikna etmeye yetmiyor.
AB kodamanlarının gelecekle ilgili gerçek fikir-
leri şöyledir: Etkin bir AB olacaksa, bu 27 ülkeli
bir AB olmamalıdır; bir çekirdek halka olmalı, bu-
rada biz yer almalıyız; sonra iki üç halka daha ol-
malı ve diğer üyeler merkezdeki halkanın otori-
tesine tabi olarak siyasi birliğe güç vermelidirler.
AB’nin önde gelen, etkin politikacıları bu fikirle-
rini gizli değil, açık olarak savunmaktadırlar.
Türkiye konusunda ise sağcısı da solcusu da
aynı fikirdedir.
Türkiye en son halkada yer alacaktır. Kimisi
buna “ayrıcalıklı ortaklık” diyor, kimisi başka
isim veriyor, fark etmez. Onlar Türkiye’nin ticari
bir ortak, bir pazar olarak kalmasını istiyorlar, Tür-
kiye’nin siyasetinde ve sorunlarında daha fazla
söz sahibi olmak istiyorlar. Sözgelimi uluslarara-
sı sularda etkin olabilmek istiyorlar. Pek inandı-
rıcı gelmeyebilir ama belli bölgelerde örneğin,
Trakya’da sınırın şeffaflaşmasını, Trakya’nın AB
bölgesi olarak kabul edilmesini istiyorlar. Bunun
için usuldan, yavaştan harekete geçtiklerini de bi-
liyoruz.
Biliyoruz da ne oluyor.
Hiçbir şey olmuyor. Bildiklerimizi bilmezden
geliyoruz sadece.
e-posta:[email protected]
AP seçimleri, AKP’nin 2002’den bu yana sergilediği yaklaşõmõn geçersizliğini gösteriyor
AKP’nin politikasõ çöktüANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Avrupa Parlamentosu seçimlerinde,
Türkiye’nin AB üyesi olmasõnõ iste-
meyen sağ ve aşõrõ sağcõlarõn güç ka-
zanmasõ, AKP hükümetinin Avrupa
politikasõnõn çöktüğünü ortaya koydu.
Nicholas Sarkozy ve Angela Merkel
ikilisine “geçici olarak” bakan hü-
kümetin Türkiye’nin AB üyeliği ko-
nusunda ortaya koyduğu söylem de
boşta kaldõ. Dõşişleri Bakanlõğõ seçim
sonuçlarõnõ mercek altõna aldõ.
Avrupa Parlamentosu’nun 736 üye-
sini belirlemek üzere yapõlan seçim-
ler gelecek beş yõlõn, Türkiye açõsõn-
dan ciddi anlamda sõkõntõyla geçece-
ğinin işaretlerini verdi. Avrupa Par-
lamentosu içinde ortaya çõkan bu tab-
lo, Türkiye’nin zaten Fransa ve Güney
Kõbrõs Rum yönetiminin engelleme-
leriyle yarõ askõya alõnmõş olan mü-
zakere sürecini de olumsuz etkileye-
cek. AB ile Türkiye arasõndaki mü-
zakere sürecinin “yol haritası” nite-
liğinde olan AKP’nin 2005 yõlõnda ka-
bul ettiği Müzakere Çerçeve Belge-
si’nin 10. maddesinde Avrupa Parla-
mentosu kararlarõnõn ve hatta beyan-
larõn bile Türkiye’nin uymasõ gereken
müktesabatõn parçasõ olduğu belirti-
liyor. Türkiye’yi AB üyesi olarak
görmek istemeyen Hõristiyan Demo-
kratlar’õn gücünü korumasõ, aşõrõ sağ
partilerin güç kazanmasõ, Avrupa Par-
lamentosu’ndan Türkiye aleyhine çõ-
kacak kararlarõn önünü açtõ.
Fransa Cumhurbaşkanõ Sarkozy’nin
ve Almanya Başbakanõ Merkel’in
Türkiye’ye imtiyazlõ ortaklõk öneren
yaklaşõmlarõnõn zemin bulmasõ, iki li-
dere “geçici gözüyle” bakan AKP hü-
kümetinin bu yaklaşõmõnõn da hatalõ ol-
duğunu gösterdi. AKP hükümeti, Sar-
kozy ve Merkel iktidarlarõnõn artõk ge-
rileme dönemine girmiş olduğuna,
2009 ve 2010 yõllarõnda Türkiye’nin
üyeliğine önem veren yaklaşõmlarõn ön
planda tutulacağõna inanõyordu. Bu ne-
denle de 2009 yõlõ “AB için atılım yı-
lı” olarak ilan edildi. Hatta, “Baş-
müzakerecilik” ayrõ bir devlet ba-
kanlõğõnõn uhdesine verilip, başõna
da Egemen Bağış getirildi. Ancak se-
çim sonuçlarõ, AKP hükümetinin bu
hesabõnõn tutmadõğõnõ gösterdi. Tür-
kiye karşõtõ gruplar hatõrõ sayõlõr oran-
da güç kazandõlar. Türkiye’nin AB’de
önü açõlsa bile, tam üyeliğin birliği
oluşturan tüm ülkelerde referanduma
sunulacak olmasõ dikkate alõndõğõnda,
Avrupa ülkelerindeki kamuoyu eğili-
mini yansõtmasõ açõsõndan Avrupa
Parlamentosu seçimleri Ankara’da
bir başka hayal kõrõklõğõ yarattõ. AKP
hükümetinin olumlu imaj çizme ça-
balarõna karşõlõk Avrupa Birliği ülke-
lerindeki kamuoyunda Türkiye karşõ-
tõ söylemlerin siyasal açõdan zemin
bulmasõ dikkat çekti.
Medeniyetler ittifakına darbe
İslam düşmanõ ve Türkiye karşõtõ
Geert Wilders’in partisinin 4 koltuk
kazanmasõ, õrkçõ İngiliz Ulusal Parti-
si’nin 2, Macaristan’daki aşõrõ sağcõ
parti Jobbik’in 3 sandalyeyle AP’ye
girmesi; AKP’nin uluslararasõ ilişki-
lerde büyük umut bağladõğõ medeni-
yetler ittifakõ yaklaşõmõnõn işe yara-
madõğõnõ ortaya koydu. Dõşişleri Ba-
kanlõğõ, Avrupa Parlamentosu seçim-
lerinin sonuçlarõnõ mercek altõna aldõ.
Yapõlacak değerlendirme sonrasõnda
yeni bir yaklaşõm belirlenip belirlen-
memesi kararõ hükümete bõrakõlacak.
Fransa Cumhurbaşkanõ Sarkozy’nin ve Almanya Başbakanõ Merkel’in Türkiye’ye imtiyazlõ
ortaklõk öneren yaklaşõmlarõnõn zemin bulmasõ, iki lidere “geçici gözüyle” bakan AKP
hükümetinin bu yaklaşõmõnõn hatalõ olduğunu gösterdi.
REHN GAZETECİLERLE GÖRÜŞTÜ
‘Türkiye’de
AB ruhu
kaybolmadı’
AB’nin Genişlemeden Sorumlu
Komiseri Rehn, Türkiye’de sendika
yasasõnõn yetersiz olduğunu,
Uluslararasõ Çalõşma Örgütü’nün
standartlarõna uyulmadõğõnõ belirtti.
DTP’li 54 belediye
başkanõna dava açõldõ
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Ara-
larõnda Diyarbakõr Büyükşehir Belediye
Başkanõ Osman Baydemir’in de bulundu-
ğu, geçen dönemin DTP’li 54 belediye baş-
kanõna, yaptõklarõ toplu basõn açõklamasõnda
“Kürt muhalefeti” tanõmlamasõ kullandõk-
larõ gerekçesiyle toplam 810 yõl hapis iste-
miyle dava açõldõ. Abdullah Öcalan’õn İm-
ralõ’daki cezaevinde koğuşunda yavaş yavaş
zehirlendiği iddialarõ üzerine yaşanan kitle-
sel olaylarõn ardõndan DTP’li 54 belediye
başkanõ 4 Mart 2007’de ortak basõn açõkla-
masõ yaptõ. Baydemir’in okuduğu basõn met-
ninde “Ağır gündemin aşılması için Kürt
muhalefeti ile demokratik kamuoyunun
silahların susmasına yönelik harcadığı ça-
balar herkes tarafından bilinmektedir”
ifadesi yer aldõ. Bunun üzerine Diyarbakõr
Cumhuriyet Savcõlõğõ, belediye başkanlarõ
hakkõnda soruşturma başlattõ. Soruşturmanõn
tamamlanmasõnõn ardõndan hazõrlanan iddia-
namede, basõn açõklamasõyla ilgili gazeteler-
de yer alan haberlere atõfta bulunuldu.
LEYLA
TAVŞANOĞLU
BRÜKSEL - AB’nin
Genişlemeden Sorumlu
Komiseri Olli Rehn,
“Türkiye’de AB ruhu
kaybolmadı. Son bir-
kaç yıldır bir iniş oldu.
Ama Türklerin hâlâ
AB üyeliğini istediğine
inanıyorum” dedi.
Brüksel’de bir grup
Türk gazeteciyle bir bö-
lümü yazõlmak, bir bölü-
mü de yazõlmamak kay-
dõyla yaptõğõ konuşmada
Rehn, Türkiye’de çalõş-
ma yaşamõnõ düzenleyen
sendika yasasõnõn yeter-
siz olduğunu, Uluslar-
arasõ Çalõşma Örgütü’nün
(ILO) standartlarõna uy-
madõğõnõ söyledi.
Rehn konuşmasõnda
şöyle dedi:
“Türkiye’nin temel
özgürlükler konusun-
da ciddi reformlar ya-
pacağına, dini özgür-
lüklere önem vereceği-
ne inanıyorum. Örne-
ğin Patrik Bartholome-
os’un ekümeniklik un-
vanı ve Heybeliada
Ruhban Okulu’nun ye-
niden açılması sorunla-
rına olumlu yaklaşaca-
ğını umuyoruz. Daha
geniş anayasal reform-
lar yapılması gereki-
yor. Bu bağlamda Si-
yasi Partiler Yasası da
değiştirilmelidir.”
Rehn, Venedik Ko-
misyonu’nun iktidardaki
siyasi partilerin kapatõl-
masõ konusundaki içti-
hatõna dikkat çekti; Tür-
kiye’yle sürdürülen üye-
lik müzakerelerinin sey-
rinden memnunluk duy-
duğunu şu sözlerle dile
getirdi:
“AB Komisyonu
Türkiye’yle tam üyelik
müzakerelerini sür-
dürme konusunda ken-
dini bağlamıştır. Üç-
dört yıldır düzenli bir
gelişim gösteren bu mü-
zakerelerde 34 faslın
10’u açılmıştır. Bu da
benim için iyi bir so-
nuçtur. Hükümet bunu
ülkedeki iç siyasi so-
runlara rağmen başar-
mıştır. Şimdi iki taraf
da müzakerelerde ken-
dilerine düşeni yapmak
zorundadır.”
Rehn, geçen pazar gü-
nü yapõlan Avrupa Par-
lamentosu (AP) seçimle-
rinde sağ adaylarõn başarõ
göstermeleriyle yapõsõ
değişen parlamentoyla
uyum içinde çalõşõlabile-
ceğini şöyle anlattõ:
“Yeni AP’yle uyum
içinde çalışmaya hazı-
rım. Parlamentonun
AB’nin genişlemesi ko-
nusunda yapıcı yakla-
şımlar sergileyeceğine
inanıyorum.”
EGO’nun doğalgaz bölümünün özelleştirme gelirine konulan haciz yerinde bulundu
Melih Gökçek’e yargı dersi
MURAT KIŞLALI
ANKARA - BOTAŞ’õn, hükümetin Anka-
ra Anakent Belediye Başkanõ Melih Gökçek’i
kayõrarak sabitlediği EGO’dan olan 677 mil-
yon TL’lik alacağõna karşõn EGO’nun doğal-
gaz bölümünün özelleştirme gelirine 663 mil-
yon TL’lik haciz koydurduğu, Gökçek’in hac-
zin iptali istemiyle açtõğõ davalarõn tamamõnõn
da mahkemelerce reddedildiği ortaya çõktõ.
Başbakanlõk Yüksek Denetleme Kurulu
(YDK) “BOTAŞ 2007 Yılı Raporu”na göre,
hükümet, “Ankara’da doğalgaz dağıtımı
yapmak üzere bir şirket kurularak
EGO’nun mülkiyetindeki tesislerin bu şir-
kete devredilmesi ve yeni kurulacak bu
şirketin 2 yıl içerisinde özelleştirilmesi ile il-
gili 5669 sayılı yasayı 12 Haziran 2007’de”
yürürlüğe soktu. Yasanõn yürürlüğe girmesinin
ardõndan BOTAŞ Yönetim Kurulu, 29 Hazi-
ran 2007 tarihli kararõnda “Bu kanuna göre
EGO’dan olan ana para alacağının
676.976.636.67 YTL olarak hesaplandığı ve
EGO ile mutabakat sağlandığı, EGO’ya şim-
diye kadar tahakkuk ettirilmiş olan
236.323.696.15 YTL’lik gecikme zammının
Hazine Müsteşarlığı’ndan görev zararı ola-
rak talep edilmesini” kabul etti. YDK’nin ra-
porunda, sürece ilişkin şu ifadeler yer aldõ:
BOTAŞ, EGO’dan olan faiz alacaklarõnõn
silinmesinden dolayõ meydana gelen zara-
rõn Hazine tarafõndan karşõlanmasõnõ talep
etmiştir. BOTAŞ’õn ticari alacaklarõ için he-
saplanan gecikme zammõ tutarõ 439.6 mil-
yon YTL’nin kanun gereği silinmesi,
EGO’ya maliyetsiz kaynak sağlanmasõna ne-
den olduğu gibi BOTAŞ’õn borç stokunun
artmasõnda ve şirketin nakit sõkõntõsõna düş-
mesinde etkili olmuştur.
‘Finansman açığı meydana geldi’
Bir taraftan büyük boyutlarda alacak faizi-
nin silinmesi, diğer taraftan bu kanunla
EGO’ya doğalgaz satõşõndan kaynaklanan
ticari alacak tutarõ 676.9 milyon YTL’nin, fa-
izsiz olarak kanunun yürürlüğe girdiği tarih-
ten 2 yõl sonra tahsil edilebilmesine yönelik
düzenleme nedeniyle büyük finansman açõğõ
meydana gelmiştir. Kanunu müteakip Anka-
ra’da doğalgaz dağõtõmõ yapmak üzere Başkent
Doğalgaz Dağõtõm AŞ kurulmuş olup 2 yõl içe-
risinde özelleştirilmesi gereken bu şirketin,
özelleştirme işlemi henüz tamamlanmamõştõr.
BOTAŞ, EGO’dan alacaklarõnõn tahsilini ga-
ranti altõna almak için EGO’nun Başkent Do-
ğalgaz’daki hisseleri üzerine üç adet ödeme
emriyle ana para alacağõna karşõlõk toplam
662.6 milyon YTL’lik haciz koydurmuştur.
Haciz işlemlerine karşõlõk EGO tarafõndan,
haciz işlemlerinin iptali ve yürütmesinin
durdurulmasõ için Ankara 16. İdare Mahke-
mesi’nde, Ankara 9. İdare Mahkemesi’nde
ve Ankara 8. İdare Mahkemesi’nde davalar
açõlmõştõr. Her üç mahkeme de EGO’nun yü-
rütmenin durdurulmasõ taleplerini reddetmiş
olup halen davalar derdesttir.
‘KÜRT MUHALEFETİ’ TANIMLAMASI
Melih Gökçek.
Emine
Erdoğan’a
ünlü konuk
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Er-
doğan, dün ünlü manken Naomi Campbell ile gö-
rüştü. Başbakanlık Resmi Konutu’nda 2 saat sü-
ren görüşmede, Campbell, Erdoğan’ın himaye-
sinde İstanbul’da düzenlenen “Filistin İçin El Ele”
kampanyasına katılamadığı için üzüntülerini
iletti. Erdoğan, Türkiye’de kız çocuklarının eği-
timinde karşılaşılan güçlükler, “Haydi Kızlar
Okula” ve “Ana-Kız Okula” gibi kampanyalar-
dan söz ederken, Campbell da bir süredir yü-
rüttüğü “Yardım İçin Moda” kampanyasında el-
de ettiği gelirleri nerelere yönlendireceği konu-
sunda Erdoğan’dan yardım istedi. Görüşmede Er-
doğan’ın, top model Campbell’a üzerinde gele-
neksel Türk motiflerinin bulunduğu gümüş bir
çanta hediye ettiği öğrenildi. (Fotoğraf: AA)
Perinçek’ten ‘üst düzey’ tanõk
ErgenekondavasınındünküoturumundasözalanİPlideriDoğuPerinçek,EmniyetGenelMüdürlüğü’nde
görev yapmış ve halen Emniyet’te çalışan bir memurun mahkemede tanıklık etmeye hazır olduğunu söyledi
HATİCE TUNCER / HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnõn 99. oturumunda
savunmasõna devam eden Prof. Kemal
Alemdaroğlu’nun avukatõ Metin Çe-
tinbaş, tutuklu sanõk emekli Tuğgeneral
Veli Küçük’ün adõnõn savcõlarõn önyar-
gõsõna neden olduğunu savunarak “Kü-
çük’e ne su ne ekmek verilir. Nefes al-
dığında hakkında işlem yapılmalıdır.
Böyle bir mantık var mı?” dedi.
Savunmasõna 1 Haziran günü başlayan
avukat Çetinbaş, sivil toplum kuruluşla-
rõnõn iddianamede örgütsel faaliyet gibi
gösterilmesini eleştirdi. Küçük’ün bir yer-
de adõnõn geçmesinin savcõlarõn önyargõlõ
yaklaşõmlarõna neden olduğunu ileri sü-
ren Çetinbaş, iddianamede Rauf Denk-
taş’a, KKTC’ye destek olmanõn dahi suç
gibi gösterilmesini de eleştirdi.
Söz alan Kemal Kerinçsiz, birleştir-
me kararõnõn ardõndan Danõştay’a saldõ-
rõ davasõ dosyasõnõ incelediğini belirterek
“Cumhuriyet’e 5 Mayıs, 10 Mayıs ve
11 Mayıs tarihlerinde bomba atıldı. Üç
kez şehrin göbeğinde, bir çete tara-
fından bombalama yapılıyor. 6-7 gün
2 kilometrelik çember içinde toplan-
tılar yapıyorlar, plan yapıyorlar ama
güvenlik güçleri araştırma yapmıyor”
dedi. Cumhuriyet’e bomba atanlardan İs-
mail Sağır’õn Edirne’de yaşadõğõnõ ve ey-
lem günü olan 10 Mayõs’a kadar İstan-
bul’a gelmediğini anlatan Kerinçsiz, İs-
mail Sağõr hakkõnda 7 Mayõs’ta teknik ta-
kip kararõ alõndõğõna dikkat çekti.
İP Genel Başkanõ Doğu Perinçek ise
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde üst dü-
zeyde görev yapmõş ve halen Emni-
yet’te görevli bir yüksek memurun mah-
kemede tanõklõk etmeye hazõr olduğunu
kendilerine söylediğini belirtti. Perinçek
söz konusu memurun, Tuncay Gü-
ney’in mülakatõ ve diğer belgelerin 2001
yõlõnda Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gel-
diğini, gerekli değerlendirmenin yapõl-
dõğõnõ, ardõndan belgelerin, “General
Veli Küçük’ün İllegal Yapılanması”
başlõğõyla kayõt altõna alõndõğõnõ söyle-
diğini aktardõ. Perinçek, “Aynı üst dü-
zey görevli, sözü geçen belgelerin mah-
keme tarafından ‘Ergenekon’ ve ben-
zer isimlerle istenmesi bahane edilerek
gönderilmediğini, oysa aynı dosyanın
şu an Emniyet İstihbarat Dairesi’nde
saklandığını da belirtmektedir. Em-
niyet üst düzey yöneticisinin ismini ta-
nıkların dinlenmesi aşamasında mah-
kemenize sunacağım” dedi. Perinçek’in
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazõ ya-
zõlarak “General Veli Küçük’ün İllegal
Yapılanması” başlõğõyla kayõt altõna
alõnan belgelerin istenmesi yönündeki ta-
lebi mahkeme tarafõndan kabul edildi.