23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI PKK: Bugün “o an” mı? PKK “tarihi” görevini bitirdi mi? PKK, ilelebet “si- lahlı mücadele” yapamaz. Zaten silah bir araçtır. Mut- laka silahı bırakacağı bir an vardır. Şimdi PKK “o an”da mı? Köşk, “tarihi an”dan bahsediyor. Bu çağrıda ıs- rarlı olduğuna göre önceden kotarılmış ve belirli de- recede pişirilmiş bir durum var demektir. Köşk kim- lerle bunu “pişirmiş” olabilir? Akla gelenler: ABD, Irak’taki Kürt yönetimi ve DTP+PKK... Köşk yalnız mı? Şüphesiz değil. Hükümetin başı olmadan hiçbir şey “pişmez.” Erdoğan siyasi riski şimdilik almıyor, inisiyatifi “tarafsız” konumdaki Köşk’e bırakıyor. Köşk de durmadan tarihi fırsatı ka- çırmayalım diyor. Bunu kime diyor? Aynı zamanda hükümet adına, bütün Türkiye’ye. Zemin yoklanıyor. Ortam ılımlılaştırılıyor. Hasan Cemal bu noktada “iyi bir sinyal” aldı, git- ti Kandil’de Murat Karayılan ile görüştü. Karayılan, iktidarı/devleti anlaşmaya çağırıyor. “İki taraf” oturup “silahı bırakmanın” koşullarını gö- rüşecekler. Karayılan, istekleri kabul edilmeden si- lahı bırakmayacağını da söylüyor. Üniter devletten ya- na bir çözüm istiyor. Sözde “ateşkes”teler; Türki- ye’deki arkadaşlarını her zaman denetleyemiyormuş! Ama PKK terörü vuruyor: 7 asker daha şehit! (Ordu, can kaybına karşı azami dikkati sarf etmeli!) PKK “silahı bırakmanın tarihi anı”nın geldiğini mi dü- şünüyor? Bence evet, büyük bir olasılıkla! Bunun ko- şullarının yaratılması için kolları sıvamışa benziyor. İki nokta PKK’yi “o an bugün,” noktasına sürüklüyor. Birincisi, ABD’nin Irak’tan geri çekilişi. Obama, ge- lecek yıldan itibaren Irak’tan 140 bin askerini çekmeye başlayacak. Geride “istikrarlı” bir Irak bırakmak zorunda. Or- tadoğu’da “sınırların değişmesi” dünyanın en zor işi. Böyle bir olasılık, en azından görünür gelecekte bulunmuyor. “Büyük Kürdistan,” bugün için ancak bir düş. Zaten 50-100 yıl sonrası, buna bile gerek kal- mayabilir! Kuzey Irak Kürt yönetimi, ABD’siz bir Irak’ta istikrara en çok ihtiyacı olacak Irak kesimi. İstikrar, silahlı PKK ile mümkün değil. Bu iş bitmek ve Irak ile Türkiye, eko- nomiyi ön plana çıkarmak zorundalar. ABD ile Ku- zey Irak’ın PKK konusunda fikir birliği içinde olma- sı doğal. PKK, Kuzey Irak’ta silahlı güç barındırıp, üstelik ora- dan Türkiye’ye saldırılar düzenlediği eylemlerin ar- tık sonuna geldiğini biliyor. Evet, bu an o an! Yani silahları, en azından Kuzey Irak’ta terk etme zamanı! İkincisi, PKK siyasi hedeflerine ulaşmış durum- dadır. Artık bir “Kürt milleti” vardır! DTP, PKK’nin si- yasi kolu-temsilcisi(gibi)dir, “birlik bütünlük” sağ- lanmıştır. Beş milyon oy, 100’ü aşkın belediye alıyorlar. PKK ayrıca bir “diyaspora” da oluşturdu. İran’da, Su- riye’de ve Avrupa’da... Kürtlerin büyük kesiminin de “ayrılıktan” yana olmadığı açık. Bütün bunlar, PKK için yolun sonunun geldiğini gösteriyor. Peki, süren terör ve cinayetler? Bir an önce “anlaşma”ya zorlamak amacını taşı- yor olabilir. Ama saldırdıkça bu “iklim” zora giriyor. “Silah” elde olduğu sürece ateş edecektir! PKK, silahla anlaşma masasına oturmak istiyor. Ama karşısında, Köşk’e ve basındaki yandaşlarına rağmen, yıllarca muhatap bulamayabilir! PKK silahları bütünüyle bıraktığını açıklamalı. Sa- vaş alanını tamamen terk etmeli. Baykal, inisiyatif aldı, geç kalmış olsa bile çok iyi. Baykal, daha sık Kürt bölgesine gitmeli ve politika üretmeli! Özellikle üretim ilişkilerinden tutun, insan ilişkile- rine, kurumlara kadar büyük bir demokratikleşme programına, en çok Kürt bölgesinin ihtiyacı var! Evet, bu an o an! obursali@cumhuriyet.com.tr Geri adım sözde kalabilir Hükümetin geçen hafta Meclis’teki görüşmelerine ara verilen mayõn tasarõsõnõ, salõ günü “biraz sulandõrõp aynõ şekilde geri getireceği” iddia edildi. MHP, “Sizi kandõrdõk havasõna girerlerse tüm çalõşmalarõ kilitleriz” diyor MURAT KIŞLALI ANKARA - MHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Mehmet Günal, AKP’nin geçen hafta Meclis’teki gö- rüşmelerine ara verilen mayõn tasarõ- sõnõ, salõ günü “biraz sulandırıp ay- nı şekilde geri getireceği” izlenimi edindiğini belirterek “Tasarıdaki ıs- rarın altında bir şey var” dedi. AKP’lilerin de tasarõyõ savunamadõ- ğõnõ belirten Günal, “Biz önceden Unakõtan’ın tasarısı diye düşünü- yorduk. Ama o gitti, tasarı yine ay- nı ısrarla geldi. Tasarı iki günde ya- salaşmayınca da AKP’li grup baş- kanvekilleri ciddi fırça yedi. Sa- vunma Bakanı inanılmaz sıkıntılı. Demek ki, Başbakan’ın doğrudan ısrarı, müdahalesi var. Başbakan bizzat talimatlandırıyor. Bastırı- yor” diye konuştu. Tasarõyõ Plan ve Bütçe Alt Komis- yonu da dahil başõndan beri izleyen MHP Antalya Milletvekili Günal, AKP ile yaptõklarõ danõşma toplantõ- sõndaki hava neydi? sorumuza “Biz tavrımızı söyledik. Mayınların te- mizlenmesi işi ile tarım ihalesinin birbirinden ayrılması gerektiğini bildirdik. İki işi ayırmadıktan son- ra uzlaşacak bir şey yok. Ama te- mizlemeyi TSK mi yapar, Milli Sa- vunma Bakanlığı mı yapar, Maliye mi yapar, o, o kadar önemli değil. Onların tavrından havayı biraz daha soğutup tekrar aynı tasarıyı biraz sulandırmayla getirecekleri intibaını edindik” dedi. Mayõn tasarõsõnõn gündemde kaldõğõ sürede AKP’nin yõprandõğõnõ ve bu yüzden tasarõyõ geri çektiğini belirten Günal, “Şimdi “Geri çektik tekrar ya- põyoruz, sizi kandõrdõk” havasına gi- rerlerse, Meclis’teki tüm çalışmaları kilitleriz. Haziran ayının sonuna ka- dar 2 yasa çıkmaz. Söz verip de tut- madıkları ilk değil. Ama aynısını ge- tireceksen çekmeseydin. Onların niyeti gözleri yerse, sulandırıp “için- de bir iki şey değiştirdik” diye milleti kandırıp mayın temizleme işi ile or- ganik tarım ihalesini birlikte çı- karmak” diye konuştu. Günal, “Sınır bölgesini yabancı- lara veremezsin. Birisine verecek- sen kooperatifleşme yaparsın. Tİ- GEM’i ortak edersin. Devletin bir iki kurumu üniversitelerle beraber önderlik eder. Vatandaş da gelir kendi topraklarında kendi çalışır” dedi. “Şimdi ne olacak” sorumuza ise Günal “Salı günü gelecek. Anlaşır- sak, yeniden görüşeceğiz. Anlaş- mazlarsa “Kaldõğõmõz yerden de- vam edeceğiz” diyecekler. 5. mad- deden. Biz de önergelerimizi vere- ceğiz. Engellemeye devam edeceğiz” diye yanõt verdi. IŞIKLAR, ERSOY VE ERGÜN YARIŞIYOR SHP, ‘Karayalçõn sonrasõ’nõ arõyor TÜREY KÖSE ANKARA - SHP’nin 7 Haziran 2009 tarihinde yapõlacak 2. olağanüs- tü kurultayõnda eski TBMM başkan- vekillerinden Fehmi Işıklar, parti mec- lisi üyesi Hüseyin Ergün ile eski ge- nel sekreter yardõmcõsõ Recai Ersoy ge- nel başkanlõk için yarõşacak. Eski SHP Genel Başkanõ Murat Karayalçın’õn yerel seçimlerde CHP’den aday olma- sõ kurultay sürecinde eleştiri konusu olurken, “CHP sol parti de- ğil, solda bir partiye ihtiyaç var” mesajõnõn altõ çiziliyor. Karayalçõn’õn istifasõndan sonra genel başkanlõk görevi- ni üstlenen Dr. Uğur Cila- sun, kurultayda aday olmaya- cağõnõ bildirdi. SHP kurultayõ öncesinde üç adayõn adõ öne çõktõ. TBMM başkanvekilliği ve Halkõn Emek Partisi genel başkanlõğõ yapan Fehmi Işõklar, aday olacağõnõ açõkladõ. Işõklar, “SHP yoluna devam edecek, yaşatı- lacak. Solda bir boşluk olduğu kabul ediliyor. CHP’nin politikaları yeter- li bulunmuyor. Ayrıca, CHP sol ola- rak kabul edilmiyor. Türkiye’de ça- lışanların, işçilerin, emekçilerin, iş- sizlerin böyle bir partiye ihtiyacı var. Demokrasiyi ve barışı güçlü bir bi- çimde savunacak, toplumun her ke- simine taşıyacak bir sol partiye ihti- yacı var” dedi. Genel başkan adayla- rõndan Hüseyin Ergün, “SHP devam edecek. Üç görüş vardı, ‘Kapatõlsõn, CHP’ye katõlsõn ve devam etsin’ diye. Biz, devam etsin, dedik. Bu görüş ağır- lık kazandı. Türkiye’nin solunu boş olarak görüyorum. Dünyadaki ana sol akımı Türkiye’de karşılayacak bir partiye ihtiyaç var diye düşünüyo- rum” görüşünü dile getirdi. Recai Ersoy da, “SHP devam etmeli. Partimiz CHP benzeri bir parti olmuştu. Bunun değişmesi gerekiyordu. Benzeştiği- miz bir ortamda aslı varken, suretine gerek yoktu. SHP çizgisinde isteme- diğimiz bir sapma oldu. Murat Karayalçın yanlış yaptı, bizi de perişan etti. Partinin adı var, kendi yok gibi oldu. SHP iki seçime katılmadı. Bekle- diğimiz, istediğimiz bir noktaya gelemedik. Daha sol, ulusalcı olmayan bir partiye ihtiyaç var” dedi. Ersoy, “Kürt sorununa bakışımız, AB’ye mutla- ka girmemiz gerektiği konusundaki düşünce- miz, Kıbrıs ve benzeri konularda mutlaka Türkiye’nin ve özellikle par- timizin farklı bir konuma gelmesini is- tiyoruz. Bunu sağlayacak bir örgüt- lenme yanlısıyız. Bu kurultayın hemen sonrasında bizim solumuzda yer alan- larla, 10 Aralık Hareketi gibi de- mokratik sol, sosyal demokrat, sos- yalist arkadaşlarla bir araya gelerek gerekirse partinin programını, tüzü- ğünü yenilemek, güncelleştirmek gi- bi bir arayış içindeyiz. Onlarla da te- mas kurduk” açõklamasõnõ yaptõ. Murat Karayalçın. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok, Cumhuriyetin tüm kurum ve kavramlarõnõn yõpratõldõğõ, içlerinin boşaltõldõğõ, aymazlõklarla dolu kötü bir sürecin yaşandõğõnõ belirterek “Ülkemizin insanlarõ bu yaşananlarõ asla hak etmemektedir” dedi. TBB’nin 30. olağan genel kurulunda yeniden başkan seçilen Özdemir Özok ile yeni yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyeleri dün Anõtkabir’i ziyaret etti. Özok, Anõtkabir Özel Defteri’ne şunlarõ yazdõ: “Ülkemiz, sizin gösterdiğiniz aydõnlõk yol ve ulusumuzun sarsõlmaz sağduyusu ile bu süreçten mutlaka çõkacaktõr. Çünkü sizin gösterdiğiniz aydõnlõk, çağdaş ve tam bağõmsõz ülke olma ülküsü tek hedefimizdir.” M HP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Meh- met Günal, “Sayõn Başbakan’a sormak la- zõm. İnsan ‘Bunu yabancı da yapsa, yer- li de yapsa birdir’ demek için ‘John veya Hans’ der, niye “İzak” diyor? Bence bu bilinçaltõnõn bilinç üs- tüne çõkmasõdõr. Demek ki bunun altõnda bir şey var. Burada bir sõkõntõ var, ‘Oradan nasıl döneriz?’ di- ye düşündüler” diye konuştu. “Görüşmelerde gördük. AKP grubunda yokla- ma isteniyor, 184 olmaları lazım, 190 civarında ki- şi çıkıyor. AKP’li 338 kişi var. Nerede yarısı? O kadar baskıya rağmen olmuyor” diyen Günal, “Başbakan bastırıyor. Başbakan kapalı grup top- lantısı yaptı. Tasarı iki günde yasalaşmayınca da AKP’li grup başkanvekilleri ciddi fırça yedi. Ba- kanlar ısrarcı değil. Savunma Bakanı kendisi söy- ledi. Bakan inanılmaz sıkıntılı. İnanmadığın bir şe- yi savunmak kadar zor bir şey yoktur. Dolayısıyla bu arkadaşları aşıyor, demek ki Başbakan’ın doğrudan ısrarı, müdahalesi var. Biz önceden Una- kıtan’ın tasarısı diye düşünüyorduk. O gitti ama tasarı yine aynı ısrarla geldi. Demek ki Unakıtan’ın da tasarısı değilmiş. Başbakan bizzat talimatlan- dırıyor” şeklinde konuştu. ‘NEDEN JOHN VEYA HANS DEĞİL DE İZAK’ Özok: Yaşananları hak etmiyoruz TÜRKİYE PARTİSİ BAŞKANI ŞENER ‘İyi niyet ifadesi almadõm’ ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Tür- kiye Partisi Genel Baş- kanõ Abdüllatif Şener, “Partinin amblemin- deki ellerden biri sağ- dan, diğeri soldan ge- liyor, bu da aynı za- manda merkez par- tisi olduğumuzu gös- teriyor” dedi. Şener, partisi kurulurken hü- kümetten bir iyi niyet ifadesi almadõğõnõ da söyledi. Şener, Hesap Uz- manlarõ Kurulu’nun 64. kuruluş yõldönümü ne- deniyle Swiss Otel’de düzenlenen resepsiyona katõlarak, gazetecilerin partisine ilişkin sorula- rõnõ yanõtladõ. Bir ga- zetecinin “Partide ‘Türkiye’ isminin bu- lunmasının Siyasi Partiler Yasası’na gö- re yasak olup olmadı- ğı” yönündeki sorusu üzerine Şener, Türkiye isminin kullanõlmasõn- da hiçbir sakõnca ol- madõğõnõ belirterek, “Türkiye kelimesine birtakım sıfatlar ek- leyerek kullanmak anlam içeriğini daral- tan bir şeydir. Biz Türkiye’yi tüm an- lam genişliği, derinli- ğiyle birlikte vurgu- lamak istedik. İsim ve amblem olarak ken- dimizi ifade ediyoruz. Bu ifade bütün Tür- kiye’ye açıktır” diye konuştu. Şener, “Parti kurulurken hükü- metten hayırlı olsun diyen oldu mu” soru- su üzerine de, “Hayır. Hükümetten böyle bir iyi niyet ifadesi alma- dım ama bu almaya- cağım anlamına gel- mez” yanõtõnõ verdi. ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhuriyet Okurlarõ’nõn (CUMOK) davetlisi olarak Ada- na’ya gelen gazetemiz yazarõ Deniz Kavukçu- oğlu, Cumhuriyet Kültür Sanat Merkezi’nde dü- zenlenen, “27 Mayıs 1960 darbe mi, devrim mi?” konulu söyleşide okurlarõyla buluştu. Tür- kiye’de 27 Mayõs öncesi yaşananlarla ilgili bilgi- ler veren Kavukçuoğlu, “Ben 17 yaşındayken bir eyleme katıldığım için gözaltına alındım ve 25 gün tutuklu kaldım. Cezaevleri Türkiye için okul olmuştur. Orada bazı gerçekleri da- ha iyi kavradım” diye konuştu. Bu süreçte Va- tan Cephesi’nin oluşturulduğunu ve insanlarõn kutuplaştõrõldõğõnõ aktaran Kavukçuoğlu, “De- mokrat Parti iktidarı Türkiye’yi diktatörlüğe götürüyordu. Büyük bir baskı vardı ve insan- lar korkuyordu. İşte müdahale tam da böyle bir ortamda yapıldı. Hâlâ 27 Mayıs darbe mi, değil mi tartışması yapılıyor.” dedi. ZİNCİRE POLİS ENGELİ - Gerçek ve Ada- let inisiyatifi üyeleri, basın açıklaması yapmak için Tünel’de buluştular. Pankart ve dövizleri ta- şıyan grup Taksim tramvay durağına kadar “in- san zinciri” kurarak yürümek istedi. Polis en- geline takılan grup oturma eylemi yaptı. Grup adına yapılan açıklamada, “Faili meçhul cina- yetlerin, gözaltında kayıpların sorumlularının yargılanmasını, koruculuk sisteminin lağvedil- mesini ve Kürt sorununun demokratik yön- temlerle çözülmesini istiyoruz” denildi. Cezaevleri Türkiye için okul olmuştu ADANA’DA 27 MAYIS PANELİ Fotoğraf:NİHANİNAL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle