21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 31 MAYIS 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Neofaşistlerin uluslararası sermayenin diktatörlü- ğüne hizmet etmek için kullandıkları yanlış tarih tez- lerinin bazıları kabaca şöyle özetlenebilir: 1) Osmanlı’daki ve Cumhuriyet dönemindeki Türk- çülük eğilimleri faşizandır. 2) Cumhuriyetin, bir din-tarım imparatorluğundan bir ulus devlet yaratan devrimi faşizmdir. 3) Lozan, tarihin en büyük toprak kaybını tescil eden bir antlaşmadır. 4) Kurtuluş Savaşı antiemperyalist bir savaş değil, basit bir Türk-Yunan muharebesidir. 5) Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı sırasında Er- menilere uyguladığı zorunlu göç, (tehcir) bir soykırımdır. Bu tezlerin ortak yanlışı, değerlendirmelerin yapıl- dığı zamanın toplumsal ve siyasal koşullarıyla, ulus- lararası konjonktürünü dikkate almamasıdır. 1) Örneğin, Osmanlı’daki ve Cumhuriyet döne- mindeki Türkçülük akımlarını faşizan diye nitelemek, endüstri devriminden sonra ortaya çıkan milliyetçili- ğin tüm dünyayı dönüştürdüğünü görmemek, anla- mamak demektir. Bu konudaki yanlışlığı vurgulamak için Osmanlı’nın çöküşünü hızlandıran en önemli öğelerden birinin Bal- kanlar’daki milliyetçilik akımları olduğunu anımsatmak yeterlidir. Türk milliyetçiliği bu çerçevede, bırakın faşist olmayı, Osmanlı İmparatorluğu açısından en gecikmiş ve en gevşek milliyetçiliktir. Zaten bu nedenle Cumhuriyet, milliyetçilik ilkesi üze- rine vurgu yapmak zorunda kalmış, ama yapılan vur- gu demokratik ve eşitlikçi bir milliyetçilik anlayışına dayandırılmıştır. 2) Osmanlı, endüstri devrimini kaçırdığı için ne ser- maye sınıfı ne de işçi sınıfı gelişebilmişti. Batı Avrupa’da bu sınıflara dayalı olarak kurulan de- mokratik ulus devlet yapısı da Osmanlı toplumu için söz konusu değildi. Kullara dayalı bir din-tarım imparatorluğundan, bi- linçli vatandaşlara dayalı demokratik bir ulus devle- te geçiş ancak yukardan devrimlerle gerçekleştirile- bilirdi. Devrimlerin yukardan gerçekleştirilmiş olması onu faşist yapmaz. Nitekim devrim sonrası gelişmeler de faşizme doğru değil, “Çok Partili Demokrasi”ye doğru ol- muştur. 3) Lozan Antlaşması; Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını tasfiye eden bir antlaşma değil, impara- torluğu yok eden Sevr Antlaşması’na karşı kazanılan askeri zafer sonundaki bir antlaşmadır. Dolayısıyla başarısı ya da başarısızlığı Sevr An- tlaşması ile karşılaştırılarak değerlendirilebilir. 4) Bu tezin en önemli dayanağı, İngiliz, Fransız ve İtalyan kuvvetlerinin tüm Anadolu’ya herhalde piknik yapmak için gelmiş oldukları varsayımıdır! Zaten Yunanlılar Batı’dan, Ermeniler de Doğu’dan, başta İngiltere olmak kaydıyla büyük devletlerden hiç- bir destek görmeden, kendi başlarına Anadolu’yu is- tila etmeye çalışmışlardır! 5) Soykırım suçunun İkinci Dünya Savaşı sonrası ihdas edilen bir suç olduğu ve geriye işletildiği tak- dirde Amerikan yerlilerine kadar uzanacağı biçimin- deki hukuksal ve tarihsel argümanlara hiç girmeye- lim… Bir savaş ortamında Rusya gibi, Fransa gibi, İngiltere gibi Osmanlı’nın savaştığı düşman ülkelerin Ermeni- lerin toprak taleplerine doğrudan destek verdikleri- ni dikkate almayalım… Bazı Ermenilerin doğrudan üniforma giydirilerek düş- man ordularıyla birlikte Anadolu’ya yollandıklarını ve pek çok yeri işgal ettiklerini görmezden gelelim… Savaştaki Osmanlı’ya karşı düşman ordularına yar- dım için ayaklanan Ermeni çetecilerinin yaptıkları kat- liamları da unutalım… Hatta Kazım Karabekir’in düzenli Ermeni ordula- rıyla savaşıp onları yendiğini ve bu sonuç üzerine bir barış antlaşması imzalandığını da önemsiz sayalım… Bazı Ermenilerin savaş sırasında bile devlet gö- revlerini sürdürdükleri gerçeğini de yok sayalım… Hangi vicdan sahibi gerçek bir tarihçi, bir savaş ön- lemi olan Ermeni tehcirinin, Hitler’inki gibi ırkçı bir yak- laşımdan kaynaklandığını iddia edebilir! Klasik faşizm “üstün ırk” anlayışına dayanıyordu. Neofaşizm ise “ilkel ırk” anlayışına dayanıyor! Yarın, “Neofaşizmle nasıl mücadele edilir?”... [email protected]; www.kongar.org AYDINLANMA EMRE KONGAR Neofaşizm V: Yanlış Tarih Tezleri Cem G’nin arkadaşlarına yasak İstanbul Haber Servisi - Etiler’de bir çöp konteynõrõnda parçalanmõş halde cesedi bulunan Münevver Karabulut’un (18) katil zanlõsõ kõrmõzõ bülten ile aranan Cem G.’nin 6 arkadaşõna daha sõ- nõr dõşõ yasağõ getirildi. Cinayete ilişkin çalõşmala- rõnõ sürdüren polis, Adli Tõp Kurumu’ndan verilen ölüm raporda, “Karabulut’un cesedinde başka kişi- lere ait olduğu belirlenen doku ve tükürük örnekle- rinin bulunduğu” bilgisinin yer almasõ üzerine Cem G’nin arkadaşlarõndan doku örnekleri almõştõ. Cem G’nin daha önce 4 yakõn arkadaşõna mahkeme ka- rarõ ile yurtdõşõna çõkõş yasağõ getirilmişti. ‘Misket, mayından daha tehlikeli’ İstanbul Haber Servisi - Mayõnsõz Bir Türki- ye Girişimi, Sosyal Demokrasi Vakfõ (SODEV) ve Türkiye Sakatlar Derneği yetkilileri, Türkiye’nin 2008 Misket Konvansiyonu’nu imzalayan 96 ülke arasõnda yer almadõğõnõ, en kõsa zamanda bu söz- leşmeyi imzalamasõ gerektiğini belirtilerek “Misket bombalarõ kara mayõnlarõndan bile daha tehlikeli” uyarõsõnda bulundu. Taksim Metro çõkõşõnda SO- DEV Onursal Başkanõ Ercan Karakaş, SODEV Başkanõ Erol Kõzõlelma’nõn da bulunduğu grup, “misket bombalarõ yasaklansõn” tişörtleri giydi. Acılı aileden şok iddia MERSİN (AA) - Mersin’de geçirdiği tra- fik kazasõnda ağõr yaralanan ve kaldõrõldõğõ Mer- sin Devlet Hastanesi’nde yaşamõnõ yitiren 9 ya- şõndaki E.S’nin ailesi oğullarõnõn hastane perso- neli arasõnda çõkan arbedede bir kişinin üzerine düşmesi nedeniyle hayatõnõ kaybettiğini ileri sürdü. Baba Emrah S, kavga eden kişiler hak- kõnda şikâyette bulunduğunu belirtti. Hastane tarafõndan öldü denilerek ailesine teslim edilen bebeğin yaşadõğõ ortaya çõktõ. Ama küçük bedeni daha fazla dayanamadõ Öldü diye kutuya koydular Baba Hüseyin Bölme şokta. Yurt Haberler Servisi - Balõke- sir’de 9 yõllõk tedavinin ardõndan tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen, ancak iki gün sonra “öldü” denilerek kartonda ailesine teslim edilen bebe- ğin yaşadõğõ anlaşõldõ. Hastaneye kal- dõrõlan bebek yaşama tutunamayarak yaşamõnõ yitirdi. Balõkesir’de bebekleri olmadõğõ için 9 yõldõr tedavi gören Hüseyin- Hatice Bölme çifti, 6 ay önce ger- çekleştirilen “tüp bebek yöntemi” sa- yesinde dünyaya gelecek ikiz bebek- lerine kavuşmak için gün saymaya başladõ. Hatice Bölme, 23 Mayõs’ta “kanama” şikâyetiyle kaldõrõlarak “erken doğum riski” nedeniyle ya- tõrõldõğõ Balõkesir Doğumevi’nde 28 Mayõs’ta doğum yaptõ. Bebeklerden biri ölü doğarken “Halil” adõ konulan yaklaşõk 550 gram ağõrlõğõndaki bebek kuvöze alõndõ. Anne, doğumevinden taburcu edilirken, 36 saat sonra baba Hüseyin Bölme telefonla aranarak bebeğin öldüğü bildirildi. Baba Bölme, hastane görevlilerince de kantinden alõnan bir karton kutu- ya konulan bebeğin cesedini teslim al- dõ. Defin malzemelerini almak için yaklaşõk 2 saat boyunca alõşveriş ya- pan Hüseyin Bölme, gittiği evde eşi- nin bebeği son kez görme isteği üze- rine karton kutuyu açtõ. Sargõ bezle- ri içindeki bebeğin hareket ettiğini gö- ren Bölme çifti, bebeği evlerinin ya- kõnõndaki özel bir hastaneye götürdü. Burada yapõlan ilk müdahalenin ar- dõndan kuvöze konulan bebek, tam do- nanõmlõ ambulansla, bir doktor ve hemşire gözetiminde Bursa’daki has- taneye sevk edildi. “Halil” bebek, te- davi gördüğü Bursa’daki özel hasta- nede dün sabah yaşamõnõ yitirdi. Ba- ba Hüseyin Bölme, Bursa’daki has- tane doktorlarõnõn bebeğin dõşarõda çok kaldõğõnõ, akciğerlerinin hava- sõzlõktan zedelendiğini söylediklerini “Benim çocuğum ‘öldü’ diye veril- dikten 5 saat sonra bile yaşıyordu. Ben 9 yıldır evlat hasretiyle yaşı- yorum. Bakmasak çocuğu canlı canlı toprağa koyacaktık. Adalete başvuracağız.” dedi. Balõkesir İl Sağlõk Müdürü Mehmet Çalışkan, id- dialarõn doğru olduğunu belirterek iş- lem başlatõldõğõnõ söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle