Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
30 MAYIS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Anayasa Tartışmaları (3)
Anayasada iki ayrı maddede vurgulanan tek bir
kural var.
Bu kural önce, perşembe günü bir bölümünü
alıntıladığım 15’inci maddede, ardından da 38’in-
ci maddede geçiyor.
Ama özellikle siyasetçilerle çeşitli meslek men-
suplarının dikkate almamaya özen gösterdikleri ku-
ral, 38’inci maddede şöyle yer alıyor:
“Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kim-
se suçlu sayılamaz.”
Görülen o ki anayasanın “herkesi bağladığı” gö-
rüşü bu örnekle de bir iddiadan öteye geçemiyor.
“Özel hayatın gizliliği” kenar başlıklı 20’nci
maddeyi, güncel aykırılıkları da göz önünde tutarak
“Yerleşme ve seyahat hürriyeti” kenar başlıklı
23’üncü madde ile birlikte değerlendirmek gere-
kiyor.
20’nci maddeye göre “Herkes, özel hayatına ve
aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına
sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine do-
kunulamaz”. 23’üncü maddede de şunlar yazılı:
“Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
(...) Vatandaşın yurtdışına çıkma hürriyeti, vatan-
daşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya so-
ruşturma nedeniyle sınırlanabilir.”
Bu maddelerle ilgili aykırılıkların ayrıntılarını bi-
lemiyoruz. Ama ortada somut bir olgu var. Mes-
lektaşım Uğur Dündar ve ailesine yönelik araş-
tırma ve yayınlar gündemde.
Bir polis çocuğu olmaktan onur ve gurur duy-
duğunu yeri geldiğinde söyleyen Dündar’a yapı-
lanları anlayabilmek olası değil.
Din ve vicdan hürriyeti, Düşünce ve kanaat hür-
riyeti, Düşünceyi açıklama ve yazma hürriyeti, Bi-
lim ve sanat hürriyeti, Basın hürriyeti kenar baş-
lıklı maddeleri şimdilik bir yana bırakalım.
Çünkü kimse ciddiye alıp tartışmıyor.
Ama radyo ve televizyonlarla ilgili maddeyi anım-
satmadan geçmeyelim.
Nedeni de şu: 1877 yılının Nisan ayında kabul
edilen ilk Basın Yasası, “Matbuat (basın) kanun dai-
resinde serbesttir” diye başlıyordu ya..
1993 yılında TRT tekelini kaldıran anayasa de-
ğişikliği sonrasında yazılan 133’üncü madde de
şöyle başlıyor:
“Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve iş-
letmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesin-
de serbesttir.” 116 yıl sonra yeniden başa dön-
mek buna denilmezse neye denir?..
Hem de ifade özgürlüğünden sıkça dem vu-
rulmaya başlandığı bir süreçte.
Son günlerde, anayasanın yürürlükte olup ol-
madığı kuşkularını yoğunlaştıran maddelerin ba-
şında “Haberleşme hürriyeti” kenar başlıklı 22’nci
madde geliyor. Telefon ve ortam dinleme konu-
sundaki başarıların gazete sayfaları ile televizyon
ekranlarına yansıması neredeyse doğal karşıla-
nıyor.
Maddeye geçmeden önce bir şaşkınlığımı be-
lirteyim:
Resmi açıklamaya göre 70 bin kişi için dinleme
kararı alınmış olması gereken tepkiyi görmedi.
70 milyonda 70 bin kişinin dinlenmesini oran-
larsanız 1000’de 1 ediyor. Peki dinlenen kişiler-
le konuşanlar? Bant kayıtlarının çözümünden an-
laşıldığı kadarıyla dinlenenle konuşanlar da din-
lenilmiş oluyor ve adları ile konuştukları özel ya-
şamlarına ait olsa da ortalıkta dolaşıyor.
Dinlenme kararı alınanlarla konuşanların sayı-
sı da az buz değil.
Ortalama 100 kişi desek, toplam dinlenenlerin
sayısı 7 milyon 70 bin kişiye ulaşıyor. Çocukları
70 milyona dahil etsek bile dinlenen yurttaşların
oranı yüzde 10’u aşıyor.
Mahkeme kararı olmadan telefonları dinlenen-
ler de var.
Örnek de İlhan Selçuk. Belgeler, anayasanın
kimseyi bağlamadığını bir kez daha kanıtlıyor.
“Haberleşme hürriyeti” kenar başlıklı anayasa-
nın 22’nci maddesi “Özel hayatın gizliliği ve ko-
runması” bölümünün son maddesi, “Herkes ha-
berleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin giz-
liliği esastır” diyor.
Ardından 1982 Anayasası’nın mantığı devreye
giriyor.. hâkim kararı ile ve hangi gerekçelerle ha-
berleşmenin engellenebileceği ya da gizliliğine do-
kunulabileceği genel tanımlarla sayılıyor.
Maddede hâkim kararı olmadan yapılan dinle-
melere olanak sağlayan bir tek cümle bile yok.
İsterse olmasın.. Anayasaya göre Türkiye; de-
mokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti ya...
oerinc@cumhuriyet.com.tr
‘Cunta dönemini aratmõyor’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- KESK Başkanõ Sami Evren, genel
merkezlerinin aranmasõ, yönetici ve
üyelerinin gözaltõna alõnmalarõna tep-
ki gösterdi.
Evren, konfederasyon genel mer-
kezinde önceki gün yapõlan arama ve
bazõ yönetici ve üyelerin gözaltõna alõn-
masõyla ilgili KESK Genel Merkezi
önünde basõn açõklamasõ yaptõ.
KESK’in bazõ yönetici ve üyelerinin
gözaltõna alõnmasõnõ, buna ilişkin ara-
malarõ eleştiren Evren, yapõlan iş-
lemlerle anayasanõn 13. ve 90. mad-
delerinin açõkça ihlal edildiğini belirtti.
Evren, şunlarõ söyledi:
“250 bin üyesi olan bir demokra-
tik kitle örgütü aranırken savcının
hazır bulunmaması bir başka hu-
kuksuzluk örneğidir. Yapılan ara-
malarda konfederasyonumuzun ka-
dın çalışmalarına ilişkin belgeleri-
ne, sendika içi yazışmalara, Başba-
kanlık’la, Çalışma Bakanlığı’yla
yaptığımız yazışmalara; üyesi ol-
duğumuz uluslararası konfederas-
yonlarla yapılan ve çoğu kadın hak-
larıyla ilgili, kreşle ilgili, doğum iz-
niyle ilgili yazışmalara, eski yöne-
ticimiz geçen yıl kaybettiğimiz Se-
vil Erol’un aile fotoğraflarına, tak-
vimlere el konulması; Songül Mor-
sümbül arkadaşımızın bilgisayar ve
CD’lerinin usulsüz bir biçimde alın-
ması, her biri bir hukuksuzluk ör-
neğidir. Aslında anlaşılmaktadır ki
aranan bir şey yoktur, amaç bizzat
‘arama’ yapmaktır.”
‘Adresleri belli kişiler’
Evren, gözaltõna alõnan arkadaşla-
rõnõn toplum içinde tanõnan, saygõnlõ-
ğõ olan, adresleri belli yönetici ve üye-
leri, kamu emekçileri olduğunu be-
lirterek buna karşõn “baskınla gözal-
tına alındıklarını” kaydetti.
Evren, “İşyerlerinde yapılan ara-
malarla arkadaşlarımızın çalışma
arkadaşları ve öğrencilerine teşhir
edilmesinin hiçbir açıklaması yok-
tur. Arkadaşlarımıza yönelik bu
tutumu şiddetle kınıyoruz. Türkiye
toplumsal mücadele tarihine kara
bir leke olarak düşmüştür. Sabahın
erken saatlerinde yöneticilerin ev-
lerinin basılması, cunta dönemleri-
ni aratmamaktadır” dedi. Evren,
şöyle devam etti:
“KESK’i yıldırmayı, sürdürdüğü
emek ve demokrasi mücadelesini
sekteye uğratmayı hedefleyen bu fa-
şizan tutum amacına ulaşamaya-
caktır. Başbakan geçmiş dönemde
yapılan kimi uygulamalarda faşizan
yaklaşımları eleştirmeden önce biz-
zat kendi sorumluluğu döneminde-
ki bu uygulamanın faşizanlığı üze-
rinde düşünmelidir.”
‘Her zaman barışı savunduk’
Evren, “KESK’in ülkenin temel
sorunlarına ilişkin sözünü hiç kim-
seden çekinmeden doğrudan ifade
ettiğini, özgürlük ve demokrasi mü-
cadelesi ile üyelerinin çıkarlarını sa-
vunma görevlerini birbirinden ayır-
madığını” da ifade ederek şunlarõ kay-
detti:
“KESK, tarihi içinde hiçbir za-
man şiddete prim vermemiş, top-
lumsal-siyasal sorunların çözü-
münde barışı savunmuştur.
KESK’in şiddetle tek ilişkisi mü-
cadele tarihi boyunca defalarca şid-
dete maruz kalmak olmuştur. Ar-
şivlerimiz bunun görüntüleriyle do-
ludur. KESK ırkçı, milliyetçi yak-
laşımları hep reddetmiş, toplumun
etnik kimlik, kültür ve inanç farkı
gözetmeksizin bir arada yaşama
iradesini savunmuştur. Bu nedenle
barışı ve kardeşliği öne çıkarmıştır.”
Evren, gözaltõndaki 35 arkadaşla-
rõndan altõsõnõn dün sabah serbest bõ-
rakõldõklarõnõ da söyledi. Sami Ev-
ren’in ardõndan DİSK, TTB,
TMMOB, TİHV, Alevi Bektaşi Fe-
derasyonu ve DTP yönetici ve tem-
silcileri de yaptõklarõ kõsa açõklamalarla
KESK’in yanõnda olduklarõnõ belirt-
tiler.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’nõn talimatõyla İzmir İl Jandar-
ma Komutanlõğõ tarafõndan KESK’e yönelik 5 ilde baş-
latõlan operasyon kapsamõnda gözaltõna alõnan 34 ki-
şiden 6’sõ dün serbest bõrakõldõ.
Serbest bõrakõlanlarõn isimlerinin Hacı Ali Sipahi,
Mustafa Güçlü, Mehmet Emin Özcan, Nergis
Acar, Faysal Ceylan ve Vahap Bingöl olduğu öğ-
renildi. Diğerlerinin ise sorgusu sürüyor.
Çok sayõda sivil toplum örgütü ve sendika, yurdun çeşitli merkezlerinde protesto gösterileri düzenlediler
KESK baskınına büyük tepki
Yurt Haberleri Servisi - PKK’ye yönelik
olduğu belirtilen oparasyonda KESK genel
merkezinin basõlmasõ ve yurt genelinde 34
kişinin gözaltõna alõnmasõ kõnandõ.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanõ
Ali Balkız, KESK ve Eğitim-Sen şubeleri-
ne yapõlan baskõn ve gözaltõlarõ eleştirerek
“AKP iktidarının hukuksuzluğunun gel-
diği noktayı göstermesi açısından ibret
vericidir” dedi. Balkõz, açõklamasõnda şu
ifadeleri kullandõ: “Kamu çalışanlarının
örgütlü mücadelesi, polis baskısı ile engel-
lenemez. Alevi toplumu, bir bütün olarak
emek mücadelesinin yanında, hukuksuz-
luğun karşısındadır. Muhaliflerini sus-
turmayı kendisine görev edinmiş olan
AKP iktidarı şunu bilmelidir ki; emek ve
demokrasi mücadelesi veren örgütleri-
miz; demokrasiyi, temel hak ve özgürlük-
leri sonuna kadar savunmaya devam ede-
cektir.”
KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem
Sözcüsü Süleyman Bal da, KESK’i yõldõr-
mayõ, yõpratmayõ hedefleyen bu faşizan tu-
tumun hedefine ulaşamayacağõnõ söyledi.
Bal, “KESK’te suç unsuru bir şey bulun-
ması mümkün değildir. Buradan başta
Başbakan ve İçişleri Bakanı olmak üzere
tüm yetkililere bir kez daha sesleniyoruz:
KESK’e yönelik bir adım atarken 40 kere
düşünmelisiniz. KESK bu tür baskılarla,
yıldırma operasyonlarıyla mücadele çiz-
gisinden geri duracak bir konfederasyon
değildir” diye konuştu.
Mardin’in Yenişehir semtindeki alanda
toplanan KESK üyeleri de baskõnõ ve gözal-
tõlarõ kõnadõ. Eğitim-Sen Mardin Şube Baş-
kanõ Doğan Arlan, “Bir emek örgütü olan
konfederasyonumuza yönelik tırmandırı-
lan polis baskısı hiçbir demokratik ölçüye
uymamaktadır. Her hali ile KESK’i yıl-
dırmayı, emek ve demokrasi mücadele-
sinde yıpratmayı hedefleyen bu faşizan
tutum amacına ulaşamayacaktır. Bu tu-
tumu kınıyoruz” dedi.
Diyarbakır’da da gösteri vardı
Diyarbakõr’da da dün akşam Ofis semtin-
deki AZC Plaza önünde Diyarbakõr Demok-
rasi Platformu, KESK’e bağlõ sendikalar ve
çok sayõda demokratik kitle örgütü yaptõkla-
rõ basõn açõklamasõyla KESK’e yönelik bas-
kõnõ ve gözaltõlarõ kõnandõ.
İstanbul Eczacõ Odasõ da, yõllardõr kamu
emekçilerinin haklarõ için mücadele eden
KESK’e yönelik operasyonu kõnadõğõnõ
açõkladõ. Eczacõ Odasõ Yönetim Kurulu adõ-
na yapõlan açõklamada, şu ifadelere yer ve-
rildi:
“Son dönemde demokratik kitle örgüt-
lerine düzenlenen hukuk ve demokrasi
dışı baskınlar, aramalar ve gözaltılar, hü-
kümetin sıkıyönetim dönemlerini andıran
bir şekilde toplumsal muhalefet odakları-
nı sindirmeye çalıştığını göstermektedir.
Ülkemizde hak aramak adeta ‘terörist faa-
liyetler’le ilişkilendirilerek örgütlenmek-
ten korkan bir toplum yaratılmaya çalı-
şılmaktadır. Biz eczacılar olarak demok-
ratik kitle örgütlerine düzenlenen bu tür
operasyonlarla yaratılmaya çalışılan kor-
ku atmosferine boyun eğmeyeceğimizi bir
kez daha ilan ediyor ve tüm emek ve de-
mokrasi güçleriyle birlikte KESK’in ya-
nında olduğumuzu belirtiyoruz.”
Yurt genelinde çeşitli sivil
toplum örgütleri ve sendikalar,
KESK genel merkezinin
basõlmasõ ve üyelerinin
gözaltõna alõnmasõna sert
tepki gösterdi.
TBMM BAŞKANI KÖKSAL TOPTAN
DTP’lilerikabadayõlõk
yapmaklasuçladõ
İstanbul Haber Servisi -
Cumhurbaşkanõ Vekili ve
TBMM Başkanõ Köksal Top-
tan, DTP’lilerin ifade verme
yönündeki tavrõyla ilgili olarak
“Kabadayılığa gerek yok.
‘Gitsinler, versinler’
demiyoruz. Aslın-
da onlar belki de
yani insanın aklına
o ihtimal geliyor;
polis gelsin, bizi ev-
den alsın, ifadeye
götürsün, o fotoğraf
da bütün dünyaya,
Avrupa’ya yayılsın
mı istiyorlar. Bunu
istemiyorlarsa da-
ha dikkatli konuş-
malılar” değerlendirmesini
yaptõ.
Bahçeşehir Üniversitesi
Amerikan Araştõrmalarõ Mer-
kezi’nce düzenlenen 11. Glo-
bal Liderlik Forumu’nda ga-
zetecilerin gündemle ilgili so-
rularõnõ yanõtlayan Köksal Top-
tan, herkesin teröre karşõ açõk
ve net tavõr koymasõnõ istedi.
Toptan bir süredir tartõşõlan
“Kürt açılımı” ile ilgili “Sayın
Cumhurbaşkanı söyledi.
Türkiye tartışıyor. Tartışıl-
masında yarar var” dedi.
Toptan, DTP’lilerin ifade ver-
mesinin eylül ayõna ertelen-
mesinin anõmsatõlmasõ üzerine,
DTP’nin üzerine dü-
şeni yapmasõ ve tah-
riklerden kaçõnmasõ
gerektiğini söyledi.
DTP’lilerin “Sadece
bize yapılıyor, baş-
kalarına yapılmı-
yor” diye düşünme-
sinin yanlõş olduğunu
belirterek “Şu anda
DTP’lilerin, ifadesi
alınmak istenen dos-
yalara benzer
150’den fazla dosya Mec-
lis’te bekletilmektedir. Ancak
isnat edilen suçları, dava ko-
nusu suçları seçimden önce
işledikleri iddiasıyla dava
açıldığı ve bu suçlar anaya-
sanın 14. maddesine giren
suçlardan sayıldığı için bu so-
ruşturmalar devam etmek-
tedir. Bunu birbirinden çok
iyi ayırmak lazım” diye ko-
nuştu.
Köksal Toptan.
DTP GENEL BAŞKANI AHMET TÜRK:
Kabadayõlõkyapmayõz
hukuksuzluğakarşõyõz
DİYARBAKIR (Cumhu-
riyet Bürosu) - DTP Genel
Başkanõ Ahmet Türk, ifade
vermedikleri gerekçesiyle ken-
dilerine “Kabadayılığa ge-
rek yok” diyen TBMM Baş-
kanõ Köksal Top-
tan’a “Biz kabada-
yılığa karşıyız. Ka-
badayılık da yap-
mayız. Hukuksuz-
luğa karşıyız” diye
yanõt verdi.
Diyarbakõr’õn Ba-
yõndõrlõk semtinde
Ekolojik ve Yerel
Yönetimler Büro-
su’nun açõlõşõna katõ-
lan Türk, PKK’nin
kent yapõlanmasõnõ oluştur-
duklarõ gerekçesiyle tutuklanan
Yerel Yönetimler Komisyonu
üyelerinin haksõz ve hukuksuz
bir şekilde tutuklandõğõnõ sa-
vunarak “Ama bütün olum-
suzluklara, hukuksuz tutuk-
lamalara, yargılamaya rağ-
men, biz halkımıza inanıyo-
ruz, halkımıza hizmet için va-
rız ve siyasi çalışmalarımızı
sürdüreceğiz” diye konuştu.
Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin
Doğu ve Güneydoğu bölgele-
rindeki operasyonlarõnõ son-
landõrmasõnõ isteyen Türk, te-
rör örgütü PKK militanlarõ için
“gerilla” ifadesini kullandõ.
TBMM Başkanõ Top-
tan’õn “Kabadayılığa
gerek yok” sözlerini
de yanõtlayan Türk,
şunlarõ söyledi: “As-
lında biz kabadayı-
lığa karşıyız, kaba-
dayılık da yapma-
yız. Biz hukuksuz-
luğa karşı çıkıyoruz.
Burada bir hukuk-
suzluk var. Bütün
konuşmalarımızda
Kürt sorunu başta olmak
üzere sorunları Türkiye’nin
bütünlüğü içinde çözmeyi
esas alan bir mantığa sahibiz.
Bir siyasi partinin hakkında
şeriatçılık yaptığı, laikliğe
karşı bir odak olduğu için da-
va açılıyor ama bugüne ka-
dar bundan dolayı bir tek
milletvekili hakkında ifade
verilmesi konusunda bir çağ-
rı yapılmıyor.”
Ahmet Türk.
Adana’da Eğitim-Sen KESK’e destek için yürüdü
Adana’da Eğitim-Sen binası önünde toplanan göstericiler,
“Baskılar bizi yıldıramaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”,
“Sokakta kurduk, sokakta yaşatacağız”, “Direne direne ka-
zanacağız” ve “Devlet elini sendikamdan çek” sloganları
atarak İnönü Parkı’na dek yürüdü. Burada grup adına ba-
sın açıklaması yapan Eğitim-Sen Şube Başkanı Güven Boğa,
KESK, Eğitim-Sen ve İHD binalarına yapılan baskınları kı-
nadı. Baskılara karşın emek ve demokrasi mücadelesinden
vazgeçmeyeceklerini belirten Boğa, gözaltına alınan kişilerin
de derhal serbest bırakılmasını istedi. Yapılan açıklamanın
ardından eyleme katılan kurum temsilcileri de kısa konuş-
malar yaparak operasyonları kınadı. Göstericiler daha son-
ra 10 dakikalık oturma eylemi yaparak AKP’yi protesto etti.
(Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
6 kişi serbest bırakıldı
KESK Genel Başkanõ Sami Evren, KESK’e yönelik baskõn ve gözaltõlarõ sert bir dille kõnadõ
AhmetTürkhakkõnda
fezlekehazõrlandõ
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di-
yarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, terör örgütü
PKK lideri Abdullah Öcalan’õn Güney Afrika’nõn
eski devlet başkanõ Nelson Mandela gibi serbest bõ-
rakõlmasõnõ öneren DTP Genel Başkanõ Ahmet
Türk’ün dokunulmazlõğõnõn kaldõrõlmasõ için fezleke
hazõrlandõ.
Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, 21 Mart’ta
Diyarbakõr’õn Bağlar ilçesinde düzenlenen Nevruz
etkinliğinde yaptõğõ konuşma nedeniyle DTP Genel
Başkanõ Ahmet Türk hakkõnda başlattõğõ inceleme-
yi tamamladõ. Başsavcõlõk, Türk’ün Terörle Müca-
dele Kanunu’nun “terör örgütünün propaganda-
sını yapmak” suçunu kapsayan 7/2. maddesi uya-
rõnca dokunulmazlõğõnõn kaldõrõlmasõ için fezleke ha-
zõrladõ. Hazõrlanan fezlekenin, TBMM Başkanlõğõ’na
sunulmak üzere Adalet Bakanlõğõ’na gönderildiği bil-
dirildi.
Türk, Nevruz etkinliğinde yaptõğõ konuşmada,
“Mandela yıllarca cezaevinde yattı. Mandela
özgürleşince zenci-beyaz bir araya gelerek sorunu
çözdü” diyerek, bölgedeki sorunun çözümü için te-
rör örgütü PKK lideri Öcalan’õn serbest bõrakõlma-
sõ gerektiğini öne sürmüştü.