Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2009 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Avrupa’ya Ne Oluyor?
Önümüzdeki hafta içinde AB ülkelerinde, Av-
rupa Parlamentosu seçimleri yapılacak. Se-
çimlere katılım oranının, bu ülkeler ortalama-
sına göre hayli yüksek olacağı gözlemciler ta-
rafından belirtiliyor. Seçmenlerin katılımının bu
kez yüzde 50’nin üstünde olacağı söyleniyor,
hatta kimileri katılımın yüzde 66’lara kadar yük-
seleceğini de ileri sürmekteler.
Katılımdaki bu yükselişin, aşırı sağcı seç-
menlerden kaynaklandığı söyleniyor.
Bu durumdan en fazla etkilenecekler arasında
ise Türkiye var. AB ülkelerinde, özellikle de
Fransa ve Avusturya’da aşırı sağın hedefinde
Türkiye bulunuyor.
Geçmiş yıllarda, Fransız aşırı sağının, seçim
dönemlerinde Türkiye’yi hedef alan kampan-
yalarını yaşayarak gördüm.
Bunlar yalnızca kendi seçmenlerini etkile-
mekle kalmıyorlar, aynı zamanda da diğer par-
tileri de etkiliyorlar.
Nitekim, bir zamanlar Türkiye’ye güçlü bi-
çimde destek vermiş olan eski Cumhurbaşkanı
Jacques Chirac, aşırı sağın kampanyasının di-
ğer seçmenler üzerindeki etkisini de görerek,
Ankara’ya verdiği desteği geri çekmekle kal-
mamış, aynı zamanda karşıtlar kervanına da ka-
tılmıştı.
Chirac bu konumdaki tek politikacı değildi,
başkaları da oldu. Ama hiç kimse bu konuda
Fransa’nın şimdiki Cumhurbaşkanı Sarkozy ile
boy ölçüşemez.
Sarkozy Türkiye’nin üyeliğine karşıtlığı dış po-
litikasının temel taşlarından biri haline getirmiş
bulunuyor. Bu konuda Birlik içindeki en büyük
müttefiki ise Alman Başbakanı Merkel.
Sarkozy son olarak Türkiye karşıtlığı yüzün-
den, tam AP seçimleri öncesi seçmene kötü bir
görüntü vermemek için, Ankara’nın adaylığını
destekleyen İsveç’e yapacağı ziyareti de er-
teledi.
Sarkozy’nin Türkiye karşıtlığı yalnızca kişisel
tercihinden kaynaklanmıyor. Popülist politikacı,
bu politikanın sağ tabanda prim yaptığını gör-
düğünden bu yola başvurmuş bulunmakta. Ya-
ni “Sarkozy gidince bu eğilim değişir” düşün-
cesine bel bağlamak ve Türkiye karşıtlığının hiç
değilse sağ tabandaki popülaritesini görmez-
den gelmek yanlış olacaktır.
Aşırı sağın oldukça prim yapan Türkiye kar-
şıtlığının, Fransa’da olduğu gibi, diğer AB ül-
kelerinde de yalnızca onların etki alanlarıyla sı-
nırlı kalmayıp, sağın öbür partilerine de bula-
şabileceğini de hesaba katmak gerek.
Önümüzdeki hafta yapılacak seçimler Türkiye
için bu yüzden önemli.
AP’nin istişari bir organ olmasına bakarak, bu
gelişmenin etkisinin küçümsenmesi yanlış
olur. Unutmayalım ki AP’nin önemi gittikçe art-
maktadır ve bu kurum gelecekte istişari bir ku-
ruluş olmanın ötesinde, kararları bağlayıcı bir
organa dönüşecektir. Zaten Türkiye’den üye-
lik müzakerelerinde bu organın kararlarına
uygun hareket etmesi de gerekiyor.
Aşırı sağın AP’de güçlenmesi, yalnızca Tür-
kiye karşıtlığının yükselmesiyle kalmayacak, ay-
nı zamanda bütün Avrupa ülkelerinde art-
makta olan Avrupa karşıtlığını daha da geliş-
tirecektir.
Bu arada, Avrupa’da temel hak ve özgürlükler
konusunda da yeni daralmalar olmakta, ancak
polis devleti kavramıyla açıklanabilecek, bu kı-
tada uzun süredir görülmemiş olaylar da ya-
şanmaktadır.
Dostum Atila Alpöge, çeşitli kaynaklardan
derleyerek gönderdiği bir iletide, Fransa’da bir
okulda, bir çocuğun bisikletinin çalınması ve
annesinin olayı karakola bildirmesi üzerine, po-
lislerin okul idaresi ve ailelere haber vermeden,
10 ve 12 yaşlarındaki iki çocuğu karakola çe-
kerek iki saat sorguladıklarını ve olayın ülke-
de büyük yankılar uyandırdığını belirtiyordu.
Yine aynı iletide, Fransa’da son zamanlarda
okullardaki şiddet olaylarının arttığı, bir okul-
da 12 yaşında bir çocuğun öğretmenini çakıyla
yaralaması üzerine, okullarda girişlere havaa-
lanlarındakilere benzer kontrol kapıları kon-
masının gündeme geldiği bildiriliyordu.
Bu gelişmelerin ekonomik kriz yüzünden da-
ha da büyüyeceği düşünülürse, Avrupa’nın şu
anki görüntüsünün ve gelecek perspektifinin
pek iyi olmadığı söylenebilir.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
DIŞİŞLERİ’NDEN RUMLARA:
Gerginlik
yaratmaktan
kaçının
Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü Burak
Özügergin, GKRY’nin petrol ve doğalgaz
araştõrmalarõyla ilgili faaliyetlerinin adada
iki taraf arasõnda yürütülmekte olan
kapsamlõ müzakere süreciyle
bağdaşmadõğõnõ ve gerginlik yaratõcõ
eylemlerden kaçõnõlmasõ gerektiğini bildirdi.
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
ABD’nin Güney Kõb-
rõs Rum Yönetimi
(GKRY) nezdindeki
Büyükelçisi Frank
Urbancic’in adõnõ be-
lirtmediği bir Ameri-
kan şirketinin, en kõsa
zamanda Kõbrõs’õn gü-
neybatõ kõyõlarõnda do-
ğalgaz ve petrol arama
çalõşmalarõ yapmaya
başlayacağõnõ açõkla-
masõ Ankara’da rahat-
sõzlõk yarattõ. Ancak
Dõşişleri Bakanlõğõ bu
rahatsõzlõğõna ilişkin
tepkisini ABD’ye de-
ğil Rumlara gösterdi.
Dõşişleri Bakanlõğõ
Sözcüsü Burak Özü-
gergin, Kõbrõs Rum
basõnõnda ABD kay-
naklarõna atfen, “bir
Amerikan şirketinin
Kıbrıs adasının gü-
neybatısında doğal-
gaz ve petrol arama
çalışmaları başlata-
cağı” yolunda çõkan
haberlere ilişkin soru-
lara verdiği yazõlõ ya-
nõtta şunlarõ kaydetti:
“GKRY’nin deniz-
deki petrol ve doğal-
gaz araştırmalarıyla
ilgili görüşlerimiz,
muhtelif vesilelerle
esasen uluslararası
kamuoyuyla paylaşıl-
mıştı. GKRY’nin bu
faaliyetleri, her şey-
den önce adadaki iki
taraf arasında yürü-
tülmekte olan kap-
samlı müzakere süre-
ciyle bağdaşmamak-
tadır.”
Özügergin, gerginlik
yaratma potansiyeli ta-
şõyan ve hukuki temel-
den yoksun olan bu tür
faaliyetlerin, Kõbrõs
Türk halkõnõn adanõn
doğal kaynaklarõ üze-
rindeki eşit hak ve çõ-
karlarõnõ da zedeledi-
ğini bildirdi.
Ayrõca Türkiye’nin
32 derece 16 dakika
18 saniye doğu boyla-
mõnõn batõsõnda kalan
deniz alanlarõnda te-
mel hak ve menfaatlarõ
bulunduğunun BM
nezdinde de kayda ge-
çirildiğini hatõrlatan
Özügergin, Türki-
ye’nin bu haklarõ koru-
yamasõnõn tabii oldu-
ğunu kaydetti. Sözcü
Özügergin, “Bu çerçe-
vede beklentimiz,
adada müzakere sü-
recinin devam ettiği
bir ortamda sağdu-
yuyla hareket edile-
rek, gerginlik yaratı-
cı eylemlerden kaçı-
nılmasıdır” ifadesini
kullandõ.
Sayıştay’ın
kuruluş
yıldönümü
Akdeniz’de, Kõbrõs Rum Yönetimi’yle Türkiye arasõnda yaşanan gerilimin nedeni bir dizi yanlõş politika
Krize AKP zemin hazõrladõBAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - ABD’nin Güney
Kõbrõs Rum Yönetimi (GKRY) nez-
dindeki Büyükelçisi Frank Ur-
bancic’in bir Amerikan şirketinin,
Kõbrõs’õn güneybatõ kõyõlarõnda do-
ğalgaz ve petrol arama çalõşmalarõ
yapmaya başlayacağõnõ açõklama-
sõyla, Doğu Akdeniz’de sularõn bir-
denbire õsõnmasõna neden olan kri-
zin önünü, AKP hükümetinin 2006
yõlõndaki bir dizi yanlõş politikasõ-
nõn açtõğõ belirtildi.
Ulaştõğõmõz bilgilere göre Rum-
lar, hem Ankara üzerinde baskõ
kurmak hem de Türkiye’nin li-
manlarõ ve havaalanlarõnõ açmasõnõ
sağlamak için 2005 yõlõndan sonra
Doğu Akdeniz’de bir dizi girişim
başlattõ. Bu girişimlerin odak nok-
tasõna ise Kõbrõs adasõ çevresinde ol-
duğu ileri sürülen petrol ve doğal-
gaz rezervlerinin araştõrõlmasõ ko-
nusunu koydu.
Bu çerçevede harekete geçen
Rumlar 2006 yõlõ mart-mayõs dö-
neminde, bir Norveç firmasõna,
Kõbrõs adasõnõn çevresindeki kõta sa-
hanlõğõnda sismik araştõrma yapmasõ
yönünde yetki verdi. Rumlar bu
adõmla, Türkiye’nin müdahale edip
etmeyeceğini görmek istedi.
Bölge ihtilaflı
Çünkü uluslararasõ hukuka göre
Doğu Akdeniz’e kõyõdaş olan ülke-
ler arasõnda münhasõr ekonomik
bölge ve kõta sahanlõğõ anlaşmasõ ya-
põlmamõş olduğu için söz konusu
bölge, “ihtilaflı” olarak kabul edi-
liyordu.
Ankara’nõn, 2 Mart 2004 tari-
hinde Doğu Akdeniz’de 32 derece
16 dakika 18 saniye doğu boyla-
mõnõn batõsõnda kalan deniz alanla-
rõnda temel hak ve menfaatlarõ bu-
lunduğunu bir mektupla BM nez-
dinde kayda geçirmiş olmasõna kar-
şõn Türkiye’nin, sahada tepki gös-
terip göstermemesi, uluslararasõ hu-
kuka göre Rumlarõn kõta sahanlõğõ
araştõrmasõ yapõlan bölgede hak id-
dia edip etmemeleri açõsõndan be-
lirleyici olacaktõ.
Ancak o dönemde Rumlarõn için-
de olduğu AB ile yeni bir krizi gö-
ze alamayan AKP, Türkiye açõsõn-
dan “ihtilaflı” olan bu bölgede,
Norveç firmasõnõn Rumlarõn verdi-
ği yetki ile kõta sahanlõğõ araştõrmasõ
yapmasõna ses çõkarmadõ.
Türkiye ses çõkarmayõnca da Nor-
veç firmasõ Doğu Akdeniz’de, Tür-
kiye’nin de olasõ kõta sahanlõğõnõn
üzerindeki yaklaşõk 70 bin kilo-
metrekarelik bir alanda araştõrma
yaptõ. Böylece hükümet o dönem-
de Rumlarõn iddialarõnõ zõmnen ka-
bul etmiş oldu. 3 ay süren sismik
araştõrma sonucunda, GKRY’nin
petrol arama ruhsatõ için ihaleye çõk-
tõğõ 13 bölge belirlendi.
Böylece Rumlarõn Türkiye’nin
kõta sahanlõğõ ile çakõşan deniz
alanlarõnda hak iddia etmelerinin
önü açõlmõş oldu. 2007 yõlõndaki kri-
zin atlatõlmasõndan sonra Rumlar
son olarak ABD’yi devreye soktu.
2001’de Rumlar sert tepki
görmüşlerdi
Oysa 2001 yõlõnda, AKP iktidara
gelmeden önce Türkiye Rumlarõn
benzer bir girişimine sert bir yanõt
vererek tepki göstermişti. O dö-
nemde Rumlar yine Norveç bandõ-
ralõ Northern Access gemisine araş-
tõrma yetkisi vermiş; Northern Ac-
cess de Doğu Akdeniz’de kõta sa-
hanlõğõ araştõrmasõ yapmaya başla-
mõştõ.
Dönemin hükümeti Rumlarõn zõm-
ni olarak bölgede hak iddia etmesi-
nin önüne geçmek için Türk Deniz
Kuvvetleri’ne bağlõ bir firkateyni
bölgeye göndermiş ve Norveç ge-
misi bölgeden uzaklaştõrõlmõştõ. Bu
kriz kamuoyuna duyurulmamõştõ.
Sayıştay’ın 147. kuruluş
yıldönümü dolayısıyla Sayıştay
Başkanı Mehmet Damar ve
beraberindeki heyet Anıtkabir’i
ziyaret ederek Atatürk’ün
mozolesine çelenk bırakıp saygı
duruşunda bulundu. Sayıştay
Başkanı Mehmet Damar, daha
sonra Misakı Milli Kulesi’nde
Anıtkabir Özel Defteri’ni
imzaladı. Damar, deftere yazdığı
mesajında, “Bugüne kadar
olduğu gibi bundan sonra da
yapacağımız çalışmalarla
demokratik düzen içerisinde,
‘Hesap Veren ve Saydam Kamu
Yönetiminin Teminatı Sayıştay’
vizyonu ilkelerinden aldığımız
ilhamla öncülük ve rehberlik
görevimizi kararlılıkla devam
ettireceğiz” dedi. (Fotoğraf: AA)
AKP, 2 yõl önce Rumlarõn Norveçli bir firma ile anlaşarak Kõbrõs adasõ çevresindeki
ihtilaflõ deniz alanlarõnda kõta sahanlõğõ araştõrmasõ yapmasõna göz yumdu. Rumlarõn,
2001’deki girişimine bölgeye savaş gemisi gönderip tepki gösteren dönemin hükümetine
karşõn AKP, 2006’da sessiz kalmayõ tercih edince Rumlarõn zõmnen söz konusu deniz
alanlarõnda hak iddia etmelerinin önü açõldõ.
BAŞSAVCILIK DOSYAYI ‘AKP’YE PARA AKTARILDIĞI’ İDDİASI YÖNÜNDEN İNCELEYECEK
Deniz Feneri Yargõtay’da
Rum arıyor, hükümet bakıyor
AKP hükümeti denizde petrol arayacak sismik gemiler almadõğõ için
TPAO’nun ürettiği hampetrol miktarõ her yõl yüzde 5 düşüyor
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Kõbrõs Rum Kesimi’nin, Tür-
kiye’nin petrol haklarõnõ ihlal edecek şekilde
Akdeniz’de petrol arayacağõ açõklanõrken,
AKP hükümeti hâlâ açõk denizde petrol ara-
yacak sismik araştõrma gemisini almamakta
diretiyor. Başbakanlõk Yüksek Denetleme Ku-
rulu (YDK), Türkiye Petrolleri Anonim Or-
taklõğõ’nõn (TPAO) sismik araştõrma gemisi-
nin bulunmamasõ nedeniyle “yıllardır yeni
bir saha keşfi yapmadığını” belirterek
“Bundan dolayı, TPAO’nun üretmiş ol-
duğu hampetrol miktarı her geçen yıl
yüzde 5 civarında tedricen düşüş göster-
mektedir” tespitinde bulundu.
YDK’nin “TPAO 2007 Yılı Raporu”nda,
“Kıbrıs Rum tarafının Doğu Akdeniz’de
petrol aramaya başlamasıyla, TPAO, MTA
ya da 9 Eylül Üniversitesi’nin denizlerde
petrol aramacılığında kullanılabilecek bir
gemi satın alması Türkiye’de tartışılmaya
başlanmıştır. (Ancak) Raporun inceleme ta-
rihine kadar (Eylül-2008) bu konuda önem-
li bir gelişme sağlanamamıştır” denildi.
Yeni yasa işi iyice zorlaştıracak
YDK raporunda, Türkiye’nin petrol arama
faaliyetlerine ilişkin şu ifadelere yer verildi:
“TPAO petrol aramacılığında ilk basa-
mak olan yüzey inceleme (jeolojik incele-
me) çalışmalarını tamamlamasına rağ-
men, detay çalışma olarak adlandırılan sis-
mik çalışmayı henüz her bölgede ve de-
nizlerde tamamlayamamıştır. Özellikle
denizlerdeki potansiyeli ortaya çıkarmak
için yabancı petrol şirketleri ile ortak ça-
lışmalar yapmış ancak büyük keşif diye-
bileceğimiz herhangi bir saha keşfi yapa-
mamıştır. Eğer TBMM’de yasalaşmayı
bekleyen 5574 sayılı Türk Petrol Kanunu
mevcut haliyle yasalaşırsa, TPAO’nun
önümüzdeki yıllarda işinin daha da zor-
laşacağı açıktır. Mevcut kanunda TPAO’ya
tanınan bazı imtiyazlar sayesinde, TPAO
yabancı petrol şirketleri ile rekabet ede-
bilecek ortamı yaratabilirken, yasalaşma-
yı bekleyen yeni kanun, TPAO’nun kamu
şirketi olması münasebetiyle hızlı hareket
etme kabiliyetini zayıflatacak ve bu durum
Türkiye’de mevcut hidrokarbon potansi-
yelini bir an önce tespit etme ve ekonomi-
ye kazandırma sürecini de uzatacaktır.”
YDK raporunda, “TPAO’nun gemi satın
alınması sürecinde, satın alınacak geminin
çalışma porgramında söz sahibi olabilme-
si için diğer kuruluşlarla (MTA, üniversi-
teler) gerekli koordinasyonun sağlanması
hususunda gerekli girişimlerde bulunma-
sı ve bu sürece dahil olması” istendi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ, Deniz Feneri
e.V.’nin Türkiye bağlantõlarõnõn
belirlenmesi amacõyla başlatõlan
soruşturma çerçevesinde Al-
manya’dan istenen dosyayõ,
Yargõtay Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ’na da gönderdi. Başsav-
cõlõk dosyayõ AKP’ye toplanan
yardõmlardan para aktarõldõğõ
iddasõ yönünden inceleyecek.
Bu yönde bir belirleme yapõl-
masõ durumunda AKP hakkõn-
da kapatma davasõ gündeme
gelebilecek.
Alman mahkemesi, Alman-
ya’daki Deniz Feneri Derne-
ği’nin yurttaşlardan topladõğõ
41 milyon Avro’nun 18 milyo-
nunun kuryeler aracõlõğõyla Tür-
kiye’ye yollandõğõnõ ortaya koy-
muştu. Türkiye’ye gönderilen
paralarõn bir bölümün de
AKP’ye aktarõldõğõ iddiasõ gün-
deme geldi. Geçen yõl kasõm
ayõnda idialarõn basõna yansõ-
masõ üzerine
Yargõtay Cum-
huriyet Baş-
savcõlõğõ, Al-
manya’dan bu
dosyanõn bir örneğini
isteyen Ankara Cumhu-
riyet Başsavcõlõğõ’ndan
dosyanõn bir kopyasõnõn
kendilerine de gönderil-
mesini talep etti. Ankara
Başsavcõlõğõ, Alman-
ya’dan gönderilen ve ter-
cümesi yaptõrõlan 3 bin
500 sayfalõk dosyanõn bir
kopyasõnõ Yargõtay Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’na
gönderdi.
Yargõtay Başsavcõlõğõ, dos-
yayõ AKP’ye para aktarõldõğõ id-
diasõ yönünden mercek altõna
alacak. İnceleme sõrasõnda
dosya hem
Siyasi Parti-
ler Yasasõ hem
de anayasanõn
yasaklayõcõ
hükümleri yö-
nünden değerlendire-
cek. Anayasanõn 69.
maddesine göre siyasi
partilerin yabancõ dev-
letlerden, uluslararasõ ku-
ruluşlardan, Türk uyru-
ğunda olmayan gerçek
ve tüzelkişilerden yar-
dõm almasõ, temelli ka-
patma nedeni sayõlõyor.
Almanya’da kurulu
Deniz Feneri e.V. derneği, Al-
man yasalarõna göre kurulduğu
için yabancõ uyruklu tüzelkişi-
lik olarak değerlendiriliyor.
Deniz Feneri Derneği’nden
AKP’ye para aktarõldõğõna iliş-
kin bulgulara ulaşõlõrsa, Yargõ-
tay Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nõn, partinin temelli kapatõl-
masõ istemiyle Anayasa Mah-
kemesi’ne dava açmasõ günde-
me gelecek. Yargõtay Başsav-
cõlõğõ’nõn herhangi bir somut de-
lile ulaşamamasõ durumunda
ise işlem yapõlmayacak. Anka-
ra Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Al-
man mahkemesinin “asıl fail-
ler” olarak nitelendirdiği, ara-
larõnda RTÜK Başkanõ Zahid
Akman’õn da bulunduğu 16 ki-
şi yönünden ise ceza soruştur-
masõnõ sürdürecek.