21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MELTEM YILMAZ Ankara Üniversitesi İla- hiyat Fakültesi Tefsir Ana- bilim Dalõ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Akdemir, Diyanet İşleri kurumunun kaldõrõlõp Kuran’õn mo- dern bir yaklaşõmla yo- rumlanmasõ gerektiğini belirterek, Türkiye’de sos- yal devletin can çekişir hale geldiğini, sadaka kül- türünün gelişmesinin ise ‘iğrenç’ bir durumun gös- tergesi olduğunu söyledi. 1989 yõlõndan bu yana ila- hiyat profesörü olarak gö- rev yapan Akdemir, Tür- kiye’nin bugünkü duru- mundan kaygõ duyduğunu söyledi. Geçen günlerde bir rö- portajınızda Diyanet İş- leri’nin hayattan kopuk birçok yönü olduğunu söylemiştiniz. Türkiye’de Diyanet İşleri halktan kopuk mu? Türkiye’de yalnõzca Di- yanet İşleri Başkanlõğõ’nõn değil, başta siyaset ve eği- tim olmak üzere birçok kurumun halktan kopuk yönü var. İçinde yaşadõ- ğõmõz toplumda birey yok, benlikler silinmiş, insanlar günlük yaşamlarõnõ sür- dürmek için benliklerini yitirir hale gelmişler. Si- yasiler de çõkarlarõnõ sür- dürebilmek adõna benlik- lerini feda etmişler. Dü- şünebiliyor musunuz, bir milletvekili, koltuğunu ko- rumak için inanmadõğõ dü- şüncelere inanõr gibi gö- rünmeye çalõşõyor. Tür- kiye maalesef, ikiyüzlüle- rin egemen olduğu bir ül- ke haline geldi. Demok- ratik krallõk bugünkü yö- netimin adõ. Siyasal İslam olgu- sunda bunun payı ne- dir? Siyasal İslam diye bir kavram olamaz ki.. Ancak ne yazõk ki dinlerin ticari- leştirildiği ve siyasileşti- rildiği bir dönemdeyiz. Benim ‘Kuran ve Laik- lik’ adlõ kitabõmda da bah- settiğim üzere, dinin siya- si amaçlara ulaşmak ve maddi çõkarlar elde etmek için kullanõlmasõ dinsiz- liktir. Bunu ateizm anla- mõnda da söylemiyorum. Çünkü tanõdõğõm birçok ateist, dindar görünen bir- çok kimseden daha onur- lu bir tavõr sergiliyor. An- cak şunu söylemek müm- kün: Din, araç haline dön- düğü andan itibaren çok büyük bir tehlike geliyor demektir. CMYB C M Y B 26 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Erdoğan Atina yolcusu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, 5 yõl aradan sonra 20 Haziran’da Yu- nanistan’a gidecek. Akropolis’in açõlõş törenine katõlacak olan Erdo- ğan’õn Atina’da Yunan meslektaşõ Kostas Karamanlis ile de görüşmesi bekleniyor. Başbakan en son 2004 yõlõnda Atina’ya gitmiş ve Batõ Trakya’yõ da ziyaret etmişti. Eğirdir’de içki yasağı Yurt Haberler Servisi - AKP’li Eğirdir Belediye Başkanõ Osman Nuri Özmeral, 15 Mayõs’ta encümen toplantõsõnda aldõklarõ ka- rarõ açõklarken, yaz dönemi yerli ve yabancõ turistlerin akõnõna uğrayan Altõnkum Plajõ’nda halkõn rahatsõz olduğu gerekçesiyle içki içmeyi ve mangal yakmayõ yasakladõklarõnõ söyledi. Özmeral, “Daha öncekiler vazifesini yapmamõş, biz yapõyoruz. Plaj, halka açõk bir tesistir. Orada halkõmõzõ rahatsõz edici faktörleri or- tadan kaldõrõyoruz” diye konuştu. DHKP-C davası başladı BRÜKSEL (AA) - Belçika, aralarõnda Özdemir Sabancõ cinayeti sanõğõ Fehriye Erdal’õn da bulundu- ğu DHKP-C üyelerini yargõlamaya başladõ. İki kez Belçika yargõtayõn- dan dönen davanõn dünkü duruşma- sõndan önce örgüt yandaşlarõ adliye önünde açõklama yaparak, yargõla- mayõ protesto ettiler. Duruşmada sa- nõk avukatlarõ “mahkemenin yetki- sizlik kararõ vererek yargõlamayõ durdurmasõnõ” talep etti. Davada Musa Asoğlu, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Fehriye Erdal, Şükriye Akar ve Zerrin Sarõ ile birlikte geçen yõl ölen Dursun Karataş yargõlanõyor. Çapan’a 5 yıl hapis İstanbul Haber Servisi - Esen- yurt Belediyesi’ndeki yolsuzluk id- dialarõna ilişkin görülen davada, Er- genekon davasõ kapsamõnda tutuklu bulunan eski Esenyurt Belediye Baş- kanõ Gürbüz Çapan, “suç işlemek amacõyla örgüt kurmak” ve “rüşvet almak” suçundan 5 yõl hapis cezasõ- na çarptõrõldõ. Mahkeme ayrõca Zeki, Günay ve Çetin Çapan’a da “suç ör- gütüne üye olmak”tan 10’ar ay hapis cezasõ verdi. Sanõklardan Mehmet Uzunol’a 4 yõl 2 ay hapis cezasõ ön- gören mahkeme, 16 sanõğõ 3 yõl 4 ay, 11 sanõğõ da 10 ay hapisle cezalan- dõrdõ. 68 sanõk hakkõnda açõlan, “suç örgütü üyeliği”, “suç örgütüne yar- dõm etmek” ve “ihaleye fesat karõş- tõrmak” davalarõ ise zamanaşõmõ ne- deniyle kaldõrõldõ. Gürbüz Çapan’õn aukatlarõ Yargõtay yolunun açõk ol- duğu ifade edilerek, “Hukuk yolu sonuna kadar aranacaktõr” denildi. Atatürk’e hakarete ceza MİLAS (Cumhuriyet) - Eski AKP’li İstanbul Mimarsinan Beledi- ye Başkanõ Cuma Bozgeyik hakkõn- da bir mahkûmiyet kararõ da Milas Sulh Hukuk Mahkemesi’nden geldi. Bozgeyik’in anlattõğõ ve Atatürk’e hakaret içeren fõkranõn görüntüleri- nin internet ortamõnda yayõlmasõnõn ardõndan Milas’ta ADD üyeleri tara- fõndan manevi tazminat davasõ açõl- mõştõ. Yaklaşõk iki yõl süren yargõla- ma sonucunda Cuma Bozgeyik her davacõya 500’er TL manevi tazminat ödemeye mahkûm oldu. Türk şoför 7 can aldı Dış Haberler Servisi - Ukray- na’nõn batõsõndaki Lvov kentinde, Türkiye’den gelen ve adõ açõklan- mayan TIR’õn şoförünün direksiyon başõnda uyumasõ sonucu meydana gelen kazada, aralarõnda bir bebeğin de bulunduğu 7 kişi öldü, 17 kişi yaralandõ. Yolcularõn, ibadet için Krehovskiy Manastõrõ’na gittiği açõklandõ. İki aracõn şoförü de kaza- dan sağ kurtulurken, Türk TIR şofö- rünün yaralõ olduğu bildirildi. Kaza nedeniyle, Lvov’da yas ilan edildi. 2. Babıâli Şenliği başlıyor İstanbul Haber Servisi - Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafõndan düzenlenen “2. Babõâli Şenlikleri” 1 Haziran’da başlaya- cak. İstanbul Valiliği, Büyükşehir ve Fatih belediyeleri ile İstanbul Ti- caret Odasõ’nõn desteklediği şenlik Sultanahmet Parkõ’nda (Mehmet Akif Ersoy Parkõ) 7 Haziran’a ka- dar sürecek. Şenliğe 80’i aşkõn ba- sõn-yayõn kuruluşu katõlacak. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalõ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Akdemir, “Diyanet İşleri kaldõrõlõp Kuran yeniden yorumlanmalõ” dedi Sosyal devlet can çekişiyor T ürkiye’de sınıfsız bir toplumdan giderek uzaklaşıldığını söylediniz. Şimdilerde yeni burjuva sınıftan bahsediyoruz. Muhafaza- kâr ancak gösterişi seven bir sınıftan. Bunu nasıl karşılıyorsunuz? Bu yalnõzca Müslümanlara özgü bir durum değil el- bet. Ancak böyle davrananlarõn, kimler olurlarsa ol- sunlar, insani boyuttan çõkmõş, değerlerden yoksun, zavallõ kimseler olduklarõndan hiç kimsenin kuşku- su olmasõn. Bana göre bu insanlarõn hiç zaman kay- betmeden tedavi görmeleri gerekir. İnsanlar ekmek bulamazlarken, aç dolaşõrlarken, ülkenin yüzde 25’i işsizken nasõl bu denli gösteriş yapõlõr anlamak mümkün değil!.. Gülen cemaati, cemaatin dışında olanlar için ta- nımlanamayan bir güç. Bir cemaatin devlet için- de bu kadar üst kademeleri ele geçirmesi normal midir? Türkiye’deki sivil toplum örgütleri ile cemaatlerin gerisinde dõş güçler var ve onlarõ kullanõyorlar. Ne- den bugün bu iktidar yönetimde örneğin.. bunun da bir nedeni var. Ben Türkiye’nin gerçek anlamda ba- ğõmsõz olduğuna inanmõyorum. Uzun yõllar güzel ül- kemizde yaşayan bir aydõn olarak şu gerçeği açõkla- mayõ zorunlu görüyorum: İster sağ ve isterse sol gö- rüşe mensup iktidarlar olsunlar, bu iktidarlarõn geri- sinde, onlarõ çõkarlarõ doğrultusunda kullanmak isteyen güçler var. Bu güçler icabõnda toplumu farklõ kamp- lara ayõrarak birbirlerini öldürecek düzeye bile geti- rebiliyorlar. Bakõyorsunuz toplum giderek fakirle- şirken, bir eve 500 lira girerken, cemaatler güzel ev ve sõcak yemekler sunuyor. Hatta öyle cemaatler var ki 5 kişiyi güzel yerlerde oturtuyorlar. Bu nedenle yok- sul aileler de çocuklarõnõ buralara gönderiyor. Bu siyasi bir politika mı.. toplumu aç ve yoksul bırakıp cemaatlere yönlendirmek? Bu tabii ki siyasi bir politika. Bu yeni bir şey de de- ğil, liderler birçok taviz verdikleri için böyle oluyor. Propaganda araçları gelişti Yeni olan nedir Türkiye’de? Eskiden iktidarlarõn kontrolündeki medya bu kadar güçlü değildi. Türkiye’deki siyasal İslamın propaganda araç- ları gelişti öyleyse? Tabii ki gelişti. Başka şeyler de değişti Türkiye’de… Örneğin dershaneler… Milli Eğitim Bakanlõğõ neden var? Bu kurumun vermesi gereken eğitim neden ders- hanelere bõrakõlõyor? Özel üniversiteler açõlõyor bir de mesela ardõ ardõna. Parasõ olup yeterli bilgisi olma- yan, özel üniversiteye gidiyor. Böyle bir şey olur mu? Bõrakõn bilgide de bilgisizlikte de eşitlik olsun.. Bu durum sosyal devlet anlayışının gerilediğinin işareti mi? Gerilemek ne kelime, Türkiye’de sosyal devlet can çekişir hale geldi.. Bitti.. sosyal devlet kalmadõ Tür- kiye’de. Böyle giderse insanlarõ birbirine çok kötü kõr- dõracaklar. İÇ SAVAŞ TEHLİKESİ L aikler ile İslam- cılar arasında bir kırılma ya- şanıyor zaten. Başka nasıl bir kırdırmadan bahsediyorsunuz? Bunu silahlõ eylemlere de dönüştürebilirler. Bir iç savaştan mı bahsediyorsunuz? Eğer aklõmõzõ başõmõza toplamazsak yani empati kurup birbirimizi anlamaya çalõşmak yerine laikçiler, İslamcõlar diye bir bölünmeyi sürdürecek olursak, iç savaş için ortam hazõrlanmõş olur. Yani bu işi iç savaşa da dönüştürebilirler.. Diyanet İşleri kaldõrõlmalõ Kuran yeniden yorumlanmalõ D iyanet İşleri geçen günlerde, yoga- nın İslamda yeri olmadığı yönün- de bir açıklama yaptı. Siz yoga ya- pıyor ve bunun dersini veriyorsunuz. Di- yanet’in bu söylemini nasıl karşıladınız? Diyanet yogayõ yasaklamõş değildir. Ben 6 yõldõr yoga yapõyorum. Yoganõn savunduğu il- keler ile İslamõn savunduklarõ örtüşüyor. Tõp- kõ Kuran’da olduğu gibi Yogada da eylemle- rin Birlik’ten kaynaklandõğõ söyleniyor. Yogada da Kuran’da da yalan söyleyemezsin, söyler- sen bu senin ruhunu bozar. Nasõl ki amacõndan sapmõş bazõ tarikatlar bugün İslam dini ile uz- laşmayan bazõ olumsuzluklar sergileyebili- yorlarsa.. bazõ yoga hocalarõ da yogayõ ama- cõndan saptõrabilirler. Diyanet bu nedenle yo- gaya mesafeli durmuş olabilir. Diyanet’in, ek- sikliklerini tamamlamasõ, Peygamberimizin bi- ze sunduğu dini sevgiyle öğretmesi lazõm. Ay- rõmcõ değil, birleştirici bir İslam felsefesinin su- nulmasõ lazõm. Ortaçağdan kalma fetvalar var, bunlarõn yenilenmesi lazõm. Kuran’ın yeniden yorumlanma zamanı mı geldi? Kuran zaten sürekli yorumlanõyor ve yeni- den yorumlanmalõ da... Bana göre Türkiye’de birçok kavram da yeniden tanõmlanmalõ. Bu ta- nõmlamada Diyanet İşleri de yeniden düşü- nülmeli. Çünkü Türkiye eğer laik bir ülke ise.. laik bir ülkede devlete bağlõ bir Diyanet İşle- ri olamaz. Diğer taraftan bu durumdan Alevi- ler de memnun değil, ateistler örneğin neden vergi verdiklerini bilmiyorlar. Bakõn, şu anki Diyanet İşleri Başkanõ ile ekibi gerçekten çok değerli ve iyi niyetli insanlar… Ülkeye hiz- met için büyük çaba harcõyorlar. Diyanet İşleri seksen bin görevliyi istihdam eden bir kuruluş. Ancak yarõn kendi düşüncelerini empoze etmek isteyen bir hükümet olsa bu kurumu istediği gi- bi kullanabilir. Halihazırda böyle bir kullanma durumu var mı? Diyanet’in özgürce hareket ede- bildiğine inanıyor musunuz? Kullanõlõp kullanõlmadõğõnõ ben söyleye- mem ama Türkiye’de kim özgürce hareket ede- biliyor ki!.. Türkiye’deki nerdeyse bütün ku- ruluşlar yabancõlaşma kaynağõna dönüşmüşler; çünkü bireyselleşmenin önünde en önemli en- geli oluşturmaktalar. Bana göre bu çõkmazdan kurtulmanõn tek yolu, halkõn, siyasete fiilen ka- tõlmasõdõr. 18 yaşõnõ doldurmuş olan her bire- yin, kendi görüşüne uygun düşen bir siyasi par- tiye üye olmasõ gerekir. Böylece her bir birey, üye olduğu siyasi partiyi daima denetim altõnda tutacaktõr. Adil olmayan görüşlerine anõnda kar- şõ çõkacaktõr. Tepkisini göstermek için dört ya da beş yõl beklemeyecektir. İnternet ortamõ bu denetimi anõnda ve en etkin bir biçimde gerçekleştirme imkânõnõ sağlamaktadõr. Sürekli denetim altõnda bulunan partiler, oylarõnõ yitirmemek için üyelerinin görüşlerini dikkate almak zorunda kalacaklardõr. Dileğim, Türkiye’de barõşõn, sevginin, karşõlõklõ saygõnõn ve kardeşliğin ege- men olduğu demokratik ve laik bir topluma bir an önce ulaşmamõzdõr. P eki, Türkiye’de din araç- sallaştırıldı diyebilir mi- yiz? Hiç kuşkunuz olmasõn. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada. Şu anda Türkiye’de din, bu çir- kin yaklaşõmdan ötürü bireyin kendini gerçekleştirmesini sağ- layan bir kurum olmaktan çõkõp bireyi hiçleştiren bir kurum haline gelmiştir. Bi- rey de bu durumda aidiyet duygusunu hissedebilmek için gidip cemaatler ile sivil toplum örgütlerine üye olu- yor. Ama bu şekilde de olan demokrasiye oluyor. Sadaka dağıtılıyor, örneğin yardım adı altında. Bu du- rum bireyin gözünde dini, kapıya gelen bir kutu bakli- yatla özdeşleştirmez mi? İnancı tehlike altına almaz mı? Türkiye’de yapõlan ‘yardım- lar’ tek kelimeyle iğrenç bir du- rumun göstergesi. Kuran’õn en önemli indiriliş amaçlarõndan biri de sõnõfsõz bir toplum oluşturmaktõr. Bu yüzden toplumun fakirleştirilerek bu şekilde yardõmlara muhtaç bir du- ruma düşürülmesi Kuran’õn ruhuna ay- kõrõdõr. Sadaka, Kuran’da geçtiği şekliyle ‘devlete verilen vergi, inancı doğru- layan güzel iş, yardım’ demektir ve olumlu bir karşõlõğõ vardõr; ancak Tür- kiye’de bu kavram aşağõlayõcõ bir anla- ma gelmeye başlamõştõr. Zekât hiçbir za- man, zengin Müslümanlar sevap ka- zansõn diye farz kõlõnmamõştõr. Sõnõfsõz bir toplum oluşturmaktõr amaç. Ama şim- di sõnõfsõz bir toplum oluşturmak şöyle dursun, tamamen kapitalist değerlerin egemen olduğu bir ülke haline geldik… Türkiye’de sadaka kültürünün gelişme- si, Kuran’dan kopuşun, sõnõfsõz top- lumdan uzaklaşmanõn en belirgin gös- tergesidir. 500-800 TL gibi açlõk sõnõrõ altõnda bir gelirle ailesini geçindirmeye çalõşan bir aile reisi, çocuklarõna gereken ilgiyi gösteremeyince cemaatler onlar- la ilgileniyorlar. İlgilenmeleri elbette ki güzel bir husus. Ancak bu kuruluşlar, ge- nelde bu çocuklarõ ve gençleri, kendile- rini gerçekleştirmeleri ve böylece ken- di olmalarõ için değil; kendi kurumlarõ- nõn çõkarlarõna hizmet etmeleri için ye- tiştiriyorlar. Tabii ki çõkarlarõ söz konusu olunca bu kurumlar ve cemaatler öğ- rencilere çok güzel evler ve sõcak ye- mekler sunuyorlar. Hatta öyle cemaat- ler var ki 5 kişiyi özel dairelerde bile otur- tabiliyorlar. Bu nedenle yoksul aileler de çocuklarõnõ buralara gönderiyor. Böyle çirkin bir amacõ gütmeyen kuruluşlarõ bu tür betimlemelerden tenzih ederim tabii... DİN ARAÇSALLAŞTIRILDI Cemaatler siyasetin ürünü ‘ ’ Türkiye eğer laik bir ülke ise.. laik bir ülkede devlete bağlõ bir Diyanet İşleri olamaz. Diğer taraftan bu durumdan Aleviler de memnun değil, ateistler örneğin neden vergi verdiklerini bilmiyorlar. Toplum fakirleşirken cemaatler güzel ev ve sõcak yemekler sunuyor. Hatta öyle cemaatler var ki 5 kişiyi güzel yerlerde oturtuyorlar. Yoksul aileler de çocuklarõnõ buralara gönderiyor. Türkiye’de yapõlan ‘yardõmlar’ tek kelimeyle iğrenç durumun göstergesi. Kuran’õn en önemli indiriliş amaçlarõndan biri de sõnõfsõz bir toplum oluşturmaktõr. Toplumu fakirleştirerek bu şekilde yardõmlara muhtaç bir duruma düşürülmesi Kuran’õn ruhuna aykõrõdõr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle