Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 2009 SALI
6 HABERLER
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Geçen hafta Ümit Zileli ile birlikte Kanal D
televizyonunda yayımlanan 32. Gün progra-
mına davet edildik. Programda, Türkan Say-
lan’ın ölümünün ardından dinci basının iğrenç
tutumu tartışılacaktı. Karşımızda misyonu
Atatürkçüleri hedef göstermek olan şeriatçı Va-
kit gazetesinin yazarlarından S.A. vardı. Her
davranışından stüdyoya kavga etmek için
geldiği anlaşılan bu “önyargılı” şahıs nedense
panik halindeydi! Daha birkaç gün önce “Say-
lan’a hakkımızı helal etmiyoruz. Onu Ergene-
koncular öldürdü. Otopsi yapılsın” diye utanç
verici yayınlar yapan Vakit’in bu çalışanı aca-
ba niçin öfkelenmişti?..
Program sırasında S.A’nın yalanla-
rı ve hezeyanlarını dakikalar boyunca
sessizce dinledik. Ancak Vakit yaza-
rı, Saylan’a hakaret etmeyi sürdürünce
tahammül sınırlarımızı iyice zorladı.
“Erbakan, Hazine’yi 1 trilyon lira do-
landırmaktan ceza aldı. Öldüğünde
hakkınızı helal edecek misiniz” şek-
lindeki sorumuz ise onu çıldırttı! Tar-
tışmayı kişiselleştirdi ve “suç şahsidir”
gerçeğini unutarak bir yakınımın karıştığı olay-
dan beni sorumlu tutmaya çalıştı, ardından iğ-
renç hakaretler yağdırdı.
15 yıllık ekran deneyimime karşın ilk kez bir
televizyon programında tehdit ve saldırılar ne-
deniyle kendimi seviyesiz bir ortamın içinde bul-
dum. Oysa meslek yaşamı boyunca herkese
küfür ve hakaret etmeyi meziyet sanan S.A.
stüdyoyu terk edip kaçmasaydı gazetesiyle il-
gili çok önemli sorulara muhatap olacaktı! İş-
te program sırasında önümüzdeki dosyada bel-
geleri duran sorulardan bazıları... Vakitçiler if-
tira ve küfürden fırsat bulabilirlerse yanıtlasınlar:
Hizbullah’ın hamisi!..
Tarsus İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcı-
sı Mustafa Özkan, 9 Ekim 1997 günü kimli-
ği belirsiz bir kişinin ensesine 2 el ateş etme-
si sonucu öldü. Olaydan bir gün sonra Turgut
İşveren İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni, ev-
li ve 2 çocuk babası Oktay Bulun da evinin
önünde 2 kişi tarafından boğazı bıçakla kesi-
lerek katledildi.
Gazeteler “Atatürkçü” olarak bilinen
iki öğretmenin şeriatçı terörün kurba-
nı olduğunu vurguladı. Örneğin Milli-
yet gazetesi, 12 Ekim 1997’de “Tar-
sus’ta Hizbullah endişesi” başlığını
attı. Gazetemiz de olayın ardında din-
ci örgütün olduğunda ısrar etti. Ken-
dilerinden olan herkesin sabıkasını
kamufle etmekte büyük beceri göste-
ren Vakitçiler ise o dönemde de iftira yağdır-
dı. (O zamanki adıyla) Akit gazetesi 12 Ekim
1997 tarihli manşetinde, “Medyadan çirkin tez-
gâh” başlığını kullanarak, “Olayın namus me-
selesinden kaynaklandığını ortaya çıkardık” di-
yerek okurlarının bile yüzünü kızarttı! Akitçiler
utanmadan gazeteleri, “Cezayir olaylarına
gönderme yapmak gibi tehlikeli bir tezgâha ça-
nak tutmakla” da suçlamış ve şöyle demişlerdi:
“Cinayetin siyasi hiçbir yönü yok. Cinayetin
aynı zamanda biyoloji öğretmeni de olan Mus-
tafa Özkan’ın bir kız öğrencisi ile oldukça ile-
riye giden bir ilişkisinden kaynaklanma ihtimali
yüksek.”
Vakit’in iğrenç yalanı!..
Gerçekler ve Akit’in yalanı çok geçmeden or-
taya çıktı. 16 Şubat 1998 günü basına açıklama
yapan Tarsus polisi, iki öğretmenin katillerinin
“Yakup” kod adlı Mustafa Eroğlu, Abdülva-
hit Kaya, Erol Konuray ve Mehmet Şimşek
adlı Hizbullahçılar olduğunu duyurdu. Döne-
min Mersin Emniyet Müdürü Tuncay Yılmaz
da olayla ilgili olarak, Hizbullah’ın Mersin so-
rumlusu “Lokman” kod adlı Mustafa Gürlü-
er, Harun Tetik ve 5 örgüt üyesinin de aran-
dığını açıkladı.
Ölülerin ardından iftira atmayı gelenek ha-
line getiren Akit’in kamufle çabası o günlerde
de boşa çıkmış, dinci kalemşorlar yalanla de-
rinleştirdikleri bataklıklarında baş başa kal-
mışlardı.
Bu olaydan tam iki yıl sonra, 2000 yılının ocak
ayı başlarında İstanbul’da gizemli olaylar ya-
şandı. Said Nursi yanlısı olan Zehra Eğitim Vak-
fı’nın yöneticileri bir bir ortadan kayboldu. En
sonunda ise vakıf başkanı İzzetin Yıldırım ka-
çırıldı. Polis, olayın Hizbullah içindeki çekiş-
meden kaynaklandığını saptadı. Ancak tam o
tarihlerde Vakit gazetesinin bahçesine bir Ka-
laşnikof tüfek bırakıldı! Üzerlerine sıçrayan su-
yu bile abartan Vakitçiler, ne ilginçtir ki o dö-
nemde bu olayın üzerine hiç gitmedi! Gazetenin
yöneticileri silah olayının perde arkasını 9 yıl-
dır gizlemeyi tercih ediyor! Neden acaba?..
Teröristin reklamcısı!..
Vakitçiler nasıl olduysa Kalaşnikof olayından
sonra Hizbullah’a olan sempatilerini daha açık-
ça dışa vurmaya başladılar. Buna belki de ve-
fa borcu denilmeliydi!.. Örneğin terör örgütü Hiz-
bullah’ın yayın organı olan Gerçek Haber ga-
zetesinin reklamlarını Türk basınında bir tek Va-
kit yayımladı!.. Hem de birinci sayfadan!.. Va-
kitçiler, Hizbullah cinayetlerini örtbas etmekten
örgüt içi çatışmalarda susturulmaya, hedef gös-
termekten dinci örgütün reklamını yapmaya ka-
dar uzanan ilginç bir sürece geldiler!
Peki Vakitçiler dinci teröristlerin cinayetleri-
ni neden örtbas ederler?.. Niçin “Benim sapı-
ğım… Benim hırsızım… Benim teröristim iyi-
dir” diye çifte standarda sığınırlar?.. Bu soru-
nun yanıtını 32. Gün’de “Türkan Saylan öz-
gürlük düşmanıdır” diye bağıran S.A’nın 11 Ey-
lül 2008 tarihli yazısından yanıtlamak bile Va-
kit’in gerçek yüzünü ve ne denli tehlikeli bir
odak olduğunu göstermeye yeter:
“Ben; bir Müslümanı, hele bir fâsık saldırı-
yorken, asla yıpratmam! Kesin çizgilerim var-
dır; ve çifte standartlarım!.. Bu çifte standart na-
sıl mı işler?.. Basit; itham Müslüman’a yönel-
mişse; iftira olduğu önyargısından hareketle çı-
karım yola. Kâfire yönelmişse; doğru olabile-
ceği önyargısından!.. Evet; benim önyargılarım
var!.. Ve bu önyargılarımı çok seviyorum! Er-
genekon terör örgütüdür. Deniz Feneri bir Yar-
dım Derneği! Bir de subjektif değerlendirmem
olacak: Deniz Feneri benimdir, Ergenekon
kahrolası darbe düzeninin! Deniz Feneri için da-
va sürecinin tamamlanmasını beklerim. Erge-
nekon davası sanıkları söz konusu olduğunda
ise; bu adamların büyük bir bölümünün, ne azı-
lı din düşmanı olduklarını bilmemden üzerine
giderim! Bindiririm!..”
Vakit yazarı S.A, 32. Gün stüdyosundan ağ-
zından salyalar akarak kaçmasaydı, hem te-
rörist hamiliğinin hem de çifte standart utan-
mazlığının gerekçeleriyle ilgili daha birçok
soruya muhatap olacaktı!.. S.A. boynunda, ga-
zetesinin hedef gösterdiği Ahmet Taner Kış-
lalı, Gümüşhane Barosu Başkanı Ali Günday,
Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin ile ka-
tillerini örtbas etmeye çalıştıkları Atatürkçü öğ-
retmenler Mustafa Özkan ve Oktay Bu-
lun’un günahlarıyla kaçtı!..
Son not sevgili Cumhuriyet okurlarına...
Küfürbazlarla aynı ortamda bulunduğum ve
meydanı boş bulan yobazlara anlayacakları dil-
den yanıt vermek zorunda kaldığım için beni
hoş görmelerini rica ediyorum... Ne de olsa in-
san aydınlanma kavgasında bazen zifiri ka-
ranlıkta yürümek zorunda kalıyor ve ne yazık
ki çamura da basabiliyor!..
Zifiri Karanlıkta Çamura Basmak!..
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Getiricimi,Götürücümü?
Geçen yıldan beri gündemde. İki haftaya kadar
6 milyar dolarlık ihale sonuçlandırılacak. Ankara’da
müthiş bir kapışma var! Konu, İstanbul-İzmir oto-
yolu! Gebze’den Yalova’ya denizden dünyanın en
büyük köprüsü üzerinden geçecek ve İzmir’e uza-
nacak. Şirketler dışarıdan kredi de bulmuşmuş.
Yap-işlet-devret modeli! Uzunluğu 430 km. kadar.
Yapımı 7 yıl sürecekmiş. İstanbul-İzmir arası
140 km. kısalacakmış. 4-5 saatte İzmir! İstanbul
Bursa ve Bursa-İzmir arası da!..
Kulağa hoş geliyor, değil mi? Bir sevinç bir se-
vinç!
Karayolları ağızları ballandırıyor: Heyyy yılda 800
milyon dolar tasarruf edeceğiz! Ayrıca yolla birlikte
ekonomi, özellikle “Yalova, Bursa, Balıkesir, Ma-
nisa ve çevre illerin ekonomileri” de canlanacak!
Hem tasarruf hem ekonomik patlama! Yeme de
yanında yat! Demek, yılda şöyle 10 milyar liraya
yakın bir fazladan ekonomi! AKP altın vuruşla eko-
nomiyi kurtaracak!
Reklam müthiş, İstanbul formula yarışları pisti
gibi, Türkiye’ye atılmış büyük kazıklardan birini
çağrıştırıyor!
Ama kimse, yahu bu projeye ihtiyaç mı var di-
ye sormuyor! Otoyolun götürecekleri üzerine
tartışma sıfır!
İstanbul-İzmir, karayolundan zaten 4 saat! Fe-
ribotla Mudanya ve oradan İzmir! İstanbul-Bursa
zaten bir saat! İnanmıyorsanız İDO’nun sitesine
giriniz!
7 yıl boyunca yeniden yeşillik, orman, mera kı-
rımı!
Petrol tüketimine davet! Karayollarının tasarruf
cilasını şöyle anlayın: 800 milyon dolarlık ek pet-
rol harcaması! Dış kredilere mutlaka Hazine ga-
rantisi de verilecek, Türkiye yeniden sorumluluk
altına sokulacak! 6 milyar dolara, 8 milyar dola-
ra doğru tırmanacak, Hazine devreye gerecek...
Bu yol yapımı projelerini bu halk bilmez mi!
Burada amacım aslında başka: Türkiye’nin şüp-
hesiz büyük ekonomi projelerine ihtiyacı var! Bu
projeler ekonomiye katma değeri yüksek katkılar
yapmalı!
Sormak gerekir:
6-8 milyar dolar gibi müthiş bir kaynak tükete-
cek bu otoyol, üretici /büyük katmadeğer yara-
tıcı mı? Yoksa, kaynak tüketici mi?
AKP’nin iktidara geldiğinden beri iki “büyük” pro-
jesi var: Özelleştirme ve “duble” yol! Özelleştirme
AKP’nin nakit ihtiyaç ve harcamalarını karşılıyor!
Duble yola gelince, aslında ucuzluğu ihtiyaç kar-
şılaması bakımından gerekli iken, AKP’li yol ya-
pımcıların zenginleşme ihtiyaçlarını karşılamaya
yöneldi ve düşük kalitesi ile Karayollarına müthiş
ek harcamalar yükledi!
Evet sorumuza dönelim: Türkiye, dışalıma ba-
ğımlı büyüme yapısı ile krizsiz dünyada bile kriz
üreten bir ekonomiye sahip! Hem üniversitede “ho-
ca” hem ekonomi-siyaset yazarı, yüksekten atan-
lardan biri diyordu ki geçenlerde: “Bayram edin,
işte cari açık değil fazla veriyor ekonomi”... Tam
demagoji! Ama bunu bir “hoca” soruyorsa, o za-
man “cahil demagojisi” demek gerekir!
Ama bu “hoca”nın asla “neden Türkiye yüksek
teknoloji ihracatında dünyanın en geri ülkesi, ne-
den dışsatım içinde yüksek teknolojinin payı yüz-
de 1.4 ile Avrupa’nın en azı” diye sorduğunu gö-
ren olmamıştır! Kriz üreten yapıya ortaklıklarından
mıdır?!
Yeniden soruyorum: 6-8 milyar dolarlık oto-
yol, Türkiye ekonomisinin orta ve yüksek tekno-
loji üretimini ve bu kapsamda mal ve hizmet sa-
tışını arttıracak mı? Yoksa baltalayacak mı?!
Otoyol projesi, Türkiye’nin yapısal ekonomik kri-
zine kaynak yaratarak krizi aşmasına hizmet mi
edecek, yoksa kaynak mı tüketecek ve kriz ya-
pısını güçlendirecek mi! Bu otoyol projesi, Türkiye
ekonomisini Bilgi Ekonomisine yaklaştıracak mı?
Dünya, orta ve yüksek teknolojik mal ve hiz-
metler üreten ekonomilerin “paçayı” kurtardığı bir
savaş alanı!
Yani, Türkiye’nin olmadığı bir alan!
Türkiye’de “yüksek zekâ” ise, 6-8 milyar otoyol
projesiyle övünüyor, parayı bu kolay yoldan ka-
zanmaya teşvik ediyor! Türkiye “bu otoyol ihra-
catı”ndan acaba kaç milyar dolar kazanacak?!?
obursali@cumhuriyet.com.tr
Eğitim-Sen, ilköğretim ve lise düzeyindeki okullarda artan şiddetin tehlikeli boyuta ulaştõğõna dikkat çekti
‘Krizmasasõoluşturulmalõ’ADANA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye’de genelde ilköğretim okul-
larõ ve liselerde, özelde Adana’daki
okullarda tõrmanan şiddet olaylarõna
değinen Eğitim-Sen Şube Başkanõ
Güven Boğa, “Başta eğitim ör-
gütleri olmak üzere öğrenci ve ve-
lilerle birlikte herkes, okullarda
şiddeti azaltmak için üzerine düşen
sorumluluğu yerine getirmeli ve
acilen bir ‘kriz masasõ’ oluşturul-
malı” dedi.
Çeşitli illerdeki okullarda meyda-
na gelen, veli ya da öğrencilerin
okulda öğretmenlere saldõrmasõ, öğ-
rencilerin birbirini yaralamasõ gibi ba-
sõna da yansõyan olaylarõ yer ve tarih
vererek isim isim açõklayan ve olay-
larõn tõrmanmasõndan eğitimci olarak
kaygõ duyduklarõnõ belirten Boğa
yaptõğõ açõklamada şunlarõ söyledi:
“Son aylarda okullarda ve okul
önlerinde yaşanan şiddet ve kavga
görüntülerinde ciddi artışlar mey-
dana geldiği, bu olaylarda çok sa-
yıda öğrenci ve öğretmenin yara-
landığı, hatta ne yazık ki yaşamı-
nı yitiren öğrenciler olduğu bilin-
mektedir. Okullarda yaşanan şid-
det olaylarının her geçen gün art-
ması, acil çözüm üretilmediği sü-
rece olayların artarak süreceğinin
de işaretleridir. İlköğretim okulları
ve liselerde artan öğrenci kavga-
ları, bazı velilerin sorun çözmek
adına okulu basmaları, öğretmen
ve öğrencilere şiddet uygulanma-
sı gibi olaylar neredeyse olağan ha-
le gelmiştir. Toplumun ekonomik
ve sosyal yaşamında zor bir sü-
reçten geçtiği bir dönemde sıkça
görülen, duyulan olayların kay-
nağında genç beyinlerin mafya
dizileri, aksiyon, macera, gerilim,
korku türünde filmleri izlemeyi
tercih etmesinin yanı sıra, yine
internet kafelerde savaş ve dövüş
oyunlarının öncelikle tercih edil-
mesinin yattığı da bir gerçektir.”
Okullarda şu anda tahmin edile-
meyecek oranda çeteleşmenin söz
konusu olduğunu söyleyen Güven
Boğa, öğrencilerin, ailelerin yaşadõ-
ğõ ekonomik ve sosyal sorunlardan
kaynaklõ hõrçõnlõklarõnõ okul orta-
mõnda yarattõklarõ gruplaşmalar ile
farklõ alanlara yansõtma eğilimine gir-
diklerini vurguladõ. Boğa pek çok
gencin, sinema, TV gibi kitle iletişim
araçlarõndan aldõğõ ve önüne sunulan
dünyadan yaptõğõ çõkarõmlarla kõsa
yoldan önemli biri olmak istediğine
dikkat çekti. Gençlerin asõl çatõşma
mekânlarõ okul dõşlarõ olmasõna kar-
şõn, okul içlerinde de küçümsen-
meyecek oranda bõçakla yaralama,
hatta öldürme gibi farklõ boyutlarda
şiddet olaylarõ yaşanmaya başladõğõnõ
anõmsatan Boğa, okullarda yaşanan
şiddet olaylarõnõn önüne geçebil-
mek için, ilgili tüm kesimleri sorumlu
davranmaya çağõrdõ.
Boğa şiddetin önüne geçilebilmesi için şu
önerileri dile getirdi: “Başta eğitim örgüt-
leri olmak üzere öğrenci ve velilerle bir-
likte herkes, okullarda şiddeti azaltmak
için üzerine düşen sorumluluğu yerine ge-
tirmeli ve acilen bir ‘kriz masası’ oluştu-
rulmalıdır. Her okulun şiddetle mücadele
etmek için alınması gereken somut ön-
lemleri, ne yapılacağını ve nasıl önlenece-
ğini gösteren bir eylem planı olmalıdır.”
‘SOMUT ÖNLEMLER ZORUNLU’
‘Okul basan
uzman çavuş
açığa alınsın’
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Eğitim-Sen ve İHD Diyarbakõr
Şubeleri tarafõndan yapõlan ortak ba-
sõn açõklamasõnda, Şehit Albay Güner
Ekici İlköğretim Okulu’nda bir uzman
çavuşun okulu basarak oğluyla kavga
eden bir öğrenciyi dövmesini kõnadõ.
Açõklamada, uzman çavuş E.A’nõn
açõğa alõnmasõ istendi.
Diyarbakõr’õn Bağlar ilçesindeki Şe-
hit Albay Güner Ekici İlköğretim
Okulu’nda öğrenim gören 6. sõnõf öğ-
rencisi M.B’nin, uzman çavuş E.A.
tarafõndan dövülmesiyle ilgili okulun
önünde basõn açõklamasõ ve oturma
eylemi yapan Eğitim-Sen ve İHD üye-
lerine KESK’e bağlõ sendikalarõn tem-
silcileri, İHD Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Muharrem Erbey, M.B’nin aile-
si ve sõnõf arkadaşlarõ destek verdi.
‘Travma geçiriyorlar’
Eğitim-Sen Şube Başkanõ Abdullah
Karahan, bu tür yaklaşõmlarõn devam
etmesinin en önemli nedeninin Kürt
sorunundaki çözümsüzlük olduğunu
savunarak şöyle konuştu: “Bu olay
bölgede yıllardır uygulanan politika-
ların şiddeti nasıl meşrulaştırdığının
bir sonucudur. Bölgemizde yüzlerce
okulumuz askeri kışla haline dönüş-
türülmüştür. Bu okullarda eğitim ve
öğretim gören öğrencilerin ruhsal
kişilik bozuklukları yaşayarak çeşitli
travmalar geçirdikleri, kamuoyu ta-
rafından bilinmektedir.”
E.A. hakkõnda Genelkurmay Baş-
kanlõğõ’nõn inceleme başlatmasõnõ
önemsediklerini ifade eden Karahan,
E.A’nõn açõğa alõnmasõnõ istedi.
DİYARBAKIR’DA TEPKİ
Şehit polis uğurlandı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hakkâri’nin Yükse-
kova ilçesinde meydana gelen
patlamada şehit olan polis me-
muru Ufuk Şentürk’ün cena-
zesi, düzenlenen törenin ardõn-
dan Ankara’da toprağa verildi.
Ufuk Şentürk için Emniyet
Genel Müdürlüğü’nde bir tören
düzenlendi. Törene, Şentürk’ün
annesi Leyla Şentürk, babasõ
Ali Şentürk, kendisi de polis
memuru olan ağabeyi Şafak
Şentürk ile yakõnlarõ ve İçişle-
ri Bakanõ Beşir Atalay, Emni-
yet Genel Müdürü Oğuz Kaan
Köksal, Hakkâri Valisi Mu-
ammer Türker, askeri erkan ile
çok sayõda emniyet müdürü ve
polis memuru katõldõ.
Ufuk Şentürk’ün Türk bay-
rağõna sarõlõ tabutu, Ankara
Emniyet Müdürlüğü bahçe-
sinde meslektaşlarõ tarafõndan
omuzlara alõnarak, hazõrlanan
katafalka konuldu. İçişleri Ba-
kanõ Beşir Atalay, burada yap-
tõğõ konuşmada, 27 yaşõnda
genç bir polisin şehit olmasõn-
dan duyduğu üzüntüyü dile
getirerek, “Ufuk’un bir suçu
var mı? Yüksekova’da ne
için görev yapıyor? Can ver-
meyelim diye uğraşıyoruz,
ama güvenlik güçlerimiz va-
tanın huzur ve güvenliği için
gerekirse can verecek. Bu
mesleğe girerken tabiatında
bunun olduğunu polisleri-
miz bilir.”
Kocatepe Camisi’nde düzen-
lenen törenin ardõndan Şen-
türk’ün cenazesi, Cebeci Asri
Mezarlõğõ’ndaki polis şehitli-
ğinde toprağa verildi.
Yüksekova’daki saldõrõda şehit düşen Şentürk için tören düzenlendi
Cenaze törenine katılan Şentürk’ün yakınları sinir krizi geçirdi. (Fotoğraf: AA)
Domuz gribi 91 can aldı
CENEVRE (AA) - Dünya
Sağlõk Örgütü (DSÖ), domuz
gribine neden olan H1N1 virüsü-
ne yakalananlarõn sayõsõnõn 46
ülkede 12 bini geçtiğini, ölü sa-
yõsõnõn da 91 olduğunu duyurdu.
DSÖ vakalarõn yaklaşõk yarõsõnõn
ABD’de ortaya çõktõğõnõ, Meksi-
ka’da ise cumartesi gününden
beri 282 yeni vaka görüldüğünü
ve 5 kişinin öldüğünü söyledi.
Efes 2009 Tatbikatı
ANKARA (Cumhuniyet
Bürosu) - Türk Silahlõ Kuvvetle-
ri’nin planlõ tatbikatlarõndan Efes
2009’un bugünkü bölümünü Baş-
bakan Tayyip Erdoğan ve Genel-
kurmay Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ izleyecek. Efes-2009 Tat-
bikatõ’na kara, hava ve deniz un-
surlarõnõn yanõ sõra Jandarma ve
Sahil Güvenlik Komutanlõğõ’na
bağlõ birimler de katõlacak.
Duvar tıraşlanacak
TRABZON (Cumhuriyet) -
Trabzon’un Uzungöl beldesinde
bölge halkõnõn şiddetle karşõ çõktõ-
ğõ gölün çevresindeki duvar tõraş-
lanarak düzeltilecek. Çevre ve Or-
man Bakanõ Veysel Eroğlu,
“Uzungöl’e önem veriyorum.
Oradaki bazõ yüksek duvarlar tõ-
raşlanacak. Hayvanlarõn bir taraf-
tan bir tarafa geçmesi için de ge-
çitler de bõrakacağõz. Çevreyi de
yeşillendireceğiz” dedi.
Metro inşaatında kaza
İstanbul Haber Servisi -
Kadõköy-Kartal Metro inşaatõ
alanõnda temele monte edilmek
istenen 16 ton ağõrlõğõndaki de-
mir kafes, bağlõ bulunduğu vin-
cin halatlarõndan birinin kopmasõ
nedeniyle yan yattõ. Olay yerinde
güvenlik önlemlerinin alõnmasõ-
nõn ardõndan dev demir kafes,
yaklaşõk 1 saatlik çalõşmanõn ar-
dõndan vince halatlarla bağlandõ.
İğne oldu, öldü
AYDIN (AA) - Bülent
Oğuz adlõ yurttaş, bacak ağrõsõ şi-
kâyetiyle Aydõn’da bir hastaneye
gitti. Burada iğne yapõlan Oğuz,
taburcu edildi. Yaya olarak evine
giderken kaldõrõmda düşen Oğuz,
tekrar hastanenin acil servisine
kaldõrõldõ. Oğuz, buradaki müda-
halelere rağmen yaşamõnõ yitirdi.
Olayla ilgili soruşturma başlatõldõ.
5 kişiye 37 biner TL
ANKARA (AA) - On Nu-
mara’da kazanan numaralar, “2, 4,
8, 9, 17, 18, 27, 31, 38, 39, 41, 43,
49, 53, 55, 65, 66, 69, 71, 75, 77
ve 79” olarak belirlenirken, 10 bi-
len 5 kişi 37 bin 626 TL kazandõ.
Çekilişte 9 bilenler 1608 TL, 8 bi-
lenler 87 TL, 7 bilenler 11 TL, 6
bilenler 1.95 TL, hiçbir numarayõ
tutturamayanlar 1.25 TL kazandõ.