23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 2009 SALI 14 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR Direngenliğe Övgü Bir okurumdan, Han Sultan Şahin’den, önce bir kart aldım. Hemen karşılık yazdım ona. Sultan, kartımı ayrıntılı bir mektupla yanıtladı. Bu yazıda söz Sultan’ın... “Yaşım 29 olacak yakında. Ömrümün yirmi iki yı- lını hastanede geçirdim; kim bilir daha kaç yılı böy- le geçip gidecek... Çocukluğum o hastane gün- lerinde yitip gitti. Kaç kez ameliyat olduğumu ha- tırlamıyorum artık. Bir bacağımı kaybettim. Bitmek bilmeyen ilaç tedavileri, kemoterapiler, tetkikler der- ken, en son geçen yıl akciğer ameliyatı oldum.” “Hayata isyan ettiğim, ölmeyi istediğim anlar çok oldu. Ama yine de ayaktayım. Bir şeyler bizi ha- yata bağlıyor, biz bağlanmak istemesek de...” “Sizin de belirttiğiniz gibi, bütün olumsuzlukla- ra karşın bir yanımız ayakta kalıyor. Montaigne’in ‘Denemeler’inde bir bölüm vardır: Filozof An- tisthenes ağır hasta, ‘Kim kurtaracak beni bu acı- lardan!’ diye yatağında bağırıyormuş. Onu görmeye giden Diogenes, ‘İşte bu seni hemen kurtarır, is- tersen...’ diyerek ona bir hançer uzatmış. Antist- henes, ‘Yaşamaktan değil, acılardan kim kurta- racak?..’ demiş. Benimki o hesap...” “O hastane günlerinin bana kazandırdığı en gü- zel şey okuma alışkanlığıdır. Ailemin bile yanım- da olamadığı zamanlarda onlar yanımda oldu. Ço- cukluğumda en çok Aziz Nesin’i okumayı sever- dim. Onun o komik öykülerini okurken gülmekten karnıma ağrılar girer, ama bedenimin ağrıları uçar giderdi.” “Zaman ilerledikçe Nâzım Hikmet, Ahmed Arif, Yaşar Kemal, Mehmed Uzun, Vedat Türkali; da- ha niceleri hayatımda ve kitaplığımda yerini aldı.” “Ve siz Adnan Bey, sizi okumakta niye bu ka- dar geciktim diye kızıyorum kendime. Meğer bir yanım eksikmiş sizi okumadan önce. ‘Masalını Yi- tiren Dev’ ile ‘Ölümün Gölgesi Yok’ adlı roman- larınızı okuduktan sonra, sizin vazgeçilmez kitabınız ‘Don Quijote’ye karşı içimde bir okuma hevesi uyandı. Hemen gidip aldım. Sınavlarım bittikten sonra, sakin bir kafayla okuyacağım.” İşte, kitaplarla beslenen bir kişilik! Sultan, mektubunu ozanca bir sözle bitiriyor: “İnsan ağzının sözleri derin sulardır, hikmet kay- nağıdır, akan deredir... Sizin sularınız hep aksın, dereleriniz kurumasın...” Tolstoy, nice savaşların, yıkımların, acıların, genç yaşlarında yitip gidenlerin öykülerini anlattığı “Savaş ve Barış” adlı romanını şu anlamda bir söz- le bitirir: “Bütün kötü koşullarına karşın hayat ya- şanmaya değer.” Her acı, insanda ayrı bir ruh eğitimine yol açar. İnsan, acının karşısına direnci, sabrı, umu- du dikip hayata tutunmayı başardığı ölçüde in- sandır. Sultan’ın mektubunu okurken, son soluğuna de- ğin toplumsal sorumluluğunu yerine getiren Çağ- daş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı, büyük kültür devrimcisi Türkân Saylan, özellikle de Mu- sa Kart’ın çizdiği, kardelen çiçeğinin yaprakları üstünde yükselen tabutuyla hiç gözümün önün- den gitmedi. Büyük bir inanç ve dirençle onurlanan bu tabut, ölümün değil, kardelen çiçeklerinin yüzünü gül- düren umudun simgesidir. Her insan yaşamsal sürecin sıradan üyesidir. Toplumsal direncin simgesi Türkân Saylan, di- rengenliğiyle hayata tutunan Sultan, alınlarında sağlam kişiliklerinin onurunu taşıyan birer kahra- mandır. Savaşımda Saylan abla ise Sultan onun kız kar- deşidir. O da ablası gibi, nice yaşlara erdikten son- ra alnına direncinin tarihini yazdırıp ayrılacaktır bu dünyadan. binyazar@gmail.com kultur@cumhuriyet.com.tr OTEL ve APARTSIFIR TURUNÇ - - - Tüm Odalarda Çift Çanak_Dijital Receiver_Uydu TV www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 - 1980’de kurulan Ortaoyuncular’õn ilk oyunu İran’daki ‘tepeden inme’ kök- tendinci rejimi taşlayan - ‘ben’ sözcü- ğünün ‘men’ olarak değiştirilmesiyle sahne olayõ boyunca ‘Acemce’ bir ‘tını’nõn elde edildiği ‘Şahları da Vururlar’dõ. Bir Ferhan Şensoy klasiği olarak tiyatro tari- hine geçen bu oyunun afişi, görsel belle- ğimizin unutulmazlarõ arasõna girmiştir: Kadõn-erkek hepsi de kara çarşaflõ olan oyun- cular korosunun sõrõtkan görüntüsü... Topluluğun ‘fırından yeni çıkmış’ son oyunu ‘2019’un afişi ise 30 yõl önceki oyu- nun afişinin tõpatõp benzeridir. Ancak, bu kez olay İran’da değil, bizim ülkemizde geç- mektedir. Üstelik, sahneden yansõyan top- lumsal-kültürel değişimin ‘darbe’ ile değil, ‘demokratik seçimler’ yoluyla gerçekleş- tiği anlaşõlmaktadõr. Ferhanca ‘bilim kur- gu’sal yaklaşõm, ‘taşı gediğine koyma’ yo- lunda uygulanmaktadõr. (Oyunun başlõğõy- la, ‘karşı-ütopya’ edebiyatõnõn ünlü örne- ği ‘1984’ romanõnõn baskõ ortamõna gön- derme yapõldõğõ da gözden kaçmõyor.) Haldun Taner’in 1967 yõlõnda Metin Ak- pınar-Zeki Alasya-Ahmet Gülhan’la bir- likte kurduğu Devekuşu Kabare Tiyatro- su ile popülerleşen ‘kabare tiyatrosu’ ge- leneğini sürdüren oyunda, bu türün ‘güncel olan’õ yakalama, ‘çarpık olan’õ taşlama, ‘karşıtlıklar’õn komiğini çõkartarak dü- şündürme, ‘toplumsal koşullanmışlık’lara karşõ uyarma, bir esprinin etkisi geçmeden bir ikincisini patlatarak seyircinin algõlama enerjisini yüksek tutma özellikleri beceriy- le gerçekleştiriliyor. (Şensoy’un bu çalõş- masõnda espri yağmur- larõnõ ve kendisine özgü sözcük oyunlarõnõ bir oranda seyrelttiği görülüyor.) ‘Ustası’ Taner’in amaçladõğõ ‘yazar ti- yatrosu’nu, topluluğu için 30 yõl boyunca hiç durmaksõzõn yeni bir oyuna imza atarak gerçekleştiren Şensoy, Devekuşu Kaba- re’nin ilk oyunu ‘Vatan Kurtaran Şa- ban’da (1967) kültür politikasõ taşlanan, Ay- dın Engin’in de aynõ dönemde sahnelenen ‘Devr-i Süleyman’ oyunuyla eleştirdiği zamanõn ‘genç başbakan’õ Demirel’i 50 yõl sonra da ‘kabare oyunu’ kapsamõnda de- ğerlendirdiği görülüyor. (Böylece Demi- rel’in demokrasi tarihimizin en sürekli ve en renkli kişisi olduğunun da altõ çiziliyor.) Ne ki bu kez ‘ironik’ (tersinleyici) bir yak- laşõm söz konusu. 1960’lõ yõllarõn ikinci ya- rõsõnda “iktidar” temsilcisi olarak eleştiri- len Demirel ‘2019’ oyununun ‘muhalif’ ki- şisi olarak gündemde. ‘Cüppe’ ve ‘tak- ke’den oluşan ‘yasal harici kıyafet’i giy- memek için hiç sokağa çõkmayan, basõn top- lantõlarõnõ da evinde sõrtõnda pijamasõyla ya- pan Demirel, 2019’daki iktidar sahiplerinin fena halde canõnõ sõkmaktadõr. Oyunun temel kişileri olan Kemal (Ferhan Şensoy) ve Mustafa (Ali Çatalbaş) adlõ iki Atatürkçü vatandaş, gündelik yaşam biçi- mine getirilen düzenlemelere boyun eğ- memek için ‘yeraltı’na gizleniyorlar. Bir süre sonra ise Karadeniz Atatürk ordusu- na katõlmak için sokağa çõkma girişimin- de bulunuyorlar... Bu akõşõn içinde yer alan öteki skeçlerde ise 2019’daki dinsel ikti- dar döneminin siyasetçilerinden ve günde- lik yaşamdan kesitler sunuluyor. Ülkedeki ve ‘ılımlı İslam’a endekslenmiş dünyada- ki ‘genel ahval’ de TV’deki haberlerle yansõtõlõyor. Böylece yalnõz ‘değişen’ değil, ‘değişmeyen’ (Ergenekon davasõnõn, PKK teröristleriyle çatõşmanõn sürüyor olmasõ, De- niz Baykal’õn söyledikleri, vb.) de taşlanõ- yor. Oyundaki son TV yayõnõnda ise 2019’un on yõl sonrasõnda, 2029 yõlõnda olduğumu- zu anlõyoruz. Oyunun bu aşamasõndaki sürpriz oyunu izleyeceklere kalmalõ. Bu ne- denle, bilim(siz) kurgusallõğõn ve Şensoy gül- mecesinin uç noktalarõndan birine varõldõğõnõ söylemekle yetinelim... Oyundaki öteki rolleri Erkan Üçüncü, Elif Durdu, Orhan Ertürk, Özkan Aksu, Ebru Soyuerdem, Neslihan Çakıner, Be- güm Alpaslan paylaşõyor. Deneyimliler ile yeniler yan yana... Ne ki, tüm ekip ‘rol’ü kanõrtmadan, esprinin suyunu ezip çõ- kartmadan oynamayõ iyi biliyor. Güncelliği kabare tiyatrosunun öngör- düğü biçimde zekice yaklaşõmlarla yakala- yan, su gibi akõp giderken güldüren ve dü- şündüren bir gösteri... Dönemin son üç oyunu bu hafta sunuluyor. Kaçõrmayõn! Ortaoyuncular’õn 2009 model oyunuyla 2019’a yolculuk Bilim(siz)kurgu(sal)taşlama Kültür Servisi - İstanbul Modern Sanat Mü- zesi, kuruluşunun beşinci yõlõnõ yenilenen ve ge- nişleyen koleksiyon sergisiyle kutluyor. Ülkemizin modern ve çağdaş sanatõnõn gelişimini yansõtmayõ amaçlayan ve 134 sanatçõnõn yapõtlarõnõn yer ala- cağõ ‘Yeni Yapıtlar, Yeni Ufuklar’ sergisi ya- rõn açõlõyor. Sürekli ve Süreli Sergiler Bölümle- ri olmak üzere müzenin iki katõnõ kapsayacak ser- gi, resimden heykele, enstalasyondan videoya uza- nan çeşitlilik içinde çağdaş bir kimliğe bürünen İstanbul Modern Koleksiyonu’ndan oluşuyor ve Türkiye’de üretilen modern ve çağdaş sanatõn baş- langõç evresinden günümüze geçirdiği süreci yansõtõyor. İstanbul Modern’de yarõn ‘Yeni Ya- pıtlar, Yeni Ufuklar’ başlõklõ serginin yanõ sõra Fotoğraf Galerisi’nde Annette Merrild‘in fo- toğraflarõndan oluşan ‘Oda Projesi’ sergisi ve ‘10. Video Programı’ da sunulacak. İstanbulModernbeşinciyõlõnda Kültür Servisi - Pera Müzesi Film Etkinlikleri kapsamõnda, Şilili genç oyuncu Manuela Martelli‘nin oynadõğõ iki film, ‘B-Happy’ ile ‘Machuca’ su- nulacak. Havana Film Festi- vali’nde ‘B-Happy’deki oyu- nuyla En İyi Oyuncu Ödülü’ne değer görülen Martelli, en son rol aldõğõ politik ‘Machuca’ fil- mini 28 Mayõs Perşembe günü saat 19.00’da sunacak. 2003 Toronto Film Festivali’nde bü- yük ilgi gören ‘B-Happy’ adlõ film, Pera Müzesi’nde bugün 17.00 ve 19.00’da, yarõn ve 28 Mayõs Perşembe günü 17.00’de izlenebilecek. ‘Machuca’ filmi ise yarõn ve perşembe günü 19.00’da gösterilecek. Manue- la Martelli, ‘B-Happy’ filmin- de, babasõnõn hapisten çõkma- sõyla birlikte birtakõm zorluk- larla karşõlaşan ve kendi ayak- larõ üstünde durarak yaşama tutunmaya çalõşan 14 yaşõnda- ki cesur Kathy’yi canlandõrõyor. Martelli’nin başrolünü üstlen- diği ‘Machuca’ adlõ filmde ise General Pinochet’nin 1973 yõlõnda Şili’de gerçekleştirdiği ve binlerce insanõn öldürüldü- ğü askeri darbe öncesinde so- kaktaki insanõn yaşayõşõ ve umutlarõ anlatõlõyor. PeraMüzesi’nde politik sinema TYS Genel Kurulu ay sonu Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikasõ’nõn 16. Olağan Genel Kurulu, ilk toplantõda gerekli çoğunluk sağlanamadõğõndan dolayõ 30 -31 Mayõs’ta 10.00 - 17.00 saatleri arasõnda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde toplanacak. 30 Mayõs’ta yoklama ve genel başkanõn açõlõş konuşmasõnõn ardõndan divan başkanõ ve üyelerinin seçimi yapõlacak. Genel kurulun ilk gününde, çalõşma, hesap raporlarõyla denetleme kurulu raporlarõnõn okunmasõ ve görüşülmesi, tasarõ bütçenin okunmasõ ve genel kurulun onayõna sunulmasõ, raporlar üzerinde görüşmeler, yönetim ve denetleme kurulunun aklanmasõ, sorumluluklarõnõ yerine getirmeyen ve disiplin kuruluna verilen üyelerin durumlarõnõn görüşülmesi, tüzük değişikliği konuşmalarõ görüşülecek. 31 Mayõs günü ise oylama yapõlõp seçim sonuçlarõ açõklanacak. Ödül töreni bugün İTÜ Maçka Yerleşkesi Mustafa Kemal Amfisi’nde yapõlacak Kültür Servisi - Kõrmõzõ Yayõnlarõ ve Metin Altõok ailesi tarafõndan 2008 yõlõnda ikincisi dü- zenlenen ‘Metin Altıok Şiir Ödülü’; ‘Ars Re- quiem’ ve ‘Bırakılma Koridoru’ adlõ yapõtla- rõyla Azad Ziya Eren’e verildi. Doğan Hızlan, Gülten Akın, Ülkü Tamer, Enver Ercan, Füsun Akatlı, Eray Canberk ve Talât Sait Halman’dan oluşan seçici kurul, “des- tansı özellikler taşıyan şiirlerinde, geleneği- mizin ve dünya şiirinin içinden geçebilen tu- tumu; tarihi ve coğrafyayı buluşturup günü- müzü ve insanını farklı boyutlarıyla kavrama çabası; Türkçe şiire yeni anlatım olanakları araması; acı ve hüznün ağırlığını şiir diline dönüştürebilmesi” nedeniyle Azad Ziya Eren’in yapõtlarõnõ, ödüle değer buldu. Eren’e ödülü 26 Ma- yõs günü saat 19.00’da İTÜ Maçka Yerleşkesi Mustafa Kemal Amfisi’nde yapõlacak törenle ve- rilecek. 1976 Diyarbakõr doğumlu Azad Ziya Eren’in, 1997’den bu yana, edebiyat ve sanat der- gilerinde; (Kitap-lõk, Özgür Edebiyat, No Edebiyat, Yasak Meyve, E Kültür Edebiyat, Evrensel Kül- tür, Edebiyatta Üç Nokta, İle, vs.) gazete ve ki- tap eklerinde; (Radikal Kitap, Cumhuriyet Kitap, Evrensel Kitap, Birgün Kitap, Akşam-lõk, vs.) şi- ir, deneme, araştõrma, anlatõ, plastik sanat çö- zümlemeleri ve eleştirileri yayõmlandõ. Kent mo- nografileri (Mardin, Diyarbakõr ve Paris) yazdõ. Şiirleri Fransõzca, Kürtçe, İngilizce ve Arap- çaya çevrildi. Kültür Servisi - Mimar-yazar Cengiz Bektaş’õn 75. yaşõ Türkiye Yazarlar Sendi- kasõ (TYS) ve Mimarlar Odasõ İstanbul Şu- besi tarafõndan önceki akşam Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Yerleşkesi’nde kut- landõ. TYS Başkanõ Enver Ercan ve İlhan Gülek’in açõş konuşmalarõyla başlayan geceyi Gülsen Tuncer sundu. Doğan Hasol, Meh- met Başaran, Adnan Özyalçıner, Sennur Sezer, İlhan Gülek, Egemen Berköz, Gül- süm Cengiz ve Mustafa Plevneli geceye ka- tõldõ. Etkinlikte İlhan Gülek ile Eren Kü- tük’ün hazõrladõğõ Bektaş’õn yaşamõ ve üre- timinden kesitler sunan saydam gösterisi iz- lendi. Fotoğraflar, dönem dönem Bektaş’õn sa- natsal, örgütsel üretimini paylaşmõş olan iz- leyicileri o günlere götürdü. Tabii gecede en çok Balõkçõ, Azra Erhat, mavi yolculuklara katõlan Türkan Saylan ve Şükran Kurdakul sevgiyle, hasretle anõldõ. Konuşmacõlar; onun, yapõcõlõğõ şiirle atbaşõ götüren bir usta olduğunun altõnõ çizdiler. “Yapı onun için, hiçbir zaman mal olma- mıştır. Yuva yapıdır. Yaşamımıza katkı- sıyla değer kazanmalıdır. O, şiiri yapıya yapıyı şiire katmış bir üreticidir. Onun şii- ri içli dışlı bir şiirdir. Yıllardır şiirle ya- pının insaniliğini, toplumsallığını kay- naştırma uğraşı içindedir.” sözleriyle yo- rulmak bilmeyen koşucunun 75. yaşõnõ kut- ladõlar. Ömer ve Güneş Özgeç müzikleriy- le, Troya Folklor Araştõrmalarõ Derneği zey- bek gösterisiyle Bektaş’õ selamladõlar. Ge- cenin sonunda TYS teşekkür plaketini Er- can’dan alan Cengiz Bektaş da izleyicileri kõr- mayarak sahnedekilerle Zeybek oynadõ. Machuca MetinAltıokŞiirÖdülü,AzadZiyaEren’in Cengiz Bektaş’õn 75. yaşõ kutlandõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle