25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Türkan Hanım Örgütü’nün Afişi Yok ben artık ölüm üstüne yazmayacağım. Söy- lenmesi gereken her şey söylendi nasılsa. Türkan Ha- nım yapabileceklerini son saniyelerine kadar yaptı da sonra gitti. Son olarak “görevimi yaptım, artık ölü- me hazırım” dedi ya, işte o cümlenin derinliğinde bo- ğulması gereklere bakmayı daha önemli buldum dün sabah ben. Kalktım, bilgisayarın başına geçtim, gazetelerin kö- şe yazarlarını bir bir okudum. Günlerdir nefretlerini ya- şadıkları hayat gibi kusanlara baktım. Gene irin ve kus- muk içindeydiler. Şaşırmadan geçtim onları. Liberal dünyanın eski, yeni güllerine, kasımpatılarına, pa- patyalarına, zakkumlarına, “sıkı sosyalistlerine”, her zaman ihtiyat payı bırakarak yaşamayı şiar edinmiş ideologlarına baktım sonra. Onlar da bildiğim gibiy- diler. Üzülmüşlerdi, zamanın, şu iki günün hızla geç- mesini istiyorlardı. Sonra yine kendilerine dönebilecek, Türkan Ha- nım’ın yaktığı ateşin küllerinin soğumasını bekleye- ceklerdi. Sonra da gazetelerdeki ilanlara, başsağlığı dilek- lerine baktım. Ne büyük bir örgütmüş bu Türkan Hanım Örgü- tü. İşbirlikçilerini saya saya bitiremedim. Toplasam onları bir deftere yapıştırsam, sonra kızıma, Sema’ya armağan etsem, “bak, desem bu Türkan Hanım Ör- gütü tuhaf, karışık bir örgüttür, önce cüzamlılar- la uğraştı, sonra kızların her zaman senin gibiler kadar şanslı olmadığını gördü de onları okuta- bilmek için yeni bir örgüt kurdu arkadaşlarıyla” diye anlatsam. Kardelenlerden söz etsem. Ama sonra biliyorum, kızım bana “peki neden evi- ni basmışlardı” diye sorar. Ne diyeceğim o zaman ben kızıma? “Türkan Hanım Örgütü’nü, onun kardeş ör- gütlerini bir başka örgütle karıştırdılar” mı diye- ceğim? “Hangi örgütleri hangi örgütle karıştırdı- lar” derse de artık anlatırım. Rektörler Örgütü var, Ya- zarlar Örgütü var, Gazeteciler Örgütü var. Politika- cılar Örgütü var... Ama biliyorum, bu örgütlerin ortak noktasını da an- latmam gerekecek. Türkan Hanım Örgütü’nün laik- lik, bağımsızlık, demokratik hakların genişlemesi için kurulduğunu, bunun için çocukları, kızları, oğlanları eğitmek gerektiğini, Rektörler Örgütü’nün üniversi- teye ulaşmayı başarmış gençlere, delikanlı kızlara ve erkeklere yine aynı fikirleri aşılamaya çalıştıklarını söy- leyeceğim. Gazeteciler Örgütü üyelerininse herkesle konuşup, her şeyi birbirine bağlayarak büyük bir günahın içi- ne düştüklerini de söylemem gerekecek. Yalnızca bir şeyi anlatmakta zorlanacağım besbelli. Öteki örgütün, Susurlukçular Örgütü’nün izinin ne- den gittikçe kararıp solmakta olduğunu, kontrgeril- lacılarla, işkencecilerle, işkence edilenlerin neden ay- nı kazana sokulduğunu, bu kargaşa içinde işkence- cilerin izinin nasıl da silinip gittiğini anlatamayacağım. Bilmiyorum çünkü. Neden o izi silmek istediklerini bilmiyorum. Biliyor muyum? Yok, ben artık ölüm üstüne yazmayacağım. Ölümün sonsuz mavi ya da siyah bir karanlık ol- duğunu ama geride bir ışıltı bıraktığını zaman zaman gördüm. O insanların, o iyi, o güzel insanların yaşa- dıkları günlerde yüzlerinde yer eden bilgeliğin ne ka- dar karartılmak istenirse istensin öylece, hep öyle ışıl- tılar içinde kaldığını gördüm ben. Türkan Hanım’ın yüzünde de o ışıltıyı görmüştüm. Önümüzdeki zamanlara kalacak fotoğraflar ara- sında işte onun o ışıltılı fotoğrafı var. O pencerede- ki fotoğraf. Türkan Hanım Örgütü’nün afişidir o. Suç aletidir. Bundan sonra eylemlerinde o afişle yürüyecekler, ör- güt elemanlarının telefon konuşmalarını dinlerken bi- rileri, o fotoğraftan söz edildiğini duyacak, sokakta izlerken yürüyenleri görevliler, hep o fotoğrafı göre- cekler. Evler basıldığında duvarda o afiş olacak. Güleç, ışıltılı bir yüz bakacak bize. “Görevinizi yap- madan ölüp gitmeyin” diye fısıldayacak. “Benim gi- bi yapın, görevinizi bitirin de ancak ondan son- ra ‘artık hazırım’ diyebilirsiniz, daha önce değil” di- yecek. O afişe bakıp tekrarlayacağız biz de. Artık ne kadar başarabilirsek... e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr Saylan’dan bir ilk dahaİstanbul Haber Servisi - Atatürk il- ke ve devrimlerinin yõlmaz savunu- cusu, tõp doktoru, Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanõ Prof. Dr. Türkan Saylan (74), dün on binlerce seveni tarafõndan gözyaşlarõ ve papatyalarla son yolcu- luğuna uğurlandõ. Yapõlan konuşma- larda ve değerlendirmelerde “Devle- tin Türkan Saylan’dan özür dile- mesi gerektiği, bu özrün beklendi- ği” vurgulandõ. Törene hükümeti temsilen hiçbir bakanõn, İstanbul Va- lisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanõ’nõn katõlmamasõ dikkat çek- ti. CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal ve DSP Genel Başkanõ Masum Tür- ker’in de katõldõğõ cenaze töreninde sõk sõk “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Şeriata karşı omuz omuza” slo- ganlarõ atõldõ. Kadõnlarõn çoğunluğu- nu oluşturduğu on binler, Teşvikiye Camisi’nden Zincirlikuyu Mezarlõ- ğõ’na dek Saylan’õn fotoğraflarõnõ ve Türk bayraklarõ taşõyarak yürüdüler. Saylan için Lütfi Kõrdar Kongre ve Sergi Sarayõ’nda düzenlenen tören siyaset, bilim, sanat ve iş dünyasõnõ bu- luşturdu. Saylan’õ öğrencileri, hasta- larõ, çalõşma arkadaşlarõ da unutmadõ. Tören, saygõ duruşu ve İstiklal Mar- şõ’nõn okunmasõyla başladõ. Saylan’õn cenazesi 14.00 sõralarõnda kongre merkezine alõndõ. Törenin yapõldõğõ sa- lon hõncahõnç doldu. “Hepimiz darbeciyiz” Saylan’õn yaşamöyküsünün anla- tõldõğõ belgesel gösterimi salondaki ka- tõlõmcõlar tarafõndan gözyaşlarõ ile iz- lendi. ÇYDD Yönetim Kurulu Üyesi Gülsüm Kaya’nõn sunumu üstlendi- ği törende ilk konuşmayõ ÇYDD Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Aysel Çelikel yaptõ. Çelikel, “Hak etmediği, acı- masızca suçlandığı anlayışın sür- dürüldüğü, ona yapılan hukuksuz- lukların ardından insanın kendini suçlu hissetmemesi çok zor” dedi. Çelikel şöyle devam etti: “Laiklik ve Cumhuriyet kazanımlarının ortak paydamız olduğunu savunması mı darbecilik? Kız çocuklarının çağdaş eğitime kavuşturulması mı darbe- cilik? Ülkenin bölünmez bütünlü- ğünün savunulması. Bu mu darbe- cilik? Demokrasi ve insan hakları- nı savunmak mı darbecilik? Hu- kukun üstünlüğü ve yargı bağım- sızlığının savunulması. Bu mu dar- becilik? Laik eğitim sistemini sa- vunmak mı, düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğünü savunmak, so- ruyorum arkadaşlar bu mu darbe- cilik?... Eğer bütün bunlar darbe- cilikse, hepimiz darbeciyiz.” ‘Özür dileyerek uğurluyoruz’ Saylan’õn ender rastlanan bir kişili- ğe sahip, bir Cumhuriyet kadõnõ ol- duğunu dile getiren Çelikel, “Sevgili Türkan Saylan, ÇYDD millete mal olmuş, ulusal mirasımızdır. Ülke- mizin çağdaşlaşması için yakılan meşaleyi söndürmeyeceğiz. Türkan Saylan’ı teşekkürlerimizle, alkışla- rımızla, sevgilerimizle, ona yapı- lanlardan utanç duyarak ve özür di- leyerek uğurluyoruz. Güler yüzüy- le o, anılarımızdan, yüreklerimizden silinmeyecektir” diye konuştu. SEN, SEVGİLİ KIZIM... Gençlere mektup Törende Gülsüm Kaya tarafõndan Tür- kan Saylan’õn genç kõzlara hitaben yazdõ- ğõ mektup da okundu. Mektupta Saylan genç kõzlara, “Sen sevgili kızım, artık neden kız doğmuşum demeyi bırak ve olabileceğinin en iyisi olmayı hedefle. Ailen seni iyiye, daha iyi bir yaşama yönlendirememişse, ananın yazgısı se- nin yazgın gibi yorumlanmışsa karşına bir önder olarak kesinlikle bir öğret- menin, çağdaş yol gösterici, ufuk açıcı bir büyüğün çıkacaktır. Onu yüreğinle ve aklınla dinle. İşte o senin koşulların- da iken kabuğunu bir şekilde kıran ve sonra da sizlerin yolunu açmayı öz gö- rev bilen bir benzerinizdir. O bunu ya- pabilmiş zincirlerini kırabilmişse sevgi- li kızlar ne yapıp ne edip okumalısınız. Önce siz buna karar verin sonra bu he- def için savaşmaya başlayın. Bu yolu hazırlayınca neye yetenek ve olanağınız olduğunu araştırın” diye seslendi. El konulan el yazması... Anayasa hukukçusu, İn- san Haklarõ Danõşma Ku- rulu üyesi, ÇYDD Genel Merkez Onur Kurulu üye- si Prof. İbrahim Kaboğ- lu da, konuşmasõnõ Say- lan’a hitaben yaptõ: “Sev- gili Türkan Hanım, siz birçok insan hakları projesi geliştirdiniz. Em- niyet mensuplarının in- san hakları eğitimi pro- jesi ve kahvehanede in- san hakları eğitimi gibi özgün program- lara imza attınız. Kamu görevlilerine verilen insan hakları eğitimine öncülük ettiniz. Başbakanlık İnsan Hakları Ku- rulu’nun en aktif, en müdahil, ilerlet- mek için en çok çalışan üyesi oldunuz. 13 Nisan günü sizin hakkınız ağır bir biçimde ihlal edilince, 20 yıllık ajanda- larınızı size getiremedim. Ama Ata- türk’ün el yazması anayasa projesini, hasta yatağınıza getirdim, çünkü polis el koymuştu, çünkü onu istemiştiniz.” İftira kampanyaları Saylan’õn hekimlik formasyonunu, ay- dõnlõk kişiliği ve sõnõr tanõmayan yeteneği- ni demokratik ve laik Cumhuriyet için se- ferber ettiğini vurgulayan Kaboğlu, “Din- ci yobazların, ırkçı faşistlerin yürüttüğü iftira kampanyalarının nedeni bu” dedi. Haber Merkezi - Çok sayõda sivil toplum ör- gütü, kurum ve kuruluşlar yayõmladõklarõ me- sajlarda, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti için mü- cadele veren Prof. Dr. Türkan Saylan’õn asla unutulmayacağõnõ vurguladõ. ? ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu: İs- mi Türkiye’de gericiliğe, hukuksuzluğa, kadõnlarõ ikinci sõnõf varlõklar olarak gören zihniyete karşõ mücadelede yaşayacaktõr. Tüm sevenlerinin, çağ- daş ve özgür bir Türkiye için bütün bedel ödeyen- lerin başõ sağ olsun. ? Pen Başkanı Tarık Günersel: Yarõ yurttaş- lõkla yetinmeyi reddeden kişiler için esin ve güç kaynağõdõr. ? Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Fe- derasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan: Say- lan, Türkiye aydõnlanmasõnõ özümsemiş olan tüm insanlarõmõzõn kalplerinde ve gönüllerinde yerini almõştõr. 78’liler Girişimi: Ülkemizde yapõlan haksõzlõk ve hukuksuzluklar Saylan’a kadar uzandõ. Bu ülke için bir utanç olan bu haksõzlõklar, Saylan’õn in- sanlarõn gönlündeki onurlu yerini daha yaşarken almasõnõ engelleyemedi. KONGRE SALONU YETMEDİ - Prof. Türkan Saylan için düzenlenecek tören için yurttaşlar sabah saatlerinden itibaren Lütfi Kırdar’a akın etti. Törenin yapıldığı salon, merdivenler ve fuaye hıncahınç doldu. Çok sayıda kişi de dışarıda kaldı. Salona sığmayan yüzlerce yurttaş, Maçka Demokrasi Parkı ve çevresinde beklediler. Gruplar “Ne şeriat ne darbe, bağımsız demokratik, laik Türkiye”, “Bugün büyük bir göç var”, “Türkan Saylan onurumuzdur”, “Baba beni okula gönder” yazılı dövizler taşıdılar. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK) Bize iki öğüt bıraktı Teşvikiye Camisi’nde cenaze namazõnõ kõldõran ve konuşma yapan eski Beyoğlu Müftüsü İrfan Özkes, Saylan ile birçok kez konuşma fõrsatõ bulduğunu söyledi. Özkes, “Annesi Leyla hanımın Müslü- man olup olmaması konusunda dil uzatılmasından fevkalade rahatsızdı. Dileğim odur ki, bu yakıştırmaları ya- panlar merhumenin ölüsüne saygı gös- tersinler” dedi. Özkes’in bu sözleri, ce- nazeye katõlanlar tarafõndan alkõşlandõ. MÜFTÜYE ALKIŞ ÇYDD 2. Başkanõ Prof. Ayşe Yüksel, Saylan’la yaptõğõ son konuşmasõnõ anlat- tõ. “En son konuşmamızda bana Yatılı Bölge İlköretim Okulları’nı sordu. Biz onunla ilgili neler yapabiliriz diye konuştuk. Sonra bana dedi ki, ‘Bili- yorsun, Yatõlõ Bölge İlköğretim Okulla- rõ’na YİBO’lar diyoruz, Türkiye’nin ka- nõ, canõ, asla onu ihmal edemeyiz.’ Özellikle YİBO’larda kız çocukları- nın okumasını daha çok destekledi.” SAYLAN’LA SON KONUŞMA Törende konuşan ÇYDD’nin 36 bin bursiyerinden biri olan Boğaziçi Üniver- sitesi’nden öğrenci Pelin Bardakçı “Saylan gibi bana güvenen insanlar ol- duğunu bildiğim için hayata umutla baktım. Üniversite hayatım boyunca devam eden burs, öğrenimimi tamam- lamamı ayaklarımın üzerinde durma- mı sağladı. İçimde her an ondan bir parça taşıyacağım” diye konuştu. Ana- dolu Üniversitesi öğrencisi Volkan Dü- zenli de “Bize iki büyük öğüt bıraktı, tarihini dününü bilen gençler olun, öğ- renebildiğiniz kadar dil öğrenin. Ho- camızın mirası yurdumuzda eğitim görmemiş kızlar ve erkekler bırakma- maktır. Atatürk mirasının kazanımla- rını korumak geliştirmek ve Ata’nın mirasını muasır medeniyetler seviyesi- ne çıkarmaktır. Bizler bu mirası omuzladıkça miras yaşayacak. Üzeri- mize düşeni yapacağımıza söz veriyo- ruz” ifadelerini kullandõ. Yeryüzü aşkın yüzü... Lepra Hastanesi’nde yõllarca birlikte çalõştõklarõ hemşire Leyla Koç, “Cüzam hastalığını alt etme mücadelesinde biz Türkan hocamızla yol arkadaşlığı yapmanın onurunu yaşıyoruz. Sadece ilaçla tedavi etmekle kalmayın, onla- rın yaralarına, yüreklerine dokunmalı derdi” dedi. Saylan’õn gericiliği ve mili- tarizmi reddettiğini söyleyen Koç, şöyle konuştu: “Bize demokratik çalışma or- tamının ne anlama geldiğini de öğretti. Söz veriyoruz, bu kavga sürecek, yer- yüzü aşkın yüzü oluncaya dek. Güle güle hocam.” Yalova’dan depremzede Erkan Kaya da bölgeye ilk olarak ceset torbalarõnõn gönderildiğini söyleyerek, “Sonra Saylan ve gönüllüler geldi. Arı gibi çalışarak hayatı nakış gibi örü- yorlardı” dedi. ÇYDD’nin kurslarõnda okuma yazma öğrenen ev kadõnõ Zeynep Baygören de ÇYDD ile tanõştõktan sonra küçük dünyasõnõn aydõnlandõğõnõ ifade etti. İki kitap yazdõğõnõ söyleyen Baygö- ren,“Okumayazmayı, haklarımı öğ- rendim. Şimdi üçüncü kitabımı yazı- yorum” diye konuştu. Sizin için yazacağım Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklandõktan sonra serbest bõrakõlan ÇYDD gönüllüsü Prof. Ayşe Yüksel, “13 Nisan günü yazdığımız her şeye el kondu. Bu da beni yazmaktan soğuttu. Ama söz veriyorum sizin için yazaca- ğım” dedi. Saylan ile 29 yõl dolu dolu yaşadõğõnõ söyleyen Yüksel, “Türkan hocamsız bir Türkiye düşünmüyor- dum. Ancak şimdi her birimizin yap- tıklarında Türkan Saylan var. Bize öğ- rettikleriyle yaşayacak” diye konuştu. Türkiye’de ilk kez bir sivil toplum örgütü temsilcisi kitlesel törenle uğurlandõ PAPATYALARLA VEDA - Saylan’ın tabutunun bulunduğu platformun önüne torunlarının ve oğul- larının isminin yazılı olduğu papatyalardan yapılmış çelenkler konuldu. Tabutun arkasında öğrenciler tören boyunca papatyalarla bekledi. Katılımcılar tabutun yanına gelerek Saylan’a veda etti. Kaboğlu. Lütfi Kõrdar’daki törende Saylan’õn çocuklarõ Çağlayan Örge, Çõnar Ör- ge ile torunlarõ Timur ve Tamer Örge, kardeşi Gündüz Saylan, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, CHP Genel Saymanõ Mustafa Özyürek, Emekli Orgeneral Tuncer Kõlõnç, CHP milletvekili Necla Arat, Yargõtay Onursal Başkanõ Sabih Kanadoğlu, Şişli Beledi- ye Başkanõ Mustafa Sarõgül, DİSK Başkanõ Süleyman Çelebi de hazõr bulundu. Bu kişiler salona girerken büyük alkõş koptu. En yoğun alkõş alan Kõlõçdaroğlu salona girdiğinde uzun süre “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganõ atõldõ. Kılıçdaroğlu’na büyük alkış Onu asla unutmayacağız MESAJ YAĞMURU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle