21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 20 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 19 Mayıs Sabahı... O fotoğrafa baktım uzun uzun... Sevgiyle donatılmış bir yaşamı... Zorluklara göğüs gerişini düşündüm. Bir yandan hastalığıyla savaşım verirken, okula gön- derilmeyen kız çocuklarına sahip çıkışını... Sevgiyi, aşkı, tutkuyu.. Dışarıda poyraz vardı. İki gündür yağan yağmur dinmişti. Köpürüp akan bir ırmağı düşündüm... Gizemli hüzünleri, ölüme meydan okumaları. Yaşamı, coşkuyu, kalleşliği. İhaneti, satılmışlığı. Timsah gözyaşları döken zibidileri... Yürekleri çölleşmiş, vicdanları körleşmiş, insan sev- gisi yok olmuş din bezirgânlarını. Yaşamını çocuklara adamış, onlar için hastalığını unutmuş kadını. Ölüme meydan okuyan, başı dik, onurlu bilim in- sanı Türkan Saylan’ı... Mavisi çalınmış bir gökyüzü altında yürürken, İdil’e, Şırnak’a doğru gittim. Acılar hüzünler topladım... Umudun alaca öfkesinde barışın, kardeşliğin ne denli önemli olduğunu düşündüm. Ankara Tandoğan Alanı’nda on binlerin haykı- rışını, demokrasiye ve özgürlüklere nasıl sahip çıktıklarını. Ve dün sabah, Türkan Saylan’ı uğurlamaya hazır- lanırken, Atatürkçü, yurtsever, demokrasi sevdalısı gençlerin Anıtkabir’e bir coşkulu ırmak gibi akışını. Çocuklarımızı düşündüm bayraklaşan... Sabahın içinde toprağın sesiydi dalga dalga ya- yılan. İnsanın eylemiydi insanı insan yapan. Bir gümüş dumanıydı çiçeklerin üstünü örten... Ben bunları düşündüm dün sabah saatlerce... Mustafa Yurtkuran’ı, Erol Manisalı’yı, Ferit Ber- nay’ı, Mehmet Haberal’ı düşündüm... Dört Kemalist, yurtsever bilim insanını. Yurtkuran ve Bernay’ın rektörlük dönemlerini. YÖK Yasa Tasarısı’nı, sıkmabaş tartışmalarını... Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’ın tu- tukluluk günlerini, yapılan saldırıları. Hrant Dink cinayetini, Malatya Zirve Yayınevi kat- liamını, Danıştay’a yapılan kanlı baskını. Cumhuriyet’e atılan bombaları... Ucu açık bir süreçte tutuklu olan bilim insanları, ga- zeteciler. Mustafa Balbay’ı düşündüm, Tuncay Özkan’ı, Gürbüz Çapan’ı... Türkan Saylan’ı düşündüm... Kuşatılmışlığı! Mardin katliamını, faili meçhul cinayetleri... Uğur Mumcu’yu, Musa Anter’i... Lice’nin kırsalında yaşayan yoksul insanlarımızı, PKK terörünü, devlet, ağa, şeyh baskısını. Güneydoğu’yu kuşatan feodal yapıyı. 15 yaşında evlendirilen kız çocuklarını... Çocukluklarını yaşamadan anne olanları. Yaşamı düşündüm, yaşamı. Umudu ve umutsuzluğu. Demokrasi ve özgürlüklerin laiklik temelinde yük- seleceğini. Din bezirgânlarını düşündüm, laik demokratik cumhuriyetin altını oyanların bugün nasıl demokrat kesildiklerini. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını. Kurtuluş Savaşı’nı... İzmir’de ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin’i. Cumhuriyet kadınlarını, özgürlüğü, eşitliği. Acının kanadında, Fırat’ın ve Dicle’nin sularında, Kızılırmak, Meriç, Sakarya’nın can ırmağında umu- du aramayı. Irmakların ve denizlerin kumunda, asırlık ağaçla- rın gövdelerinde, çocukların gözlerinde seni düşün- düm yaşam! Sen zaman zaman kaçıp gitsen de peşindeydim. Peşindeyim demokrasi ve özgürlük. Peşindeyim kimi zaman durgun kimi zaman hırçın sular. Dışarıda poyraz var... Güvenli bir umut, güzel bir Türkiye. O fotoğraf duruyor karşımda... Türkan Hoca ve kızları. Kızların gözlerinde bir ışık... O ışık Türkiye’yi ay- dınlatıyor. Can Yücel’in dizeleri geliyor aklıma... Mırıldanmaya başlıyorum: “Gözlerinde deniz, gözlerinde gemi Gözlerinde çırılçıplak çocuklar Rüzgâr esiyor rüzgâr, meltemdir Güzel dünya üzerinde matemdir” Eskitilmiş yıllar, acılar, hüzünler... Bazen bir zalim yalnızlık... Bazen çoğalmışlık. Bulutlara çevrilmiş gözlerimizde ne var bizim? Anlatmak isteyip anlatamadıklarımız... Umudumuz, tutkumuz, sevgimiz! Kendi sessizliğimiz sanki sesimiz... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Bahçeli AKP’yi uyardı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, dün yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün yanõ sõra, AKP’nin başlattõğõ “Kürt açõlõmõ” ve buna dönük anayasa değişikliği girişimlerine sert tepki gösterdi. AKP hükümetini, “Devletin bağõmsõzlõğõna, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykõrõ fiillerin odağõ olmamalarõ” konusunda uyaran Bahçeli son dönemde, merkezinde terör örgütünün siyasallaştõrõlmasõnõn bulunduğu bir senaryonun Türkiye’ye dayatõlmasõnda ileri bir aşamaya gelindiğini belirtti. Karasu’da gömülü 22 varil SAKARYA (AA) - Sakarya’nõn Karasu ilçesinde, Darõçayõrõ Belediyesi ekipleri, ihbar üzerine Körkazanõ Bayõrõ mevkisindeki boş bir arazide kazõ çalõşmasõ başlattõ. Önceki gece saatlerinde başlayan kazõ çalõşmasõnda 21’i metal ve 1’i plastik olmak üzere toplam 22 varil çõkarõldõ. Kazõ alanõnda inceleme yapan Adapazarõ İl Çevre ve Orman Müdürlüğü yetkilileri ile Sivil Savunma Müdürlüğü ekipleri, varillerde mikro gram düzeyinde ve tehlike arz etmeyen boyutlarda radyasyona rastlandõğõnõ bildirdi. Karasu Cumhuriyet Savcõlõğõ da olayla ilgili soruşturma başlattõ. Çelik’in atamaları yargıdan dönüyor İstanbul Haber Servisi - Eski Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’in görevi bõrakmadan iki hafta önce imzaladõğõ 700’ü aşkõn atama birer birer yargõdan dönmeye başladõ. Çelik’in takdirine dayalõ olarak yaptõğõ atamalardan biri Mersin 2’nci İdare Mahkemesi tarafõndan bozuldu. Yunan mahkemesi reddetti Dış Haberler Servisi- Batõ Trakya’da kapatõlan İskeçe Türk Birliği’nin (İTB) Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nin (AİHM) kararõ uyarõnca yasal haklarõnõn iadesi için Yunan yargõsõna yaptõğõ iki başvurudan birincisinin reddedildiği bildirildi. İskeçe mahkemesinin ret kararõnõ hayal kõrõklõğõyla karşõladõğõnõ belirten İTB’nin avukatõ Orhan Hacõibram, “Karar elimize ulaştõğõnda kesin bir şey söyleyebiliriz. Ancak mücadelemiz devam ediyor” dedi. Yabancı dil yasağı SOFYA (AA) – Bulgaristan’da lise düzeyine kadar okullarda öğretmenler okul içinde ve dõşõnda öğrenciler ile sadece Bulgarca konuşabilecek. Eğitim ve Kültür Bakanõ Daniel Võlçev tarafõndan hazõrlanan yeni yönetmelikle öğretmenlere öğrencileri ile sadece Bulgarca iletişim kurma mecburiyeti getirildi. Yönetmeliğe göre öğretmenler meslektaşlarõyla da sadece Bulgarca konuşabilecek. Danõştay, Adalet Bakanlõğõ’nõn telefon dinleme düzenlemesi yapamayacağõna karar verdi Yargõdan‘dinleme’dersiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay İdari Da- va Daireleri Kurulu, telefon dinleme yönetmeliğinin bazõ hükümlerinin yürütmesinin durdurulmasõ isteminin kõs- men kabulüne ilişkin karara Adalet Bakanlõğõ’nõn yaptõğõ itirazõ reddederken, hukuk der- si de verdi. Danõştay kararõn- da, Adalet Bakanlõğõ’nõn tele- fon dinleme konusunda yö- netmelikle düzenleme yapma yetkisi bulunmadõğõna dikkat çekildi. Adalet Bakanlõğõ ise yönetmeliğin yasaya dayanõ- larak çõkarõldõğõnõ bildirdi. İstanbul Barosu, 14 Ocak 2007’de Resmi Gazete’de ya- yõmlanan Adalet Bakanlõğõ yö- netmeliğinin, bazõ hükümleri- nin iptali ve yürütmesinin dur- durulmasõ istemiyle Danõş- tay’da dava açmõştõ. 10. Daire, yönetmeliğin bazõ hükümleri- nin yürütmesinin durdurulma- sõ istemini reddetmiş, bazõ hü- kümlerinin ise yürütmesini durdurmuştu. Adalet Bakanlõ- ğõ, kararõn kabule ilişkin kõs- mõna itiraz ederek, kaldõrõl- masõnõ istemişti. Danõştay İda- ri Dava Daireleri Kurulu, ba- kanlõğõn itirazõnõ yerinde gör- medi ve reddetti. Kurulun ge- rekçesinde, şu belirlemeler ya- põldõ: “Yargının bağımsızlığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumun huzuru, ulusal da- yanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına say- gılı, Atatürk ulusçuluğuna bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, de- mokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmasının do- ğal ve zorunlu sonucu, kişi- lerin ve toplumun refah, hu- zur ve mutluluğunun, kişi temel hak ve özgürlüklerinin en önemli güvencesini oluş- turan hukuk güvenliğini sağ- lamanın tek aracıdır. Ana- yasa, yürütme erki ile yargı arasında, yargının işlevsel etkinliğini arttırmak, faali- yetlerini hızlandırmak ve ko- laylaştırmak için kimi orga- nik bağlar kurmakla birlik- te, fonksiyonel bir etkide bu- lunulmasına, yani yargı yet- kisinin kullanılmasına ve yü- rütülmesine karışmaya ke- sinlikle izin vermemiştir. Mahkemelerce yapılan faa- liyetlerin neler olduğunun belirlenmesinin yürütme er- kine bırakılmaması, hatta yürütmenin etki ve gözeti- minin dahi bulunmaması hu- kukun genel ilkelerinin ve üs- tün kamu yararının mutlak gereğidir.” Yargõlama usulü içinde dü- zenlenen bir konunun idari alan sayõlabilmesi için bu ko- nularõn neler olduğunun ve sõ- nõrlarõnõn yasa koyucu tara- fõndan açõkça gösterilmesinin zorunlu olduğuna işaret edilen gerekçede, “Yasa koyucunun düzenleme yapma yetkisi vermediği hususların da ida- rece düzenlenebileceğinin kabulü, yargı yetkisinin ida- re tarafından kullanılması anlamına gelir ki, bu duru- mun diğer bir ifadesi fonk- siyon gaspıdır” belirlemesi yapõldõ. Gerekçede, yasa koyucu- nun, birçok temel hak ve hür- riyetle ilgisi olan iletişimin denetimi kapsamõndaki faali- yetlerin özellikle yönetmelik- le düzenlenmesini öngörmediği ve bu konularõ yasada ayrõntõ- lõ olarak düzenlemeyi tercih et- tiğinin görüldüğü vurgulandõ. “Mahkemeler tarafından uygulanacak olan yargıla- ma usulüne ilişkin kanunla- rın, idarenin görev alanı ile ilgili olduğundan söz etmeye olanak bulunmamaktadır” denilen gerekçede, “Ceza Mu- hakemesi Yasası’nda dü- zenlenen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin de- netlenmesi ve gizli soruştur- macı ve teknik araçlarla iz- leme konularında Adalet Ba- kanlığı’nın düzenleme yetkisi bulunmadığından, yürüt- menin durdurulması istemi- nin bu gerekçeyle kabulü gerekirken dairece işin esa- sının incelenmesi suretiyle verilen yürütmenin durdu- rulması kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır” denildi. Danõştay 10. Dairesi, söz ko- nusu yönetmeliğin iptal iste- mini daha sonra karara bağla- yacak. 68 hâkim dinlendi... Adalet Bakanlõğõ’ndan ya- põlan yazõlõ açõklamada, yö- netmeliğin yürütmesinin dur- durulmasõna karar verilen mad- delerinin Adalet Bakanlõğõ’na dinleme yetkisi vermediği be- lirtilerek yönetmeliğin yasaya dayanarak çõkarõldõğõ kayde- dildi. Açõklamada, “Burada yeni hükümler getirilmemiş, ilgili yasa maddelerinin tek- rarları ile bunların nasıl uy- gulanacağı gösterilmiştir. Danıştay’da görülmekte olan davanın esası hakkında bir karar da verilmemiş olup, dava devam etmektedir” de- nildi. Açõklamada, Adalet mü- fettişlerince son 5 yõl içerisin- de 69 hâkim ve savcõ hakkõn- da mahkemelerden dinleme kararõ alõndõğõ bildirilirken, bugün itibarõyla müfettişlerin aldõklarõ karara dayanarak din- lenen yargõç bulunmadõğõ be- lirtildi. Türkiye Barolar Birliği Baş- kanõ (TBB) Özdemir Özok, Danõştay’õn kararõyla Adalet Bakanlõğõ’nõn Türkiye’de her- kesin üzerine korku saldõğõ din- leme işlemini iptal ettiğini söy- ledi. Özok, şunlarõ kaydetti: “Türkiye’de Genelkurmay Başkanı’ndan Anayasa Mah- kemesi Başkanı’na, yargıç- lardan sıradan vatandaşlara kadar herkes dinlenme kor- kusuna girdi. Bunun adına hukuk devleti denemez. Da- nıştay Türkiye’nin hukuk devleti rayından çıkmasına neden olacak bir uygulama- ya engel oldu. Ben kimse hiçbir koşulda dinlenmesin diye söylemiyorum. Ama bu- nun kuralları, yasalardaki yeri belli. Bunu genelleştir- seniz, insanların özel yaşa- mına, özel yaşamının gizlili- ğine müdahale edersiniz. Bir yerden dönecektir. Dönecek yer de bağımsız yargıdır. Ben bu kararı çok anlamlı buluyorum. İyi ki Türki- ye’de Danıştay var, iyi ki Türkiye’de hukuka bağlı yargıçlar var.” Adalet Bakanlõğõ’nõn telefon dinlemelere ilişkin yaptõğõ yönetmeliğin, idarenin yargõ erkinin görev alanõna girmesine neden olduğu belirtilen İdari Davalar Genel Kurulu kararõnda, “Mahkemeler tarafõndan uygulanacak olan yargõlama usulüne ilişkin kanunlarõn, idarenin görev alanõ ile ilgili olduğundan söz etmeye olanak bulunmamaktadõr” denildi. TBB Başkanõ Özok, bu kararla Adalet Bakanlõğõ’nõn Türkiye’de herkesin üzerine korku saldõğõ dinleme işleminin iptal edildiğini söyledi. Kayõplar anõldõ Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Derneği, 17-31 Mayıs Kayıplar Haftası kapsamında yakınlarını kaybeden tüm alileler için anma töreni düzenledi. Gazi Cemevi önünde başlayarak Gazi Mezarlığı’na kadar yapılan yürüyüşte, yakınlarını kaybeden ailelerle birlikte İHD, SDP, ESP gibi sivil toplum örgütüyle siyasi partilerden temsilciler katıldı. İki yüzü aşkın kişinin katılımıyla gerçekleşen yürüyüşün ardından Gazi Mezarlığı önünde toplanan grup, gözaltında kayıplara karşı mücadelenin simgesi haline gelen Hasan Ocak ile Rıdvan Karakoç’un mezarları başında anma töreni gerçekleştirdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) AKP’de ‘ifade’ kaygısı DTP’nin TBMM’de yaşanan ifade krizini bir koz olarak kullanmaya çalõştõğõnõ düşünen iktidar, bu konuda TBMM Başkanlõğõ’nõn inisiyatif almasõnõ istiyor EMİNE KAPLAN ANKARA - DTP’li milletvekilleriyle il- gili ifade krizi, AKP’yi kaygõlandõrdõ. AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK), kritik bir süreçten geçildiği, DTP’lilerin polis zoruyla ifade vermesi du- rumunda Türkiye’nin Avrupa karşõsõnda zor duruma düşeceği, DTP’nin krizi koza dönüştürmemesi için TBMM Başkanlõ- ğõ’nõn konuya netlik kazandõrmasõ gerek- tiği dile getirildi. AKP’de, konuyla ilgili olarak şimdilik anayasa ve yasa değişik- liği düşünülmüyor. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, bugün partisinin grubunu genel merkezde toplayarak siyasi geliş- meleri değerlendirecek. DTP’li milletvekilleriyle ilgili ifade krizi, AKP’de de masaya yatõrõldõ. AKP’nin önceki gün toplanan MYK top- lantõsõnda gelişmeler değerlendirildi. MYK’nin hukukçu üyeleri, DTP’li mil- letvekillerinin anayasanõn 14. maddesine dayanõlarak yargõlandõğõnõ, ancak devle- tin bölünmez bütünlüğüne karşõ suçlara hangi eylemlerin gireceğinin net olmadõ- ğõnõ belirttiler. AKP yöneticileri, konunun acil olarak çözümlenmesi gerektiği, DTP’nin bu kri- zi koza dönüştürmeye çalõştõğõna dikkat çe- kerken “1994 yılında yaşanan olaylar or- tada. Benzer bir görüntünün yeniden yaşanması, DTP’li milletvekillerinin polis zoruyla ifadeye götürülmesi Tür- kiye’yi çok büyük sıkıntıya sokar. Bu- nun önüne geçebilmek için TBMM Başkanlığı’nın konuyu araştırarak bir netlik kazandırması lazım” görüşünü di- le getirdiler. Toplantõda, parti yöneticilerinin uzun sü- redir üzerinde çalõştõğõ anayasa paketiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapõlmadõ. ‘YARGILAMAYA MECLİS KARAR VERMELİ’ DTP’li milletvekilleri geri adım atmıyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - DTP’li- lerin “ifade vermeyi reddetmeleri” nedeniy- le gündeme gelen “zor- la ifade” kriziyle ilgili AKP’nin “ifade yerine dokunulmazlık fezle- kesi” hazõrlanmasõ önerisine DTP’li- lerden olumlu yanõt geldi. DTP Grup Başkanvekili Selahat- tin Demirtaş, AKP Grup Başkan- vekili Bekir Bozdağ’õn gündeme ge- tirdiği “fezleke” formülünü doğru bulduklarõnõ söyledi. Demirtaş, Mec- lis Başkanlõğõ’nõn ilgili mahkeme- lerden “dokunulmazlık fezlekesi göndermelerini istemesi” önerisi getirmesinin yerinde olacağõnõ be- lirterek, “Zaten baştan beri yapıl- ması gereken buydu. Milletveki- liyle ilgili yargılamaya Mec- lis karar vermeli.” dedi. De- mirtaş, krizin çözümüne yö- nelik bir formül bulunamazsa milletvekillerinin ifade ver- meyeceğini vurguladõ. DTP Muş Milletvekili Sır- rı Sakık “ifade vermeme” kararlarõndan kesinlikle geri dönüş olmayacağõnõ söyledi. Sakõk, Baş- bakan Tayyip Erdoğan hakkõndaki yolsuzluk dosyasõndan yargõlana- mazken, kendilerinin “düşünceleri” nedeniyle yargõlandõğõna işaret etti. YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu ise anayasanõn 14. maddesi kapsamõna giren suçlarõn yasama dokunulmazlõğõ dõşõnda tu- tulduğunu belirterek, Yargõtay 9. Ceza Dairesi’nin kararõnõn da bu çer- çevede olduğunu söyledi. ERDOĞAN, AKP TÜZÜĞÜNE DİKKAT ÇEKTİ ‘Bir dönem daha vekil olup, bırakırım’ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - “Herkes çekilmesini bilecek ve öğ- renecek” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti tüzüklerine göre bir dönem daha milletvekili hakkõ olduğunu ve ondan sonra bõrakacağõnõ söyledi. 19 Mayõs Atatürk’ü Anma, Genç- lik ve Spor Bayramõ nedeniyle 81 il- den ve KKTC’den gelen gençleri kabul eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasõnda önümüz- deki seçimlerde gençleri milletvekili adayõ göstereceğini açõkladõ. Genç- lerin önünün açõlmasõ gerektiğine değinen Erdoğan şöyle konuştu: “Bir defa herkes çekilmesini bi- lecek ve öğrenecek. Bizim tüzü- ğümüzde arka arkaya 3 dönem milletvekilliği yapabi- lirsiniz. Ondan sonra bı- rakmak durumundası- nız. Benim şu anda, bu dönemden sonra bir dö- nem daha hakkım var. Ondan sonra bırakmak durumundayım. Daha ileri gitmem, gidemem. Aynı şe- kilde genel başkanlık da 5 dönem. 5 dönem genel başkanlık yapabi- lirim, ondan sonra ayrılmak zo- rundayım. Niçin? Arkadan ge- lenlerin önünü açmak zorundayız. Veyahutta bir rekabet alanını doğurmak zorundayız. Ben genç- liğimizi bu noktada çok farklı görüyorum. İşte Gazi Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Sam- sun’da istiklal meşalesini yaktığı zaman yaşa bakıyorsunuz 38.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle