Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
20 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
19 Mayıs’ın Ateşi
“1919 yılı Mayıs’ın 19’uncu günü Samsun’a
çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyleydi:
Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, Birinci
Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her ta-
rafta zedelenmiş şartları ağır bir ateşkes anlaşma-
sını imzalamış... Büyük Savaş’ın uzun yılları boyunca
millet yorgun ve fakir durumda... Ordunun elinden
silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...”
“O halde ciddi ve gerçek karar ne olabilirdi?
- Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar var-
dı, o da milletin egemenliğine dayanan, kayıtsız şart-
sız, bağımsız, yeni bir Türk devleti kurmak”.
“Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çeki-
len milli felaketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu
aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedeli-
dir.” (*)
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının “toptan mil-
letçe bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bi-
zi yutmak isteyen kapitalizme karşı” Anadolu ihti-
lalinin ateşini yaktıkları 1919 Mayısı’nın üzerinden
doksan yıl geçti. Doksan yıl sonra bugün Türkiye,
ne yazık ki, iktisadi ve siyasi bağımsızlığı ağır ya-
ra almış bir ülke konumundadır. Günümüzün
uluslararası işbölümü içerisinde Türkiye, dışa ba-
ğımlı ve taşeronlaştırılmış sanayi yapısı; yerli ve
uluslararası tekeller tarafından yağmalanmış ve yağ-
malanmaya devam edilen ulusal varlıkları ile bir
ucuz ithalat ve ucuz işgücü deposu olarak ko-
numlandırılmaktadır.
Ülkemizin içine sürüklendiği bu durum 1950’ler-
de başlatılan, 1980’de ivme kazandırılan ve
1998’den bu yana IMF’nin doğrudan denetim ve
gözetiminde sürdürülen neoliberal uyarlama po-
litikalarının sonucudur. Bu program sonucunda Tür-
kiye ekonomisi kırılganlıştırılmış; geleceği finans ka-
pitalin kaprislerine terk edilmiş; ulus-ötesi tekellerin,
yeni emperyalizmin IMF, Dünya Bankası, Dünya Ti-
caret Örgütü ve benzeri düzenleyici kurumlarının
denetimi altına sokulmuştur. Nitekim uygulanan bu
program neticesinde Türkiye, yüksek işsizlik oran-
ları, çöken ulusal sanayi yapısı ve yüksek dış borç
yükü ile mevcut küresel krizden en şiddetli etkilenen
ekonomiler arasında sayılmaktadır.
Bütün bu gerçeklere karşın, ne yazık ki Türk hal-
kına güvenini yitirmiş bazı çevreler “IMF’nin des-
teği olmadan ekonomimiz çöker” şantajıyla hâlâ
IMF’den yarar ummaktadır. Bu çevrelerin “IMF ile
bir an önce program yapılsın” çığlıkları, bundan
doksan yıl öncesinin mandacılık söylemlerini çağ-
rıştırmaktadır.
Atatürk kızı, değerli aydın, Sayın Türkan Say-
lan’ı geçen gün kaybettik. Kurucusu olduğu Çağ-
daş Yaşamı Destekleme Derneği çalışanları baş-
ta olmak üzere, tam bağımsız ve çağdaş Türkiye’nin
savunucusu bütün dostlarının acısını tüm kalbimle
paylaşıyorum.
______________
(*) Mustafa Kemal, Nutuk, Kar Yayınları, 2006.
Merkez Bankasõ Başkanõ Yõlmaz, “Fazla iyimser beklenti ve söylemlere ihtiyatla yaklaşõlmasõ gerekir” dedi
Kõsa sürede çõkõş beklemeyin
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
“Yaşadığımız çelişki dolu, bir uçtan diğerine ku-
tuplaştırılmış, her şeyin ya siyah ya beyaz olarak
algılandığı şiddet, sevgisizlik ve anlayışsızlık top-
lumunda gözlemlediğim şu: Genelde bakıyor ama
görmüyoruz. Yalnızca 35 derecelik bir alana bakıp
yoruluyoruz. Oysa 360 derece bakabilmeyi, bak-
tığımızı da görmeyi öğrenmeliyiz. O zaman salt bi-
ze söylenenlerle değil, kendi gördüklerimiz, de-
neyimlerimiz ve değerlendirmelerimizle kendi dü-
şüncelerimizi de üretebiliriz....”
PROF. DR. TÜRKAN SAYLAN
19 Mayıs gibi anlamlı bir günde son yolculuğu-
na uğurladığımız Sevgili Türkan Hocamızın bu söz-
leri özellikle gençliğe önemli mesajlar içeriyor. 15-
24 yaş arasında 12.4 mil-
yon genç nüfusa sahip
bir ülkeyiz.
Bir yanda düşünme-
yen, apolitize olan, ‘tü-
ketiyoruz öyleyse varız’
şeklinde bir yaşam fel-
sefesini benimseyen bir
gençlik...
Öte yanda eskiye gö-
re daha fazla sorgula-
yan, düşünen, siyasi ve
sosyal konularla ilgilenen ve daha çok sorumluluk
duyan bir gençlik...
1989 yılında Türkan Saylan önderliğinde kuru-
lan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD),
herkese eşit bir çağdaş eğitimin sağlanması, bilinçli,
eğitimli, evrensel insan, çocuk, kadın haklarına say-
gılı, çevreye duyarlı, Atatürk ilke ve devrimlerinin
aydınlığında çağdaş bir toplum oluşturmayı amaç-
lıyordu. Aradan 20 yıl geçti. Bugünün Türkiyesi’nde
biraz önce bahsettiğim iki türde de gençlik var. Eğer
amaç, Türkan Hoca’nın bugüne kadar gerçekleş-
tirdiklerini miras olarak kabul edip; eğitimli, duyarlı,
sorgulamayı bilen ve sorumluluk sahibi gençlerin
sayısını arttırmak ise hiç durmadan hemen bu-
günden kolları sıvamalıyız. Ama her şeyden önce
Türkan Saylan’ı, Türkan Saylan yapan değerlerin
bütününü anlamamız gerekir.
Çünkü geride bıraktığı öykü ders niteliğinde..
Benim gözümde iki Türkan Saylan görüntüsü var.
Biri Mardin’de Kardelenlerin diploma törenine ka-
tılan o kızları kendi çocukları gibi kucaklayıp bağ-
rına basan Saylan; diğeri ise hastanede burnun-
da palyaço topu ile kameralara gülen Saylan.
Bedenini saran kansere bile “o benim arkadaşım”
diyebilen biri...
Şikâyet etmeyi bilmeyen, hep iyi şeylerden, ge-
lecekten ve hayallerinden bahseden, pes etmeyen
bir insan... Türkan Hoca yaşamıyla, yaptıklarıyla,
sevgisi, dürüstlüğü, mücadeleci ruhu, bitip tü-
kenmeyen enerjisi, o kocaman gülümsemesi ile
çağdaş Türkiye’nin aydınlık yüzü oldu.
Son katıldığı toplantı Fazıl Say’ın konseriydi. Bit-
kin bedenini geriye doğru çevirerek tıklım tıklım sa-
lona baktı ve bir televizyon kanalının kendisine uzat-
tığı mikrofona, “Daha önce bizi uzaktan izlerdiniz
artık katılıyorsunuz...” dedi.
Türkan Saylan’ın bence Türkiye’ye kazandırdı-
ğı en önemli değerlerden biri insanları, “seyircilik
halinden çıkıp katılımcı olmanın anlamı ile ta-
nıştırması” oldu. Bu-
gün onu son yolculu-
ğuna uğurlamak için
Türkiye’nin dört bir ya-
nından gelenler bu de-
ğerin önemini kavramış
ve gereğini yapmak için
yola çıkmış olan insan-
lar. Ben onlara inanıyo-
rum. Ve yarın bu insan-
lar sayesinde bugünden
daha güzel olacak....
Türkan Saylan ve Yarınlar...
B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK
Ekonomi Servisi - Merkez Bankasõ (TCMB) Başka-
nõ Durmuş Yılmaz, “küresel krizin kısa sürede sona
erebileceğine yönelik söylemlere ihtiyatla yaklaşıl-
masının daha gerçekçi olacağını” söyledi. Yõlmaz, Tür-
kiye Finans Yöneticileri Vakfõ’nõn (Finans Kulüp) dü-
zenlediği “Küresel Mali Kriz ve Merkez Bankası” ko-
nulu toplantõdaki konuşmasõnda, “Yılın ikinci çeyreğinde
ülkemizde yurtiçi talebin göreli olarak istikrar ka-
zanacağını ve son çeyrekten itibaren büyümenin po-
zitif rakamlara geçeceğini öngörmekteyiz” dedi.
Yõlmaz, özetle şunlarõ vurguladõ:
Küresel ekonomide toparlanmanõn ne zaman baş-
layacağõ konusu belirsizliğini koruyor. Beklentimiz
önümüzdeki dönemde dünyada toparlanma kademeli ve
yavaş olacak. Uluslararasõ kredi piyasalarõndaki sorun-
lar devam ediyor, küresel ekonomide henüz belirgin bir
toparlanma gözlenmiyor.
Son haftalarda finans piyasalarõnda yaşanan göre-
li iyimserlik, açõklanan verilerin bir toparlanma sinyali
vermesinden ziyade, bu verilerin beklendiği ölçüde
olumsuz gerçekleşmemesinden kaynaklanõyor.
Özel sektörün yatõrõm harcamalarõnda hõzlõ bir to-
parlanma beklemiyoruz. İşsizlik oranõndaki olumsuz sey-
rin 2009 boyunca devam edeceğini, tarõm dõşõ istihdam
göstergelerindeki toparlanmanõn toplam talebe kõyasla
daha gecikmeli gerçekleşeceğini düşünüyoruz.
Son haftalarda finans piyasalarõnda yaşanan göre-
li iyimserlik, açõklanan verilerin bir toparlanma sinyali
vermesinden ziyade, bu verilerin beklendiği ölçüde
olumsuz gerçekleşmemesinden kaynaklanõyor.
Türkiye ekonomisinde toparlanma küresel ekono-
miye göre daha erken başlayabilir.
Bunu destekleyen iki temel unsur var; finansal sis-
temin sağlam ve istikrarlõ yapõsõ ile hane halkõnõn borç-
luluk oranõnõn düşük olmasõ. Bu krizden çõkõş yavaş ve
kademeli olacak. Kõsa vadede toplam talepte belirgin bir
ivmelenme beklemiyoruz.
Büyümedeki revizyon hükümete kredibilite ka-
zandõrdõ.
Notre Dame de Sion
Fransız Lisesi (NDS) Tür-
kiye’nin aydınlanma ça-
ğıyla bütünleşmiş bir kurum. Bilim ve sanat dün-
yasından birçok saygın ismi yetiştirmiş olan
NDS bir ilki başlattı ve 2009’dan başlayarak her
yıl Edebiyat Ödülleri dağıtma kararı aldı. İlk
ödül Kalenderiye adlı romanıyla Gürsel Korat’a,
mansiyon ödülü ise Şehper, Dehlizdeki Kuş ad-
lı romanıyla Ayşegül Çelik’e verildi. Onur konuğu
olarak Yaşar Kemal’in de katıldığı ödül töreninde
yaptığı konuşmada, “... Bildiğiniz gibi edebiya-
tımızın en tanınmış kahramanı Çalıkuşu Feride,
‘Notre Dame de Sion Mektebi’nden diplomalı’dır
ve Anadolu’ya geçip, acısını bir okulda öğret-
menlik yaparak dindirmeye gitmiştir. Onun duy-
gulu, hüzünlü ve özverili ruhundan
pay kapmış olan benim de, Ana-
dolu’yla gönül bağımı asla yitirme-
den, İstanbul’da, Dame de Sion’dan duygudaş-
lık belgesi almam, rastlantının azizliği olsa gerektir.”
Bir NDS’li olarak gerek her yıl Edebiyat Ödü-
lü verme kararı alan Notre Dame de Sion’u ge-
rekse anlamlı konuşması ile özellikle gençlere ufuk
açan Gürsel Korat’ı kutluyorum.
Çalıkuşu’nun Okulundan Edebiyat Ödülü
ANKARA (AA) - İşçi ve memurlar, son 5
yõllõk dönemde maaşlarõ üzerinden 76
milyar 537 milyon lira gelir vergisi ödedi.
Gelir İdaresi Başkanlõğõ verilerinden yapõlan
hesaplamalara göre, 2004-2008 döneminde
işçi ve memur, maaşlarõnõn önemli
bölümünü stopaj yoluyla daha almadan gelir
vergisi olarak devlete verdi. Çalõşanlarõn
yõllar itibarõyla ödediği vergi şöyle oldu:
2008 yõlõnda işçi ve memurdan 19 milyar
942 milyon 221 bin 20 lira gelir vergisi
alõndõ.
Böylece 5 yõllõk süreçte çalõşanlardan stopaj
yoluyla kesilen gelir vergisi tutarõ 76 milyar
537 milyon 616 bin 372 lirayõ buldu.
2004 yõlõnda Türkiye genelinde toplanan gelir
vergisinin yüzde 48’ini, 2005 yõlõnda yüzde
55.4’ünü, 2006 yõlõnda yüzde 48.8’ini, 2007
yõlõnda da yüzde 49.9’unu ücretlilerin
maaşlarõndan stopaj yoluyla alõndõ. 2008’de
ise çalõşanlar, vergi gelirlerinin yüzde
44.8’ini tek başlarõna karşõladõ.
Söz konusu 5 yõllõk dönemde, ücretlilerden
kesilen gelir vergisi de, toplam gelir
vergisinin yüzde 48.8’ini meydana getirdi.
Bu arada devletin ülke genelinde topladõğõ
verginin de yüzde 10.5’i ücretlilerden
alõndõ.
Gelir Vergisi’nin
yarõsõ işçi ve
memurdan
Deutsche Bank: Piyasalar IMF’yi istiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deutshce Bank
raporunda, hükümetin Uluslararasõ Para Fonu’na
(IMF) gösterdiği direnç ve kayõtsõzlõğõn son dönemde
TL’nin değer kazanmasõ, cari açõğõn azalmasõ ve
kaynağõ belli olmayan yüksek oranlõ dõş sermaye
girişlerinden kaynaklandõğõ belirtildi.
Raporda, bu gelişmelerin Türkiye’nin ekonomik
problemlerinin büyüklüğünün algõlanmasõna engel
olduğu öne sürülerek, IMF kaynağõ ve çõpasõ olmadan
kaydadeğer bir düzelme olma olasõlõğõnõn da az oldu-
ğu vurgulandõ. Deutshce Bank’õn 18 Mayõs 2009 ta-
rihli “Türkiye: Çekişme Noktaları” Raporu’nda öne
çõkan tespitler şöyle;
Seçimlerin üstünden iki ay geçmesine karşın
IMF ile hâlâ program yapılmadı.
Washington’daki Bahar Toplantıları’nda
aradaki pürüzleri gidermesi beklenen tarafların, bir-
birlerinden daha da uzaklaştıkları gözlemlendi.
Hükümet büyüme oranı ve dolayısıyla mali he-
deflerini revize etti, ancak açıklanan rakamların
IMF hedefleri ile tutarlı olduğu belli değil.
Son olarak Başbakan Tayyip Erdoğan, IMF’nin
gelir ve harcama akımlarının çapraz denetimi ile
gelir idaresinin özerkleştirilmesine yönelik bazı is-
teklerinin kabul edilemez olduğunu açıkladı.
Ancak her halükârda görüşmeler devam edi-
yor ve Ali Babacan’ın bakanlığa dönmesi görüntüyü
gelecek günlerde değiştirebilir.
“Türkiye: Çekişme
Noktalarõ” adlõ raporda,
IMF kaynağõ ve çõpasõ
olmadan, ekonomide
kaydadeğer bir düzelmeye
pek olasõlõk tanõnmadõğõ
vurgulandõ. Deutsche
Bank raporunda
seçimlerin üzerinden iki
ay geçmesine karşõn
program yapõlmadõğõ
belirtildi.
TOPARLANMA ÖNCE İÇ
TALEPLE BAŞLAYACAK
TCMB politika faiz kararlarõnõ elindeki ve-
rilere bakarak yapar. İddia edildiği gibi o
dönemde tersini yapõp faiz indirimine baş-
lasaydõk, bugünkü krizi çok daha derin ya-
şayacaktõk, maliyeti çok daha yüksek ola-
caktõ.
Toparlanma iç talep yoluyla başlayacak.
Alõnan faiz indirimi kararõnõn ekonomik ak-
tiviteyi etkilemesi 3 ay ile 9 ay arasõnda za-
man alõr. Bugün indirdiğimiz faiz oranõ en
erken 3 en geç 9 ay sonra etkisini gösterir.
Fiyatlara geçişkenliği de 18 ay ile 24 ay
arasõndadõr.
Hedef şu anda 7.5 ama elimizdeki verile-
re, beklentilere bakõyoruz ve bu koşullar al-
tõnda diyoruz ki enflasyon hedefin altõnda
olacak. Bunun maliyetini arttõrmamak için
para politikasõnõ gevşetiyoruz.
Faiz indirimlerinin artõk önümüzdeki ay-
larda talep üzerinde etkili olacağõnõ düşü-
nüyoruz.
Türkiye’nin reytingi Türkiye’nin riskini
tam yansõtmõyor.
Krugman: Durgunluk 5 yõl sürer
Ekonomi Servisi - Nobel Eko-
nomi Ödüllü ünlü ekonomist Pa-
ul Krugman, ABD’de “durgun
ekonomi” döneminin 5 yõl kadar
sürebileceği uyarõsõnda bulundu.
Güney Kore’nin başkenti Seul’de
küresel finans konferansõnda yap-
tõğõ konuşmada Krugman ABD’de,
Aralõk 2007’de başlayan reses-
yonun bu yõl ağustos-eylül ayla-
rõnda sona ermesinin kendisi için
sürpriz olmayacağõnõ belirterek
“İş kayıpları muhtemelen 2011’e
kadar devam edecek, bunun an-
lamı durgun ekonomi döneminin
2013 ya da 2014 yılına kadar sü-
rebileceğidir” dedi. Krugman,
ABD’de son iki resesyon dönemi
resmen sona erdiği zaman sanayi
üretiminin artmasõna rağmen, iş-
sizliğin “resesyonun resmen so-
na ermesinden sonra uzun süre
daha” kötüleşmeye devam ettiği-
ni vurguladõ.
Hasadın başlamasına az bir süre kala
TMO’nun buğday taban fiyatını açıklama-
ması üreticileri mağdur ediyor. En erken
buğday üretiminin yapıldığı Çukurova’da ha-
sat bu hafta başlayacak. Maliyeti 55 kuruşu
geçen buğday, serbest piyasada 45 kuruşa ka-
dar alıcı buluyor. Adana Çiftçiler Birliği Baş-
kanı Behçet Homurlu, Seyhan Ziraat Odası
Başkanı Süleyman Girmen ve Ziraat Mü-
hendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Haydar
Şengül, üreticinin mağdur edilmemesi çağrısı
yaptılar. Yetkililer, fiyatın bir an önce açık-
lanmasını istediler. (YUSUF BAŞTUĞ)
Yõlmaz, Türkiye ekonomisinde
toparlanmanõn küresel ekonomiye göre daha
erken başlayacağõnõ ve yõlõn son çeyreğinden
itibaren iç talepteki canlanmanõn etkisiyle
büyümenin pozitif olabileceğini ileri sürdü.
Buğday sarardõ, fiyat yok
HER HAYAT BÖYLE OLABİLSE...
Her hayat bu denli verici olabilse
Her hayat bu denli demokrat olabilse
Her hayat bu denli mücadeleci olabilse
Her hayat bu denli kardeş olabilse
Her hayat bu denli anne olabilse
Her hayat bu denli ülke sevgisiyle dolu olabilse
Her hayat bu denli yaşama sevinci dolu olabilse
Her hayat bu denli insan olabilse...
Ülkemizin yüzakõ evlatlarõndan
TÜRKAN SAYLAN’ı
İnsanca, aydõn ve güzel bir dünyaya olan
inancõmõzla, unutmayacağõz...
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı
Sonsuzluğa uğurladığımız
TÜRKÂN SAYLAN’ınaydınlığa adanmış onurlu ve çağdaş yaşamını selamlıyoruz.
AZİZ NESİN DOSTLARI adına
Nazmi Arıkan, Ali Faik Aydın, Sibel Cemali, Muzaffer Danışman, Ahmet Doğan, Bilgin İnanç,
Işık İnanç, Ömer Kavili, Ogün Öge, Armağan Özel, İbrahim Teymur, Süleyman Toklu,
Seyit Uğurlu, Mustafa Uslu, Öner Yağcı, Nazire Yıldırım
Finans Kulüp Başkanı Tevfik Altınok (sağda), Merkez Bankası Başkanı
Durmuş Yılmaz’a (solda) kristal plaket sundu.