22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 20 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN 19 Mayıs’ın Ateşi “1919 yılı Mayıs’ın 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyleydi: Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her ta- rafta zedelenmiş şartları ağır bir ateşkes anlaşma- sını imzalamış... Büyük Savaş’ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir durumda... Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...” “O halde ciddi ve gerçek karar ne olabilirdi? - Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar var- dı, o da milletin egemenliğine dayanan, kayıtsız şart- sız, bağımsız, yeni bir Türk devleti kurmak”. “Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çeki- len milli felaketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedeli- dir.” (*) Mustafa Kemal ve arkadaşlarının “toptan mil- letçe bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bi- zi yutmak isteyen kapitalizme karşı” Anadolu ihti- lalinin ateşini yaktıkları 1919 Mayısı’nın üzerinden doksan yıl geçti. Doksan yıl sonra bugün Türkiye, ne yazık ki, iktisadi ve siyasi bağımsızlığı ağır ya- ra almış bir ülke konumundadır. Günümüzün uluslararası işbölümü içerisinde Türkiye, dışa ba- ğımlı ve taşeronlaştırılmış sanayi yapısı; yerli ve uluslararası tekeller tarafından yağmalanmış ve yağ- malanmaya devam edilen ulusal varlıkları ile bir ucuz ithalat ve ucuz işgücü deposu olarak ko- numlandırılmaktadır. Ülkemizin içine sürüklendiği bu durum 1950’ler- de başlatılan, 1980’de ivme kazandırılan ve 1998’den bu yana IMF’nin doğrudan denetim ve gözetiminde sürdürülen neoliberal uyarlama po- litikalarının sonucudur. Bu program sonucunda Tür- kiye ekonomisi kırılganlıştırılmış; geleceği finans ka- pitalin kaprislerine terk edilmiş; ulus-ötesi tekellerin, yeni emperyalizmin IMF, Dünya Bankası, Dünya Ti- caret Örgütü ve benzeri düzenleyici kurumlarının denetimi altına sokulmuştur. Nitekim uygulanan bu program neticesinde Türkiye, yüksek işsizlik oran- ları, çöken ulusal sanayi yapısı ve yüksek dış borç yükü ile mevcut küresel krizden en şiddetli etkilenen ekonomiler arasında sayılmaktadır. Bütün bu gerçeklere karşın, ne yazık ki Türk hal- kına güvenini yitirmiş bazı çevreler “IMF’nin des- teği olmadan ekonomimiz çöker” şantajıyla hâlâ IMF’den yarar ummaktadır. Bu çevrelerin “IMF ile bir an önce program yapılsın” çığlıkları, bundan doksan yıl öncesinin mandacılık söylemlerini çağ- rıştırmaktadır. Atatürk kızı, değerli aydın, Sayın Türkan Say- lan’ı geçen gün kaybettik. Kurucusu olduğu Çağ- daş Yaşamı Destekleme Derneği çalışanları baş- ta olmak üzere, tam bağımsız ve çağdaş Türkiye’nin savunucusu bütün dostlarının acısını tüm kalbimle paylaşıyorum. ______________ (*) Mustafa Kemal, Nutuk, Kar Yayınları, 2006. Merkez Bankasõ Başkanõ Yõlmaz, “Fazla iyimser beklenti ve söylemlere ihtiyatla yaklaşõlmasõ gerekir” dedi Kõsa sürede çõkõş beklemeyin ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr “Yaşadığımız çelişki dolu, bir uçtan diğerine ku- tuplaştırılmış, her şeyin ya siyah ya beyaz olarak algılandığı şiddet, sevgisizlik ve anlayışsızlık top- lumunda gözlemlediğim şu: Genelde bakıyor ama görmüyoruz. Yalnızca 35 derecelik bir alana bakıp yoruluyoruz. Oysa 360 derece bakabilmeyi, bak- tığımızı da görmeyi öğrenmeliyiz. O zaman salt bi- ze söylenenlerle değil, kendi gördüklerimiz, de- neyimlerimiz ve değerlendirmelerimizle kendi dü- şüncelerimizi de üretebiliriz....” PROF. DR. TÜRKAN SAYLAN 19 Mayıs gibi anlamlı bir günde son yolculuğu- na uğurladığımız Sevgili Türkan Hocamızın bu söz- leri özellikle gençliğe önemli mesajlar içeriyor. 15- 24 yaş arasında 12.4 mil- yon genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Bir yanda düşünme- yen, apolitize olan, ‘tü- ketiyoruz öyleyse varız’ şeklinde bir yaşam fel- sefesini benimseyen bir gençlik... Öte yanda eskiye gö- re daha fazla sorgula- yan, düşünen, siyasi ve sosyal konularla ilgilenen ve daha çok sorumluluk duyan bir gençlik... 1989 yılında Türkan Saylan önderliğinde kuru- lan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), herkese eşit bir çağdaş eğitimin sağlanması, bilinçli, eğitimli, evrensel insan, çocuk, kadın haklarına say- gılı, çevreye duyarlı, Atatürk ilke ve devrimlerinin aydınlığında çağdaş bir toplum oluşturmayı amaç- lıyordu. Aradan 20 yıl geçti. Bugünün Türkiyesi’nde biraz önce bahsettiğim iki türde de gençlik var. Eğer amaç, Türkan Hoca’nın bugüne kadar gerçekleş- tirdiklerini miras olarak kabul edip; eğitimli, duyarlı, sorgulamayı bilen ve sorumluluk sahibi gençlerin sayısını arttırmak ise hiç durmadan hemen bu- günden kolları sıvamalıyız. Ama her şeyden önce Türkan Saylan’ı, Türkan Saylan yapan değerlerin bütününü anlamamız gerekir. Çünkü geride bıraktığı öykü ders niteliğinde.. Benim gözümde iki Türkan Saylan görüntüsü var. Biri Mardin’de Kardelenlerin diploma törenine ka- tılan o kızları kendi çocukları gibi kucaklayıp bağ- rına basan Saylan; diğeri ise hastanede burnun- da palyaço topu ile kameralara gülen Saylan. Bedenini saran kansere bile “o benim arkadaşım” diyebilen biri... Şikâyet etmeyi bilmeyen, hep iyi şeylerden, ge- lecekten ve hayallerinden bahseden, pes etmeyen bir insan... Türkan Hoca yaşamıyla, yaptıklarıyla, sevgisi, dürüstlüğü, mücadeleci ruhu, bitip tü- kenmeyen enerjisi, o kocaman gülümsemesi ile çağdaş Türkiye’nin aydınlık yüzü oldu. Son katıldığı toplantı Fazıl Say’ın konseriydi. Bit- kin bedenini geriye doğru çevirerek tıklım tıklım sa- lona baktı ve bir televizyon kanalının kendisine uzat- tığı mikrofona, “Daha önce bizi uzaktan izlerdiniz artık katılıyorsunuz...” dedi. Türkan Saylan’ın bence Türkiye’ye kazandırdı- ğı en önemli değerlerden biri insanları, “seyircilik halinden çıkıp katılımcı olmanın anlamı ile ta- nıştırması” oldu. Bu- gün onu son yolculu- ğuna uğurlamak için Türkiye’nin dört bir ya- nından gelenler bu de- ğerin önemini kavramış ve gereğini yapmak için yola çıkmış olan insan- lar. Ben onlara inanıyo- rum. Ve yarın bu insan- lar sayesinde bugünden daha güzel olacak.... Türkan Saylan ve Yarınlar... B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK Ekonomi Servisi - Merkez Bankasõ (TCMB) Başka- nõ Durmuş Yılmaz, “küresel krizin kısa sürede sona erebileceğine yönelik söylemlere ihtiyatla yaklaşıl- masının daha gerçekçi olacağını” söyledi. Yõlmaz, Tür- kiye Finans Yöneticileri Vakfõ’nõn (Finans Kulüp) dü- zenlediği “Küresel Mali Kriz ve Merkez Bankası” ko- nulu toplantõdaki konuşmasõnda, “Yılın ikinci çeyreğinde ülkemizde yurtiçi talebin göreli olarak istikrar ka- zanacağını ve son çeyrekten itibaren büyümenin po- zitif rakamlara geçeceğini öngörmekteyiz” dedi. Yõlmaz, özetle şunlarõ vurguladõ: Küresel ekonomide toparlanmanõn ne zaman baş- layacağõ konusu belirsizliğini koruyor. Beklentimiz önümüzdeki dönemde dünyada toparlanma kademeli ve yavaş olacak. Uluslararasõ kredi piyasalarõndaki sorun- lar devam ediyor, küresel ekonomide henüz belirgin bir toparlanma gözlenmiyor. Son haftalarda finans piyasalarõnda yaşanan göre- li iyimserlik, açõklanan verilerin bir toparlanma sinyali vermesinden ziyade, bu verilerin beklendiği ölçüde olumsuz gerçekleşmemesinden kaynaklanõyor. Özel sektörün yatõrõm harcamalarõnda hõzlõ bir to- parlanma beklemiyoruz. İşsizlik oranõndaki olumsuz sey- rin 2009 boyunca devam edeceğini, tarõm dõşõ istihdam göstergelerindeki toparlanmanõn toplam talebe kõyasla daha gecikmeli gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Son haftalarda finans piyasalarõnda yaşanan göre- li iyimserlik, açõklanan verilerin bir toparlanma sinyali vermesinden ziyade, bu verilerin beklendiği ölçüde olumsuz gerçekleşmemesinden kaynaklanõyor. Türkiye ekonomisinde toparlanma küresel ekono- miye göre daha erken başlayabilir. Bunu destekleyen iki temel unsur var; finansal sis- temin sağlam ve istikrarlõ yapõsõ ile hane halkõnõn borç- luluk oranõnõn düşük olmasõ. Bu krizden çõkõş yavaş ve kademeli olacak. Kõsa vadede toplam talepte belirgin bir ivmelenme beklemiyoruz. Büyümedeki revizyon hükümete kredibilite ka- zandõrdõ. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi (NDS) Tür- kiye’nin aydınlanma ça- ğıyla bütünleşmiş bir kurum. Bilim ve sanat dün- yasından birçok saygın ismi yetiştirmiş olan NDS bir ilki başlattı ve 2009’dan başlayarak her yıl Edebiyat Ödülleri dağıtma kararı aldı. İlk ödül Kalenderiye adlı romanıyla Gürsel Korat’a, mansiyon ödülü ise Şehper, Dehlizdeki Kuş ad- lı romanıyla Ayşegül Çelik’e verildi. Onur konuğu olarak Yaşar Kemal’in de katıldığı ödül töreninde yaptığı konuşmada, “... Bildiğiniz gibi edebiya- tımızın en tanınmış kahramanı Çalıkuşu Feride, ‘Notre Dame de Sion Mektebi’nden diplomalı’dır ve Anadolu’ya geçip, acısını bir okulda öğret- menlik yaparak dindirmeye gitmiştir. Onun duy- gulu, hüzünlü ve özverili ruhundan pay kapmış olan benim de, Ana- dolu’yla gönül bağımı asla yitirme- den, İstanbul’da, Dame de Sion’dan duygudaş- lık belgesi almam, rastlantının azizliği olsa gerektir.” Bir NDS’li olarak gerek her yıl Edebiyat Ödü- lü verme kararı alan Notre Dame de Sion’u ge- rekse anlamlı konuşması ile özellikle gençlere ufuk açan Gürsel Korat’ı kutluyorum. Çalıkuşu’nun Okulundan Edebiyat Ödülü ANKARA (AA) - İşçi ve memurlar, son 5 yõllõk dönemde maaşlarõ üzerinden 76 milyar 537 milyon lira gelir vergisi ödedi. Gelir İdaresi Başkanlõğõ verilerinden yapõlan hesaplamalara göre, 2004-2008 döneminde işçi ve memur, maaşlarõnõn önemli bölümünü stopaj yoluyla daha almadan gelir vergisi olarak devlete verdi. Çalõşanlarõn yõllar itibarõyla ödediği vergi şöyle oldu:  2008 yõlõnda işçi ve memurdan 19 milyar 942 milyon 221 bin 20 lira gelir vergisi alõndõ.  Böylece 5 yõllõk süreçte çalõşanlardan stopaj yoluyla kesilen gelir vergisi tutarõ 76 milyar 537 milyon 616 bin 372 lirayõ buldu. 2004 yõlõnda Türkiye genelinde toplanan gelir vergisinin yüzde 48’ini, 2005 yõlõnda yüzde 55.4’ünü, 2006 yõlõnda yüzde 48.8’ini, 2007 yõlõnda da yüzde 49.9’unu ücretlilerin maaşlarõndan stopaj yoluyla alõndõ. 2008’de ise çalõşanlar, vergi gelirlerinin yüzde 44.8’ini tek başlarõna karşõladõ.  Söz konusu 5 yõllõk dönemde, ücretlilerden kesilen gelir vergisi de, toplam gelir vergisinin yüzde 48.8’ini meydana getirdi.  Bu arada devletin ülke genelinde topladõğõ verginin de yüzde 10.5’i ücretlilerden alõndõ. Gelir Vergisi’nin yarõsõ işçi ve memurdan Deutsche Bank: Piyasalar IMF’yi istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deutshce Bank raporunda, hükümetin Uluslararasõ Para Fonu’na (IMF) gösterdiği direnç ve kayõtsõzlõğõn son dönemde TL’nin değer kazanmasõ, cari açõğõn azalmasõ ve kaynağõ belli olmayan yüksek oranlõ dõş sermaye girişlerinden kaynaklandõğõ belirtildi. Raporda, bu gelişmelerin Türkiye’nin ekonomik problemlerinin büyüklüğünün algõlanmasõna engel olduğu öne sürülerek, IMF kaynağõ ve çõpasõ olmadan kaydadeğer bir düzelme olma olasõlõğõnõn da az oldu- ğu vurgulandõ. Deutshce Bank’õn 18 Mayõs 2009 ta- rihli “Türkiye: Çekişme Noktaları” Raporu’nda öne çõkan tespitler şöyle; Seçimlerin üstünden iki ay geçmesine karşın IMF ile hâlâ program yapılmadı. Washington’daki Bahar Toplantıları’nda aradaki pürüzleri gidermesi beklenen tarafların, bir- birlerinden daha da uzaklaştıkları gözlemlendi. Hükümet büyüme oranı ve dolayısıyla mali he- deflerini revize etti, ancak açıklanan rakamların IMF hedefleri ile tutarlı olduğu belli değil. Son olarak Başbakan Tayyip Erdoğan, IMF’nin gelir ve harcama akımlarının çapraz denetimi ile gelir idaresinin özerkleştirilmesine yönelik bazı is- teklerinin kabul edilemez olduğunu açıkladı. Ancak her halükârda görüşmeler devam edi- yor ve Ali Babacan’ın bakanlığa dönmesi görüntüyü gelecek günlerde değiştirebilir. “Türkiye: Çekişme Noktalarõ” adlõ raporda, IMF kaynağõ ve çõpasõ olmadan, ekonomide kaydadeğer bir düzelmeye pek olasõlõk tanõnmadõğõ vurgulandõ. Deutsche Bank raporunda seçimlerin üzerinden iki ay geçmesine karşõn program yapõlmadõğõ belirtildi. TOPARLANMA ÖNCE İÇ TALEPLE BAŞLAYACAK  TCMB politika faiz kararlarõnõ elindeki ve- rilere bakarak yapar. İddia edildiği gibi o dönemde tersini yapõp faiz indirimine baş- lasaydõk, bugünkü krizi çok daha derin ya- şayacaktõk, maliyeti çok daha yüksek ola- caktõ.  Toparlanma iç talep yoluyla başlayacak.  Alõnan faiz indirimi kararõnõn ekonomik ak- tiviteyi etkilemesi 3 ay ile 9 ay arasõnda za- man alõr. Bugün indirdiğimiz faiz oranõ en erken 3 en geç 9 ay sonra etkisini gösterir. Fiyatlara geçişkenliği de 18 ay ile 24 ay arasõndadõr.  Hedef şu anda 7.5 ama elimizdeki verile- re, beklentilere bakõyoruz ve bu koşullar al- tõnda diyoruz ki enflasyon hedefin altõnda olacak. Bunun maliyetini arttõrmamak için para politikasõnõ gevşetiyoruz. Faiz indirimlerinin artõk önümüzdeki ay- larda talep üzerinde etkili olacağõnõ düşü- nüyoruz. Türkiye’nin reytingi Türkiye’nin riskini tam yansõtmõyor. Krugman: Durgunluk 5 yõl sürer Ekonomi Servisi - Nobel Eko- nomi Ödüllü ünlü ekonomist Pa- ul Krugman, ABD’de “durgun ekonomi” döneminin 5 yõl kadar sürebileceği uyarõsõnda bulundu. Güney Kore’nin başkenti Seul’de küresel finans konferansõnda yap- tõğõ konuşmada Krugman ABD’de, Aralõk 2007’de başlayan reses- yonun bu yõl ağustos-eylül ayla- rõnda sona ermesinin kendisi için sürpriz olmayacağõnõ belirterek “İş kayıpları muhtemelen 2011’e kadar devam edecek, bunun an- lamı durgun ekonomi döneminin 2013 ya da 2014 yılına kadar sü- rebileceğidir” dedi. Krugman, ABD’de son iki resesyon dönemi resmen sona erdiği zaman sanayi üretiminin artmasõna rağmen, iş- sizliğin “resesyonun resmen so- na ermesinden sonra uzun süre daha” kötüleşmeye devam ettiği- ni vurguladõ. Hasadın başlamasına az bir süre kala TMO’nun buğday taban fiyatını açıklama- ması üreticileri mağdur ediyor. En erken buğday üretiminin yapıldığı Çukurova’da ha- sat bu hafta başlayacak. Maliyeti 55 kuruşu geçen buğday, serbest piyasada 45 kuruşa ka- dar alıcı buluyor. Adana Çiftçiler Birliği Baş- kanı Behçet Homurlu, Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen ve Ziraat Mü- hendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Haydar Şengül, üreticinin mağdur edilmemesi çağrısı yaptılar. Yetkililer, fiyatın bir an önce açık- lanmasını istediler. (YUSUF BAŞTUĞ) Yõlmaz, Türkiye ekonomisinde toparlanmanõn küresel ekonomiye göre daha erken başlayacağõnõ ve yõlõn son çeyreğinden itibaren iç talepteki canlanmanõn etkisiyle büyümenin pozitif olabileceğini ileri sürdü. Buğday sarardõ, fiyat yok HER HAYAT BÖYLE OLABİLSE... Her hayat bu denli verici olabilse Her hayat bu denli demokrat olabilse Her hayat bu denli mücadeleci olabilse Her hayat bu denli kardeş olabilse Her hayat bu denli anne olabilse Her hayat bu denli ülke sevgisiyle dolu olabilse Her hayat bu denli yaşama sevinci dolu olabilse Her hayat bu denli insan olabilse... Ülkemizin yüzakõ evlatlarõndan TÜRKAN SAYLAN’ı İnsanca, aydõn ve güzel bir dünyaya olan inancõmõzla, unutmayacağõz... Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Sonsuzluğa uğurladığımız TÜRKÂN SAYLAN’ınaydınlığa adanmış onurlu ve çağdaş yaşamını selamlıyoruz. AZİZ NESİN DOSTLARI adına Nazmi Arıkan, Ali Faik Aydın, Sibel Cemali, Muzaffer Danışman, Ahmet Doğan, Bilgin İnanç, Işık İnanç, Ömer Kavili, Ogün Öge, Armağan Özel, İbrahim Teymur, Süleyman Toklu, Seyit Uğurlu, Mustafa Uslu, Öner Yağcı, Nazire Yıldırım Finans Kulüp Başkanı Tevfik Altınok (sağda), Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’a (solda) kristal plaket sundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle