23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Nihal Bengisu Karaca Sabahın yedisine beş var, ama Haydarpaşa Ga- rı gazetecisinde sadece Sabah dağıtım grubu ga- zeteleri var. Habertürk aldım (300 bin satıyorlar, kut- larım). Gazetenin türbanlı yazarı Nihal Bengisu Ka- raca’nın “İslamın Şartı 5 mi?” başlıklı yazısının so- nundaki feryadına içim burkuldu: “.. bu kızlar çı- kıp demezler mi ‘madem hiç de şart değildi bu ba- şörtüsü, o zaman bizi niye yediniz, niye kandırdı- nız; bıraksaydınız o zaman hepimiz Nazlı Ilıcak gi- bi olsaydık, derdiniz neydi’ diye. Tamam. Sustum.” Seslenişi, Fethullah Hoca’nın gayet resmi tem- silcisi ve cemaatin “sistem içi bülten”i Zaman ya- zarı Hüseyin Gülerce’ye. Gülerce, bir AKP des- tekçisi gazeteye verdiği demeçte, Gülen’e gön- derme yapıyor ve “Başörtüsü füruat, yani öncelikli değil, İslamın şartı 5, imanın şartı 6. Burada ba- şörtüsü var mı, yok” diyordu. Nihal Bengisu, şüphesiz, salt türbanlı kızlar için değil, kendisi için de aldatılmışlık duygusunu yan- sıtıyor. Ve “İslamın beş şartı arasında türban yok, Kuran’da başın örtülmesini gerektiren bir tesettür emri de yok” diyenlerle (yani bizler) Gülerce ara- sında fark olmadığını belirtiyor. Ama Gülerce haklı. Bu haklılığı, bunca yıldır ka- dınlar üzerinden sahneledikleri politikalarının insan ve kadın düşmanı yüzünü saklamaz. Ama haklı, çünkü “türban takmamak”, “Kelam”da sayılan 12 büyük günah arasında da yok. “Büyük günahlar”ın daha genişletilmiş listesi 76 madde içinde de.(*) Ali Bardakoğlu bile türban için Kuran’a gön- derme yapmıyor ve “Müslüman toplumların uy- gulamalarının ortak paydası”nın yarattığı bir “dini gereklilik” diyor, yani onu bir “gelenek” düzeyine indirgiyor! Karaca ise kendisi için “Nur Suresi 30. ve 31. ayetleri, Ahzap suresi 59. ayetinin ‘baştan aşağı ör- tünme’ konusunda yeterince açık” olduğunu be- lirtiyor. Karaca, bunu Arapçadan mı okuyor yok- sa Türkçe yorumlardan mı? “Baştan aşağı örtünme” yorumunu, sakın, ka- dınları türbanlama politikasını üretenler uydurmuş olmasın?! Hiçbir şüphe duymaz mı!? 1424 yılında yapılan Kuran’ın ilk Türkçe çeviri- sinde bile “Ve göstermesinler ziynetlerini, yakala- rı üzerine bıraksınlar örtülerini” ve yeni çevirilerde “Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar” derken... Şüphesiz, isteyen kadın örtünür, ama bireysel ola- rak, yoksa bunu “Kuran’ın emri” olarak topluma da- yatmadan! “Türban”lanmayı Kuran emri olarak vazedenler, şüphesiz gerektiğinde bu vaazlarından da yan çi- zer. Neden acaba? Karaca, acaba hiç düşündü mü, kadının nasıl ya- şayacağı, yaşaması gerektiği konusunda yorum ya- panların, “fetva veren”lerin hemen hepsinin neden erkek olduğunu? Sakın “dinci” erkekler, dini kendileri için bir öz- gürlük aracı ve alanı olarak kullanırken, kadınları da bu “özgürlük alanlarının nesnesi” olarak görü- yor olmasınlar?! Ve türban ile tesettürü, kadınları özgürlük alanlarında tutmak için kullanıyor olma- sınlar!? Erkekler zaten toplumsal, siyasal alanlarda tam egemen. Acaba, türban yorumu, bu egemenliği kolay yol- dan pekiştirmenin aracı mı? Kutsallıklara sığınarak, kadınların ve toplumun karşı çıkma güçlerini kırmaya çalışıyor olabilirler mi?! Karaca, yazısında, “dinden ve dindarlardan nef- ret eden” kesimler olarak bizi gösteriyor. Yooo yanlış; tepeden tırnağa önyargı! Örne- ğin tanıdığım çoğu insanın ne dinden ne de din- darlardan nefreti var! Dinlerin, ilk düzen kurucu ve belki de uygarlığı başlatıcı yönü olduğu bile savunulabilir! Ama bir nefret sözü edilecekse, bu, sahtekârlara, yalancılara, Kuran’ı ve dini kendi politik düşünce- leri için; toplumsal, erkeksel, siyasal ve ekonomik çıkarları için çarpıtanlara, kullananlara... ...Kadınları toplumsal hayatın dışında tutarak, on- ların yaratıcılıklarını, bütünüyle ve her yönüyle ala- bildiğine dile getirmelerini engellemeye kalkışan- lara... ...Böylece uygarlığımızın salt “erkek beyni” ile ge- lişmesine, insanlık için çok değerli “kadın beyni”ni dışarıda bırakmaya çalışanlaradır... Karaca, yazısının sonunda diyor ki: “Tamam. Sustum.” Neden? Tam konuşacak zaman! Özgürce. Kork- madan. — (*) Orhan Bursalı, “Türban, Kadın Sorunu mu Er- kek Sorunu mu?”, Cumhuriyet Kitapları, 2008; s.115. ————————————— obursali@cumhuriyet.com.tr 10 MAYIS 2009 PAZAR Erdoğan TRT Türk’ün canlı yayınına katıldı ‘Anayasa değişikliği dar kapsamlõ olacak’ İSTANBUL (AA) - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Er- menistan sõnõrõna ilişkin, “Biz kapıları kapattık. Sebep işgal, netice kapıları kapatmamız. O zaman sebep kalk- sın, biz kapıları açalım” dedi. Erdo- ğan, anayasa değişikliği için “dar kapsamlı” olacak mesajõ verdi. Erdoğan, önceki gece TRT Türk’ün canlõ yayõnõna katõlarak, gündemdeki konularla ilgili sorularõ yanõtladõ. Er- doğan, Ermenistan’la ilişkiler konu- sunda tarihsel iddialarõ ka- bul etmelerinin mümkün olmadõğõnõ ifade ederek, ortak sõnõr kapõsõnõn açõl- masõnõn önkoşulunu tek- rarladõ. Erdoğan, “Burada bir sebep-netice ilişkisi var. Bu ilişkiye gelince kapılarla ilgili konuda bir defa Dağlık Karabağ, Er- meniler tarafından işgal edilmiştir. Sonra 1 milyon Azeri tehcire zorlandı. Biz kapıları kapattık. Se- bep işgal, netice kapıları kapatmamız. O zaman sebep kalk- sın, biz kapıları açalım” şeklinde ko- nuştu. “Ekonomide patron değişti, de- ğişmekten ziyade tek elde toplandı. Bunun ekonomiye nasıl bir etkisi olacak?” şeklindeki soru üzerine de Başbakan Erdoğan, baştan beri iddia- lõ bir ifade kullandõğõnõ, ancak bazõ medya çevrelerinin bunu farklõ yo- rumladõğõnõ savundu. Erdoğan, “‘Te- ğet geçecek’ dedim, onlar farklı yo- rumlayarak kimi dalgasını geçti, kimi ‘Yüreğimizden geçti, şöyle vur- du, böyle vurdu’ dedi. Ama şu andaki rakamlar bizi doğrulamaya başladı” diye konuştu. IMF ile görüşmelere ilişkin soru üze- rine de Erdoğan, IMF’de şu an bir ka- rarsõzlõk görüldüğünü ifade etti. “IMF’nin kararsızlığı parasal mı, yoksa yönetim yapısıyla mı ilgili” şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, şunlarõ söyledi: “Şu anda onların kararsızlığının nedeni, özellikle bizim bütçedeki gelir hanesinde veya giderle ilgili ola- rak verdikleri rakamlar var ki, o ra- kamları bizim aynı şekilde kabul- lenmemiz mümkün değil. ‘O rakamõ düşürün’ diyorlar. Biz o rakamı dü- şüremeyiz. Biz o kadar büyükçe bir rakam düşürmeye kal- karsak, o zaman biz yatı- rımlarda zora gireriz. Ya- tırımlarımızı bir defa de- vam ettirmek istiyoruz. Yatırımları durdurduğu- muz anda istihdam ol- maz.” Başbakan Erdoğan, “Anayasa değişikliğinin boyutuyla ilgili konularda tartışmalar devam ediyor. Çok geniş kapsamlı mı olacak” şeklindeki soru üzerine şu yanõtõ verdi: “Dar kapsamlı ve üzerinde müm- kün olduğunca mutabakatın sağla- nabileceği bir yaklaşım olsun isti- yoruz. Şu ana kadar arkadaşlarımız zaten konuyla ilgili çalışmalarını yaptılar. Bunun da bir yerde par- lamento içinde grubu olan siyasi partilerin bu konsensüse ne denli bağlı veyahut da onların mutabakat kuracağı maddeler hangileri olabi- lir, yani bunu aramızda oluştura- bilirsek, belki o zaman böyle bir adım atılabilir. Onun için biz şu an- da bu konuda da sabırlıyız, aceleci değiliz. Meclis Genel Kurulu’nda da çok yoğun görüşülmesi gereken ka- nunlarımız var. Bir an önce onları da çıkaralım istiyoruz. Gerilime fırsat verecek hiçbir kanunu da gö- rüşmekten yana değiliz.” Tayyip Erdoğan. ERDOĞAN: CHP uzlaşmaz tavır içinde ASELSAN’DAN ORTAKLAŞA PROJE Ulusal olanaklarla yerli uçak modernize edildi SERTAÇ EŞ ANKARA - Türk savunma sanayisi ilk kez ulu- sal olanaklarla bir savaş uçağõnõ modernize etti. ASELSAN, MİKES ve Hava Lojistik Komutanlõ- ğõ’nõn işbirliğiyle gerçekleştirilen proje kapsa- mõnda RF-4E tipi keşif uçaklarõnõn kullanõm öm- rü 2020’li yõllara kadar uzatõldõ. ASELSAN, MİKES ve Hava Lojistik Komutanlõ- ğõ’nõn ortaklaşa yürüttüğü proje kapsamõnda RF- 4E keşif uçaklarõ yeniden dizayn edildi. Hava Lo- jistik Komutanlõğõ eşgüdümünde gerçekleştirilen yapõsal modernizasyon ile uçaklarõn gövde ömrü 2020’li yõllara kadar uzatõldõ. Uçağõn 1862 adet parçasõ yine Hava Lojistik Komutanlõğõ’nca üreti- lerek uçaklara takõldõ. ASELSAN ise uçaklarõn elektronik harp sistem- lerini, telsiz ve seyrüsefer sistemlerini yeniledi. ASELSAN, kendisinin alt kuruluşu olan Mİ- KES’in ürettiği ALQ-178 pasif elektronik harp sistemi dahil tüm aviyonik sistemlerin entegras- yonunu gerçekleştirdi. Uçaklara takõlan tüm sis- temlerin yazõlõmõnõ da ASELSAN üstlendi. AFYONKARAHİ- SAR (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa deği- şiklikleri konusunda CHP’nin uzlaşmaz bir ta- võr içinde olduğunu ifade ederek, “Her konuda ya- pıcı değil, engelleyici bir tavır içine giriyorlar” dedi. Erdoğan, anayasa değişikliğini Nâzım Hik- met’in “Kerem gibi” şii- rini okuyarak savundu. Partisinin Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen İl Kongresi’nde konuşan Erdoğan, dürüst, ilkeli, demokratik siyaseti ken- dilerine şiar edindiklerinin belirterek, “Bakın Nâ- zım Hikmet ne güzel söylemiş, ‘Ben yanmaz- sam, sen yanmazsan nasõl çõkar karanlõklar aydõnlõ- ğa’. Yıllar boyunca bu söz, adeta bir slogan gi- bi tekrarlandı durdu. Elbette ki yanacağız. Başka türlü olmaz. Biz de diyoruz ki, ‘elimizi ta- şõn altõna koyalõm’. Gelin Türkiye’yi karanlıktan aydınlığa çıkarma mü- cadelesinde buradan na- sibimizi alalım” dedi. Muhalefete hukukun önünün açõlmasõ, demok- rasi standartlarõnõn yük- seltilmesi ve ülke sorun- larõnõn çözümü için 6.5 yõldõr ortak çalõşma çağ- rõsõnda bulunduklarõnõ sa- vunan Erdoğan, buna ya- nõt alamadõklarõnõ söyle- di. Anayasa değişikliği konusunda mutabakat arayõşlarõna karşõn CHP’nin uzlaşmaz bir ta- võr içinde olduğunu sa- vunan Erdoğan, “Her konuda yapıcı değil, en- gelleyici bir tavır içine giriyorlar. Laf konuş- maya gelince de uzlaşı- dan dem vuruyorlar. Biz milletimizin iradesi doğrultusunda her za- manki gibi reformdan, değişimden, yenilikler- den yana olacağız” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle