17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 4 DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Tarihte Şimdi Saat Kaç?’ Sevgili, 7 Mayıs gecesi, Cumhuriyet’in 85. yılı ve Yu- nus Nadi Ödülleri töreni dolayısıyla, gazetemizin çalışanlarıyla okurları ve dostları (zaten üçü de ay- nı şey) hep bir aradaydılar Cevahir Otel’de. Kok- teyl öncesi koca salon hınca hınçtı. Önce Yunus ve Nadir Nadi’nin anısına kısa bir belgeselle perdeye yansıtıldı Cumhuriyet’in tari- hi. Mine’ye dönüp, - Bunu İlhan Abi hazırlatmış, dedim. Öyle olmalıydı, çünkü onun adı bile geçmiyor- du, yalnız bir yerde Nadir Bey ile bir fotoğrafı var- dı. Sanki bu adam, 1991’den bu yana 18 yıl sü- reyle bu gazeteyi yönetmemiş, bunca badireden çıkarıp, bugüne getirmemişti... Ama böyleydi İlhan Selçuk, kendini öne çıkar- mayı sevmezdi. Ayakta alkışlanan irticalen konuşmasında, geçmişten söz etti, tarih olanlardan bahis açtı ve seslenişinin bir yerinde, “Bu an da tarih olacak” dedi. O an kendi kendime sordum: - Bir an, ne zaman tarih olur? Toplantı gece geç saatlere kadar sürdüğü için ancak 9 Mayıs günkü gazetede haber oldu. Peki, ne zaman tarih olacak? Bir olay ne zaman haber, ne zaman tarih olur? Haber ile tarih arasındaki çizgi kronolojik mi- dir? Niteliksel mi? Bu soruyu bir somut olaydan bu yana, yirmi yı- lı aşkın süredir çok düşündüm. Güzel ve berrak bir yaz günü akşamüstü Muğla’da yolun kıyısın- da bir kahvede veya gazinoda kalabalık bir grup oturmuşuz, İlhan ve Handan Selçuk, Oktay ve Ayla Akbal, Naim ve Meral Kılıç, Sami ve Meh- cure Karaören, Melih Cevdet ve Suna Anday sohbet ediyoruz, Melih Bey birden soruyor: - Acaba bu an tarihe geçecek mi? - Kuşkusuz geçecek, nedeni de sizin sordu- ğunuz bu soru... diye yanıtlıyorum. Gülüşüyoruz, ben yine yarı doğru yarı yanlış konuşmuşum, ama kimse üstelemiyor. Öyle ya, o an o soruyla değil, ancak olay ya- zıldıktan sonra tarihe geçiyor. Tarih deyince Sevgili, aklıma bir sürü soru üşü- şür, düşünceler yığınının altında kalırım hep. Yine Melih Cevdet Anday ile başlayalım. - Tarihin çarkları yoktur, derdi Melih Bey. Benim aklıma da çok yatkın gelir bu düşünce; tarihin çarkları olması için bir bilinci ve amacı ol- ması gerekmez mi? Bilinci ve amacı olan biziz tarih değil. Ve bu yüz- dendir ki biz onu özlemlerimiz, geleceğe yöne- lik emellerimize göre yorumlarız, hatta belki ka- leme alırız. Örneğin Moskovalı bir tarihçi, 1980’lerde Le- nin’i nasıl yorumlayıp anlatırdı, 2000’lerde nasıl? Tarihin kahramanları neye göre kahramandır- lar, hainleri neye göre hain?.. Bu soru yalnızca, bizim değişen bakış açıları- mızdan kaynaklanmıyor. Aynı zamanda, belge- lerden bile yola çıksak, geçmiş olayların bize an- latıldığı gibi cereyan ettiğinden nasıl emin olabi- liriz ki? İçinde yaşadığımız, bildiğimiz, gözümüzün önünde cereyan eden olayların bile nasıl yansı- tıldıklarını gördükten sonra, nasıl olur da bize yan- sıtılan tarihi olayların gerçekten anlatıldığı gibi ol- duğuna rahatlıkla inanabiliriz?.. Bu yüzdendir ki, Yiğit Okur’un, “Deniz Taşla- rı” romanında, baş kahramanı Tarık’ın okul ar- kadaşı İngiliz Henry Henry’nin şu sözüne kah- kahalar atarak, can-ı gönülden katıldım: - Tarihi yalnız casuslar bilir. Çok yaşayasın sen emi, yetmişini çoktan aş- mış hınzır çocuk Yiğit Okur. Tarihe ve zamana kuşkucu bakışını çok sevdiğim bu Galatasaray- lı abim ve dostumla dün telefonda konuşurken Turgut Uyar’ın şu sorusunu attı ortaya: - Tarihte şimdi saat kaç? Benim gibi sıradan insanlar olsa olsa, kendi ki- şisel tarihlerinde vaktin epeyce geç olduğunu bi- lebiliyorlar. O da tabii kendileriyle sınırlı olarak. Yoksa, genellersen şu soru hemen gelir günde- me: - Kime göre geç?.. Kimilerine göre belki de çok erken... Neyse Sevgili, ben bu Turgut Uyar’a çok tak- tım, birkaç gün kendi kendime söylene sora ge- zinirim: - Tarihte şimdi saat kaç?.. [email protected] 2009’un fõrsat yõlõ olduğunu söyledi Gül: Kürt sorunu birinci meselemiz Haber Merkezi - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Türkiye’nin birinci me- selesinin Kürt sorunu olduğunu belirte- rek, “Bu noktada, adına ister Güney- doğu Anadolu sorunu, ister terör so- runu, ister de Kürt sorunu deyin, bu Türkiye’nin en önemli meselesidir” di- ye konuştu. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, ikili gö- rüşmeler için bulunduğu Çek Cumhuri- yeti’nin başkenti Prag’dan dönerken uçakta beraberindeki gaze- tecilere önemli açõklamalar- da bulundu. 2009’un hem içeride hem de dõşarõdaki sorunlar için bir fõrsat yõlõ ol- duğunu belirten Gül, “Ha- masi söylemler her şeyi esir alıyor. Bu noktada, adına ister Güneydoğu Anadolu sorunu, ister terör sorunu, ister de Kürt so- runu deyin, bu Türkiye’nin en önemli meselesidir. Ül- ke olarak enerjimizi alan bu mesele en büyük mese- lemizdir. Birinci mesele- mizdir. Geçmiş örnekle- rinde gördüğümüz gibi kontrolden çı- kabilir. Ya da başkaları kontrol et- meye kalkabilir” dedi. Devlet içindeki kurumlarõn uyum içinde sorunlarõn çö- zümünü konuştuğunu kaydeden Cum- hurbaşkanõ Gül, “Herkes birbirini ta- mamlıyor. Asker, sivil, istihbarat... Ak- lınıza ne gelirse herkes uyum içinde- dir. İyi şeyler olacak. Böyle bir uyum ortamında da iyi şeyler olur” ifadesi- ni kullandõ. Çek Cumhuriyeti’nde enerji konu- sunda yapõlan görüşmelerle ilgili olarak da Gül, “Azerbaycan’la aramızda do- ğalgaz fiyatları, Şahdeniz projesiyle il- gili bazı küçük problemler var. Kar- deş de olsanız ekonomik konular söz konusu olunca sorunlar olabilir. İşte bütün bu problemlerde yeni bir mer- haleye geçildi. Bütün sorunlar Prag’da konuşuldu” diye konuştu. Cumhurbaş- kanõ Gül, Irak’ta bulunan enerji kay- naklarõnõn Türkiye için önemli kaynak- lar olduğunu belirterek, “Hem kendi ih- tiyacımız için hem de Batı’ya ulaştır- mak için bu kaynakları önemsiyoruz. Sınırımıza 30 km yakın bir bölgede Norveç, Çin, Kore geliyor ve 50 yıllık anlaşmalar yapıyor. Biz bu noktada seyirci kal- mamalıyız” dedi. Gül’ün Kürt sorunu ile il- gili açõklamalarõnõ Mar- din’de değerlendiren DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, “Cumhurbaşkanı- nın Kürt sorununun de- mokratik ve uzlaşıyla çö- zülmesiyle ilgili mesajlarını önemsiyoruz” dedi. Mar- din’de 44 kişinin öldüğü köyü ziyaret eden Türk, ga- zetecilere yaptõğõ açõkla- mada “Bu sorun çözülme- den ekonomik kalkınma veya demokratik bir Türkiye’den söz etmek mümkün değil. Bugün geldiği- miz noktada herkes bu işin diyalog, uz- laşı, ortak akılla çözülmesi konusun- da mesajlar veriyor. Bu önemlidir. Sa- yın Cumhurbaşkanı’nın 2-3 gün ön- ce benimle de bir görüşmesi oldu. Gerçekten artık herkese bir sorum- luluk düştüğünü ve bu sorumluluğun gereğini yapması gerektiğini, bunun uzlaşıyla, diyalogla, siyasi partilerle kurumlar arasında ciddi bir uzlaşıy- la aşılması inancı vardı. Bu bizi se- vindirdi. Sorunun adını açık koyarak bu sorunun çözümü konusunda de- mokratik sivil projelerin ortaya ko- nulmasının zamanıdır” diye konuştu. Gazeteci Hasan Cemal ile Kandil’de görüşmüştü Karayılan, Ankara ile diyalog yolları arıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD’nin Türkiye ve çevresine yönelik Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adõm adõm çökerken terör örgütü PKK’nin Kandil Dağõ’ndaki elebaşõsõ Murat Karayılan Ankara ile diyalog yollarõ arõyor. Gazeteci Hasan Cemal ile gö- rüşen Karayõlan, diyalog yerinin ise ya Abdullah Öcalan ya da kendileri ol- duğunu belirtiyor. ABD’nin Kuzey Irak politikasõnda Ankara’ya verdiği destek, te- rör örgütü PKK’yi telaşlandõ- rõyor. PKK elebaşõlarõ Anka- ra ile temas kurmanõn yollarõnõ arõyor. Son dönemde gazete- lerde terör örgütü PKK’nin yöneticilerinin açõklamalarõna yer veriliyor. Son olarak ga- zeteci Hasan Cemal, Kandil Dağõ’na giderek PKK’nin Kandil’deki elebaşõsõ Murat Karayõlan ile görüştü. Askeri yöntemlerle terör örgütünün bitirilemeyeceğini savunan Karayõlan, Cemal’e kendi çö- züm önerilerini şöyle aktardõ: “İlk adımda silahlar susa- cak... Sonra diyalog başlayacak... Di- yalog yeri İmralı’dır... Kabul edilmi- yorsa diyalog yeri biziz... Bizi de ka- bul etmiyorsa (DTP’yi kastederek) si- yasal olarak seçilmiş iradedir... Bu da olmuyorsa, o zaman ortak bir komis- yon kurulur bir yerde, akil adamlar bir araya gelir. Örneğin İlter Türkmen, (eski Dışişleri Bakanı ve Büyükelçi) gi- bi, sizin gibi insanlar toplanır, böyle bir mekanizma harekete geçer, çalış- maya başlar... Böyle bir mekanizma muhatap alınır diyalog için devlet ta- rafından...” Milliyet gazetesi yazarõ Taha Akyol da dünkü “Hasan Cemal, Ne Yaptın?” baş- lõklõ yazõsõnda şunlarõ kaydetti: “Hasan Cemal Kuzey Irak’a gitti, te- rör örgütünün şimdiki ‘şef’i Murat Ka- rayılan’la konuştu. PKK’ya mesafeli duran Osman Öcalan, Yaşar Kaya gibi isimlerle görüştü. Tabii hepsi ‘siyase- ten’ konuştular, onun için dikkatle okudum. ‘Oralarda’ nasıl bir siyasi arayış, yöneliş var diye. Bu konuda bir fikir sahibi olmadan Türkiye’nin bu en önemli sorunu hakkında doğru yak- laşımlar geliştirmek mümkün mü? Onun içindir ki, hem Cum- hurbaşkanı Abdullah Gül hem Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı Cemil Çiçek Hasan Cemal’le görüşmek is- tediler. Önümüzdeki hafta Hasan Cemal Ankara’ya gi- dip Gül ve Çiçek’e izlenim- lerini anlatacak. Dışişleri Ba- kanı Ahmet Davutoğlu’nun da Hasan Cemal’le görüşüp izlenimlerini almak istedi- ğini duydum. ‘Devlet’in bu ‘bilgilenme’ ihtiyacını duy- ması Hasan Cemal’in yaptı- ğı işin önemini gösterir.” Hürriyet Gazetesi Genel Yayõn Yö- netmeni Ertuğrul Özkök de önceki günkü yazõsõnda, Hasan Cemal’in çok önemli bir iş yaptõğõnõ savunarak, kendisi de bir öneri getirdi. Özkök, İmralõ’da bö- lücü terör örgütü başõ Abdullah Öcalan ile görüşmek istediğini belirtti. Özkök, 1.5 yõl önce Genelkurmay Başkanlõğõ’na Öcalan ile görüşmek istediğini bildirdi- ğini, ama bir yanõt alamadõğõnõ kaydet- ti. Özkök, “Hasan Cemal, bize dağdan bir mesaj getirdi. Keşke bana izin ve- rilse de ben de İmralı’dan bir mesaj ge- tirebilsem. Belki hepimizin hak ettiği huzurun ülkemize geri gelmesine hiz- met etmiş oluruz. Ben böyle bir pos- tacılığa hazırım” diye yazdõ. Murat Karayılan. Abdullah Gül. BİR GÜNDE 100 UÇUŞ Diyarbakõr’da yoğun hava hareketliliği DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK), terör örgü- tü PKK’ye yönelik operasyonlarõ çerçevesinde Diyarbakõr’da yoğun bir hava hareketliliği ya- şandõ. Uçaklarõn önceki gün Şõrnak’a yapõlan 60 araçlõk sevkõyatõn ardõndan havalanmasõ geniş kapsamlõ bir operasyonun sinyallerini verirken, güvenlik güçlerinin Diyarbakõr’õn Dicle, Lice ve Hani ile Bingöl’ün Genç ilçele- ri kõrsalõndaki operasyonlarõ devam ediyor. TSK’nin terör örgütü PKK’ye yönelik sür- dürdüğü operasyonlar çerçevesinde Diyarba- kõr’da dün son günlerin en yoğun hava hare- ketliliği yaşandõ. 2. Taktik Hava Kuvvet Ko- mutanlõğõ’na bağlõ 8. Ana Jet Üssü’nden önce- ki gece saatlerinden dün öğlen saatlerine ka- dar havalanan 100’e yakõn F16 savaş uçağõ Irak’õn kuzeyine doğru uçtu. Bomba yüklü olarak havalanan uçaklarõn çõkardõklarõ sesler şehir merkezindeki bazõ araçlarõn alarmlarõnõn çalmasõna neden oldu. Öte yandan güvenlik güçlerinin Diyarbakõr’õn Dicle, Lice ve Hani ile Bingöl’ün Genç ilçeleri kõrsalõnda başlattõ- ğõ operasyonlar da sürüyor. Bölgeye asker ve mühimmat sevkõyatõ yapõldõ. ABD’nin Kuzey Irak politikasõnda Ankara’ya verdiği destek, terör örgütü PKK’yi telaşlandõrõyor. PKK elebaşõlarõ Ankara ile temas kurmanõn yollarõnõ arõyor. Son dönemde gazetelerde terör örgütü PKK’nin yöneticilerinin açõklamalarõna yer veriliyor. Devlet içindeki kurumlarõn uyum içinde sorunlarõn çözümünü konuştuğunu kaydeden Gül, “Herkes birbirini tamamlõyor. Asker, sivil, istihbarat... Aklõnõza ne gelirse herkes uyum içindedir. İyi şeyler olacak. Böyle bir uyum ortamõnda da iyi şeyler olur” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle