23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 2009 PAZAR 14 KÜLTÜR ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Leyla Gencer’e Sevgiyle Saygıyla... kultur@cumhuriyet.com.tr Sevgili Leyla Gencer, Bugün 10 Mayıs... Siz aramızdan ayrılı tam bir yıl oldu... Ama inanın, bu bir yıl boyunca hep bizimle bir- likteydiniz. “Biz” dediğim sizi bilenler, tanıyanlar, se- sinizi bir kez olsun dinlemiş olanlar, konferans ve se- minerlerinizin, sohbetlerinizin birini bile izlemiş olanlar, plaklarınızı yıllar boyunca dinleyenler, nitelikli müziğe, çoksesli müziğe gönül verenler, bu müziği sevenler... Biz hep sizinleydik. Siz hep bizimleydiniz! “Gidiş”inizin hemen ardından cahillerden çok, ay- dın geçinenlerin size ilişkin söylediklerini, yazdıklarını düzeltmekle uğraştık! Küllerinizin Boğaz’a dökülme- sine küfreden mi istersiniz; hiç ses kaydınız olmadığını söyleyen mi... “Zaten ne yapmış ki, onu kim tanır ki, kim dinlemiş ki” ...“Siz de amma yücelttiniz onu” diyene gü- lüp geçtik! Daha çok da acıdık sizi hak edemedikleri için! Sahi acaba sizi değil de kimi yüceltmemizi bek- lerdi o “aydınlar”??? Ama ne zaman genç bir yeteneği dinlesek, ülkem- deki herhangi bir tiyatro ya da konser salonunda sah- nedeki bir başarıya tanık olsak, işte diyorduk, işte Ley- la Gencer’in çocukları bunlar, Leyla Gencer’in so- yundan, onun okulundan gelenler, onun yolunda iler- leyenler! 10 Mayıs’ta gittiniz, haziranda Uluslararası İstanbul Müzik Festivali başladı. İKSV, festivali size ve yakın dos- tunuz, yoldaşınız Aydın Gün’e adamıştı. Açılışta öğ- renciniz soprano Yelda Kodallı’dan Violetta’nın, “Addio del Passato” aryasını dinlerken, o sese göz- yaşları karıştı... Onunki, benimki, birçoğumuzunki... Ho- cası için, sizin için söylüyordu... Siz gülümseyerek onu dinliyordunuz... Sonra bir de baktık aylardan ağustos: “Uluslarara- sı Leyla Gencer Şan Yarışması” ilk kez siz olmadan ya- pıldı. Ama siz yine her an bizimleydiniz. Ev sahipleri iki yuvanızdı: İKSV ve La Scala Operası... İKSV’den Ha- le’nin telaşında, jüri üyelerinin kalplerinde ve dillerin- de, dünyanın dört bir yanından gelmiş yarışmacıların hayallerinde ve heyecanlarında, derece alanların se- vincinde ve mutluluğunda hep siz vardınız... Sonbaharda, yollara düşüp sizle birlikte Safranbo- lu’daydık. Adınızı taşıyan sokakta babanızın doğdu- ğu Yörük köyünde ve Safranbolu’da andık sizi! Çeşitli ulusların “vatandaşlık” ve pasaport önerilerini geri çe- virip “Ben Anadoluluyum, benim köklerim Anadolu’da” derdiniz ya işte güç aldığınız o yöredeydik. Ev sahibi- miz Karabük Valiliği ve Ankara İtalyan Kültür Merke- zi’ydi. Sonra bu yıl baharla birlikte Borusan İstanbul Fi- larmoni’den “Leyla Gencer Kutlaması” geldi. Bu kez ev sahibi Yekta Kara ve Borusan’dı. Sizin yolunuz- da ilerleyenler, sizin repertuvarınızdaki aryalarla bize eşsiz bir ziyafet çekti! Lütfü Kırdar Salonu tıklım tıklımdı. Zaten artık çoksesli klasik müzik konserleri müzik ola- yından öte anlam taşır oldu. Çağdaşlık simgesine dönüştü. Görseydiniz, o coşkulu kucaklamayı mutlu- luktan uçardınız Kış aylarını zaten sizinle baş başa geçirmiştim! Ha- ni siz hayattayken bir türlü yapılamayan bir kitap var- dı ya... İşte sonunda, sizin gidişinizden sonra Kültür Ba- kanlığı “Anma ve Armağan Kitaplar Dizisi”nden sizin için bir kitap yaptı. Editörlüğünü bana verdiler. Sonuçta 14 yazarlı, büyük forma, bol resimli bir kitap çıktı or- taya. Bu yazıyı yazmamdan birkaç saat önce fırından yeni çıkmış ekmek misali, matbaadan yeni çıkmış, ta- ze baskı kokulu bir nüsha gördüm. Şık olmuş. Siz gör- seniz beğenirdiniz duygusuna kapılıp çok sevindim. Sevgili Leyla Hanım, sadece size ilişkin çalışmalar- da ya da etkinliklerde beraber olduğumuzu sanmayın... (Bir itiraf: Kimi zaman gittiğinizi unutup, eyvah bir haf- tadır size telefon etmedim diye telaşlanıyorum. Elim te- lefona uzanıyor sonra anımsıyorum... Ve sizinle tele- fonsuz konuşmayı sürdürüyorum...) Dedim ya ilerici, öncü her adımda bizimlesiniz... Sa- natçıların her protestosunda sizi anımsıyorum! “Neden karşı koymuyorsunuz, neden direnmiyorsunuz, neden bir şeyler yapmıyorsunuz” diye çınlayan sesinizi yeni- den duyuyorum... Ankara’da bir protestoya katıldığınızda gazeteciler size “Yoksa politikaya mı atılacaksınız” diye sormuş- lardı. Sizin yanıtınız çok netti: “Hayır efendim, vatan- daşlık görevimi yapıyorum! Ama politikaya atılacak ol- sam ilk iş Atatürk Partisi kurardım” demiştiniz... Sonra bir yıl boyunca her geri adımda, hak ve öz- gürlüklerin her kısıtlandığında, düşüncenin, yaratıcılı- ğın önü her kesilişte, sanat ve bilim her darbe aldığında, aydınlanma yerini karanlığa, çağdaşlık yerini ilkelliğe her bırakışta, iyi ki burada değilsiniz, iyi ki gittiniz di- yorum. Çünkü kahrolurdunuz, susamazdınız, o zaman sizi de “vatan haini” ilan ederlerdi! Sevgili Leyla Hanım, 16 Mayıs’ta Ankara Devlet Ope- rası, yine öğrencileriniz aracılığıyla sizi anacak. Ama bir sürpriz anma da Bodrum’da yapılacak. Marmara Ko- leji Konser Salonu’nda. Üstelik çok sevdiğiniz La Sca- la’daki iki öğrencinizin, soprano Simge Büyükedes ve mezzosoprano Asude Karayavuz’un katılımlarıyla... Sonra Leyla Hanım, sonra 18 Mayıs’ta tiyatronun her alanından çalışanlar (oyuncudan teknisyene, ışık- çıdan eleştirmene) Galatasaray’dan Taksim’e yürü- yeceğiz. Ata’ya, Özgürlük Anıtı’na çiçeklerimizi suna- cağız! Yargının siyasallaşmasına, laikliğin çiğnenme- sine, çağdaş eğitimin engellenmesine, kul olmaya, ce- maat egemenliğine karşı çıkmak için yürüyeceğiz. Hiç kuşkum yok “Ben Atatürk kızıyım, Cumhuriyet kızıyım” diye siz de bizimle yürüyor olacaksınız. Hepimizin önün- de yürüyor olacaksınız! Koca Muhsin Ertuğrul boşuna size “Benim öncüm” demedi... Sevgili Leyla Hanım! Daha size anlatacak çok şey var! Susmak istemiyorum ama durun, önce gidip Bo- ğaz’ın sularına çiçeklerimizi bırakacağız, çiçekler se- sinize karışacak... Sonra... Sonra... Bugün 10 Mayıs, Pazar... Aynı zamanda Anneler Günü... Hem annemi, hem de sizi çok özledim... zeynep@zeyneporal.com Aşağõladõğõ õrklardan olan Afrikalõlar arasõndan yalnõzca bir tek el Hitler’in çizmesine dokunabilmiştir Tarihinderinliklerindenikiiz 1936 yõlõnda bir telgraf çekilir Ankara’dan Ber- lin’e… Telgrafõ çeken, Cumhurbaşkanõ Mustafa Kemal Atatürk, alan ise Yaşar Erkan’dõr… Şu yazõlõdõr telgrafta: “Kendin küçüksün ama mem- leket için çok büyük iş yaptın. Artık ismin Türk spor tarihine geçti. Çok yaşa Yaşar!..” 11 Ağustos 1936 günü, Berlin Olimpiyat Stadõ’nõ dol- duran yüz bin kişi ayağa kalktõğõnda saatler 16.30’u gösteriyordu… Bu bir saygõ duruşuydu… Birincilik kürsüsünde, Grekoromen güreşte 61 ki- loda altõn madalyayõ kazanan Yaşar Erkan sevinç gözyaşlarõ döküyordu… Mutlu, hem de çok mut- luydu Yaşar Erkan… Çünkü biliyordu ki, ülkesi- nin, Cumhuriyet Türkiye’sinin bayrağõ olimpiyat oyunlarõnda ilk kez birincilik direğinde yükseliyor, İstiklal Marşõmõz ilk kez bu kadar kalabalõk bir in- san topluluğu tarafõndan dinleniyordu… Berlin Olimpiyatlarõ Adolf Hitler’in gölgesi al- tõnda yapõlmõş, õrkçõ tavõrlar, gösteriler, propa- gandalar sporun barõş anlayõşõnda ağõr yaralar bõ- rakmõştõ…UzunatlamayarõşõndaAlmanatletLutz Long, Amerikalõ Jesse Owens’e geçilince Hitler sinirli bir şekilde ayağa kalkmõş ve öfkeyle stadõ terk etmişti… Bunun nedeni Long’u geçenin bir Amerikalõ olmasõ değildi… Hitler’i kõzdõran, Owens’in ten rengiydi… Afrika kökenli Jesse Owens, Hitler’in üstün õrkõnõ geride bõrakmõştõ!.. Oysa, Adolf Hitler’in, tribündeki yerine oturmak için merdivenleri çõkarken yaşadõğõ bir olay tüm bu yaşanõlanlarõn habercisi gibiydi!.. Korumalarõ- nõn arasõnda Berlin Olimpiyat Stadõ’nõn basa- maklarõnõ çõkan Hitler birden duraksar… Gazete- cilere ayrõlan yerden bir el çizmesine dokunmuş- tur… Bunu yapan gazeteci gülümsese de Hitler ya- şadõğõ bu olaya inanamaktadõr… Çizmesine do- kunan gazeteci karatenlidir ve bembeyaz dişleriyle gülmektedir!.. Hitler, yerine çõkõp koltuğuna otur- duğunda korumalarõnõ azarlar… Tüm neşesi kaç- mõştõr insan kasabõnõn… O gün, Hitler’e bu küçük şakayõ yapan bir Türk gazetecisidir!.. Türk atletizm tarihinin en büyük isimlerinden olan Ömer Besim Koşalay, olimpi- yat oyunlarõnõ gazeteci kimliğiyle takip etmekte- dir… Afrika kökenli olan Ömer Besim Koşalay, yürümeye beş yaşõnda başlayacak ve atletizmde cumhuriyet tarihinin ilk rekorlarõnõn sahibi ola- caktõr!... Hitler’in aşağõladõğõ õrklardan olan Afri- kalõlar arasõndan yalnõzca bir tek el Hitler’in çiz- mesine dokunabilmiş ve iz bõrakmõştõr… Ne ga- riptir ki o el de karatenli bir Türkiye Cumhuriye- ti vatandaşõna aittir! Direnişimizin sembolü... 1915 yõlõnõn 18 Mart’õnda, Çanakkale martõla- rõ bir daha hiç unutamayacaklarõ, çocuklarõna an- latacaklarõ gürültüleri duyarlar… O gün, işgal güç- lerinin zõrhlõ gemilerinden ve Türk bataryalarõndan yükselen top sesleri tarihin en büyük direnişini ha- berveriyordu…İngilizveFransõzlar,Türklerinelin- desonmodelikibineyakõntopolduğunuraporedi- yorlardõ… Oysa elimizde, 82 tanesi savaş gemi- lerindensökülmüşsadece150topvardõ!..İşgalcileri yanõltan, top namlusu görüntüsü verilerek topra- ğa gömülen, zaman zaman da ateş ediyor havasõ yaratsõn diye ağõzlarõna konulan toz barutun ya- kõldõğõ yüzlerce soba borusuydu!.. Çanakkale Sa- vaşõ’nõn yaşanõldõğõ siperler, bataryalar, bağõmsõz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden ilk adõmlarõn atõldõğõ yerler olarak kabul edilir… Sa- dece Türklerin cephesinde değil, Anzaklarda da ba- ğõmsõz bir ülke düşü ilk kez Çanakkale’de yeşer- miştir… Her yõl on binlerce insan ziyaret eder Ça- nakkale’yi… Eder de duygulanõp gözyaşõ döken- lerarasõnda,direnişimizinsembolühalinegelentop- larõnbirşairtarafõndankorunduğunubilennerdeyse hiç yoktur!.. 1915 yõlõndan tam elli yõl sonra bir sa- vaş daha yaşanõlõr Çanakkale’de… Bu kez tarih 1965’tir…MaliyemüfettişiCemalettinSeber,tef- tiş amacõyla iki ay Çanakkale’de görevlidir… Mü- fettişSeber,demirtüccarlarõnõnsavaştankalmatop- larõ hurda olarak satõn almak üzere olduklarõnõ gö- rür… Bir rapor hazõrlayarak satõşõ durdurur… 1965 yõlõnda yaşanõlan bu savaşõn bir cephesinde hur- dacõlar, öbür cephesinde ise bir şair vardõr!.. Cum- huriyet döneminde yaşanõlan bu Çanakkale dire- nişinin kahramanõ olan şairin asõl adõ Cemalletin Seber olsa da şiir kitaplarõnda adõnõ “Cemal Sü- reya”olarakokuruz!..ŞairCemalSüreyayalnõzca birbirinden güzel şiirleriyle değil, Çanakkale Sa- vaşõ’ndan kalan toplarõn hurdacõlara satõlmasõnõ ön- lemesiyle de kalplerimizde iz bõrakmayõ fazlasõy- la hak etmektedir. Gençler ellerinde “Bir genç değişir Mardin değişir’, ‘Ölü- mün normalleşmesine karşıyız’ yazılı dövizler taşıdılar. GAP Festivali’nde protestolu açılış CEREN ÇIPLAK MARDİN - PİOMAK’õn spon- sorluğunda ‘Değişim İçin Payla- şım’ izleğiyle gerçekleşen Mardin 1. GAP Gençlik Festivali önceki gün başladõ. Festivale katõlan bin- lerce genç, Mardin’de yaşanan trajediye siyah tişörtleriyle yap- tõklarõ uzun yürüyüşle tepkilerini gösterdi. Yürüyüşün ardõndan Cumhuriyet Meydanõ’nda yapõlan açõlõşta GAP İdaresi Başkanõ Sad- rettin Karahocagil ve Mardin Vali Yardõmcõsõ konuşma yaptõ. Festival boyunca birçok eğlence et- kinliğinin yer almasõ tasarlanõyor- du, ancak Mardin’de yaşanan üzü- cü olayõn ardõndan büyük çaptaki konserler yerine, Bulutsuzluk Öz- lemi başta olmak üzerine Mar- din’e konser için gelen topluluklar gençlerle bir araya gelerek söyle- şi yapacaklar. Carreras sahnelere veda etmiyor Kültür Servisi - Placido Domingo ve Luciano Pavarotti ile birlikte ‘en iyi üç tenor’dan biri olarak kabul edilen İspanyol opera sanatçõsõ Jose Carreras’õn menajeri Michael Storrs, Carreras’õn opera kariyerinin bittiği yönündeki açõklamalarõ yalanladõ. İngiliz The Times gazetesi, 62 yaşõndaki sanatçõyla yaptõğõ söyleşide sanatçõnõn ağzõndan opera kariyerinin sona erdiğini, sahnenin artõk onu çok yorduğunu söylemişti. Ancak Storrs, BBC’ye yaptõğõ açõklamada, The Times gazetesinin Carreras’õn açõklamasõnõ yanlõş aktardõğõnõ, uygun bir proje geldiğinde sanatçõnõn yeniden opera seslendirebileceğini ve önümüzdeki yõllarda konserlerle turnelere ağõrlõk vereceğini açõkladõ. Carreras geçen salõ Londra’da düzenlenen ‘İngiliz Klasik Müzik Ödülleri’nde ‘Yaşam Boyu Başarõ Ödülü’ne değer görüldü. Ümit Kaftancıoğlu adına kütüphane Kültür Servisi - Yazar, derlemeci Ümit Kaftancõoğlu bugün Erenler Kültür Vakfõ’nda anõlõyor. Bundan 29 yõl önce öldürülen Kaftancõoğlu için vakõfta kurulan kütüphanenin açõlõşõnõn yapõlmasõnõn ardõndan, saat 13.00’te de Kaftancõoğlu için Şebnem Korur Fincancõ ile KESK Kültür-Sen Genel Başkanõ Yavuz Demirkaya’nõn katõlacağõ bir söyleşi yapõlacak. ABBA üyelerinden şarkı Kültür Servisi - İsveçli topluluk ABBA’nõn üyeleri Benny Andersson ve Bjorn Ulvaeus, 15 yõl sonra yeni bir şarkõ yayõnlamaya hazõrlanõyor. NME müzik dergisinin haberine göre, 6 Temmuz’da yayõmlanacak Story of a Heart adlõ şarkõ, Andersson’un The Benny Andersson adlõ topluluğunun 14 şarkõlõk yeni albümünde de yer alacak. Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü belli oldu Kültür Servisi - Mayõs Yayõnlarõ tarafõndan bu yõl 14.’sü düzenlenen “Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü”, seçici kurulun 116 dosya arasõnda yaptõğõ değerlendirme sonucunda, “Dağõnõk Kara” adlõ dosyasõyla Nurullah Kuzu’ya verildi. Dün Konak Belediyesi Kültür Sanat Merkezi’nde yapõlan yarõşmada Mehmet H. Doğan anõsõna verilen Jüri Özel Ödülü’ne Nur İpek Önder’in “Kan Rüyayõ Bozar” adlõ dosyasõ, “İlk Kitap Özel Ödülü”ne ise “Ateş Akvaryumu” ile Burak Acar ve yayõmcõsõ Pan/Heves Kitaplõğõ Yayõnlarõ değer görüldü. Seçici Kurul ödül alan dosyalarõn yanõ sõra Özgür Asan, Harun Atak, Sait Aydõn, Nazmi Cihan Beken, İbrahim Doğan, Denizcan Karapõnar, Mehtap Meral, Serkan Sönmezgil, Ercan Y. Yõlmaz ve Hakan Yirik’in adlarõnõn anõlmasõnõ da kararlaştõrdõ. Bedia Muvahhit ödülü Tangör’ün Kültür Servisi - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarõ ve Türk Kadõnlar Birliği İstanbul Şubesi’nin birlikte oluşturduğu ‘Bedia Muvahhit Ödülü’ bu yõl Şehir Tiyatrolarõ sanatçõsõ Işõl Zeynep Tangör’e veriliyor. 12 Mayõs günü saat 19.00’da Kadõköy Haldun Taner Sahnesi’nde Uğurtan Atakan’õn düzenlediği etkinlik, İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya, Türk Kadõnlar Birliği İstanbul Şubesi Başkanõ Selma Durak, Hikmet Körmükçü, Selim Atakan, Ülkü Erakalõn, Burteçin Zoga’nõn katõlõmõyla gerçekleşecek. Etkinlikte ayrõca Selim Atakan, Bedia Muvahhit bestesini ilk kez izleyicilerle paylaşacak. Etkinlik, ödül töreninin ardõndan çağdaş dans gösterisi ‘SOS’ ve ‘Mem û Zin’ ile sona erecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle