16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 NİSAN 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK [email protected] Ali Haydar Timisi, yüreğindeki Anadolu’yu ‘Ömrüm’ albümünde dile getiriyor Türkü kokulu besteler HATİCE TUNCER A li Haydar Timisi “türkü koku- lu” besteleriyle yeniden dinleyi- cisinin karşõsõnda. Timisi, Gü- vercin Müzik’ten çõkan “Ömrüm” albü- münde “Yeni bir yüzyılın türküleri nasıl olmalı” sorusuna yanõt bulmaya çalõşõyor. Sanatçõ “Anadolu’yu yüreğimde har- manlayarak hazırladığım bu yeni al- bümde bestelerim ve yorumumla bu toprakların bin yıllık sesini duyurmaya çalıştım” diyor. Sõvas’õn Divriği ilçesinden siyasette de tanõnan bir ailenin çocuğu olan ve Anka- ra’da büyüyen Ali Haydar Timisi, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarõ’nda eğitim gördü. “Eme- ğimsin” adlõ ilk albümünü 2002’de çõka- ran Timisi’nin 2005’te de “Umut” adlõ bir albümü yayõmlandõ. “Bir Deli Mavi…” ve “Bu Yalnızlığı da Erteliyorum” adlõ şiir kitaplarõ da olan Timisi, Haliç Üniversitesi Sosyal Bi- limler Enstitüsü Türk Müziği Bölü- mü’nde yüksek lisans yaptõ. Sõvas’õn Kangal ilçesinde Çetinkaya İlköğretim Okulu’nda müzik öğretmeni olarak bir süre görev yapan Timisi, halen İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarõ’nda öğ- retim görevlisi olarak birikimlerini genç- lerle paylaşõyor. KENDİ BESTELERİ Ali Haydar Timisi, 12 parçayõ seslendir- diği albümünde “Ötme Bülbül Ötme” türküsü dõşõnda söz ve müzikleri kendisi- ne ait olan eserlere yer vermiş. Yalnõzca kendi bestelerini okuma iddiasõnda değil.. ama bunlarõn kendisini çok daha doğru yansõtacağõna inanõyor: “Üretmeyen insanın tüketmeye de hakkı olmadığını düşünüyorum. Hayat bizleri ona verdiğimiz şeylerin karşılı- ğıyla ödüllendiriyor. İyi şeyler üretenle- rin, toplumun yararına işler ortaya ko- yanların ödülü ise uzun yıllar hatırlan- mak oluyor. Âşõk Veysel’in ‘Kara Top- rak’ şiirinde ‘Her kim ki olursa bu sõrra mazhar / Dünyaya bõrakõr ölmez bir eser’ diye anlatılmak istenen de bu galiba...” SÜREKLİ ARAYIŞ Ali Haydar Timisi adõ türküleri çağrõştõ- rõyor ama albümlerinde daha çok kendi bestelerini okumayõ tercih ediyor. Türkü kokulu bestelerinde Anadolu kültürünün etkisi hemen kulaklarda çõnlõyor: “Bağlama çalmam yaptığım bestele- rin müzikal yapısını da belirleyen en önemli etken. Ancak temelinde halk müziği olsa da yaptığım müzikte sü- rekli bir arayış içindeyim. Ürettiğim eserlerin bu arayış sayesinde zenginle- şeceğine inanıyorum. Bundan dolayı bestelerimi düzenlerken kullandığım enstrümanların milliyeti, tarzı, icra ediliş biçimleri beni çok da ilgilendir- miyor. Benim o eseri topluma sunar- ken ifade etmek istediğim duyguları yansıtabiliyorsa bu benim için yeterli.” BAĞLAMA VE NEY Timisi halk müziğine çok yakõn duru- yor, ama Batõ enstrümanlarõndan da yarar- lanõyor. Parçalarõnda bağlamalarõn, neyle- rin yanõ sõra klasik ve elektrogitarlarla da karşõlaşõyoruz: “Benim yaptığım eserlerin de teme- linde geleneksel halk müziği motifleri olmasına rağmen, bu eserleri aranje ederken kullandığım enstrümanlar ve kompozisyon mantığı geleneksel türkü anlayışına tam olarak uymuyor. İşte buradan yola çıkarak ‘yeni yüzyõ- lõn türküleri’ tabirine ihtiyaç duydum. Çünkü benim ve bu tarz müzik yapan sanatçıların yaptığı bu müziklerin temel omurgasını yine halk müziği, yani türküler oluşturuyor.” DEĞİŞEN KOŞULLAR Timisi, halk müziğinin değişen dünya koşullarõnda biçim değiştirerek de olsa hâ- lâ varlõğõnõ sürdürdüğünü eserleriyle an- latmaya çalõştõğõnõ söylüyor: “Halk müziği kırsal kesimde yeşeren bir müziktir. Dolayısıyla halk sanatçı- ları tarafından icra ediliyor ve birçoğu şehirlerde yaşayan insanların imkânla- rına sahip olmadıkları için özellikle eğitim alanında onlarla kıyaslanama- yacak imkânsızlıklar yaşıyorlar. Bu da büyük diğer müzik tarzlarını icra eden sanatçılarla aralarında, özellikle kültü- rel alanda bir uçurumun doğmasına se- bep oluyor. Halk müziği sanatçısı ola- rak lanse edilen arabesk ve popüler müzik icracıları da işin içine girince geleneksel halk kültürünü temsil eden halk müziği ne yazık ki yanlış algılanı- yor. Halk müziğini ve halk kültürünü tarihsel süreç içerisinde bilimsel metot- larla inceleyerek onu topluma doğru olarak anlatmaya veya en azından bu kültürün içinden yetişmiş bir sanatçı olarak doğru örnek olmaya çalışıyorum.” UYAN MAVİ GÖZLÜM Ali Haydar Timisi, “Uyan Mavi Gözlüm” türküsünü Sıvas’ın Kangal ilçesinde Çetinkaya beldesinde öğretmenlik yaptığı dönemlerde bestelediğini anlatırken “Nefesimin son noktasına kadar Atatürk’ü anlamaya ve anlatmaya çalışan biriyim” diyor. ÖTME BÜLBÜL Albümdeki tek anonim ezgi olan “Ötme Bülbül” girişi, dü- zenlemeleri, enstrüman solo- ları ile dikkat çeken farklı bir çalışma. Timisi, daha önce Ya- vuz Top’un başlattığı çalışma- yı biraz daha geliştirdiğini an- latıyor: “Müziğin içinde saklı olan armoniyi gün ışığına çı- karmaya çalıştım o kadar.” T imisi, türkülerin dilden dile dolaşa- rak yaygõnlaştõğõ “Folklorik oluşum süreci”nin teknolojik geliş- melerle ortadan kalktõğõnõ anlatõyor: “Madem ki tür- küler dinamiktir ve bulun- duğu her çağdan ve her ortamdan beslenir, o halde kırsal alanlardan büyük kentlere göç ederek kent kültürüne adapte olan halk bestekârlarının üre- timlerinin de türkü tanı- mının içerisinde yer alma- sı gerektiğine inanıyorum. Bunun için de teknoloji- nin, eğitimin ve çağdaş ya- şam koşullarının şekillen- dirdiği yüksek bir halk kültürünün müzik ayağın- da kendi payıma yeni üre- timler yaparak bu olguyu doğru örneklerle topluma benimsetmeye çalışıyo- rum. Yaptığım müziğin ge- leneksel anlamda bir tür- kü olmadığının ben de far- kındayım. Ama ‘yeni yüz- yılın türküleri’ biçim de- ğiştirerek yoluna devam ediyor. Bu bir süreç mese- lesi. Bugün yaptığımız işi halk müziği olarak görme- yen insanlar bir süre son- ra kentleşen, eğitim sevi- yesi yükselen, beğeni dü- zeyleri ve estetik değer yargıları gelişen halk kit- lelerinin benimsediği bu müzikleri de halk müziği kategorisi içerisinde de- ğerlendirecektir.” Folklorik oluşum Ö mrüm albüme adõnõ veren parçayla başlõyor ve “Bilemedim mi”, “Yemin”, “Dünya”, “Yalan”, “Gidiyorum”, “Hasretine Yandım”, “Divane”, “Sevda Çöllerinde”, “O Şahın Darına” eserleriyle devam ediyor. Düzenlemelerde ana enstrüman bağlama olsa da senfonik kemanlar, bas gitar kullanõyor. Balabanõ da çoksesli olarak kullanmaktan kaçõnmadõğõnõ vurguluyor: “Dinleyicilerle aramızda duygusal anlamda ortak bir nokta var. Bu dinleyici kitlesinin içerisinde Anadolu’nun en ücra köylerinde yaşayan insanlar olduğu gibi Avrupa’nın yaşam standartlarını benimsemiş insanlar da var. Bu benim için mutluluk verici bir durum.. aynı zamanda bir zenginlik. Çünkü insan hep aynı insan... Kültürler ne kadar farklı olsa da ruh aynı nefesten üflenmiş. O nefesin güzelliği de güzel olana karşı duyarsız kalmıyor.” Ruh aynõ nefesten üflenmiş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle