16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2009 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Sevgi Sari mi? Sevgili, Cihangir’in ara sokaklarından birinde, henüz ba- har ılıklığının bize ulaşmadığı günlerde kapı eşi- ğindeki küçücük sarı bir kedi yavrusu, soğuktan mı, korkudan mı, küçücüklükten mi neden titri- yordu kestiremedim. Birkaç günlük olmalıydı, he- nüz sütten kesilmemiş, kapının kenarına konmuş mukavva kutunun içinde titreyen yavru. Belli ki, mahalleli duruma el koymuştu, süt veren anayı besliyorlardı. Cihangirlilerin kedi sevgisine bayılıyorum. Her taraf kedi dolu, bakılıyorlar da çoğunlukla. En kı- tıpiyos bakkallarda bile kedi maması, kedi kumu bulunuyor. Kapı eşikleri duvar ve ağaç dipleri kedi ma- malarıyla dolu. Hep merak etmişimdir bu insanların kedi sev- gilerini, daha önce oturdukları semtten Cihangir’e göçerken yanlarında mı taşıyorlar yoksa burada mı ediniyorlar? Ben 22 yıl önce Cihangir’e geldiğimde, ço- cukluğumun “Sarman”ı ve “Griş”ini anılarıma gömmüş, kedi tutkumu geride bırakmıştım. Şimdi bütün akranlarım torun hikâyeleri anlat- tıklarında, benim de kendisini anlattığım Haydut ile ilişkimizi başlatan, peşime takılıp evin eşiğine gelen, maskaralığıyla zorladığı kapıyı açtıran, bu ilişkiye karşı çıkan Mine’yi kafaya alıp, kendine bendeden hep odur, benim başlangıçta bunlar- da dahlim olmadı. Sonra bir tek Haydut’un sevgisiyle bütün hay- vanlara sevgi duymaya başlayınca bir kez daha düşündüm, acaba sevgi sari (bulaşıcı) mi diye? Kıyı kentleri, kasabaları veya köylerine giden- lerin şort, güneş şapkası, mayo alması gibi, semte gelir gelmez, bir kedi ile dostluk kuran, hiç değilse gelip sürtündüklerinde onları sevgiyle ok- şayan Cihangirlileri gördükçe de aynı soruyu dü- şünüp durmuşumdur. Bu sorunun yanıtını net olarak bilmiyorum he- nüz. Bir Fransa gezisinde yaşayarak öğrendiğim bir şey var, o da gülmenin hatta kahkahanın fevka- lade bulaşıcı olduğudur. Bretagne’da istiridyeleri ile meşhur, ünlü küçük sahil kasabası Cancale’nin tek lüks lokantasın- dan içeri yağmurlu bir sonbahar akşamı girdiği- mizde, kendimizi bir sessiz film ortamı içinde bul- duk. Mutlak bir sükûnet içinde yemek yiyordu in- sanlar. Hafifçe çatal bıçak sesleri, küçük mırıltı- lardan başka bir şey duyulmuyordu, küçük bir ki- kirdeme, hafif bir gülme sesi bile yoktu. İnsanlar gülmüyor, konuşmuyor, tepki göstermiyor, yüz- lerini sanki ütületmişler gibi en ufak bir mimik bi- le yapmıyorlardı. Sekiz kişilik masamıza oturduğumuzda, önce hafiften onların bu haline gülmeye başladık, ar- dından bu gülenler ile gülmeyenler kontrastı güldürdü bizi, sonra da her şey komik gelmeye başladı. Bir süre sonra ortam değişmişti, artık gülen, şa- kıyan, şakalaşan insanlarla dolu bir yerdeydik. Ne- şemiz ve kahkahalarımız tüm masalara bulaşmıştı. Ne güzel!.. Cihangir ve kedilerinden edindiğim kişisel iz- lenim ve çevremde olanlar, sevginin de sari ol- duğu izlenimini uyandırıyor bende. Toplumsal psikolojide bulaşıcı olan tek duygu da sevgi değil, yaşadıklarımız bize gösteriyor ki, sevgisizlik hatta kin de fevkalade bulaşıcı, inan- mayanlar pekâlâ Nazi dönemine bakabilirler. Lefter’e okur teşekkürü Yeditepe Üniversitesi Mikrobiyoloji ve Klinik Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Gülden Yılmaz’dan bir eposta iletisi aldım. “Sevgili Lefter” başlıklı bu iletide Sayın Gülden Yılmaz, 2001 Kasımı’nda, Se- lanik’te bir kongreye giderken İpsala sınır kapı- sında, Yunan gümrük memurlarıyla uğraşırken for- maliteleri kolaylaştıran bir beyefendiden söz ediyor ve kendilerine belli etmeden yardım eden kişinin verdiği karta sonradan baktığında onun Lefter Küçükandonyadis olduğunu gördüğünü söylüyor. Eşi gibi kendi de Fenerli olan Gülden Hanım çok sevdiği Letfer’i o anda tanıyamadığı için gecikmiş özrünü ve o geceki yardımı için te- şekkürünü iletmemi istiyordu. Ben de bu vesileyle bu iki profesöre (yani Gül- den Hoca ve Letfer’e) uzun ve sağlıklı yaşamlar diliyorum. [email protected] Ankara otobüs terminali mescidinin imamõ Çobaner’in RTÜK’e sayman olarak atanmasõna üyeler de tepkili ‘İmamimamlõğõnõyapmalõ’SELDA GÜNEYSU ANKARA - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) CHP’li üye- si Şaban Sevinç, Ankara otobüs ter- minali mescidinin imamõ Adem Ço- baner’in 143 milyon 829 bin liralõk bütçesi olan RTÜK’e sayman olarak atanmasõnõ eleştirerek, “Anlaşılır gi- bi değil. İmam imamlığını yapma- lı. Atamalar üst kurula gündem dı- şı getirildi. Bu durum yasaya aykı- rı. Atamaları en kısa sürede ince- leyip, gerekirse yargıya taşıyacağız” dedi. AKP hükümetinin yerel seçimlerin hemen sonrasõnda RTÜK’te üst düzey yönetim kadrolarõna yaptõğõ atama- lardan RTÜK’ün CHP’li üyeleri de ra- hatsõz. RTÜK’ün CHP’li üyesi Şaban Sevinç, “RTÜK imama teslim. An- laşılır gibi değil. İmam imamlığını yapmalı, muhasebeciler de muha- sebeciliğini. RTÜK gibi önemli bir kurumun para işlerini kontrol al- tına alacak birinin bu konuyla ilgili iyi eğitim almış olması gerekir. Asıl görevi saymanlık olan birinin bu göreve getirilmesi gerekir. Mes- leğe imam olarak başlamış, sonra memur olmuş biri RTÜK’ün büt- çesini nasıl yönetecek?” dedi. Atamalar konusunun gündem dõşõ olarak üst kurula getirildiğini ve bu durumun yasalara aykõrõ olduğunu vurgulayan Şaban Sevinç, şöyle de- vam etti: “Güya bu türlü atamalar üst ku- rula soruluyor. Üst kuruldan çıkı- yor bu sonuçlar ancak ben dahil birkaç arkadaşım bu atamalara karşı oy kullandık. Toplantıda, ar- kadaşların atandıkları görevlere uygun olup olmadığı konusunda birtakım kaygılarımız olduğunu dile getirdik. Doğrusunu söylemek gerekirse bu atamaları yeterince in- celeme şansımız da olmadı. Çünkü başkan bu konuyu gündem dışı getirdi üst kurula.” ‘Küstürmeyelim gerekçesi’ CHP’li üye Şaban Sevinç, bu tür atamalarõn gündemli olarak ve üyelere önceden bildirilerek toplantõya geti- rilmesi gerektiğini belirterek atama- larõn “oldubitti” şeklinde yapõldõğõ- na dikkat çekti. Şaban Sevinç, şunla- rõ söyledi: “Her açıdan yeni atanan arka- daşların bu türlü önemli görevlere atanmasında bir yanlışlık olduğu kanaatindeyim. Zaten kamuoyunun da bildiği gibi RTÜK’ün başında sorunlu bir arkadaşımız var. Ma- lum kendisi, Deniz Feneri davası ne- deniyle ağır iddialarla karşı karşı- ya. Hakkında Almanya’daki mah- kemeler tarafından verilmiş ka- rarlar var. Bu nedenle bu arkadaşımızın çoktan görevden ayrılması gere- kirdi ama ayrılmadı. RTÜK’teki arkadaşların çoğu da atamalara zannediyorum istemeye istemeye onay verdiler. RTÜK’te ilişkiler öyle yanlış ki, anlamadığım pek çok şey var. Pek çok arkadaş da yapı- lan işlere, Zahid Akman’ı küstür- meyelim şeklinde onay verebili- yor. Ancak kurul çoğunluğu ister- se bu atamaları iptal edebilir. Ata- maları inceleyeceğiz. Gerekirse mahkemeye götürebiliriz.” KARAYALÇIN: CHP’den istifa etmem TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Ge- nel Başkanõ Deniz Bay- kal’õn başdanõşmanlõğa getirmeye hazõrlandõğõ Ankara belediye başkan adayõ Murat Karayal- çın, “CHP’den istifa etmeyeceğim” dedi. SHP’nin “fesih mi, yok- sa devam mı” diyece- ği kurultayda netleşe- cek. SHP Genel Başka- nõ Uğur Cilasun, “Ge- nel eğilim, devam yo- lunda” açõklamasõnõ yaptõ. Karayalçõn, CHP’nin Ankara adayõ olmak için partisinden istifa etmişti. Karayalçõn’õn seçimler- den sonra da siyasi ya- şamõnõ CHP’de sürdüre- ceği netleşti. Baykal’õn Karayalçõn’õ “başdanış- manlık” görevine ata- masõ bekleniyor. Kara- yalçõn bu konudaki so- rumuza “Ben siyaseti sürdüreceğim. Siyasi çalışmalarıma devam edeceğim. Bunu ya- parken, bir sıfat taşıma ihtiyacını duymuyo- rum” yanõtõnõ verdi. Karayalçõn, “SHP’- nin durumu ne ola- cak” sorusu üzerine de “SHP’-nin durumuna SHP kurultayı karar verecek. SHP; tüzü- ğüyle, programıyla, kadrolarıyla Türki- ye’nin en iyi partile- rinden birisidir” dedi. Karayalçõn, siyasi ya- şamõna CHP’de devam edeceğini söyledi. DEĞİŞİM Baykal acele etmiyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Parti Meclisi’nin (PM) 11 Nisan günü yapacağõ toplantõnõn gündemine tüzük değişikliklerinin uygulanmasõnõn alõn- mamasõ; CHP lideri De- niz Baykal’õn “yöne- timde değişim” için acele etmeyeceği şek- linde yorumlandõ. CHP Merkez Yöne- tim Kurulu’nun (MYK) önceki gün yaptõğõ top- lantõda seçim sonuçlarõ değerlendirilirken PM’nin 11 Nisan’da top- lanmasõ kararlaştõrõldõ. PM gündeminde, tüzük değişikliklerinin yürür- lüğe konulmasõnõn alõn- mamasõ dikkati çekti. Tüzük değişiklikleri yü- rürlüğe konulduğunda MYK’nin görevi sona erecek. Baykal, PM için- den 13 genel başkan yar- dõmcõsõ ve bir genel se- kreter atayacak. Tüzük değişiklikleri- nin PM gündemine alõn- mamasõ Baykal’õn yeni yönetim modelini yaşa- ma geçirmede acele et- meyeceği yorumlarõna neden oldu. Yeni tüzük uygulamaya konursa, Baykal mevcut PM için- den MYK üyelerini se- çecek. Grup başkanve- killeri Kemal Kılıçda- roğlu, Hakkı Süha Okay ve Kemal Ana- dol da MYK’ye girecek ancak oy haklarõ bulun- mayacak. RTÜK’ün CHP’li üyesi Şaban Sevinç, “Atamalar üst kurula gündem dõşõ getirildi. Bu durum yasaya aykõrõ. Atamalarõ en kõsa sürede inceleyip, gerekirse yargõya taşõyacağõz” dedi. İHD, kayıpların bulunmasını istedi İstanbul Haber Servisi - İn- san Haklarõ Derneği (İHD) İs- tanbul Şubesi Gözaltõnda Ka- yõplara Karşõ Komisyonu üye- leri ve “Cumartesi Anneleri” dün Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelerek gözaltõnda kaybedilenlerin bulunmasõ ve sorumlularõnõn yargõlanmasõ talebinde bulundular. 210. kez Galatasaray Lisesi önüde bir araya gelen kayõp yakõnlarõ, bu hafta kayõp Talat Türkoğlu dosyasõnõn Ergene- kon soruşturmasõ kapsamõna alõnmasõnõ istedi. Kayõp yakõn- larõnõn bu haftaki eylemine ti- yatro sanatçõsõ Nilüfer Açıka- lın destek verdi. Açõkalõn, ön- celikle bölgede yapõlan kazõ çalõşmalarõna değindi. Kazõlar- da ortaya çõkan kemikler ve delillere rağmen AKP hükü- metinin ve Genelkurmay’õn sessiz kaldõğõnõ söyleyen Açõ- kalõn, “Ancak biz susmayaca- ğız” dedi. Daha sonra, 1 Nisan 1996 tarihinde kaybedilen Tür- koğlu dosyasõnõ açõklayan Açõ- kalõn, “İHD, Türkoğlu’nun ailesi ve yakınlarının tüm ça- balarına rağmen Türkoğ- lu’ndan haber alınamadı. Dönemin İstanbul Milletve- kili Ercan Karakaş’õn Meclis’e verdiği soru önergesinden de sonuç alınmadı” diye konuş- tu. Açõkalõn, itirafçõ Kasım Açık’õn Türkoğlu’nun polis memurlarõ, askerler ve itirafçõ- lardan oluşan bir ekip tarafõn- dan sorgulandõğõnõ, Murat De- mir ve Murat İpek adlõ kişiler tarafõndan öldürüldükten sonra Meriç nehrine atõldõğõnõ iddia ettiğini anõmsattõ. BAŞVURU KABUL EDİLDİ NecmettinErbakan’a siyaset yolu açıldı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - An- kara 9. Ağõr Ceza Mahkemesi kapatõlan eski Refah Partisi’nin Genel Başkanõ Nec- mettin Erbakan’õn avukatõnõn “memnu haklarının iadesi”ne ilişkin başvurusunu yerinde buldu. Erbakan’õn “Kayıp Trilyon davasında al- dığı 2 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin hük- mün kesinleştiği ta- rihten itibaren 5 yıl 4 aylık süre içinde yeni bir suç işlemediği ve iyi hali olduğu göz- lemlenmiştir” deni- len karar oybirliğiyle alõndõ. Erbakan’õn res- men siyaset sahnesine dönmesini sağlayan kararõn bir örneğinin Erbakan’õn avukatõna gönderilmesi de ka- rarlaştõrõldõ. Ankara 9. Ağõr Ceza Mahkemesi, Erbakan’õ daha önce 2 yõl hapis cezasõna çarptõrmõştõ. Mahkeme, 139 adet sahte belgenin aynõ ka- sõtla düzenlendiği ge- rekçesiyle Erbakan’õn hapis cezasõnõ 2 yõl 4 aya çõkartmõştõ. Erba- kan’õn cezasõ Yargõ- tay’õn onayõnõn ardõn- dan kesinleşmiş ancak infazõ 4 kez ertelet- mişti. AKP döneminde İn- faz Yasasõ’nda yapõlan değişiklikle Erba- kan’õn hapis cezasõnõ konutunda çekmesinin yolu açõlmõştõ. Kayıp yakınları Galatasaray Lisesi önünde toplanarak sorumluların yargılanmasın istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle