Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2009 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Chavez - El Beşir - Bush
Ve Eski Bir Paris Anısı
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Cha-
vez’in sözleri, davranışları, yerleşik emperyalist
dünya ile o değerleri savunanları şaşırtıyor ve si-
nirlendiriyor.
Beni ise hem derin derin düşündürüyor, hem de
keyiflendiriyor.
Chavez ve rejimi birçok yönden eleştirilebilir,
ama amansız Amerikan emperyalizmine başkal-
dırışı yadsınamaz.
Hugo Chavez, hafta içinde Katar’ın başkenti Do-
ha’da toplanan, afişe Amerikan kuklaları Ürdün ile
Suudi Arabistan’ın Washington ile ilgili nahoş söz-
leri duymamak için katılmadıkları, Arap-Güney
Amerika zirvesindeydi.
Toplantıda önceki günkü gazetelerde de ya-
yımlanan bir konuşma yapan Chavez, Uluslararası
Ceza Mahkemesi’ne seslenerek, Darfur katliamı
ile suçlanan Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan
el Beşir’in yerine eski ABD Başkanı Bush’un
Irak’taki katliam yüzünden yargılanmasını önermiş.
Chavez’in bu sözlerine çok kişi gülüp geçmiş,
bir kısmı ise kızmıştır herhalde.
Oysa biraz düşününce Chavez’in hiç de haksız
olmadığını görüyoruz. Evet Arapların, bu arada
Tayyip Erdoğan’ın arka çıktıkları Hasan El Be-
şir’in iler tutar yanı yoktur, elleri temiz değildir.
Bu tür insanların suçlarının kovuşturulmaları, bun-
ların yargılanmaları insanlığın hayrınadır.
Ancak bütün bunların inandırıcı olması için, çif-
te standart uygulamasına son verip, bütün ben-
zer suçların faillerini aynı kefeye koymak, aynı mua-
meleye tabi tutmak gerekmektedir. Uluslararası Ce-
za Mahkemesi’nin inandırıcı olabilmesi için hiç kuş-
kusuz aynı tür uygulamanın içinde olması gerek-
mekte, yalan gerekçelerle Irak’a saldırarak ve 1 mil-
yondan fazla kişiyi öldürerek insanlık suçu işlemiş
olan, taşıdığı diğer sıfatlar ne olursa olsun, enin-
de sonunda, El Beşir gibi eli kanlı bir katil olan Ge-
orge W. Bush’u da yargılaması gerekir.
Bunun yapılması, şimdilik mümkün değildir ve
yakın bir gelecekte de mümkün olacak gibi gö-
rünmemektedir.
Bu durumda bizim ise elimizde hiç değilse Ba-
tı’nın sahtekârlığını yüzüne vurmak, sözde kriter-
leriyle alay etmek olanağımız vardır. Amerikan em-
peryalizmine kafa tutan Chavez, Doha’da bunu
yapmış, ağzına sağlık!
Chavez’in bilinç dolu, bir sürü şaşkını da uyan-
dırıcı konuşması bana yıllar önce Paris’teki ya-
şadığım bir olayı anımsattı. 1960’lı yıllarda bir ak-
şam Saint Germain’deki Mazet üniversite resto-
ranındaydım.
Madeni yemek tepsimi doldurmuş, masalardan
birine yerleşmiştim. Hemen yanımdaki masada,
hangi ülkeden olduğunu bilmediğim iki Afrikalı ar-
kadaş oturuyordu. Bunlardan daha kalın dudak-
lı olanı, kadife sesiyle arkadaşına derdini anlatmaya
çalışıyordu:
- Sana ne kardeşim! Bu onların iç çatışması, se-
nin için ikisi arasında bir fark yok ki!
Konuşmaları ilginç gelmişti, kulak kabarttım. Hit-
ler ve Churchill’den konuşuyorlardı. Biri Churc-
hill’in evrensel değerlere bağlı bir demokrat, Hit-
ler’in ise faşist bir katil olduğunu anlatırken, öbü-
rü arkadaşına, bu farkların kendi aralarındaki iliş-
kiler için geçerli olduğunu, ama iş karaderili ada-
ma gelince anlamını yitirdiğini, her ikisinin de ka-
raderiliye yaklaşımının aynı olduğunu gösterme-
ye çalışıyordu.
Sonunda bir ortak noktaya varabildiler mi bil-
miyorum, ama karaderili kardeşimin ak bilinci be-
ni aydınlatmıştı.
Acaba adını sanını, ülkesini, mesleğini bilmediğim
o karaderili kardeşim bir yerlerde yaşıyor mu hâ-
lâ ve Chavez’in Doha konuşmasından haberdar
oldu mu?
[email protected]
‘DTP Ermenistan sõnõrõna dayandõ’ diyen hükümet sözcüsü, hakkõnda linç kampanyasõ yürütüldüğünü söyledi
Çiçek’tenErdoğan’asitem
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
ve parti yöneticilerinin, DTP’yi
kastederek, “Iğdır’ı da aldılar,
yani Ermenistan sınırına
dayandılar” sözleri nede-
niyle tepki gösterdikleri Baş-
bakan Yardõmcõsõ Cemil Çi-
çek, belli çevrelerin hakkõn-
da linç kampanyasõ yürüttü-
ğünü ileri sürdü.
Iğdõr’da belediye başkan-
lõğõnõ DTP’nin kazanmasõ
üzerine, “Ermenistan sını-
rına dayandılar” yönünde
yaptõğõ açõklamasõ tepki çe-
ken Başbakan Yardõmcõsõ
Cemil Çiçek, dün NTV’de
konuyla ilgili açõklamalar
yaptõ. Elindeki 2004 seçimi ve 2009
yerel seçimi tablosunun yer aldõğõ
haritalarõ gösteren Çiçek, bazõ par-
tilerin ülkenin belli bir bölgesinde,
bazõ partilerin de belli bir bölgesinde
seçimi kazandõğõnõ belirterek, bunun
partiler üstü olarak stratejik açõdan
değerlendirilmesi gerektiğini söy-
ledi.
‘Kimlik siyaseti tehlikeli’
Kimlik siyasetinin sadece belli bir
bölgede olduğunu ve yukarõ doğru
çõktõğõnõ kaydeden Çiçek, “Bu böl-
genin kendine mahsus özellikleri
var. Eğer siyasetin merkezine
kimlik siyaseti oturacaksa bu
Türkiye açısından tehlikelidir.
Bunun üzerinden maksadımın
ötesinde bir yorum yapılıyorsa,
birilerinin önyargıları varsa kar-
şı çıktığım budur. Bunun ötesin-
de bir anlam çıkarılıyorsa ben
orada yokum” dedi. Çiçek, “Er-
menistan sınırı” sözünün kendi
şahsi görüşü olduğunu, bir gazete-
ciye yaptõğõ değerlendirme oldu-
ğunu belirtti.
Bazõ çevrelerin bu konuyu hak-
kõnda linç kampanyasõna dönüş-
türdüğünü kaydeden Çiçek, Erdoğan
ve AKP Grup Başkanvekili Nihat
Ergün’e de “birinci elden bilgi edi-
nilmediği” gerekçesiyle sitem etti.
Ergül’e de eleştiri
Çiçek, “Söylediklerim anlaşıl-
madan sayın Başbakan’a sorular
soruluyor, Başbakan bir şeyler
söylüyor. Zaman zaman yapıyoruz
bu hatayı. Şöyle bir yola gidebilsek,
böyle bir konuşma gazetede yer al-
dıysa beni arayıp ne düşündüğü-
müz birinci elden sorulabilse. Bu
işleri kendi aramızda konuşup on-
dan sonra değerlendirmek lazım”
dedi. Çiçek, bir başka soru üzerine de
şunlarõ söyledi: “Ben ne söylediği-
mi biliyorum. Oraya buraya çe-
kenler onları bağlar. Ben bir şey
söyleyip arkasında durmamazlık
etmem. Başbakan o konuda bir ya-
nıt vermiş. Ben sabah bu konuda
değerlendirme yapan (AKP Grup
Başkanvekili) Nihat Ergün’le ko-
nuştum. Biz bu hatayı zaman za-
man yapıyoruz. Normalde önce
birbirimizi arayıp kanaatimizi
söylemeliydik. O da gazete açısın-
dan söylüyor. Bu hatayı zaman za-
man yapıyoruz. Eğer istenen dü-
zeltmeyse ben sözlerimden ne kas-
tettiğimi söylüyorum. ‘Kimlik si-
yasetinde genişleme var’ dedim.
‘Kimlik siyaseti doğru’ diyenler
olabilir, bu onların fikri.”
‘Kırgınlık olmaz’
Partisi için bugüne kadar her tür-
lü çabayõ gösterdiğini anlatan Çiçek,
“Avrupa Birliği’nin hamallığını
yapan bakanlardan birisi benim.
Türkiye, demokrasi adına mesafe
katetdiyse bilhassa bu işte payım
vardır. Devlete ve millete sevgim,
partime sadakatim konusunda
kimseyle bir tartışmaya girmem.
Beni en iyi tanıyacak olan, sayın
Başbakan ve Cumhurbaşkanı’dır”
diye konuştu. Başbakan Erdoğan’õn
Sabah gazetesine tepkisiyle ilgili
olarak Çiçek, seçim ve kabine deği-
şikliği gündeme gelince bürokrasinin
durduğunu, Erdoğan’õn bu yönüyle
konuyu değerlendirmiş olabileceği-
ni söyledi. Haberi yazan gazetecinin
kötü niyetli olduğunu sanmadõğõnõ
kaydeden Çiçek, ancak bu tür konu-
larõn Erdoğan’dan teyit edilmesi ge-
rektiğini söyledi.
Kabine revizyonuna ilişkin bir so-
ru üzerine Çiçek, kabine değişiklik-
lerinin sancõlõ süreçler olduğuna,
ancak bu konuda en rahat kişinin Er-
doğan olduğuna dikkat çekti. Çiçek,
“Bizim ona güvenimiz var, hiçbi-
rimizin bu noktada en ufak bir kır-
gınlığı olmaz” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DTP, Iğdõr’da seçimi DTP’li adayõn ka-
zanmasõnõ “Ermenistan sınırına da-
yandılar” sözleriyle değerlendiren Hü-
kümet Sözcüsü ve Başbakan Yardõmcõsõ
Cemil Çiçek’e sert tepki gösterdi. DTP
Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş,
“Irkçı, faşizan anlayışını yansıtmış” de-
diği Çiçek’in tüm seçmenlerden ve par-
tisinden özür dilemesini istedi.
DTP Grup Başkanvekili Selahattin De-
mirtaş, Çiçek’in partisini hedef alan sözle-
rini değerlendirdi. “Cemil Çiçek hezeyan
yaşıyor” diyen Demirtaş, açõklamanõn son
derece “utanç verici” olduğunu söyledi. Çiçek’in bu
sözleriyle “ırkçı, faşizan anlayışını yansıttığını”
savunan Demirtaş, şu görüşleri dile getirdi:
“Bu ülkenin her vatandaşının oyu eşittir. Hangi
partiye giderse gitsin, bütün oylar değerlidir. Bu ba-
na Aysun Kayacõ’nın ‘Benim oyumla çobanõn oyu eşit
mi olacak?’ sözünü anımsattı. DTP’ye verilen oyları
küçümseyen, hor gören tuhaf bir zihniyet. Ama ken-
di partisi bile buna karşı çıktı zaten. DTP bu ülkenin
bir partisidir. DTP’ye oy verenler de bu ülkenin va-
tandaşıdır. Hiç kimse bu ülke bölünsün diye oy ver-
medi, vermez; savunmuyor, savunmaz da. Ama Ce-
mil Çiçek, kendi başarısızlıklarını örtmek için
milliyetçi ırkçı bir söyleme sarılmıştır.”
D T P : I R K Ç I V E F A Ş İ Z A N B İ R A N L A Y I Ş
AKP’li milletvekilleri yerel seçimlerde yaşanan oy kaybõnõn nedenleri arasõnda Erdoğan’õ da saydõlar:
Kaybın nedeni gerilim politikası
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP’nin yerel seçimdeki oy kaybõnõn
nedenini arayan milletvekilleri, parti ör-
gütlerinin rehavete kapõldõğõ, aday be-
lirleme sürecinde yanlõşlõklar yapõldõğõ,
beldelerin kapatõlmasõnõn tepki yarattõ-
ğõ, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn son
dönemdeki gerilim politikasõnõn va-
tandaşlarõ olumsuz etkilediği değer-
lendirmesi yapõyor.
AKP yönetimi, yerel seçimde parti-
nin oy kaybetmesinin nedenini araştõ-
rõrken; AKP’li milletvekilleri de kulis-
lerde oy kaybõnõn nedenleriyle ilgili şu
görüşleri dile getiriyor:
Ekonomik kriz: Küresel ekonomik
krizin seçimde etkili olup olmadõğõ ko-
nusunda iki farklõ görüş dile getiriliyor.
Bazõ AKP’lilere göre başta turizm böl-
geleri olmak üzere birçok yerde eko-
nomik kriz etkili oldu ve krizin çözü-
münün de yine AKP’de olduğu iyi an-
latõlamadõ. Ekonomik kriz nedeniyle
kõzgõn olan seçmen AKP’ye oy vermedi.
Bazõ AKP’liler ise ekonomik krizin
temel bir neden olamayacağõ görüşün-
de; eğer tek neden kriz olsaydõ Kocae-
li, Gaziantep, Bursa, Sakarya gibi sanayi
bölgelerinde işsizlik nedeniyle seçi-
min kaybedilmesi gerekiyordu.
Gerilim ve kutuplaşma: Siya-
si parti liderleri seçim sürecinde gerilim
politikasõ uyguladõ. Başbakan Erdo-
ğan da, liderlerin açõklamalarõna sert ya-
nõtlar verdi. Bu da gerilimi artõrdõ ve va-
tandaşlarõ olumsuz etkiledi. Toplumda
zõtlaşma ve kutuplaşma yaşandõ, bu da
AKP’nin oylarõna yansõdõ.
Kimlik siyaseti: AKP Güneydo-
ğu’da DTP ile diğer bölgelerde bazõ yer-
lerde MHP, bazõ yerlerde de CHP ile ya-
rõştõ. Kürt açõlõmõyla ilgili başta TRT Şeş
olmak üzere alõnan kararlar Güneydo-
ğu’da iyi anlatõlamadõ. ‘Kimlik ve hiz-
met’ söylemi entegre edilemedi. DTP,
kimlik siyasetinin propogandasõnõ iyi
yaptõ. Erdoğan’õn “ya sev ya terk et”
olarak yorumlanan açõklamalarõ da böl-
ge halkõ üzerinde olumsuz etki yaptõ.
Örgütler çalışmadı: Bazõ böl-
gelerde ‘çok rahat kazanırız’ rehave-
tine kapõlan teşkilatlar seçime fazla
asõlmadõ. Daha önceki seçimlerde ol-
duğu gibi seçmenin kapõsõnõ tek tek çal-
madõ. Yerel seçim olmasõ nedeniyle
özellikle küçük ilçe ve beldelerde, ay-
nõ aileden kişiler farklõ partilerden aday
oldu. Bu da teşkilatlarõn seçime asõl-
malarõnõ engelledi.
Aday belirlemede hata: Aday
belirleme sürecinde yanlõşlõklar yapõl-
dõ. Aday yapõlmayanlar ya karşõ parti-
lere çalõştõ ya da seçim sürecinde ‘ses-
siz kalarak, çalışmayarak’ muhalefe-
te dolaylõ destek verdi.
Blok oluşturuldu: Bazõ bölge-
lerde ‘AKP kazanmasında kim ka-
zanırsa kazansın’ mantõğõ ile hareket
ederek güçlü olan muhalefetin adayõnõn
etrafõnda birleşti. AKP karşõsõnda blok-
laşmalar oluştu.
Kapatılan beldeler: Nüfusu 2
binin altõnda olan beldelerin kapatõl-
masõna ilişkin karar etkili oldu. Muha-
lefet bunu iyi kullandõ ve seçmen ka-
patõlma kararõna tepki gösterdi. Bazõ yer-
lerde köylerin mahalle yapõlmasõ da
olumsuz etkiledi. Köy kapsamõnda su
parasõ vermeyen ya da daha az su parasõ
veren seçmen buna tepki gösterdi. Bu
yerlerde sokak sütçülüğünün yasak-
lanmasõ, yeni imara izin verilmemesi bi-
le seçmeni olumsuz etkiledi.
Yazıcıoğlu etkisi: BBP Genel
Başkanõ Muhsin Yazıcıoğlu’nun se-
çimlerden önce bir helikopter kazasõn-
da ölümü bu partiye karşõ ‘duygusal bir
iklim’ yarattõ. AKP’lilere göre Yazõcõ-
oğlu’nun memleketi Sõvas’ta seçim ra-
hat alõnõrdõ, ancak Yazõcõoğlu’nun ölü-
münden sonra bu il de seçim çalõşma-
sõ durduruldu. Seçmen duygusal iklimde
BBP’de birleşti. SP de, partinin yüzde
2 oranõnda oylarõnõ aldõ.
AKP kulislerinde, milletvekilleri oy kaybõna neden
ararken; Erdoğan’õn gerilim politikasõnõn da partiyi olumsuz
etkilediğine dikkat çekiliyor. Ekonomik kriz, kimlik siyaseti,
çalõşmayan örgütler, aday belirlemede hata gibi etkenler de
kulislerde konuşulanlar arasõnda.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Sabah gazetesi yazarlarõndan Naz-
lı Ilıcak, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn kendi gazetesinde çõ-
kan bir habere yönelik sert eleştirisi-
ni “Bu kadar sinirlenmesini yadır-
gadım. Haber bence normal” söz-
leriyle değerlendirdi. Ilõcak, eleştiri-
ler nedeniyle Sabah gazetesinin bir ta-
võr takõnacağõnõ sanmadõğõnõ da be-
lirtti.
Ilõcak, Sabah gazetesinde çõkan
ve seçim sonuçlarõ nedeniyle bakan-
larõn istifalarõnõ sunduklarõna ilişkin
habere Erdoğan’õn gösterdiği tepki-
yi NTV’de katõldõğõ porgramda de-
ğerlendirdi. Erdoğan’õn tepkisini kav-
rayamadõğõnõ belirten Ilõcak, şöyle ko-
nuştu: “Başbakan’ın bu kadar si-
nirlenmesini yadırgadım. Gazete-
deki haber, AKP’nin aleyhine olan
bir haber değil. Sızdırma bir haber
olabilir ki benzerlerine sıklıkla
rastlıyoruz. Bu kadar sinirlenme-
sine, ‘haber doğruysa bakanlarõna mõ
sinirlendi?’ şeklinde bir yorum ge-
tirebiliriz. Haber bence çok normal.
Bakanların kabahati olsa da ol-
masa da, Başbakan’ın elini rahat-
latmak için böyle bir hamle yapmış
olabilirler. Başbakan’ın tepkisini
kavrayamadım, mantıklı bir de-
ğerlendirme yapamıyorum.”
‘En demokratı Demirel’di’
Erdoğan’õn basõna yönelik tutu-
munu eski başbakanlarla kõyaslayan
Ilõcak, “Bence en demokratı Süley-
man Demirel’di. Bülent Ecevit’ten
randevu aldığınızda, mutlaka so-
ruların üzerinde durur, cevapları
denetlemek, gözden geçirmek is-
terdi. Titizdi kendisi. Medyadaki
kişilere karşı tavır aldığını ve tar-
tışma yürüttüğünü hatırlamıyo-
rum” dedi.
Turgut Özal’õn da medya ile uğ-
raştõğõna çok şahit olduğunu, medyada
“tuttuğu ve ezdiği insanlar oldu-
ğunu” belirten Ilõcak, “Gizli gizli, el
altından yürütürdü bu işleri. Kız-
dığı, azarladığı medya mensupları
hatta patronları olmuştur” diye
konuştu. Haber sõzdõrma konusuna da
Özal döneminden örnek veren Ilõcak,
şöyle konuştu:
“Mehmet Keçeciler’le ilgili Yavuz
Donat’ın Tercüman’da bir habe-
ri çıkmıştı; ‘Lades’ başlıklı. Tur-
gut Özal ile eşi, ladese tutuşmuş-
lar ve eşi kazanırsa, Mehmet Ke-
çeciler’in başını istemiş. Keçeciler
o sırada bakan. Bu haber yazıldı
ve bir bakanın başı üzerinden la-
dese tutuşmak çok acıtıcı, ayıp bir
şeydi. Doğru bir haberdi ama
Özal yalanladı; ‘kimden sõzdõ’ di-
ye müthiş bir gürültü koparmış-
tı. Bence, Sabah’ın haberi son
derece masum ve AKP’yi incitici
bir haber değil.”
“Başbakan’ın ilk dönemine göre
daha tahammülsüz olduğu yo-
rumları var. Seçim tecrübesinden
sonra ‘her şey yeniden başlayacak’
deniliyordu. Ben, Başbakan’ın ger-
ginlik yaratmayacak bir üslubu
benimseyeceğini ümit ediyorum
ve bekliyorum” diyen Ilõcak, “Sabah
gazetesi için ‘yandaş medya’ tarif-
leri yapılıyor. Bu nedenle Başba-
kan’ın tutumu daha da dikkat çek-
ti. Gazetenin tavrı ne olacaktır ya
da olmalıdır” sorusuna Ilõcak şu
yanõtõ verdi:
‘Başbakan taktik mi yapıyor’
“ ‘Başbakan taktik olarak mõ böy-
le bir şey yaptõ’ sorusu akla gelebi-
lir. ‘Yandaş medya ama benim aley-
hime de yazõyorlar’ havası yaratmak
için mi yaptı, bilmiyorum. Sabah
gazetesinin de bir tavır takınacağını
zannetmiyorum. Ama gazetenin
yazı işlerinde olmadığımı da be-
lirtmek isterim.”
Kaynağõ sormak
ilkel bir tutum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn Bakanlar Kuru-
lu’nda bazõ bakanlarõn sözlü olarak istifasõnõ ver-
diğine ilişkin Sabah gazetesinde yayõmlanan ha-
beri “Böyle habercilik olur mu? Bakanlar Ku-
rulu gizlidir, haber yapılmaz” sözleriyle eleş-
tirmesi tepki çekti. Çağdaş Gazeteciler Derneği
(ÇGD) Başkanõ Ahmet Abakay, Erdoğan’õn ba-
sõndan haber kaynağõnõ açõklamasõnõ istemesinin
ilkel bir tutum olduğunu kaydetti.
Abakay, Erdoğan’õn bu açõklamayõ yaparken
medyanõn Başbakanlõk’a bağlõ birim olduğunu
sandõğõnõ kaydetti. Abakay, şunlarõ söyledi:
“Erdoğan ne zaman çağdaş bir devlet ada-
mı gibi davranacak? Erdoğan bugüne kadar
basını tehdit ediyordu, bu yetmedi, artık ken-
di bakanlarını da tehdit etmeye başladı. ‘Han-
gi bakan söylediyse bana söyleyin’ diyor. Yani
bakanlara da ‘Yalnõzca ben konuşacağõm, baş-
kasõ konuşmayacak’ diyor”
‘Basına haber kaynağı sorulmaz’
Erdoğan’õn basõndan haber kaynağõnõ istemesi
kadar ilkel bir tutum olmadõğõnõ kaydeden Aba-
kay, Bakanlar Kurulu’nda yaşananlarõn gizli ol-
duğunu ve haber yapõlamayacağõnõ açõklamasõnõ
da eleştirdi. Abakay, şunlarõ kaydetti:
“Başbakan bu konuda da çağdışı bir zihni-
yeti sergiliyor. Şunu unutmasın ki iki kişinin
olduğu her yerden haber çıkar. Basının gö-
revi de bunu almaktır. (...) Sabah ve atv’yi al-
dı, medyanın yüzde 50’sini aldı, bu bile yetmi-
yor. Başbakan basının tümünü teslim almak
istiyor. Kendi medyasına bile ateş püskürü-
yor. Bence birkaç gün tatile çıkması gerek.”
Okurlarõ Balbay’õ yalnõz bõrakmõyor
Gazetemiz okurları, Ankara Temsilcimiz Mus-
tafa Balbay için tuttukları 2 saatlik nöbeti dün
de sürdürdü. Cumhuriyet’in Şişli’deki merkez
binasının bahçesinde toplanarak “Balbay çıka-
cak yine yazacak”, “Susma, sustukça sıra sana
gelecek”, “Biz susarsak kim konuşacak” slo-
ganları atan Cumhuriyet okurları, “En büyük
tehlike geriye gidişin hızı değil, heyecanı yitir-
mektir” dövizleri taşıdılar. ADD Genel Mer-
kez Bilim Danışma Kurulu Üyesi Ümit Ülgen,
Ergenekon soruşturmasının küresel bir ope-
rasyon olduğunu belirterek “Bu operasyon
TSK’nin etkisizleştirilmesine yönelik bir ope-
rasyondur. Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir
parçasıdır. Bu operasyon Türkiye’deki deği-
şim ve dönüşümün siyasal bir ayağıdır” dedi.
‘Bukadarsinirlenmesiniyadõrgadõm’
Sabah gazetesi yazarõ Nazlõ Ilõcak, kabine haberiyle ilgili Başbakan Erdoğan’õn tavrõnõ
eleştirirken, ‘AKP aleyhine bir haber değil. Başbakan’õn tepkisini kavrayamadõm’ dedi
ÇGD BAŞKANI ABAKAY:
Fotoğraf:SERKANYILDIZ