Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
3 MART 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Erdoğan ‘Dünya Lideri!’
AKP örgütünden genel başkanlarına verilen ye-
ni kimlik, dün sabah evimden işime gelirken Bağ-
dat Caddesi’ndeki Caddebostan kavşağına asılmış
kocaman bez tanıtım duyurusunda karşıma çıktı.
Bugün Söğütlüçeşme’de düzenlenen bir açılış
törenini duyurmak amacıyla hazırlanan o döviz-
de, töreni “onurlandıracağı” bildirilen başbakan için
“Dünya Lideri Erdoğan” sözü kullanılmış!..
Bir süreden beri, Erdoğan’ın kendi vatandaş-
larına seslenirken “Ben Türkiye Cumhuriyeti Baş-
bakanı” kimliğini sık ve üstüne basarak yinelemeye
dikkat ettiğine tanık oluyoruz.
Eski basın danışmanı Akif Beki, bir süre önce
CNN Türk’teki bir söyleşi sırasında Erdoğan’ın özel-
likle son genel seçimlerde sağlanan yüzde 47’lik
oy desteğinden sonra, “yandaş“ olarak niteledi-
ği medyadan kendisine yönelik eleştirileri, başa-
rısını içlerine sindiremeyenlerden kaynaklanmış ola-
rak gördüğünü ima eden bir söylem kullanmıştı.
Onun bu sezgisinin en yakın tanığı olan çalış-
ma arkadaşlarının, Erdoğan’a sürekli doping ya-
parak bu gizlenen tepkiyi törpülemek istedikleri
anlaşılıyor.
Her lider Doğu’ya özgü bu tür pohpohlamalar-
dan hoşlanır mı, bilmiyorum.
Pohpohtan hoşlanan liderler..
Ben politik yaşamımda iki lider ile çalışma ola-
nağı buldum. İsmet İnönü gibi, uzun politik ya-
şamında övgünün bin bir çeşidine muhatap olmuş,
ama nikbetin yani bulunduğu o yüksek görevler-
den aşağılara inmenin de ne olduğunu yaşayarak
öğrenmiş birisinin o tür pohpohlamalardan hoş-
lanmak şöyle dursun, sıkıldığının da yakın tanık-
ları arasındayım.
Atatürk’ün başbakanlığını 1937’de bıraktığı
zaman, birden yanından kaybolan etrafın bırak-
tığı o büyük sessizliği, bir futbol karşılaşmasına
gittiği Ankara 19 Mayıs Stadyumu’ndaki va-
tandaşlar korosundan gelen övgü sesleri doldu-
runca “Adeta yeniden gençleştim” dediğini yine
kendisinden dinlemiştim.
Benzer bir gözlemim, 1974 Temmuzu’nda,
“Kıbrıs Fatihi” olarak posteri Hürriyet gazetesi ta-
rafından yayımlanınca Başbakan Ecevit’ten al-
dığım tepkiye dayanıyor.
Basından sorumlu bakan olarak bana, “Lütfen
Nezih Demirkent’ten benim adıma rica et, bu ge-
reksiz yakıştırmayı tekrarlamasınlar” demiş, dö-
nemin İstanbul Valisi Namık Kemal Şentürk’e
de telefon ederek benzer bir posteri basan özel
bir yayınevinden, o baskıları imha etmelerinin sağ-
lanmasını istemişti. Davos’ta, İsrail Cumhur-
başkanı ile katıldığı açık oturumu yöneten mo-
deratöre yönelik çıkışını görülmemiş bir diplomatik
zafer olarak değerlendiren yakın çevrenin Davos
Fatihi yakıştırmalarını Erdoğan’ın nasıl mem-
nunlukla karşıladığı biliniyor..
Başbakan, konuk ya da ev sahibi olarak
görüştüğü yabancı devlet ve hükümet başkanla-
rının yanında, bizim geleneksel alışkanlığımızın ak-
sine hareket etmeyi özellikle sevdiğini gösteren
tavırlara da önem veriyor. O tür Amerikanvari otu-
ruşlarını göremediği için haleflerini de eleştiriyor.
Koyu bir narsisist
Ama aynı Amerikanvari uygulamaların kayna-
ğı olan ülkelerde “seçilmiş liderler”e tabandan yö-
nelen seslenme biçimlerine ya da eleştirilere
karşı gösterilen hoşgörünün zerresi bizim baş-
bakanın yanına uğramamış.
Tam aksine. Başbakan, kendisine yapılmasın-
dan hoşlanmadığı şeyleri muhataplarından esir-
gemeyen bir yapıya sahip.
Bugün katılacağı o otobüs seferi törenini du-
yuran parti örgütünün kendisine biçtiği Dünya Li-
deri unvanı için arkadaşlarına, “Sahi ben ne yap-
mışım da haberim olmadı. Niçin ve nasıl bir an-
da bu sıfatı hak ettim” sorgulamasını yapmasını
beklemeyin.
Tam aksine Erdoğan, giderek artan bir narsi-
sizmin etkisi altına giriyor.
Hani o, “Söyle tatar ağası. Yalan da olsa hoşu-
ma gidiyor” diyen padişah efendimiz gibi.
Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
ENTERNET / MEHMET SUCU
Hollanda’da düşen THY uçağı ay-
nı zamanda Ankara’da bir iletişim ka-
zasına yol açtı. Kazanın birkaç saat
sonrasında iletişimden de sorumlu
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım,
“Hamd olsun ölen yok” açıklaması-
nı yaptı. Bu açıklamadan iki saat ka-
dar önce ajanslar uçak enkazının he-
men yanında üzeri örtülmüş cansız in-
san bedenlerinin fotoğrafını geçmiş-
ti bile. Uçak kazasına karşın Sayın
Bakan seçim mitinglerinde konuş-
maya devam etti. Oysa olay duyulur
duyulmaz seçim gezilerini iptal edip,
bir kriz masası kurup başına oturması
gerekmez miydi? Hayır onun yerine
“Hamd olsun ölen yok” deyip miting
alanına koşarsınız…
Sadece Bakan değil, havaalanı
pistlerinde deve kesilen Türkiye’nin
ulusal havayolu şirketinin başındaki
Temel Kotil de haberler kesinleş-
meden ölen olmadığını açıkladı.
Oysa Hollandalı yetkililer açıklama
yapmadan önce tüm bilgileri bir ara-
ya getirmenin gerektiğini çok iyi bi-
liyordu. Hollandalı yetkililer, uçakta
yaşamını kaybedenlerin adlarını ai-
lelerinin izni olmadan yayımlayacak-
larını söylüyordu. Hatta kazanın ar-
dından yas ilan edip bayrakları yarı-
ya indirmişlerdi bile. Türkiye’deki
yetkililer ise Hollandalılar acaba niye
böyle yaptılar diye düşündüler mi?
Hiç sanmıyorum. Onlar herhalde ya-
şananları nasıl oya tahvil edecekle-
rini hesaplamakla meşguldüler. Yok-
sa Bakan kazanın hemen ardından ni-
ye mitinglerde konuşmaya devam et-
sin ki.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım bu
iletişim kazasını ilk kez yapmıyor. Ha-
ziran 2004’te hesapsız kitapsız hız-
landırılmış treni sefere koydu. Bilim
insanları bu raylarda böylesi bir uy-
gulamanın kazaya neden olacağını
söylemesine karşın Yıldırım bunlara
kulak asmadı. 22 Temmuz 2004’te
meydana gelen kazada 38 kişi ya-
şamını yitirdi. Bakan Binali Yıldırım
kendini savundu; hızlandırılmış trenin
hızlı gittiği için raydan çıktığını söy-
ledi. Yıldırım böyle yaparak TCDD ge-
nel müdürü olan halasının oğlu Hay-
rettin Karaman’ı da korumuş oldu.
Yine anımsamakta yarar var. Video
paylaşım sitesi YouTube ve Blog-
ger’ın kapatılmasına ilişkin Bakan
Yıldırım, bakanlık olarak internetten
toplumun olumsuz etkilenmemesi
için hassasiyet göstermek zorunda
olduklarını söylemişti. Yani bir an-
lamda internet yasaklarını savun-
muş ve interneti denetleme isteğini
açık açık dile getirmişti.
Bir bilişim toplantısının açılışında da
konuşurken “İnternet çıktı mertlik
bozuldu” sözleri ağzından dökülü-
vermişti. Bakan Yıldırım’ın ne demek
istediğini sonra anlamıştık. Meğer Sa-
yın Yıldırım, yanlış bilgi verdikleri
zaman anında düzeltilmekten rahat-
sızmış. Bir toplantıda salonda oturan
izleyicilerden birisinin kucağındaki
dizüstü bilgisayardan konuşmacıyı
düzelttiğini görünce bu kanıya sahip
olmuş.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ay-
rıca İstanbul Boğazı’na üçüncü köp-
rüyü yapmakta kararlı bir isim. Or-
manlar kesilecekmiş, yeni rant alan-
ları açılacakmış, yok çevreymiş, yok
trafikmiş hiç umurunda değil. Bilim in-
sanlarının tüm karşı çıkmalarına kar-
şın üçüncü köprü yapmak için elin-
den geleni ardına koymuyor.
Bütün bunları aklınızda tutun. Şim-
di dünyadan birkaç örneğe birlikte
bakalım: 10 Mayıs 2002’de İngilte-
re’de Potters Bar kasabasında bir tre-
nin dört vagonu raydan çıktı. Yedi ki-
şi öldü. Köprünün hatalı inşa edildi-
ği ortaya çıkınca Ulaştırma Bakanı
Stepnen Byers istifa etti. Fransa’da
da 1998’de benzer bir tren kazası ol-
du. 56 kişinin öldüğü kazanın ardın-
dan Devlet Demiryolları Müdürü Phi-
lippe Rouvillois istifasını sundu.
Hindistan’da 2 Ağustos 1998’de iki
tren ışıklandırma hatası nedeniyle çar-
pıştı. Demiryolları Bakanı Nitish Ku-
mar ise henüz soruşturma bile açıl-
madan istifa etti.
Yorum yapmaya gerek var mı bil-
miyorum. Bizim Bakan Yıldırım ile Te-
mel Kotil hâlâ görevde.
[email protected]
İletişim Nedir Bilmeyen İletişimden Sorumlu Bakan
Kararları
halka soracak
İSTANBUL
(AA) - Saadet Parti-
si’nin İstanbul bü-
yükşehir belediye
başkan adayõ Meh-
met Bekaroğlu, dün
Anadolu Ajansõ İs-
tanbul Bölge Müdür-
lüğü’nü ziyaret etti.
İstanbul’un ciddi so-
runlarõ olduğuna dik-
kat çeken Bekaroğlu,
“Büyük kararlarõ
halkla vereceğim.
Soracağõm onlara; 3.
köprü istiyorlar mõ?”
diye konuştu.
Özür
kampanyası
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Sincan 1. Ağõr Ceza
Mahkemesi, “Erme-
nilerden özür dile-
me” kampanyasõyla
ilgili Ankara Cumhu-
riyet Başsavcõlõğõ’nõn
verdiği takipsizlik
kararõnõ kaldõrdõ. Ko-
nuyla ilgili suç duyu-
rularõ üzerine soruş-
turma başlatan Anka-
ra Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ, bir grup ta-
rafõndan düzenlenen
“Ermenilerden özür
dileme” kampanyasõ
ile ilgili takipsizlik
kararõ vermişti. Bu
karşõ Sincan Ağõr
Ceza Mahkemesi’ne
itirazda bulunuldu.
Sincan 1. Ağõr Ceza
Mahkemesi itirazõ
kabul eti.
Soruşturma
nedeni: Islık
ANTALYA
(Cumhuriyet Büro-
su) - Akdeniz Üni-
versitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakül-
tesi (İİBF) İşletme
Bölümü öğretim üye-
si Prof. Orhan Kuruü-
züm hakkõnda, kori-
dorda elinde çay bar-
dağõ ile yürürken Bo-
lu-Mengen türküsünü
õslõkla çaldõğõ gerek-
çesiyle soruşturma
açõldõ. Böylece,
İİBF’de 15 yõldõr gö-
rev yapan Kuruüzüm
hakkõnda yeni rektör
döneminde açõlan so-
ruşturma sayõsõ 4’e
yükseldi. Karaüzüm
yaptõğõ açõklamada,
“Islõkla bir sürü şarkõ
söylerim” dedi.
Sinan Aygün
ifade verdi
ANKARA (AA)
- Ankara Ticaret
Odasõ (ATO) Baş-
kanõ Sinan Aygün,
tehdit içerikli elek-
tronik posta (e-pos-
ta) gönderdiği iddia-
sõyla yargõlanan Le-
vent Erkaplan’õn da-
vasõnda müşteki sõ-
fatõyla ifade verdi.
Duruşma ertelendi.
Gürtuna, faturanõn seçim sonrasõ halkõn sõrtõna bindirileceğini belirtti
‘İBB borç batağõnda’
Süleyman Demirel Lisesi’nin 2007 yõlõndaki raporda depreme dayanõklõ olmadõğõ belirtilmişti
Yõkõmkararõhiçesayõlõyor
Büyükşehir Belediyesi, ‘gõda alõmõ’ ihalesini ‘ivedi’ sõrasõna soktu
Seçim ihalesine ‘doğal afet’ kõlõfõ
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Kadir Top-
baş’õn başõnda bulunduğu İs-
tanbul Büyükşehir Beledi-
yesi, yerel seçimlere yönelik
çõktõğõ “Muhtelif Gıda Alı-
mı” ihalesini, Kamu İhale
Yasasõ’nõn “doğal afetler,
salgın hastalıklar, can ve-
ya mal kaybı tehlikesi”
kapsamõnda “ivedi” olarak
yapõlmasõ gereken ihaleler
arasõna soktu.
Kamu İhale Kurulu bel-
gelerine göre, İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi, “Muh-
telif Gıda Alımı” İşi İhale-
si’ne 27 Kasõm 2008 tarihin-
de Kamu İhale Yasasõ’nõn
21/b maddesindeki “Doğal
afetler, salgın hastalıklar,
can veya mal kaybı tehlikesi
gibi ani ve beklenmeyen
veya idare tarafından ön-
ceden öngörülemeyen olay-
ların ortaya çıkması üzeri-
ne ihalenin ivedi olarak ya-
pılmasının zorunlu olması”
kapsamõnda pazarlõk usulüy-
le çõktõ. Genel sekreter yar-
dõmcõsõ tarafõndan 26 Ocak
2009’da onaylanan ihaleyi
Akyüz Gõda’nõn kazandõğõ, 3
Şubat 2009’da teyit edildi.
Kurul reddetti
İhaleye 10 Şubat 2009 ta-
rihinde itiraz eden Özgür
Gõda Sanayi Limited Şirke-
ti ve Nazlı Ayşe Ceren Ak-
başoğlu’nun dilekçesinde,
“muhtelif kuru gıda alımı
işinin pazarlık usulü iha-
leye çıkarıldığı, ancak da-
ha önce ihaleye davet edi-
leceklerin sözlü olarak bil-
dirilmesine rağmen son-
radan yapılan ihaleye da-
vet edilmedikleri, ihaleye
faaliyet konusu kuru gıda
olmayan, peynir ve don-
durulmuş gıda olan dört
firmanın davet edildiği,
İdare’nin ihalede rekabet,
eşit muamele ve güveni-
lirlik ilkelerini zedelediği,
ayrıca ihalenin pazarlık
usulü yapılmasının şartla-
rının oluşmadığı” iddiala-
rõna yer verildi.
Buna karşõn kurul, Özgür
Gõda ve Akbaşoğlu’nun şi-
kâyet başvurusunu reddetti.
NİHAN İNAL
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafõn-
dan 2007’de depreme dayanõklõ olmadõğõ ge-
rekçesiyle yõkõm kararõ verilen Kartal Süley-
man Demirel Lisesi’nde eğitim sürdürülüyor.
Okulun tahliye edilmesi için yapõlan yeni Kar-
tal Süleyman Demirel Lisesi’ndeyse hakkõnda
yõkõm kararõ verilen okulun değil, güçlendirme
çalõşmalarõ sürdürülen çeşitli okullarõn öğren-
cilerine eğitim veriliyor. CHP İstanbul büyük-
şehir belediye başkan adayõ Kemal Kılıçda-
roğlu konuyla ilgili dosyanõn kendisine de
ulaştõğõnõ belirterek “Bu anlayış AKP’nin
depreme yaklaşımının ve gençlerin yaşamı-
nı önemsemediğinin somut bir göstergesi-
dir. 29 Mart’ta ettiklerini bulacaklar” dedi.
Süleyman Demirel Lisesi’nde okuyan öğren-
cilerin ailelerinin şikâyetleri üzerine Kartal’da
iki Süleyman Demirel Lisesi olduğu ortaya
çõktõ. Veliler, 2007’de yõkõlarak yeniden inşa
edilmesi gereken binada çocuklarõnõn halen
eğitim gördüğünü belirterek “Çocuklarımız
için Kartal’da lise yapıldı. Adı da kondu ve
şu an eğitim görülüyor. Bizim çocuklarımız
hasarlı okulda eğitimlerine devam ederken
yapılmış olan lisemizde, Zekeriya Göçer
İlköğretim Okulu, Yakacık Meslek Lisesi
bugüne kadar eğitim gördü. Şu an Mahmut
Kemal İnal İlköğretim Okulu, bu okuldan
sonra ise Gürbüz Bora İlköğretim Okulu
eğitim görecek” dediler.
‘AKP depremi umursamıyor’
CHP’li Kemal Kõlõçdaroğlu ise “Öğrencile-
rin deprem riski olan ve yıkılmasına karar
verilen okulda eğitimlerine devam etmesi
hayret vericidir. Kartal’daki partililerimiz
durumu tarafımıza iletti. Bu anlayış AKP
iktidarının depreme yaklaşımının ve gençle-
rin yaşamını ne kadar dikkate aldığının so-
mut bir göstergesidir...” diye konuştu.
İhaleye itiraz eden Özgür Gõda firmasõ
“kendilerine söz verildiği halde çağrõlmadõklarõ
kuru gõda ihalesine peynir gõda şirketlerinin
alõndõğõnõ” iddia etti.
Murat Karayalçın:
Gökçek’in
yeşilalan
hesabıdayanlış
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Ankara Anakent Bele-
diye Başkan Adayõ Murat Kara-
yalçın, “Gökçek’in kişi başına
düşen yeşil alan hesabı da yan-
lış. Gökçek rakamları saptır-
makta sınır tanımıyor” dedi.
Karayalçõn yaptõğõ açõklamada,
Anakent Belediye Başkanõ AKP’li
Melih Gökçek’in Ankara’da son
15 yõlda kişi başõna düşen yeşil
alanõn 2’den 17 metrekareye çõktõ-
ğõ açõklamasõnõ “yanlış alan hesa-
bı” olarak nitelendirdi.
Karayalçõn, “Ankaralı-
lar merak içinde yeni
yeşil alanları bulmaya
çalışıyor. Bu Gök-
çek’in yeni kurnazlığı.
15 yıl önce Anka-
ra’nın alanı 85 bin
hektardı. AKP’nin çı-
kardığı 5216 sayılı Bü-
yükşehir Belediyesi
Kanunu uyarınca, Ankara’nın
sınırları 50 kilometre yarıçapın-
da bir alana ulaştı. Yani Anka-
ra’nın alanı 850 bin hektar ka-
dar genişletildi. Alan on kat art-
tı, Beynam Ormanları bile Bü-
yükşehir sınırlarına girdi. Daha
önce şehir dışı sayılan çayır, çi-
men, çalılılık, ağaçlık Büyükşe-
hir Belediyesi sınırları içinde
kaldı. Bari hükümet yeni bir ya-
sa çıkarıp Kızılcahamam’ı da
Büyükşehir’e katsın, yeşil alanı-
mız daha da artsın” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu.
DENİZ TATARER
Eski İstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi (İBB) Başkanõ ve Tur-
kuaz Hareketi lideri Ali Müfit
Gürtuna, AKP’li İBB Başkanõ
Kadir Topbaş’õn 5 yõl içinde ser-
gilediği başarõsõz yönetim ile
belediyenin borç batağõna sü-
rüklendiğini belirterek, İstan-
bullarõ seçim sonrasõ gelecek
zamlar konusunda uyardõ. Gür-
tuna, “Sayın Topbaş ‘İETT ara-
zisini satamadõğõmõz için maaş
ödeyemiyoruz’ diyor. Bu su-
çun itirafı, iflasın ilanıdır. Baş-
ka delillere gerek yok. Bece-
riksiz yönetim seçim sonrası fa-
turayı İstanbulluların sırtına
zam olarak bindirecek” dedi.
Gürtuna, 2004 yerel seçimleri-
nin ardõndan İBB’yi borçsuz ola-
rak devrettiklerini, buna karşõn 5
yõl içinde İBB’nin ve bağlõ şir-
ketlerin 5 milyar dolar borçlu
hale getirilmesini “iflas” olarak
nitelendirdi. Belediyenin imar,
su, ulaşõm, deprem gibi kentin te-
mel sorunlarõnõn çözümünde de
başarõsõz olduğunu belirten Gür-
tuna, “Ekonomik başarısızlık,
yönetimin başarısızlığının yan-
sıdığı tek alandır” uyarõsõnda bu-
lundu. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’dan İBB’yi devraldõ-
ğõnda belediyenin 1.5 milyon li-
ra borcu olduğunu da anõmsatan
Gürtuna, “2004’ten sonra İs-
tanbul, deprem ve ekonomik
kriz gördü. Belediyenin kay-
naklarının yüzde 80’i kesintiye
uğradı. Şimdi ise belediyeye
kaynak akmasına karşın parti-
zanlık, adam kayırma, benden
olsun, oğlumun arkadaşı olsun
diye şirketleri felç ettiler. İETT
iflas etti. Özel Halk Otobüsle-
ri’ne akbil paralarını, perso-
neline maaşını ödeyemez hale
geldi. Müteahhitler sıraya gir-
di. Topbaş ise ‘İETT arazisini sa-
tamadõğõmõz için maaş ödeyemi-
yoruz’ diyor. Bu suçun itirafı, if-
lasın ilanıdır. Beceriksiz yöne-
tim seçim sonrası iflas bayrağını
çekecektir” dedi. Kentin sorun-
larõnõn hõzla büyümesine karşõn
kaynaklarõn yok edildiğini de be-
lirten Gürtuna, İBB’nin kredi li-
mitinin de tükendiğini söyledi.
AKP’yi Haçlılara benzetti
Gürtuna, İstanbul’un 1204’te
Haçlõ saldõrõlarõyla ciddi tahriba-
ta uğradõğõnõ, kentin ancak 150 yõl
sonra yeniden toparlandõğõnõ da
belirterek, “O dönemde İstan-
bul’un ganimeti yağmalandı.
Bugün ise kentin hem menku-
lü hem de gayrimenkulü yağ-
malanıyor. İstanbul, bu dö-
nemde gördüğü tahribatı tari-
hi boyunca görmedi” dedi. Abi-
de-i Hürriyet Tepesi’nde inşaa
edilen Avrupa Yakasõ Adliye Sa-
rayõ projesini de eleştiren Gür-
tuna, “Abide-i Hürriyet Te-
pesi o bölgedeki tek yeşil
alandı. Şimdi ‘Avrupa’nõn
en büyük Adliye Sarayõ’nõ
yapõyoruz’ diyorlar. Adalet
gibi yüce bir kavramı getirip
şehir dokusunun en prob-
lemli olduğu yere kondurma-
yın. Çok yazık! İstan-
bul halen deprem
riskine karşı Al-
lah’a emanet.
Kentsel dönüşüm
projeleri rantsal
dönüşüm ol-
du” eleştiri-
sinde bu-
lundu.
Eski İBB Başkanõ ve Turkuaz Hareketi lideri Ali Müfit
Gürtuna, AKP’li yönetimin İBB’yi 5 yõlda 5 milyar dolar
borca sürüklemesini ‘iflas’ olarak nitelendirdi.
Karayalçın.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Sa-
nayicileri ve İşadamlarõ Derneği (TÜSİAD) Baş-
kanõ Arzuhan Doğan Yalçındağ, IMF ile anlaş-
ma yapõlamamasõnõn maliyetinin büyük olacağõ-
nõ savunarak “Ekonomik krizin olduğu, işsizli-
ğin bu kadar alıp yürüdüğü, iş dünyasının sı-
kıntıda olduğu bir durumda, iktidarın yerel
seçimlere bu kadar odaklanmasına bir anlam
veremiyoruz” dedi.
Beraberindeki heyetle MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli’yi ziyaret eden Yalçõndağ, ziya-
retin ardõndan gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ.
Yalçõndağ, Başbakan Tayyip Erdoğan ile iki
hafta önce yaptõklarõ görüşmede, IMF ile anlaşõ-
lamayan noktalarõ öğrendiklerinde umutlandõkla-
rõnõ ifade ederek “Bu anlamda çok umutluy-
duk. Geldiğimiz noktada Meclis kapandı. Ga-
liba seçimlerden sonraya kalıyor, bu da çok
üzücü” dedi. Yalçõndağ, “IMF ile anlaşmanın
uzamasının seçim kaygısından” olup olmadõğõ
yönündeki soru üzerine, o yönde bir siyasi analiz
yapamayacağõnõ ifade ederek “Neden etkilesin.
Bana göre asıl işsizliktir seçim sonucunu etki-
leyecek” şeklinde konuştu. IMF ile anlaşma ya-
põlmamasõnõn maliyetinin büyük olacağõnõ kay-
deden Yalçõndağ, ekonominin soğuduğuna ve iş-
sizliğin yüzde 12’ye ulaştõğõna dikkat çekti. Yal-
çõndağ, “İhracat daraldı, ihracat kanallarının
değil 2009, 2010’da bile ne kadar açılacağını
henüz bugünden öngöremiyoruz” dedi.
HÜKÜMETE IMF ELEŞTİRİSİ
Yalçındağ:İşsizlik
seçimsonucunuetkiler