Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2009 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Darbe ve Demokrasi
28 Şubat’ın yıldönümünü birkaç gün önce ya-
şadığımızdan son günlerde basında darbeler konusu
yine ön plana çıktı.
Belirtmeye gerek yok ki, sözü edilenler askeri dar-
belerdir, sivil darbeler değil.
Cumhuriyetin ilk darbesi, gerçekte, Demokrat Par-
ti’nin, devletin erkini elinde tutmaktan yararlanarak,
iktidar çoğunluğuna yargı yetkisi veren 1960 Nisan
sivil darbesidir, ama nedense çoğunluk, bunu bir tür-
lü görememiş, 1960’ta sivil DP darbesiyle başlayan
darbeler dönemi ezberimize hep askeri darbeler ile
geçmiştir.
Türkiye’de “bizi tek parti sultasından kurtaran de-
mokrasinin, askeri darbelerden başını alamadığı için
bir türlü rayına oturmadığı görüşü” kimi çevrelerde
yaygındır.
Onlar her şeyden önce, tabii ki, bugün için yön-
temleri geçerli olmayan, tek parti döneminin de-
mokrasiyi kendi rızasıyla getiren yönetim olduğu-
nu görmezden geldikleri gibi, sandıktan çıkan
DP’nin basın özgürlüğünü kısıtlayıp, yargı bağım-
sızlığını hiç tanımayarak, üniversiteler dahil her ku-
rumu baskı altına alarak, nasıl demokrasiyi sandu-
kaya gömmeye çalıştığını görmezden gelirler.
Bu tavırları, biraz saplantılarından, biraz da de-
mokrasiyi tam anlamıyla algılayamamalarından
kaynaklanır.
Gerçekten askeri veya üniformalı olmayan her şe-
yin sivil olduğunu sanmak veya demokrasiyi yalnızca
sandığa indirgemek, çoğulcu toplumsal yaşama gi-
den yolu darbeler kadar onulmaz biçimde engellerle
dolduran bir davranış biçimidir.
Bütün bu hukuki tartışmaları, kuvvetler ayrılığı il-
kesini, basın özgürlüğünü, üniversite özerkliğini fa-
lan bırakın bir yana, DP’nin son dönemindeki “Va-
tan Cephesi” uygulamasına bir bakın!
DP bu davranışı ile, koskoca ülkeyi Vatan Cep-
hesi (vatanseverler diye okunur) üyesi, yani ken-
dinden olan ile muhalefetten yani vatanseverlere kar-
şı olanlar diye ayırarak, aradan elli yıl geçtikten son-
ra bile izlerini hâlâ silemediğimiz, bir ayrılığın to-
humlarını atmıyor muydu?
Böyle bir bölünmüşlük üstüne, uzlaşma ve ço-
ğulculuk demek olan demokrasinin temelleri atıla-
bilir miydi?
Nitekim atılmadı, atılamadı da?
27 Mayıs 1960’ı o güne ya da birkaç gün önce-
sine ve de sonrasına bakarak değerlendirmeye ça-
lışmak, demokrasinin sık sık yol kazasına uğrama-
sını engellemek açısından son derecede yetersiz kal-
maya mahkûm bir davranış olur.
27 Mayıs 1960’a yol açan nedenlerin izlerini 14
yıllık çok partili yaşam tarihi boyunca aramakta ya-
rar vardır.
Üç fiili bir postmodern darbeyi görmüş ikisinin acı-
larını yaşamış biri olarak, şu gerçeği belirtmek is-
terim: Türkiye’de askeri darbelerde, sivillerin so-
rumlulukları, asgari askerlerinki kadardır. Burada-
ki asgari sözcüğü de, sivillere fazla iyi niyetli yak-
laşımın ürünü olarak algılanabilir.
27 Mayıs’ın nasıl geniş bir halk desteğine sahip
olduğunu anımsayanlar azınlıktadır. Ama yaşı kır-
kın üzerinde olanlar, 12 Eylül’ün de, başlangıçta na-
sıl geniş bir halk desteğine sahip olduğunu anım-
sarlar.
Eğer bu gözleme bakarak, 12 Eylül darbesini des-
teklediğim, onayladığım sonucunu çıkaracak kadar
feraset sahibi olanlar var ise, onlara söyleyecek bir
şeyim olmadığını belirtmekle yetineceğim.
Darbeleri engellemek, yalnızca askeri darbelere
karşı olmak, üniformasızların her yaptığını sivil de-
mokratik girişimler olarak alkışlamak değildir.
Öyleleri gözlerini sürekli olarak kışlaya çevirip, as-
ker kışlasında durduğu sürece demokrasi iyi işliyor
diye kulaklarının üstüne yatarlarsa, o zaman aske-
ri darbeyi kollarken, sivil darbeye düşerler.
Eğer sivil bir dönemde, askeri darbe döneminde
yaşananların aynını ona gerek kalmadan yaşıyor-
larsa vatandaşlar, o süreci yaşayan insanların “oh
ne güzel artık askeri darbe olmuyor” diye sevinmeleri
ancak hamakat ile açıklanabilir.
[email protected]
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
[email protected]
Gazetenizin 08.11.2008 ta-
rihli haberine konu iddialar ye-
rel Yarõn gazetesinin gündeme
getirdiği, Bilecik Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na verilmiş yalan
ve iftiralarla dolu bir dilekçeye
istinaden yapõlmõştõr.
Şikâyete konu olan bu olay,
tamamen asõlsõz ve gerçeklere
aykõrõdõr.
Şikâyete ve gazeteniz habe-
rine konu Bilecik Belediye Baş-
kanlõğõ’na ait mezarlõk yapõm işi
dahil, belediyemizin tüm mali iş
ve işlemleri kanun gereği rutin
olarak İçişleri Bakanlõğõ, Sa-
yõştay Başkanlõğõ, Meclis De-
netim Komisyonu tarafõndan
denetlenmektedir. Şikâyete ko-
nu döneme ilişkin tüm hesaplar
incelenmiştir ve belediye he-
saplarõnda hiçbir usulsüzlüğe
rastlanmamõştõr. Müvekkilin Bi-
lecik halkõnõn teveccühleriyle
başkanlõğõnõ yürüttüğü Bilecik
Belediyesi’nin yapmõş olduğu
trilyonluk yatõrõmlarda dahil,
bütün ihaleler ve mali tüm iş-
lemler iddia edilenlerin aksine
hukuka uygundur. Gerek İçişleri
Bakanlõğõ, gerek Sayõştay Baş-
kanlõğõ’nõn, gerekse de Meclis
Denetim Komisyonu’nun ra-
porlarõndan da açõkça görüleceği
üzere Bilecik Belediyesi son
4.5 yõllõk dönemde 1 KURUŞ
dahi zarara uğratõlmamõştõr.
Haberde konu edilen Tuncay
Kocabay’a müvekkilim Selim
Yağcõ’nõn hiçbir borcu bulun-
mamaktadõr. 2006 ve 2007 yõl-
larõnda vuku bulmuş bir olayõn
yerel seçim atmosferine girdi-
ğimiz şu günlerde gündeme ge-
tirilmiş olmasõ düşündürücü-
dür.
Müvekkil Selim YAĞCI ha-
yatõnõn her döneminde olduğu
gibi Bilecik Belediye Başkanlõğõ
döneminde de; tüyü bitmemiş
yetimin dahi hakkõnõ savunan,
yüklenmiş olduğu sorumluluğun
bilincinde olarak Bilecik halkõ-
na layõk olduğu hizmeti götür-
meyi aynõ kararlõlõkla sürdüre-
cektir.
Habere konu olaya ilişkin Bi-
lecik Cumhuriyet Savcõlõğõ ta-
rafõndan yürütülmekte olan so-
ruşturma kanõtlanmamõş, tama-
men karalamaya yönelik tek
taraflõ bir iddia neticesinde yü-
rütülen rutin bir soruşturmadõr.
Ancak; yapõlan bu rutin işlem-
leri, sanki savcõlõk tarafõndan ha-
zõrlanmõş bir iddianame var-
mõş veya mahkeme tarafõndan
verilen bir hüküm varmõş gibi
manşetlere taşõmak, haber yap-
mak bu konudaki art niyeti göz-
ler önüne sürmektedir. Kaldõ ki,
gazeteniz yayõnõ, 5187 sayõlõ
Basõn Kanunu’nun 19. madde-
sine de aykõrõlõk oluşturmakta-
dõr. Gazeteniz tarafõndan yapõ-
lan yayõn “Adil Yargõlanma
Hakkõnõ” ihlal etmekte, “Yargõyõ
Etkileme” sonucu doğurmakta-
dõr.
Asõlsõz, gerçeklere aykõrõ, art
niyetli, iftira niteliğindeki ve ha-
karetler içeren asõlsõz iş bu ha-
berlere ilişkin, ilk iddia sahibi ve
yayõncõ kuruluş olan yerel gazete
ve yetkilileri hakkõnda gerekli
cezai şikâyetler yapõlmõştõr. Ye-
rel gazeteye tekzip metni gön-
derilmiş ancak yayõnlanmama-
sõ üzerine 5187 sayõlõ Basõn
Kanunu’nun 14. maddesine is-
tinaden tekzip metninin mah-
keme kararõyla yayõmlanmasõ
için gerekli başvuruda bulunul-
muştur.
Müvekkilimin kişilik haklarõnõ
halele uğratan yerel gazete ve
yetkilileri hakkõnda tarafõmõzdan
ayrõca maddi ve manevi tazmi-
nat davalarõ açõlacaktõr. Ger-
çeklere aykõrõ, dayanaksõz ga-
zeteniz haberi hakkõnda gerek-
li hukuki ve cezai yollara baş-
vurma hakkõmõzõ saklõ tutmak-
tayõz.
İş bu tekzip metninde belirti-
len hususlar, özellikle Bilecik
halkõnõn doğru bilgilendirilme-
si amacõyla kamuoyunun bilgi-
lerine saygõ ile sunulur.”
Selim Yağcı Vekili
Av Nafi Ergül
Düzeltme ve Cevap
MHP’li Oktay Vural, Afyon belediye başkan adayõnõn yolsuzluk operasyonunun sanõğõ olduğunu açõkladõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- MHP Grup Başkanvekili Oktay
Vural, AKP’nin Afyonkarahisar Be-
lediye Başkan adayõ Burhanettin
Çoban’õn, geçen günlerde gerçek-
leştirilen Okyanus Operasyonu kap-
samõnda “suç işlemek amacıyla ör-
güt kurmak, ihaleye fesat karıştır-
mak” iddiasõyla açõlan ceza davasõnõn
sanõğõ olduğunu açõkladõ.
Vural, dün aralarõnda Ankara Ana-
kent Belediyesi Belediye Teftiş Kurulu
Başkanõ Rahmi Çınar’õn da yer aldõğõ
Anakent Belediyesi’ndeki üst düzey
bürokratlarõn kurduğu Gülbağõ Konut
Kooperatifi’ne usulsüz arsa tahsisi
yaptõğõ ve haksõz rant sağlandõğõ ge-
rekçesiyle Belediye Başkanõ Melih
Gökçek hakkõnda Ankara Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda
bulundu. Vural, belediye yöneticile-
rinin Ankara’nõn en gözde yerlerinden
olan Beytepe’de 30 bin 184 metreka-
relik arsayõ, kendi kurduklarõ Gülba-
ğõ Konut Yapõ Kooperatifi’ne sattõğõ-
nõ belgeleriyle kamuoyuna açõkla-
mõştõ. Vural, yine aynõ bölgede bele-
diyenin1990’lõ yõllarda “toplu konut”
yapmak için aldõğõ 250 arsanõn, Gül-
bağõ yapõ kooperatifine tahsis yolunu
açma girişiminin de yargõnõn devreye
girmesiyle “teşebbüs halinde kaldı-
ğını” duyurmuştu.
Oktay Vural, MHP Afyon Millet-
vekili Abdulkadir Akcan’la Mec-
lis’te düzenlediği basõn toplantõsõnda
da AKP’nin Afyon belediye başkan
adayõ Burhanettin Çoban hakkõndaki
iddialarõ gündeme taşõdõ. Çoban’õn
aday olmadan önce AKP İl Başkan-
lõğõ’nõ yürüttüğüne dikkat çeken Vu-
ral, bu kişinin, son olarak Global Ya-
tõrõm Holding’le ortak girdiği Başkent
gaz dağõtõm ihalesini kazanan Okya-
nus Grubu’na yapõlan operasyon kap-
samõnda açõlan ceza davasõnõn sanõğõ
olduğunu bildirdi. Konya merkezli ol-
mak üzere çevre illerde ve özellikle
Afyon’da faaliyet gösteren “çıkar
amaçlı suç örgütü”yle ilgili 234 sa-
nõk hakkõnda Adana Özel Görevli
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde ceza davasõ
açõldõğõnõ anõmsatan Vural, davada Ço-
ban’õn 220 numaralõ, Afyon İl Sağlõk
Müdürü’yken, AKP İl Genel Mecli-
si üyeliği için aday olan Hasan Hüs-
nü Eren’in de 219 nolu sanõk oldu-
ğunu bildirdi. Vural, gazetecilere de
dağõttõğõ iddianamede, Çoban’a “suç
örgütüne bilerek ve isteyerek yar-
dım ettiği, suç örgütü lideri Nusret
Argun’a ait şirketin Afyonkarahisar
merkez ve bağlı ilçelerinde faaliyet
gösteren sağlık kuruluşlarının iha-
lelerini alabilmesi amacı ile il sağ-
lık müdürü Hasan Hüsnü Eren ve
devlet hastanesi başhekimi Müşte-
ba Sevil ile şirket yetkilileri arasın-
da ittifak oluşturduğu, ihaleye ait
şartnamenin örgüt liderine ait fir-
mayı işaret edecek şekilde hazır-
lanmasını sağladığı, ihaleye başka
firmaların katılımının engellediği ve
bu hususlarda suç örgütü ile birlikte
ortak hareket ederek çıkar sağla-
maya çalıştığı” suçlamasõ yöneltil-
diğine dikkat çekti. Çoban hakkõnda
“kamu haklarını kullanmadan yok-
sun bırakma” cezasõ istendiğini be-
lirten Vural, bu iddianamenin “Af-
yon’un hangi ellere teslim edilece-
ğini” ortaya koyduğunu söyledi. Ab-
dulkadir Akcan da Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn mitinglerinde “yolsuz-
luklarla mücadele edeceklerini”
söylerken, Afyon’da yolsuzluktan
yargõlanan bir ismi aday yapmasõnõn
dikkat çekici olduğunu söyledi.
Oğul Gökçek’in arabası
Ankaraspor’dan mı?
Oktay Vural, basõn toplantõsõnõn so-
nunda ise Gökçek ailesine ilişkin il-
ginç bir iddiada bulundu. Melih Gök-
çek’in küçük oğlu Ahmet Gökçek’in
20 Ocak’ta üzerine aldõğõ Mercedes
marka aracõ Kasõm 2008’den bu ya-
na kullandõğõnõ belirten Vural, “Da-
ha önce bu araba kimin adınaydı,
parasını kim ödedi, neden bunca za-
man aracı üzerine almadı, aracın ilk
sahibinin Ankaraspor’la ilişkisi
var mı’ sorularõnõ yöneltti.
Daha sonra gazetecilerin sorusu
üzerine Akcan, kendisinin yaptõğõ
araştõrmaya göre, bu aracõn 20 Ocak
2009’dan önce Ankaraspor Genel
Menajeri Mehmet Şen’in adõna ka-
yõtlõ olduğunun bildirildiğini söyledi.
KDV OYUNLU İHALE
Melih Gökçek
portakalın da
suyunu çıkarttı
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Ankara
Anakent Belediyesi’nin
yoksullara dağõtõlmak
üzere 1200’er ton el-
mayla portakal alõmõ ve
dağõtõlmasõ işinde KDV
oranõnõ yüzde 8 yerine
yüzde 18 uygulamasõ
nedeniyle 1.7 milyon TL
kamu zararõna yol açtõğõ
saptandõ.
Sayõştay denetçileri,
Melih Gökçek yöneti-
mindeki Ankara Ana-
kent Belediyesi’nin, baş-
kentte yaşayan yoksul,
muhtaç ve dar gelirli ai-
lelere dağõtõlmak üzere
alõnan portakal ve elma
ihalesini incelediler. Be-
lediye tarafõndan 720’şer
bin TL’lik, 1200’er ton
elma ve portakal alõndõ.
Elma ve portakal alõmõ
için KDV oranõnõn yüz-
de 8 yerine yüzde 18
olarak uygulandõğõ be-
lirlendi. Katma Değer
Vergisi Yasasõ hüküm-
leri irdelenen Sayõştay
sorgusunda şu değerlen-
dirme yapõldõ: “Gerek
yaklaşık maliyet hesa-
bında, gerekse malın
teslimi ve hizmetin ifa-
sı (elma ve portakalla-
rın dağıtımı) esnasında
düzenlenen faturalar-
da malzeme ve dağıtım
bedellerinin ayrı ayrı
gösterilmesi ve malze-
me temininin mal tes-
limi, dağıtım işininse
hizmet kapsamında de-
ğerlendirilerek, bu iş-
lemlerin tabi olduğu
oranlarda katma de-
ğer vergisine tabi tu-
tulması gerekirken,
böyle yapılmamış mal
alımı niteliğinde olan
elma ve portakalın alı-
mı işi için de yüzde 18
KDV uygulanmıştır.
Bu durumda elma ve
portakal alımı için yüz-
de 10 fazladan KDV
ödenmiştir.”
Elma ve portakal alõmõ
için yüzde 10 fazladan
KDV ödenmesi nede-
niyle 144 bin TL’lik za-
rar oluştuğuna işaret edi-
lirken Ankara Anakent
Belediyesi’nden bunun
gerekçelerinin açõklan-
masõ istendi.
Yardımın kime
gittiği de belirsiz
Portakal ve elmalarõn
dağõtõldõğõ belirtilen yok-
sul aileler de incelendi.
Yapõlan inceleme sonu-
cunda, yardõm yapõlan
ailelerin aylõk gelir dü-
zeylerini ve yardõmõn il-
gililere ulaştõrõldõğõnõ ka-
nõtlayõcõ belgelerin bu-
lunmadõğõ tespit edildi.
Üç Devrim’in yıldönümü
Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği Genel Başkanõ Şenal Sarõhan, ‘3 Devrim
Yasasõ’nõn 85. yõldönümünde gericiliğe karşõ yerel seçimde birlik çağrõsõ yaptõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
huriyet Kadõnlarõ Derneği Genel Başkanõ Şe-
nal Sarıhan, 3 Mart 1924’te kabul edilen ve
“3 Devrim Yasası” olarak da bilinen Şeri-
ye ve Evkaf Vekâleti’nin Kaldõrõlmasõ, Tev-
hid’i Tedrisat Yasasõ ile Halifeliğin Kaldõ-
rõlmasõ’nõn 85. yõldönümü nedeniyle yaptõ-
ğõ açõklamada, Cumhuriyet kadõnlarõnõ bir-
lik olmaya çağõrdõ.
Sarõhan, açõklamasõnda, “3 Devrim Ya-
saları”nõn ülkemizin geleceğinin hangi te-
meller üzerine inşa edileceğini gösteren en
önemli yasalar olduğuna dikkat çekerek
şunlarõ kaydetti: “Anayasada, ‘Hâkimiyet,
kayõtsõz şartsõz milletindir’ cümlesi ile ifa-
de edilen halk egemenliği, anılan yasalarla
sosyal yaşamın kadın-erkek ayrımsız ve in-
san onuruna layık bir biçimde düzenle-
neceğinin müjdesini veriyordu. Bu yasa-
ları izleyen diğer yasaların, özellikle de Me-
deni Yasa’nın getirdiği hükümler, Cum-
huriyet devriminin ortaçağ karanlığına
karşı ciddi bir mücadeleyi sürdürmekte-
ki kararlılığının da kanıtlarıdır. Başta
Eğitim ve Öğretimin Birliği Yasası olmak
üzere, bu döneme ilişkin tüm yasal dü-
zenlemeler, kadının aydınlanmasının ve öz-
gürleşmesinin temellerini atmıştır. Geri-
de bıraktığımız 85 yıl, bu önemli kaza-
nımların içselleştirildiği ve ilerletildiği
bir süreç olmalıydı. Ne yazık ki olumlu ki-
mi gelişmelere karşın içinde bulunduğu-
muz bugünlerde ülkemiz ve özellikle ka-
dınlar ciddi bir gericilik tehdidi ile karşı
karşıya bulunuyorlar.”
Kadõnlarõn ve tüm yurttaşlarõn bu zorlamalar
karşõsõnda seslerini yükselttiğini ancak bunun
yeterli olmadõğõnõ söyleyen Sarõhan açõkla-
masõnda, kadõnlarõ birlik olmaya davet etti. Sa-
rõhan, “Önümüzde bizi bekleyen görev, ses-
lerimizi ve güçlerimizi birleştirmektir.
İçinde bulunduğumuz bugün ise birincil
görevimiz, birlik anlayışını yerel seçim mü-
cadelesinin anahtarı yapmaktır. Cumhu-
riyet Kadınları, bu ‘3 Devrim Yasasõ’nı ya-
şatma mücadelesinin ilk adımı olarak
Cumhuriyet güçlerini yerel seçimlerde
birlikte olmaya davet ediyor” dedi.
Van Valiliği
Erdoğan’ın
yaptığı
gecikmiş
açılışları
bu afişlerle
duyurdu.
Van’da 5 yõllõk pazarõ açtõ
YUSUF ZİYA CANSEVER
VAN - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn
geçen cuma günü Van’da açõlõşõnõ yaptõğõ
projelerin birçoğunun daha önce hayata
geçirildiği ortaya çõktõ. Başbakan Erdoğan’õn
Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ, eşi Emine
Erdoğan ve kõzõ Sümeyye Erdoğan ile
birlikte gerçekleştirdiği Van ziyaretinde
açõlõşõnõ yaptõğõ projelerin birçoğunun daha
önce hizmete alõnan projeler olduğu belirtildi.
Örneğin Hayvan Pazarõ 5 yõldõr hizmet
verirken, açõlõşõ yapõlmõş gibi gösterilen
mezbahaneler 4 yõl, Kasaplar Çarşõsõ da 30 yõl
önce tamamlandõ. Programa eklenen bir başka
proje ise 82 kilometrelik asfalt çalõşmasõ.
Proje, doğudaki zorlu kõş koşullarõ nedeniyle
3 ay önce tamamlanarak hizmete girdi.
Deniz Feneri’nden Baykal’a dava
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz Fe-
neri Derneği’nin CHP lideri Deniz Baykal hak-
kõnda, bugün 1 milyon TL’lik manevi tazminat
davasõ açacağõ bildirildi. Dernekten yapõlan açõk-
lamada, Baykal hakkõnda, “uzunca süredir Al-
manya Deniz Feneri e.V. adlõ dernekle ilgili id-
dialarõ kullanarak, Türkiye Deniz Feneri’nin kişi-
lik haklarõna her fõrsatta saldõrõda bulunduğu” id-
diasõyla tazminat davasõ açõlacağõ belirtildi.
9 kardeş de çete üyesi
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Alsan-
cak’ta, suç örgütü kurarak haraç aldõklarõ, işyer-
lerini zorla ele geçirdikleri, çek ve senet tahsilatõ
yaptõklarõ ileri sürülen gruba yönelik operasyon-
da 9’u kardeş 21 kişi gözaltõna alõndõ. Zanlõlarõn
ev, işyerinde yapõlan aramalarda 7 tabanca, 1 av
tüfeği, çok sayõda çek ve senet ele geçirildi.
24 ayar operasyon!
ANKARA (AA) - Ankara, Kocaeli ve İstan-
bul’da gerçekleştirilen operasyonda, gözaltõna alõ-
nan kişilerde çok miktarda ve değişik türde sahte
ziynet eşyasõ, bu eşyalarõn imalatõnda kullanõlan
alet, teçhizat ve makine ele geçirildi. Söz konusu
kişilerin ürettikleri sahte ziynet eşyasõnõ 24 ilde
kuyumculara sattõklarõ ve bu satõştan yaklaşõk 200
bin TL haksõz kazanç elde ettikleri belirlendi.
Liseli kızların kavgası kanlı bitti
MANAVGAT (AA) - Antalya’nõn Manavgat
ilçesinde 11. sõnõf öğrencisi G.D. (17) ile 12. sõ-
nõf öğrencisi M.T. (18), öğle tatili sõrasõnda bir
parkta kavga etti. Bu sõrada G.D, M.T’yi göğsün-
den bõçakladõ. Kavga anõnda yaralandõğõnõ fark
etmeyen M.T, okulda bayõldõ. Hastaneye kaldõrõ-
lan M.T’nin karaciğerinin yaralandõğõ belirlenir-
ken, durumunun ağõr olduğu bildirildi. Polis,
G.D’nin bulunmasõ için çalõşmalara başladõ.
10 NUMARA ÇEKİLDİ
1, 2, 6, 8, 15, 19, 21, 22, 27, 31, 33, 37,
42, 48, 50, 54, 59, 61, 63, 71, 74, 77
OKYANUS OPERASYONU İDDİANAMESİ’NDE ÇARPICI TESPİT:
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Selçuk Üniversi-
tesi Rektörü Süleyman Okudan’õn da aralarõnda bu-
lunduğu çok sayõda kişinin tutuklandõğõ yeşil sermayeli
Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik Okyanus operas-
yonunda iddianame hazõrlandõ. Savcõlõk iddianamesinde
AKP Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya’nõn da
suç örgütünün üyesi olduğu ileri sürüldü. AKP’li Çe-
tinkaya’nõn suç örgütü lideri olarak anõlan Nusret Ar-
gun için telefon görüşmeleri yaptõğõ da belirlendi.
Cumhuriyet Savcõsõ Ayhan Ünal tarafõndan hazõr-
lanan iddianamede çarpõcõ bilgilere yer verildi. Konya
Emniyet Müdürlüğü’nce yürütülen operasyonda Selçuk
Üniversitesi Rektörü Süleyman Okudan ile yeşil ser-
mayeli Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu
Başkanõ Nusret Argun’un da aralarõnda bulunduğu 45
kişi tutuklanmõştõ.
Adana 8. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan
davada soruşturmayõ yöneten Savcõ Ayhan Ünal, tele-
fon dinleme kayõtlarõnõ da iddianameye koydu. Kayõt-
larda AKP milletvekili Çetinkaya’nõn suç örgütü ile çõ-
karlarõ doğrultusunda telefon görüşmeleri yaptõğõna yer
veren Savcõ Ünal’õn, Çetinkaya’nõn da yargõlanabilmesi
için TBMM’ye “dokunulmazlığın kaldırılması”nõ ta-
lep eden yazõyõ gönderdiği öğrenildi.
‘AKP’li Çetinkaya örgüt üyesi’
‘AKP, ‘Okyanus’a bulaştõ’AKP’nin Afyon belediye
başkan adayõ Burhanettin
Çoban’õn aday olmadan önce
AKP İl Başkanlõğõ’nõ
yürüttüğüne dikkat çeken
Oktay Vural, bu kişinin,
Başkent gaz dağõtõm ihalesini
kazanan Okyanus Grubu’na
yapõlan operasyon kapsamõnda
açõlan ceza davasõnõn sanõğõ
olduğunu bildirdi.