19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Darbe ve Demokrasi 28 Şubat’ın yıldönümünü birkaç gün önce ya- şadığımızdan son günlerde basında darbeler konusu yine ön plana çıktı. Belirtmeye gerek yok ki, sözü edilenler askeri dar- belerdir, sivil darbeler değil. Cumhuriyetin ilk darbesi, gerçekte, Demokrat Par- ti’nin, devletin erkini elinde tutmaktan yararlanarak, iktidar çoğunluğuna yargı yetkisi veren 1960 Nisan sivil darbesidir, ama nedense çoğunluk, bunu bir tür- lü görememiş, 1960’ta sivil DP darbesiyle başlayan darbeler dönemi ezberimize hep askeri darbeler ile geçmiştir. Türkiye’de “bizi tek parti sultasından kurtaran de- mokrasinin, askeri darbelerden başını alamadığı için bir türlü rayına oturmadığı görüşü” kimi çevrelerde yaygındır. Onlar her şeyden önce, tabii ki, bugün için yön- temleri geçerli olmayan, tek parti döneminin de- mokrasiyi kendi rızasıyla getiren yönetim olduğu- nu görmezden geldikleri gibi, sandıktan çıkan DP’nin basın özgürlüğünü kısıtlayıp, yargı bağım- sızlığını hiç tanımayarak, üniversiteler dahil her ku- rumu baskı altına alarak, nasıl demokrasiyi sandu- kaya gömmeye çalıştığını görmezden gelirler. Bu tavırları, biraz saplantılarından, biraz da de- mokrasiyi tam anlamıyla algılayamamalarından kaynaklanır. Gerçekten askeri veya üniformalı olmayan her şe- yin sivil olduğunu sanmak veya demokrasiyi yalnızca sandığa indirgemek, çoğulcu toplumsal yaşama gi- den yolu darbeler kadar onulmaz biçimde engellerle dolduran bir davranış biçimidir. Bütün bu hukuki tartışmaları, kuvvetler ayrılığı il- kesini, basın özgürlüğünü, üniversite özerkliğini fa- lan bırakın bir yana, DP’nin son dönemindeki “Va- tan Cephesi” uygulamasına bir bakın! DP bu davranışı ile, koskoca ülkeyi Vatan Cep- hesi (vatanseverler diye okunur) üyesi, yani ken- dinden olan ile muhalefetten yani vatanseverlere kar- şı olanlar diye ayırarak, aradan elli yıl geçtikten son- ra bile izlerini hâlâ silemediğimiz, bir ayrılığın to- humlarını atmıyor muydu? Böyle bir bölünmüşlük üstüne, uzlaşma ve ço- ğulculuk demek olan demokrasinin temelleri atıla- bilir miydi? Nitekim atılmadı, atılamadı da? 27 Mayıs 1960’ı o güne ya da birkaç gün önce- sine ve de sonrasına bakarak değerlendirmeye ça- lışmak, demokrasinin sık sık yol kazasına uğrama- sını engellemek açısından son derecede yetersiz kal- maya mahkûm bir davranış olur. 27 Mayıs 1960’a yol açan nedenlerin izlerini 14 yıllık çok partili yaşam tarihi boyunca aramakta ya- rar vardır. Üç fiili bir postmodern darbeyi görmüş ikisinin acı- larını yaşamış biri olarak, şu gerçeği belirtmek is- terim: Türkiye’de askeri darbelerde, sivillerin so- rumlulukları, asgari askerlerinki kadardır. Burada- ki asgari sözcüğü de, sivillere fazla iyi niyetli yak- laşımın ürünü olarak algılanabilir. 27 Mayıs’ın nasıl geniş bir halk desteğine sahip olduğunu anımsayanlar azınlıktadır. Ama yaşı kır- kın üzerinde olanlar, 12 Eylül’ün de, başlangıçta na- sıl geniş bir halk desteğine sahip olduğunu anım- sarlar. Eğer bu gözleme bakarak, 12 Eylül darbesini des- teklediğim, onayladığım sonucunu çıkaracak kadar feraset sahibi olanlar var ise, onlara söyleyecek bir şeyim olmadığını belirtmekle yetineceğim. Darbeleri engellemek, yalnızca askeri darbelere karşı olmak, üniformasızların her yaptığını sivil de- mokratik girişimler olarak alkışlamak değildir. Öyleleri gözlerini sürekli olarak kışlaya çevirip, as- ker kışlasında durduğu sürece demokrasi iyi işliyor diye kulaklarının üstüne yatarlarsa, o zaman aske- ri darbeyi kollarken, sivil darbeye düşerler. Eğer sivil bir dönemde, askeri darbe döneminde yaşananların aynını ona gerek kalmadan yaşıyor- larsa vatandaşlar, o süreci yaşayan insanların “oh ne güzel artık askeri darbe olmuyor” diye sevinmeleri ancak hamakat ile açıklanabilir. [email protected] İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] Gazetenizin 08.11.2008 ta- rihli haberine konu iddialar ye- rel Yarõn gazetesinin gündeme getirdiği, Bilecik Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na verilmiş yalan ve iftiralarla dolu bir dilekçeye istinaden yapõlmõştõr. Şikâyete konu olan bu olay, tamamen asõlsõz ve gerçeklere aykõrõdõr. Şikâyete ve gazeteniz habe- rine konu Bilecik Belediye Baş- kanlõğõ’na ait mezarlõk yapõm işi dahil, belediyemizin tüm mali iş ve işlemleri kanun gereği rutin olarak İçişleri Bakanlõğõ, Sa- yõştay Başkanlõğõ, Meclis De- netim Komisyonu tarafõndan denetlenmektedir. Şikâyete ko- nu döneme ilişkin tüm hesaplar incelenmiştir ve belediye he- saplarõnda hiçbir usulsüzlüğe rastlanmamõştõr. Müvekkilin Bi- lecik halkõnõn teveccühleriyle başkanlõğõnõ yürüttüğü Bilecik Belediyesi’nin yapmõş olduğu trilyonluk yatõrõmlarda dahil, bütün ihaleler ve mali tüm iş- lemler iddia edilenlerin aksine hukuka uygundur. Gerek İçişleri Bakanlõğõ, gerek Sayõştay Baş- kanlõğõ’nõn, gerekse de Meclis Denetim Komisyonu’nun ra- porlarõndan da açõkça görüleceği üzere Bilecik Belediyesi son 4.5 yõllõk dönemde 1 KURUŞ dahi zarara uğratõlmamõştõr. Haberde konu edilen Tuncay Kocabay’a müvekkilim Selim Yağcõ’nõn hiçbir borcu bulun- mamaktadõr. 2006 ve 2007 yõl- larõnda vuku bulmuş bir olayõn yerel seçim atmosferine girdi- ğimiz şu günlerde gündeme ge- tirilmiş olmasõ düşündürücü- dür. Müvekkil Selim YAĞCI ha- yatõnõn her döneminde olduğu gibi Bilecik Belediye Başkanlõğõ döneminde de; tüyü bitmemiş yetimin dahi hakkõnõ savunan, yüklenmiş olduğu sorumluluğun bilincinde olarak Bilecik halkõ- na layõk olduğu hizmeti götür- meyi aynõ kararlõlõkla sürdüre- cektir. Habere konu olaya ilişkin Bi- lecik Cumhuriyet Savcõlõğõ ta- rafõndan yürütülmekte olan so- ruşturma kanõtlanmamõş, tama- men karalamaya yönelik tek taraflõ bir iddia neticesinde yü- rütülen rutin bir soruşturmadõr. Ancak; yapõlan bu rutin işlem- leri, sanki savcõlõk tarafõndan ha- zõrlanmõş bir iddianame var- mõş veya mahkeme tarafõndan verilen bir hüküm varmõş gibi manşetlere taşõmak, haber yap- mak bu konudaki art niyeti göz- ler önüne sürmektedir. Kaldõ ki, gazeteniz yayõnõ, 5187 sayõlõ Basõn Kanunu’nun 19. madde- sine de aykõrõlõk oluşturmakta- dõr. Gazeteniz tarafõndan yapõ- lan yayõn “Adil Yargõlanma Hakkõnõ” ihlal etmekte, “Yargõyõ Etkileme” sonucu doğurmakta- dõr. Asõlsõz, gerçeklere aykõrõ, art niyetli, iftira niteliğindeki ve ha- karetler içeren asõlsõz iş bu ha- berlere ilişkin, ilk iddia sahibi ve yayõncõ kuruluş olan yerel gazete ve yetkilileri hakkõnda gerekli cezai şikâyetler yapõlmõştõr. Ye- rel gazeteye tekzip metni gön- derilmiş ancak yayõnlanmama- sõ üzerine 5187 sayõlõ Basõn Kanunu’nun 14. maddesine is- tinaden tekzip metninin mah- keme kararõyla yayõmlanmasõ için gerekli başvuruda bulunul- muştur. Müvekkilimin kişilik haklarõnõ halele uğratan yerel gazete ve yetkilileri hakkõnda tarafõmõzdan ayrõca maddi ve manevi tazmi- nat davalarõ açõlacaktõr. Ger- çeklere aykõrõ, dayanaksõz ga- zeteniz haberi hakkõnda gerek- li hukuki ve cezai yollara baş- vurma hakkõmõzõ saklõ tutmak- tayõz. İş bu tekzip metninde belirti- len hususlar, özellikle Bilecik halkõnõn doğru bilgilendirilme- si amacõyla kamuoyunun bilgi- lerine saygõ ile sunulur.” Selim Yağcı Vekili Av Nafi Ergül Düzeltme ve Cevap MHP’li Oktay Vural, Afyon belediye başkan adayõnõn yolsuzluk operasyonunun sanõğõ olduğunu açõkladõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP’nin Afyonkarahisar Be- lediye Başkan adayõ Burhanettin Çoban’õn, geçen günlerde gerçek- leştirilen Okyanus Operasyonu kap- samõnda “suç işlemek amacıyla ör- güt kurmak, ihaleye fesat karıştır- mak” iddiasõyla açõlan ceza davasõnõn sanõğõ olduğunu açõkladõ. Vural, dün aralarõnda Ankara Ana- kent Belediyesi Belediye Teftiş Kurulu Başkanõ Rahmi Çınar’õn da yer aldõğõ Anakent Belediyesi’ndeki üst düzey bürokratlarõn kurduğu Gülbağõ Konut Kooperatifi’ne usulsüz arsa tahsisi yaptõğõ ve haksõz rant sağlandõğõ ge- rekçesiyle Belediye Başkanõ Melih Gökçek hakkõnda Ankara Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulundu. Vural, belediye yöneticile- rinin Ankara’nõn en gözde yerlerinden olan Beytepe’de 30 bin 184 metreka- relik arsayõ, kendi kurduklarõ Gülba- ğõ Konut Yapõ Kooperatifi’ne sattõğõ- nõ belgeleriyle kamuoyuna açõkla- mõştõ. Vural, yine aynõ bölgede bele- diyenin1990’lõ yõllarda “toplu konut” yapmak için aldõğõ 250 arsanõn, Gül- bağõ yapõ kooperatifine tahsis yolunu açma girişiminin de yargõnõn devreye girmesiyle “teşebbüs halinde kaldı- ğını” duyurmuştu. Oktay Vural, MHP Afyon Millet- vekili Abdulkadir Akcan’la Mec- lis’te düzenlediği basõn toplantõsõnda da AKP’nin Afyon belediye başkan adayõ Burhanettin Çoban hakkõndaki iddialarõ gündeme taşõdõ. Çoban’õn aday olmadan önce AKP İl Başkan- lõğõ’nõ yürüttüğüne dikkat çeken Vu- ral, bu kişinin, son olarak Global Ya- tõrõm Holding’le ortak girdiği Başkent gaz dağõtõm ihalesini kazanan Okya- nus Grubu’na yapõlan operasyon kap- samõnda açõlan ceza davasõnõn sanõğõ olduğunu bildirdi. Konya merkezli ol- mak üzere çevre illerde ve özellikle Afyon’da faaliyet gösteren “çıkar amaçlı suç örgütü”yle ilgili 234 sa- nõk hakkõnda Adana Özel Görevli Ağõr Ceza Mahkemesi’nde ceza davasõ açõldõğõnõ anõmsatan Vural, davada Ço- ban’õn 220 numaralõ, Afyon İl Sağlõk Müdürü’yken, AKP İl Genel Mecli- si üyeliği için aday olan Hasan Hüs- nü Eren’in de 219 nolu sanõk oldu- ğunu bildirdi. Vural, gazetecilere de dağõttõğõ iddianamede, Çoban’a “suç örgütüne bilerek ve isteyerek yar- dım ettiği, suç örgütü lideri Nusret Argun’a ait şirketin Afyonkarahisar merkez ve bağlı ilçelerinde faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarının iha- lelerini alabilmesi amacı ile il sağ- lık müdürü Hasan Hüsnü Eren ve devlet hastanesi başhekimi Müşte- ba Sevil ile şirket yetkilileri arasın- da ittifak oluşturduğu, ihaleye ait şartnamenin örgüt liderine ait fir- mayı işaret edecek şekilde hazır- lanmasını sağladığı, ihaleye başka firmaların katılımının engellediği ve bu hususlarda suç örgütü ile birlikte ortak hareket ederek çıkar sağla- maya çalıştığı” suçlamasõ yöneltil- diğine dikkat çekti. Çoban hakkõnda “kamu haklarını kullanmadan yok- sun bırakma” cezasõ istendiğini be- lirten Vural, bu iddianamenin “Af- yon’un hangi ellere teslim edilece- ğini” ortaya koyduğunu söyledi. Ab- dulkadir Akcan da Başbakan Tayyip Erdoğan’õn mitinglerinde “yolsuz- luklarla mücadele edeceklerini” söylerken, Afyon’da yolsuzluktan yargõlanan bir ismi aday yapmasõnõn dikkat çekici olduğunu söyledi. Oğul Gökçek’in arabası Ankaraspor’dan mı? Oktay Vural, basõn toplantõsõnõn so- nunda ise Gökçek ailesine ilişkin il- ginç bir iddiada bulundu. Melih Gök- çek’in küçük oğlu Ahmet Gökçek’in 20 Ocak’ta üzerine aldõğõ Mercedes marka aracõ Kasõm 2008’den bu ya- na kullandõğõnõ belirten Vural, “Da- ha önce bu araba kimin adınaydı, parasını kim ödedi, neden bunca za- man aracı üzerine almadı, aracın ilk sahibinin Ankaraspor’la ilişkisi var mı’ sorularõnõ yöneltti. Daha sonra gazetecilerin sorusu üzerine Akcan, kendisinin yaptõğõ araştõrmaya göre, bu aracõn 20 Ocak 2009’dan önce Ankaraspor Genel Menajeri Mehmet Şen’in adõna ka- yõtlõ olduğunun bildirildiğini söyledi. KDV OYUNLU İHALE Melih Gökçek portakalın da suyunu çıkarttı İLHAN TAŞCI ANKARA - Ankara Anakent Belediyesi’nin yoksullara dağõtõlmak üzere 1200’er ton el- mayla portakal alõmõ ve dağõtõlmasõ işinde KDV oranõnõ yüzde 8 yerine yüzde 18 uygulamasõ nedeniyle 1.7 milyon TL kamu zararõna yol açtõğõ saptandõ. Sayõştay denetçileri, Melih Gökçek yöneti- mindeki Ankara Ana- kent Belediyesi’nin, baş- kentte yaşayan yoksul, muhtaç ve dar gelirli ai- lelere dağõtõlmak üzere alõnan portakal ve elma ihalesini incelediler. Be- lediye tarafõndan 720’şer bin TL’lik, 1200’er ton elma ve portakal alõndõ. Elma ve portakal alõmõ için KDV oranõnõn yüz- de 8 yerine yüzde 18 olarak uygulandõğõ be- lirlendi. Katma Değer Vergisi Yasasõ hüküm- leri irdelenen Sayõştay sorgusunda şu değerlen- dirme yapõldõ: “Gerek yaklaşık maliyet hesa- bında, gerekse malın teslimi ve hizmetin ifa- sı (elma ve portakalla- rın dağıtımı) esnasında düzenlenen faturalar- da malzeme ve dağıtım bedellerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve malze- me temininin mal tes- limi, dağıtım işininse hizmet kapsamında de- ğerlendirilerek, bu iş- lemlerin tabi olduğu oranlarda katma de- ğer vergisine tabi tu- tulması gerekirken, böyle yapılmamış mal alımı niteliğinde olan elma ve portakalın alı- mı işi için de yüzde 18 KDV uygulanmıştır. Bu durumda elma ve portakal alımı için yüz- de 10 fazladan KDV ödenmiştir.” Elma ve portakal alõmõ için yüzde 10 fazladan KDV ödenmesi nede- niyle 144 bin TL’lik za- rar oluştuğuna işaret edi- lirken Ankara Anakent Belediyesi’nden bunun gerekçelerinin açõklan- masõ istendi. Yardımın kime gittiği de belirsiz Portakal ve elmalarõn dağõtõldõğõ belirtilen yok- sul aileler de incelendi. Yapõlan inceleme sonu- cunda, yardõm yapõlan ailelerin aylõk gelir dü- zeylerini ve yardõmõn il- gililere ulaştõrõldõğõnõ ka- nõtlayõcõ belgelerin bu- lunmadõğõ tespit edildi. Üç Devrim’in yıldönümü Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği Genel Başkanõ Şenal Sarõhan, ‘3 Devrim Yasasõ’nõn 85. yõldönümünde gericiliğe karşõ yerel seçimde birlik çağrõsõ yaptõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- huriyet Kadõnlarõ Derneği Genel Başkanõ Şe- nal Sarıhan, 3 Mart 1924’te kabul edilen ve “3 Devrim Yasası” olarak da bilinen Şeri- ye ve Evkaf Vekâleti’nin Kaldõrõlmasõ, Tev- hid’i Tedrisat Yasasõ ile Halifeliğin Kaldõ- rõlmasõ’nõn 85. yõldönümü nedeniyle yaptõ- ğõ açõklamada, Cumhuriyet kadõnlarõnõ bir- lik olmaya çağõrdõ. Sarõhan, açõklamasõnda, “3 Devrim Ya- saları”nõn ülkemizin geleceğinin hangi te- meller üzerine inşa edileceğini gösteren en önemli yasalar olduğuna dikkat çekerek şunlarõ kaydetti: “Anayasada, ‘Hâkimiyet, kayõtsõz şartsõz milletindir’ cümlesi ile ifa- de edilen halk egemenliği, anılan yasalarla sosyal yaşamın kadın-erkek ayrımsız ve in- san onuruna layık bir biçimde düzenle- neceğinin müjdesini veriyordu. Bu yasa- ları izleyen diğer yasaların, özellikle de Me- deni Yasa’nın getirdiği hükümler, Cum- huriyet devriminin ortaçağ karanlığına karşı ciddi bir mücadeleyi sürdürmekte- ki kararlılığının da kanıtlarıdır. Başta Eğitim ve Öğretimin Birliği Yasası olmak üzere, bu döneme ilişkin tüm yasal dü- zenlemeler, kadının aydınlanmasının ve öz- gürleşmesinin temellerini atmıştır. Geri- de bıraktığımız 85 yıl, bu önemli kaza- nımların içselleştirildiği ve ilerletildiği bir süreç olmalıydı. Ne yazık ki olumlu ki- mi gelişmelere karşın içinde bulunduğu- muz bugünlerde ülkemiz ve özellikle ka- dınlar ciddi bir gericilik tehdidi ile karşı karşıya bulunuyorlar.” Kadõnlarõn ve tüm yurttaşlarõn bu zorlamalar karşõsõnda seslerini yükselttiğini ancak bunun yeterli olmadõğõnõ söyleyen Sarõhan açõkla- masõnda, kadõnlarõ birlik olmaya davet etti. Sa- rõhan, “Önümüzde bizi bekleyen görev, ses- lerimizi ve güçlerimizi birleştirmektir. İçinde bulunduğumuz bugün ise birincil görevimiz, birlik anlayışını yerel seçim mü- cadelesinin anahtarı yapmaktır. Cumhu- riyet Kadınları, bu ‘3 Devrim Yasasõ’nı ya- şatma mücadelesinin ilk adımı olarak Cumhuriyet güçlerini yerel seçimlerde birlikte olmaya davet ediyor” dedi. Van Valiliği Erdoğan’ın yaptığı gecikmiş açılışları bu afişlerle duyurdu. Van’da 5 yõllõk pazarõ açtõ YUSUF ZİYA CANSEVER VAN - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn geçen cuma günü Van’da açõlõşõnõ yaptõğõ projelerin birçoğunun daha önce hayata geçirildiği ortaya çõktõ. Başbakan Erdoğan’õn Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ, eşi Emine Erdoğan ve kõzõ Sümeyye Erdoğan ile birlikte gerçekleştirdiği Van ziyaretinde açõlõşõnõ yaptõğõ projelerin birçoğunun daha önce hizmete alõnan projeler olduğu belirtildi. Örneğin Hayvan Pazarõ 5 yõldõr hizmet verirken, açõlõşõ yapõlmõş gibi gösterilen mezbahaneler 4 yõl, Kasaplar Çarşõsõ da 30 yõl önce tamamlandõ. Programa eklenen bir başka proje ise 82 kilometrelik asfalt çalõşmasõ. Proje, doğudaki zorlu kõş koşullarõ nedeniyle 3 ay önce tamamlanarak hizmete girdi. Deniz Feneri’nden Baykal’a dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz Fe- neri Derneği’nin CHP lideri Deniz Baykal hak- kõnda, bugün 1 milyon TL’lik manevi tazminat davasõ açacağõ bildirildi. Dernekten yapõlan açõk- lamada, Baykal hakkõnda, “uzunca süredir Al- manya Deniz Feneri e.V. adlõ dernekle ilgili id- dialarõ kullanarak, Türkiye Deniz Feneri’nin kişi- lik haklarõna her fõrsatta saldõrõda bulunduğu” id- diasõyla tazminat davasõ açõlacağõ belirtildi. 9 kardeş de çete üyesi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Alsan- cak’ta, suç örgütü kurarak haraç aldõklarõ, işyer- lerini zorla ele geçirdikleri, çek ve senet tahsilatõ yaptõklarõ ileri sürülen gruba yönelik operasyon- da 9’u kardeş 21 kişi gözaltõna alõndõ. Zanlõlarõn ev, işyerinde yapõlan aramalarda 7 tabanca, 1 av tüfeği, çok sayõda çek ve senet ele geçirildi. 24 ayar operasyon! ANKARA (AA) - Ankara, Kocaeli ve İstan- bul’da gerçekleştirilen operasyonda, gözaltõna alõ- nan kişilerde çok miktarda ve değişik türde sahte ziynet eşyasõ, bu eşyalarõn imalatõnda kullanõlan alet, teçhizat ve makine ele geçirildi. Söz konusu kişilerin ürettikleri sahte ziynet eşyasõnõ 24 ilde kuyumculara sattõklarõ ve bu satõştan yaklaşõk 200 bin TL haksõz kazanç elde ettikleri belirlendi. Liseli kızların kavgası kanlı bitti MANAVGAT (AA) - Antalya’nõn Manavgat ilçesinde 11. sõnõf öğrencisi G.D. (17) ile 12. sõ- nõf öğrencisi M.T. (18), öğle tatili sõrasõnda bir parkta kavga etti. Bu sõrada G.D, M.T’yi göğsün- den bõçakladõ. Kavga anõnda yaralandõğõnõ fark etmeyen M.T, okulda bayõldõ. Hastaneye kaldõrõ- lan M.T’nin karaciğerinin yaralandõğõ belirlenir- ken, durumunun ağõr olduğu bildirildi. Polis, G.D’nin bulunmasõ için çalõşmalara başladõ. 10 NUMARA ÇEKİLDİ 1, 2, 6, 8, 15, 19, 21, 22, 27, 31, 33, 37, 42, 48, 50, 54, 59, 61, 63, 71, 74, 77 OKYANUS OPERASYONU İDDİANAMESİ’NDE ÇARPICI TESPİT: ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Selçuk Üniversi- tesi Rektörü Süleyman Okudan’õn da aralarõnda bu- lunduğu çok sayõda kişinin tutuklandõğõ yeşil sermayeli Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik Okyanus operas- yonunda iddianame hazõrlandõ. Savcõlõk iddianamesinde AKP Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya’nõn da suç örgütünün üyesi olduğu ileri sürüldü. AKP’li Çe- tinkaya’nõn suç örgütü lideri olarak anõlan Nusret Ar- gun için telefon görüşmeleri yaptõğõ da belirlendi. Cumhuriyet Savcõsõ Ayhan Ünal tarafõndan hazõr- lanan iddianamede çarpõcõ bilgilere yer verildi. Konya Emniyet Müdürlüğü’nce yürütülen operasyonda Selçuk Üniversitesi Rektörü Süleyman Okudan ile yeşil ser- mayeli Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanõ Nusret Argun’un da aralarõnda bulunduğu 45 kişi tutuklanmõştõ. Adana 8. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan davada soruşturmayõ yöneten Savcõ Ayhan Ünal, tele- fon dinleme kayõtlarõnõ da iddianameye koydu. Kayõt- larda AKP milletvekili Çetinkaya’nõn suç örgütü ile çõ- karlarõ doğrultusunda telefon görüşmeleri yaptõğõna yer veren Savcõ Ünal’õn, Çetinkaya’nõn da yargõlanabilmesi için TBMM’ye “dokunulmazlığın kaldırılması”nõ ta- lep eden yazõyõ gönderdiği öğrenildi. ‘AKP’li Çetinkaya örgüt üyesi’ ‘AKP, ‘Okyanus’a bulaştõ’AKP’nin Afyon belediye başkan adayõ Burhanettin Çoban’õn aday olmadan önce AKP İl Başkanlõğõ’nõ yürüttüğüne dikkat çeken Oktay Vural, bu kişinin, Başkent gaz dağõtõm ihalesini kazanan Okyanus Grubu’na yapõlan operasyon kapsamõnda açõlan ceza davasõnõn sanõğõ olduğunu bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle