19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 3 MART 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bindik Bir Alamete... [email protected] Kimi televizyon kanalların- dan Cumhuriyet’in “Biz Susar- sak... Kim Konuşacak?” uyarı- sının anlamını sorguluyorlar. İnsanın “Soru mu bu?” diyesi geliyor... Demokrasinin kural- larına, olmazsa olmazlarına, basın özgürlüğü ile ilgili kav- ramlara hoşgörüsüzlük sınırla- rı hiç böylesine ayaklar altına alı- nabilir, bu boyutlarda pervasız saldırı, her yöntemin geçerli sayıldığı uygulamalar peş peşe gelebilir mi? Başbakan Erdoğan ilk se- çim kazanıp, hükümetini kur- duğu günlerden Menderes’e benzeme, onu aşma özlemini hiç saklamamıştı. Meclis ço- ğunluğunu demokrasinin ilkele- rini çiğneme hakkı olarak yo- rumlamada, Menderes Hükü- meti icraatlarını aşan iktidar uy- gulamaları gündemde... En azın- dan Demokrat Parti’nin yöneti- ci kadrolarının hısım akraba, yandaş kayırma, kirliğe bulaş- mada AKP iktidar kadrolarından çok daha masum kaldıklarını düşünüyorum. Siyasette din sö- mürüsü, Cumhuriyet ve laikliğe karşı durma eğilimlerinde ise kıyaslanmayacak ölçeklerde masum sayılırlar. Ne de olsa Cumhuriyet kültürü içinde ye- tişmiş siyasi kadroları vardı. Gü- nümüz dünyasında, emperyal çı- karlar adına ırkçılık ve din üze- rinden kirli siyasetin dünya gün- deminde olmadığı bir süreçte ik- tidar olmuşlardı. ABD’nin iki kutuplu dünyada komünizme karşı güç oluştur- duğu süreçte Türkiye’ye biçilen rollerle, ideolojisiz tek kutuplu dünyada, BOP, ılımlı İslam pro- jeleri üzerinden Ortadoğu, pet- rol çıkarları, dünya dengelerin- de biçilen roller arasında yadsı- namayacak boyutlarda farklı- lıklar var. Erdoğan Hüküme- ti’nin medyaya yönelik susturma girişimleri ABD insan hakları ra- porlarına bile giriyorsa üzerinde düşünmek, kaygı duymak ge- rekiyor değil mi? Yandaş medya pastasını bü- yütmek üzere hak-hukuk ihlal- leri diz boyu; ağızlara sakız ol- muş sayısız icraatlar zincirini yan yana getirerek köşeyi bildik bil- gilerle doldurmanın, okuru bık- tırmanın âlemi yok. Ancak bu kadar kirli çıkar ilişkisi, iktidar gücünün kullanılması örnekleri yan yana, üst üste dizilirken umursamazlık, pervasızlık, ay- nı üslupta yola devam ediş ger- çekten ürkütücü. Hâlâ Deniz Feneri rezilliğinin başını çeken- ler görevlerinin başında. Kam- plumbağa temposunda Türki- ye’ye getirilen dava dosyala- rından sonuç alınmasına yö- nelik, her olay boyutu için sa- dece seçimlerin atlatılması de- ğil, delillerin karartılması, dava konuları suçların ortadan kaldı- rılması, hukuki süreçlerin dol- durulması gündemde. Ilımlı İslam sivil darbesi, tüm kurumlarda kadrolaşması için öylesine gözü kara yola devam gündemde ki... Başbakan Er- doğan seçim kampanyasında bir kez daha, anayasa değişikliğini daha da kolaylaştıracak oy ço- ğunluğu isteyebiliyor. Anayasa Mahkemesi’nin, militanca yan- daşları tek kişi dışında, oybirli- ği ile “AKP iktidar icraatlarının la- iklik karşıtı ağır tehdit oluştur- duğu” kararı ortada dururken, dünyanın hangi demokrasisinde, sivil iktidar, toplumsal uzlaşma olmadan, rejimin olmazlarını de- ğiştirmek üzere anayasa deği- şikliği girişiminde bulunabilir?.. Hem de kendi icraatları ile söz konusu anayasa ilkelerini çiğ- nediği yargı kararı ortada iken... Hep birlikte yaşayarak gördük: Bir önceki seçimin oy arttırma di- namiği, AKP iktidar icraatlarının başarıları değildi. Tıpkı ilk iktidara gelişlerinde olduğu üzere, çok medyatik bir şovla bir kez daha mağdurluk üzerinden oyun sah- nelendi. Gül’ün Cumhurbaş- kanlığı için ülkede yaratılan ku- tuplaşma umursanmayarak oy istendi ve alındı. Cumhurbaş- kanlığı tarafsızlık kimliği ayaklar altına alınarak AKP iktidarının onay makamı haline getirildi. Bilindiği üzere anayasal ku- rum olarak Cumhurbaşkanlığı makamının bağımsız olmasının anlamı, iktidar icraatlarının ka- mu yararı hukuka uygunluk anlamında denetlenmesidir. İk- tidarın onay makamı haline ge- tirilen Cumhurbaşkanlığı ku- rumunun uzaktan yakından ba- ğımsızlıkla ilişkisi olmayan ic- raatlarının en son, küçücük ör- neklerinden biri yeni YÖK üye- si ataması değil mi? Sayın Gül, AKP’nin, ılımlı İslam ideolojisi- nin temsilcisi değil de, ger- çekten halkın ve anayasal dü- zenin temsilcisi, tarafsız icraat içinde olsa, aday olabilecek binlerce öğretim üyesinin için- den atamalarının tümünde bir- den, yargı kararlarına da aykı- rı olarak türbanı savunan, ideo- lojik yandaşlarından seçer miy- di? İnsan biraz politik olur, gö- rüntüyü kurtarmak üzere de olsa, militan yandaş olmayan bir öğretim üyesinin de arada atamasını yapar değil mi?.. Başbakan Erdoğan seçim kampanyasında esip gürleyerek, henüz biat etmemiş, yandaş olmamış ne kadar işveren, sivil toplum örgütü, basın örgütlen- mesi.. varsa tümünü birden tehdit ederek, demokrasi için- de diktatörce iktidar hevesini or- talığa saçıp döküyorsa, ülke- mizin geleceği, demokrasimiz, basın özgürlüğü, çocuklarımız adına o ölçekte büyük tehdit gündemdedir... Karşı durmak, kişisel inanç ve duruşu hangi çizgide olursa olsun, öncelikle kendi insan haklarını savun- mak isteyen her bireyin görevi, sorumluluğudur... NECDET ÇALIŞKAN ABD’li sigorta devi American Internatio- nal Group’un (AIG) 61 milyar dolarlõk tari- hi zararõyla ABD hükümeti yine elini cebi- ne atõnca, yatõrõmcõ tüm dünyada olduğu gi- bi Türkiye’de de dolara koştu. Avrupa baş- ta olmak üzere dünya borsalarõnda yüzde 3’leri bulan kayõplarõn etkisiyle yerlisinin de yabancõsõnõn da dövize koşmasõ, dolar kurunu 1.73 TL’nin de üzerine taşõdõ. Dolardaki yük- seliş son bir haftada yüzde 7’yi, yõlbaşõndan bu yana ise yüzde 13’ü buldu. Avrupa ülkelerinin kriz konusunda birbi- rinden habersiz çözümler aramaya devam et- mesi, dolara Avro ve sterlin karşõsõnda da de- ğer kazandõrdõ. Dolar tüm dünya para bi- rimleri karşõsõnda değer kazanõrken, Türki- ye yine en çok değer yitirenler listesinde yer aldõ. Macaristan Forinti, Polonya Zlotysi ve Güney Kore Wonu yüzde 3’ü bulan kayõp- larla en çok değer yitiren para birimleri olur- ken, bu ülkeleri yüzde 2’yi bulan düşüşler- le Türk Lirasõ, Güney Afrika Randõ, Hin- distan Rupisi izledi. Dünya piyasalarõnõ sar- san kriz, şirket zararlarõyla ABD borsalarõ- nõ de rekor seviyelerde geriletti. New York Borsasõ’nda Dow Jones endeksi 1997 yõlõn- dan bu yana ilk kez 7 bin puanõnõn altõna ge- riledi. İMKB Ulusal 100 Endeksi de 24 bin puanõnõn altõna gerileyerek yüzde 1.3 düşüşle 23 bin 700 puandan kapandõ. AIG’nin dün açõkladõğõ mali sonuçlara gö- re şirket, geçen yõl 4. çeyreğinde 61.7 mil- yar dolar (hisse başõna 22.95 dolar) zarar açõk- ladõ. Böylece ABD’li bir şirketin bir çey- rekteki en büyük zararõ kaydedilmiş oldu. ABD Hazinesi ve Amerikan Merkez Ban- kasõ’nõn (Fed) ortak açõklamasõnda, hükü- metten geçen yõl 150 milyar dolar alan AIG’nin, 30 milyar dolar daha alacağõ açõk- landõ. Açõklamada, AIG’nin “sistemik risk” taşõdõğõ, bunun için de hükümetin şirkete des- tek olmasõ gerektiği belirtilerek, bu sayede, tüm sisteme zarar verebilecek muhtemel sorunlarõn engellenebileceği ifade edildi. AIG’nin ABD tarihinin en büyük zararõyla, hisse senetlerini satan yatõrõmcõ dövize koştu. Dolar 1.73 TL’yi aşarken, TL yine en çok kaybettirenler listesine girdi. HSBC Bank’õn 2008 yõlõ vergi öncesi kârõ 9.3 milyar dolar oldu. HSBC’den yapõlan ya- zõlõ açõklamaya göre bankanõn, 2008 şe- refiye değer kaybõ hariç, vergi öncesi kâ- rõ bir önceki yõla göre yüzde 18 düşerek, 19.9 milyar dolar oldu. Ana sermaye oranõ yüzde 8.3 ve sermaye yeterlilik rasyosu da yüzde 11.4 olarak açõklanan banka, 12.5 milyar İngiliz Sterlini sermaye arttõrõmõ kararõ aldõ. İngiltere’de sanayi üretimindeki gerile- menin hızlandığı belirtildi ve 2009 yılında 140 bin kişinin işsiz kalabileceği tahmin edildi. Üretim ve mühendislik alanında faaliyet gösteren EEF’in 782 şirket ara- sında yaptığı araştırmaya göre üretim ve yeni mal talebi 2009’un ilk iki ayında re- kor seviyede düştü. Üretim, bu yıl 8.6’ya varan boyutta düşebilir. 2010’da yalnız binde 2’lik büyüme olacak. Krizin de- rinleşmesi halinde şirketlerin yüzde 37’si, daha dar bir kadroyla çalışacak. Yüzde 45’i de yatırımlardan kaçınacak. Almanya Ekonomi Bakanõ Karl-Theodor zu Guttenberg, ekonomik krizden büyük za- rar gören Opel otomobil şirketinin kur- tarõlmasõyla ilgili olarak şirket yönetici- leri tarafõndan hazõrlanan planõ gelecek haftalarda inceleyeceklerini ve buna gö- re planõ kabul edip etmeyecekleri konu- sunda karar vereceklerini söyledi. Opel’in bağlõ olduğu Amerikan General Motors (GM) şirketiyle de bazõ ayrõntõlar görü- şülecek. AB’de ortak para kullanan 16 ülkenin da- hil olduğu Avro Bölgesi’nde enflasyon aylar sonra yükselişe geçti. Bölgede, ocakta yüzde 1.1’e kadar inen en- flasyon oranı, AB istatistik kurumu Eu- rostat’ın kesinleşmemiş verilerine göre şubatta yüzde 1.2’ye çıktı. Dolar yine TL’yi ezdi geçti KRİZ GÜNLÜĞÜ Türkiye’de şubat ayõ ihracat rakamlarõnõn yüzde 35 gerilediğini aktaran TİM Başkanõ Mehmet Büyükekşi: Kriz en çok Bursa’yõ vurdu Ekonomi Servisi - Kredi dere- celendirme kuruluşu JCR-Eurasia Rating’in Türk Bankacõlõk Sek- törünün Görünümü-2008 değer- lendirmesi açõklandõ. Sektörün uzun vadeli uluslar- arasõ yabancõ para notu BB-/(du- rağan), uzun vadeli uluslararasõ yerel para notu BB+/(durağan), uzun vadeli ulusal notu AA/(du- rağan), kõsa vadeli uluslararasõ yabancõ para notu B/(durağan), kõ- sa vadeli uluslararasõ yerel para notu B/(durağan), kõsa vadeli ulu- sal notu A-1(durağan) olarak açõk- landõ. JCR’nin değerlendirmesine gö- re ülke genelinde istihdama 182 bin 667 kişilik katkõ sağlayan, Türk bankacõlõk sektörü, şu olum- lu özellikleri sayesinde bugüne ka- dar küresel krizden etkilenmedi: * Uluslararasõ gelişmelerin ve gelişmiş ülkelerdeki yaşananlarõn aksine, yerel fon sağlayõcõlarõn li- kidite seviyelerini zorlayacak her- hangi bir tedirginlik içerisinde olmamasõ, * Bankalarõn kendi aralarõndaki güven unsurunun devam etmesi, * Düzenleme, denetleme ve iz- leme faaliyetlerinin uluslararasõ ve yüksek kalitede yürütülmüş ol- masõ, * Son yõllarda bütçe, fon akõşõ, puanlama, içsel teminat yaratma ve risk metodolojilerine gösterilen ilgi sayesinde gerçekçi fiyat po- litikalarõnõn ve objektif kredilen- dirme kriterlerinin geliştirilmesi. Otomotiv sanayisinin başkenti Bursa’da kriz derinleşiyor. Yüzlerce firma kapõsõna kilit vururken kentte, yaklaşõk 65 bin kişi işini kaybetti. İhracatta kan kaybõ hõzlandõ Ekonomi Servisi - Krizin etkisiyle pazarlardaki daralmayla ihracatta kan kaybõ devam ediyor. Türkiye İhracatçõlar Meclisi (TİM) verilerine göre şubatta ihracat önceki yõ- lõn aynõ dönemine göre yüzde 35 dü- şüşle 6.9 milyar dolar oldu. Ocak-Şu- bat döneminde ihracat yüzde 31’lik aza- lõşla 13.9 milyar dolar olarak gerçek- leşti. Son 12 aylõk ihracat verilerinde ise yüzde 8.1 artõş yaşandõ. Böylece toplam yõllõk ihracat 121.7 milyar dolar oldu. Devlet Bakanõ Kürşad Tüzmen, “ih- racatta artık eskisi gibi rekorlar kı- ramayacağız” dedi. TİM Başkanõ Mehmet Büyükekşi, Şubat ayõ ihracat rakamlarõnõ Bursa’da açõkladõ. Büyükekşi, otomotiv sektö- rünün geçen ay 1 milyar 98 milyon do- larlõk ihracat gerçekleştirerek, dõş sa- tõmda sektörler arasõnda liderliğini sür- dürdüğünü ve 1 milyar dolar ihracat ya- pan tek sektör olduğunu belirtti. Bü- yükekşi, otomotivi 984 milyon dolar ile demir - çelik ve 967 milyon dolar ile ha- zõr giyim ve konfeksiyon sektörlerinin takip ettiğini aktardõ. Büyükekşi, top- lam ihracatõn yüzde 83.88’ini gerçek- leştiren sanayi grubunda ise ihracatõn yüzde 38.26 oranõnda gerileyerek 5 mil- yar 759 milyon dolarda kaldõğõnõ ifade etti. Şubatta ihracatõnda gerileme ya- şanan ürünlerde ilk sõralarõ, yüzde 55.36 ile taşõt araçlarõ ve yan sanayi, yüzde 51.29 ile madencilik ürünleri, yüzde 49.82 ile diğer sanayi ürünleri al- dõ. Büyükekşi, “Başta tüketici fi- nansmanı olmak üzere tüm reel sek- törün ve ihracatçılarımızın en önem- li önceliğinin kredi ve finansman olanaklarının kısılmaması olduğunu düşünüyoruz” dedi. Ekonomi Servisi - Sanayi üreti- minin, özellikle otomotivin başken- ti konumundaki Bursa’da ekono- mik kriz gün geçtikçe daha da de- rinleşiyor. TOFAŞ, OYAK Renault, Bosch gibi önemli otomotiv fabri- kalarõnõn üretim yaptõğõ Bursa’da ge- çen yõl yaklaşõk 57 bin kişinin işini kaybetti. Türk-İş’e göre Bursa’da 2009’un ilk ayõnda 8 bin 401 kişi iş- siz kaldõ. Kentte, yüzlerce firma ka- põsõna kilit vururken birçok firma da üretimine ara verdi. Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Meh- met Kanca, Bursa istihdamõndaki kan kaybõnõn endjşe verici boyutla- ra ulaştõğõnõ kaydederek 2009 Ocak ayõnda kentte günde 280 kişinin iş- ten çõkarõldõğõnõ bildirdi. TİM Başkanõ Mehmet Büyü- kekşi, “Küresel kriz en çok Bur- sa’yı vurdu. Bunun nedeni açıktır. Küresel krizden en dramatik bir şekilde etkilenen endüstri, fi- nanstan sonra otomotiv olmuş- tur. Otomotiv endüstrimizin ih- racat hacmi ve dış pazarlara olan yüksek bağımlılığı nedeniyle en büyük zararı otomotiv ve yan sa- nayi ihracatçısı arkadaşlarımız gördüler” dedi. Uludağ İhracatçõlar Birliği Baş- kanlar Kurulu Başkanõ Ferit Sün- neli, küresel resesyona bağlõ daral- madan etkilendiklerini, etkilenmeye de devam ettiklerini dile getirerek şöyle devam etti “Sanayide mo- raller bozuk, çarklar durdu. İs- tihdam, ihracat geriliyor. Büyüme beklentisi negatifte. Kriz yatırım eğilimini de kırdı. Birçok sektör- de işimizin yarısını kaybettik.” TİM Başkanı Büyükekşi Bursa’da ihracat şampiyonu olan Oyak Renault’a plaket verdi. En büyük darbe çalışana Krizin en çok vurduğu Bur- sa’dan kriz manzaralarõ şöyle:  Otomotiv ve tekstil sanayi- nin kalbi olan 2008’de yakla- şõk 57 bin kişi işini kaybetti. 2009’un ilk ayõndaki rakamla birlikte işsiz sayõsõ 65 bini ge- çiyor.  Krizin yõkõcõ etkile- rinin görüldüğü 2008’in özellikle son çeyreğin- de istihdamdaki erime çarpõcõ boyutlarda. Ekimde 5 bin 683, ka- sõmda 9 bin 283, ara- lõkta 9 bin 397 kişi işten çõka- rõldõ. Yani 3 ayda 24 bin 363 kişi işsiz kaldõ. 2008 yõlõnõn ta- mamõnda ise işini kaybeden- lerin sayõsõ 56 bin 700’ü bul- du. Kentte, 2008’de her ay ortalama 4 bin 725 kişi işsiz- ler ordusuna katõldõ.  Yabancõ yatõrõmcõlar için önemli bir cazibe merkezi ko- numunda olan Bursa’da, 45 ül- keden 19 sektörde 310 ya- bancõ şirket faaliyet gösteriyor. Bursa’daki yabancõ sermaye- li şirketlerin yüzde 21 gibi büyük bir oranõ üretim yap- mõyor, sadece ihracat-ithalat yapmak üzere kurulmuş bulu- nuyor.  Bursa Ticaret ve Sanayi Odasõ’nõn (BTSO) girişim gü- ven endeksi 2009 ocak so- nuçlarõna bakõldõğõnda, Bursalõ girişimcilerin güveninin yüz- de 15.9 azalarak yüzde 43.8’e gerilediği görülüyor. Girişim- cilerin yüzde 74.4’ü bugünkü ekonomik şartlarda girişim or- tamõnõn uygun olmadõğõ- nõ belirtirken, kentteki işadamlarõ yeni yatõrõm konusunda kötümserliği- ni muhafaza ediyor.  Bursalõ işadamlarõõnõn büyük bir bölümü AKP hükümetinin ekonomi karnesini olumsuz bulurken işadamlarõnõn yüzde 85.71’i yeni yatõrõm planõ yapmõyor.  Kentteki birçok şirket nakit sõkõntõsõ çekerken girdi mali- yetlerinde artõş ve talep yeter- sizliği de şirketleri zorluyor. Üç Devrim Yasası’nın 85. Yılı ? 85 yıl önce bugün, 3 Mart 1924’te “Üç Devrim Yasası” TBMM’de, ardı ardına kabul edilmişti. ? Bu “Üç Devrim Yasası” ile I) Tüm yasalar, çağın gereklerine göre. TBMM tarafından oluşturulacaktır. “Şeriat” yasalarına son verilmiştir. II) Çift başlı eğitim noktalanmıştır. “Din” kaynaklı eğitime son verilip, çağdaş, bilimsel eğitime geçilecektir. “Medreseler” kapatılacaktır. III) “Halifelik” kaldırılmıştır; böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin “dinsel” yapıda bir devlet olmadığı ortaya konmuştur. ? Ne var ki, 85 yıl sonra, laik “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin ABD ve AKP iktidarının işbirliğiyle “Ilımlı İslam Devleti”ne dönüştürülmesi sürecine girilmiş ve çok yol alınmıştır. ? “Ilımlı İslam Devleti” yapılanması, tüm “Devrim Yasaları”nın içlerini boşaltmaya olanak sağlayan “geriye” dönüştür. ? Atatürk’ün bize emanet ettiği “laik Cumhuriyet”i, AKP iktidarının bu tutumuna karşı korumak için, “savaşım”ımızı, yoğunlaştırarak vargücümüzle sürdürmek zorundayız. ? Bu bizim için yaşamsal bir “çıkış” yoludur. KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ Yönetim Kurulu Bugün, saat 13.00’te, Ortaköy Kültür Merkezi’nde, “3 Mart’ın Dünü Bugünü” adlı panelimize bekliyoruz. (KAD) Bankacılık, yatırım yapılacak kadar sağlam JCR’nin Türk bankacõlõk sektörünün, yerel fon sağlayõcõlarõnõn herhangi bir tedirginlik içinde olmamasõ en büyük avantajõ olarak gösterildi. Bursa’da işadamlarõnõn büyük bir bölümü AKP hükümetinin ekonomi karnesini beğenmezken yeni yatõrõm da düşünmüyor. TL’nin 2003 yılından bu yana 1.18-1.75 ara- lığında hareket ettiğine dikkat çeken uz- manlar, bu seviyenin aşılması halinde kurun 2 TL yolculuğunun hızlanacağını belirtiyor. Kurda 6 yıldır ‘Bu noktayı geçmez’ denilen 1.75 TL’lik seviye de kırılma noktasına geldi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle