Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
[email protected]
3 MART 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Bindik Bir Alamete...
[email protected]
Kimi televizyon kanalların-
dan Cumhuriyet’in “Biz Susar-
sak... Kim Konuşacak?” uyarı-
sının anlamını sorguluyorlar.
İnsanın “Soru mu bu?” diyesi
geliyor... Demokrasinin kural-
larına, olmazsa olmazlarına,
basın özgürlüğü ile ilgili kav-
ramlara hoşgörüsüzlük sınırla-
rı hiç böylesine ayaklar altına alı-
nabilir, bu boyutlarda pervasız
saldırı, her yöntemin geçerli
sayıldığı uygulamalar peş peşe
gelebilir mi?
Başbakan Erdoğan ilk se-
çim kazanıp, hükümetini kur-
duğu günlerden Menderes’e
benzeme, onu aşma özlemini
hiç saklamamıştı. Meclis ço-
ğunluğunu demokrasinin ilkele-
rini çiğneme hakkı olarak yo-
rumlamada, Menderes Hükü-
meti icraatlarını aşan iktidar uy-
gulamaları gündemde... En azın-
dan Demokrat Parti’nin yöneti-
ci kadrolarının hısım akraba,
yandaş kayırma, kirliğe bulaş-
mada AKP iktidar kadrolarından
çok daha masum kaldıklarını
düşünüyorum. Siyasette din sö-
mürüsü, Cumhuriyet ve laikliğe
karşı durma eğilimlerinde ise
kıyaslanmayacak ölçeklerde
masum sayılırlar. Ne de olsa
Cumhuriyet kültürü içinde ye-
tişmiş siyasi kadroları vardı. Gü-
nümüz dünyasında, emperyal çı-
karlar adına ırkçılık ve din üze-
rinden kirli siyasetin dünya gün-
deminde olmadığı bir süreçte ik-
tidar olmuşlardı.
ABD’nin iki kutuplu dünyada
komünizme karşı güç oluştur-
duğu süreçte Türkiye’ye biçilen
rollerle, ideolojisiz tek kutuplu
dünyada, BOP, ılımlı İslam pro-
jeleri üzerinden Ortadoğu, pet-
rol çıkarları, dünya dengelerin-
de biçilen roller arasında yadsı-
namayacak boyutlarda farklı-
lıklar var. Erdoğan Hüküme-
ti’nin medyaya yönelik susturma
girişimleri ABD insan hakları ra-
porlarına bile giriyorsa üzerinde
düşünmek, kaygı duymak ge-
rekiyor değil mi?
Yandaş medya pastasını bü-
yütmek üzere hak-hukuk ihlal-
leri diz boyu; ağızlara sakız ol-
muş sayısız icraatlar zincirini yan
yana getirerek köşeyi bildik bil-
gilerle doldurmanın, okuru bık-
tırmanın âlemi yok. Ancak bu
kadar kirli çıkar ilişkisi, iktidar
gücünün kullanılması örnekleri
yan yana, üst üste dizilirken
umursamazlık, pervasızlık, ay-
nı üslupta yola devam ediş ger-
çekten ürkütücü. Hâlâ Deniz
Feneri rezilliğinin başını çeken-
ler görevlerinin başında. Kam-
plumbağa temposunda Türki-
ye’ye getirilen dava dosyala-
rından sonuç alınmasına yö-
nelik, her olay boyutu için sa-
dece seçimlerin atlatılması de-
ğil, delillerin karartılması, dava
konuları suçların ortadan kaldı-
rılması, hukuki süreçlerin dol-
durulması gündemde.
Ilımlı İslam sivil darbesi, tüm
kurumlarda kadrolaşması için
öylesine gözü kara yola devam
gündemde ki... Başbakan Er-
doğan seçim kampanyasında bir
kez daha, anayasa değişikliğini
daha da kolaylaştıracak oy ço-
ğunluğu isteyebiliyor. Anayasa
Mahkemesi’nin, militanca yan-
daşları tek kişi dışında, oybirli-
ği ile “AKP iktidar icraatlarının la-
iklik karşıtı ağır tehdit oluştur-
duğu” kararı ortada dururken,
dünyanın hangi demokrasisinde,
sivil iktidar, toplumsal uzlaşma
olmadan, rejimin olmazlarını de-
ğiştirmek üzere anayasa deği-
şikliği girişiminde bulunabilir?..
Hem de kendi icraatları ile söz
konusu anayasa ilkelerini çiğ-
nediği yargı kararı ortada iken...
Hep birlikte yaşayarak gördük:
Bir önceki seçimin oy arttırma di-
namiği, AKP iktidar icraatlarının
başarıları değildi. Tıpkı ilk iktidara
gelişlerinde olduğu üzere, çok
medyatik bir şovla bir kez daha
mağdurluk üzerinden oyun sah-
nelendi. Gül’ün Cumhurbaş-
kanlığı için ülkede yaratılan ku-
tuplaşma umursanmayarak oy
istendi ve alındı. Cumhurbaş-
kanlığı tarafsızlık kimliği ayaklar
altına alınarak AKP iktidarının
onay makamı haline getirildi.
Bilindiği üzere anayasal ku-
rum olarak Cumhurbaşkanlığı
makamının bağımsız olmasının
anlamı, iktidar icraatlarının ka-
mu yararı hukuka uygunluk
anlamında denetlenmesidir. İk-
tidarın onay makamı haline ge-
tirilen Cumhurbaşkanlığı ku-
rumunun uzaktan yakından ba-
ğımsızlıkla ilişkisi olmayan ic-
raatlarının en son, küçücük ör-
neklerinden biri yeni YÖK üye-
si ataması değil mi? Sayın Gül,
AKP’nin, ılımlı İslam ideolojisi-
nin temsilcisi değil de, ger-
çekten halkın ve anayasal dü-
zenin temsilcisi, tarafsız icraat
içinde olsa, aday olabilecek
binlerce öğretim üyesinin için-
den atamalarının tümünde bir-
den, yargı kararlarına da aykı-
rı olarak türbanı savunan, ideo-
lojik yandaşlarından seçer miy-
di? İnsan biraz politik olur, gö-
rüntüyü kurtarmak üzere de
olsa, militan yandaş olmayan
bir öğretim üyesinin de arada
atamasını yapar değil mi?..
Başbakan Erdoğan seçim
kampanyasında esip gürleyerek,
henüz biat etmemiş, yandaş
olmamış ne kadar işveren, sivil
toplum örgütü, basın örgütlen-
mesi.. varsa tümünü birden
tehdit ederek, demokrasi için-
de diktatörce iktidar hevesini or-
talığa saçıp döküyorsa, ülke-
mizin geleceği, demokrasimiz,
basın özgürlüğü, çocuklarımız
adına o ölçekte büyük tehdit
gündemdedir... Karşı durmak,
kişisel inanç ve duruşu hangi
çizgide olursa olsun, öncelikle
kendi insan haklarını savun-
mak isteyen her bireyin görevi,
sorumluluğudur...
NECDET ÇALIŞKAN
ABD’li sigorta devi American Internatio-
nal Group’un (AIG) 61 milyar dolarlõk tari-
hi zararõyla ABD hükümeti yine elini cebi-
ne atõnca, yatõrõmcõ tüm dünyada olduğu gi-
bi Türkiye’de de dolara koştu. Avrupa baş-
ta olmak üzere dünya borsalarõnda yüzde
3’leri bulan kayõplarõn etkisiyle yerlisinin de
yabancõsõnõn da dövize koşmasõ, dolar kurunu
1.73 TL’nin de üzerine taşõdõ. Dolardaki yük-
seliş son bir haftada yüzde 7’yi, yõlbaşõndan
bu yana ise yüzde 13’ü buldu.
Avrupa ülkelerinin kriz konusunda birbi-
rinden habersiz çözümler aramaya devam et-
mesi, dolara Avro ve sterlin karşõsõnda da de-
ğer kazandõrdõ. Dolar tüm dünya para bi-
rimleri karşõsõnda değer kazanõrken, Türki-
ye yine en çok değer yitirenler listesinde yer
aldõ. Macaristan Forinti, Polonya Zlotysi ve
Güney Kore Wonu yüzde 3’ü bulan kayõp-
larla en çok değer yitiren para birimleri olur-
ken, bu ülkeleri yüzde 2’yi bulan düşüşler-
le Türk Lirasõ, Güney Afrika Randõ, Hin-
distan Rupisi izledi. Dünya piyasalarõnõ sar-
san kriz, şirket zararlarõyla ABD borsalarõ-
nõ de rekor seviyelerde geriletti. New York
Borsasõ’nda Dow Jones endeksi 1997 yõlõn-
dan bu yana ilk kez 7 bin puanõnõn altõna ge-
riledi. İMKB Ulusal 100 Endeksi de 24 bin
puanõnõn altõna gerileyerek yüzde 1.3 düşüşle
23 bin 700 puandan kapandõ.
AIG’nin dün açõkladõğõ mali sonuçlara gö-
re şirket, geçen yõl 4. çeyreğinde 61.7 mil-
yar dolar (hisse başõna 22.95 dolar) zarar açõk-
ladõ. Böylece ABD’li bir şirketin bir çey-
rekteki en büyük zararõ kaydedilmiş oldu.
ABD Hazinesi ve Amerikan Merkez Ban-
kasõ’nõn (Fed) ortak açõklamasõnda, hükü-
metten geçen yõl 150 milyar dolar alan
AIG’nin, 30 milyar dolar daha alacağõ açõk-
landõ. Açõklamada, AIG’nin “sistemik risk”
taşõdõğõ, bunun için de hükümetin şirkete des-
tek olmasõ gerektiği belirtilerek, bu sayede,
tüm sisteme zarar verebilecek muhtemel
sorunlarõn engellenebileceği ifade edildi.
AIG’nin ABD tarihinin en büyük
zararõyla, hisse senetlerini satan
yatõrõmcõ dövize koştu. Dolar 1.73
TL’yi aşarken, TL yine en çok
kaybettirenler listesine girdi.
HSBC Bank’õn 2008 yõlõ vergi öncesi kârõ 9.3
milyar dolar oldu. HSBC’den yapõlan ya-
zõlõ açõklamaya göre bankanõn, 2008 şe-
refiye değer kaybõ hariç, vergi öncesi kâ-
rõ bir önceki yõla göre yüzde 18 düşerek,
19.9 milyar dolar oldu. Ana sermaye
oranõ yüzde 8.3 ve sermaye yeterlilik
rasyosu da yüzde 11.4 olarak açõklanan
banka, 12.5 milyar İngiliz Sterlini sermaye
arttõrõmõ kararõ aldõ.
İngiltere’de sanayi üretimindeki gerile-
menin hızlandığı belirtildi ve 2009 yılında
140 bin kişinin işsiz kalabileceği tahmin
edildi. Üretim ve mühendislik alanında
faaliyet gösteren EEF’in 782 şirket ara-
sında yaptığı araştırmaya göre üretim ve
yeni mal talebi 2009’un ilk iki ayında re-
kor seviyede düştü. Üretim, bu yıl 8.6’ya
varan boyutta düşebilir. 2010’da yalnız
binde 2’lik büyüme olacak. Krizin de-
rinleşmesi halinde şirketlerin yüzde
37’si, daha dar bir kadroyla çalışacak.
Yüzde 45’i de yatırımlardan kaçınacak.
Almanya Ekonomi Bakanõ Karl-Theodor zu
Guttenberg, ekonomik krizden büyük za-
rar gören Opel otomobil şirketinin kur-
tarõlmasõyla ilgili olarak şirket yönetici-
leri tarafõndan hazõrlanan planõ gelecek
haftalarda inceleyeceklerini ve buna gö-
re planõ kabul edip etmeyecekleri konu-
sunda karar vereceklerini söyledi. Opel’in
bağlõ olduğu Amerikan General Motors
(GM) şirketiyle de bazõ ayrõntõlar görü-
şülecek.
AB’de ortak para kullanan 16 ülkenin da-
hil olduğu Avro Bölgesi’nde enflasyon
aylar sonra yükselişe geçti.
Bölgede, ocakta yüzde 1.1’e kadar inen en-
flasyon oranı, AB istatistik kurumu Eu-
rostat’ın kesinleşmemiş verilerine göre
şubatta yüzde 1.2’ye çıktı.
Dolar yine TL’yi ezdi geçti
KRİZ GÜNLÜĞÜ
Türkiye’de şubat ayõ ihracat rakamlarõnõn yüzde 35 gerilediğini aktaran TİM Başkanõ Mehmet Büyükekşi:
Kriz en çok Bursa’yõ vurdu
Ekonomi Servisi - Kredi dere-
celendirme kuruluşu JCR-Eurasia
Rating’in Türk Bankacõlõk Sek-
törünün Görünümü-2008 değer-
lendirmesi açõklandõ.
Sektörün uzun vadeli uluslar-
arasõ yabancõ para notu BB-/(du-
rağan), uzun vadeli uluslararasõ
yerel para notu BB+/(durağan),
uzun vadeli ulusal notu AA/(du-
rağan), kõsa vadeli uluslararasõ
yabancõ para notu B/(durağan), kõ-
sa vadeli uluslararasõ yerel para
notu B/(durağan), kõsa vadeli ulu-
sal notu A-1(durağan) olarak açõk-
landõ.
JCR’nin değerlendirmesine gö-
re ülke genelinde istihdama 182
bin 667 kişilik katkõ sağlayan,
Türk bankacõlõk sektörü, şu olum-
lu özellikleri sayesinde bugüne ka-
dar küresel krizden etkilenmedi:
* Uluslararasõ gelişmelerin ve
gelişmiş ülkelerdeki yaşananlarõn
aksine, yerel fon sağlayõcõlarõn li-
kidite seviyelerini zorlayacak her-
hangi bir tedirginlik içerisinde
olmamasõ,
* Bankalarõn kendi aralarõndaki
güven unsurunun devam etmesi,
* Düzenleme, denetleme ve iz-
leme faaliyetlerinin uluslararasõ ve
yüksek kalitede yürütülmüş ol-
masõ,
* Son yõllarda bütçe, fon akõşõ,
puanlama, içsel teminat yaratma
ve risk metodolojilerine gösterilen
ilgi sayesinde gerçekçi fiyat po-
litikalarõnõn ve objektif kredilen-
dirme kriterlerinin geliştirilmesi.
Otomotiv sanayisinin
başkenti Bursa’da kriz
derinleşiyor. Yüzlerce
firma kapõsõna kilit vururken
kentte, yaklaşõk 65 bin
kişi işini kaybetti.
İhracatta kan
kaybõ hõzlandõ
Ekonomi Servisi - Krizin etkisiyle
pazarlardaki daralmayla ihracatta kan
kaybõ devam ediyor.
Türkiye İhracatçõlar Meclisi (TİM)
verilerine göre şubatta ihracat önceki yõ-
lõn aynõ dönemine göre yüzde 35 dü-
şüşle 6.9 milyar dolar oldu. Ocak-Şu-
bat döneminde ihracat yüzde 31’lik aza-
lõşla 13.9 milyar dolar olarak gerçek-
leşti. Son 12 aylõk ihracat verilerinde ise
yüzde 8.1 artõş yaşandõ. Böylece toplam
yõllõk ihracat 121.7 milyar dolar oldu.
Devlet Bakanõ Kürşad Tüzmen, “ih-
racatta artık eskisi gibi rekorlar kı-
ramayacağız” dedi.
TİM Başkanõ Mehmet Büyükekşi,
Şubat ayõ ihracat rakamlarõnõ Bursa’da
açõkladõ. Büyükekşi, otomotiv sektö-
rünün geçen ay 1 milyar 98 milyon do-
larlõk ihracat gerçekleştirerek, dõş sa-
tõmda sektörler arasõnda liderliğini sür-
dürdüğünü ve 1 milyar dolar ihracat ya-
pan tek sektör olduğunu belirtti. Bü-
yükekşi, otomotivi 984 milyon dolar ile
demir - çelik ve 967 milyon dolar ile ha-
zõr giyim ve konfeksiyon sektörlerinin
takip ettiğini aktardõ. Büyükekşi, top-
lam ihracatõn yüzde 83.88’ini gerçek-
leştiren sanayi grubunda ise ihracatõn
yüzde 38.26 oranõnda gerileyerek 5 mil-
yar 759 milyon dolarda kaldõğõnõ ifade
etti. Şubatta ihracatõnda gerileme ya-
şanan ürünlerde ilk sõralarõ, yüzde
55.36 ile taşõt araçlarõ ve yan sanayi,
yüzde 51.29 ile madencilik ürünleri,
yüzde 49.82 ile diğer sanayi ürünleri al-
dõ. Büyükekşi, “Başta tüketici fi-
nansmanı olmak üzere tüm reel sek-
törün ve ihracatçılarımızın en önem-
li önceliğinin kredi ve finansman
olanaklarının kısılmaması olduğunu
düşünüyoruz” dedi.
Ekonomi Servisi - Sanayi üreti-
minin, özellikle otomotivin başken-
ti konumundaki Bursa’da ekono-
mik kriz gün geçtikçe daha da de-
rinleşiyor. TOFAŞ, OYAK Renault,
Bosch gibi önemli otomotiv fabri-
kalarõnõn üretim yaptõğõ Bursa’da ge-
çen yõl yaklaşõk 57 bin kişinin işini
kaybetti. Türk-İş’e göre Bursa’da
2009’un ilk ayõnda 8 bin 401 kişi iş-
siz kaldõ. Kentte, yüzlerce firma ka-
põsõna kilit vururken birçok firma da
üretimine ara verdi.
Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Meh-
met Kanca, Bursa istihdamõndaki
kan kaybõnõn endjşe verici boyutla-
ra ulaştõğõnõ kaydederek 2009 Ocak
ayõnda kentte günde 280 kişinin iş-
ten çõkarõldõğõnõ bildirdi.
TİM Başkanõ Mehmet Büyü-
kekşi, “Küresel kriz en çok Bur-
sa’yı vurdu. Bunun nedeni açıktır.
Küresel krizden en dramatik bir
şekilde etkilenen endüstri, fi-
nanstan sonra otomotiv olmuş-
tur. Otomotiv endüstrimizin ih-
racat hacmi ve dış pazarlara olan
yüksek bağımlılığı nedeniyle en
büyük zararı otomotiv ve yan sa-
nayi ihracatçısı arkadaşlarımız
gördüler” dedi.
Uludağ İhracatçõlar Birliği Baş-
kanlar Kurulu Başkanõ Ferit Sün-
neli, küresel resesyona bağlõ daral-
madan etkilendiklerini, etkilenmeye
de devam ettiklerini dile getirerek
şöyle devam etti “Sanayide mo-
raller bozuk, çarklar durdu. İs-
tihdam, ihracat geriliyor. Büyüme
beklentisi negatifte. Kriz yatırım
eğilimini de kırdı. Birçok sektör-
de işimizin yarısını kaybettik.”
TİM Başkanı Büyükekşi Bursa’da ihracat şampiyonu olan Oyak Renault’a plaket verdi.
En büyük darbe çalışana
Krizin en çok vurduğu Bur-
sa’dan kriz manzaralarõ şöyle:
Otomotiv ve tekstil sanayi-
nin kalbi olan 2008’de yakla-
şõk 57 bin kişi işini kaybetti.
2009’un ilk ayõndaki rakamla
birlikte işsiz sayõsõ 65 bini ge-
çiyor.
Krizin yõkõcõ etkile-
rinin görüldüğü 2008’in
özellikle son çeyreğin-
de istihdamdaki erime
çarpõcõ boyutlarda.
Ekimde 5 bin 683, ka-
sõmda 9 bin 283, ara-
lõkta 9 bin 397 kişi işten çõka-
rõldõ. Yani 3 ayda 24 bin 363
kişi işsiz kaldõ. 2008 yõlõnõn ta-
mamõnda ise işini kaybeden-
lerin sayõsõ 56 bin 700’ü bul-
du. Kentte, 2008’de her ay
ortalama 4 bin 725 kişi işsiz-
ler ordusuna katõldõ.
Yabancõ yatõrõmcõlar için
önemli bir cazibe merkezi ko-
numunda olan Bursa’da, 45 ül-
keden 19 sektörde 310 ya-
bancõ şirket faaliyet gösteriyor.
Bursa’daki yabancõ sermaye-
li şirketlerin yüzde 21 gibi
büyük bir oranõ üretim yap-
mõyor, sadece ihracat-ithalat
yapmak üzere kurulmuş bulu-
nuyor.
Bursa Ticaret ve Sanayi
Odasõ’nõn (BTSO) girişim gü-
ven endeksi 2009 ocak so-
nuçlarõna bakõldõğõnda, Bursalõ
girişimcilerin güveninin yüz-
de 15.9 azalarak yüzde 43.8’e
gerilediği görülüyor. Girişim-
cilerin yüzde 74.4’ü bugünkü
ekonomik şartlarda girişim or-
tamõnõn uygun olmadõğõ-
nõ belirtirken, kentteki
işadamlarõ yeni yatõrõm
konusunda kötümserliği-
ni muhafaza ediyor.
Bursalõ işadamlarõõnõn
büyük bir bölümü AKP
hükümetinin ekonomi
karnesini olumsuz bulurken
işadamlarõnõn yüzde 85.71’i
yeni yatõrõm planõ yapmõyor.
Kentteki birçok şirket nakit
sõkõntõsõ çekerken girdi mali-
yetlerinde artõş ve talep yeter-
sizliği de şirketleri zorluyor.
Üç Devrim Yasası’nın
85. Yılı
? 85 yıl önce bugün, 3 Mart 1924’te “Üç Devrim Yasası” TBMM’de, ardı
ardına kabul edilmişti.
? Bu “Üç Devrim Yasası” ile
I) Tüm yasalar, çağın gereklerine göre. TBMM
tarafından oluşturulacaktır. “Şeriat” yasalarına son
verilmiştir.
II) Çift başlı eğitim noktalanmıştır. “Din” kaynaklı
eğitime son verilip, çağdaş, bilimsel eğitime
geçilecektir. “Medreseler” kapatılacaktır.
III) “Halifelik” kaldırılmıştır; böylece Türkiye
Cumhuriyeti’nin “dinsel” yapıda bir devlet olmadığı
ortaya konmuştur.
? Ne var ki, 85 yıl sonra, laik “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin ABD ve
AKP iktidarının işbirliğiyle “Ilımlı İslam Devleti”ne dönüştürülmesi
sürecine girilmiş ve çok yol alınmıştır.
? “Ilımlı İslam Devleti” yapılanması, tüm “Devrim Yasaları”nın içlerini
boşaltmaya olanak sağlayan “geriye” dönüştür.
? Atatürk’ün bize emanet ettiği “laik Cumhuriyet”i, AKP iktidarının bu
tutumuna karşı korumak için, “savaşım”ımızı, yoğunlaştırarak
vargücümüzle sürdürmek zorundayız.
? Bu bizim için yaşamsal bir “çıkış” yoludur.
KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ
Yönetim Kurulu
Bugün, saat 13.00’te, Ortaköy Kültür Merkezi’nde, “3 Mart’ın Dünü Bugünü”
adlı panelimize bekliyoruz. (KAD)
Bankacılık, yatırım yapılacak kadar sağlam
JCR’nin Türk
bankacõlõk
sektörünün, yerel fon
sağlayõcõlarõnõn
herhangi bir
tedirginlik içinde
olmamasõ en büyük
avantajõ olarak
gösterildi.
Bursa’da işadamlarõnõn büyük bir
bölümü AKP hükümetinin ekonomi
karnesini beğenmezken yeni
yatõrõm da düşünmüyor.
TL’nin 2003 yılından bu yana 1.18-1.75 ara-
lığında hareket ettiğine dikkat çeken uz-
manlar, bu seviyenin aşılması halinde kurun
2 TL yolculuğunun hızlanacağını belirtiyor.
Kurda 6 yıldır ‘Bu noktayı geçmez’ denilen 1.75 TL’lik seviye de kırılma noktasına geldi