25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 ŞUBAT 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 13 KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Sanatçının Gücü Gücünün sınırsız olduğunu sanan nice iktidar sahibi, sanatçı karşısında güçsüz kalmaya mah- kûmdur. Yeteneklerinden başka bir güce da- yanmayan sanatçıları selamlamak istiyorum bu- gün. Hafta başında Sinema Yazarları Derneği’nin ge- leneksel ödülleri dağıtıldı. 41. kez verilen ödüller, sinemamızın ulaştığı düzeyi sergiliyordu. En iyi film dalında aday gösterilen beş film de (“Sonbahar”, “Üç Maymun”, “Ara”, “Rıza”, “Tatil Kitabı“) genç yönetmenlerin imzasını taşıyordu. Özcan Alper’in ilk filmi “Sonbahar“, En İyi Film ödülünün yanı sı- ra Onur Saylak’a En İyi Erkek Oyuncu, Özcan Al- per’e En İyi Senaryo, Feza Çaldıran’a En İyi Gö- rüntü Yönetimi ödüllerini kazandırırken “Üç May- mun” da dört ödül kazanıyordu: Nuri Bilgen Cey- lan En İyi Yönetmen, Hatice Aslan En İyi Kadın Oyuncu, Ahmet Rıfat Şungar En İyi Erkek Oyuncu ve A. Ergürsel, B. Gökşingöl, N. B. Cey- lan En İyi Kurgu. Bu iki filmin başarısı sürpriz de- ğildi. Gösterildikleri tüm uluslararası festivaller- den ödüllerle dönmüşlerdi. Kanımca, dünya si- nemasının bu yıl ürettiği en iyi filmler arasınday- dı her ikisi de. Sinemamızda yılda bir - iki iyi filmle yetinme- ye alışmışken, son yıllarda bu sayının hızla arttı- ğını görüyoruz. Bu yılın filmleri arasında, Ümit Ünal’ın “Ara”, Tayfun Pirselimoğlu’nun “Rıza”, Seyfi Teoman’ın “Tatil Kitabı“, İnan Temelkı- ran’ın “Made in Europe”, En İyi Film aday liste- sinde yer almamasına karşın Abdullah Oğuz’un “Sıcak”, Tolga Örnek’in “Devrim Arabaları“, Er- den Kıral’ın “Vicdan” filmleri gibi pek çok nite- likli yapıt vardı (Bu başarıda, Kültür ve Turizm Ba- kanlığı’nın desteklerinin önemli rolü olduğunu be- lirtmem gerek. Yoksa, “Recep İvedik”lerden başka bir şey izleme şansımız olmazdı). Oyunculuk, her zaman sinemamızın en güçlü yanlarından biri, belki de birincisidir. Ödül alamasalar da, Demet Akbağ, Ayça Dam- gacı, Nurgül Yeşilçay, Selen Uçer, Va- hide Gördüm, Erdem Akakçe, Yavuz Bingöl, Cem Yılmaz, Rıza Akın, Taner Birsel, Kadir İnanır gibi oyuncuları sevgiyle anmak isterim. Tiyatromuzun, sinemaya kazandırdığı nice değer var. Yukarıda adını andığım oyuncuların bü- yük kısmı gibi, bu yılın En İyi Kadın Oyuncusu Hatice Aslan da bir tiyatrocu. Nice değerli oyuncu daha var tiyatroda, si- nemamıza kazandırılabilecek… Yalnızca son izlediğim bir oyundan örnek vereyim; Tiyatro Stüdyosu’nun “Nehrin Solgun Yü- zü” adlı oyunundaki Ayça Bingöl - geçen yıl “Bana Bir Picasso Gerek“ oyunundaki ba- şarısıyla neredeyse bütün ödülleri toplayan oyuncu - ne kadar da yakışır sinemaya... Yeniden SİYAD ödüllerine dönelim. Müzik da- lında ödülü kazanan Demir Demirkan’ın (Dev- rim Arabaları) yanı sıra, “Sonbahar”ın müzikle- rini yapan Ayşenur Kolivar, Yuri Ryadchenko, Sumru Ağıryürüyen ve Onok Bozkurt, “Son Cellat”ın müziklerini yapan Mazlum Çimen’in ba- şarılı çalışmalarını vurgulamak isterim. Daha pek çok sanatçı var, adından söz etmeyi istediğim, ne var ki, yerimiz kısıtlı.. Son günlerde, art arda yitirdiğimiz değerli sa- natçıları, Orhan Duru’yu, Gazanfer Özcan’ı ve gerçek bir sanat dostu olan Türkel Minibaş’ı anarken sanatçının yalnızlığını vurgulamak isti- yorum. Gazanfer Özcan’ın ölümü, sanatçının sırtına yüklenen vergi borçlarının ağırlığını gün- deme getirdi? Bu konunun tartışmaya açılması için illa bir ölüm mü gerekliydi? Altından, pırlantadan vergi kaldırılırken sanatın ve sanatçının vergi yü- kü altında ezilmesine dur denilemeyecek mi? Av- rupa ülkelerinde sanat ürünlerinden alınan KDV minimuma indirilmiştir. Bizde ise böyle bir uy- gulama vaat eden bir siyasi parti yok nedense… Siyaset ve sanattan söz açmışken sevgili dos- tum ressam Mehmet Güleryüz için düzenlenen “Ustalara Saygı” gecesini paylaşmak isterim sizlerle. Ne var ki yerimiz elvermiyor. Haftaya de- vam ederiz… [email protected] [email protected] Yazarõmõz Zeynep Oral, geçirdiği göz ameliyatõ nedeniyle yazõlarõna bir süre ara vermiştir. Şişli Belediyesi’nin Muhsin Ertuğrul adõna verdiği tiyatro ödülleri önceki gün sahiplerine verilmişti Kültür Servisi - Şişli Belediyesi’nin Muhsin Ertuğrul adõna verdiği tiyatro ödüllerinin ilkine gölge düştü. Şişli Belediyesi Başkan Yardõmcõ- sõ Tayfun Kahyaoğlu, İBB Şehir Tiyatrolarõ Ge- nel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya, İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Osman Wöber, oyun- larõ izleyemediği için oylamaya katõlmayan Za- fer Ergin, oyuncu Dilek Türker, tasarõmcõ Hale Kuntay, Tuncer Cücenoğlu, tasarõmcõ Sa- dık Kızılağaç ve Arda Aydoğan’dan oluşan se- çici kurulun ödülleri birkaç tiyatroya bölüştürmesi tepkiyle karşõlandõ. Tartõşmalar, dekordan kos- tüme, oyuncudan yönetmene, yazardan çevirmene birçok alanda ödül alan (seçici kurul üyesi Tun- cer Cücenoğlu’nun sanat merkezinde eğitmen- lik yaptõğõ) Müjdat Gezen Tiyatrosu, (seçici ku- rul üyesi Dilek Türker’e ait olan) Tiyatro Ayna ve (seçici kurul üyesi Dilek Türker ve Hale Kun- tay’õn kadrosunda yer aldõğõ) Tiyatro Kedi’nin ‘En Başarılı Tiyatro’ adõ altõnda maddi olarak desteklenmesi etrafõnda odaklandõ. Duru Tiyat- ro’nun kuru- cusu, genel sanat yönetmeni ve aktör Emre Kı- nay, “Bu durum ödül alan kimsenin emeğini gölgelemez, ama seçici kurulla seçilenler ara- sında ciddi bir benzerlik var. Bu Mustafa Sa- rõgül’ün seçim öncesi halka açık yaptığı bir şov- dur. Biz Muhsin Ertuğrul’un ailesini de uya- racağız, bu tezgâha alet olmamaları için. Ti- yatro muhalif bir sanattır ve siyasetçiyle kol kola işbirliği yapan sanatçıları tarih bir kenara yazar” diyerek Muhsin Ertuğrul Tiyatro Ödül- leri’ne bundan böyle katõlmayacaklarõnõ bildir- di. Kõnay, kararõn tiyatrosunun oyuncularõnõ bağ- lamadõğõnõ ekledi. Gazetemiz yazarõ tiyatro eleş- tirmeni Dikmen Gürün konuyla ilgili ödül me- kanizmasõnda ödülü veren ve alan taraflarõn aynõ kare içinde yer almasõnõ temelde yanlõş bul- duğunu söyledi ve ekledi: “Bu durum her şey- den önce, şekil olarak yanlış. Söz konusu ödül- lerin Muhsin Ertuğrul’un adını taşıyor olması bu hassasiyeti daha da perçinliyor. Burada tar- tışılan, bir sanatçının ya da topluluğun neden ödül aldığı değil, ödül mekanizmasının nasıl işletildiğidir. Ödüller konusunda jüri üyele- rinin çok titiz davranmak durumunda ol- duklarına inanıyorum ki bu mekanizma hır- palanmasın.” Suçlamalara maruz kalan Tuncer Cücenoğlu ise “Herkes özgür iradesiyle oy kul- landı, tamamen tarafsızdı herkes. Bu tarz tar- tışmalar her ödülün ardından yapılır. Sağlıklı kararlar verildi, vicdanım rahattır. Dilek Türker oyuncu olarak adaylığını çekti, ben ya- zar dalında oy kullanmadım, Devlet Tiyat- roları bir ödül bile almadı; bunlar kanıtlar- dır. Eğer seçici kurulda eleştirmen yoksa bu bizim suçumuz değil, Muhsin Ertuğrul adı çok önemli, bu düzeltilecektir önümüzdeki yıl, emi- nim.” diye konuştu. Emre Kõnay, “Bu durum ödül alan kimsenin emeğini gölgelemez, ama seçici kurulla seçilenler arasõnda ciddi bir benzerlik var.” AYÇA TEZER İ stanbul Devlet Opera ve Balesi, deneyimli ve genç koreograflarõn ürünlerini bir arada sunan ‘Türk Koreografları’ balesini yarõn saat 16.00’da Kadõköy Süreyya Operasõ’nda sahneleyecek. 2 Mart Pazartesi 20.00’de yinelenecek olan gösteride 4 yerli ko- reografõn yapõtlarõ yer alõyor. Sibel Ka- sapoğlu’nun, Fazıl Say’õn müziğiyle tasarladõğõ neoklasik “Anadolu’nun Sessizliği”, Uğur Seyrek’in dramatik ve dinamik parçasõ “Kelebekleri Öldür- meyin”, Berk Sarıbay’õn kendine özgü hicivsel uslübuyla yarattõğõ “Düğün’ün Mutfağı” adlõ yeni yapõtlarõn yanõ sõra Beyhan Murphy’nin 1994 yõlõnda MDT için yaptõğõ ve Kültür Bakanlõğõ özel ödü- lü almõş olan yapõtõ ‘Rondo ala Turka’ da ‘Türk Koreografları’ balesiyle ye- niden izleyiciyle buluşuyor. Türkiye’de koreografinin, özgün ya- põt yaratmanõn çok iyi anlaşõldõğõnõ ve deiğerinin bilindiğini düşünmediğini söyleyen İstanbul Devlet Opera ve Ba- lesi Başkoreografõ Beyhan Murphy, şimdiye kadar daha çok klasik baleye ağõrlõk verildiğini, son 15-20 yõldõr yeni kuşağõn ve modern dansõn etkisiyle öz- gün koreografilerin biraz daha ivme ka- zandõğõnõ belirtiyor: “Orhan Pamuk na- sıl oturup kitap yazıyorsa, bir Pina Ba- usch da, bir Beyhan Murphy de, bir Uğur Seyrek de özgün bir yapıt orta- ya çıkarıyor. Üstelik de bizim mater- yallerimiz ve mekaniğimiz çok daha çetrefil ve zor. Hem özgün yapıt ya- ratacaksınız, hem bir sanatçı olarak kendiniz kalacaksınız, hem ilgi çeke- ceksiniz, hem insanları düşündüre- ceksiniz, hem de bir yenilik getire- ceksiniz. Ve bütün bunlar için de ma- teryaliniz boya, kalem, piyano değil, in- san. Yani bizimkisi en zoru. Ben ‘Türk Koreograflarõ’ fikrini daha önce Mo- dern Dans Topluluğu’nda denemiştim. Oradan Devrim İleri, Alparslan Kara- duman gibi yeni kuşak koreograflar çıktı. İstanbul’da da bu sürdürülsün di- ye düşündüm. ‘Türk Koreograflarõ’na ilerde de devam etmek istiyorum.” Deneyimli koreograflarõn arasõna ye- ni yetişen bir koreograf olarak kattõğõ Berk Sarõbay, Murphy’nin dikkatini ilk kez dans platformunda çekmiş. Ardõndan iki yõl önce İstanbul Balesi’ne yaptõğõ ‘İş- te Mutluluk Bu’ adlõ yapõtõ da beğenen Beyhan Murphy, “Berk’in ilginç bir ka- fa yapısı var. Karamizah ta- rafı hoşuma gidiyor. Dans- ta mizah yap- mak kolay iş de- ğildir. Tabii ki de- neyerek, yanılarak bulacak en iyisini. Bazen kendi yaptığından mutlu olmayacak, bazen çok beğene- cek, başarılı olacak. Bu yollardan geçsin istiyorum. Ama deneyim- li koreografların arasında hiç de sönük kalmadı. Ben çok eleştiri- rim. Eleştirilerimi ona söyledim. Bir yönetici olarak da görevim bu” diye düşüncelerini açõklõyor. Deneyimli koreograflar olduklarõ için Uğur Seyrek ve Sibel Kasa- poğlu’na hiç karõşmadõğõnõ dile ge- tiren Beyhan Murphy, Sibel Ka- sapoğlu’nun Fazõl Say’õn müzi- ğini seçtiğini, Uğur Seyrek’in de kadõn erkek ilişkilerindeki paylaşõm, etkileşim ve tüketim üzerine çalõştõğõnõ söylüyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, ‘Türk Koreograflarõ’ balesini yarõn Kadõköy Süreyya Operasõ’nda sahneleyecek. Genç ve deneyimli koreograflar bir aradaGenç ve deneyimli koreograflar bir arada Philip Jose Farmer öldü PEORIA (AA) - Bilimkurgu ya- zarõ Philip Jose Farmer’õn (91) uykusunda hayatõnõ kaybettiği bil- dirildi. 75 romanõ bulunan yazar, 3 kez Hugo ödülü almõş, 2001 yõ- lõnda ise Bilimkurgu Büyük Üstad Ödülü’ne değer görülmüştü. ‘Ri- verworld’ ve ‘World of Tiers’ di- zileriyle tanõnan Farmer’õn 1952 yõ- lõnda yayõmlanan ilk öyküsü olan ‘The Lovers’ türünde cinselliği ele alan ilk kitaplardan biri olarak bi- limkurgu dünyasõnõn dikkatini çek- mişti. Bu öykü daha sonraki bi- limkurgu yazarlarõnõ da etkilemiş ve Robert Henley, türünde bir kla- sik kabul edilen ‘Stranger in a Strange Land’ adlõ romanõnõ Far- mer’a adamõştõ. Farmer’õn son ro- manõ ‘The City Beyond Play’ ise 2007 yõlõnda basõlmõştõ. Kültür Servisi - Uçan Süpürge Ka- dõn Filmleri Festivali ile İsveç Bü- yükelçiliği’nin ortaklaşa düzen- lediği “Bergman ve Kadınlar” festivali 5-12 Mart tarihleri ara- sõnda Ankara’da Kõzõlõrmak Si- nemasõ’nda yapõlacak. Kadõn ka- rakter yaratmaktaki hüneriyle ta- nõnan İsveçli yönetmen Ingmar Bergman’õn 8 filminin yer alacağõ gösterim programõnda, birbirinden farklõ kadõn öyküleri Ankara’da si- nemaseverlerle buluşacak. Berg- man filmografisinin 1950’lerden 1970 sonlarõna uzanan dönemin- den seçilmiş filmlerse ‘Bekle- yen Kadınlar’ (Secrets Of Wo- men), ‘Monika’yla Geçen Yaz’ (Summer with Monika), ‘Kadın Düşleri’ (Dreams), ‘Yaşamın Eşiğinde’ (Brink Of Life), ‘Bü- tün Bu Kadınlardan Söz Et- meden…’ (Now About These Women…), ‘Persona’ (Perso- na), ‘Çığlıklar ve Fısıltılar’ (Cri- es And Whispers), ‘Güz Sonatı’ (Autumn Sonata). Festival kap- samõnda ayrõca, “Bergman’la Buluşma” başlõklõ bir fotoğraf sergisi düzenlenecek. Sanatçõ Ove Wallin’in 23 yõllõk arşivinden seçtiği fotoğraflardan oluşan ser- gi, Bergman’õn sinema ve tiyatro çalõşmalarõndan unutulmaz kare- ler içeriyor. Sergi 12 Mart’a ka- dar Kõzõlõrmak Sinemasõ’nõn fua- yesinde görülebilir. (0 312 427 00 20) Sessizliğin KadõnlarõAnkara’da Ödüller tartışma yarattı TÜRK GENÇLİĞİNE HİZMET VAKFI SERİ KONFERANSLAR: 4 UNUTULMAZ MİLLİ EĞİTİM BAKANLARIMIZDAN Sayõn HASAN ÂLİ YÜCEL’i aramõzdan ayrõlõşõnõn 48. yõldönümünde ulusumuzun eğitim ve kültürüne katkõlarõ ile Atatürk ilkelerine bağlõlõğõ konusunda örnek tutumuyla yürekten, anõyor, anõsõ önünde saygõyla eğiliyoruz. Konuşmacõ: Erol Toy (Yazar) Yönetmen: Prof. Dr. GÜNGÖR ŞATIROĞLU T.G.H.V. Başkanõ Tarih: 28 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ Saat: 17.00 - 19.00 SLAYT GÖSTERİSİ Hasan Âli Yücel’in 19 Mayıs 1939 konuşması kendi sesinden Yer: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ VAKFI SOSYAL TESİSLERİ TEŞVİKİYE - İSTANBUL TEL: 0212 243 24 74 YERYÜZÜ SANATÇILARI BULUŞMASI.. ŞİİR VE RESİM SANATININ TARİHSEL KURGUSU NEDİR? 1 MART PAZAR 2009 SAAT: 20:30 NEVA SANATEVİ MUSTAFA KÖZ (Türkiye Yazarlar Sendikası Y.K Üyesi-Dilbilimci) ADİL SALİH (Ressam) AKIN OK (Yeryüzü Sanatçıları Platform Kurucusu) SAFA FERSAL (Şair-Neva Sanatevi Yönetmeni) Adres: Sadri Alışık sokak-No/30 Beyoğlu Nüfus cüzdanõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. HASAN EROĞLU Nüfus Cüzdanõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. RAFET TUNA Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden aldõğõmõz 21.07.2006 tarihli çalõşma izin belgemizi ve 24.07.2006 tarih ve 8866 kayõt No’lu yeterlilik belgemizi kaybettik. Hükümsüzdür. Dansorium Spor Salonu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle