21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Katsayı ve Ötesi 2001 yılında bir davetle Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e gitmiştim. Davetliler arasında kısa zaman önce yitirdiğimiz Halit Refiğ ve birkaç öğretim üyesi de vardı. Bişkek’teki ev sahibimiz Cengiz Aytmatov’du. Bu kentteki gözlemlerimin en ilginci, Kırgızistan’dan çok kendi ülkemize ilişkin olandır. Gülen okullarına ziyaretimizdeki bir gözlemimdi bu. Rusya’da kapatıldığını öğrendiğimiz bu okullar Kırgızistan’da varlığını sürdürmekte midir, bilmiyorum. Gezip gördüğümüz sınıfların duvarlarında, ancak bir fen lisesinde görülebilecek resimler, çizimler, formüller vardı. Belli ki burada sıkı bir fen bilimleri eğitimi veriliyordu. En azından, görünüm buydu. Fakat, sosyal bilimler (tarih, felsefe, edebiyat vb.) konularında nasıl bir eğitim verildiğine ilişkin soruma, okul yöneticilerinden herhangi bir aydınlatıcı yanıt alamadım. Bu okullarda hümanist, irdeleyici düşünce sahibi, gerçek anlamıyla bilimsel kafalar değil; belli alanlarda teknik bilgiler verilen robotlar yetiştirildiği gözle görülebilen bir şeydi. Çünkü hümanist kültürü, aydınlanma düşüncesini temele almayan bir eğitim sistemi, ancak ve sadece teknik donanımlı robotlar üretebilir. Katsayı tartışmalarını, daha doğrusu ilgili Danıştay dairesinin iptal kararına karşı YÖK’ün telaşını ve hükümet başkanıyla yandaşlarının saldırılarını izlerken, Bişkek’teki gözlemimi tekrar anımsadım. Bu hükümet (ve yedeğindeki YÖK) nasıl bir üniversite gençliği hedefliyor? Hümanist, aydınlanmacı ve irdeleyici düşünce sahibi bir gençlik mi, yoksa az ya da çok teknik donanıma sahip bir robot sürüsü mü? Tam bu noktada okurlarımdan gelebilecek itirazları işitir gibiyim: - Ne robotu! Onların hedefi, öğretim birliği yasasını yerle bir ederek bütün toplumsal alanlar için dinci kadrolar yetiştirmektir. Teknik donanım konusu da onlar için ikincil önemdedir. Kuşkusuz ki haklı bir itiraz olacaktır bu. Yine bu noktada, aynı çevrelerin özdeyişleşmiş bir savsözünü anımsayalım: “Bir elinde Kuran, bir elinde bilgisayar.” Kafalarındaki gençlik, yurttaş ve daha da öte insan modeli tam olarak budur… Bu savsözdeki iki kavramı alt alta yazıp topladığımızda da çıkacak sonuç, yine çağdaş ve bilimsel bir kafa değil, olsa olsa daha da çağdışı, bilim ve irdeleyici akıl karşıtı, evrensel hümanist duygudan yoksun bir robot kişilik olacaktır… 28 Şubat 1997 MGK kararları sonucunda yasallaşan 8 yıllık zorunlu-kesintisiz eğitim ve imam hatip meslek liselerini bitirenlerin kendi alanları dışındaki yüksek eğitim kurumlarına girmelerini güçleştiren katsayı uygulaması, laik Cumhuriyetin temeli, geleceğinin güvencesi demek olan öğrenim birliği yasasının işlerliğini korumak içindi. Aradan geçen yaklaşık on yıllık süre sonunda bugün gelinen nokta ise, hem bebek yaşta Kuran kursuna gitmelerin, hem de imam-hatip orta kısımlarının önünü yeniden açabilmek için, AKP tarafından 8 yıllık kesintisiz-zorunlu eğitimin altının oyulmakta olduğudur. AKP’ci YÖK’e gelince, bu kurum da birkaç ay önce, 28 Şubat kararları içinde yer alan katsayı uygulamasını kaldıran kararı ile, imam-hatip mezunlarının istedikleri herhangi bir üniversiteye girmelerinin yolunu tekrar açmıştı. Danıştay’ın iptal kararı bu oyunu bozdu. YÖK başkanı şimdi, birkaç ay önceki kararları ile kendilerinin neden olduğu sorunu çözmek için, hükümet ve devlet başkanlarının kapılarını aşındırmakta. Başbakan ise, âdeti olduğu üzere, işine gelmediğinde yüksek yargı kararlarına karşı en yüksek tonda saldırılarını sürdürmekte. Sonuçta gelinen noktayı özetleyecek olursak: Türkiye’nin geleceği, ya bilimsel akılla ve evrensel-hümanist bilgi ve duyarlılıkla donatılmış genç kuşaklara; ya da çocuk yaşlardan başlayarak aldıkları dinsel eğitime daha sonra şu ya da bu alanda teknik bilgiler eklenmiş, yaratıcılıktan, aydınlanma değerlerinden yoksun robot kadrolara emanet edilecek… Bu temel sorun, katsayı konusunun da ötesinde, eğitim sistemimizin bütünüyle gözden geçirilip yenilenmesini; çağa, uygarlığa, ilerici insanlık değerlerine uygunlaştırılması için acilen çözümler üretilip yaşama geçirilmesini gerektirecek önemdedir. [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Hükümet muharip asker göndermese bile ABD, Genelkurmay’õn ‘çatõşmaya girmeyin’ talimatõnõn kaldõrõlmasõ için baskõ yapabilir ABD ile zor pazarlık Bakan Davutoğlu, Afganistan’a gönderilecek ek birliğin muharip güç olmadõğõnõ söyledi BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - ABD’nin Afganistan için Türkiye’den “savaşacak asker” is- temesi konusundaki tartõşmalar sürerken bundan sonraki süreçte en kritik konu başlõğõ bu ülkede görev yapan ya da gön- derilecek muharip olmayan unsurlarõn görev yönergesi olacak. Hükümet, Af- ganistan’a muharip olmayan bir güç gönderse bile ABD’nin kõsa süre içinde bu askerlerin “çatışmaya girmeme” yönündeki görev yönergesinin değişti- rilmesi için Türkiye’ye ciddi bir baskõ uy- gulayacağõna kesin gözüyle bakõlõyor. ABD Başkanõ Barack Obama’nõn açõklamasõnõn ardõndan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn 7 Aralõk’taki Beyaz Saray randevusu büyük önem kazandõ. Başkent kulislerine sõzan bilgilere göre Washington yönetimi, Türkiye’den Af- ganistan’da savaşacak asker isterken bunun için çeşitli formüller ortaya koy- du. Türk askerinin ya NATO/ISAF çer- çevesinde ama mutlaka muharip bir güç olarak sayõsõnõn arttõrõlmasõ, ya Türki- ye’nin Sonsuz Özgürlük Oeprasyonu’na doğrudan destek vermesi ya da Afga- nistan ile Türkiye arasõnda yapõlacak iki- li bir güvenlik anlaşmasõ ile Türkiye’nin terörle mücadelede yer almasõ konusu gündeme geldi. Ancak, Türk yetkililer bu üç formüle de sõcak bakmadõlar. Anka- ra konunun siyasal olarak Obama-Er- doğan görüşmesinde sonuçlandõrõlacağõnõ düşünüyordu. Bu nedenle, Erdoğan’õn 29 Ekim’de yapõlmasõ öngörülen Was- hington ziyareti öncesinde Washington yönetimine diplomatik manevra alanõnõ bõrakmak istemeyen Dõşişleri Bakanlõğõ, Türkiye’nin bu konudaki pozisyonu- nun Milli Güvenlik Kurulu açõklamasõ- na girmesini sağladõ. Ancak, ziyaret 7 Aralõk’a ertelenince, Türkiye Afganis- tan’a asker muharip asker göndermeye çekinceli bakan yaklaşõmõnõ Washington yönetimine bir ay erken iletmiş oldu. Edinilen bilgilere göre, ABD’nin bek- lentileri açõsõndan Türkiye için en kritik kararõ, halen Afganistan’da bulunan ya da gönderilmesi öngörülen askerleri- nin görev yönergeleri konusunda olacak. Washington yönetiminin talepleri ara- sõnda Türk askerlerinin çatõşmaya gir- meme kõsõtlamasõnõn kaldõrõlmasõnõ yer alõyor. Türk askerleri NATO şemsiyesi altõnda görev yapõyor olmasõna karşõn, görev yönergesi açõsõndan temel belir- leyici unsurun Türk Genelkurmayõ’nõn talimatlarõ olmasõ nedeniyle, Washing- ton yönetimi bu noktadan baskõ uygu- layabiliyor. Washington yönetimi, Türk Genelkurmayõ’nõn AKP hükümetinin direktifi ile Türk askerine “savaşa gir- meyin” talimatõnõ geri çekebileceğini bi- liyor. Bu nedenle bundan sonraki süreçte hükümet, muharip olmayan unsur gön- derse bile, ABD’nin “Türk askerinin görev yönergesini değiştir” baskõsõ uygulamasõna kesin gözüyle bakõlõyor. ABD’nin Afganistan için Türkiye’den “savaşacak asker” istemesi konusundaki tartışmalar sürerken, ABD Başkanı Barack Obama’nın açıklamasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Aralık’taki Beyaz Saray randevusu büyük önem kazandı. ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Dõşişleri Bakanõ Ahmet Da- vutoğlu, Afganistan’a ilave asker gönderilece- ğini ama askerlerin muharip güç olarak değil Afgan ordusuna eğitim vermek amacõyla gide- ceğini söyledi. Eğitim için gönderilecek asker sayõsõ ise belli değil. Davutoğlu, Afgan ordu- sunun eğitimi ile ilgili planlamalarõn Afgan yetkililerle ve NATO içinde istişare edilerek oluşturulacağõnõ belirtti. ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton da “Türkiye’nin muharip güç göndermisini isteriz ama aldığımız ka- darı için de müteşekkiriz” dedi. “Afganistan’daki 1700 Türk askerinin üzerine çıkacak rakamlar daha çok askeri eğitimle ilgili olacak” diye konuşan Davu- toğlu, NATO dõşişleri bakanlarõ toplantõsõn- dan sonra Brüksel’deki Türk basõnõna Türki- ye’den gidecek askerlerin sadece eğitim amacõyla gönderileceğinin altõnõ çizerek, Türkiye’nin muharip güç gönderme konu- sundaki tutumunun açõk olduğunu ifade etti. Afganistan’da tarõm ve eğitim alanõnda çok ciddi katkõlar sağlayacak ikinci bir imar pla- nõ yapõlacağõnõ belirten Davutoğlu, Afgan or- dusuna Türkiye’de verilecek eğitimin de artacağõnõ dü- şündüğünü belirtti. Davu- toğlu, Bosna Her- sek’in NATO’ya en- tegrasyonu için ara- dõğõ desteği ise bulamadõ. Davu- toğlu, dõşişleri ba- kanlarõ toplantõsõnda Türkiye’nin Bosna Hersek’in NATO’ya entegrasyonu için çok kapsamlõ gö- rüşmeler yapõldõğõ- nõ ve Türkiye’nin görüşünün 28 ül- keden yaklaşõk 15’i tarafõndan desteklendiği- ni belirtti. Türkiye önceki akşam ve dün ya- põlan toplantõlar sõrasõnda Bosna Hersek’in, Üyelik Aksiyon Planõ’na (MAP) alõnmasõ görüşünü savundu. Toplantõ sonuç bildirisin- de ise “Bosna Hersek reform çabalarında yeterli ilerlemeyi sağladığında MAP’a ka- tılacaktır” ifadelerine yer verildi. ‘Türkiye’ye müteşekkiriz’ ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton, NATO dõşişleri bakanlarõ toplantõsõnõn ardõn- dan düzenlediği basõn toplantõsõnda, “Tür- kiye’nin muharip güç göndermesini isteriz ama aldığımız kadarı için de müteşekkiriz” dedi. “Türkiye başından be- ri bizimle birlikteydi” diye konuşan Hillary Clinton, Türkiye’nin verdiği katkõdan son derece memnun olduklarõnõ, Türkiye’nin desteği ve ordusunun profesyonelliğine çok değer verdiklerini söyledi. Clinton, Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’õn ABD ziyare- tini ve “Türkiye’nin öncülük edeceği bir- çok konuda ortak çalışmayı sabırsızlıkla beklediklerini” kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Onur Öymen ve İstan- bul Milletvekili Şükrü Elekdağ, İsviçre’deki minare yasağõnõ kõ- narken “Avrupa’da bulaşıcı hastalık gibi yayılan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık olayla- rının” incelenmesi için araştõrma önergesi verdi. CHP kurmaylarõ Afganistan’a asker gönderilme- siyle ilgili olarak da “Sayın Baş- bakan’ın ABD’deki temasla- rından sonra nasıl dönüleceğini merak ediyoruz” değerlendir- melerinde bulundular. Öymen ve Elekdağ dün parla- mentoda düzenledikleri basõn toplantõsõnda İsviçre’deki refe- randum ve sonucuna tepki gös- terdiler. Elekdağ, olayõ “ırkçı şiddet eğilimlerinin dışavuru- mu” olarak nitelendirirken “Av- rupa, Hıristiyanların haklarına saygı konusunda Türkiye’den sürekli taleplerde bulunur. Av- rupa nasihata kalkıştığı Tür- kiye’ye örnek olmalı. Oysa, ırkçılık Avrupa’da bir bulaşı- cı hastalık gibi yayılıyor” dedi. Öymen de, referandum ve so- nuçlarõnõ şiddetle kõnadõklarõnõ bildirdi. Bazõ hükümet üyelerinin “İsviçre AB üyesi değil, onun için böyle karar alabiliyor” de- diğine dikkat çeken Öymen, “Fransa Cumhurbaşkanı Sar- kozy’nin minare yasağını sa- vunan sözleri bunu tekzip edi- yor. Aynı şekilde bazı Avrupa ülkelerinde cami inşa girişim- lerinin engellendiği bilinmek- tedir” dedi. Öymen, DTP’nin kapatõlmasõ istemiyle açõlan davayla ilgili bir soru üzerine “Bir dava hak- kında görüş bildirmek doğru değil. AKP hakkındaki kapat- ma davası sırasında yargı ola- ğanüstü bir baskı altında kal- mıştı” yanõtõnõ verdi. Öymen, bir başka soru üzerine “açılı- mın sıkıntılı bir noktaya doğru sürüklendiğini” söylerken, Af- ganistan’a savaşçõ gönderilmesi tartõşmalarõyla ilgili olarak da “Baskılar var. Şu anda muha- rip güç gönderilmeyeceği açık- lamaları yapılıyor. Sayın Baş- bakan’ın ABD’deki temasla- rından sonra nasıl dönüleceğini merak ediyoruz. ABD bu ko- nuda Türkiye’yi anlayacaktır. ABD, Türkiye’ye sitemde bu- lunacak son ülkedir” açõkla- masõnõ yaptõ. Asker eğitim için gidecek ABD gezisi merak konusu CHP’nin kurmaylarõ, Afganistan’a esker gönderilmesi için bir baskõ olduğunu belirterek hükümetin tavrõnõ izlemeye aldõ Şükrü Elekdağ ve Onur Öymen, dış politikayla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. (Fotoğraf: AA) ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun, Avrupa Birliği’nin (AB) Tür- kiye’ye çifte standart uyguladõğõnõ söy- ledi. Türkiye’nin Doğu’ya kaydõğõ yö- nünde değerlendirmelerde bulunuldu- ğunu anõmsatan Ceyhun, “Türkiye eğer İran, Suriye, Irak ve Ortado- ğu’ya dönük aktivitelerini arttırdıy- sa bunun sorumlusu çifte standart uygulayan AB’dir” dedi. Adana Barosu’nun düzenlediği, “Tam Üyelik Sürecinde AB-Türkiye İlişkileri” başlõklõ toplantõya katõlmak üzere Adana’ya gelen Ceyhun, İsviç- re’deki minare yasağõna tepki göstermek için zengin Müslümanlarõn İsviçre ban- kalarõndan paralarõnõ çekmesini istedi. Ceyhun, Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu, terorizmle etkin mücadele için Afganistan’a asker göndermesinin doğ- ru olacağõnõ savladõ. ESKİ AP ÜYESİ CEYHUN TÜRKİYE’YE YÖNELİK ÇİFTE STANDARDI ELEŞTİRDİ: AB’nin tavrõ rota değiştirdi Yurt Haberleri Servisi - Mardin’in Nusaybin ilçesinde güvenlik güçleriyle PKK’li terö- ristler arasõnda çõkan çatõşmada 1 asker şe- hit oldu, 1 asker de yaralandõ. Nusaybin’in Bagok Dağõ eteklerinde bulunan Dibek kö- yü kõrsalõnda dün akşam saatlerinde PKK’li teröristlerle güvenlik güçleri arasõnda çatõş- ma çõktõ. Çatõşmada teröristlerin açtõğõ ilk ateşte 1 asker şehit olurken, 1 asker de ya- ralandõ. Çatõşmalarõn devam ettiği bölgeye çok sayõda askeri birlik sevk edildi. Marmaray 2011’de bitiyor İstanbul Haber Servisi - Ulaştõrma Bakanõ Binali Yõldõrõm, 5 yõldõr devam eden arkeolojik kazõlar nedeniyle yeni başlayacak olan Marmaray Projesi Yenikapõ-Sirkeci hattõndaki TBM delme aracõ ile tünel delme işlemini başlattõ. Yerin 14 metre altõndaki şantiyede düzenlenen törende Yõldõrõm, tünellerin 2011’in ilkyarõsõnda, denizdeki tüple birleşmiş olacağõnõ belirterek herhangi bir aksilik olmazsa 2011’in Nisan veya Mayõs ayõnda kazõlarõn tamamen biteceğini söyledi. CHP’den ‘yasağı kaldırın’ çağrısı İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Gençlik Kollarõ üyeleri İsviçre’nin minare referandumu kararõnõ protesto ederek Levent’teki İsviçre İstanbul Başkonsolosluğu binasõ önüne “siyah çelenk” bõraktõ. CHP İl Gençlik Kollarõ Başkanõ Tarkan Ellergezen, İsviçre hükümetine yasağõ kaldõrmasõ için çağrõda bulundu. İstanbul Barosu da İsviçre hükümetinin minare yapõmõna yasak getiren referandum ve kararlarõnõn Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’ne (AİHS) aykõrõ olduğunu belirterek konuyla ilgili bireyler ve kurumlar gibi devletin de AİHM’ye başvurabileceğine dikkat çekti. Dindar cinayetine özel ekip İstanbul Haber Servisi - İstanbul Bakõrköy’de, iki kişi arasõnda çõkan haraç kavgasõ sõrasõnda rasgele sõkõlan kurşunlarla öldürülen işadamõ Selim Dindar’õn katil zanlõlarõnõn bulunmasõ için özel ekip oluşturuldu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde asayiş, istihbarat, organize ve terör gibi operasyonel birimlerde görevli polislerden oluşturulan özel ekip, eşkâl ve adresleri belirlenen şüphelilerin bulunduklarõ adreslere art arda operasyon düzenledi. Çalõşmalarõn devam edeceği bildirildi. Kumbağ’da cinayet TEKİRDAĞ (AA) - Tekirdağ’õn Kumbağ beldesinde, minibüs sürücüsü Taner Kayaoğlu (21), yolu tõkadõğõ gerekçesiyle Fedai Tosun (48) ve oğlu Mehmet Tosun’la (25) tartõşmaya başladõ. Tartõşmanõn kavgaya dönüşmesi üzerine Fedai Tosun, elindeki bõçakla Kayaoğlu’nu kalbinden bõçakladõ. Taner Kayaoğlu olay yerinde yaşamõnõ yitirdi. Gözaltõna alõnan Fedai Tosun, “kasten adam öldürmek” suçundan, oğlu Mehmet Tosun ise “adam öldürmeye yardõmcõ olmak” suçundan tutuklandõ. Dõşişleri Bakanõ Davutoğlu, Afganis- tan’a ilave gücün yalnõzca bu ülkenin ordusuna eğitim vermek amacõyla gön- derileceğini söyledi. ABD Dõşişleri Ba- kanõ Clinton ise Türkiye’nin bugüne ka- dar gönderdiği asker için teşekkür etti. NUSAYBİN’DE ÇATIŞMA Mardin’de 1 şehit, 1 asker yaralı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle