21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2009 CUMARTESİ 10 DIŞ HABERLER [email protected] BAŞSAĞLIĞI Sevgili dostlarımız Füsun Topuz’un ablası ve Hıfzı Topuz’un yeğeni ESER TOPUZ hastalığı nedeniyle aramızdan ayrıldı. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Acun, Alaeddin, Arif, Atilla, Aykut, Azmi, Bülent, Cevat, Deniz, Emel, Figen, Güler, Hasan, Hüseyin, Kıymet, Moris, Nilgün, Nüzhet, Ömür, Rutkay, Selma, Semra, Sevgi, Şaylan, Şeref, Tarık, Turgay, Üstün, Zeki Cenazesi, 5 Aralık Cumartesi günü (bugün) öğle vakti Levent Camii’nden kaldırılacak, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. T.C. ANTALYA 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI VE İLANEN TEBLİĞ Dosya No: 2009/2 Satõş Antalya Merkez Kepez ilçesi, Muratpaşa Mah. 1289 ada, 29 parselde kayõtlõ taşõnmaz, Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/194 E., 2009/706 K. sayõlõ kararõ gereğince üzerindeki muk- tesatlarla birlikte satõlacaktõr. Satõşa konu taşõnmaz, tapu kaydõna göre 596,00 m2 alanlõ olup, arsa niteliğindedir. Parselin kuzeybatõ ve kuzey-doğusundan tali yolun geçtiği, diğer cephelerinde ise imar parsellerinin olduğu, parselin bulunduğu bölgede yapõlaşmanõn %70 oranõnda tamamlandõğõ, altyapõ ve ulaşõm hizmetlerinin mevcut olduğu, parsel çevresinde 3’er, 5’er katlõ konut binalarõnõn bulunduğu, kuzeybatõ tarafõnda kapalõ pazar alanõnõn olduğu, ayrõca parsel üzerinde 59,97 m2 ve 50,57 m2 alana sahip tek katlõ yõğma tarzõnda yapõlmõş, birbirine bitişik iki adet kullanõlan evin ol- duğu, evlerin kiremit çatõlõ, her bir evin 2 oda+mutfak+WC+banyo olarak yapõldõğõ, iç ve dõş doğ- ramalarõnõn ahşap olduğu, ayrõca parsel üzerinde muhtelif yaşlarda 5 adet asma ağacõ, 2 adet yeni dünya, 1 adet zeytin, 1 adet dut, 1 adet limon ve 1 adet akça ağacõnõn olduğu, parsel üzerinde yine ayrõca atõl durumda ve değeri olmayan depo ve odunluk olarak kullanõlan 49,75 m2 alana sahip bir yapõnõn olduğu, dosyada mevcut 23/10/2009 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 49,75 m2 olarak belirtilen ev ile odunluğun bir kõsmõnõn 28 No’lu parsel içinde kaldõğõ bilirkişilerce tespit edil- miştir. İMAR DURUMU: Muratpaşa Belediyesi Plan ve Proje Müdürlüğü’nden verilen 1/000 ölçekli imar planõna göre, 29 No’lu parselin imar parseli olduğu, parselin bir kõsmõnõn imar yolu içerisin- de kaldõğõ, parselin 596,00 m2 alana sahip olduğu, 4 kata müsaadeli olduğu, çekme mesafelerinin yoldan 5 mt, komşu parselden 3 mt. olduğu belirtilmiştir. Satõşõ yapõlacak taşõnmazõn muhammen bedeli (muktesatlar dahil): 319.589,35 TL. TAŞINMAZIN 1. SATIŞ GÜNÜ: 08/02/2010 günü saat: 16.00-16.10 arasõnda Antalya Adliye Sarayõ Ant. 4. Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda açõk arttõrma ile yapõlacaktõr. Bu satõş- ta muhammen bedelin %60’õnõ, satõş masrafõnõ alacağõnõ geçmediği takdirde; TAŞINMAZIN 2. SATIŞ GÜNÜ: 18/02/2010 günü aynõ yer ve saatlerde açõk arttõrma ile ya- põlacaktõr. İkinci satõşta muhammen bedelin %40’õnõ, satõş masraflarõnõ geçmesi halinde en çok art- tõrana ihale edilecektir. Satõş peşin para ile olup, ancak isteyen alõcõya 10 günü geçmemek üzere me- hil verilebilir. Satõşa iştirak eden değerinin %20’si nispetinde teminat yatõrmasõ şarttõr. Teminat TL veya banka teminat mektubu olabilir. Döviz kabul edilmeyecektir. Bu taşõnmaz üzerinde hakkõ olan alacaklõ veya ilgiliden arttõrmaya iştiraki halinde alacağõ mezkur nispet reddesinde ise ayrõca pey akçesi ve teminat aranmaz. Damga resmi, %18 KDV, tapu alõm harcõ, tahliye ve teslim mas- raflarõ alõcõ tarafõndan, birikmiş vergi borçlarõ satõş bedelinden ödenir. İpotek sahibi alacaklõlarla di- ğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddiala- rõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr Aksi halde haklarõ ta- pu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç tutulacaklardõr. İhaleye katõlõp daha sonra ihale be- delini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri be- del ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müte- selsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca bir hükme hacet kalmaksõzõn, Dai- remizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. Satõş tapu kaydõn- daki tüm yükümlüler ile birlikte yapõlacaktõr, ihaleye iştirak eden alõcõlar şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, ayrõca tüm ilgili ve hissedarlara gayrimenkulün satõş ila- nõ tebliğe çõkarõlmõş olup, satõş ilanõ tebliğ edilemeyen hissedar ve ilgililere işbu gazete ilanõ tebliğ yerine geçerlidir. Başkaca bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 2009/2 Satõş sayõlõ dosyasõ- na başvurmalarõ tüm hissedar ve ilgililere ilanen tebliğ olunur. 11/11/2009 (*) İlgililer tabirine ir- tifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 67824 Helen karakterli cumhuriyetçiliğin egemen olduğu Güney Kõbrõs’ta AKEL’in açmazlarõ var Rumlar laik olsa iş daha kolayHASAN ERİŞ KKTC’de 2005-2009 yõllarõ arasõn- da başbakanlõk yapan ve 2005 yõ- lõndan bu yana Cumhuriyetçi Türk Parti- si-Birleşik Güçler’in (CTP-BG) genel başkanlõğõnõ yürüten Gazimağusa Mil- letvekili Ferdi Sabit Soyer, müzakere ma- sasõnõn karşõ tarafõnõ en iyi bilenlerden bi- ri. Kõbrõs Rum Kesimi lideri Dimitris Hristofyas’õ da, Hristofyas’õn güç aldõğõ iktidar partisi AKEL’in tabanõnõ da iyi tanõ- yor. İki sol parti arasõndaki eskiye dayanan “yoldaşlık” ilişkileri AKEL’in ve Rum tara- fõnõn referandumda “Hayır” demesine engel olamamõştõ. Yine de şu andaki müzakereler- de AKEL’in belirleyici rolü, çözüm taraftar- larõ açõsõndan iyimserlik kaynağõnõ oluşturu- yor. Çözüme inancõnõ hiç kaybetmediğini belirten Soyer’le, CTP’nin Lefkoşa’daki Ge- nel Merkezi’nde görüştük. - Başbakan Derviş Eroğlu “Artık sab- rımız taşıyor. Müzakereler başarılı ol- mazsa KKTC’nin tanınma- sına odaklanacağız” dedi. Siz gelinen noktayı nasıl görüyorsunuz? FERDİ SABİT SOYER - Bu görüşmelerde ilk defa yeni bir şey oluyor. İlk defa iki lider sorunun esaslarõnõ oluşturan pek çok konuda birbirine yakõn formüller üretiyor. Çözüm siyasetinin amacõ, Birleşmiş Mil- letler (BM) parametreleri temelinde, iki top- lumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe sahip Fede- ral Kõbrõs’õn eşit kurucu ortağõ olarak ulus- lararasõ alanda hak ettiğimiz yere ulaşmaktõr. “Çözümsüzlüğün nedeni ben değilim”i bü- tün dünyaya göstermektir. - Çözümün önünde ne gibi engeller var? 1974’ten sonra Kõbrõs’ta bir “ganimet eko- nomisi” palazlandõ ve bu ortam yavaş yavaş kendi burjuvazisini, yandaşlarõnõ yarattõ. Bun- lar değişim istemiyor. Uluslararasõ çevreler- de de gizli-açõk çözüm karşõtlarõ var. Türki- ye’nin AB üyeliğini engellemek isteyen Fran- sa dört gözle bir çözümsüzlük olur da işler tõ- kanõr diye bekliyor. - Kimilerine göre AKEL, Rum tarafın- da çözüme en yakın siyasal hareket. Çözüm yolunda engelleri var mı? - Rum tarafõ 1963’e kadar Enosis siyase- ti güttü. Ne zaman faşist cunta geldi, ayak- lar suya erdi, “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” si- yaseti güç kazanmaya başladõ. Elen (Rum- Yunan) karakterli bir Kõbrõs cumhuriyetçi- liği ortaya çõktõ. AKEL federasyonu savu- nuyor ama bizim savunduğumuz gibi değil. CTP’de hiçbir zaman taksim tezi savunul- madõ. Vaktiyle TİP’in önerdiği federalizm tezini Türkiye adõna ilk kez resmen dile ge- tiren İsmet İnönü’dür. (SSCB Başbakanõ) Kosigin’in Ankara ziyaretinde federalizm tezi Sovyetler’le birlikte ortak metne geçi- rilince, AKEL çelişkiye düştü. Federaliz- me negatif vurgu ile yaklaşmaktõr. Zorlan- malarõnõn bir nedeni de Güney’de laiklik il- kesinin yaşama geçememesidir. - Bunu biraz açar mısınız? - Türk tarafõ laikliği içselleştirmiştir. Biz- de en sağcõ parti bile toplantõlarõna imamõ ça- ğõrsa, halk bunu kabul edemez. Siyasetle din adamõnõn yeri, işlevi ayrõdõr. Onlarda böy- le değil. Kilise yaşama hâkim. Toplantõla- rõnda baş papaz baş köşede oturur. Kilise, in- sanlarõ domine eder. Müzakereler din ile ilgili bir konu değil. Ama Kõbrõs’ta “ilahi kudreti” tem- sil eden kilise, inandõğõ kutsal değerler ve menfaatlere göre beyanat veriyor. Baş- piskopos 2. Hrisostomos, “müzakere- lerden olumlu bir sonuç çıkmayaca- ğından emin olduğunu” söyledi. Kat- himerini gazetesi, “Başpiskoposun B planı var” başlõğõyla haber yayõmladõ. Buna göre kilise, müzakerelerden sonuç çõkmayacağõnõ yaymaya çalõşõyor, ara- mõzdaki sõnõr kapõlarõnõn kapatõlmasõnõ is- tiyor. Bu yolla Ada’da bölünmüşlüğü res- miyete dökecek ve ardõndan klasik pro- paganda ataklarõ ile bütün dünyaya “Bu- nun sorumlusu Türkler” diyecek. Ya- ni kamuoylarõnõ çözümsüzlüğe hazõrlõ- yorlar. Sanki Kõbrõs’ta birileri, söylemek isteyip de söyleyemediklerini kiliseye söyletiyor. Ben de buna veryansõn ettim; kilisenin siyasette dominant şekilde rol almasõ, laikliğe de, AB’nin demokratik kurumsallaşmasõna da aykõrõdõr. AKP zamana yayar mı? - Yunanistan’daki seçim sonuçları- nın bu sürece yansıması nasıl olur? - (Yunanistan Başbakanõ) Yorgo Pa- pandreu çözüm için önemli bir şans. O da çözümsüzlüğü dayatan taraf olarak gözükmemek gerektiğini biliyor ve öne- riyor. Güney’deki bağnaz milliyetçilere prim verilmemesi gerektiğini biliyor. “Uluslararası camia ile çelişkiye dü- şersek Kıbrıslıların geleceği önemli tehlikeler içerir” dedi. Onun için Pa- pandreu’dan hoşnut değiller. Onlar (es- ki Başbakan) Karamanlis’i severlerdi. - Ya Türkiye’nin desteği? - AK Parti yönetimi ve hükümetinin çö- züm konusunda çok istekli olduğunu düşünüyorum. Kõbrõs meselesinin çözü- münü, Türkiye’nin bölgedeki politik ro- lü ve ülkenin geleceği açõsõndan önemli görüyor ve kararlõ adõmlar atõyorlar. An- cak endişem şudur; son dönemde Kürt açõlõmõ, Alevi açõlõmõ, Ermenistan’la iliş- kiler, bunun Azerbaycan’da yarattõğõ hassasiyet, õslak imza meselesi gibi bir- çok konu üst üste geldi. Bu durumda aca- ba Kõbrõs meselesinde çözümü biraz za- mana yaymayõ düşünürler mi? Bunlar ak- lõma gelmiyor değil ama ne “evet” di- yebiliyorum kendi kendime ne “hayır.” Başta Kemal Anadol olmak üzere bir- çok CHP’li arkadaşõmõ, eski dostumu ise anlamakta zorlanõyorum. FEDERAL ÇÖZÜM İSTİYORUZ KKTC’de Nisan 2010’da yapõlacak cumhurbaşkanlõğõ seçim- lerinin müzakereleri olum- suz etkileyeceğinden en- dişe eden Türk tarafõ, sü- reci hõzlandõrmak istiyor. KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat, KKTC’nin 26. kuruluş yõl- dönümü dolayõsõyla Lef- koşa’ya gelen bir grup yer- li ve yabancõ gazeteciye 2008 Eylülü’nden bu yana devam eden kapsamlõ ba- rõş görüşmelerinde geli- nen son noktayõ anlattõ. Talat’õn süreçle ilgili ver- diği mesajlar şöyle: HEDEF AB ÜYESİ FE- DERAL KIBRIS - Nihai hedefimiz iki bölgeli, iki toplumlu, Kõbrõslõ Türk- lerin eşitliğine, kendi ken- dini yönetme hakkõna da- yalõ, egemenliğin payla- şõldõğõ ve Türkiye’nin ga- rantörlüğünün devam et- tiği, AB üyesi bir federal Kõbrõs cumhuriyetine ulaş- maktõr. KKTC alternatif değil, var olan ve varlõğõ- nõ çözümdeki Kõbrõs Türk iradesi olarak taçlandõra- cak olan en önemli varlõ- ğõmõzdõr. BM HAKSIZLIK ETTİ - Birleşmiş Milletler hak- sõzlõk yaptõ. Türkleri yö- netimden atan Kõbrõslõ Rumlarõ tek meşru yöne- tim ilan etti. Halbuki Kõb- rõslõ Rumlar hiçbir zaman Türkleri temsil etmemiştir. Sadece Rumlarõn oylarõy- la seçilen ama bütün Kõb- rõs’õ temsil eden bir hükü- met. Böyle olunca bizim- le güç paylaşmayõ kabul etmiyor, rahatlõyorlar. Ar- tõk uluslararasõ toplumun da daha etkin bir şekilde çözüm için devreye gir- mesi gerekiyor. SON ŞANS - Bu döne- min Kõbrõs’ta çözüm için en uygun zaman, aynõ za- manda gerçekten son şans olduğunu düşünüyorum. Adanõn her iki tarafõnda çözüm isteyen liderler bu- lunuyor, uluslararasõ top- lum çözüm istiyor, son yõllarda bölgesinde gücü- nü arttõran Türkiye sürece güçlü destek veriyor, Yu- nanistan’da Papandreu işbaşõna geldi, AB bu işin peşinde. MÜLKİYET EN ZORU - Müzakereler; yönetim ve güç paylaşõmõ, ekonomi, AB ile ilişkiler, mülkiyet, güvenlik ve garantiler ile toprak olmak üzere altõ ana başlõk altõnda yürütü- lüyor. Bunlardan ilk üçünde ilerleme kaydedildi. Bi- rincisi yürütmenin nasõl seçileceğiydi. Dõş ilişki- lerde birkaç pürüz var. İlk üç başlõkta 30 tane “Yak- laşma Kâğıdı” imzaladõk. Şimdilik rafta bekliyor. Son üç konuda ise ta- raflar arasõnda derin görüş ayrõlõklarõ sürüyor. Mül- kiyet en karmaşõk, en zor konu. Bazõ durumlarda 46 yõl, genelde 35 yõllõk bir mal değişimi oldu. Bunla- rõ nasõl yasallaştõracağõz, onu konuşacağõz. Teklifleri önce hiç kabul edilebilir değildi. İkinci aşamada kategorileri kabul ederek ilk açõlõmõ gerçekleştirdik. Son iki konu, güvenlik ve garantiler ile toprak, henüz ele alõnmõş değil. Başõndan beri Türkler, Türkiye’nin garantisinden başka bir şeye sõcak bak- mõyor. Toprak konusunun ise müzakerelerin en so- nuna bõrakõlmasõ gerekir. Çözüm olmadan neden in- sanlarõ evlerinden, top- raklarõndan ve coğrafya- larõndan olacaklarõnõ söy- leyerek tedirgin edelim? MARATON GÖRÜŞME ÖNERİSİ - 2009 sonuna kadar mutabakata varõl- masõ konusunda umudum sürüyor. Bu hedef tutturu- lamazsa 2010 Nisanõ’nda- ki seçimlere kadar çözüme kavuşulmasõ gerekir. Se- çim kampanyasõ içinde müzakerede ortaya koy- duğumuz görüşlerin spe- küle edilmesinden çekini- yoruz. Umudumuz seçim kampanyasõnõn kendi mec- rasõnda gerçekleşmesi, sü- rece zarar vermemesidir. Aksi halde süreç yeniden çõkmaza girer. Bu yüzden seçim takvimi işlemeye başlamadan bir anlaşma metni hazõrlanabilir. Ve bu metin üzerinde refe- randuma gidebiliriz. Onun için önerimiz, 10’ar günlük yoğun çalõş- ma temposu içinde çözü- me gidilmesidir. Görüş- melerin gece gündüz ol- masõnõ istiyoruz. 10 günlük kamp yapar gibi sürekli tartõşalõm ve sorunlara çö- züm bulalõm artõk. Üç de- fa yapõlacak 10’ar günlük seans yeterli olacaktõr. 2010 başõnda da referan- duma gideriz. Eski KKTC Başbakanõ ve Cumhuriyetçi Türk Partisi- Birleşik Güçler Genel Başkanõ Ferdi Sabit Soyer’e göre, Türk tarafõ laikliği çoktan içselleştirdi; oysa Rum kesiminde bu böyle değil. Kilise, çözüm politikasõ dahil, hayatõn her alanõnda egemen ve bu durum işleri zorlaştõrõyor. Talat: Nisan seçimlerinden önce bu iş bitmeli EROĞLU UYARDI: Yugoslavya 7’ye bölündü, tanõndõ Kuzey Kõbrõs hükümetinin Başbaka- nõ Derviş Eroğlu, Rum yönetimi- ne sert uyarõlarda bulunurken uluslarara- sõ topluma da güçlü mesajlar verdi. Baş- bakan Eroğlu, “Artık sabrımız taşıyor. Müzakereler başarılı olmazsa KKTC’nin tanınmasına odaklanaca- ğız” dedi. Eroğlu, özetle şunlarõ söyledi:  Rum komşularõmõz bilmelidir ki biz- ler ilânihaye onlarõn keyfini bekleme du- rumunda değiliz. Eğer bu kafayla gitmeye devam ederlerse ortağõmõz değil, kom- şumuz kalmaya devam ederler. Kötü komşu, adamõ ev sahibi yapar. Bizi de Rum komşularõmõz devlet sahibi yaptõ. Kõbrõs Türk halkõ Rumlara mutlaka ta- viz vermeye mahkûm değildir.  Kõbrõs Türk halkõ alternatifsiz de- ğildir derken bunu laf olsun diye söy- lemiyoruz. Alternatifimiz devletimizdir.  Biz iyi niyetimizi ve sabrõmõzõ her şeye rağmen muhafaza ederek müzakere sürecini desteklediğimizi açõkladõk. Ancak görünen o ki Rum tarafõnda ik- tidar değişse de ortaya konan politika- lar değişmiyor. (Rum lider) Hristofyas da kendinden öncekiler kadar katõ bir politika izliyor.  Şu anda kamuoyunun bu müzake- reden bir sonuç çõkacağõndan umudu iyi- ce azaldõ. Bu nedenle şu anda bir refe- randum yapõlõrsa sonuç “Hayır” çõkar.  Güney Osetya bağõmsõzlõğõnõ ilan etti, Rusya tanõdõ. Demek ki, alterna- tiflerden bir tanesi, Kuzey Kõbrõs’ta Türk liderliğinin devam etmesidir. Müzake- re masasõna, “Benim alternatifim yok- tur, tek alternatifim Kıbrıs’ın bir- leşmesidir” diye oturursanõz, siz taviz vermeye mahkûmsunuz. Yugoslavya 7’ye bölündü, tanõndõ. Kõbrõs da ikiye bölündü, ikisi de tanõnsõn. Talat ve Hristofyas, 45. buluşmaları öncesinde, görüşmelerin yapıldığı BM binasının bahçesine zeytin fidanı dikmişti. (Fotoğraf: AA) Ya Kıbrıs ya AB deniliyorsa tercihimiz Kıbrıs Kõbrõs sorununun çö- züm sürecinde alaca- ğõ yönü tayin edecek en önemli oyunculardan biri hiç kuşkusuz Türkiye Cumhuri- yeti hükümetleri olacak. AKP, KKTC’de seçimleri kaybederek ana muhalefete düşen CTP’ye ve onun eski genel başkanõ, şimdiki Cum- hurbaşkanõ Mehmet Ali Ta- lat’õn politikalarõna destek vererek sorunu geleneksel çizgiden farklõ bir boyuta taşõmõştõ. Referandum son- rasõnda da KKTC’deki ikti- dar değişikliğine karşõn bu desteğini sürdürdü. Türkiye limanlarõnõn AB üyesi olan Rum Kesimi’ne açõlmasõ sorunu, AB sürecinin önünü tõkayan gerekçelerden biri ve mevcut politikayõ bir ikileme doğru sürüklüyor. Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’in KKTC’nin 26. kuruluş yõl- dönümü törenleri için adada bulunduğu sõrada yaptõğõ ko- nuşma, bu ikileme karşõ yeni bir taktik çõkõşõn denendiğini ortaya koyuyor. Çiçek, ada- daki bütün taraflarõn, Kõbrõs- lõ Türklerin mücadelesinin simgesi konumundaki Rauf Denktaş’õn, kendi siyasal ge- leceği çözüm ile özdeşleşmiş görünen Talat’õn, müzakere- lerin sonuç vermeyeceğini dü- şünen Başbakan Derviş Eroğ- lu’nun ve sendikalar kana- lõyla iktidar üzerindeki baskõ- yõ yoğunlaştõrmaya çalõşan CTP-BG Başkanõ Ferdi Sabit Soyer’in önünde, “Kıbrıs meselesini Türkiye’nin AB politikasının önüne koya- rak, eğer birileri ‘Ya Kõbrõs ya AB’ diye düşünüyorlarsa Türkiye’nin tercihi, sonsuza kadar Kıbrıs Türk’ünün yanında olacaktır. Bunu herkes iyi anlamalı” dedi. Görünen o ki, bu mesajõ iki taraf da kendine göre anladõ. Çözüm yanlõlarõ bunu “ka- rarlı destek ifadesi” diye yorumladõ, bağõmsõzlõk yan- lõlarõ “gerekirse KKTC’nin devamı ve tanınma süreci- nin ilk işareti.” ABD’nin, İngiltere’nin, AB’nin, Yunanistan’õn ve Rum tarafõnõn nasõl anladõğõ- nõ da 2010 Nisanõ’na kadar görebileceğiz. Çiçek Kõbrõs’õ AB’nin önüne koydu KIBRIS PAKETİ TARTIŞMA YARATTI Özgürgün:Öneriler üzerindemutabakatyok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn ABD Başkanõ Barack Obama ile yapaca- ğõ görüşmede gündeme ge- tireceği kesinleşen Kõbrõs’a ilişkin öneriler paketinin üzerindeki çalõşmalarõn he- nüz sonuçlandõrõlmadõğõ or- taya çõktõ. KKTC Dõşişleri Bakanõ Hüseyin Özgürgün, dün Diplomasi Muhabirleri Der- neği’nin Ankara’da verdiği yemeğe katõldõ. Yemekte son gelişmeleri değerlendiren Öz- gürgün, Erdoğan’õn Oba- ma’ya götüreceği Kõbrõs öne- rilerine ilişkin, “Anka- ra’daki görüşmelerde ne yapıldı, sonuçlarını bilmi- yoruz” dedi. Özgürgün, “Ta- lat ile kritik ayrıldığımız noktalar var. Bunlardan en önemlisi de sorunun te- meline bakışımız. Temele bakınca hem hükümet hem de ben şahsen, Kıbrıs so- rununun Rumlardan kay- naklandığını ve çözüleme- me nedeninin de Rumlar ol- duğunu düşünüyoruz. Talat ise sorunda herkesin ortak paydası var ve çözülmeme konusunda da ortak so- rumluluğumuz var diye” görüşünü dile getirdi. ‘Sürpriz olabilir’ Özgürgün, “Bir defa paket diye bir şey söyleniyor. Var, biz de inkâr edemeyiz zaten. Bir çalışma oluyor. Bu ça- lışmanın olduğu birçok ki- şi tarafından biliniyor. Ama ne zaman sonuçlanır, ger- çekten bir şey çıkıp sunulur, bunun neticesi ne zamana getirilmeye çalışılır, bu pa- kete dönüşebilir mi? Bun- lara ilişkin bir şey yok” de- di. Kõbrõs’ta her zaman sürp- rizler beklenebileceğine dik- kati çeken Özgürgün, “Geniş bir paket olabilir, bazı mad- deler referanduma götürü- lebilir, her türlü sürpriz olabilir” dedi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle