21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 ARALIK 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Çözüm Yolu... Türkiye’de etnik ve dini bir ayrışma ivme kazanıyor... Ülkeyi yönetenler acaba ayrışmanın ayrımında mı? Kurban Bayramı’nda ünlü tarikat şeyhinin “işadamı müritleri” Diyarbakır’dan Batman’a; Van’dan Hakkâri’ye değin “Kurban Bayramı” ziyareti yapıp, yoksul insanların kapılarını çalıp, gıda ve para yardımında bulundular... İşadamları Güneydoğu’da iki yıldır dini bayramlarda kapı kapı dolaşırlarken, ulusal bayramlarda ortalıkta gözükmüyorlar. AKP’nin “Kürt açılımı” fos çıktı! Peki, Güneydoğu ve Doğu’daki “ekonomik açılım” ne oldu? Hikâye! Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun ivedi kalkındırılmasına yönelik “yatırım teşvik belgeleri”nin yüzde 12.6’sını oluşturan 334 milyon liralık dilimiyle ne yapıldı? Hiçbir şey! Güneydoğu ve Doğu yatırım teşviklerinde dördüncü bölge... Üçüncü bölge ise Kütahya, Manisa, Uşak gibi kentleri kapsıyor. Üçüncü bölge 2 milyar 672 milyon lira olan yatırım tutarının yüzde 40.3’ünü aldı. AKP iktidarı Türkiye’de “sadaka toplumu” yarattı. Devlet son otuz yılda Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya yatırım yapmayıp, iş alanları açmadı. Yoksulluk arttı! Ülke tedirgin ve endişeli bir dönemden geçiyor... Türkiye hiçbir dönem Türk-Kürt, Alevi-Sünni tartışmasının odak noktası olmamıştı... AKP’nin 2002 seçimlerinde iktidara gelmesinden sonra etnik ve dinsel kimlik üzerinden yapılan siyaset zirve yaptı, emek- sermaye çelişkisi tarihin çöplüğüne atıldı. Sadaka toplumu yaratıldı! Ramazan ayında kurulan iftar çadırları, büyük kentlerin varoşlarında, kırsal kesimde dağıtılan gıda ve kömür torbaları işsiz ve yoksul insanları mutlu etti... Elbet siyasal iktidar bunları kendi cebinden karşılamıyor, belediyeler ve fonlarla yardımları yürütüyordu... Yani benim, sizin, hepimizin ödediği vergilerle. Din eksenli siyasetle, etnik kökene dayalı siyaset Güneydoğu’da iki partinin güç gösterisine dönüştü... Bölgede AKP ve DTP vardı, öteki partilerin adı sanı duyulmuyordu... Türk ve Kürt sosyalistleri darmadağın oldukları için, İslamcılığı ve etnik kimliği öne çıkaran partiler, tarikatların, hatta köktendinci örgütlerin de desteğiyle Güneydoğu’da taban buldu. Irak’ın kuzeyindeki bölgede MHP kökenli müteahhit ve işadamları dolarları çuvallara doldurup Habur’dan geçirince topluca AKP’yi desteklemeye başladılar. Bu bir ABD operasyonuydu ve başarıyla tamamlanmıştı! Türkiye’nin yaşadığımız karmaşadan kurtulması “sosyalistlerin” yeni bir çatı altında toplanıp dinsel ve etnik ayrımcılık yapmadan örgütlenmesiyle gerçekleşir. Kürt nüfusun yüzde 60’ı Ankara’nın batısında yaşıyor... Kürtlerin temsilcisi salt DTP değil. Öyle olsa Kürt nüfusun çoğunluğunun yaşadığı İstanbul, İzmir, Antalya, Adana gibi kentlerde hiç olmazsa ikinci parti olurdu... Sınıfsal temele dayalı bir “sosyalist parti” Türkiye’yi karmaşadan kurtarabilir... Türk’üyle Kürt’üyle, Alevisi ve Sünnisiyle emekçiler, sosyalist aydınlar yeni bir siyasal oluşumun öncüsü olabilir. Varsılla yoksul arasında büyüyen uçurum genişlerken, dinsel ve etnik temele dayalı siyaset Türkiye’nin demokratikleşmesi önünde en büyük engeldir. AKP “Kürt açılımı” ve “Alevi açılımı” gibi söylemlerle topluma masal anlatıyor... Temel hak ve özgürlükler salt Kürtlerin değil, yaşadığımız coğrafyada herkesin hakkıdır. Türkiye için en büyük tehlike, toplumun “Türk- Kürt” çatışmasına sürüklenmesi. Olası bir çatışmaya karşı herkesin sağduyulu davranıp, tuzağa düşmemesi gerekir. Etnik ve dinsel ayrışmayı derinleştirerek yaşamları boyunca iktidarda kalmak ya da muhalefet partisi olarak Meclis’e girmek isteyen liderler toplumu geriyor! Daha doğrusu din eksenli ve kaba milliyetçi siyaset insanımızı yoruyor... Çözüm toplumsal, ekonomik ve sınıfsal koşulların kavranmasından geçiyor... Başarabiliriz! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Yanıtlanamayan bir soru: Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar? Selvi’den tatbikat sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu soru önergesinde, TSK’nin yõllõk planlõ tatbikatlarõndan olan Anadolu Kartalõ Tatbikatõ’nõn, 10-23 Ekim 2009 tarihleri arasõnda, uluslararasõ katõlõm ertelenmiş olarak Konya’da yapõlacağõnõn Genelkurmay Başkanlõğõ tarafõndan duyurulduğunu anõmsatarak, tatbikatõn uluslararasõ katõlõmsõz gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini sordu. Mülkiye 150 yaşında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mülkiye’nin kuruluşunun 150. yõldönümü dolayõsõyla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. Celal Göle, Mülkiyeliler Birliği Başkanõ Ali Solak ve beraberindeki mülkiyeliler Anõtkabir’i ziyaret etti. Mülkiyeliler, Atatürk’ün mozolesine çelenk konulmasõnõn ardõndan saygõ duruşunda bulundu. Mülkiyeliler adõna Prof. Dr. Göle, Anõtkabir Özel Defteri’ne şunlarõ yazdõ: “Aziz Atam, ulusumuza emanet ettiğiniz Cumhuriyetin temel değerlerine daima bağlõ kalarak, laik ve demokratik Cumhuriyetimizin korunmasõnda ve güçlendirilmesinde biz mülkiyeliler hiçbir engelden yõlmadõk, bundan sonra da yõlmayacağõz.” Ahlat, Gül’ün himayesinde Yurt Haberler Servisi - Tarihi eser zenginliğiyle bilinen Bitlis’in Ahlat ilçesinde, bu değerlerin korunmasõ ve kazõlarla gün yüzüne çõkarõlmasõ çalõşmalarõ Cumhurbaşkanlõğõ’nõn himayesinde yürütülecek. Ahlat Belediyesi’nden konuya ilişkin yapõlan açõklamada, Bitlis’in düşman işgalinden kurtuluşunun 93. yõldönümü kutlamalarõna katõlmak üzere 8 Ağustos tarihinde Bitlis’e gelen Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün, Ahlat’a yaptõğõ ziyaret sonrasõ, ilçeyi himayesine alacağõna ilişkin verdiği sözü yerine getirdiği bildirildi. Erçelebi’den Danıştay uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay’õn YÖK’ün üniversiteye girişte katsayõ farkõnõ kaldõran kararõnõn yürütmesini durdurmasõna ilişkin değerlendirmelerde bulunan DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, “Laikliğe karşõ odak görünümünde olan bir partinin dikkatli davranmasõ gerekir” dedi. Danõştayõn yürütmeyi durdurma kararõnõn, “hükümet ve YÖK cephesinde yeni arayõşlarõ gündeme getirdiğini” ifade eden Erçelebi, “Yargõ ile çatõşmak, hükümete de YÖK’e de hayõr getirmez” görüşünü bildirdi. AKP hükümetinin antidemokratik uygulamalarõ ABD Temsilciler Meclisi kayõtlarõna girdi ‘Özgürlüğe saldõrõ var’Dış Haberler Servisi - AKP hükümetinin basõn üzerindeki baskõsõ ABD Temsilciler Mec- lisi’nin resmi kayõtlarõna girdi. ABD Temsilciler Meclisi De- mokrat Parti Maryland Millet- vekili ve Tom Lantos İnsan Haklarõ Komisyonu üyesi Don- na Edwards, “Türkiye’de ba- sın ve ifade özgürlüğüne kar- şı saldırılar olduğunu, hükü- meti eleştiren gazete ve gaze- tecilerin, olağanüstü ekono- mik ve adli baskı altına alın- dığını” söyledi. Temsilciler Meclisi Tom Lantos İnsan Haklarõ Komis- yonu’nun düzenlediği otu- rumda, Türkiye’deki insan haklarõ, basõn özgürlüğü ve demokrasinin durumu tartõşõl- dõ. Kamuya açõk olarak dü- zenlenen ve konuşmalarõn Kongre’nin resmi kayõtlarõna girdiği oturumu yöneten De- mokrat Parti Maryland Mil- letvekili ve komisyon üyesi Donna Edwards, Türkiye’nin “AB üyelerinin masasındaki haklı yerini” almasõ gerekti- ğine işaret etti. Edwards, Baş- bakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn iktidara geldikten son- ra, sivil-asker ilişkileri de da- hil olmak üzere önemli re- formlar başlattõğõnõ, ancak bu sürecin zamanla yavaşladõğõnõ ve çok sayõda gözlemcinin son yõllarda Türkiye’nin insan hak- larõ karnesinin kötüye gittiği- ni söylediğini bildirdi. ‘Gazeteciler korktu’ Türkiye’de bugün özellikle basõn ve ifade özgürlüğüne karşõ “saldırılar” olduğunu belirten Edwards, “hüküme- ti eleştiren gazete ve gazete- cilerin, olağanüstü ekono- mik ve adli baskı altına alın- dığını” ifade ederek Doğan medya grubuna kesilen vergi cezasõnõ anõmsattõ. Edwars, grubun yayõnlarõnõ hükümetle daha dostça ilişkileri olan şir- ketlere satmaya zorlandõğõnõ vurguladõ. Hükümet tarafõn- dan son 3 yõlda gazeteciler, önemli savcõ ve hâkimlerin de içinde olduğu 113 bin civarõn- da kişinin telefonlarõnõn din- lendiğini belirten Edwards, “Buraya davet edilen bazı ga- zeteciler, hükümetin misille- mesinden çekinerek gelmeyi reddetti” dedi. Gazeteciler, yayõmcõ ve muhaliflere yöne- lik davalara da dikkat çeken Edwards, Hrant Dink cina- yetini araştõran gazeteci Nedim Şener hakkõnda 32 yõl hapis cezasõ istendiğini Ergenekon davasõ ile laik ve dini kamplar arasõndaki bölünmelerin du- rumu daha da karmaşõk hale getirdiğini anlattõ. Oturumda konuşan eski AHİM Yargõcõ Rıza Türmen de, “Türkiye’de toplumun İslamileştirilmesi yönünde gidişat olduğunu, bu geliş- melerin hükümetin politi- kalarıyla bağlantısı bulun- duğunu” söyledi. Ahlaki se- çimlerin devletler tarafõndan dayatõlmamasõ gerektiğini ifa- de eden Türmen, Ergenekon davasõnõn da amacõndan sap- tõğõnõ ve muhalefeti susturma amacõna dönüştüğünü anlattõ. Gözaltõ sürelerinin çok uzun olduğunu belirten Türmen, telefon dinlemelerinin de ge- rekçelerinin belirtilmediğini kaydetti. Avrupa Kadõn Lobisi Yöne- tim Kurulu üyesi Selma Acu- ner de Türkiye’de güçlü bir kadõn hareketi olduğuna, ancak parlamentoda kadõn milletve- kili oranõnõn yüzde 9 civarõn- da kaldõğõna dikkati çekerek, bunun kadõna karar alma me- kanizmalarõnda yer verilme- diğini gösterdiğini söyledi. Uluslararasõ Af Örgütü ve Sõ- nõr Tanõmayan Gazeteciler Ör- gütü’nden temscilciler de top- lantõda Türkiye’deki basõn ve ifade özgürlüğü ve insan hak- larõ konularõndaki kaygõlarõnõ dile getiren birer sunum yaptõ. Zaman yazarından hükümet savunması Oturum konuşmacõlarõndan Zaman gazetesi yazarõ İhsan Dağı, Türkiye’de insan hakla- rõnõn 5-10 yõl öncesiyle karşõ- laştõrõldõğõnda ileriye gittiğini, Hrant Dink davasõnõn hükü- metle ilgisi bulunmadõğõnõ ve yasal süreç olduğunu ifade ederek bu davalarõn Ergenekon sanõklarõna yönelik davalarla bir şekilde bağlantõlõ olduğunu öne sürdü. Hürriyet gazetesi yazarõ Sedat Ergin de demo- kratik açõlõmõn Türk tarihindeki en cesur adõmlardan biri oldu- ğunu, ancak bu açõlõmõn henüz kapsamlõ ve spesifik adõmlara dönüşmediğini söyledi. ABD Temsilciler Meclisi Tom Lantos İnsan Haklarõ Komisyonu’nun düzenlediği oturumda, Türkiye’deki insan haklarõ tartõşõldõ. Komisyon üyesi Edwards, Türkiye’de özellikle basõn ve ifade özgürlüğüne karşõ “saldõrõlar” olduğunu belirterek, “hükümeti eleştiren gazete ve gazetecilerin, olağanüstü ekonomik ve adli baskõ altõna alõndõğõnõ” ifade etti. AKP tarafõndan son 3 yõlda gazeteciler, önemli savcõ ve hâkimlerin de içinde olduğu 113 bin civarõnda kişinin dinlendiğini belirten Edwards, “Davet edilen bazõ gazeteciler, çekinerek gelmeyi reddetti” dedi. CHP LİDERİ BAYKAL ‘Açılım ayrıştırma doğurdu’ CHP Genel Başkanõ Baykal, ‘baştan aşağõya fiyasko’ olarak nitelendirdiği Kürt açõlõmõnõn sonucunda “terörün toplumsallaşmakta” olduğunu vurguladõ. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Kürt açõlõmõnõn “baştan aşağıya bir fiyasko” ol- duğunu belirterek, “So- nuç nedir? Terör top- lumsallaşmaktadır. Açı- lım Türkiye’yi ayrıştır- ma sonucunu doğur- muştur” dedi. Mülkiye’nin 150. ku- ruluş yõldönümü dolayõ- sõyla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakülte- si’nde düzenlenen tören öncesi gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlayan Baykal, bir soru üzerine kendisinin siyasi mücadelenin bede- lini ödemiş bir insan ol- duğunu belirterek, siyasi yasaklõ olduğunu, gözal- tõnda kaldõğõnõ ve Zircir- bozan’a sürgün edildiğini anlattõ. “Bunları yaşar- ken ne elimi teröre bu- laştırdım ne de terör ya- panlara sahip çıktım” diyen Baykal, Diyarbakõr Belediye Başkanõ Osman Baydemir’in, “Başba- kan, Bahçeli ve Baykal 11 yıl değil, 11 gün kal- sın görelim” açõklamasõ- na “Elinde 30 bin kişinin kanı olan bir insanla hiçbir hukuk dışı olaya karışmamış insanların mukayese edilmesi çok derin bir kafa karışıklı- ğına işaret eder” diyerek tepki gösterdi. Açılım bitti mi? Baykal, bir gazetecinin “DTP açılımın bittiğini ifade ediyor. Sizce bitti mi?” sorusuna da “Benim için hiç şaşırtıcı bir tarafı yok. Bu açılım, baştan aşağıya bir fiyaskodur. Temelinde de PKK’nin ve PKK’nin liderinin muhatap alınması yat- maktadır. Bu, Kürt kö- kenli insanların sorun- larına sahip çıkma an- layışında ortaya konan bir açılım değildir. Bu, terörü meşrulaştırmaya yönelik, terörü olağan- laştırmaya yönelik bir yaklaşımdır. Terör top- lumsallaşmaktadır” ya- nõtõnõ verdi. Öymen’e protesto Bu arada Baykal ile CHP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Onur Öymen de kutlamalar için Mülki- ye’ye geldi. Öymen’in salona girişinde bazõ öğ- renciler, üzerinde Öy- men’in fotoğrafõnõn bu- lunduğu “Kan var bütün kelimelerinin altında” yazõlõ pankart açtõ, slogan attõ. Başka bir grup da Mülkiyeliler Marşõ’nõ okumaya başladõ. Bu iki grup arasõnda sözlü sa- taşmalar yaşandõ. ‘Dostu, düşmanı biliriz’ CHP yöneticileri ile birlikte basõn toplantõsõ düzenleyen bazõ Alevi örgütü temsilcileri, ‘Kimse bizim üstümüzden siyasi rant yaratmaya çalõşmasõn’ dedi İstanbul Haber Servisi - Al- evi Vakõflarõ Federasyonu (AVF) Genel Sekreteri Muhittin Çala- ğan, CHP ve Aleviler üzerinden AKP’yi kurtarma projesinin uy- gulandõğõnõ belirterek “Bir sü- redir Alevi toplumu üzerin- den CHP yıpratılıyor. Kimse bizim üzerimizden siyasi rant devşirmeye kalkışmasın” dedi. CHP İstanbul İl Başkanõ Gür- sel Tekin, CHP İstanbul Millet- vekili Mehmet Sevigen, CHP Merkez Yönetim Kurulu, parti meclisi üyeleri, CHP’den seçil- miş Alevi kökenli İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi ve ilçe mec- lis üyeleri ile çok sayõda Alevi dernekleri temsilcileri, CHP İs- tanbul İl Binasõ’nda bir araya ge- lerek basõn toplantõsõ düzenledi- ler. AVF Genel Sekreteri Çala- ğan, CHP’nin; Alevi kesiminin oylarõnõ alan ancak Alevilerin gerçek taleplerini politikalarõna yansõtmayan bir parti olarak gös- terilmek istendiğini vurgulayarak “Toplumun ilerici ve demo- kratik kesimleriyle CHP’nin bağları koparılmaya çalışılıyor. Bu yaklaşım AKP karşısında- ki sol, demokrat, aydınlanma- cı, ilerici cepheyi dağıtmaya hizmet etmektedir” dedi. CHP’nin tarihinin Alevilere yö- nelik zalimliklerle mücadele ile geçtiğini anõmsatan Çalağan, “Ne acıdır ki son günlerde bu zalimler Alevi dostu, CHP de Alevi düşmanı gibi sunulmak- tadır. Bu temel felsefemize ha- karettir. Yıllardır CHP’de çe- şitli kademelerde görev yapan Alevi kökenliler olarak, dos- tumuzu da düşmanımızı da iyi biliyoruz” diye konuştu. Toplantõnõn ardõndan sorularõ yanõtlayan Gürsel Tekin, “Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Ali Balkõz’ın ‘Alevi- lerin de içinde olacağõ yeni bir parti’ hazırlıkları ve CHP’nin artık bir sol parti olmadığını vurgulamasını nasıl değerlen- diriyorsunuz” sorusu üzerine, “Hiçbirisi bizden daha fazla solcu değildir” yanõtõnõ verdi. Şahkulu Sultan Dergâhõ Vak- fõ Başkanõ Mehmet Çamur ise Balkõz’õn siyasi parti kur- masõnõ eleştirerek “Balkız si- yasi bir oluşumun içinde yer alacaksa federasyondan isti- fa etmelidir” dedi. Yargıtay’dan Alevi örgütlenmesi iddiasına sert tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõ- tay Birinci Başkanlõğõ, son günlerde “yüksek yargıda Alevi örgütlenmesi olduğunu” id- dia eden dinci basõna sert tepki gösterdi. “Ya- zılanların gerçekle uzaktan yakından ilgisi- nin olmadığının” vurgulandõğõ açõklamada şöyle denildi: “Kimse kimsenin ne etnik kö- kenini ne de siyasi, ideolojik, dini inancını sorgulama yetkisine sahiptir. Önemli olan, görevin gereğinin tam bir tarafsızlık ve so- rumluluk anlayışı içinde yerine getirilmesi- dir... Atatürk ilkelerine, Cumhuriyetin te- mel değerlerine, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmanın gereklerine gönül- den bağlı Türk yargıçları olarak bu isnat- lar bizi derinden incitmekle birlikte, tam bir tarafsızlık içinde görevimizi yapmamı- za engel oluşturmayacaktır. Bu ilkeleri ve yargı bağımsızlığını özümseyemeyenlerin yargıyı sindirme, yıldırma ve yıpratma stratejisinin ürünü olan bu saldırılarının ülkeyi bölmeye, halkı birbirine karşı düş- manlığa, kin ve nefret beslemeye yönelik tahrik niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Bu tür yayınları yapanların kime, neye hizmet ettiklerini çok iyi bilmeleri gerekir.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle