Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
The Day After
Pazartesi gecesi Hollywood’un iyi iş yapmış
filmlerinden birisi olan The Day After, bilmiyorum
kaçıncı kez, TV kanallarından birinde gösterildi.
Heyecanlı bir filmdir. Çağımızın en büyük, daha
büyüğünü bilmiyorum, felaketini, iklim
değişikliğini anlatır. Bütün gösteri sanatları
gerçeği ya da hayali abartarak anlatır, ama sonuç
olarak anlatır.
Film de öyle yapıyor. Eriyen buzullar, değişen
hava akımları ve büyük felaket dünyayı sarıyor.
Arada filme renk katsın diye eklenmiş küçük,
büyük fedakârlıklar, zarif, naif aşklar, her neyse
önemli olan felakettir. İnsanoğlu önlem almazsa,
artık nasıl önlem alınır onu da bilmiyorum ya,
durum kötüdür.
Felaket filmleri birbirine benzer. Deprem, sel,
yanardağların birdenbire öfke kusmaya
başlaması, bitmek tükenmek bilmeyen savaşlar:
Tarih de böyle bir şeydir zaten. Felaketlerle
büyüyen ve adım adım sona doğru ilerleyen bir
dünyadır; çelişkilerin, paradoksların, ilk bakışta
anlaşılmaz kavgaların sonunda ortaya çıkıveren
tuhaf ittifakların, uzlaşmaların ya da tabiyetlerin
zamana yayılmış bir dizimidir tarih.
Bir taraf kazanıyor, bir taraf yitiriyor gibi görünse
de öyle değil, zamanın ağır akan magmasının
içinde kimin kazandığı pek belli olmuyor. Zaferler
geçici olabiliyor, tarihin kendi diyalektiği bize pek
sır vermiyor. Bize verdiği ders ya da bizden
beklediği insandan yana tavır almak, ezilenden
yana durmak, kuşkusuz kaçınılmaz olarak
kaybedenlerle birlikte olmanın muhtemel sonucu
olan kaybetmeyi göze almaktır.
Ama tarihin itici gücü olan ütopyalara bugün
dudak bükülüyorsa da çağ açıcı düşüncelerin
gücü hiç ama hiç azaltılamamıştır. Her cinsten
zorbalığa, sahtekârlığa, düzenbazlığa ya da
aymazlığa rağmen insani olan yok edilemiyor.
İnsani olan yok edilemiyor da, yaşadığımız
günlerde darbe üstüne darbe yediği ortadadır.
Olanı biteni kavramakta zorluk çekenler bir yerlere
doğru sürüklendiklerini sisler içinde görür gibi
oluyor, sonra cehenneme giden yolların iyi niyet
döşeli kaldırımlarında yürüdüklerini ve sürekli
arkadan itildiklerini fark edince şaşırıp kalıyorlar.
Ne oluyoruz?
Hiç! Film devam ediyor. Bu filmde kötü adam
yok. Nihayet akıllı çevre mühendisinin çağrısına
kulak veren Başkan başkenti terk etmekte geç
kaldığı için hayatını yitiriyor. Onun yerine geçen
ve iklim değişikliği ile kapitalin çıkarlarını karşı
karşıya koyan kötü Başkan Yardımcısı da
melekleşiyor birden. Ama artık felaketin orta
yerindedir ülke.
Tarih değişimi getirip önünüze koyuyor. Size
düşen ne yönde değişim istediğinizdir. Okunmuş
kitaplar yeniden okunmak ister. Değişimin sihrine
kapılarak yeni kavramlar üretenlere ise biraz
kuşkuyla yaklaşacaksınız. Değişimin diyalektiği,
temelde iyi olanla kötü olanın nesnelliğin içinde
vücut bulan kavgasıdır. Ama bu temelin üzerinde
statükoyu, düzeni, değişimi, devrimi, karakterize
eden öylesine büyük, içi dolu, sürekli gelişen
pragmatik bir dizin var ki, artık kapitalizmin çaresiz
sosyologlarının ve siyaset bilimcilerinin sahneye
sürdükleri yeni kavramlar pek dokunamaz bu
ütopyadan güç alan insan eserine.
Şimdilerde en aklı başında kalemlerin bile yeni
kavram arayışına soyunmalarının nedeni
ülkemizin içinde bulunduğu kaotik ortamdan
çıkış yolu arayışlarındandır.
Ülkemizin bir “değişim” içinde olduğunu
görüyorlar. Bu değişime direnmenin
anlamsızlığına kanaat getirmiş olmalıdırlar ki,
içine biraz da kuşku dozu katarak, “bari değişim
müzakere ile olsun” dileğini dile getiriyorlar.
Batılı “mucitlerden” aldıkları bu kavramın adına
da “müzakereci değişim” diyorlar.
Kiminle, neyi müzakere ediyorsunuz kardeşler?
Film buzlar içinde sona eriyor ama geriye
kalanlar sıcak bölgelere, Meksika’ya sığınıp
paçayı kurtarmışlardır.
The Day After, böyle bitiyor.
Siz müzakereyi bir yana bırakın da, yarın neler
olacak biraz ona kafa yorun.
“Bak ne güzel geçmişin kontrgerillasından
kurtuluyoruz” derken kendimizi başka bir
kontranın, başka bir karanlığın içinde
bulmayalım. Bugün neler olduğunu
anlayamayanlar The Day After’ı, yarını anlamakta
zorluk çekeceklerdir.
Benden söylemesi. Müzakere işe yaramaz bu
bapta. Peki ölçü nedir, diye soranınız varsa,
söyleyeyim; Tekel işçilerine bakın,
anlayacaksınız...
e-mail: guray@cumhuriyet.com.tr
Müfettişlerin hâkim ve savcõlarla ilgili teknik takip yapabilmesini sağlayan yönetmeliğin yürütmesi durduruldu
Dinlemeye Danõştay freniANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Danõştay 5. Dairesi, Adalet Ba-
kanlõğõ müfettişlerine, hâkim ve sav-
cõlar hakkõnda dinleme ve teknik
takip yapma olanağõ tanõyan Adalet
Bakanlõğõ Teftiş Kurulu Yönetmeli-
ği’nin ilgili düzenlemesinin yürüt-
mesini oybirliğiyle durdurdu. Daire,
Adalet Bakanlõğõ’nõn bu konuda yö-
netmelikle düzenleme yapma yetki-
si bulunmadõğõna işaret etti.
Eski Yargõçlar ve Savcõlar Birliği
(YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk
Eminağaoğlu, hâkim ve savcõlar
hakkõnda inceleme, soruşturma ve
araştõrma yapõlmasõnõ düzenleyen
yönetmeliğin yürütmesinin durdu-
rulmasõ ve bazõ bentlerinin iptali için
dava açmõştõ. 5. Daire, yönetmeliğin
üç bendinin yürütmesini oybirliğiy-
le durdurdu. Dairenin gerekçesinde,
İnsan Haklarõ Evrensel Bildirgesi
12. Maddesi’nde, “Hiç kimse özel
yaşamı, ailesi, konutu veya yazışma
hususlarında keyfi karışmalara,
onur ve şöhretine karşı saldırılara
maruz kalamaz. Herkesin bu ka-
rışma ve saldırılara karşı kanun ile
korunmaya hakkı vardır” kuralõnõn
getirildiği anõmsatõldõ. Gerekçede,
anayasanõn 22. maddesinde de ha-
berleşme hürriyeti ve haberleşmenin
gizliliğine ilişkin hükümlerin yer al-
dõğõ belirtildi. Dairenin gerekçesinde,
iletişimin dinlenmesinin “özel bir ce-
za yargılaması koruma önlemi”
olduğu vurgulanõrken, “Bu önleme
ancak demokratik kurumları ko-
rumak bakımından mutlak zo-
runluluk bulunması koşuluyla baş-
vurulabileceği Avrupa İnsan Hak-
ları Mahkemesi kararlarında yerini
almış bulunmaktadır” denildi.
‘Yasa hükmü yok’
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda
(CMK), bu önlemin uygulanmasõnõn
bir suçtan ötürü ceza soruşturmasõ ya-
põlmasõ koşuluna bağlõ tutulduğu vur-
gulanan gerekçede, ceza yargõlamasõ
açõsõndan bu yetkinin delil elde etmek
amacõyla halen işlenmiş bir suçun
kovuşturulmasõyla sõnõrlõ olduğu be-
lirtildi. Daire, Adalet Bakanlõğõ’nõn bu
konuda yönetmelikle düzenleme yap-
ma yetkisi bulunmadõğõna, bu konu-
larda yasayla düzenleme yapõlmasõ ge-
rektiğine işaret etti.
Gerekçede, yasayla bazõ kurumla-
ra tanõnan iletişimin dinlenmesi yet-
kisinin Adalet Bakanlõğõ müfettişle-
rine de tanõnmõş olduğu yolunda bir
yasa hükmü bulunmadõğõ, Hâkimler
ve Savcõlar Kanunu’nda böyle bir dü-
zenlemeye yer verilmediği CMK’nin
yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 ta-
rihinden sonra 2802 sayõlõ yasayla il-
gili değişiklikler arasõnda böyle bir
yetki tanõnmasõ yoluna da gidilmediği
kaydedildi. Gerekçede, müfettişlerin
özel bir ceza yargõlamasõ koruma ön-
lemi içinde olmalarõnõn mümkün ol-
madõğõ vurgulandõ.
‘Mevzuata uygun değil’
Gerekçede, anayasaya göre hâkim
ve savcõlarõn görevlerini kanun, tüzük,
yönetmelik ve genelgelere uygun ola-
rak yapõp yapmadõklarõnõ denetleme,
görevlerinden dolayõ veya görevleri sõ-
rasõnda suç işleyip işlemediklerini
araştõrma ve gerektiğinde inceleme ve
soruşturmanõn Adalet Bakanlõğõ’nõn iz-
niyle adalet müfettişleri tarafõndan
yapõldõğõ belirtildi. Gerekçede, (ç)
bendinde yer alan “haberleşmenin
tespiti ve dinlenmesi gibi delil top-
lama” ibaresinin iptali ve yürütmesi-
nin durdurulmasõ istemiyle ilgili ya-
põlan incelemede, “Adalet müfettiş-
lerinin kanun ve tüzük ile verilen
yetkilerini, mevzuatın ön gördüğü
sınırların dışına çıkacak şekilde ge-
nişleten ve onlara haberleş-
menin tespiti ve dinlenmesi
adı altında yeni bir delil top-
lama yetkisi tanıyan dava ko-
nusu yönetmelik hükmünde
mevzuata uyarlık bulunma-
mıştır” denildi.
Üç müfettişin istemi
Ömer Faruk Eminağaoğlu,
Danõştay’da açtõğõ davada, ada-
let müfettişlerine tanõnan bu
yetkiyle çok sayõda hâkim ve
savcõnõn teknik takibe alõndõğõ-
nõ iddia etmişti. Adalet Bakan-
lõğõ da 56 hâkim ve savcõnõn
dinlendiğini, bunlardan 46’sõ
hakkõnda soruşturmaya geçil-
mesine yer olmadõğõna karar ve-
rildiğini belirtmişti. Eminağa-
oğlu, Adalet müfettişleri Meh-
met Arı, Sefer İlker Alp ve İb-
rahim Kır ile kendisi hakkõn-
da iletişim tespiti, dinlenmesi,
kayda alõnmasõ ve sinyal bilgi-
lerinin değerlendirilmesi yo-
lunda karar alan yargõçlar hak-
kõnda adli ve disiplin soruştur-
masõ yapõlmasõ için yaptõğõ baş-
vurunun cevap verilmemek su-
retiyle reddine ilişkin işlemin de
iptali ve yürütmesinin durdu-
rulmasõnõ istemişti.
Danõştay 5. Dairesi, Emina-
ğaoğlu’nun üç adalet müfettişi
ile kendisi hakkõnda dinleme
kararõ alan yargõçlar hakkõnda
adli ve disiplin soruşturmasõ
yapõlmasõ için yaptõğõ başvu-
runun zõmnen reddine ilişkin
Adalet Bakanlõğõ işleminin de
yürütmesini durdurdu. Adalet
Bakanlõğõ’nõn bu karara karşõ iti-
raz hakkõ bulunuyor. İtirazõ
Danõştay İdari Dava Daireleri
Kurulu görüşecek.
İstanbul Haber Servisi - 1 Ma-
yõs 1977’de 34 kişinin ölümü, 126
kişinin de yaralanmasõyla sonuçla-
nan katliamõn mağdurlarõnõn avu-
katõ Rasim Öz, “Bu davanın sır-
ları Özel Harp Dairesi’nin kasa-
larındadır. 33 yıllık mücadelemi-
zi ölünceye kadar sürdüreceğiz.
İç hukuk yolları tükendiğinde
AİHM’ye gideceğiz” dedi.
1 Mayõs 77 katlia-
mõnõn faillerinin açõğa
çõkarõlmasõ için müca-
dele eden avukat Ra-
sim Öz, özel yetkili
İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na 27
sayfalõk dilekçe ver-
miş, Ergenekon soruş-
turmasõnõ yürüten sav-
cõlardan katliam dos-
yasõnõ yeniden açma-
larõnõ istemişti. Avu-
kat Öz’ün başvurusu
görevsizlik kararõyla
Sultanahmet’teki İs-
tanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na gönderildi.
Talebi inceleyen Cumhuriyet
Savcõsõ Zihni Doğan, kamu davasõ
açõlmasõnõ gerektirir nitelik ve ni-
celikte yeni bir delil elde edileme-
diğini kaydederek, şüpheliler hak-
kõnda “kovuşturma yapılmasına
yer olmadığına” karar verdi. Be-
yoğlu nöbetçi Ağõr Ceza Mahke-
mesi’ne dilekçe vererek savcõlõğõn
kararõna itiraz eden avukat Öz, sav-
cõlõğõn hiçbir delil toplamadan bu
kararõ verdiğini, görevini suiistimal
ettiğini kaydetti.
Katliam mağdurlarõnõn avukatlarõ
ile 1977 1 Mayõs’õnda Taksim
Meydanõ’nda olan dönemin sendi-
ka ve gençlik örgütü temsilcileri ile
basõn açõklamasõ yapan avukat Öz,
“Bu katliamı gladyo yapmıştır.
Failler ortaya çıkarılmadan Tür-
kiye’de gladyonun yok edilmesi
mümkün değildir.
Eğer danışıklı dövüş
değilse Türkiye bir
devrim yaşıyor. Hâ-
kimler Özel Harp
Dairesi’ne girebiliyor.
İddia ediyorum, bili-
yorum, bu davanın
sırları o dairenin ka-
salarındadır. O daire-
de inceleme yapan hâ-
kime sesleniyorum.
Yalnızca AKP’ye yö-
nelik suikast iddiala-
rını değil derin devle-
tin bütün kirliliklerini
ortaya çıkarsın. Yüz-
de yüz eminim, katliamın izleri
kozmik odada” dedi. Öz, katliam
öncesinde dönemin Başbakanõ Sü-
leyman Demirel’in haberdar oldu-
ğuna, Demirel’in yardõmcõsõnõn
MİT’ten de sorumlu olan Alpars-
lan Türkeş olduğuna dikkat çekti.
Devletin katliamõn sorumlularõnõ
bütün kurumlarõyla korumaya de-
vam ettiğini ifade eden Öz, savcõlõ-
ğa, meydanda görevli polislerin ad-
larõnõn dahi verilmediğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Posta
İşletme Merkezi’nde dün şarbon paniği yaşandı.
Danıştay Başkanı Mustafa Birden adına gönde-
rildiği belirtilen iki zarftan, posta işleme merke-
zindeki tasnif sırasında toz dökülmeye başladı.
Durumdan kuşkulanan görevliler olayı polise
bildirdiler. Niteliği belirlenemeyen toz, inceleme
için Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi labora-
tuvarlarına gönderildi. Zarftan dökülen toza te-
mas eden bazı PTT çalışanları ise tüm ihtimal-
ler göz önüne alınarak hastaneye gönderildi.
Hastaneye gönderilen çalışan sayısının 8 olduğu
belirtildi. Sağlık Bakanlığı’ndan alınan bilgiye
göre, yapılan ön incelemede herhangi bir mikro
organizmaya rastlanmadığı, endişe edilecek bir
durumun bulunmadığı bildirildi. Yetkililer nu-
munelerle ilgili kesin incelemenin bugün ta-
mamlanmasının beklendiğini de belirtti.
PTT’den yapılan açıklamada ise mektupların
ikisinin de ABD’den postaya verildiği bildirildi.
BİRDEN’E GÖNDERİLEN ZARF PTT’DE PANİK YARATTI
Avukat Ülger toprağa verildi
Birinci Ergenekon davasının tutuklu sa-
nıklarından Oktay Yıldırım’ın da avukat-
lığını yürüten ve dün evinde geçirdiği kalp
krizi sonucu 58 yaşında hayatını kaybeden
Ahmet Ülger’in cenazesi toprağa verildi.
Florya Yeni Cami’de dün düzenlenen ce-
naze töreninde eşi Asiye, kızları Nil, Fulya
ve Tiyenşan, Ülger’in Türk bayrağına sa-
rılı tabutuna sarılarak ağladı. Öğle nama-
zının ardından kılınan cenaze namazından
sonra Ülger’in cenazesi, Büyükçekmece
Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze tö-
renine, Ergenekon davasının tutuksuz sa-
nıklarından Levent Temiz, Süleyman Ulu-
soy ile yakınları ve iş arkadaşları katıldı.
Bu arada, cenaze törenine katılan Levent
Temiz, fotoğrafını yakından çeken bir ga-
zeteciye, “Niye beni çekiyorsunuz? Gidin
vatan hainlerini çekin” diye tepki göster-
di. Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan
bombaların sahibi olduğu öne sürülen
emekli astsubay Oktay Yıldırım’ın avuka-
tı olan Ülger, önceki gün evinin önünde
ölü bulunmuştu. (Fotoğraf: AA)
‘Ergenekon savcıları’ etkisi
Yargıda güz
kararnamesi
krizi büyüyor
800 bin dosya bekliyor
33 Yargıtay üyesi
hâlâ seçilmedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõ-
tay Başkanõ Hasan Gerçeker, Yargõtay’da
33 üyeliğin boş olduğunu belirterek Hâkimler
ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nca (HSYK) boş
üyelikler için seçim yapõlmamasõnõ eleştirdi.
Gerçeker, Yargõtay’da şu anda 1 milyon
600 bin dosya bulunduğunu, bunlarõn 800 bi-
ne yakõnõnõn yõl içinde sonuçlandõğõnõ, 800
bine yakõn dosyanõnsa 2010 yõlõna devredece-
ğini söyledi. Gerçeker, bazõ dosyalarõn sõra
gelmediği için zamanaşõmõna uğradõğõnõ, bu-
nun yargõnõn sorunu olduğu kadar toplumu da
ilgilendirdiğini ifade etti. Yargõtay’da 33 üye-
liğin de boş olduğunu, HSYK tarafõndan boş
üyelikler için hâlâ seçim yapõlmadõğõnõ kay-
deden Gerçeker, yasa gereği Yargõtay’da 10
üyelik boşaldõğõnda zorunluluk olarak HSYK
tarafõndan seçim yapõlmasõ gerektiğini anõm-
sattõ. Yargõtay’õn fiziki koşullarõnõn da yeter-
siz olduğuna işaret eden Gerçeker, tetkik hâ-
kimi, savcõlar, idari personelin kalabalõk oda-
larda çalõştõğõna, dosyalarõn saklanma koşul-
larõnõn yetersiz olduğuna dikkat çekti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet
Bakanlõğõ, yargõç ve savcõlarõn atamalarõnõ
içeren güz kararname taslağõnõ Hâkimler ve
Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) gönder-
meyerek süreci kilitledi. Taslağõn gönderil-
memesinde “Ergenekon savcılarının” duru-
munun da etkili olduğu belirtildi.
Hâkim ve savcõlara ilişkin yaz kararnamesi
krizi, temmuz ayõna damgasõnõ vurmuştu.
Yargõtay ve Danõştay kökenli 5 üye ile (seçil-
miş üyeler), Adalet Bakanõ Sadullah Ergin
ve Bakanlõk Müsteşarõ Ahmet Kahraman
arasõndaki görüş ayrõlõklarõ nedeniyle, yaz ka-
rarnamesine yönelik tartõşma haftalarca sür-
müştü. Tartõşmanõn odağõnda ise Ergenekon
savcõlarõnõn durumlarõ yer almõştõ. Günlerce
süren bunalõm, kurulun Ergenekon soruştur-
masõnõn başõndaki Özel Yetkili Cumhuriyet
Basavcõlõğõ’na Olcay Seçkin’in ikinci baş-
savcõvekili olarak atamasõyla kõsmen aşõlmõş-
tõ. Kurul, Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten
savcõlarla ilgili şikâyet ve suç duyurularõ için
de Adalet Bakanlõğõ’nõn işlem yapmasõnõ ka-
rarlaştõrmõştõ. Ancak bugüne değin bu yönde
bir adõm atõlmadõ.
Kararname yeni yıla sarkacak
Adalet Bakanlõğõ Personel Genel Müdürlü-
ğü tarafõndan hazõrlanan hâkim ve savcõlar
kararname taslağõ HSYK’ye gönderilemediği
için en geç kasõm-aralõk ayõnda çõkmasõ gere-
ken kararname hâlâ çõkmadõ. Taslak,
HSYK’ye gönderilemediği için kurul çalõş-
maya da başlayamadõ. Yargõda, Adalet Ba-
kanlõğõ’nõn kararname taslağõnõ geciktirme-
sinde “İstanbul savcılarının” durumunun
yeniden gündeme getirileceği kaygõsõnõn etki-
li olduğu konuşuluyor. Adalet Bakanlõğõ, ka-
rarname taslağõnõ bugün HSYK’ye gönderse
bile, yine de kararname yeni yõla sarkmõş ola-
cak. Güz kararnamesinin bir sonraki yõla kal-
masõnõn da bir ilk olduğu belirtiliyor.
1 Mayõs 1977 mağdurlarõnõn avukatõ, ölünceye dek mücadele edeceklerini söyledi
Öz: AİHM’ye gideceğiz
“Bu davanõn
sõrlarõ Özel Harp
Dairesi’nin
kasalarõndadõr” diyen
avukat Öz, devletin
katliamõn
sorumlularõnõ
korumaya devam
ettiğini ifade etti. Öz,
iç hukuk yollarõ
tükendiğinde
AİHM’ye
gideceklerini söyledi.
İSMAİLAĞA SORUŞTURMASI
Savcõ Cihaner
yargõlanacak
Haber Merkezi - İs-
mailağa ve Fethullah
Gülen cemaetini soruş-
tururken hükümetin he-
defi haline gelen ve
Adalet Bakanlõğõ’nõn so-
ruşturma açtõğõ Erzin-
can Cumhuriyet Baş-
savcõsõ İlhan Cihaner
hakkõnda, “görevi kö-
tüye kullanma, resmi
belgede sahtecilik, su-
ça azmettirme ve imar
kirliliğine neden olma”
suçlamasõyla hazõrlanan
iddianame kabul edildi.
Gazetecilerin konuya
ilişkin sorularõnõ yanõt-
layan Cihaner, yargõ ba-
ğõmsõzlõğõ adõna, bu ko-
nunun yargõda değer-
lendirilmesini istediği-
ni dile getirerek hakkõn-
daki suçlamalarõn hu-
kuk dõşõ olduğunu sa-
vundu. Cihaner, bir ga-
zetede yer alan “Maka-
mında CHP milletve-
kili Ahmet Ersin ile giz-
lice görüştü” iddiasõna
da tepki göstererek Ah-
met Ersin ilde bulundu-
ğu süre içinde kendisinin
şehir dõşõnda olduğunu
kaydetti. Cihaner, “İfti-
ra ve delil uydurma
kampanyasını boşa çı-
karmak için 24 saatimi
noter ve kameralarla
belgelemeyi, tüm ileti-
şimimi kaydedip ilgili
mercilere göndermeyi
ciddi olarak düşün-
mekteyim” dedi.
Yaşanan hukuk dõşõ-
lõklarla sonuna kadar
mücadele edeceğini vur-
gulayan Cihaner, bu tarz
girişimlerden yõlmaya-
cağõnõ ve ilgili kişilere
yönelik yasal haklarõnõ
kullanacağõnõ bildirdi.
‘PLAN YAPMAYIN PLAN’ ŞARKISI
HÜLYA KESKİN
Türkücü İsmail Türüt ile söz yazarõ Arif
Şirin’in de aralarõnda bulunduğu 4 sanõğõn,
“Plan Yapmayın Plan” adlõ şarkõya hazõrlanan
ve bazõ internet sitelerinde yayõmlanan klipte,
“Hrant Dink cinayeti sanıklarının övüldüğü”
ve “halkın kin ve düşmanlığa tahrik edildiği”
iddiasõyla yargõlandõklarõ davadan beraat ettiler.
İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki du-
ruşmaya tutuksuz sanõklar İsmail Türüt ve Arif
Şirin katõldõ. Duruşmada karar öncesi konuşan
sanõk Şirin herhangi bir suç işlemediğini savuna-
rak, “Bu devlete küfredenler dışardalar, ben
de beraatımı istiyorum” dedi. Duruşmada söz
alan tutuksuz sanõk Türüt de beraatõnõ istedi.
Mahkeme de tutuksuz sanõklar Türüt, Şirin ve
Zeynel Abidin Mutlu’nun haklarõnda “kesin ve
inandırıcı delil olmadığından” her iki suçtan
beraat etmelerini kararlaştõrdõ. Hapis cezasõ alan
Öztekin’in yeniden suç işlemeyeceği yönündeki
kanaati göz önüne alan mahkeme, hükmün açõk-
lanmasõnõn geri bõrakõlmasõna karar verdi.
Türüt’e beraat