25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 ARALIK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Güle Güle Abdül Kardeş... İnsan, akşamüstü bir deniz kıyısında kayalıkların üzerine oturup yitip giden yılları sayarken ne dü- şünür? Gece yarısı çığlıkları, ışıklı titrek bir yolda nasıl yankılanır? Abdülkadir Yücelman, 10 gün önce Taksim’de kalp krizi geçirdiğinin farkına vardı, otomobilini dur- durdu. Orada bulunan bir polis memuru, durumu anlayıp hemen ambulans çağırdı... Aynı gün öğle saatlerinde küçüklerin “Abdül ağabeyi”, benim “Abdül kardeş” dediğim Yü- celman, odama gelmiş, bir süre geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmıştık. Gözlerinin içi gülüyordu... Yine takıldım: “Her geçen yıl daha da yakışıklı oluyorsun Abdül!” Kaç kişi kalmıştık Cumhuriyet’in dinozorları ola- rak? Orhan Erinç, Şükran Soner, Vehbi, Basri us- talar, bir de ben... Unuttuklarım varsa beni bağışlasınlar! Yaşama sevincini, tüm suların çiçeklerinde toplamış, bir ateşin parıltısını yansıtan gözlerin- de “Cumhuriyet tutkusu” olan sevgili Abdülkadir’in arkasından yazı yazmak gerçekten zor benim için... Fenerbahçe’nin maçlarını Spor Servisi’nde İb- rahim Yıldız, Abdülkadir Yücelman, Arif Kızılyalın, Ali Edeoğlu’yla birlikte izlerken, takılırdık: “Şöyle bir bahçeye in, uğurlu gelirsin!” Kızardı! En çok Ali kızdırırdı Abdül’ü... Öfkelenir, yerinden kalkar, odasına gider, bir ku- tu badem ezmesiyle dönerdi: “Zıkkımlan ve konuşma.” Ben takılırdım: “Badem ezmeleri bayat, ne zaman aldın?” Yüzüme bakardı, yine kızar ama belli etmezdi: “Üç gün önce geldi...” 55 yılı aşkın süredir Cumhuriyet’teydi... Uzun yıllar spor müdürü olarak görev yapmıştı... Yetiştirdiği gazetecilerin sayısı saymakla bit- mez... Bizim kuşağı yetiştiren ağabeylerimizin bir sö- zü vardır: “Gazeteci olunmaz, doğulur!” Cumhuriyet’in 77 yaşındaki delikanlısı Abdül- kadir Yücelman spor basınının simgesiydi... Gazeteci olarak doğmuştu... Bizim “Gezi dergisi”ni yıllarca çıkardı... Ekonomik kriz gelince dergi kaldırıldı. Çok üzülmüştü... Gezi dergisini çıkarırken, sık sık odama gelir “Bu hafta yazsana” derdi. Bir iki kez atlattım. Sonra da- yanamadım, üç dört sayı yazdım. Gezi dergisine yeni yazarlar kazandırdı. Bun- lardan birisi İzmir temsilcimiz Serdar Kızık’tı. Dost, arkadaş canlısı ve yardımsever bir insandı Abdül. Haftanın her günü gazeteye gelir, akşam sa- atlerinde çıkardı... O akşam bir toplantıya gitmiş, otomobiliyle evi- ne dönerken kalp krizi geçirmişti. Benim pek çok anım var Abdül’le... Kafasında hep projelerle dolaşan, gazetenin ti- raj alması için çalışan basın emekçisiydi o... Yaşam böyle işte... İnsan yüreğini kökünden söken böyle acı ha- berleri alıyoruz sık sık. İki ay önce Mehmet’i yi- tirmiştik, dün sabah da Abdül’ü... Güzel insanlar aramızdan ayrılıyor birer birer. Saydam gövdesini açan günün ilk saatlerinde Abdül’ün ölüm haberini aldım... Uykunun sıvı karanlığından sıyrılıp, yılların ne çabuk geçtiğini düşündüm. Güneş taşına bağ- lanmış bir ışığın izlerinde yürüyor gibiydim. Fenerbahçe’nin Kasımpaşa yenilgisini izlesey- dik seninle Sevgili Abdül kardeş! Seni yazmak için gazeteye geldiğimde, ikinci ka- ta çıktım önce. Odana baktım, kapalıydı. Eğer açık olsaydı, çekmeceni açıp, badem ez- mesi kutusunu arayacaktım. Daha doğrusu bu- lursam iki üç badem ezmesi çalacaktım. Belki sen gelecektin o sırada ve beni suçüstü yakalayacaktın... Kapın kapalıydı dostum, kapalı... Odama çıktım... Ertin Akgüç ve Arif Kızılyalın geldi odama... Ertin Akgüç seni şöyle tanımladı: “Bir İstanbul efendisini kaybettik!” Evet sevgili Abdül kardeş... Seni bugün uğurluyoruz gökyüzüne... Düşsüz uykularımız, yarım kalan düşlerimiz... Anılarımızla baş başayız artık. Işığa dolanmış bir düşünce, söylenmemiş şar- kıları söylüyor. Bir akçakavak yaprağı kış güneşinin altında üşü- yor... Güle güle Abdül kardeş, güle güle! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Gül Ürdün’e gidiyor ANKARA (Cum- huriyet) - Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül, Ür- dün Kralõ Abdullah’õn davetine icabetle, bu- gün Ürdün’e gidiyor. Resmi ziyaret 3 Aralõk 2009 tarihine kadar sü- recek. Ziyaret sõrasõn- da iki ülke arasõndaki ilişkiler ile bölgesel ve uluslararasõ konularda- ki gelişmelerin ele alõn- masõ, ayrõca ekonomik ve ticari ilişkilerin ge- liştirilmesi üzerinde durulmasõ öngörülüyor. SHP: Hak arama meşrudur ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - SHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Deniz Ça- kõr, Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik’in, bir günlük uyarõ grevi ya- pan KESK ve KAMU- SEN’de örgütlü kamu çalõşanlarõnõn eylemini “yasaya aykõrõ” ilan et- tiğini hatõrlatarak Er- doğan ve Çelik’in eyle- me katõlanlarõ halkõn gözünde karalamaya çalõştõğõnõ savundu. Çakõr, “Başbakan ve AKP sözcülerine ‘ya- sanõz batsõn’ diyoruz. Çünkü, meşruiyeti ol- mayan yasa ‘adaleti’ ortadan kaldõrõr. Yüz binlerce kamu çalõşanõ- nõn hak arama eylemi meşrudur” dedi. Akyurt’ta ‘cemevi’ talebi ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Yõlmaz Ateş, Ak- yurt ilçesi Saracalar Mahallesi’nde Alevi va- tandaşlarõn “cemevi” inşasõ için belediyeye başvurduklarõnõ belirte- rek “Arkadaşlarõmõz cemevi yapõlmasõ için imza toplamõşlar. Bu imzalarõ Başbakanlõk’a ulaştõrmalarõnõ söyle- dim. Bu taleplerinin ta- kipçisi olacağõz” dedi. Akyurt ilçesi Saracalar Mahallesi’nde vatandaş- larla bayramlaşan Ateş, cami inşaatõ yapõlan ala- nõn yakõnõnda düzenle- diği basõn toplantõsõnda, mahallede yaşayan va- tandaşlarõn çoğunluğu- nun Alevi olduğunu ve bölgeye cemevi yapõl- masõ için belediyeye başvuruda bulunduklarõ- nõ söyledi. Öğretim üyesi alınacak GAZİANTEP (AA) - Gaziantep Üni- versitesi’ne, bazõ ana bilim dallarõnda görev yapacak öğretim üyele- ri alõnacağõ bildirildi. Alõnacak akademisyen- lerin 2’sinin profesör ve 13’ünün de yardõm- cõ doçent olacağõ ifade edilen açõklamada, ilan edilen profesör kadro- larõnõn daimi statüde olduğu, adaylarõn baş- vuracaklarõ ana bilim dalõnõ belirten dilekçe- lerini Rektörlüğe tes- lim etmeleri gerektiği kaydedildi. Adalet Bakanlõğõ, dinleme tartõşmalarõnõn HSYK’nin yapõsõnõn değiştirilmesiyle sona ereceğini ileri sürdü AKP’nin ‘dinleme’ oyunu EMİNE KAPLAN ANKARA - Hâkim ve savcõlarõn te- lefonlarõnõn dinlenmesi tartõşmasõnõn odağõnda yer alan Adalet Bakanlõğõ, so- runun çözümü için Hâkimler ve Sav- cõlar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) ya- põsõna işaret etti. Bakanlõğõn hazõrladõğõ bilgi notunda, yaşanan tartõşmalarõn Yargõ Reformu Strateji Taslağõ’nda be- lirtilen amaç ve hedeflerin yaşama ge- çirilmesi gerekliliğini bir kez daha or- taya çõkardõğõ savunulurken; güven ve- ren bir adalet sistemi için Teftiş Kurulu Başkanlõğõ’nõn HSYK’ye bağlanmasõ, hâkim ve savcõlarõn disiplin, inceleme ve soruşturma işlemlerinin kurul bün- yesinde yapõlmasõ önerildi. Bakanlõk, aynõ taslakta HSYK’nin üye sayõsõnõ arttõrarak üyelerin bir bölümünün TBMM tarafõndan seçilmesini öngö- rüyor. Telefonlarõ dinlenen hâkim ve savcõlarõn yasalar çerçevesinde so- ruşturulduğu belirtilen bilgi notunda yer alan veriler, AKP hükümetleri döneminde hâkim ve savcõlarla ilgili şikâyetlerin yüzde 65 oranõnda arttõğõnõ ortaya koydu. Adalet Bakanlõğõ, son dönemde hâ- kim ve savcõlarõn dinlenmesiyle artan telefon dinleme tartõşmasõyla ilgili ola- rak bir bilgi notu hazõrlayarak AKP’li milletvekillerine sundu. Hâkim ve sav- cõlarla ilgili soruşturmalarõn yasalar çerçevesinde yapõldõğõ vurgulanan bil- gi notunda, yargõ mensuplarõnõn gö- revlerini yerine getirirken hukuk ku- rallarõ içerisinde hareket etmek zorun- da olduklarõ, bağõmsõzlõğõn hâkim ve savcõlarõn kurallara uyma zorunlulu- ğunu ortadan kaldõrmadõğõ kaydedildi. Bilgi notunda, “Hâkim ve savcılarımız genel olarak hukuk kurallarına uy- ma noktasında gereken dikkat ve öze- ni göstermekle birlikte bazı hâkim ve savcılarımızın da zaman zaman hu- kuk kurallarını ihlal ettikleri görül- mektedir. Bu nedenle haklarında mahkemelerce mahkûmiyet karar- ları, HSYK tarafından da çeşitli di- siplin cezaları verilmektedir” denil- di. Hâkim ve savcõlar üzerinde gerekli gereksiz soruşturmalar yapõlarak yar- gõnõn tedirgin edildiği, çok sayõda din- leme kararlarõyla sindirilmeye çalõşõl- dõğõ iddialarõnõn doğru olmadõğõ savunulan bilgi notunda, tartõşmalara çö- züm önerisi olarak “Yar- gı Reformu Stratejisi Belgesi”ne işaret edildi. Yaşanan tartõşmalarla belgede belirtilen amaç ve hedeflerin yaşama ge- çirilmesinin gerekliliğinin bir kez daha ortaya çõktõ- ğõ savunulan bilgi no- tunda, “yargının ba- ğımsızlığını ve tarafsız- lığını güçlendirmek, gü- ven veren bir adalet sis- temini oluşturmak” için HSYK’nin yapõsõnõn de- ğiştirilmesi önerildi. Notta, şu görüşlere yer verildi: “Önerdiğimiz HSYK yapısında Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın HSYK’ye bağlanması, hâkim ve savcıların de- netiminin kurul bünye- sinde gerçekleştirilmesi, halen Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nce yürü- tülen hâkim ve savcıla- rın disiplin, inceleme ve soruşturma işlemle- rinin kurul bünyesin- de yapılması, Personel Genel Müdürlüğü ta- rafından yürütülen se- kreterya hizmetlerinin kurula devredilmesi, HSYK’nin müstakil bi- nasının bulunması ve kendi bağımsız bütçesi- ni kullanması hedeflen- mektedir.” Aynõ taslakta, HSYK’nin üye sayõsõnõn arttõrõlmasõ, üyelerin bir bölümünün TBMM ta- rafõndan seçilmesi gibi düzenlemeler de yer alõ- yor. Üyelerin TBMM ta- rafõndan seçilmesinin yargõyõ daha da siyasal- laştõracağõ, HSYK’yi hü- kümetlere bağlõ bir hale getireceği eleştirileri gün- deme gelmişti. Bilgi notunda, “Yar- gının içinde bulunduğu bugünkü durumdan şi- kâyetçi olan, değişiklik yapılmasını isteyen tüm kurum ve kişileri bu sürece katkı vermeye davet ediyor ve destek- lerini bekliyoruz” çağ- rõsõ da yapõldõ. HSYK’nin üye sayõsõnõ arttõrõp üyelerin bir bölümünün TBMM tarafõndan seçilmesini hedefleyen bakanlõk, hâkim ve savcõlarõn denetiminin kurul bünyesinde gerçekleştirilmesiyle ‘güven veren bir adalet sistemi’nin sağlanabileceğini savundu. Bakanlõğõn hazõrladõğõ bilgi notunda, AKP hükümetleri döneminde hâkim ve savcõlarla ilgili şikâyetlerin yüzde 65 oranõnda arttõğõ ortaya çõktõ. MHP’Lİ BAL ‘Başbakan Erdoğan’ın tavrı ideolojik’ BARIŞ YAMAN KONYA - MHP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Faruk Bal, ABD’nin Irak’tan çekilmesinin ardõn- dan bölgede şidde- tin daha da artacağõ- nõ savunarak “Tür- kiye de Barzani ve Talabani’ye koru- culuk yapacak. Bu yüzyıl içerisinde Türkiye’nin yapa- bileceği en büyük yanlıştır” dedi. MHP Konya il ör- gütünün Kurban Bayramõ nedeniyle Bera Otel’de düzen- lediği bayramlaşma töreninde konuşan Bal, “Analar ağla- masın şehit kanı akmasın” sözleri- nin milletin yüre- ğinde oluşturduğu sõcaklõkla bir ihane- tin içine girildiğini belirterk, “O iha- net, meseleye yan- lış bir teşhisle ka- sıtlı olarak bir et- nik unsur ilave edilmek suretiyle ‘Kürt açõlõmõ’ adı- nın verilmesidir” diye konuştu. Bal, Danõştay’õn katsayõ kararõna da değinerek şöyle de- vam etti: “Sayın Başbakan Danış- tay’ın bu kararı- nın ideolojik oldu- ğunu söylüyor, kendisinin tavrı ideolojik değil mi? Hatta ideolojiyi su- iistimal etmek de- ğil mi?” ‘Çingene denilmesin’ ABİDİN YAĞMUR MERSİN - Kürt ve Alevi açõlõmõnõn ardõndan Başbakan Erdoğan’õn “Roman açılımı” yapacak- larõnõ açõklamasõ Romanlarõ umutlandõrdõ. Mersin kent merkezinin ortasõnda kalmõş Turgut- reis, Alsancak, Barõş ve Bahçe mahallelerinde, tek göz evlerde, zor şartlarda yaşayan Romanlar, Erdo- ğan’õn açõlõm açõklamalarõnõn ardõndan çalõşmalara başladõ. 10 Aralõk’ta düzenlenecek Roman çalõşta- yõnda, Mersinli Romanlarõ temsil edecek olan Ro- manlar Sosyal Kültür Dostluk ve Dayanõşma Derne- ği Başkanõ Cemal Moğultekin, “Romanların 3 so- runu vardır: Eğitim, iş ve konut” diye konuştu. Moğultekin, Romanlara yönelik ayrõmcõlõk nedeniy- le hem eğitimden hem de iş olanaklarõndan geri kal- dõklarõnõ anlattõ. Mahalle sakinlerinden Talip Mo- ğultekin ise devletin kapalõ alanlarda sigara içilme- sini yasakladõğõ gibi, Çingene sözünün hakaret için kullanõlmasõnõ da yasaklamasõnõ istedi CHP’nin ‘efsane gençliği’ toplandõ MİYASE İLKNUR CHP’nin, tarihindeki en görkemli dö- nemini yaşadõğõ 1973-80 yõllarõ ara- sõnda tüm siyasi partilerin gõpta ettiği bir gençlik örgütlenmesi vardõ. Türki- ye’yi hallaç pamuğu gibi atan, tarlada, fabrikada, üniversitelerde, gecekon- du bölgelerinde, grev çadõrlarõnda ey- lem koyan, üye ve sempatizan ka- zanma mücadelesi veren, bir günde görkemli mitingler düzenleme reflek- sine sahip olan, kongrelerde alternatif aday ve liste çõkarõp başarõ kazanabi- len bir gençlik örgütlenmesinden söz ediyoruz. 12 Eylül 1980 darbesi olmasaydõ bel- ki birçoğunu milletvekili, hatta bakan olarak görebileceğimiz bu genç kad- rolar, bir yandan cuntanõn estirdiği terör, bir yandan da partinin yöneti- ci kadrolarõnõn toparlayõcõ bir liderlik anlayõşõ sergileyememesi nedeniyle dağõldõ.. Sonuçta sosyal demokrat ce- nahta geçmişin birikiminden ve dene- yiminden habersiz kadrolar ve nesebi belirsiz bir siyaset kültürü ortaya çõk- tõ. Gençlik ve Kadõn Kollarõ ise sade- ce yasadaki hükmü yerine getirmek ve görüntüyü kurtarmak için vardõ. Miting düzenlemek için artõk genç- liğin sokak sokak dolaşmasõna, afişle- me ve kilometrelerce yazõlama çalõş- masõna ihtiyaç kalmamõştõ. İzleyici toplamak için bedeli mukabilinde ün- lü sanatçõlardan, afiş ve pankartlar için profesyonel ajanslardan hizmet alõ- nõyordu. CHP’nin 1980 öncesi genç- lik örgütlenmesi artõk efsane olmuştu. Kuşaktan kuşağa anlatõlan o nostaljik anõlarõn kahramanlarõ, önceki gün Güneş Otel’deki yemekte buluştu. Bir- çoğu artõk emekli olup torun büyüten efsane gençliğin temsilcileri, kapõdan ilk girdiklerinde birbirlerini tanõmak- ta zorlandõlar. “Ulan Apo sen misin?”, “Ya şu kel kafalı şişko bizim Faik de- ğil mi?”, “Oğlum Batur ayrı masa kurup yine muhalif takılma”, “Üs- küdar’ın delisi Tahir nerede?”, “ Sö- zeri benim yerimi değiştir bunlar son gençlik kolları seçiminde bize kazık atmıştı”, “İlhan Biber’in yavruları yine kafa kafaya vermiş bir plan çe- viriyorlar”, “Zeki Alçın genel başkan olarak bu duruma el koysun, yoksa biz de kulise başlarız bak”, “Oğlum biz Ali Topuz’un mektebinden ye- tiştik, sizin kulisinizi yerim be” söz- leri ve kahkahalar havada uçuştu o ge- ce. Bu buluşmanõn tek amacõ “özlem gidermek”ti. Ame bir gecelik buluşma yetmedi. Katõlanlar bir geceliğine öz- lem giderdi, gelemeyenlerle en kõsa sü- rede buluşmanõn planlarõ yapõlarak dağõlõndõ... Romanlar konut, eğitim ve iş sorunlarõnõn çözülmesini istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Ge- nel Başkanõ Masum Türker, Hulki Cevizoğlu başkanlõğõnda kurulan Demokratik Sol Halk Par- tisi’ni (DSHP) Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na şikâyet edeceklerini bildirdi. DSP’den istifa ederek DSHP’nin kuruluşuna öncülük eden Rahşan Ecevit ile eski partisi ara- sõndaki ad ve amblem kavgasõ büyüyor. DSHP Genel Başkanõ Hulki Cevizoğlu bu kavgayla il- gili olarak “Ak güvercin yuvasına döndü” der- ken, Rahşan Ecevit de “Güvercin çok eskiden benim köylü derneğimin güverciniydi. Ben DSP’ye vermiştim. Şimdi geri alabilirim” de- di. Türker ise şöyle konuştu: “Sayın Bülent Ec- evit’i sahiplenmiş olmalarından memnun olu- ruz. Ancak partinin ismi ve logosunun marka tescilini yaptırmıştık. İtirazımızı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapacağız.” DSP, DSHP’Yİ ŞİKÂYET EDECEK Ad ve amblem kavgası büyüyor 36 yõldan sonra buluşan 80 öncesi CHP gençliği özlem giderip anõlarõnõ tazeledi CHP’nin efsane gençliği, kadehlerini “Akgünlere” esprisiyle kaldırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle