21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 ARALIK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] Kültür Servisi - Şener Özmen ve Cengiz Te- kin’in 2006-2009 yõllarõ arasõnda birlikte ürettikleri ve ilk kez kapsamlõ bir sergiyle izleyiciyle buluşacak olan “Orijinal Mesaj” serisi, bugün Outlet//İhraç Fazlasõ Sanat’ta açõlõyor. Günümüzün toplumsal-siyasal te- melde ‘iz bırakan’ meselelerini ele alan se- ri, “Umut”, “Manzara”, “Bravo”, “Bir gün bir T ve bir K” adlõ birbirine bağlõ dört videodan ve bu video yapõtlarõna eşlik eden sanatçõlarõn yeni dönem fotoğraf işlerinden oluşuyor. “Orijinal Mesaj” uzun zamandõr süregelen Türkiye’deki politik sõkõntõlara dair geniş bir perspektif sunarken, sanatçõya özgü bir inançsõzlõk ve angaje olmama halini de içe- riyor. Otobiyografik olduğu kadar toplum- sal olanõ da kapsayan bu videolarda, ironik hatta çoğu zaman absürd olarak nitelendi- rilebilecek bazõ durumlarõn gündelik yaşa- mõn bir parçasõ olduğu gösteriliyor. 2000’li yõllarõn ortalarõndan itibaren hem kişi- sel hem de ortak işler üreten Özmen ve Te- kin’in çalõşmalarõ, ironinin kara mizaha dönüştüğü, kendileri dahil her konu ve ki- şinin eleştirilebildiği bir düzlemde konum- lanõyor ve gündelik yaşam ritüellerinden, güncel politik olaylara her türden konuyu içeriyor. Sergi, 9 Ocak’a kadar Outlet//İh- raç Fazlasõ Sanat’ta. KAYA ÖZSEZGİN İ stanbul’da hayata geçirilen özel müzeler, bir- biri arkasõna ve birbirleriyle yarõşõrcasõna ya- bancõ kaynaklõ sergiler düzenledikçe, bir ge- çiş dönemi sayabileceğimiz bu aşamada yerli iz- leyici, kendi ülkesinin sanatçõlarõndan gözünü ayõ- rõp Batõ’nõn ünlenmiş ustalarõyla geçici de olsa ya- kõndan tanõşma olanağõ buluyor, hiç değilse o us- talarõ ve onlarõn yakõn çevrelerini müzelerimize sürekli olarak kazandõrma yolunda bir “uyanış”a tanõk olacağõmõz zamana kadar. Bu aşama şimdilik epeyce uzakta görünüyor gö- rünmesine ama, izleyici bilinçlenip kültür orta- mõmõz bunun bir ihtiyaç olduğu yolundaki kanõ- lara sahip çõktõkça umutla beklememiz de müm- kün. Suna ve İnan Kõraç Vakfõ Pera Müzesi’nde “Yaşam ve Aşk” başlõğõ altõnda Kudüs İsrail Mü- zesi’ndeki Chagall koleksiyonundan seçilen 160 yapõtõn yer aldõğõ ve küratörlüğünü Meira Perry-Lehmann’õn yaptõğõ sergi, bu olumlu sürece yeni bir halka eklemekte. Sanatçõnõn ya- şamöyküsünü konu alan desenlerinden “Kutsal Kitap” illüstrasyonlarõna, La Fontaine masallarõ ve Gogol’ün “Ölü Canlar” kitabõyla ilgili, ço- ğu asit yedirme tekniğiyle oluşturulmuş özgün- baskõ resimlerine ve bu arada az sayõda birkaç tab- losuna kadar kapsamlõ bir içerikle donanõmlõ olan bu sergi, Rus folkloru, Yahudi gelenekleri, aşk ve sevgi gibi temalar çevresinde biçimleniyor. Söz konusu temalar, Chagall’õn eşi Bella ile ya- şadõğõ tutkulu aşk serüvenini yansõtanlar hariç tu- tulursa, ailesiyle birlikte Paris’e taşõndõğõ 1920’li yõllarõn modernite amaçlõ akõmlarõnõn dõşõnda kal- maya kararlõ bir sanatçõnõn dirençli dünyasõ hak- kõnda yeterince bilgi veriyor. Bu dünyayõ anlamak ve yorumlamak, belki bu dünyaya sõrdaş olmanõn olanaklarõnõ kendi kül- tür bünyesinde yaşatmõş olan Türk izleyicisi için çok daha kolay. Hele Vitebskli sanatçõnõn ilk- gençlik yõllarõnda ülkesinden ayrõlarak bir süre bi- zim Büyükada’da kaldõğõ da düşünülürse, ki bizdeki kaynaklarda bu olaya pek az yer veril- miştir, Chagall konusundaki duyarlõlõğõmõzõn bir başka nedeni de var demektir. Başta Vollard olmak üzere, ondaki yaratõcõ cev- heri keşfedenlerin, Chagall’õ baskõ tekniğine yönlendirici çabalarõ, aynõ dönemin öteki illüs- tratörleri yanõnda onun bu alanla özdeşlik yara- tan gücünün erken tarihlerde belirmesinde önem- li bir etken olmuştur. Pera’nõn üç katõnõ dolduran resimler ve belge- ler, ilginç ama her tür gösterişe mesafeli duran, gerçekçi ama betimlemeden uzak, fantastik ama köklerine bağlõ, çekici ama gereksiz her tür özentinin dõşõnda, sesini fazla yükseltmeyen ama içten içe iddiasõnõ dõşa vurabilen bir sanat- çõnõn, örneğine pek az tanõk olabileceğimiz yol haritasõ hakkõnda yeterince aydõnlatõyor merak- lõsõnõ. İçindeki dünyanõn perspektifinden dõş dünya- ya bakan bu tür vizyon sahibi bir sanatçõ için yol gösterici olan tek şey, içinden gelerek tanõklõk et- tiği yaşamõn kendisi olabilirdi ancak. Nitekim mütevazõ bir kasabada başlayan yaşamõ, Rus Ya- hudisi olarak o çevreden edindiği gözlemler üzerinden yapõtõna yansõmõş ve öylece sürmüştü. Yüz yõla yaklaşan bir yaşam süreci, bir anlamda tek bir yapõtõn içinden kollarõnõ her yana salan zen- gin bir izlenimler yumağõdõr. Bu yumağõn sar- mallarõnõ çözmekte zorlanmayacaktõr izleyici; çün- kü sanatçõsõ, izleyicinin ona bu yöndeki çabasõ- nõ yönlendirecek ipuçlarõnõ yeterince göster- mektedir zaten eserinde. Chagall sergisi, güncelliğin tõkõz sõnõrlarõnda ta- kõlõp kalmõş olanlarõn ufkunu genişletmekte etkili olabilir. O kadarla da kalmaz, sanatsal anlamda zenginliğin sõrlarõ üzerine yeni bir bildiri sunmak gibi, pek çoğumuzun ihtiyacõ olduğundan kuşku duymadõğõm bir işleve de aracõlõk edecektir. ([email protected] ) Marc Chagall’õn ‘Yaşam ve Aşk’ sergisi Pera Müzesi’nde 24 Ocak 2010’a kadar görülebilecek İstanbul’dabiryaşamtürkücüsü Chagall sergisi, güncelliğin tõkõz sõnõrlarõnda takõlõp kalmõş olanlarõn ufkunu genişletmekte etkili olabileceği gibi, sanatsal anlamda zenginliğin sõrlarõ üzerine yeni bir bildiri sunma işlevine de aracõlõk edecektir. CEREN ÇIPLAK “Sikkeler Ne Anlatır? Ortaçağ Anadolu Sikkelerinde Simgeler ve Çokkültürlülük” adlõ ser- gi, Yapõ Kredi’nin sahip ol- duğu 55 bin parçalõk dün- yanõn üçüncü büyük sikke koleksiyonundan seçile- rek oluşturulan önemli bir sergi. Sergide, Ro- ma, Bizans, Danişment, Saltuklu, Mengücek, Sel- çuklu, Artukoğullarõ, Ata- bekliler, Eyyubiler, Mem- lukler döneminde basõlmõş ve tematik başlõklar altõnda toplanmõş 180 orijinal sikke var. Sikkeler devletin armasõ, sikkeyi bastõran hükümdarõn adõ, basõm tarihi, değeri gibi çeşitli veri- lerin yanõ sõra, üzerindeki çeşitli figürler de Anadolu uygarlõklarõnõn, kültürlerinden, bulunduklarõ coğrafyaya, dönemin iktidarõna dö- neme ait pek çok bilgiyi içeriyor. Serginin kü- ratörü Şennur Şentürk’e göre bu sergi “ob- jektif birer tarih vesikası”. Ortaçağ Anadolusu’nun çokkültürlü yapõsõ- nõ sikkelerle yansõtmayõ amaçlayan sergideki sik- kelerin toplanma süreci yani ‘Yapı Kredi Pa- ra Koleksiyonları’nõn baş- langõcõ 1954 yõlõna uza- nõyor. Bankanõn ku- rucusu Kazım Taşkent banka- nõn 10. kuruluş yõlõnda döne- min kültür ve sanat adamlarõn- dan bir gru- bu çevre- sinde toplar ve henüz eski eser yasasõnõn çõkarõlmamõş ol- duğu dönemlerde yurtdõşõna götürülen kültür varlõklarõnõn bun- dan sonra ülkede kalmasõ için bir şeyler yapmalarõnõ ister. “Gözlerinin görmediği dönemde bile eski eserleri dokunarak tanıyan antikacı Hüseyin Kocabaş’tan ve Şerafettin Erel’den para ko- leksiyonlarını satın alıyorlar. (Yapı Kredi Pa- ra Koleksiyonları’nın çekirdeğini oluştu- ran bu iki koleksiyona ait sikkeler ‘nadir eser- ler’ grubunda) Bu koleksiyonlara daha son- ra Behzat Butak, Ekrem Humbaracõ, Osman Fe- rit Sağlam, Muazzez Erman, Fethi Aktan, Nusret Karaca ve son olarak 1994’te Cüneyt Ölçer’in koleksiyonları ekleniyor” diyor Şen- türk. Türkiye’deki para koleksiyonlarõna ilgi- nin az olmasõnõn nedenine, yani tarihle ara- mõzdaki kopukluğa da değiniyor Şentürk: “Türkiye’nin en fazla 250 üyeli bir nümiz- matik derneği var ama aktif olarak para ko- leksiyonu yapan insan çok az. Üniversitelerde nümizmatik dersi yok.” İslam dinindeki suret yasağõna karşõn Orta- çağ Anadolu’sunda basõlan ve bu sergiye konu olan sikkelerde insan sureti, doğaüstü yaratõk ve hayvan motifleri görüyoruz: “İran, Mısır ve Su- riye’deki İslam ülkelerinde basılan resimsiz, sadece yazılı Emevi ve Abbasi altın ve gümüş sikkelerine karşın, Anadolu’da aynı dö- nemde basılan bol resimli, insan figürlü bronz sikkeler, ortaçağ Anadolu’sunda İs- lamiyetteki resim yasağının tam olarak uy- gulanmamış olduğunu gösteriyor. 14. yy’dan sonra Anadolu’da basılan Osmanlı sikkele- rinde de çok belirgin olmayan hayvan ve bit- ki resimleri kullanılmış ama insan sureti yer almamıştır.” Sikkelerin ne anlattõklarõnõ merak ediyorsa- nõz 31 Aralõk’a dek Vedat Nedim Tör Müzesi’ni ziyaret etmelisiniz. Tarihinobjektifvesikaları... Jones’un senaristine ödül Kültür Servisi - Senarist Andrew Davies, Britanya Yazarlar Derneği tarafõndan ‘Yaşamboyu Başarõ Ödülü’yle taçlandõrõldõ. Televizyon için yaptõğõ ‘Aşk ve Gurur’, ‘Little Dorrit’ gibi klasiklerin adaptasyonlarõyla tanõnan Davies, aynõ zamanda ‘Bridget Jones’un Günlüğü’ filminin de senaristi. Dernek, ayrõca Coronation Street dizisinin senaristi Terry Pratchett’e de ‘Yayõmlanan En İyi TV Dizisi’ ödülünü layõk gördü. Yazarlar ödüllerini önceki akşam Londra’da düzenlenen törenle aldõ. Farjad’dan Türkiye turnesi Kültür Servisi - İran asõllõ keman virtüözü Farid Farjad’õn 3 konserden oluşan Türkiye turnesi 4 Aralõk’ta Ankara’da başlõyor. Farjad, Ankara’da ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu’ndaki konserin ardõndan 6 Aralõk’ta İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde konser verecek. Farjad’õn İstanbul konseri ise 11 Aralõk’ta Kültür Üniversitesi Akõngüç Oditoryumu’nda olacak. Eserlerinde sadece keman ve piyano kullanan Farid Farjad’õn Batõ klasik müziği üzerindeki çalõşmalarõ Fars müziğinin gelişiminde büyük öneme sahip. AtatürkveÜlküçizgiromanda İSTANBUL (AA) - Atatürk’ün manevi torunu Ahmet Kemal Doğançay, Atatürk ile annesi Ülkü Adatepe’nin 6 yõl boyunca yaşadõklarõnõ çizgi roman haline getirecek. Doğançay’õn “Çocuklara paralardaki, heykellerdeki değil de gerçek Atatürk’ü anlatmak istiyorum” dediği çizgi roman projesi, her birinin içinde iki hikâye olan 12 ciltten oluşacak. Bu ilginç kompozisyon, sikkelerin ba- sıldığı coğrafyanın binlerce yıllık kültür birikimiyle birkaç yönden okunabilir. İl- ki Yunan Mitolojisi’nde Persius’un Gorgolardan Medusa’yı öldürme mito- lojisini konu alan bir Yunan sikkesi ve- ya heykelinden esinlendiği söylenebilir, başka bir görüş ise burçlar ve gezegen- lerle ilgili. Güneşin koç burcuna girdi- ği zaman Türk kozmolojisinde ve min- yatürlerde bu sikkede olduğu gibi koç üs- tünde bir kişi bir elinde kılıç diğer elin- de kesik baş tutar. Ayrıca Selahaddin Ey- yubi, Haçlı ordusunu Hıttin savaşında yendikten sonra Haçlı ordusunun ku- mandanı Reynold de Chatillon’u kafa- sını keserek öldürür. Bu öykünün sik- kenin üzerine anı veya kahramanlık öy- küsü olarak basıldığı düşünülüyor. Sikkelerinanlattõklarõ DoğumGünü,1915,tuvalüstüneyağlıboya. ‘Orijinal Mesaj’õnõz var Şener Özmen ve Cengiz Tekin’in sergisi Outlet//İhraç Fazlası Sanat’ta Mardin Artuklularından bakır sikke. Artuklulardan bakır sikke. Bağdaş kurarak oturan Orta Asya Türk tipi bir hükümdar veya bir kahraman. ‘Sikkeler Ne Anlatõr’ sergisi ortaçağ Anadolusu’nun çokkültürlü yapõsõnõ sikkeler üzerinden gözler önüne seriyor Çocuk Kardiyolojisi Türk Kalp Vakfı Kalitesi ve Titizliğiyle Hizmetinizde 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr TÜRK KALP VAKFI Nüfus cüzdanõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. SÜLEYMAN AYAS SİNAN ER AHMET ULUÇAY’A VEDA BUGÜN Kültür Servisi - Sinema âşõğõ ve tutkunu yö- netmen Ahmet Ulu- çay, dün tedavi gör- düğü Çapa Tõp Fakül- tesi’nde hayatõnõ kay- betti. Kendi hayatõndan da izler taşõyan ilk uzun metrajlõ filmi ‘Karpuz Kabuğu’ndan Gemiler Yapmak’ ile 2004’te İstanbul Film Festivali ve SİYAD yõlõn en iyi filmi dahil 40’a yakõn ödül kaza- nan alaylõ yönetmen, uzun süredir beynindeki urla mücadele ediyordu. Uluçay için bugün sa- at 11.00’de Beyoğlu Sinemasõ’nda bir uğurla- ma töreni düzenleniyor. Uluçay, törenin ardõn- dan memleketi Kütahya’ya götürülerek Tavşanlõ köyünde toprağa verilecek. 1954’de Kütahya’da doğan Ahmet Uluçay, ilk- okuldayken köye gelen bir seyyar sinemacõ sa- yesinde sinemayla tanõştõ. İlkgençlik yõllarõnda bir arkadaşõyla sinema makinesi yapmak için üç yõl uğraştõ ve ahõrda köylülere film gösterme- ye başladõ. 1992’de “Optik Düşler” adlõ ilk kõ- sa filmini çekti. Ayrõca yedi kõsa filmi olan yö- netmenin “Optik Düşler” ve sonrasõnda çek- tiği “Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak” filmleri 1994’te 6. Ankara Film Festivali’nde gösterildi. Kamyon şoförlüğü ve inşaat işçiliği, tavukçuluk gibi işlerle uğraşan Uluçay, bu işlerin hepsin- den iflas etti. ‘Karpuz Kabuğundan Gemi- ler Yapmak’õ çekerken geçimini sağlamak için yem fabrikasõnda hamallõk da yapan Uluçay, “Karpuz kabuğundan gemi değil, Titanic bi- le yaparsın. Para değil, yürek meselesi...” de- mişti. Son filmi ‘Bozkırda Deniz Kabu- ğu’nun çekimlerini kõsa bir süre önce tamam- layan Uluçay, filminin adõnõ, yõllar önce boz- kõrda dolaşõrken bulduğu bir deniz kabuğun- dan esinlenerek koymuştu. Bozkõrõnyönetmeni yaşamõnõ yitirdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle