Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2009 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Yüksek Yargının
Denetimi ve Yalan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
Danıştay’ın katsayı ile ilgili kararının “ideolojik”
olduğunu söylemesi yeni olmadığı gibi, şaşırtıcı
da değil.
Anımsayacaksınız, kendileri engin hukuk
bilgileriyle Danıştay’ın türban ile ilgili bir kararını
eleştirirken de, tarihe geçecek şu akla mantığa
sığmaz sözü etmişlerdi:
- Ulemaya danışmışlar mı?
Sakın Başbakanımızın, Osmanlı döneminden
kalmış, ülkemizin en köklü kuruluşlarından biri
sıfatını kazanan Danıştay’ı küçümsediği, ona
karşı özel bir husumeti olduğu sanılmasın.
Kendileri, tutkunu olup, kapısının eşiğinde
nöbet tuttukları Avrupa’nın önemli
kurumlarından biri olan Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi konusunda da aynı eleştirel tavır
içinde olmuş, onların da davalı Türkiye
Cumhuriyeti’ni haklı gören türban konusundaki
kararı ile ilgili olarak da aynı soruyu sormuştu:
- Ulemaya danışmışlar mı?
Sonra da bir sürü aklıevvel, Türkiye’yi neden
AB’ye almıyorlar diye garip ve aval sorular
sormayı sürdürmüşlerdi.
Oysa Türkiye’nin Başbakan’ının laik hukuk,
kiliseden (tabii bizim durumumuzda cami oluyor
bu kurum) bağımsız bir yargı konusundaki
algısını ortaya koyan bu sözlerinden sonra
hangi izan sahibi âdem “Bizi Avrupa’ya neden
almıyorlar” sorusunu yüzü kızarmadan sorabilir
ki?
Tayyip Bey, dinden, ulemadan bağımsız laik
bir hukuk sistemini hiçbir zaman içine
sindirmediğinden, böyle bir şeyi aklına bir türlü
yerleştiremediğinden, yukarıdaki soruyu
rahatlıkla sorabiliyordu.
Demek ki Tayyip Bey’in kafasındaki hukuk
dinsel hükümlerden bağımsız olamazdı ve bu
hukukun yüksek yargısının nihai denetim mercii
de ulema olmalıydı. Halkın yarısından çoğunun
bile oyunu almadan kendisini milli iradenin tek
temsilcisi olarak gören Tayyip Bey, Danıştay’ın
son kararını ideolojik olarak nitelerken biz de
kendisine haklı olarak şu soruyu sormak isteriz:
- Kararın ideolojik olduğu yolunda hükme
varırken, ulemaya danıştınız mı? Öyle ya,
mademki yüksek yargının son denetim merkezi
ulema, o zaman kararın uygunluğunun
sorulacağı yer de orası olmalıydı, Başbakanlık
makamı değil.
Mantık olarak tutarlı görünen bu düşüncemiz,
bir yanlış saptamadan yola çıktığı için doğru
değil.
Çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan için yüksek
yargının denetim mercii ulema da olmayıp
yürütmenin başı olan kendisidir.
Böyle bir demokrasi anlayışıyla bir ülkenin
nereye varacağını fazla merak etmeye gerek
yok; içinde bulunduğumuz durum merakınızı
giderecek öğedir.
Nevi şahsına münhasır demokrasimizde
Başbakanlık, yüksek yargının nihai denetim
merciidir.
Şimdi yeniden yol kenarlarına “Bul karayı al
parayı!” tezgâhları açılacak ve demokrasiden,
haklardan, özgürlüklerden dem vurulacaktır.
Bunların kaba yalanlar olduklarını tekrar
tekrar anlatmaya gerek var mı bilmem?
Bu yalanların başında, imam hatip liselerinin
mesleki eğitim verdiği savı yatıyor.
İmam hatip liseleri Tevhid-i Tedrisat’a karşı
kurulmuş kurumlardır ve kavganın mesleki
eğitim ile ilgisi yoktur.
Ayrıca demokrasi ve özgürlük mücadelesi
verdiklerini bir kez daha YÖK kararına saygı
bağlamında hiç sıkılmadan ileri sürenler
bilmelidir ki, YÖK, Anadolu Üniversitesi’nde
334 kişinin desteğini sağlayıp en çok oyu alan
rektör adayını çekip yerine 96 oyu alan kişiyi
liste başına koyarsa ve Sayın Gül de bunu
huzuru kalp ile onaylarsa, artık burada
özgürlük, demokrasi gibi kavramlardan söz
etmek utanç vericidir.
Utançtan nasibini almış olanlar için tabii ki...
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde
de 60 oy alan değil, 9 oy alan aday dekanlığa
atanırsa, artık söyleyecek bir şey kalmamıştır.
Bu durumda yapılacak olan, o fakültenin
öğretim üyeleri gibi istifa ederek, YÖK’ü ve
ardındaki iktidarı kendi ayıbı ile yüz yüze
bırakmak ve demokrasi, özgürlük yalanını
yalancıların suratına vurmaktır.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
‘Somut hiçbir bilgi yoktu’
İstanbul Haber Servisi -
ABD’nin eski Ankara Büyükelçi-
si Eric Edelman, AKP iktidarõnõn
Washington’u 2004 ve 2005 yõlla-
rõnda Türkiye’de darbe girişimi
olabileceği konusunda iki kez uyar-
dõğõnõ, ancak ne hükümet ne de
ABD istihbaratõnõn, Ergenekon da-
vasõnõn özünü oluşturan Ayışığı
ve Sarıkız darbe girişimleriyle il-
gili somut bilgi sahibi olmadõğõ
için herhangi bir adõm atõlmadõğõ-
nõ söyledi.
Gazetemiz Ankara Temsilcisi ve
yazarõ Mustafa Balbay’õn Ergene-
kon savcõlarõnõn darbe girişimleri-
ne ilişkin sorusuna karşõlõk “Ben
buradayım, Özden Örnek nere-
de?” sözleri uzun süre tartõşõlmõş,
bazõ gazetelere manşet olmuş, bir-
çok yazar tarafõndan da desteklen-
mişti. Dönemin ABD’nin Ankara
Büyükelçisi Edelman da görev yap-
tõğõ döneme ilişkin suskunluğunu
bozdu. Edelman, Milliyet gazetesi-
ne yaptõğõ değerlendirmede, “2004
kışı ve 2005 baharında AKP li-
derliğine yakın isimler birkaç de-
fa darbe olabileceği kaygısını ilet-
ti. Ancak kaygının ötesinde ne ol-
duğuna dair somut bir veri ya da
kanıt yoktu. Ordudan kimse ba-
na bu konuda konuşmadı. Ama
gelseydiler, ABD’nin seçilmiş hü-
kümetlerin devrilmesi için ana-
yasa dışı yollara başvurulmasına
karşı olduğunu söylerdim” dedi.
Ankara’daki görev süresince ge-
lişen bazõ olaylarõ Ergenekon da-
vasõnda ortaya çõkan yeni bilgiler õşõ-
ğõnda yorumlayan Edelman, o dö-
nem iktidar partisindeki endişeleri,
Ayõşõğõ ve Sarõkõz darbe planlarõy-
la ilişkilendirdi. İktidar çevrelerinin
askeri müdahale kaygõlarõnõn, özel-
likle 2004 kõşõ ve 2005 yõlõnõn ilk-
baharõnda başladõğõnõ ve 2005 yõ-
lõndaki Yüksek Askeri Şûra top-
lantõsõ öncesinde ise yoğunlaştõğõnõ
anlatan Edelman, şöyle devam etti:
“Bu zamanlama, kamuoyunda
Sarıkız ve Ayışığı olarak adlan-
dırılan ve dönemin Jandarma
Genel Komutanı Şener Eruy-
gur’un inisiyatifinde olduğu iddia
edilen süreçle eşzamanlı. Emek-
li Deniz Kuvvetleri Komutanı
Oramiral Özden Örnek’e ait ol-
duğu iddia edilen günlüklerle
ortaya çıkan ve Ergenekon da-
vasının da özünü teşkil eden bu
darbe planları, 2003-2004’te Ha-
va, Kara, Deniz ve Jandarma
komutanları arasında gizli bu-
luşmalarda gündeme gelmiş, an-
cak Genelkurmay Başkanı Öz-
kök’ün uyarı ve engellemesiyle
son bulmuştu. Ergenekon iddia-
namesindeki bilgilere göre 2003
sonunda devreye giren Sarıkız,
2004 Nisanı’nda Annan Planı re-
ferandumuyla rafa kalktı. Ancak
günlüklere göre Eruygur daha
sonra 2004’ün ikinci yarısında
Ayışığı ve Yakamoz planlarını
hazırlatarak, diğer kuvvet ko-
mutanlarının itirazlarına rağ-
men darbe ortamı yaratmak ko-
nusunda ısrarcı olmuştu. O dö-
neme tanıklık eden farklı ABD’li
yetkililerle sohbetler, orduda ba-
zı kademelerde AKP’den rahat-
sızlık olduğunu bildikleri, ancak
dönemin Genelkurmay Başkanı
Özkök’ün ordudaki kontrol gü-
cüne güvendiklerini gösteriyor.”
ABD istihbarat alamamış
Darbe planlarõndan ABD istih-
baratõnõn haberi olmadõğõnõ söyleyen
Edelman, “Anladığım kadarıyla
Amerikalılar Ankara’da birçok
kişi gibi o dönem binbaşı ve al-
baylar seviyesinde rahatsızlık ve
bazı çalışmalar olduğu dediko-
dularını duymuş; ancak gerçek-
ten komuta kademesinin içinde ol-
duğu bir plan olduğuna ihtimal
vermemiş. Genelkurmay Başka-
nı Özkök’ün liderliğine güven-
mişler” diye konuştu.
Büyükelçinin anlattõklarõndan en
çarpõcõ olanõ ise darbe planladõğõ
iddia edilen kuvvet komutanlarõnõn
kendisiyle birebir görüşmekten ka-
çõndõğõ idi. Edelman, bazõ durumlarda
ABD elçisinin özel randevu talebinin
de geri çevrildiğini anlattõ. Bu duru-
mu “şaşırtıcı” olarak niteleyen Edel-
man, “Darbe girişiminde olan bir
grubun ilk yapmak isteyeceği şey,
Washington’la sağlam bir ilişki
kurmaya çalışmak olmaz mı?” de-
di.
Ankara’da ABD elçiliğinin davet-
lerine katõlmayan komutanlarõn, yurt-
dõşõ seyahatlerinde ABD’lilerle temas
kurma girişiminde bulunmasõnõ da il-
ginç olarak yorumlayan Edelman,
ABD’yle “özel kanal” arayõşõna gi-
rildiğini anlattõ.
2004’te Kara Kuvvetleri Komuta-
nõ Aytaç Yalman’õn ayrõşmasõ,
2005’te ise Tolon’un, Hava Kuv-
vetleri Komutanõ İbrahim Fırtına ve
Örnek’in emekliye ayrõlmasõyla dar-
be fikrinin tamamen son bulduğunu
anlatan Edelman, “Kimse bana bu
konuda konuşmadı. Gelmiş olsa-
lardı, böyle bir hamlenin, askeri iliş-
kimizin kesilmesine neden olacağı-
nı söylerdim” diye konuştu.
Darbe planladõğõ iddia edilen kuvvet komutanlarõnõn kendisiyle bire bir görüşmekten
kaçõndõğõnõ anlatan Rick Edelman, bu durumu “şaşõrtõcõ” olarak niteleyerek “Darbe
girişiminde olan bir grubun ilk yapmak isteyeceği şey, Washington’la sağlam bir
ilişki kurmaya çalõşmak olmaz mõ?” dedi.
CIA eski üst düzey
yöneticilerinden Graham
Fuller’in bile bir felakete
dönüştüğünü açõkladõğõ BOP,
Türk Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn
gündeminden bir türlü
düşmüyor.
Washington’un bile gündeminden çõkardõğõ ‘proje’, Türk Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn 2010 bütçe tasarõsõnda yer aldõ
Dışişleri ‘BOP’a takılı kaldı
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Barack Obama’nõn
ABD Başkanõ seçilmesinden sonra
Washington yönetiminin bile
gündeminden çõkardõğõ Büyük
Ortadoğu Projesi’ne (BOP), Türk
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn “takılı
kaldığı” ortaya çõktõ. Dõşişleri
Bakanlõğõ’nõn 2010 yõlõ Bütçe
Tasarõsõ’nda, BOP’a ilişkin
yapõlmasõ öngörülen toplantõlar da
yer aldõ.
George Bush’un ikinci Başkanlõk
döneminin ardõndan, Irak ve
Afganistan’a ilişkin uygulanan
politikalardaki başarõsõzlõk
nedeniyle çöktüğü yorumlarõ
yapõlan, hatta õlõmlõ İslamõn
Türkiye’de yerleştirilmesi
politikasõnõn teorisyeni CIA eski üst
düzey yöneticilerinden Graham
Fuller’in bile bir felakete
dönüştüğünü açõkladõğõ BOP, Türk
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn
gündeminden bir türlü düşmüyor.
BOP, Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn
2010 yõlõ Bütçe Tasarõsõ’na da girdi.
Tasarõda, Dõşişleri Bakanlõğõ Özel
Kalem Müdürlüğü’nün hizmet
gerekçeleri ve hedefleri
sõralanõrken, “Her yıl, eylül ayında
düzenlenen Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu’na katılım”, “Her
yıl aralık ayında düzenlenen
AGİT Bakanlar Konseyi’ne
katılım”, “İKÖ toplantısına
katılım”, “AB zirvesi
toplantılarına katılım”,
“Ülkemize gelecek yabancı
cumhurbaşkanı ve diğer üst
düzey zevatın ağırlanmasına
ilişkin faaliyetler” maddelerinin
başõnda, “Büyük Ortadoğu Projesi
kapsamında bilgilendirme ve
eşgüdüm toplantıları” kalemine
yer verildi.
Ancak tasarõda BOP’a ilişkin
toplantõlarõn ayrõntõlarõna ilişkin
bilgi verilmedi. Oysa Ahmet
Davutoğlu, Dõşişleri Bakanlõğõ
koltuğuna oturmadan önce
Fransa’nõn önde gelen
gazetelerinden Le Monde ile yaptõğõ
söyleşide Bush yönetiminin Büyük
Ortadoğu Projesi’nin çöktüğünü
söylemiş, bölgesel sorunlarõn
çözümü için yeni bir yaklaşõm
gerektiğini belirtmişti.
Davutoğlu, Barack Obama’nõn,
çok taraflõ yeni bir yaklaşõm sözünü
verdiğini de vurgulamõş, “Tüm
bölgesel oyuncuların sürecin bir
parçası olduğunu hissedeceği
kapsayıcı bir yaklaşım gerekiyor”
açõklamasõ yapmõştõ.
Gündem:
TSK’ye
yönelik
iddialar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek As-
keri Şûra’nõn (YAŞ) güz dönemi olağan toplantõsõ
4 Aralõk Cuma günü Genelkurmay Başkanlõğõ Ka-
rargâhõ’nda yapõlacak. Daha önceden 1 Aralõk’ta ya-
põlmasõ öngörülen toplantõ, Kurban Bayramõ nede-
niyle 4 Aralõk’ta gerçekleştirilecek.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlõğõnda
yapõlacak toplantõya, Genelkurmay Başkanõ Orge-
neral İlker Başbuğ, kuvvet komutanlarõ, Milli Sa-
vunma Bakanõ Vecdi Gönül ile TSK’deki orgene-
ral-oramiral rütbesindeki subaylar katõlacak. Toplantõ
TSK’ye yönelik yayõnlarõn arttõğõ bir dönemde ger-
çekleştirilecek. Son dönemde başta Taraf gazetesi ol-
mak üzere bazõ gazeteler, çeşitli iddialarõ dile ge-
tirmişler, Genelkurmay Başkanlõğõ da yaptõğõ açõk-
lama ile bu haberlere sert tepki göstermişti. Bu kap-
samda toplantõda, başta “İrtica İle Mücadele Ey-
lem Planı” iddialarõ olmak üzere, son dönemde gün-
deme gelen “Kafes Eylem Planı” iddialarõ ile Er-
genekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan su-
baylarõn da ele alõnmasõ bekleniyor.
Güz dönemi toplantõsõnõn ağustos başõndaki
YAŞ’tan farkõnõ, terfilerin gündemde bulunmama-
sõ ve ağõrlõklõ olarak TSK’nin faaliyetlerinin ele alõn-
masõ oluşturuyor. YAŞ toplantõsõnda, bölgesel ge-
lişmeler, terörle mücadelede atõlan adõmlar, de-
mokratik açõlõm projesinin terörle mücadeleye ola-
sõ etkileri, TSK’nin harbe hazõrlõk durumu ile iç ve
dõş tehdit değerlendirmesi de yapõlacak. Toplantõda
disiplin konularõ da ele alõnacak.
‘Kuruluşyõldönümü’nübahaneettiler
PKK yandaşlarõ İstanbul’un da aralarõnda bulunduğu birçok ilde olay çõkardõ
Yurt Haberleri Servisi - PKK’nin 31. ku-
ruluş yõldönümü ve Abdullah Öcalan’õn ha-
pishane şartlarõnõ protesto eden terör örgütü yan-
daşlarõ dün yurdun çeşitli kentlerinde olay çõ-
kardõ. Mersin’de önceki gün molotof ve ha-
vaifişekler atõlan karakol dün yine saldõrõya uğ-
radõ. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde ise po-
lis göstericilere gaz bombalarõ ve tazyikli suy-
la müdahale getti. Gaz bombalarõndan ikisinin
evlere isabet etmesi sonucu biri bebek 17 kişi
gazdan etkilendi.
Mersin’de önceki gün akşam saatlerinde
Şevket Sümer Mahallesi’ndeki Siteler Polis
Merkezi’ne molotofkokteyli, havaifişek ve
taşlarla saldõrõ düzenlendi. Çõkan olaylarda 16
yaşõndaki bir gösterici, polisin açtõğõ ateş sonucu
yaralanõrken karakol çevresinde geniş güven-
lik önlemi alõndõ. Ancak dün de 156. Cadde’de
toplanan kalabalõk grup polis merkezine doğ-
ru yürüyüşe geçti. Grup, bu sõrada karakol önün-
de önlem alan Çevik Kuvvet Şube Müdürlü-
ğü’ne bağlõ ekiplere doğru molotofkokteyli, ha-
vai fişek ve taş attõ. Polis de gaz bombasõyla kar-
şõlõk verdi. Ara sokaklara dağõlan göstericiler,
küçük gruplar halinde yeniden toplanarak po-
lislere taşla saldõrdõ.
Yüksekova kent merkezinde toplanan yüz-
lerce kişi, PKK lehine sloganlar atarak yolu tra-
fiğe kapattõ. Gruba polis biber gazõ ve tazyik-
li suyla müdahale etti. Müdahaleye taş ve
molotofkokteyliyle karşõlõk veren göstericilerden
6’sõ yaralandõ. Göstericiler, Türk Telekom
Yüksekova işletme binasõnõn camlarõnõ kõrdõktan
sonra ara sokaklara kaçarak dağõldõ. İlçede ön-
ceki gece yaşanan olaylarda da polisin müda-
halesi sõrasõnda kullandõğõ gaz bombalarõndan
ikisinin Yusuf Yapalak ve Sefer Baltacı’nõn
evlerine isabet ettiği belirlendi. Evde bulunan,
aralarõnda 7 aylõk bir bebeğin de bulunduğu 17
kişi gazdan etkilendi.
Siirt’te de İl Jandarma Komutanlõğõ önündeki
boş arazide, park halindeki beyaz eşya servi-
sine ait 2 kamyonete kimliği belirlenemeyen ki-
şilerce molotofkokteyli atõldõ. Kamyonetlerde
çõkan yangõn, itfaiye ekiplerinin müdahalesiy-
le söndürüldü. Adana’da Uçak Mahallesi’nde
park halindeki bir kargo firmasõna ait araç, üze-
rine benzin dökülerek ateşe verildi.
İstanbul’daki olaylar
İstanbul’da da Sultanbeyli Hamidiye Ma-
hallesi Antalya Caddesi üzerinde toplanan
grup, durağa yolcu almak için yanaşan İETT
otobüsünü durdurarak içindeki yolcularõ indirdi.
Göstericiler molotofkokteyllerini ateşleyerek
otobüsü yaktõ. Olayõn ardõndan alev alan oto-
büs, itfaiye ekiplerinin yardõmõyla söndürüldü.
Belediye otobüsü tamamen kullanõlmaz hale
geldi, saldõrganlar olay yerinden kaçtõ. Soruş-
turmanõn başlatõldõğõ, olayõ anlatan görgü ta-
nõklarõnõn, yüzlerini kapatan yaklaşõk 15 kişi-
lik bir grubun, durağa yanaşan otobüsü dur-
durduktan sonra yolcularõnõ indirdiğini ve son-
rasõnda ateşe verdiklerini belirttiği bildirildi.
Başakşehir Güvercintepe Mahallesi’ndeki
PTT şubesine önceki gece saatlerinde kimliği
belirsiz kişi ya da kişilerce molotofkokteyli atõl-
dõ. Saldõrõ sonucu PTT şubesinde çõkan yangõn,
çevredeki yurttaşlar tarafõndan söndürüldü.
Y A Ş T O P L A N I Y O R
Yüksekova’daki korsan
gösteride göstericiler polise
sapanla taş attı. (Fotoğraf: AA)
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Edelman, darbe girişimi iddialarõyla ilgili suskunluğunu bozdu
İslamcı derneklerden protesto
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarba-
kõr’da faaliyet gösteren, İslami dernekler ve bazõ
sendika üyelerinden oluşan yaklaşõk bin kişi, te-
rör örgütü PKK’nin 31’inci kuruluş yõldönümün-
de izinsiz gösteri yapõp, Şûra-Der Derneği binasõ
ve AKP ilçe binasõna molotofkokteyli atõlmasõnõ
protesto etti. Şeriatõ simgeleyen bayraklarõn açõl-
dõğõ eylemde, Kuranõkerim taşõyanlar tekbir geti-
rip, saldõrõyõ gerçekleştirenleri kõnadõ.
1 terörist ölü ele geçirildi
ŞIRNAK (AA) - Şõrnak’õn Güçlükonak il-
çesinde, Ormaniçi köyü yakõnlarõnda bulunan
alanda terör örgütü PKK mensubu bir grup, ope-
rasyondan dönen güvenlik güçlerine uzun nam-
lulu silahlarla ateş etmeye başladõ. Güvenlik
güçlerinin karşõlõk vermesiyle çõkan çatõşmada,
1 terörist ölü ele geçirildi. Bölgede terör örgütü-
ne yönelik operasyonlar başlatõldõ.
Sınırda 2.5 milyonluk eroin
EDİRNE (AA) - Türkiye’den Belçika’ya git-
mek üzere İpsala Sõnõr Kapõsõ gümrük alanõna gi-
ren K.A’nõn kullandõğõ otomobil kontrolden geçi-
rildi. Narkotik köpeğinin de katõldõğõ kontrollerde,
araçta 90 paket halinde 46 kilo 257 gram eroin ele
geçirildi. Yaklaşõk değeri 2.5 milyon lira olan ero-
inle ilgili otomobil sürücüsü K.A, oğlu G.A. ve
Arnavut vatandaşõ gelini E.A. gözaltõna alõndõ.