25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yüksek Yargının Denetimi ve Yalan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Danıştay’ın katsayı ile ilgili kararının “ideolojik” olduğunu söylemesi yeni olmadığı gibi, şaşırtıcı da değil. Anımsayacaksınız, kendileri engin hukuk bilgileriyle Danıştay’ın türban ile ilgili bir kararını eleştirirken de, tarihe geçecek şu akla mantığa sığmaz sözü etmişlerdi: - Ulemaya danışmışlar mı? Sakın Başbakanımızın, Osmanlı döneminden kalmış, ülkemizin en köklü kuruluşlarından biri sıfatını kazanan Danıştay’ı küçümsediği, ona karşı özel bir husumeti olduğu sanılmasın. Kendileri, tutkunu olup, kapısının eşiğinde nöbet tuttukları Avrupa’nın önemli kurumlarından biri olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi konusunda da aynı eleştirel tavır içinde olmuş, onların da davalı Türkiye Cumhuriyeti’ni haklı gören türban konusundaki kararı ile ilgili olarak da aynı soruyu sormuştu: - Ulemaya danışmışlar mı? Sonra da bir sürü aklıevvel, Türkiye’yi neden AB’ye almıyorlar diye garip ve aval sorular sormayı sürdürmüşlerdi. Oysa Türkiye’nin Başbakan’ının laik hukuk, kiliseden (tabii bizim durumumuzda cami oluyor bu kurum) bağımsız bir yargı konusundaki algısını ortaya koyan bu sözlerinden sonra hangi izan sahibi âdem “Bizi Avrupa’ya neden almıyorlar” sorusunu yüzü kızarmadan sorabilir ki? Tayyip Bey, dinden, ulemadan bağımsız laik bir hukuk sistemini hiçbir zaman içine sindirmediğinden, böyle bir şeyi aklına bir türlü yerleştiremediğinden, yukarıdaki soruyu rahatlıkla sorabiliyordu. Demek ki Tayyip Bey’in kafasındaki hukuk dinsel hükümlerden bağımsız olamazdı ve bu hukukun yüksek yargısının nihai denetim mercii de ulema olmalıydı. Halkın yarısından çoğunun bile oyunu almadan kendisini milli iradenin tek temsilcisi olarak gören Tayyip Bey, Danıştay’ın son kararını ideolojik olarak nitelerken biz de kendisine haklı olarak şu soruyu sormak isteriz: - Kararın ideolojik olduğu yolunda hükme varırken, ulemaya danıştınız mı? Öyle ya, mademki yüksek yargının son denetim merkezi ulema, o zaman kararın uygunluğunun sorulacağı yer de orası olmalıydı, Başbakanlık makamı değil. Mantık olarak tutarlı görünen bu düşüncemiz, bir yanlış saptamadan yola çıktığı için doğru değil. Çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan için yüksek yargının denetim mercii ulema da olmayıp yürütmenin başı olan kendisidir. Böyle bir demokrasi anlayışıyla bir ülkenin nereye varacağını fazla merak etmeye gerek yok; içinde bulunduğumuz durum merakınızı giderecek öğedir. Nevi şahsına münhasır demokrasimizde Başbakanlık, yüksek yargının nihai denetim merciidir. Şimdi yeniden yol kenarlarına “Bul karayı al parayı!” tezgâhları açılacak ve demokrasiden, haklardan, özgürlüklerden dem vurulacaktır. Bunların kaba yalanlar olduklarını tekrar tekrar anlatmaya gerek var mı bilmem? Bu yalanların başında, imam hatip liselerinin mesleki eğitim verdiği savı yatıyor. İmam hatip liseleri Tevhid-i Tedrisat’a karşı kurulmuş kurumlardır ve kavganın mesleki eğitim ile ilgisi yoktur. Ayrıca demokrasi ve özgürlük mücadelesi verdiklerini bir kez daha YÖK kararına saygı bağlamında hiç sıkılmadan ileri sürenler bilmelidir ki, YÖK, Anadolu Üniversitesi’nde 334 kişinin desteğini sağlayıp en çok oyu alan rektör adayını çekip yerine 96 oyu alan kişiyi liste başına koyarsa ve Sayın Gül de bunu huzuru kalp ile onaylarsa, artık burada özgürlük, demokrasi gibi kavramlardan söz etmek utanç vericidir. Utançtan nasibini almış olanlar için tabii ki... Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde de 60 oy alan değil, 9 oy alan aday dekanlığa atanırsa, artık söyleyecek bir şey kalmamıştır. Bu durumda yapılacak olan, o fakültenin öğretim üyeleri gibi istifa ederek, YÖK’ü ve ardındaki iktidarı kendi ayıbı ile yüz yüze bırakmak ve demokrasi, özgürlük yalanını yalancıların suratına vurmaktır. asirmen@cumhuriyet.com.tr ‘Somut hiçbir bilgi yoktu’ İstanbul Haber Servisi - ABD’nin eski Ankara Büyükelçi- si Eric Edelman, AKP iktidarõnõn Washington’u 2004 ve 2005 yõlla- rõnda Türkiye’de darbe girişimi olabileceği konusunda iki kez uyar- dõğõnõ, ancak ne hükümet ne de ABD istihbaratõnõn, Ergenekon da- vasõnõn özünü oluşturan Ayışığı ve Sarıkız darbe girişimleriyle il- gili somut bilgi sahibi olmadõğõ için herhangi bir adõm atõlmadõğõ- nõ söyledi. Gazetemiz Ankara Temsilcisi ve yazarõ Mustafa Balbay’õn Ergene- kon savcõlarõnõn darbe girişimleri- ne ilişkin sorusuna karşõlõk “Ben buradayım, Özden Örnek nere- de?” sözleri uzun süre tartõşõlmõş, bazõ gazetelere manşet olmuş, bir- çok yazar tarafõndan da desteklen- mişti. Dönemin ABD’nin Ankara Büyükelçisi Edelman da görev yap- tõğõ döneme ilişkin suskunluğunu bozdu. Edelman, Milliyet gazetesi- ne yaptõğõ değerlendirmede, “2004 kışı ve 2005 baharında AKP li- derliğine yakın isimler birkaç de- fa darbe olabileceği kaygısını ilet- ti. Ancak kaygının ötesinde ne ol- duğuna dair somut bir veri ya da kanıt yoktu. Ordudan kimse ba- na bu konuda konuşmadı. Ama gelseydiler, ABD’nin seçilmiş hü- kümetlerin devrilmesi için ana- yasa dışı yollara başvurulmasına karşı olduğunu söylerdim” dedi. Ankara’daki görev süresince ge- lişen bazõ olaylarõ Ergenekon da- vasõnda ortaya çõkan yeni bilgiler õşõ- ğõnda yorumlayan Edelman, o dö- nem iktidar partisindeki endişeleri, Ayõşõğõ ve Sarõkõz darbe planlarõy- la ilişkilendirdi. İktidar çevrelerinin askeri müdahale kaygõlarõnõn, özel- likle 2004 kõşõ ve 2005 yõlõnõn ilk- baharõnda başladõğõnõ ve 2005 yõ- lõndaki Yüksek Askeri Şûra top- lantõsõ öncesinde ise yoğunlaştõğõnõ anlatan Edelman, şöyle devam etti: “Bu zamanlama, kamuoyunda Sarıkız ve Ayışığı olarak adlan- dırılan ve dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruy- gur’un inisiyatifinde olduğu iddia edilen süreçle eşzamanlı. Emek- li Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait ol- duğu iddia edilen günlüklerle ortaya çıkan ve Ergenekon da- vasının da özünü teşkil eden bu darbe planları, 2003-2004’te Ha- va, Kara, Deniz ve Jandarma komutanları arasında gizli bu- luşmalarda gündeme gelmiş, an- cak Genelkurmay Başkanı Öz- kök’ün uyarı ve engellemesiyle son bulmuştu. Ergenekon iddia- namesindeki bilgilere göre 2003 sonunda devreye giren Sarıkız, 2004 Nisanı’nda Annan Planı re- ferandumuyla rafa kalktı. Ancak günlüklere göre Eruygur daha sonra 2004’ün ikinci yarısında Ayışığı ve Yakamoz planlarını hazırlatarak, diğer kuvvet ko- mutanlarının itirazlarına rağ- men darbe ortamı yaratmak ko- nusunda ısrarcı olmuştu. O dö- neme tanıklık eden farklı ABD’li yetkililerle sohbetler, orduda ba- zı kademelerde AKP’den rahat- sızlık olduğunu bildikleri, ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’ün ordudaki kontrol gü- cüne güvendiklerini gösteriyor.” ABD istihbarat alamamış Darbe planlarõndan ABD istih- baratõnõn haberi olmadõğõnõ söyleyen Edelman, “Anladığım kadarıyla Amerikalılar Ankara’da birçok kişi gibi o dönem binbaşı ve al- baylar seviyesinde rahatsızlık ve bazı çalışmalar olduğu dediko- dularını duymuş; ancak gerçek- ten komuta kademesinin içinde ol- duğu bir plan olduğuna ihtimal vermemiş. Genelkurmay Başka- nı Özkök’ün liderliğine güven- mişler” diye konuştu. Büyükelçinin anlattõklarõndan en çarpõcõ olanõ ise darbe planladõğõ iddia edilen kuvvet komutanlarõnõn kendisiyle birebir görüşmekten ka- çõndõğõ idi. Edelman, bazõ durumlarda ABD elçisinin özel randevu talebinin de geri çevrildiğini anlattõ. Bu duru- mu “şaşırtıcı” olarak niteleyen Edel- man, “Darbe girişiminde olan bir grubun ilk yapmak isteyeceği şey, Washington’la sağlam bir ilişki kurmaya çalışmak olmaz mı?” de- di. Ankara’da ABD elçiliğinin davet- lerine katõlmayan komutanlarõn, yurt- dõşõ seyahatlerinde ABD’lilerle temas kurma girişiminde bulunmasõnõ da il- ginç olarak yorumlayan Edelman, ABD’yle “özel kanal” arayõşõna gi- rildiğini anlattõ. 2004’te Kara Kuvvetleri Komuta- nõ Aytaç Yalman’õn ayrõşmasõ, 2005’te ise Tolon’un, Hava Kuv- vetleri Komutanõ İbrahim Fırtına ve Örnek’in emekliye ayrõlmasõyla dar- be fikrinin tamamen son bulduğunu anlatan Edelman, “Kimse bana bu konuda konuşmadı. Gelmiş olsa- lardı, böyle bir hamlenin, askeri iliş- kimizin kesilmesine neden olacağı- nı söylerdim” diye konuştu. Darbe planladõğõ iddia edilen kuvvet komutanlarõnõn kendisiyle bire bir görüşmekten kaçõndõğõnõ anlatan Rick Edelman, bu durumu “şaşõrtõcõ” olarak niteleyerek “Darbe girişiminde olan bir grubun ilk yapmak isteyeceği şey, Washington’la sağlam bir ilişki kurmaya çalõşmak olmaz mõ?” dedi. CIA eski üst düzey yöneticilerinden Graham Fuller’in bile bir felakete dönüştüğünü açõkladõğõ BOP, Türk Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn gündeminden bir türlü düşmüyor. Washington’un bile gündeminden çõkardõğõ ‘proje’, Türk Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn 2010 bütçe tasarõsõnda yer aldõ Dışişleri ‘BOP’a takılı kaldı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Barack Obama’nõn ABD Başkanõ seçilmesinden sonra Washington yönetiminin bile gündeminden çõkardõğõ Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP), Türk Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn “takılı kaldığı” ortaya çõktõ. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn 2010 yõlõ Bütçe Tasarõsõ’nda, BOP’a ilişkin yapõlmasõ öngörülen toplantõlar da yer aldõ. George Bush’un ikinci Başkanlõk döneminin ardõndan, Irak ve Afganistan’a ilişkin uygulanan politikalardaki başarõsõzlõk nedeniyle çöktüğü yorumlarõ yapõlan, hatta õlõmlõ İslamõn Türkiye’de yerleştirilmesi politikasõnõn teorisyeni CIA eski üst düzey yöneticilerinden Graham Fuller’in bile bir felakete dönüştüğünü açõkladõğõ BOP, Türk Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn gündeminden bir türlü düşmüyor. BOP, Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn 2010 yõlõ Bütçe Tasarõsõ’na da girdi. Tasarõda, Dõşişleri Bakanlõğõ Özel Kalem Müdürlüğü’nün hizmet gerekçeleri ve hedefleri sõralanõrken, “Her yıl, eylül ayında düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılım”, “Her yıl aralık ayında düzenlenen AGİT Bakanlar Konseyi’ne katılım”, “İKÖ toplantısına katılım”, “AB zirvesi toplantılarına katılım”, “Ülkemize gelecek yabancı cumhurbaşkanı ve diğer üst düzey zevatın ağırlanmasına ilişkin faaliyetler” maddelerinin başõnda, “Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bilgilendirme ve eşgüdüm toplantıları” kalemine yer verildi. Ancak tasarõda BOP’a ilişkin toplantõlarõn ayrõntõlarõna ilişkin bilgi verilmedi. Oysa Ahmet Davutoğlu, Dõşişleri Bakanlõğõ koltuğuna oturmadan önce Fransa’nõn önde gelen gazetelerinden Le Monde ile yaptõğõ söyleşide Bush yönetiminin Büyük Ortadoğu Projesi’nin çöktüğünü söylemiş, bölgesel sorunlarõn çözümü için yeni bir yaklaşõm gerektiğini belirtmişti. Davutoğlu, Barack Obama’nõn, çok taraflõ yeni bir yaklaşõm sözünü verdiğini de vurgulamõş, “Tüm bölgesel oyuncuların sürecin bir parçası olduğunu hissedeceği kapsayıcı bir yaklaşım gerekiyor” açõklamasõ yapmõştõ. Gündem: TSK’ye yönelik iddialar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek As- keri Şûra’nõn (YAŞ) güz dönemi olağan toplantõsõ 4 Aralõk Cuma günü Genelkurmay Başkanlõğõ Ka- rargâhõ’nda yapõlacak. Daha önceden 1 Aralõk’ta ya- põlmasõ öngörülen toplantõ, Kurban Bayramõ nede- niyle 4 Aralõk’ta gerçekleştirilecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlõğõnda yapõlacak toplantõya, Genelkurmay Başkanõ Orge- neral İlker Başbuğ, kuvvet komutanlarõ, Milli Sa- vunma Bakanõ Vecdi Gönül ile TSK’deki orgene- ral-oramiral rütbesindeki subaylar katõlacak. Toplantõ TSK’ye yönelik yayõnlarõn arttõğõ bir dönemde ger- çekleştirilecek. Son dönemde başta Taraf gazetesi ol- mak üzere bazõ gazeteler, çeşitli iddialarõ dile ge- tirmişler, Genelkurmay Başkanlõğõ da yaptõğõ açõk- lama ile bu haberlere sert tepki göstermişti. Bu kap- samda toplantõda, başta “İrtica İle Mücadele Ey- lem Planı” iddialarõ olmak üzere, son dönemde gün- deme gelen “Kafes Eylem Planı” iddialarõ ile Er- genekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan su- baylarõn da ele alõnmasõ bekleniyor. Güz dönemi toplantõsõnõn ağustos başõndaki YAŞ’tan farkõnõ, terfilerin gündemde bulunmama- sõ ve ağõrlõklõ olarak TSK’nin faaliyetlerinin ele alõn- masõ oluşturuyor. YAŞ toplantõsõnda, bölgesel ge- lişmeler, terörle mücadelede atõlan adõmlar, de- mokratik açõlõm projesinin terörle mücadeleye ola- sõ etkileri, TSK’nin harbe hazõrlõk durumu ile iç ve dõş tehdit değerlendirmesi de yapõlacak. Toplantõda disiplin konularõ da ele alõnacak. ‘Kuruluşyõldönümü’nübahaneettiler PKK yandaşlarõ İstanbul’un da aralarõnda bulunduğu birçok ilde olay çõkardõ Yurt Haberleri Servisi - PKK’nin 31. ku- ruluş yõldönümü ve Abdullah Öcalan’õn ha- pishane şartlarõnõ protesto eden terör örgütü yan- daşlarõ dün yurdun çeşitli kentlerinde olay çõ- kardõ. Mersin’de önceki gün molotof ve ha- vaifişekler atõlan karakol dün yine saldõrõya uğ- radõ. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde ise po- lis göstericilere gaz bombalarõ ve tazyikli suy- la müdahale getti. Gaz bombalarõndan ikisinin evlere isabet etmesi sonucu biri bebek 17 kişi gazdan etkilendi. Mersin’de önceki gün akşam saatlerinde Şevket Sümer Mahallesi’ndeki Siteler Polis Merkezi’ne molotofkokteyli, havaifişek ve taşlarla saldõrõ düzenlendi. Çõkan olaylarda 16 yaşõndaki bir gösterici, polisin açtõğõ ateş sonucu yaralanõrken karakol çevresinde geniş güven- lik önlemi alõndõ. Ancak dün de 156. Cadde’de toplanan kalabalõk grup polis merkezine doğ- ru yürüyüşe geçti. Grup, bu sõrada karakol önün- de önlem alan Çevik Kuvvet Şube Müdürlü- ğü’ne bağlõ ekiplere doğru molotofkokteyli, ha- vai fişek ve taş attõ. Polis de gaz bombasõyla kar- şõlõk verdi. Ara sokaklara dağõlan göstericiler, küçük gruplar halinde yeniden toplanarak po- lislere taşla saldõrdõ. Yüksekova kent merkezinde toplanan yüz- lerce kişi, PKK lehine sloganlar atarak yolu tra- fiğe kapattõ. Gruba polis biber gazõ ve tazyik- li suyla müdahale etti. Müdahaleye taş ve molotofkokteyliyle karşõlõk veren göstericilerden 6’sõ yaralandõ. Göstericiler, Türk Telekom Yüksekova işletme binasõnõn camlarõnõ kõrdõktan sonra ara sokaklara kaçarak dağõldõ. İlçede ön- ceki gece yaşanan olaylarda da polisin müda- halesi sõrasõnda kullandõğõ gaz bombalarõndan ikisinin Yusuf Yapalak ve Sefer Baltacı’nõn evlerine isabet ettiği belirlendi. Evde bulunan, aralarõnda 7 aylõk bir bebeğin de bulunduğu 17 kişi gazdan etkilendi. Siirt’te de İl Jandarma Komutanlõğõ önündeki boş arazide, park halindeki beyaz eşya servi- sine ait 2 kamyonete kimliği belirlenemeyen ki- şilerce molotofkokteyli atõldõ. Kamyonetlerde çõkan yangõn, itfaiye ekiplerinin müdahalesiy- le söndürüldü. Adana’da Uçak Mahallesi’nde park halindeki bir kargo firmasõna ait araç, üze- rine benzin dökülerek ateşe verildi. İstanbul’daki olaylar İstanbul’da da Sultanbeyli Hamidiye Ma- hallesi Antalya Caddesi üzerinde toplanan grup, durağa yolcu almak için yanaşan İETT otobüsünü durdurarak içindeki yolcularõ indirdi. Göstericiler molotofkokteyllerini ateşleyerek otobüsü yaktõ. Olayõn ardõndan alev alan oto- büs, itfaiye ekiplerinin yardõmõyla söndürüldü. Belediye otobüsü tamamen kullanõlmaz hale geldi, saldõrganlar olay yerinden kaçtõ. Soruş- turmanõn başlatõldõğõ, olayõ anlatan görgü ta- nõklarõnõn, yüzlerini kapatan yaklaşõk 15 kişi- lik bir grubun, durağa yanaşan otobüsü dur- durduktan sonra yolcularõnõ indirdiğini ve son- rasõnda ateşe verdiklerini belirttiği bildirildi. Başakşehir Güvercintepe Mahallesi’ndeki PTT şubesine önceki gece saatlerinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce molotofkokteyli atõl- dõ. Saldõrõ sonucu PTT şubesinde çõkan yangõn, çevredeki yurttaşlar tarafõndan söndürüldü. Y A Ş T O P L A N I Y O R Yüksekova’daki korsan gösteride göstericiler polise sapanla taş attı. (Fotoğraf: AA) ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Edelman, darbe girişimi iddialarõyla ilgili suskunluğunu bozdu İslamcı derneklerden protesto DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarba- kõr’da faaliyet gösteren, İslami dernekler ve bazõ sendika üyelerinden oluşan yaklaşõk bin kişi, te- rör örgütü PKK’nin 31’inci kuruluş yõldönümün- de izinsiz gösteri yapõp, Şûra-Der Derneği binasõ ve AKP ilçe binasõna molotofkokteyli atõlmasõnõ protesto etti. Şeriatõ simgeleyen bayraklarõn açõl- dõğõ eylemde, Kuranõkerim taşõyanlar tekbir geti- rip, saldõrõyõ gerçekleştirenleri kõnadõ. 1 terörist ölü ele geçirildi ŞIRNAK (AA) - Şõrnak’õn Güçlükonak il- çesinde, Ormaniçi köyü yakõnlarõnda bulunan alanda terör örgütü PKK mensubu bir grup, ope- rasyondan dönen güvenlik güçlerine uzun nam- lulu silahlarla ateş etmeye başladõ. Güvenlik güçlerinin karşõlõk vermesiyle çõkan çatõşmada, 1 terörist ölü ele geçirildi. Bölgede terör örgütü- ne yönelik operasyonlar başlatõldõ. Sınırda 2.5 milyonluk eroin EDİRNE (AA) - Türkiye’den Belçika’ya git- mek üzere İpsala Sõnõr Kapõsõ gümrük alanõna gi- ren K.A’nõn kullandõğõ otomobil kontrolden geçi- rildi. Narkotik köpeğinin de katõldõğõ kontrollerde, araçta 90 paket halinde 46 kilo 257 gram eroin ele geçirildi. Yaklaşõk değeri 2.5 milyon lira olan ero- inle ilgili otomobil sürücüsü K.A, oğlu G.A. ve Arnavut vatandaşõ gelini E.A. gözaltõna alõndõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle