18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B KÜLTÜR C umhuriyetin 86. yõlõnõ, herkesi üzen “karşıla- ma töreni”nin gerilimiyle kutluyoruz. Ulusal bayrağõmõz yerine Cumhuriyeti bölmeyi he- defleyenlerin bayraklarõyla; Atatürk yerine de bölücü li- derin fotoğraflarõyla gerçekleşen “siyasal” karşõlamanõn “görüntüler”i yürekleri çok burkuyor... Çünkü Diyarbakõr, tüm yönleriyle “Cumhuriyet dev- rimi”nin yüz akõ kentlerimizden... Atatürk’ün ilgi ve ya- kõnlõk gösterdiği kültürel zenginliklerimizin başlarõnda geliyor(du)... Şimdi, aynõ zenginliklerle övü- nen, ancak Cumhuriyet dev- rimine “mesafeli” duran kimi kent yöneticileri, örneğin Ulu Önder’in 1937’deki şu “tali- mat”larõna yõllardõr neden uyul- madõğõnõ da sorguluyorlar mõ? “Diyarbakır’ın tarihi kale- sinin orta yerinde büyük bir meydan açılacak ve ka- leyi iç ve dış taraftan bir tur yolu çevreleye- cektir. Bu meydan ay- nı zamanda bir park halinde ağaçlandırıla- caktır. Burada kale du- varları boyunca uza- yan yola muhtelif isti- kametlerden caddeler açılacak, arasında bö- lünecek olan kısımlar bugünkü Diyarbakır’ın ana hususiyetlerini üs- tünde taşıyan avlulu, havuzlu ve bahçeli ev- lerle donatılacaktır. Yeni Diyarbakır ku- rulur ve eski Diyar- bakır da imar ve tez- yin edilirken, tarihi değeri haiz tek bir eser hırpa- lanmayacak ve en iyi surette muhafaza edilecektir...” EFSANEVİ HEMŞERİ Anadolu’daki “tarihsel birliğimiz”e göz dikenlerin Di- yarbakõr’õ ayrõlõkçõlõğõn başkenti yapma niyetleri de “yeni” değil… Aynõ niyet uğruna ABD’nin ve kimi “Amerikancı dinciler”in bugün üstlendiği “destek” işl- evini, 1920’lerde İngilizler yüklenmişti. Diyarbakõrlõlarõn, kentteki “Anadolu Kürtleri”yle Cumhuriyete ve Atatürk’e ne denli bağlõ olduklarõnõn en anlamlõ belgesi ise Ulu Önder’i “fahri hemşeri” yap- malarõdõr. Mustafa Kemal, bölgedeki komutanlõk yõllarõnda (1916-17) kente hizmetlerinden ve halka yakõnlõğõndan ötürü yöre insanõnõn “Sarı Paşa”sõ olmuştu. Bunu unut- mayan belediye meclisi, ‘fahri hemşeri’leri olmasõnõ is- tedi. Atatürk 5 Nisan 1926 tarihli telgrafõnda bunu “ka- bul etti”ğini şöyle bildirmişti: “Diyarbekir Belediye Rei- si Nâzım Beyefendiye, Muhterem Diyarbekir halkı- nın beni fahri hemşeri intihap etmek suretiyle hak- kımda gösterdikleri kadirşinaslıktan mütehassıs ol- dum. Muhterem hemşerilerime selam ve muhabbet- lerimin iblağını rica ederim...” Başka bir mesajõnda da, “Diyarbakırlı, Vanlı, Er- zurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Make- donyalı hep bir ırkın evlatları hep aynı cevherin da- marlarıdır” vurgusunu yaparak Cumhuriyetin teme- lindeki “Anadolu birlikteliği”ni kutsayan Atatürk, 1937’de Halkevi’nde de diyordu ki: “Yirmi sene son- ra tekrar Diyarbakır’dayım; dünyanın en güzel ve en modern bir binası içinde, modern nefis bir müziği din- leyerek… Beşeriyetin medeni bir halkı huzurunda, bu ‘halkõn evi’nde duyduğum zevk ve saadetin ne kadar büyük olduğunu elbette takdir edersiniz; bunu kay- detmekle bahtiyarım.” ‘VATANSEVER’ ANILAR Şimdi, bölücüleri Atatürk’süz ve Türk bayraksõz gösterilerle karşõla- yan “Diyarbakır sakinleri” ara- sõnda, acaba o “medeni halk”õn ço- cuklarõ da var mõdõr? Ya İstanbul’da kurulan “Vila- yat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hu- kuk-ı Milliye Cemiyeti”nin 1918’de Diyarbakõr şubesini aça- rak Mustafa Kemal’i des- tekleyen “Diyarbakırlı va- tanseverler”in torunlarõ? Cumhuriyetin ilanõnõ ay- nõ gecenin şafağõnda “İç- kale”den 101 pare top atõ- şõyla kutlayarak duyuran Diyarbakõr Belediye Baş- kanõ Hüseyin (Uluğ) Bey ve arkadaşlarõ kenti, ayrõ- lõkçõ Kürtçülüğün değil, Türk bayraklarõyla süsle- mişlerdi. Halkõn günler sü- ren halaylarla katõldõğõ tö- renlerden Gazi’ye çekilen tebrik telgraflarõ, hatlarõ tõ- kamõştõ... Aynõ sevinç, kentin Cumhuriyet sayesinde de- miryolu uygarlõğõna ka- vuştuğu 22 Ekim 1935’te de vardõ. Atatürk bu kez de “te- şekkür” telgraflarõna şu yanõtõ veriyordu: “Yurdumu- zun demir ağlarla örülmesi sahasında kazanılan bu yeni muvaffakiyet güven ve genliğimizi arttıracaktır. Bu yolda başarıların devamını dilerim.” Nitekim 1937’de, Cizre üzerinden Musul’a; Van Gö- lü’nden İran’a uzatõlacak demiryolunun temel atma tö- renine katõlmasõ da halkõn coşkusunu doruğa çõkarmõş- tõ. O gece Diyarbakõrlõlar, üstüne mumlar diktikleri ka- baklarõ Dicle’ye bõraktõlar... suda yüzen “masalsı” mum õşõklarõna bir de “uzun hava” eşlik edince, Gazi, yanõk sesin sahibini yanõna çağõrarak “Güzelses” soyadõnõ ver- mişti... ...VE SON YILLAR! Böylesi bir geçmişi anõmsarken, Atatürk’ün Diyarba- kõr’a gelişinin kutlandõğõ “son yıllar”õn 16 Kasõm’larõ- nõ merak ettim… Örneğin 2006’daki törene, Vali Efkan Ala’nõn yerine yardõmcõsõ Erol Özer, Belediye Başka- nõ Osman Baydemir’in yerine de Genel Sekreter Fah- rettin Çağdaş katõlmõşlar! Geçen yõlki kutlamalarda ise “vekil”ler bile yoklarmõş; Tuğgeneral Ata Kalkan’õn ka- tõldõğõ törenler sadece askerlerle yapõlmõş... Ziyaretinin 72. yõldönümü olacak önümüzdeki 16 Ka- sõm, umarõm yeni bir “bölücü” karşõlamayla çakõşmaz. Baksanõza az kalsõn Cumhuriyetin 86. yõldönümünü bi- le bayraksõz ve Atatürksüz “barış”(!) gösterileriyle ya- şayacaktõk! Diyarbakır’da ‘Cumhuriyet anıları’... Kentin‘fahrihemşerisi’neve uygarlõklabuluşturan Cumhuriyetevefasõzlõkdorukta HALKIN “SARI PAŞA”SI, DİYARBAKIR’IN SEVDALISIYDI.. 1937’de Diyarbakır’da Sabiha Gökçen’le... Kentin tarihi dokusunu koruyarak çağdaşlaşmasını dilemişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle